Sancar: Mevcut iktidar gibi düşünenleri desteklemeyeceğiz

ANKARA - Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortak aday fikrine sıcak baktıklarını ancak Kürt sorunu ve özgürlüklere ilişkin mevcut iktidar gibi düşünenleri desteklemeyeceklerini belirten HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Bizimle ilkeler temelinde kamuoyuna açık bir şekilde müzakere yürütülmesini istiyoruz” dedi.
 
Türkiye’de 2023 Haziran’ında yapılacak seçimlere dair hem muhalefet hem de iktidar da seçime yönelik tartışmalar devam ediyor. Seçim sath-ı mailine girilirken, tartışmalar Cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerinden yürüyor. Hem cumhurbaşkanlığı seçimde hem de Meclis çoğunluğunun elde edilmesinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) belirleyici pozisyonunu koruyor. Bir yandan kapatma davası, gözaltı, tutuklama ve tehditlere maruz kalan HDP, diğer yandan da iktidarın dışında olan muhalefet tarafından da dönem dönem kriminalize ediliyor. 
Bu süreçte 3 Temmuz’da Ankara’da gerçekleştirecek HDP 5. Olağan Kongresi hazırlıkları ve demokrasi ittifakının oluşturulması çalışmaları sürüyor. HDP, yürüyen “Cumhurbaşkanlığı” tartışmalarına dair de her platformda çok net olarak tavrını dile getirdi. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, muhalefetin Cumhurbaşkanlığı’nda ortak adayına destek verip, vermeyeceklerine dair “Bizimle ilkeler temelinde kamuoyuna açık bir şekilde müzakere yürütülmesini istiyoruz” dedi.
 
Aday tartışmalarına için ise Sancar, isim vermese de “Biz Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye’de demokrasi, emek, eşitlik ve özgürlük konularında mevcut iktidardan farklı düşünmeyen herhangi bir adaya destek vermeyiz” diyerek HDP’nin tutumunu açıkladı. 
 
 HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın, Mezopotamya Ajansı'nın (MA) sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
 
Partiniz 5’inci Büyük Olağan Kongre’ye hazırlanıyor. Bu çerçevede her alana dair konferanslar düzenlendi. Konferanslardan çıkan mesajlar ve kararlar doğrultusunda kongre sürecini değerlendirir misiniz?
 
Kongre süreçlerimizin önemli aşamalarından biri konferanslarımızdır. 6-7 Haziran’da 4’üncü Büyük Konferansımızı topladık. Konferansımızda çok verimli tartışmalar yürütüldü. Açıklanan sonuç bildirgesiyle alınan kararlar da kamuoyu ile paylaşıldı. Konferansımızın şiarı olan “Büyük Direniş, Büyük Yürüyüş”, hattımızı açıkça gösteriyor. Büyük direniyoruz, çünkü Kapatma Davası’ndan Kobanê Davası’na pek çok alanda bize yönelik çok yönlü, ağır bir baskı ve kuşatma var. Bunların hepsine rağmen büyük yürüyüşümüzü de güçlenerek sürdürüyoruz.
 
Muhalefet ve iktidara nasıl mesajlar verildi?
 
 
 Eski zihniyeti ve sistemi ufak tefek rötuşlarla yeniden devreye sokacak arayışlar, Türkiye’nin sorunları için bir çözüm oluşturamaz. Bunun için HDP yeni bir yaşam, ülke, dünya hedefine uygun bir yürüyüşü organize ediyor.
 
Bizim hem mücadele hem seçim konularında hattımız, 27 Eylül 2021 tarihinde ilan ettiğimiz deklarasyonda yer alıyor. Bizler en geniş demokrasi ittifakını oluşturmak için elimizden gelen her türlü çabayı harcıyor, çalışmalarımızı yürütüyoruz. Demokrasi ittifakı bir mücadele ortaklığıdır. Biz bu ortaklığı da Türkiye’de demokrasi özgürlük, eşitlik ve barış için yeni bir başlangıç imkanı olarak değerlendiriyoruz. Aynı zamanda mücadele ortaklığında en geniş kesimlerin yer alması gibi bir hedefe sahibiz.
 
Bu despot iktidar bloğuna karşı yürüttüğümüz mücadele ortadadır. Her türlü zorba uygulamaya rağmen mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğimizi de her fırsatta ifade ediyoruz ve bunu eylemlerimizle de gösteriyoruz. Ancak, bizim itiraz ve eleştirilerimiz yalnızca iktidar bloğuyla sınırlı değildir. Meclis’te grubu bulunan partilerin tutumlarını da eleştiriyoruz. Şu anda Türkiye, mevcut iktidar ile yeni bir başlangıca kapı aralayacak değişiklikler önermekten uzak güçler arasına sıkıştırılmak isteniyor. İktidarın zihniyet ve politikalarına karşı gerçek bir seçenek, bizim dışımızdaki muhalefet partilerinden çıkmıyor. Dolayısıyla biz gerçek bir çözüm seçeneği için uğraşıyoruz. Eski zihniyeti ve sistemi ufak tefek rötuşlarla yeniden devreye sokacak arayışlar, Türkiye’nin sorunları için bir çözüm oluşturamaz. Bunun için HDP yeni bir yaşam, ülke, dünya hedefine uygun bir yürüyüşü organize ediyor. Amacımız, bütün bu yüzyıllık sarmalın dışına çıkmayı sağlayacak çözümler üretmek, bunların geniş bir halk kesimi tarafından desteklenmesini sağlamaktır.
 
Baskın bir seçim daha fazla dile getirilmeye başlandı. Tartışmalar Kasım ayını işaret ediyor. Bu kapsamda Kurban Bayramı’nda Kuzey ve Doğu Suriye’nin bazı kentlerine yeni bir saldırı yapılacağı ifade ediliyor. Bu konuda duyumlarınız var mı veya öngörünüz nedir?
 
Baskın seçim ihtimalini göz ardı etmiyoruz. Ancak şimdiden kesin bir şey söylememize imkan verecek veri de yok elimizde. Biz her an seçim olacak gibi hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Bu hazırlıklarımızı büyük ölçüde de tamamladık. İktidar seçime, kendisi için en elverişli zamanda gitmeyi isteyecektir. Ekim ve Kasım ayları yeterince elverişli bir zaman olur mu, gelişmeler bunu ortaya koyacak. İster baskın, ister zamanında bir seçim gerçekleşsin, hepsine dair çalışmalarımızı kapsamlı bir biçimde yürütüyoruz. Ne zaman yapılırsa yapılsın seçimlere hazırız.
 
Gemlik Yürüyüşü’ne dair Akşener ve CHP’den bazı isimler, partinizi ve milletvekillerinizi iktidar yaklaşımını aratmayacak bir dille hedef aldı. Gemlik Yürüyüşü’nde dikkat çekmek istediğiniz neydi?
 
 
Çatışma, kutuplaştırma, düşmanlaştırma, nefret, korku ortamı büyüyor. Biz buna karşı mücadele ediyoruz. Çözüm için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğumuzu söylüyoruz. Tecridin kaldırılması da çözüm yolunda mücadelenin önemli bir parçasıdır.
 
Kürt sorununda demokratik çözümün tek yolunun diyalog, müzakere ve demokratik siyaset olduğunu savunuyor ve bulunduğumuz her ortamda da bunu dile getiriyoruz. Böyle bir çözüm için de demokratik siyaset alanında üzerimize düşen her türlü görevi ve sorumluluğu yerine getirmek için çaba harcıyoruz. Türkiye’de 100 yıllık Kürt sorunu ve 40 yıllık çatışma, reddedilemeyecek bir gerçekliktir. Bununla birlikte çözümsüzlük ve savaş politikalarının iktidarlar tarafından kendi varlıklarını sürdürmek için yaygın bir şekilde kullanıldığı, toplumu çürüttüğü ve ülkeyi çökerttiği de bir gerçekliktir. Geçmiş deneyimlere baktığımızda ise çözüm yolunda bir adımın atılması söz konusu olduğunda İmralı ile görüşmelerin hemen başladığını görüyoruz. 2013-2015 bu sürecin somut örneğidir. Çatışmalar durmuş, ölümler sona ermişti; demokratikleşme ve barış umudu büyüyordu. Bu süreçte Öcalan’ın oynadığı rolün de ne kadar önemli olduğunu da herkes kabul ediyordu. O dönemin iktidar temsilcilerinin açıklamalarını hatırlarsanız, bugün bizim söylediklerimizin çok daha ötesinde sözler sarf ettiklerini görürsünüz. Burada şu gerçekliğe dikkat çekmeye çalışıyorum: İmralı’daki tecrit ile çözümsüzlük politikası arasında birebir bağlantı vardır. Çözümsüzlük politikaları derinleştikçe savaş politikaları devreye giriyor. Çatışma, kutuplaştırma, düşmanlaştırma, nefret, korku ortamı büyüyor. Biz buna karşı mücadele ediyoruz. Çözüm için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğumuzu söylüyoruz. Tecridin kaldırılması da çözüm yolunda mücadelenin önemli bir parçasıdır.
 
Ayrıca Öcalan’ın 2019 Ağustos’unda söylediği sözler var ve son derece açıktır. Öcalan, “Ben çatışma ihtimalini bir haftada ortadan kaldırırım” diyor. Böyle bir ihtimali ortadan kaldırma imkanı varken, bunun değerlendirilmemesini savaş ve çözümsüzlük politikalarında ısrar olarak değerlendiriyoruz. Gemlik yürüyüşü de kamuoyunun dikkatini buraya çekmeye yönelik demokratik bir faaliyetti. Polisin, özellikle İstanbul’da, vekillerimiz dahil oradaki insanlara uyguladığı şiddetin görüntüleri ortadadır. İktidar çözüme yönelik her türlü çabayı engelliyor. Çünkü iktidarı ayakta tutan yöntem, çatışma ve savaş politikalarıdır.
 
Kürt sorunu söz konusu olduğunda iktidar ve muhalefetin aynı düzlemde yaklaşımlar sergilediği görülüyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz. “Millet ittifakı” bu konuda ne yapmak istiyor? 
 
Muhalefetin kendisini bu politikalardan ayrıştırması gerekiyor, beklediğimiz budur. Bizim dışımızda kalan muhalefet partileri Kürt sorununa nasıl çözümler öneriyorlar? Bu iktidar ile aynı zihniyet ve yöntemleri mi paylaşıyorlar? Eğer böyle ise o zaman bu iktidardan farkları nedir? Şayet Türkiye’nin en önemli sorunlarında iktidar ile aynı zihniyeti paylaşıyorlarsa bu partilere neden “muhalefet partileri” diyoruz? Gerçek muhalefet Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olan Kürt meselesinde demokratik çözümü savunmakla yapılır. Kürt sorununda bu iktidarla aynı anlayışı, farklı üslup ve şekillerde sürdürmeye yönelik hiçbir girişimi muhalif bir tutum olarak görmüyoruz. Şu anki haliyle Millet İttifakı’nın gereken muhalefet tarzını ortaya koyduğunu söylememiz zor. Özellikle İYİ Parti’nin yaklaşımı ile iktidar ve ortaklarının yaklaşımı arasında herhangi bir fark göremiyoruz.
 
Millet İttifakı'ndaki Kürt karşıtı tutum sürdürülmesi halinde daha önce cumhurbaşkanlığı seçimi için açıkladığınız “müzakereye açığız” görüşünüzü etkiler mi ya da nasıl etkiler?
 
 
Açık diyalog, doğrudan müzakere ve mümkün olan temel ilkelerde mutabakat öneriyoruz. Bu gerçekleşirse o zaman ortak aday fikrine açık olduğumuzu belirtiyoruz. Ama eğer mutabakat sağlanamaz ise biz de kendi yolumuzda devam edeceğiz.
 
Seçimlerle ilgili stratejimizi şeffaf bir biçimde çok önceden ortaya koyduk. Parlamento seçimlerine kendi oluşturduğumuz demokrasi ittifakıyla gireceğiz. Bunu bir buçuk yıldır söylüyoruz. Demokrasi ittifakını en geniş kesimlerin yer alacağı şekilde inşa etme çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
 
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin dinamikleri ise farklıdır. Eğer bizim dışımızda kalan muhalefet partileri ortak aday konusunda anlaşırlarsa, bizimle ilkeler temelinde kamuoyuna açık bir şekilde müzakere yürütmelerini istiyoruz. Açık diyalog, doğrudan müzakere ve mümkün olan temel ilkelerde mutabakat öneriyoruz. Bu gerçekleşirse o zaman ortak aday fikrine açık olduğumuzu belirtiyoruz. Ama eğer mutabakat sağlanamaz ise biz de kendi yolumuzda devam edeceğiz.
 
“Kendi yolumuza devam edeceğiz” dediniz. Bu yol nedir?
 
Bu yollardan en önemlisi de kendi adayımızı çıkarmaktır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde adayımızı çıkarmak, en önemli seçeneklerden biridir. Biz adayımızı çıkarma seçeneğini, bir pazarlık konusu olarak değerlendirmiyoruz. Belirttiğimiz çerçevede açık müzakere, doğrudan diyalog ve temel konularda mutabakat sağlanamaz ise olabilecek en güçlü aday ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerine girmeyi elbette düşünüyoruz. Hedefimiz de öyle yüzde 10-15 oy almak değil. Eğer kendi adayımız ile seçime girersek bu, demokrasi güçlerinin mutabakatına dayanan güçlü bir alternatif olacaktır.
 
Bizim hedefimiz ilk turda kazanabilecek bir güçlü alternatif adaydır. Programıyla, duruşuyla, ittifaklarıyla ve dayandığı halk desteğiyle seçimi kazanabilecek bir aday üzerine çalışıyoruz. En düşük hedefimiz ise adayımızın ikinci tura kalmasıdır. Gerçekleşir veya gerçekleşmez; bu söylediklerimiz ne kadar karşılık bulur, bunları zaman içinde göreceğiz. Ama yapıcı davranmaya devam ediyoruz ve muhalefetin ortak aday çıkarması fikrine açık olmayı hala sürdürüyoruz. Biz sorumluluğumuzu yerine getirdiğimiz halde çağrı yaptığımız çevreler, bu yöntemleri, usulü benimsemez, HDP’yle açık diyaloga, doğrudan müzakereye girmezlerse, mutabakat arayışını dışlarlarsa, kendi yolumuzda yürümekten başka seçeneğimiz yok. Önemli bir siyasal gücümüz ve sayısal olarak belirleyici bir ağırlığımız var. Biz bu gücümüzü çözüm için kullanmak istiyoruz. Kongreye giderken de esas şiarımız “Çözüm partisi, çözüm gücü olma” şeklinde olacaktır. Biz Türkiye’nin sorunlarına gerçek çözümler üretmek için elimizden gelen her türlü çabayı harcıyoruz ve harcamaya devam edeceğiz.
 
Olası seçimlerde özellikle Cumhurbaşkanı adaylığı üzerine tartışmalar yürüyor. Kimi kaynaklar partinizin Akşener ve Mansur Yavaş konusunda karşı olduğunu 6’lı masadaki partilerle paylaşıldığını ileri sürdü. Bu yönlü bir aktarımınız ve tutumunuz oldu mu, olduysa bunun gerekçesi nedir ve söz konusu iki isimden biri gösterilirse nasıl bir yol izleyeceksiniz? 
 
Açık söylemek gerekirse, biz isimler üzerinden tartışma yürütmek istemiyoruz. Tutumumuzdan ve söylediklerimizden, bizim ve kitlemiz tarafından kimlerin kabul görmeyeceği açıktır. Spekülasyonları tetiklemeyi, isimler üzerinden polemiklere girmeyi doğru bulmuyoruz. Biz Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye’de demokrasi, emek, eşitlik ve özgürlük konularında mevcut iktidardan farklı düşünmeyen herhangi bir adaya destek vermeyiz. İsimleri zikretmeyi bile gereksiz görüyorum. Herkes bu söylediklerimizden ne çıkacağını çok rahat görebilir.
 
İktidarın yeni sistemi kurumsallaştırmasına, muhalefetin ise eskiyi restore düşüncesini kabul etmeyeceğinizi söylediniz. Eski restorasyondan kastınız nedir ve ne istiyorsunuz? 
 
 
1990’lı yıllarda da iktidar temsilcileri tarafından Kürt sorununda çözüm havası ortaya çıktı, demokratik yöntemlere dair söylemler sarf edildi. Fakat zihniyet aynen devam ettiği için dönemin sonunda Türkiye en büyük karanlığı yaşadı. Aynı kısır döngü 2015’te devreye sokulan konsept ile yeniden karşımıza çıktı. 
 
Aslında ifade etmek istediğimiz çok net. Bugüne kadar Türkiye’de sorunların temelinde yatan en önemli faktör demokrasi yokluğudur. Kuruluşundan bugüne cumhuriyet, demokrasi ile bir arada olmadı. “Demokratik Cumhuriyet” dediğimiz kavram, cumhuriyeti demokrasi ile buluşturmaktır. Bu demokrasinin yerel boyutunun sağlam olması gerekir; biz buna yerel demokrasi diyoruz.
 
Eşit yurttaşlık bu ülkede hiçbir zaman hayata geçirilmedi, inançlar arasında daima ayrımcılık yapıldı. Belli inançlara, örneğin Aleviliğe yönelik inkar ve baskı hep devam etti. Yüz yıllık Kürt sorununda gelinen nokta ortada. “Eski zihniyetin başka ambalajlarla devreye sokulmasını kabul etmeyiz” sözlerimizin temelinde bu sorunların eski yöntemlerle de çözülememiş olması gerçeği yatıyor. Eğer Kürt sorununda inkâr politikaları sürecek, eşit yurttaşlık hayata geçirilmeyecek, yerel demokrasi gibi başlıklarda yeni bir dönem başlamayacak ise o zaman eski devam edecek demektir. 1990’lı yıllarda da iktidar temsilcileri tarafından Kürt sorununda çözüm havası ortaya çıktı, demokratik yöntemlere dair söylemler sarf edildi. Fakat zihniyet aynen devam ettiği için dönemin sonunda Türkiye en büyük karanlığı yaşadı. Susurluk’a giden çeteleşme, suç ekonomisi, faili meçhuller, köy yakmalar bu dönemde yaşandı. Aynı kısır döngü 2015’te devreye sokulan konsept ile yeniden karşımıza çıktı. 2015’te savaş politikalarına tekrar dönüldü. İşte bu politikalar, “eski zihniyet” dediğimiz şeyin ta kendisidir ve hala geçerliliğini korumaktadır. Geldiğimiz yer, yeni bir suç imparatorluğunun yarattığı çöküştür.
 
Bakınız, 8 Haziran’da 22 gazeteci Diyarbakır’da gerçekleştirilen evlere ve basın yayın kuruluşlarına yapılan baskınlarla, sadece gazetecilik görevlerini icra ettikleri için gözaltına alındılar ve hukuksuz bir biçimde bir hafta boyunca gözaltında tutuldular. Daha vahimi ise bu gazetecilerin 16’sı tutuklandı. Çözümsüzlük ve savaş politikalarının ifade ve basın özgürlüğüne yönelik tahammülsüzlüğünü, tıpkı 1990’larda olduğu gibi, yine en ağır biçimde deneyimliyoruz. Sözünü ettiğim kısır döngünün bir diğer yansımasıdır bu.
 
HDP olarak bu kısır döngüden çıkış için ne öneriyorsunuz?
 
Biz bunu programımızla ve politikalarımızla ortaya koyuyoruz. Sorunların gerçek kaynağıyla yüzleşme ve bu köklerden ayrılma iradesi olmadan çözümün gerçekleşmeyeceğini iddia ediyoruz.
 
Bunun için bir cesaret gerekmez mi?
 
Şüphesiz değişim büyük bir cesaret gerektirir. Aslında o kadar korkulacak bir şey de değildir. Eğer gerçekten bir çözüm arıyorsanız bu kadar büyük değişimler elbette kolay olmayacaktır. Bu cesaret kahramanlık anlamına da gelmemeli. Cesaretten kastımız, siyaseten çözüm üretme iradesidir. Biz de bu cesaret ve kararlılık mevcut. O nedenle sürekli kuşatma altına alınıyoruz. Ama yolumuza güçlenerek devam ediyor olmamız, Türkiye toplumunda fikirlerimizin karşılığının da güçlü olduğunu gösteriyor.
 
Muhalefette böyle bir cesareti görüyor musunuz?
 
Bugüne kadar gerçek anlamda bir dönüşüm iradesinin açık ve cesur bir şekilde ortaya konulduğunu söyleyemem. Arayışlar, bazı çabalar var ama bunlar yetersizdir. Gerçek dönüşüm için çok daha fazlasına ihtiyaç var. Gerçek dönüşüm elbette kolay değil ve risk gerektirir. Risk almadan da bir şeyleri değiştirmek mümkün olmuyor.
 
Bir diğer önemli gündemlerde İmralı’da uygulanan tecrit politikası devam ediyor. Tecride karşı bir Kürtler ve birlikte hareket ettiği demokrasi güçleri dışında derin bir sessizlik ya da karşı duruş söz konusu. Bu sorun nasıl çözülecek, iktidar dışı partiler nasıl bir tavır almalı? 
 
Tecridin hem hukuksal hem de politik boyutları var. Uluslararası hukuk boyutunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, CPT’nin kararları ortadadır. Tüm raporların ortak noktası tecridin uluslararası hukuku ağır bir biçimde ihlal ettiği yönündedir. Bu kadar ağır bir tecridin hiçbir gerekçe ile meşrulaştırılamayacağını birçok uluslararası kuruluş söylüyor. Türkiye bu kuruluşların bir kısmının üyesidir. Meseleye bu açıdan yaklaşmak esasen zor olmamalı ama maalesef Türkiye’de zihinlerdeki duvarları yıkmak o kadar kolay olmuyor. Özellikle iktidar ve devlet içi aygıtların sürekli propagandası, sadece belli kesimleri değil, kendisinin muhalif olduğunu söyleyen kesimleri de etkiliyor. O nedenle bu konuda herhangi bir ilerleme kaydedemiyorlar. Bu konuda gerçekleri açık konuşabilmek yalnızca bir cesaret meselesi değildir. Bu ülkeye demokrasi, hukukun üstünlüğü getirilmek isteniyor ise bu gerçekleri konuşabilmek, siyasi bir görev ve sorumluluktur.
 
Cumhur ve Millet ittifakı dışında Demokrasi İttifakı adıyla 3’üncü bir yol çalışması yürütüyorsunuz. Bileşenlerinizle sıklıkla bir araya geliyor, kimi ortak eylem ve etkinlikleri de hayata geçirdiniz. Burada yürüyen çalışmalara dair neler söylemek istersiniz, neler yapıyorsunuz, nasıl yol alıyorsunuz ve olası bir baskın seçimde kamuoyunun karşısına nasıl çıkacaksınız? Demokratik kamuoyuna ne vadediyorsunuz? 
 
 
Bizim demokrasi ittifakımız sadece siyasi partilerle bir araya gelme şeklinde anlaşılmamalıdır. Olabilecek en geniş kesimleri kapsayan bir mücadele birliği arayışındayız. Biz demokrasi ittifakını belirli partilerin seçime dönük bir çalışması olarak da görmüyoruz.
 
Bizim demokrasi ittifakımız sadece siyasi partilerle bir araya gelme şeklinde anlaşılmamalıdır. Olabilecek en geniş kesimleri kapsayan bir mücadele birliği arayışındayız. Biz demokrasi ittifakını belirli partilerin seçime dönük bir çalışması olarak da görmüyoruz. Evet, şu anda bizim de içerisinde olduğumuz 7 parti ve kurumdan oluşan bir çalışma ilerliyor. Bunun dışında inanç gruplarına yönelik çalışmalarımız da devam ediyor. Aleviler için “Eşit yurttaşlık hakkı” kampanyamızı da bu çerçevede ele almak lazım. Öte yandan Kürdi partilerle eskiye dayanan ittifaklarımız var. Kısacası toplumdaki bütün ezilenlerini, ötekileştirilenlerini, emekçilerini, kadın hareketini, sol-sosyalist yapılarını, dışlanan inanç gruplarını, Kürdi yapıları bir araya getirecek bir mücadele ortaklığı hedefliyoruz. Seçimleri de bu mücadele ortaklığının tarafları ile birlikte tartışmayı planlıyoruz. Ki bu, aynı zamanda seçime dönük ittifak çalışmasının da alt yapısını oluşturuyor.
 
Son olarak Kapatma Davası’yla kongreye gidiyorsunuz. Kongreden nasıl bir mesaj verilecek?
 
Kapatma Davası siyaseten gündemimizde yok. Hukuki süreç devam ediyor. Savunmamızı hazırlıyoruz ama biz kararımızı çoktan verdik. HDP’yi sonuna kadar savunacağız, yaşatacağız ve büyüteceğiz. Bu kongre HDP’ye halkın en yüksek düzeyde sahip çıktığını gösterecek görkemli bir şölen olacaktır. HDP yürüyüşüne, büyümeye devam ediyor. Türkiye’deki şartlar ortadadır; kapatılma ihtimalini yok saymıyoruz. Bu ihtimale karşı da tedbirlerimizi alıyoruz. Her seçeneğe karşı hazırlıklıyız, halkımızı ve Türkiye toplumunu seçeneksiz bırakmayacağız. Kimse spekülasyonlara kulak asmasın. Yürüyüşümüze devam ediyoruz. 
 
MA / Berivan Altan
 

Diğer başlıklar

24/06/2025
23:52 Gezici Çocuk Tiyatro Günleri’nde çocuklar doyasıya eğlendi
22:55 DEM Parti, Çerkezlerle buluştu
21:27 Siyasi partiler komisyon önerilerini bir hafta içinde sunacaklar
21:20 Besê Hozat: Biz gerekeni yaptık, Türk devleti adım atmalıdır
21:13 CPT: Türkiye Amêdiyê'deki köyleri 76 kez bombaladı
20:30 ‘Komisyon’ gündemli toplantı sona erdi
20:26 Uyuşturucuya karşı nöbet Koşuyolu’nda sonlandı: Bilinçlendirmek hepimizin görevi
20:19 Sosyalist partilerden Ortadoğu'daki savaşa tepki
19:47 Darıca Belediyesi'nde bir zabıta yaşamına son verdi
19:17 Tüm Bel-Sen’den TİS çağrısı: Tek yol emekçilerin mücadelesi
18:49 Kurtulmuş Meclis'te eski başkanlarla görüştü
18:42 Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi: Tüm kadınları barışa ses vermeye çağırıyoruz
18:19 Kurtulmuş ve siyasi parti grup başkanvekillerinin ‘komisyon’ gündemli toplantısı başladı
18:12 İzmir'de iki farklı noktada yangın
18:07 KHK’liler: Barışın konuşulduğu bu süreçte işlerimize geri dönmeliyiz
17:41 Pirsûs Katliamı anması davasında 30 kişiye beraat
17:34 Pezeşkiyan: İsrail ateşkesi ihlal etmezse, İran da ihlal etmeyecektir
17:30 DEM Parti ve Adalet Bakanı Tunç görüşmesi sona erdi: Cezaevlerindeki sorunlar konuşuldu
17:24 Katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin anısına film çekiliyor
17:16 CHP'li Didim Belediyesi'ne soruşturma: 4 gözaltı
16:50 Cezaevindeki ‘kafes’ uygulamasına keşif talebi reddedildi
16:49 Giyadîn’de taziyeye engel
16:44 Denizli'de tarihi çarşıda yangın çıktı
16:34 31 yıl sonra tahliye edildi: Süreçte üzerimize düşeni yapmaya hazırız
16:29 DEM Parti ve Adalet Bakanı Tunç görüşmesi başladı
16:06 Pervin Buldan, Önder’i andı: Meclis tarihi sorumluluğunu yerine getirmeli
15:39 Ateşkes bilmecesi: İran-İsrail çatışması sürüyor
15:33 Muğla, Balıkesir ve Uşak’ta yangın
15:25 Çukurova Belediyesi işçilerinden eylem
15:11 Meslek ve sivil toplum örgütleri: Zeytinlik teklifi toprak gaspı yasasıdır
15:03 Erdoğan: Süreci başarıya ulaştırmaya kararlıyız
14:57 Özel’den Erdoğan’a ‘iç cephe’ yanıtı: Önce demokrasi
14:55 Kamu emekçilerinden eylem: Toplu sözleşme hakkımız
14:52 Wan'da kadınlardan İmralı başvurusu
14:36 Amed’de iş kazası
14:22 Yargıtay kararı bozdu, müebbet hapis cezası verildi
14:18 İHD ve TİHV: İşkence Türkiye’de hâlâ sistematik bir uygulama
14:12 PJAK Eşbaşkanı: Her türlü olasılığa karşı hazırlıklıyız
13:34 Fenalaşan hasta tutsak hastaneye kaldırıldı
13:33 Dêrik’teki yangında bir kişi hayatını kaybetti
12:55 Ekonomiye güven son 10 ayın en düşük seviyesinde
12:54 Peyas Belediye Eşbaşkanı Dündar beraat etti
12:44 Tülay Hatimoğulları’ndan çağrı: Meclis kapanmasın, sorunların çözümü için çalışsın
12:41 Gazeteci Ren beraat etti
12:38 Gazeteci Uçar ve Aksu'nun duruşma tarihleri netleşti
12:24 AYM’den ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ açıklamasına dair karar
12:10 Tahliyesi ertelenen Arkaş için açıklama: Keyfi kurul kararlarıyla süreç yönetilebilir mi?
11:58 KRT'deki eylem kazanımla sonuçlandı
11:56 Sûr Belediyesi, Kadın Meclisi'nin kuruluşunu ilan etti
11:55 AKP'li vekilin madenine karşı Ankara'dalar: Dereler zehir akıyor
11:44 Bahçeli: Gün birleşme dayanışma günüdür
11:42 İsrail, Tahran'ı vuracağını duyurdu
11:41 Akademisyen Gülçin Özge Tan: Kadınlar tüm süreçlerin karar alma pozisyonunda yer almalı
11:23 DEM Parti ile Adalet Bakanı görüşmesi saat 16.30’da
11:17 Tahliyeyi erteleyen kurul itirazı beklemeden kararı infaz hakimliğine onaylattı
10:44 ‘Demokratik dönüşüm hukuki zeminde kendini var edebilir’
10:43 İşçilerden özlük hakları için eylem
10:26 Amed Film Festivali hazırlıkları sürüyor
10:00 İstinaftan 'mülakat' için emsal karar
09:56 Eren Keskin: Tüm kimliklerin kendini ifade ettiği Anayasa yapılmalı
09:48 İsrail de ateşkesi kabul etti
09:46 Barış Akademisyeni Bayraktar: Ezberleri sorguladığımız sürece ihtiyaç var
09:43 Tutsaklara psikolojik şiddet uygulanıyor
09:40 Eymir ve Mogan gölleri su havzasına maden tehdidi
09:38 Soyer: Sürecin başarısı barışın toplumsallaşmasından geçer
Hikmet Çetin: Elimi taşın altına koymaya hazırım
09:27 Bakırhan: Sözle süreç ilerlemez, sözleşmesi olmalı
09:04 10 Ekim katliamında eşini yitirdi: Onurlu barış için yüzleşme şart
09:02 Amed ve Mûş sınırında bir mahalle: Sorunları hangi belediye çözecek?
09:02 Mülkiye Birtane: Kadınlar ulusal birliğin diplomasisini yürütecek
09:01 Qazî Mihemed’in anısına müze ve kültür evi açılacak
09:01 Cezasızlık politikaları kadın cinayetlerini artırıyor
09:00 24 HAZİRAN 2025 GÜNDEMİ
08:48 Gülen Cemaati’ne operasyon: Çok sayıda kişi gözaltına alındı
08:29 Amed'te çocuklar için kültürel etkinlikler
08:27 Adana’da 4,5 büyüklüğünde deprem
08:15 İran Press TV: Ateşkes başladı
08:13 Amed sokaklarında ‘Öcalan’a özgürlük’ talebi
00:22 Çewlîg'de 3.8 büyüklüğünde deprem
23/06/2025
23:30 Trump: Saldırıyı önceden haber verdikleri için İran'a teşekkür ederim
22:57 'Demokratik Toplum Buluşması'nda süreç tartışması
22:43 Hamaney’den ABD saldırısı sonrası ilk açıklama
22:23 Ortadoğu'da hava sahaları bir bir kapanıyor
21:24 THY'nin Ortadoğu seferleri iptal
20:58 Yerine kayyım atanan eşbaşkandan Avrupa heyetine eleştiri
20:36 BM'den İran'ın saldırısına ilk tepki
20:29 Katar'dan açıklama: Egemenlik ihlali
20:19 İran'dan Katar ve Irak'taki ABD üslerine füze saldırısı
20:11 İstanbul Barosu önünde tutuklanan avukata destek açıklaması
20:04 'Zehire değil, emeğe sarıl' nöbeti
19:45 Katar hava sahasını kapattı
19:39 DEM Parti yarın Adalet Bakanı ile görüşecek
19:17 Ekolojistler ayakta: 'Kıyım' yasasını geri çekin
18:48 Aydın'da tarım alanlarında yangın
18:14 Hezex'te uyuşturucuya karşı yürüyüş
17:15 FİSA: Devletin ihmali sonucu 312 çocuk yaşamını yitirdi
17:07 Mereto'da keşfedilen kilise ziyareti dönüşünde kaza: 5 ölü
16:40 Gülizar Yıldız'ın taziyesine kitlesel ziyaret
16:22 ‘Çatışma ve çözüm süreçlerinde çocuk’ konferansı düzenlenecek
16:06 AKP’li vekilin madeninde kaçak atık havuz inşasına köylülerden tepki
15:48 SES: Demokratik zeminde grevli bir toplu sözleşme istiyoruz
15:42 Savunmaya baskıyı protesto eden avukatların yürüyüşüne engel
14:46 Gülizar Yıldız’ın katledilmesine ilişkin açıklama
14:34 Egîdê Cimo Müzik Okulu ilk mezunlarını verdi
14:23 PJAK’tan Azeri halkına mesaj: Bizden yana hiçbir tehdit yok
14:14 ‘Çocuğa cinsel istismar’ davasında tutuklama talebine ret
14:09 Madımak anmasına katılım çağrısı
14:09 Rapor: Bolu Cezaevi cezalandırma kampına dönüştü
13:32 DEM Parti: Partiler komisyon için yarın Meclis’te bir araya gelecek
13:26 MSD Şam’da kiliseye yapılan saldırıyı kınadı
13:17 Cumartesi Annesi Emine Ocak yoğun bakımda
13:16 İzmir ve Manisa'da orman yangınları
13:10 Gülizar Yıldız’ı katleden fail tutuklandı
12:43 İsrail Evin Cezaevi’ni bombaladı
11:19 Avrupa Yerel Yönetimler Kongresi Başkanı'ndan DEM Parti'ye ziyaret
11:15 Gazeteci Rabia Önver'in soruşturmasında takipsizlik
11:05 ‘Hafıza ve Adalet’ buluşmasının sonuç bildirgesi: Devlet adım atmalı
10:57 Kürt Kadın Birliği'nde 'kadın ittifakı sekretaryası' oluşturuldu
10:31 Kızıl Kürdistan hakkında yeni belge: Rus arkeoloğun Minkend izlenimleri
10:24 İran rejimi çökmenin eşiğinde: Kürt güçleri sorumlu davranmalı
10:13 Silopiya'da erkek şiddeti: Hamile kadın bebeğini kaybetti
10:02 Rojhilat’ta baskı arttı: Gözaltı ve internet yasağı
09:22 Ukrayna: Rusya saldırısında 4 kişi hayatını kaybetti
09:22 Abdullah Öcalan'dan Kürt Ulusal Kongresi çağrısı
09:19 Êzidî köyünde karakol yapımı için ağaç kıyımı başladı
09:17 EMO Amed: Yangının elektrik direklerinden çıkması yüksek olasılık
09:15 Bir kişiyi ağır yaralayan, birini de katleden faili aklama gerekçesi: Akli dengesi yok
09:09 'Barışa Giden Yol' buluşması: El ele vererek barışı sağlayabiliriz
09:03 Zeytinlik teklifi: Çevre, orman ve zeytincilik kanunlarının ruhunu yok edecek
09:00 23 HAZİRAN 2023 GÜNDEMİ
22/06/2025
23:54 İsrail, İran'a saldırdı
23:51 Şam: Saldırıyı DAİŞ düzenledi
23:41 Çin, ABD'nin saldırılarının BM Şartı'nı ihlal ettiğini belirtti
23:06 Özerk Yönetim'den Şam'a: Terörle mücadelede iş birliğine hazırız
21:49 Pîran'daki yangın 100 dönüm ekili araziyi kül etti
21:46 Silopiya'da bir kadın katledildi
21:37 Bine yakın Iraklı Hol Kampı’ndan ayrıldı
21:33 Tülay Hatimoğulları Şam'daki saldırıyı kınadı
21:27 DEM Parti’den Konya’da halk buluşmaları
21:10 Göçük altında kalan işçi hayatını kaybetti
20:50 İsrail hava sahası tekrar uçuşlara açıldı
20:12 Şam’daki bir kiliseye saldırı: 20 kişi hayatını kaybetti
19:38 Amed'de uyuşturucuya karşı farkındalık çalışması
18:49 İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan: Saldırılara kesinlikle sert yanıt vereceğiz
18:41 Yeni Yol Grubu'ndan Sûr’da 'uyuşturucuyla mücadele' nöbeti
18:28 ‘Barışın yolunu açmak’ konferansının sonuç bildirgesi açıklandı
17:50 'Barışın yolunu açmak' konferansı: Süreç için idari ve yasal önlemler alınmalı
17:11 DFG'nin 3’üncü Genel Kurulu gerçekleştirildi
17:08 İran Meclisi, Hürmüz Boğazı'nı kapatma tasarısını onayladı
17:03 Gazeteci Fatih Altaylı tutuklandı
16:50 Dev Yapı-İş: Teknik Elemanlar Meclisi'ni kurdu