Özsoy: İsveç ve Finlandiya’nın nur topu gibi Kürt meselesi oldu

ANKARA - İsveç, Finlandiya ile Türkiye arasında imzalanan memorandumun sadece bir niyet beyanı olduğunu ifade eden HDP Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy, “Bu memorandumla birlikte Finlandiya ve İsveç’in de nur topu gibi bir Kürt meselesi oldu” dedi. 
 
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, İsveç Başbakanı Magdelena Andersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in katıldığı dörtlü görüşme sonrasında 28 Haziran’da bir memorandum imzalandı. Üçlü memorandumla birlikte iki ülkenin NATO’ya üyeliği yönünde müzakere çağrısı yapıldı. Erdoğan’ın iç kamuoyunda memorandumu bir kazanım olarak sunsa da karşı taraftan farklı içerik ve tepkiler var.  
 
HDP Dış İlişkiler Komisyonu üyesi ve Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy, memorandumun yargıyı bağlamadığını hatırlatarak, imzalanan kağıt üzerinde sadece niyet beyanı olduğunu söyledi. 
 
Özsoy, “Kürt meselesini her geçen gün siyaseten konuşma kapasitesini yitiren Erdoğan, Kürt meselesini militarize ederek; NATO’ya taşımaya çalışıyor” dedi. Süreci yakından katip eden Özsoy, Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı. 
 
 
Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında 28 Haziran’da bir memorandum imzalandı. Diplomaside memorandum nedir? Getirdiği hükümlülükler nelerdir?
 
Memorandumlar genel olarak aslında niyet beyanıdır. Herhangi bir ülkeyi sorumluluk altına sokan bir anlaşma değil. Orada beyanlar ve taahhütler var. Önümüzdeki zaman içerisinde devletlerin beyan ve taahhütleri nasıl yerine getireceğini gösteriyor. Memorandumlar müzakerelerin genel de tam istenilen sonuca gitmediği noktalar da görüşmelerin devam etmesi için yapılır. Türkiye’de Dolmabahçe Mutabakatı bir memorandumdu. O dönemde müzakereler iyi de gitmiyordu. En azından kağıdın üzerine 10 madde dökülebildi. Olumlu sonuçları da oldu. Hükümet sahip çıkabilseydi olumlu birçok noktaya gidilebilirdi. İktidarın inkarı ile memorandum kadük kalmış oldu.
 
Dolayısıyla üç devlet arasında yapılan memorandum uluslararası kamuoyu ve Türkiye’de Erdoğan’ın kazandığı bir zafer olarak kullanılıyor. Erdoğan bunu yoğunlukla iç kamuoyu malzemesi olarak kullanacaktır. Metni tamamına bakıldığında çok ekstra bir durum söz konusu değil.
 
Tamamında neler var?
 
Somut olarak bakıldığında ise ‘İsveç ve Finlandiya PKK’yi ‘terör örgütü’ olarak gördüklerini teyit eder’ demişler. Zaten AB ülkeleri PKK için ‘terör örgütü’ listelerinde diyorlardı, bu yeni bir durum değil. Kağıt üzerine konulunca Erdoğan’ın kullanabileceği bir şey oluyor. İkincisi ‘biz bundan sonra YPG ve PYD’ye destek sunmayacağız’ demişler. YPG ve PYD’yi ‘terör örgütü’ olarak görmüyorlar. Türkiye bunu zorlamış ama kabul ettirememiş. Oradaki (Rojava) sivil yapılara, yardım kuruluşlarına, meclislere, otonom yönetim, Suriye Demokratik Güçleri üzerinden isterseler yardım edebilirler. En fazla çok bilinen İlham Ahmed gibi isimleri İsveç’e açık bir şekilde çağırmazlar. İade meselesine gelince imzalanan memorandum da ‘iade edeceğiz’ denilmiyor. ‘Siz başvuru yapmışsınız, bu süreci hızlandırmak için takipçisi, olacağız’ diyorlar. Ama nihayetinde buna karar verecek olan yargıdır, mahkemelerdir. Bu memorandum yargıyı bağlamaz. Hükümet sadece beyan ediyor.
 
Türkiye’de olmayan ancak İsveç’te olan bir güçler ayrılığı var. Hükümet, mahkemeye ‘Bunu iade et’ diyemez. Ancak şunu diyebilir; ‘Türkiye, bizden bunu istemiş, hukuki süreçleri bitirin, mahkeme bir karar versin’. Mahkemelerin orada hükümetin direktifi ile iş yapması olası değil. Hükümetten iki kişi Ragıp Zarokulu’yu Türkiye’ye teslim etmeye çalışsın, İsveç’te hükümet düşer. Bunun yansımaları çok farklı olur, o kadar kolay bir mesele değil. Şu an için zaman kazandılar. Sorunları biraz ötelediler. Madrid Zirvesi’nden önce veto kararını kaldırdılar ve bir davetiye gitti. Önümüzdeki dönemde birbirlerini getir-götür yapacaklar. İsveç ve Finlandiya en nihayetinde NATO üyesi olacaklar.
 
İsveç ve Finlandiya NATO’ya girme müzakereleri için davet edildi. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “veto” açıklaması ardından verilen tavizlere bakıldığında nasıl bir süreç işleyecek?
 
 
 Talepler olacak; İsveç ‘mahkeme bırakmadı’ diyecek, Türkiye protesto edecek. Bu memorandum ile birlikte Finlandiya ve İsveç’in de nur topu gibi bir Kürt meselesi oldu. Erdoğan bunu da başardı.
 
Türkiye, veto kartından Finlandiya ve İsveç’in resmi olarak davet edilip, müzakerelerin başlaması için vazgeçti. Müzakereler başlaması ardından Finlandiya ve İsveç’in kabul edilmesi için uzun bir süreç var. Kabul edilebilmesi için 30 ülkenin parlamentolarında bunların oylanması gerekiyor. Türkiye’de de resmi onay için Meclis’e getirilip, oylanması gerekecek. Dolayısıyla önümüzdeki dönem Türkiye her seferinde veto kartını kullanma tehdidiyle bu ülkelerden taviz almaya çalışacak. Süreç henüz bitmedi. İlk veto kartını şu an sadece ertelemiş görünüyor. Türkiye’nin talep ettiği isimler var. Ragıp Zarakolu mesela…İsveç bu isimleri vermeyecek, veremeyecek. İsveç hukukunda iltica statüsü kabul olan birisinin uluslararası hukuk açısından Türkiye’ye iade edilmesi mümkün değil. Talepler olacak; İsveç ‘mahkeme bırakmadı’ diyecek, Türkiye protesto edecek. Bu memorandum ile birlikte Finlandiya ve İsveç’in de nur topu gibi bir Kürt meselesi oldu. Erdoğan bunu da başardı.
 
 Türkiye’nin “veto” çıkışı ardından ajansımıza verdiğiniz mülakatta AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın asıl ABD’den taviz almak istediğini dile getirmiştiniz. Bu tavizi alabildi mi?
 
 Mesele Suriye’deki Kürtlere batının, NATO üyesi ülkelerin destek vermesi olsaydı Erdoğan’ın en fazla Amerika’ya sonra da Fransa’ya kızması, kükremesi gerekirdi. Çünkü onların Rojava’ya sunduğu desteğin yanında İsveç ve Finlandiya’nın sunduğu komik ve cüzidir. Erdoğan ilk günden pazarlığı Biden ile yapmak istedi. Fakat Biden, büyük ustalıkla ‘Bu bizim meselemiz değil. Bu İsveç, Türkiye ve Finlandiya’nın kendi arasında çözmesi gereken bir mesele’ diyerek, kapıları kapattı. Erdoğan, dolaylı olarak görüşmek istedi. Biden, dolaylı görüştü. İsveç ve Finlandiya Devlet başkanlarıyla yüz yüze, Erdoğan’la telefon ile görüştü. Bunu bir Amerika- Türkiye pazarlığına çevirmek istemedi. Çevirseydi, Erdoğan orada aslında YPG/PYD’ye, SDG’ye dair taviz almaya çalışacaktı. Ama bu tavizi alması mümkün değil. Amerika diplomasisi açısından işi ucuza kapattılar. Kağıt üzerinde 3-5 tane taahhüt kaldı ama Erdoğan istenilen noktaya geldi.
 
Türkiye’de 2023 seçimlerine giderken, Erdoğan iç kamuoyunda kullanabileceği -her ne kadar kağıt-parçası da denilse bir kazanım var. Erdoğan ne istiyordu, istediğini alabildi mi?
 
 
 Erdoğan’ın politikasının biri ‘Müsaade edin gideyim, Suriye’de iki Kürt döveyim’.. Batı diyor ki; ‘Gel birlikte dünyayı dizayn edelim’, diyor. Türkiye, ‘Yok ben Kürt döveceğim. Tel Rıfat’a gireceğim, Kürtlere saldıracağım’ diyor.
 
Erdoğan’ın istediği ufak-tefek kırıntılar değil. Erdoğan batı ile ‘Beni iktidarda tutun’ pazarlığı yapıyor. O konuda Erdoğan’ın, biraz yalıtılmışlığı kırdığını görüyoruz. Ukrayna-Rusya savaşıyla birlikte Türkiye’nin artan bir önemi var. Karadeniz çok önemli bir alan olmaya başladı. Bu tahıl krizi Afrika’da çok büyük bir açlık krizine yol açabilir. Dolayısıyla hem güvenlik alanında hem de tahılın transferi açısından Türkiye olmadan bunu yapabilmek mümkün değil. Hala bir NATO gücü ama bir şekilde Türkiye’yi -Erdoğan’ı değil- değerlendirmek isteyen bir batı söz konusudur. Türkiye’nin jeopolitik gücü artmış durumda. Batı Türkiye’ye ya da Erdoğan’a diyor ki; ‘Karadeniz ve Doğu Avrupa’dan İskandinav ülkelerine kadar yeniden bir yapılandırma olurken bir rol biçiyoruz’ diyor. Fakat Erdoğan’ın perspektifi o kadar ve küçük ki; onlar bile şaşkınlık içine düşmüşler. Erdoğan’ın politikasının biri ‘Müsaade edin gideyim, Suriye’de iki Kürt döveyim’.. Batı diyor ki; ‘Gel birlikte dünyayı dizayn edelim’, diyor. Türkiye, ‘Yok ben Kürt döveceğim. Tel Rıfat’a gireceğim, Kürtlere saldıracağım’ diyor. İkincisi Türkiye’ye dair herhangi bir vizyonu kalmadığı için 2023 seçimlerinde iktidar da ‘nasıl kalabilirim’ taktik manevralarını yapmaya çalışıyor. Seçime kadar bakacaklar; Erdoğan’ın tehditlerini sineye çekiyorlar bir şekilde fakat çok da güvenilir bir partner olmadığını da düşünüyorlar. Erdoğan’ın her ne kadar asıp, kesen bir görüntüsü olsa da taviz verdiğini de biliyorlar.
 
F-16’ların modernizasyonu konusunda Biden, Erdoğan’a söz verdi. Bu da almak istediği tavizi almış olduğu anlamına gelmez mi?
 
F-16’ların modernizasyonu; Türkiye’nin 80 F-16’sı var. Bunları modernize etmek istiyor, 40 tane de almak istiyor. Türkiye’nin yeni F-16 almasına onay çıkmadı, Türkiye’nin elinde olanların modernize edilmesi konusu var. Türkiye zaten bir NATO üyesi ve ‘Türkiye’nin elindeki F-16’ları modernize etmezsek; bu NATO’yu da güçsüz kılabilir. Bir NATO gücü olarak Türkiye’ye bunu yapmamız, lazım” argümanı kullanılıyor. Kongre düzeyinde 5-6 aydır, hükümet diplomasi yürütüyor. Sürekli heyetlerle kongreyi ikna etmeye çalışıyorlar. Biden şimdi sözü de verdi. Daha önce de hükümet kongreye mektup yazmıştı ve ‘Türkiye’nin modernizasyon talebini gündemimize alalım’ demişti.
 
Ancak bu duruma kongrenin nasıl bakacağını göreceğiz. İsveç ve Finlandiya’nın ‘veto’ edilmesi açıklamasında kongreden Türkiye’ye büyük bir tepki olmuştu. Hele hele de Rojava’ya yönelik yeni bir işgal tartışmaları sırasında 15 Haziran’da Washington’daydım. O tarihte kongre Temsilciler Meclisi hem de senatosunun dış ilişkiler sorumluları, komite başkanları, Cumhuriyetçilerinde imzasıyla açıklama yapıldı. Türkiye’nin, Suriye’ye yönelik yeni bir saldırısını kabul etmeyeceklerini belirttiler. Böyle bir yerden bakıldığında Erdoğan’ın elinde olan somut kazanım; NATO’ya meydan okudu, istediklerini kısmen aldı. Bütün dünya Erdoğan’ı konuşuyor. Biden, Erdoğan’ın egosunu da sevdi ve bir saat ayırdı. Muhtemelen Erdoğan’ın bu zaafını da bildikleri için biraz kale alıp, egosunu okşadılar. İç politikada kullanabileceği bir kağıtta verdiler.
 
İsveç ve Finlandiya’nın AKP hükümeti ile imzaladığı memorandum, İsveç ve Finlandiya kamuoyunda nasıl karşılandı?
 
İsveç’te çok yankıları var. Şu an hükümet güven oyu almayabilir. Hükümet düşebilir. Erdoğan, Kürt düşmanlığı ile Kürt meselesini küresel hale getirdi. Kürt meselesi yüzünden İsveç hükümeti düşebilir. Daha önce Rojava yüzünden Amerika’nın Savunma Bakanı istifa etmişti. Mesele sürekli büyüyor. Muhalefetin, basının ciddi tepkileri var. Muhalefetin tepkilerine sosyal demokratlar cevap üretemiyorlar. Bir karmaşa söz konusu. Biz de fikirlerimizi hem hükümete hem de siyasi partilere sunuyoruz. Kağıt üzerinde olan irade beyanının pratikte yansımalarını takip edeceğiz. Zaten şu anda NATO’nun desteğiyle 40 yıldır Kürtlere karşı savaşan bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. NATO’yu, ABD’yi, İngiltere’yi arkasına alarak, savaşı yürüten Türkiye’nin faşizan çığlıklarına İsveç ve Finlandiya katılsa ne katılmasa nedir? Her halükarda Kürtler mücadelelerini devam ettirir. Asıl düşünmesi gereken İsveç ve Finlandiya halkı ve siyasetçileridir. Erdoğan, açıkça talep ediyor; ‘Yargıyı ve uluslararası sözleşmeleri bırakın, benimle dar pazarlığa girin’ diyor. Şu an yapılacak her tartışma ülke içerisinde krize, tartışmalara gebedir. Böyle zaten içten çürütüyorlar. Resmen, hukuk kurumlarınızın üzerine çıkın, diyorlar. Çıkabilecekler mi? Çıkamayacaklar. İsveç’te kurumlar Kürt meselesi yüzünden birbirine girecek. Kürtler ve Kürtlerin haklı taleplerinin daha görünür olması da sağlanabilir.
 
Nasıl?
 
Bu tür süreçlerin paradoksal sonuçları olur. Şu an İsveç ve Finlandiya basını hiçbir dönemde olmadığı kadar Kürtleri konuşuyor. Hiçbir dönemde olmadığı kadar İsveç ve Finlandiya halkı Kürtler hakkında bilgileniyor. Bu durumu fırsata dönüştürmemiz lazım. Şimdi ikili mekanizma kuracaklar ama bunlarda birkaç toplantı sonrası genelde dağılıyor. Erdoğan’ın gazı alındı.
 
Rusya, AKP’nin onay verdiği süreçten memnum mı? Yansıması nasıl olur?
 
Rusya tabii ki hoşnut değil. Ama Rusya Türkiye’nin ilk günden beri NATO’yu veto edeceğini düşünmedi. Türkiye NATO üyesi, bunu yaparsa korkunç bedel ödetirler hele de seçimlerden önce Erdoğan’ın bunu yapacak durumu yok. Aslında İsveç ve Finlandiya pek ala bu kadar geri adım atmadan da Erdoğan’ı bir noktaya çekebilirlerdi. Erdoğan, blöf yaptı bunlarda yedi. Erdoğan’a iki sayfalık bir memorandum verdiler. Metin çok muğlak ve herkesin kaçabileceği alanlar bolca mevcut.
 
İsveç, 2019 yılında Grespi’ye yönelik saldırılar ardından Türkiye’ye silah ambargosu uygulamaya başlamıştı. Bu ambargoda memorandum ile ortadan kalkacak bu ne anlama geliyor?
 
 
 Erdoğan bu meseleyi her uluslararası platformda bir restleşme unsuru olarak taşıdığı zaman bilerek, bilmeyerek, isteyerek, istemeyerek Kürt meselesini küresel ajandaya sahip olmasını beraberinde getiriyor. 30 NATO üyesi oturup, Rojava’yı, Kürtleri vs. konuşuyor.
 
Silah ambargosunun çok fazla bir karşılığı yoktu. İsveç-Finlandiya’nın Türkiye’ye sattığı çok fazla bir silah yoktu. Daha çok İngiltere, Kanada, Fransa, ABD satıyor. Kısmi bir ambargoydu. 2019 yılında devreye konulmuştu. Fakat sembolikte olsa bunun kaldırılması, Türkiye’nin militarist yaklaşımına destektir. Sembolik olarak da olsa Erdoğan’ın bir kazanımıdır. Totalde ise Erdoğan’ın iki sayfa kağıdı seçim meydanlarında NATO’yu dize getirdik, kullanmasının dışında çok fazla pratik getirisi yok. Kürt meselesini her geçen gün siyaseten konuşma kapasitesini yitiren Erdoğan, Kürt meselesini militarize ederek; NATO’ya taşımaya çalışıyor. Erdoğan bu meseleyi her uluslararası platformda bir restleşme unsuru olarak taşıdığı zaman bilerek, bilmeyerek, isteyerek, istemeyerek Kürt meselesini küresel ajandaya sahip olmasını beraberinde getiriyor. 30 NATO üyesi oturup, Rojava’yı, Kürtleri vs. konuşuyor. Bir parça aklı olsa, Kürt meselesini çözmek isterse gidip Helsinki’de, Stocholm’de değil, burada bu meselenin çözümü için bir yol bakardı. İktidar, uluslararası güçleri toparlayıp, Kürtlere saldırmak için bir zemin yoklamaya çalışacak.
 
MA/ Berivan Altan  
 

Diğer başlıklar

15/09/2024
23:43 Gazeteci Verim tutuklandı
22:34 Hrant Dink Ödülleri sahiplerini buldu: Eşit bir dünya için mücadelemiz ortak
22:13 Makarna fabrikasındaki patlamada yaralı sayısı 30’a çıktı
21:29 Türkiye’ye bağlı gruplar iki kadını katletti
21:22 Wan’da şüpheli kadın ölümü
19:52 Amed’te kavgalı iki aile barıştırıldı
19:40 Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi: Altın Portakal Film Festivali’ne katılmayacağız
19:26 Cankurtaran'da Reşit Kibar için ‘Yaşam Nöbeti’
18:40 Zarok Ma Berlin’de çocuklarla buluştu
17:32 İstanbul’da bir kadın katledildi
16:58 Antalya'da iş cinayeti
16:26 Amed’te fırın işçileri sigorta ve sosyal haklarını istiyor
15:26 'Özgürlüğe ses ver' eylemi: Hukuksuzluk son bulana dek eylem sürecek
14:08 İstanbul’da 7’nci Kürt Böreği Festivali
14:05 Sakarya'da makarna fabrikasında patlama: 20 yaralı
13:34 Narin Güran soruşturmasında 2 gözaltı daha
13:15 Depremzede Kaya'dan ‘davalara sahip çıkın’ çağrısı
12:44 İran ve Rojhilat’ta 9 ayda 427 kişi idam edildi
12:04 TEM'de kaza: 2 ölü, 4 yaralı
11:50 Rojhilat kentlerinde 16 Eylül grevi başladı
10:52 İran güçleri 12 yaşındaki çocuğu katletti
09:57 Şişli'de kavga: 1'i ağır 2 yaralı
09:56 Rapor: Saldırılarda 81 çocuk katledildi
09:45 Jin dergi ‘Faşizme geçit yok’ manşetiyle yayında
09:23 İşte Geliyê Godernê'deki tahribat
09:13 Dört parçadan kadınlar: 'Jin, jiyan, azadî' ruhuyla alanlara
09:11 Kadınlardan '6284' kampanyası: Etkin uygulanırsa cinayetler azalır
09:07 Çocuklara 'irade gaspı' davası
09:06 'Bu iktidar var oldukça ekonomi düzelmez'
09:05 Siyasetçilerden aydınlara: Demokrasi için savaşa 'dur' demeli
09:04 Köy köy hikaye toplayan Erkmen’den yeni projeler
09:03 Abdullah Öcalan'ın avukatı: Türkiye adım atmazsa faturası ağır olur
09:02 Çağın direnişi 2'nci yılında
09:00 15 EYLÜL 2024 GÜNDEMİ
14/09/2024
23:13 İstanbul’un iki ilçesinde ‘Özgürlük Okumaları’
21:31 Düğün konvoyuna silahlı saldırı
20:00 Hunergeha Welat’tan yeni klip
19:11 'Abdullah Öcalan'ın tek bir sözü Ortadoğu'da dengeleri değiştirir'
18:42 Fernas işçileri Ankara'ya gidiyor
18:28 Colemêrg’te yaşam alanları bombalandı
18:04 2 Rojhilatlı için deport kararından vazgeçildi
17:50 İstanbul’da bir kadın katledildi
16:49 EGE-TUHAYDER kongresi: Temel gündemimiz tecrit olmalı
16:26 Meclis’teki Adalet Nöbeti 24’üncü gününde
16:10 Kadın Örgütlenme Konferansı sonuç bildirgesi: Üçüncü Yol’da özgürlük mücadelemizi yükselteceğiz
15:54 Tamir edilmeyen elektrik telleri bir kez daha yangına neden oldu
15:34 DEDAŞ protestosunda gözaltına alınanlar serbest
14:34 ‘F Oturması’nda hasta tutsak İsmail Tüzün için özgürlük istendi
14:23 103 haftadır sokaktalar: KHK’ler gidecek biz kalacağız
14:13 'Yaşamı risk altında' olan Kaya'nın tahliyesi istenildi
13:23 Mahkeme iptal etti, Cengiz Holding yeniden başvurdu
13:16 12 Eylül’ün ilk kaybı Cemil Kırbayır’ın akıbeti soruldu
12:30 Avrupa’nın Ermeni katliamındaki tutumunu işleyen eser Aram Yayınevi’nden çıktı
12:24 Dört kentte kayıp eylemi: Vazgeçmeyeceğiz
12:04 Federe Kurdistan’a askeri sevkiyat sürüyor
11:46 Hatimoğulları: Demokratik güç birliğine ihtiyacımız var
10:25 İstanbul'da 6 kişi tutuklandı
10:18 Bakırhan: Güçlü örgütlenme ile güçlü parti olabiliriz
10:16 Şirnex’te 41 kişi İYİ Parti’den istifa etti
09:42 Salih Müslim: Tarih Kobanê'de değişti
09:19 Gençler Avrupa'da Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için yürüyecek
09:04 ÖHD’li Gezer: Mülteciler adil yargılanma hakkı istiyor
09:03 Gaz fişeğiyle katledilen bebeğin faili 15 yıldır tutuklanmadı
09:02 Hasandin sakinleri madene karşı tetikte: İzin vermeyiz
09:01 Yayla yasakları ve artan girdi maliyetleri hayvancılığı bitiriyor
09:01 Jineoloji üyesi Kaya: Jin, jiyan, azadî direnişi özgürlüğün arkeolojisi oldu
09:00 Ömer Öcalan'dan 13 Ekim çağrısı: Tecride 'dur' demeli
09:00 Tutsaklara 'iyi hal' işkencesi: 1 yılda 426 tahliyeye engel
09:00 14 EYLÜL 2024 GÜNDEMİ
07:41 Narin Güran soruşturmasında 1 kişi daha tutuklandı
13/09/2024
23:03 Peyas’ta 5’inci kadın buluşması
22:43 Amed’deki fırın işçileri 15 Eylül’de iş bırakacak
22:29 Ömer Öcalan: İmralı'da yasayı uygulayın görüşmek istiyoruz
22:06 Reşit Kibar eylemleri gerekçesiyle 2 kişi tutuklandı
22:01 Wan’da ‘Çîrokên Mûzîkal’e yoğun ilgi
21:35 Hollanda’da süresiz sığınma hakkı kalkıyor
18:17 Çerkezoğlu: Kara tablo, AKP'nin sınıfsal ve siyasal tercihlerinin sonucudur
17:55 Beden eğitimi dersinde fenalaşan çocuk yaşamını yitirdi
17:20 Kibar'ın katledilmesiyle ilgili AKP'li vekil hakkında suç duyurusu
17:15 Salim Güran’ın ifadesi yeniden alınıyor
17:11 DEDAŞ protestosu: 7 kişi gözaltına alındı
16:30 Hasta tutsak Oduncu sevke rağmen hastaneye götürülmüyor
16:23 GGM'de tutulan İranlı Kürt göçmenler Meclis gündeminde
15:59 Bakandan Narin açıklaması: Adli Tıp zaman alacak
15:56 Baba Güran: Misafirdik, gözaltında değildik
15:31 Jîna Emînî'nin babası: Anma töreni düzenleyeceğiz
15:21 CHP Grup Başkanvekili Emir, Emine Şenyaşar'ı ziyaret etti
15:04 İBB Meclisi, cemevlerini ibadethane olarak kabul etti
14:56 Bakanlar Komitesi'ne Abdullah Öcalan kararı çağrısı
14:35 Yagi tayfunu nedeniyle ölenlerin sayısı 280’e çıktı
14:30 Cezaevine ait drenaj çalışmasında bir tutuklu hayatını kaybetti
14:12 Ahmet Türk: Tehdit ediliyoruz!
13:31 Narin Güran soruşturmasında neler yaşandı?
13:25 Amed’de ücretsiz sinema ve tiyatro gösterimleri düzenlenecek
13:02 Soruşturmaya dair merak edilenleri açıkladı: Amca Güran’ın ifadesi alınmalı
12:54 Şirnex kırsalındaki 'yasak' uzatıldı
12:08 Erdoğan'a hakaretten yargılanan gazetecilerin cezalandırılması istendi
11:35 Narin Güran ismi parka verildi
11:15 Cumartesi Anneleri'nin duruşması mütalaa için ertelendi
10:40 Ailelerden İmralı’ya gitmek için başvuru
09:37 ‘Sınırsız Kütüphane’ sergisi ziyaretçilerini bekliyor
09:33 DEM Parti gizliliği ihlal edenler hakkında suç duyurusunda bulunacak
09:22 Dünyayı saran 'özgürlük' ateşi yanmaya devam ediyor
09:21 Mûş’ta çıkan yangın kontrol altına alındı
09:10 Prefabrik evlerde yaşayan depremzedelere 15 gün süre
09:08 Hukukçu Kanar: 'Umut hakkı'nın sağlanması barış ve eşit yaşamın yolunu açar
09:07 Ağaçlar kesim ve yangınlara direniyor!
09:05 Emniyette taciz: Kıyafetleri çıkartılarak görüntüleri çekildi
09:04 Ankara-Bağdat mutabakatı: Büyük bir tehdit
09:03 Mexmûr saldırı altında: Boyun eğmeyiz
09:02 Küçükbalaban: Abdullah Öcalan yüzyıllık sorunun en anlamlı muhatabıdır
09:00 13 EYLÜL 2024 GÜNDEMİ
07:47 Narin Güran soruşturmasında 8 tutuklama
12/09/2024
23:59 Mûş’ta yangın
23:35 71 yaşındaki tutuklu tahliye olacağı gün yaşamını yitirdi
23:25 Narin Güran soruşturması: Geriye dönük kamera kayıtlarına bakıldı
22:23 Narin soruşturmasını takip eden Tanhan: Avukatlar, sevki yandaş medyadan öğrendi
21:39 Narin Güran soruşturması: 9 kişiye tutuklama talebi
21:25 Mêrdîn'de akrabalar arasında kavga: 1 ölü
20:49 Bir genci darp eden polislere yurttaşlardan tepki
19:39 Tamamlanmayan hastanede 2’nci yangın çıktı
19:26 Narin için Denizli'de eylem
19:21 Günlerce su altında kaldığı için farklı bir DNA’ya rastlanmadı
19:03 Afganistanlı kadınlardan Taliban’a karşı yeni eylem planı
18:14 İYİ Parti'den bir istifa daha: Vekil sayısı 30'a düştü
18:09 Konya'da beş aydır kayıp olan kadının cenazesi bulundu
16:56 SGDF önceki dönem Eşbaşkanı Yaren Tuncer tutuklandı
16:55 Narin Güran soruşturmasında 14 kişinin savcılık ifadesi tamamlandı
16:51 Tekirdağ'da cinsel saldırıya uğrayan bebek entübe edildi
16:03 Şırnex'te trafik kazası: 2 ağır yaralı
15:59 12 Eylül protestosu: Darbeci anlayış tekçi rejimle sürüyor
15:50 Emine Şenyaşar tutuklu oğlunun tahliyesini istedi
15:31 Fındıklık ve sit alanında taş ocağı açılması için 'ÇED gerekli değil' kararı
15:30 Mêrdîn Belediyesi'nden şiddete maruz kalan kadınlar için adli yardım protokolü
15:29 Federe Kurdistanlı 5 kişinin öldürülmesi davası ertelendi
15:28 Motor sürücüsü çocuk kazada hayatını kaybetti
15:27 Gimgim’de ilk defa toplu taşıma hizmeti
15:27 21 milyon işçi ve işverenin tüm SGK bilgileri çalındı
15:02 Kuran Kursu'nda çocuğu taciz edilen anne: Nedeni cezasızlık politikası
14:26 Efrîn’de 6 günde 19 yurttaş kaçırıldı
14:19 Av. Özbey'in duruşması mütalaa için ertelendi
14:18 SGDF'lilerin serbest bırakılması istendi
13:29 Zeydan’ın davasında keşif kararı
13:27 Xoşab Kalesi ışıklandırıldı
13:05 İstanbul'da demokrasi güçlerine 'Özgürlük Yürüyüşü’ çağrısı
13:01 Bakan Tunç’tan Narin açıklaması
12:46 Bayındır: Yüzbinlerle birlikte çözüm iradesini göstereceğiz
12:40 5 Nolu Cezaevi önünden seslendiler: 12 Eylül’le yüzleşin
12:32 Soma Davası'nda ailelerin katılım talebi kabul edildi
12:22 TRT İstanbul Radyosu önünde 12 Eylül açıklaması