Özsoy: İsveç ve Finlandiya’nın nur topu gibi Kürt meselesi oldu

ANKARA - İsveç, Finlandiya ile Türkiye arasında imzalanan memorandumun sadece bir niyet beyanı olduğunu ifade eden HDP Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy, “Bu memorandumla birlikte Finlandiya ve İsveç’in de nur topu gibi bir Kürt meselesi oldu” dedi. 
 
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, İsveç Başbakanı Magdelena Andersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in katıldığı dörtlü görüşme sonrasında 28 Haziran’da bir memorandum imzalandı. Üçlü memorandumla birlikte iki ülkenin NATO’ya üyeliği yönünde müzakere çağrısı yapıldı. Erdoğan’ın iç kamuoyunda memorandumu bir kazanım olarak sunsa da karşı taraftan farklı içerik ve tepkiler var.  
 
HDP Dış İlişkiler Komisyonu üyesi ve Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy, memorandumun yargıyı bağlamadığını hatırlatarak, imzalanan kağıt üzerinde sadece niyet beyanı olduğunu söyledi. 
 
Özsoy, “Kürt meselesini her geçen gün siyaseten konuşma kapasitesini yitiren Erdoğan, Kürt meselesini militarize ederek; NATO’ya taşımaya çalışıyor” dedi. Süreci yakından katip eden Özsoy, Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı. 
 
 
Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında 28 Haziran’da bir memorandum imzalandı. Diplomaside memorandum nedir? Getirdiği hükümlülükler nelerdir?
 
Memorandumlar genel olarak aslında niyet beyanıdır. Herhangi bir ülkeyi sorumluluk altına sokan bir anlaşma değil. Orada beyanlar ve taahhütler var. Önümüzdeki zaman içerisinde devletlerin beyan ve taahhütleri nasıl yerine getireceğini gösteriyor. Memorandumlar müzakerelerin genel de tam istenilen sonuca gitmediği noktalar da görüşmelerin devam etmesi için yapılır. Türkiye’de Dolmabahçe Mutabakatı bir memorandumdu. O dönemde müzakereler iyi de gitmiyordu. En azından kağıdın üzerine 10 madde dökülebildi. Olumlu sonuçları da oldu. Hükümet sahip çıkabilseydi olumlu birçok noktaya gidilebilirdi. İktidarın inkarı ile memorandum kadük kalmış oldu.
 
Dolayısıyla üç devlet arasında yapılan memorandum uluslararası kamuoyu ve Türkiye’de Erdoğan’ın kazandığı bir zafer olarak kullanılıyor. Erdoğan bunu yoğunlukla iç kamuoyu malzemesi olarak kullanacaktır. Metni tamamına bakıldığında çok ekstra bir durum söz konusu değil.
 
Tamamında neler var?
 
Somut olarak bakıldığında ise ‘İsveç ve Finlandiya PKK’yi ‘terör örgütü’ olarak gördüklerini teyit eder’ demişler. Zaten AB ülkeleri PKK için ‘terör örgütü’ listelerinde diyorlardı, bu yeni bir durum değil. Kağıt üzerine konulunca Erdoğan’ın kullanabileceği bir şey oluyor. İkincisi ‘biz bundan sonra YPG ve PYD’ye destek sunmayacağız’ demişler. YPG ve PYD’yi ‘terör örgütü’ olarak görmüyorlar. Türkiye bunu zorlamış ama kabul ettirememiş. Oradaki (Rojava) sivil yapılara, yardım kuruluşlarına, meclislere, otonom yönetim, Suriye Demokratik Güçleri üzerinden isterseler yardım edebilirler. En fazla çok bilinen İlham Ahmed gibi isimleri İsveç’e açık bir şekilde çağırmazlar. İade meselesine gelince imzalanan memorandum da ‘iade edeceğiz’ denilmiyor. ‘Siz başvuru yapmışsınız, bu süreci hızlandırmak için takipçisi, olacağız’ diyorlar. Ama nihayetinde buna karar verecek olan yargıdır, mahkemelerdir. Bu memorandum yargıyı bağlamaz. Hükümet sadece beyan ediyor.
 
Türkiye’de olmayan ancak İsveç’te olan bir güçler ayrılığı var. Hükümet, mahkemeye ‘Bunu iade et’ diyemez. Ancak şunu diyebilir; ‘Türkiye, bizden bunu istemiş, hukuki süreçleri bitirin, mahkeme bir karar versin’. Mahkemelerin orada hükümetin direktifi ile iş yapması olası değil. Hükümetten iki kişi Ragıp Zarokulu’yu Türkiye’ye teslim etmeye çalışsın, İsveç’te hükümet düşer. Bunun yansımaları çok farklı olur, o kadar kolay bir mesele değil. Şu an için zaman kazandılar. Sorunları biraz ötelediler. Madrid Zirvesi’nden önce veto kararını kaldırdılar ve bir davetiye gitti. Önümüzdeki dönemde birbirlerini getir-götür yapacaklar. İsveç ve Finlandiya en nihayetinde NATO üyesi olacaklar.
 
İsveç ve Finlandiya NATO’ya girme müzakereleri için davet edildi. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “veto” açıklaması ardından verilen tavizlere bakıldığında nasıl bir süreç işleyecek?
 
 
 Talepler olacak; İsveç ‘mahkeme bırakmadı’ diyecek, Türkiye protesto edecek. Bu memorandum ile birlikte Finlandiya ve İsveç’in de nur topu gibi bir Kürt meselesi oldu. Erdoğan bunu da başardı.
 
Türkiye, veto kartından Finlandiya ve İsveç’in resmi olarak davet edilip, müzakerelerin başlaması için vazgeçti. Müzakereler başlaması ardından Finlandiya ve İsveç’in kabul edilmesi için uzun bir süreç var. Kabul edilebilmesi için 30 ülkenin parlamentolarında bunların oylanması gerekiyor. Türkiye’de de resmi onay için Meclis’e getirilip, oylanması gerekecek. Dolayısıyla önümüzdeki dönem Türkiye her seferinde veto kartını kullanma tehdidiyle bu ülkelerden taviz almaya çalışacak. Süreç henüz bitmedi. İlk veto kartını şu an sadece ertelemiş görünüyor. Türkiye’nin talep ettiği isimler var. Ragıp Zarakolu mesela…İsveç bu isimleri vermeyecek, veremeyecek. İsveç hukukunda iltica statüsü kabul olan birisinin uluslararası hukuk açısından Türkiye’ye iade edilmesi mümkün değil. Talepler olacak; İsveç ‘mahkeme bırakmadı’ diyecek, Türkiye protesto edecek. Bu memorandum ile birlikte Finlandiya ve İsveç’in de nur topu gibi bir Kürt meselesi oldu. Erdoğan bunu da başardı.
 
 Türkiye’nin “veto” çıkışı ardından ajansımıza verdiğiniz mülakatta AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın asıl ABD’den taviz almak istediğini dile getirmiştiniz. Bu tavizi alabildi mi?
 
 Mesele Suriye’deki Kürtlere batının, NATO üyesi ülkelerin destek vermesi olsaydı Erdoğan’ın en fazla Amerika’ya sonra da Fransa’ya kızması, kükremesi gerekirdi. Çünkü onların Rojava’ya sunduğu desteğin yanında İsveç ve Finlandiya’nın sunduğu komik ve cüzidir. Erdoğan ilk günden pazarlığı Biden ile yapmak istedi. Fakat Biden, büyük ustalıkla ‘Bu bizim meselemiz değil. Bu İsveç, Türkiye ve Finlandiya’nın kendi arasında çözmesi gereken bir mesele’ diyerek, kapıları kapattı. Erdoğan, dolaylı olarak görüşmek istedi. Biden, dolaylı görüştü. İsveç ve Finlandiya Devlet başkanlarıyla yüz yüze, Erdoğan’la telefon ile görüştü. Bunu bir Amerika- Türkiye pazarlığına çevirmek istemedi. Çevirseydi, Erdoğan orada aslında YPG/PYD’ye, SDG’ye dair taviz almaya çalışacaktı. Ama bu tavizi alması mümkün değil. Amerika diplomasisi açısından işi ucuza kapattılar. Kağıt üzerinde 3-5 tane taahhüt kaldı ama Erdoğan istenilen noktaya geldi.
 
Türkiye’de 2023 seçimlerine giderken, Erdoğan iç kamuoyunda kullanabileceği -her ne kadar kağıt-parçası da denilse bir kazanım var. Erdoğan ne istiyordu, istediğini alabildi mi?
 
 
 Erdoğan’ın politikasının biri ‘Müsaade edin gideyim, Suriye’de iki Kürt döveyim’.. Batı diyor ki; ‘Gel birlikte dünyayı dizayn edelim’, diyor. Türkiye, ‘Yok ben Kürt döveceğim. Tel Rıfat’a gireceğim, Kürtlere saldıracağım’ diyor.
 
Erdoğan’ın istediği ufak-tefek kırıntılar değil. Erdoğan batı ile ‘Beni iktidarda tutun’ pazarlığı yapıyor. O konuda Erdoğan’ın, biraz yalıtılmışlığı kırdığını görüyoruz. Ukrayna-Rusya savaşıyla birlikte Türkiye’nin artan bir önemi var. Karadeniz çok önemli bir alan olmaya başladı. Bu tahıl krizi Afrika’da çok büyük bir açlık krizine yol açabilir. Dolayısıyla hem güvenlik alanında hem de tahılın transferi açısından Türkiye olmadan bunu yapabilmek mümkün değil. Hala bir NATO gücü ama bir şekilde Türkiye’yi -Erdoğan’ı değil- değerlendirmek isteyen bir batı söz konusudur. Türkiye’nin jeopolitik gücü artmış durumda. Batı Türkiye’ye ya da Erdoğan’a diyor ki; ‘Karadeniz ve Doğu Avrupa’dan İskandinav ülkelerine kadar yeniden bir yapılandırma olurken bir rol biçiyoruz’ diyor. Fakat Erdoğan’ın perspektifi o kadar ve küçük ki; onlar bile şaşkınlık içine düşmüşler. Erdoğan’ın politikasının biri ‘Müsaade edin gideyim, Suriye’de iki Kürt döveyim’.. Batı diyor ki; ‘Gel birlikte dünyayı dizayn edelim’, diyor. Türkiye, ‘Yok ben Kürt döveceğim. Tel Rıfat’a gireceğim, Kürtlere saldıracağım’ diyor. İkincisi Türkiye’ye dair herhangi bir vizyonu kalmadığı için 2023 seçimlerinde iktidar da ‘nasıl kalabilirim’ taktik manevralarını yapmaya çalışıyor. Seçime kadar bakacaklar; Erdoğan’ın tehditlerini sineye çekiyorlar bir şekilde fakat çok da güvenilir bir partner olmadığını da düşünüyorlar. Erdoğan’ın her ne kadar asıp, kesen bir görüntüsü olsa da taviz verdiğini de biliyorlar.
 
F-16’ların modernizasyonu konusunda Biden, Erdoğan’a söz verdi. Bu da almak istediği tavizi almış olduğu anlamına gelmez mi?
 
F-16’ların modernizasyonu; Türkiye’nin 80 F-16’sı var. Bunları modernize etmek istiyor, 40 tane de almak istiyor. Türkiye’nin yeni F-16 almasına onay çıkmadı, Türkiye’nin elinde olanların modernize edilmesi konusu var. Türkiye zaten bir NATO üyesi ve ‘Türkiye’nin elindeki F-16’ları modernize etmezsek; bu NATO’yu da güçsüz kılabilir. Bir NATO gücü olarak Türkiye’ye bunu yapmamız, lazım” argümanı kullanılıyor. Kongre düzeyinde 5-6 aydır, hükümet diplomasi yürütüyor. Sürekli heyetlerle kongreyi ikna etmeye çalışıyorlar. Biden şimdi sözü de verdi. Daha önce de hükümet kongreye mektup yazmıştı ve ‘Türkiye’nin modernizasyon talebini gündemimize alalım’ demişti.
 
Ancak bu duruma kongrenin nasıl bakacağını göreceğiz. İsveç ve Finlandiya’nın ‘veto’ edilmesi açıklamasında kongreden Türkiye’ye büyük bir tepki olmuştu. Hele hele de Rojava’ya yönelik yeni bir işgal tartışmaları sırasında 15 Haziran’da Washington’daydım. O tarihte kongre Temsilciler Meclisi hem de senatosunun dış ilişkiler sorumluları, komite başkanları, Cumhuriyetçilerinde imzasıyla açıklama yapıldı. Türkiye’nin, Suriye’ye yönelik yeni bir saldırısını kabul etmeyeceklerini belirttiler. Böyle bir yerden bakıldığında Erdoğan’ın elinde olan somut kazanım; NATO’ya meydan okudu, istediklerini kısmen aldı. Bütün dünya Erdoğan’ı konuşuyor. Biden, Erdoğan’ın egosunu da sevdi ve bir saat ayırdı. Muhtemelen Erdoğan’ın bu zaafını da bildikleri için biraz kale alıp, egosunu okşadılar. İç politikada kullanabileceği bir kağıtta verdiler.
 
İsveç ve Finlandiya’nın AKP hükümeti ile imzaladığı memorandum, İsveç ve Finlandiya kamuoyunda nasıl karşılandı?
 
İsveç’te çok yankıları var. Şu an hükümet güven oyu almayabilir. Hükümet düşebilir. Erdoğan, Kürt düşmanlığı ile Kürt meselesini küresel hale getirdi. Kürt meselesi yüzünden İsveç hükümeti düşebilir. Daha önce Rojava yüzünden Amerika’nın Savunma Bakanı istifa etmişti. Mesele sürekli büyüyor. Muhalefetin, basının ciddi tepkileri var. Muhalefetin tepkilerine sosyal demokratlar cevap üretemiyorlar. Bir karmaşa söz konusu. Biz de fikirlerimizi hem hükümete hem de siyasi partilere sunuyoruz. Kağıt üzerinde olan irade beyanının pratikte yansımalarını takip edeceğiz. Zaten şu anda NATO’nun desteğiyle 40 yıldır Kürtlere karşı savaşan bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. NATO’yu, ABD’yi, İngiltere’yi arkasına alarak, savaşı yürüten Türkiye’nin faşizan çığlıklarına İsveç ve Finlandiya katılsa ne katılmasa nedir? Her halükarda Kürtler mücadelelerini devam ettirir. Asıl düşünmesi gereken İsveç ve Finlandiya halkı ve siyasetçileridir. Erdoğan, açıkça talep ediyor; ‘Yargıyı ve uluslararası sözleşmeleri bırakın, benimle dar pazarlığa girin’ diyor. Şu an yapılacak her tartışma ülke içerisinde krize, tartışmalara gebedir. Böyle zaten içten çürütüyorlar. Resmen, hukuk kurumlarınızın üzerine çıkın, diyorlar. Çıkabilecekler mi? Çıkamayacaklar. İsveç’te kurumlar Kürt meselesi yüzünden birbirine girecek. Kürtler ve Kürtlerin haklı taleplerinin daha görünür olması da sağlanabilir.
 
Nasıl?
 
Bu tür süreçlerin paradoksal sonuçları olur. Şu an İsveç ve Finlandiya basını hiçbir dönemde olmadığı kadar Kürtleri konuşuyor. Hiçbir dönemde olmadığı kadar İsveç ve Finlandiya halkı Kürtler hakkında bilgileniyor. Bu durumu fırsata dönüştürmemiz lazım. Şimdi ikili mekanizma kuracaklar ama bunlarda birkaç toplantı sonrası genelde dağılıyor. Erdoğan’ın gazı alındı.
 
Rusya, AKP’nin onay verdiği süreçten memnum mı? Yansıması nasıl olur?
 
Rusya tabii ki hoşnut değil. Ama Rusya Türkiye’nin ilk günden beri NATO’yu veto edeceğini düşünmedi. Türkiye NATO üyesi, bunu yaparsa korkunç bedel ödetirler hele de seçimlerden önce Erdoğan’ın bunu yapacak durumu yok. Aslında İsveç ve Finlandiya pek ala bu kadar geri adım atmadan da Erdoğan’ı bir noktaya çekebilirlerdi. Erdoğan, blöf yaptı bunlarda yedi. Erdoğan’a iki sayfalık bir memorandum verdiler. Metin çok muğlak ve herkesin kaçabileceği alanlar bolca mevcut.
 
İsveç, 2019 yılında Grespi’ye yönelik saldırılar ardından Türkiye’ye silah ambargosu uygulamaya başlamıştı. Bu ambargoda memorandum ile ortadan kalkacak bu ne anlama geliyor?
 
 
 Erdoğan bu meseleyi her uluslararası platformda bir restleşme unsuru olarak taşıdığı zaman bilerek, bilmeyerek, isteyerek, istemeyerek Kürt meselesini küresel ajandaya sahip olmasını beraberinde getiriyor. 30 NATO üyesi oturup, Rojava’yı, Kürtleri vs. konuşuyor.
 
Silah ambargosunun çok fazla bir karşılığı yoktu. İsveç-Finlandiya’nın Türkiye’ye sattığı çok fazla bir silah yoktu. Daha çok İngiltere, Kanada, Fransa, ABD satıyor. Kısmi bir ambargoydu. 2019 yılında devreye konulmuştu. Fakat sembolikte olsa bunun kaldırılması, Türkiye’nin militarist yaklaşımına destektir. Sembolik olarak da olsa Erdoğan’ın bir kazanımıdır. Totalde ise Erdoğan’ın iki sayfa kağıdı seçim meydanlarında NATO’yu dize getirdik, kullanmasının dışında çok fazla pratik getirisi yok. Kürt meselesini her geçen gün siyaseten konuşma kapasitesini yitiren Erdoğan, Kürt meselesini militarize ederek; NATO’ya taşımaya çalışıyor. Erdoğan bu meseleyi her uluslararası platformda bir restleşme unsuru olarak taşıdığı zaman bilerek, bilmeyerek, isteyerek, istemeyerek Kürt meselesini küresel ajandaya sahip olmasını beraberinde getiriyor. 30 NATO üyesi oturup, Rojava’yı, Kürtleri vs. konuşuyor. Bir parça aklı olsa, Kürt meselesini çözmek isterse gidip Helsinki’de, Stocholm’de değil, burada bu meselenin çözümü için bir yol bakardı. İktidar, uluslararası güçleri toparlayıp, Kürtlere saldırmak için bir zemin yoklamaya çalışacak.
 
MA/ Berivan Altan  
 

Diğer başlıklar

10:50 Antalya’da belediyeye yönelik 8’inci dalga operasyonu
10:47 Hat ve Investco Holding'e kayyım atandı
10:23 Bosna Hersek'te yangın: 10 ölü, 20 yaralı
10:22 ABD’de UPS kargo uçağı düştü: 7 ölü 11 yaralı
10:14 CHP'nin kayyımı itirazı reddedildi
09:48 Mamdani New York’un ilk Müslüman belediye başkanı oldu
09:26 Tutsak Birkan: Sürecin başlamasıyla baskılar arttı
09:25 57 bin ağaç kesim izni yöre halkının geçim kaynağını bitirecek
09:10 İHD’li Yılmaz: Entegrasyon yasaları ihtiyaçları karşılamalı
09:09 Tahliye edilen eşbaşkanlar: Onurlu barış mücadelemiz sürecek
09:08 Köln’de miting hazırlığı: Sürecin başmüzakerecisi özgür olmalı
09:08 Cizîr’deki taciz davası 20 Kasım’da: Çocukları yalnız bırakmayalım
09:04 Wan’da ev kiralamak da almak da hayal!
09:03 İzmir'de belediyeler ekonomik krizin faturası emekçilere kesiyor
09:03 Cenazesi 5 yıldır 'kayıp'
09:02 Çerkesya Konsey Başkanı: Süreç demokratik ülke inşası için fırsattır
09:01 'Dağ'ın sesi oldular, şimdi de demokratik topluma öncülük etmek istiyorlar
09:00 5 KASIM 2025 GÜNDEMİ
04/11/2025
23:47 Ahmet Özer: Barışa kavuşma arzumuz demir parmaklıkları aşan bir güçtür
23:42 AİHM kararı Meclis gündeminde: Cezaevinin kapıları amasız, fakatsız açılmalı
22:56 Beyaz Saray: Trump-Şara görüşmesi 10 Kasım'da
22:51 Zeyrek'in ölümüne ilişkin iddianame hazırlandı
22:46 Sudan Doktorlar Ağı: Evlerde onlarca cenaze yığılı halde bulundu
21:38 AKP’li Çewlîg Belediyesi’nden suya yüzde 78 zam
20:11 Düşünmez: AİHM kararı sonrası siyaset elini taşın altına koymalı
20:04 223 işçinin direnişi sürüyor
19:25 İmamoğlu'nun babası ve oğluna yurtdışı yasağı
19:17 Provokasyonlara karşı açıklama: Barışın sesini daha gür haykıracağız
19:12 AYM, Adalet Bakanlığı’nın hak ihlaline karar verdi
19:01 Kuzey Kore askerleri Rusya’ya sevk ediliyor
18:47 MHP: Demirtaş için tahliye kararı gelebilir
18:44 Eskişehir’de 11’inci yargı paketi protestosu
18:22 Bağdat’ta Haşdi Şabi karargahında patlama
18:09 Irak petrol ithalatını durdurdu
18:05 ECHO'dan Türkiye-Irak anlaşmasına tepki
18:02 Mêrdîn'de şüpheli kadın ölümü
18:00 ABD'nin eski başkan yardımcısı hayatını kaybetti
17:57 ABD’nin Gazze karar tasarısı detayları
17:51 Komisyon ‘Abdullah Öcalan’ı ziyaret' gündemi ile toplanacak
17:42 Erzincan Cezaevi önünde açıklama: Baskı son bulsun
16:55 Demirtaş'tan Bahçeli ve Özel’e teşekkür
16:44 Tutsaklardan Hüseyin Aykol’a: Devrimciler pes etmez
16:18 TÜSİAD'tan DEM Parti'ye ziyaret
16:12 Kadınlara saldırıya tepki: Amed’i karanlığa teslim etmeyeceğiz
16:10 İmamoğlu'nun babası ve oğlu ifade verecek
16:07 Emekli-Sen’den Rojin için eylem: Failleri bulunsun
15:30 Recep Unuş’un taziyesine ziyaret
15:14 Özgür Özel’den ‘dokunulmazlık’ özrü
15:10 4 Kasım protestosu: Ne kayyımlar ne siyasi darbeler halk kazanacak
15:08 Daştan ve Bilgin’i anan gazeteciler beraat etti
14:48 Micheal Adufu şüpheli ölümü: Çöp poşeti içinde ifadesi alındı
14:23 Kadınlara yönelik saldırı protesto edildi
14:20 Bakırhan: Komisyon derhal Sayın Öcalan’ı dinlemeli
13:45 MKG: Basın üzerindeki baskılar derinleşti
13:38 Sudan’da iç savaş: Binlerce kişi yerinden edildi
13:03 İnşaat kazısı sırasında göçük altında kalan bir işçi kurtarıldı
12:44 Bakırhan: Demokratik Entegrasyon yasaları birlikte yaşamanın anahtarıdır
12:10 Demirtaş’ın avukatlarından tahliye başvurusu
12:03 Dêrgul’de iki aracın yakıldığı iddia edildi
12:02 Bahçeli: Komisyon İmralı’ya giderek ilk elden mesajları almalı
11:33 Amed'de fuhuş ve uyuşturucuya karşı 'öz savunma' çağrısı
11:26 Bahçeli: Demirtaş'ın tahliyesi Türkiye için hayırlı olacaktır
11:02 16 dernek Erxevan Doğa ve Kültür Platformu Girişimi'ni kurdu
10:53 Gülistan Sönük: Demokratik Türkiye için halkın iradesi tanınmalı
10:36 4 Kasım darbesi: Demokratik siyasetin özgürleşmesi çıkış yoludur
09:58 Abdullah Öcalan'dan 'pozitif aşama' çağrısı
09:20 Xaçort Mahallesi hedefte!
09:19 Wan’daki parti ve örgüt temsilcileri: Temel adım Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüdür
09:18 Dêrsimli yurttaşlar: Komisyon Abdullah Öcalan ile görüşsün
09:10 Doç. Dr. Çelik: Barış için geçiş dönemi hukuku gerekli
09:08 Emekliler: Halkın kaynakları savaş baronlarına akıyor
09:04 Irak'ta seçimin nabzı: Partiler güven vermiyor, çatışma riski yüksek
09:00 04 KASIM 2025 GÜNDEMİ
00:17 AİHM'in kararı kesinleşti: Kobanê Davası'ndaki tüm tutsakları bırakın
03/11/2025
23:59 DEM Parti Eş Genel Başkanları: Toplumsal barışın tesisi hukuka uymaktan geçer
23:45 Demirtaş'tan AİHM kararı sonrası ilk açıklama
22:41 Bartın'da üniversite öğrencilerine saldırı
21:39 Eğitim Sen’den Narin Güran Öykü Yarışmasına katılım çağrısı
21:26 AİHM’in Demirtaş hakkında ihlal kararı kesinleşti
21:08 Hüda Kaya tahliye edildi
20:31 Rojin Kabaiş için Amed’de futbol turnuvası
20:19 Semra Güzel: Mücadelem sürecek
19:51 Yargı paketine tepki: Kimliğimiz devletin denetiminde olamaz
19:45 Amed’de polis aracı bir yurttaşa çarptı
19:01 Erdoğan'dan 'süreç' açıklaması: Kazanan 86 milyonun tamamı olacak
18:33 'Tarım destekleri artırılsın, köylünün hakkı verilsin'
18:29 İsrail ordusu Refah’ta 2 Filistinliyi öldürdü
18:11 Wan’daki işçilerin eylemi 96’ncı gününde
17:53 Minguzzi davası gerekçeli kararı açıklandı
17:45 MHP'li belediye hakkında inceleme başlatıldı
17:41 CMB rezervlerinde azalma
17:37 Bursa'da bir kadın katledildi
17:32 Trump: Maduro'nun sayılı günleri var
17:27 Barrack: İsrail ve Türkiye yakında anlaşma imzalayacak
17:09 Agit Akgün için memleketinde taziye kuruldu
17:05 Semra Güzel tahliye edildi
17:05 DEM Parti Heyeti İmralı’dan döndü
16:50 Gazeteci Aykol enfeksiyon nedeniyle uyandırılamıyor
16:39 Karakaya Köyü'nde maden ocağı protestosu
16:18 Yanardağ’ın ‘tecrit’ açıklamasından tutuklanmasına ihlal
15:57 Balıkesir'de 5.1 büyüklüğünde deprem
15:42 DEM Parti'den 4 Kasım çağrısı: Kayyımlar geri çekilmeli
15:37 Polis engellemesine rağmen taziyeye kitlesel ziyaret
15:02 Abdulsamet Sakık katledilişinin 33'üncü yılında anıldı
14:48 Evrensel’e silahlı saldırı davası: Azmettiriciler için ek soruşturma kararı
14:33 Kurtulmuş: Silahlar susacak, kardeşlik hâkim olacak
13:41 Gardiyanlar eşarbın bağlanışını beğenmedi görüşü engelledi
13:39 Valilikten taziye katılımına engel, polisten saldırı
13:19 Gazeteci Ruvanas'ın 'orman kesimi eleştirisine' takipsizlik
12:55 8 aylık hamile kadın GGM'ye gönderiliyor
12:51 10 yaşındaki E.T.’nin kolunu kıran uzman çavuş hakkında iddianame
12:41 Kürt müzisyen Akay serbest bırakıldı
12:40 DFG Ekim ayı hak ihlalleri raporunu paylaştı
12:19 Gazeteci Kanbal'a açılan 'sansür' davası görüldü
12:16 DEM Parti Heyeti İmralı'da
12:15 HDP eski Milletvekili Hüda Kaya cezaevine girdi
12:07 Kadın istihdamı için Amed'in 5 ilçesinde mandıra kurulacak
11:58 Temelli’den iktidara: Neden hala silaha bu kadar kaynak ayırıyorsunuz?
11:57 TJA’dan 25 Kasım deklarasyonu: Şiddetsiz yaşamı demokratik toplumla örüyoruz
11:46 Ahmet Özer’e ‘Kent Uzlaşısı’ndan ceza talebi
11:46 Harç, vergi ve cezalara zam
11:27 Cezaevinde 8’inci yılını dolduran Kavala’dan açıklama
11:25 Cumhurbaşkanlığı kabinesi toplanıyor
11:06 Terlik dayatmasını reddeden tutsağın hastane sevki 1 yıldır yapılmıyor
10:25 Gerekçeler çöktü ama kayyım uygulaması devam ediyor
10:22 ENAG: Yıllık enflasyon yüzde 60
TÜİK: Yıllık enflasyon yüzde 37.15
10:16 ‘Ateşkese’ rağmen İsrail’in saldırılar sürüyor
09:53 'İyileşti' denilip gönderilen tutsak, cezaevinde fenalaştı
09:52 12 kişiye 159 yıl ceza: İstanbul Adliyesi sürece direniyor
09:50 Rezan'daki yapıların yüzde 90'ı riskli, yerinde dönüşüm şart
09:47 Engellenen Abdullah Öcalan röportajının 3’üncü bölümü yayınlandı
09:05 32 yıl tutsak edildi: Demokratik siyasetin önünü açacak adımlar atılmalı
09:03 PYD Eşbaşkanı: Silahsızlanmanın gündemden kalkmasıyla görüşmeler hareketlendi
09:01 DBP’li Birlik: Komisyon Abdullah Öcalan’la görüşmedikçe çözüm nasıl olsun?
09:00 03 KASIM 2025 GÜNDEMİ
00:20 Kürt müzisyen Hakan Akay'a havaalanında gözaltı
00:13 Riha'da iş cinayeti: 1 çocuk hayatını kaybetti
02/11/2025
22:19 Edirne'de zincirleme kaza
21:43 Marsilya’da binler 'Abdullah Öcalan'a özgürlük' için yürüdü
21:02 Şara ABD'ye gidiyor: 70 yıldan sonra ilk resmi ziyaret
20:55 Sındırgı’da deprem sonrası 42 yapı yıkıldı
19:42 Kobanê için sınıra gidenler anlattı: İnsanlık için direndiler
19:20 Avrupa Forumu’nda Kürdistan’daki katliamlar kınandı
18:26 Keskin Bayındır engellenen Fesih Vural’ın taziyesini ziyaret etti
18:22 İran, mahkeme kararı olmaksızın 4 Kürt yurttaşı gözaltına aldı
17:56 Barış ve Demokrasi Çalıştayı'nın sonuç bildigesi açıklandı
17:51 İstanbul'da Yerel Demokrasi Konferansı: Kentini yönetmek demokrasinin özüdür
17:29 Demokrasi ve Barış Çalıştayı: Aktör olarak sürece katılmalıyız
17:10 İzmir'de sendikalar, sol ve işçi sınıfı tartışıldı
17:01 Êzidî buluşması: Abdullah Öcalan bütün dünya için barış istiyor