Özsoy: İsveç ve Finlandiya’nın nur topu gibi Kürt meselesi oldu

ANKARA - İsveç, Finlandiya ile Türkiye arasında imzalanan memorandumun sadece bir niyet beyanı olduğunu ifade eden HDP Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy, “Bu memorandumla birlikte Finlandiya ve İsveç’in de nur topu gibi bir Kürt meselesi oldu” dedi. 
 
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, İsveç Başbakanı Magdelena Andersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in katıldığı dörtlü görüşme sonrasında 28 Haziran’da bir memorandum imzalandı. Üçlü memorandumla birlikte iki ülkenin NATO’ya üyeliği yönünde müzakere çağrısı yapıldı. Erdoğan’ın iç kamuoyunda memorandumu bir kazanım olarak sunsa da karşı taraftan farklı içerik ve tepkiler var.  
 
HDP Dış İlişkiler Komisyonu üyesi ve Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy, memorandumun yargıyı bağlamadığını hatırlatarak, imzalanan kağıt üzerinde sadece niyet beyanı olduğunu söyledi. 
 
Özsoy, “Kürt meselesini her geçen gün siyaseten konuşma kapasitesini yitiren Erdoğan, Kürt meselesini militarize ederek; NATO’ya taşımaya çalışıyor” dedi. Süreci yakından katip eden Özsoy, Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı. 
 
 
Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında 28 Haziran’da bir memorandum imzalandı. Diplomaside memorandum nedir? Getirdiği hükümlülükler nelerdir?
 
Memorandumlar genel olarak aslında niyet beyanıdır. Herhangi bir ülkeyi sorumluluk altına sokan bir anlaşma değil. Orada beyanlar ve taahhütler var. Önümüzdeki zaman içerisinde devletlerin beyan ve taahhütleri nasıl yerine getireceğini gösteriyor. Memorandumlar müzakerelerin genel de tam istenilen sonuca gitmediği noktalar da görüşmelerin devam etmesi için yapılır. Türkiye’de Dolmabahçe Mutabakatı bir memorandumdu. O dönemde müzakereler iyi de gitmiyordu. En azından kağıdın üzerine 10 madde dökülebildi. Olumlu sonuçları da oldu. Hükümet sahip çıkabilseydi olumlu birçok noktaya gidilebilirdi. İktidarın inkarı ile memorandum kadük kalmış oldu.
 
Dolayısıyla üç devlet arasında yapılan memorandum uluslararası kamuoyu ve Türkiye’de Erdoğan’ın kazandığı bir zafer olarak kullanılıyor. Erdoğan bunu yoğunlukla iç kamuoyu malzemesi olarak kullanacaktır. Metni tamamına bakıldığında çok ekstra bir durum söz konusu değil.
 
Tamamında neler var?
 
Somut olarak bakıldığında ise ‘İsveç ve Finlandiya PKK’yi ‘terör örgütü’ olarak gördüklerini teyit eder’ demişler. Zaten AB ülkeleri PKK için ‘terör örgütü’ listelerinde diyorlardı, bu yeni bir durum değil. Kağıt üzerine konulunca Erdoğan’ın kullanabileceği bir şey oluyor. İkincisi ‘biz bundan sonra YPG ve PYD’ye destek sunmayacağız’ demişler. YPG ve PYD’yi ‘terör örgütü’ olarak görmüyorlar. Türkiye bunu zorlamış ama kabul ettirememiş. Oradaki (Rojava) sivil yapılara, yardım kuruluşlarına, meclislere, otonom yönetim, Suriye Demokratik Güçleri üzerinden isterseler yardım edebilirler. En fazla çok bilinen İlham Ahmed gibi isimleri İsveç’e açık bir şekilde çağırmazlar. İade meselesine gelince imzalanan memorandum da ‘iade edeceğiz’ denilmiyor. ‘Siz başvuru yapmışsınız, bu süreci hızlandırmak için takipçisi, olacağız’ diyorlar. Ama nihayetinde buna karar verecek olan yargıdır, mahkemelerdir. Bu memorandum yargıyı bağlamaz. Hükümet sadece beyan ediyor.
 
Türkiye’de olmayan ancak İsveç’te olan bir güçler ayrılığı var. Hükümet, mahkemeye ‘Bunu iade et’ diyemez. Ancak şunu diyebilir; ‘Türkiye, bizden bunu istemiş, hukuki süreçleri bitirin, mahkeme bir karar versin’. Mahkemelerin orada hükümetin direktifi ile iş yapması olası değil. Hükümetten iki kişi Ragıp Zarokulu’yu Türkiye’ye teslim etmeye çalışsın, İsveç’te hükümet düşer. Bunun yansımaları çok farklı olur, o kadar kolay bir mesele değil. Şu an için zaman kazandılar. Sorunları biraz ötelediler. Madrid Zirvesi’nden önce veto kararını kaldırdılar ve bir davetiye gitti. Önümüzdeki dönemde birbirlerini getir-götür yapacaklar. İsveç ve Finlandiya en nihayetinde NATO üyesi olacaklar.
 
İsveç ve Finlandiya NATO’ya girme müzakereleri için davet edildi. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “veto” açıklaması ardından verilen tavizlere bakıldığında nasıl bir süreç işleyecek?
 
 
 Talepler olacak; İsveç ‘mahkeme bırakmadı’ diyecek, Türkiye protesto edecek. Bu memorandum ile birlikte Finlandiya ve İsveç’in de nur topu gibi bir Kürt meselesi oldu. Erdoğan bunu da başardı.
 
Türkiye, veto kartından Finlandiya ve İsveç’in resmi olarak davet edilip, müzakerelerin başlaması için vazgeçti. Müzakereler başlaması ardından Finlandiya ve İsveç’in kabul edilmesi için uzun bir süreç var. Kabul edilebilmesi için 30 ülkenin parlamentolarında bunların oylanması gerekiyor. Türkiye’de de resmi onay için Meclis’e getirilip, oylanması gerekecek. Dolayısıyla önümüzdeki dönem Türkiye her seferinde veto kartını kullanma tehdidiyle bu ülkelerden taviz almaya çalışacak. Süreç henüz bitmedi. İlk veto kartını şu an sadece ertelemiş görünüyor. Türkiye’nin talep ettiği isimler var. Ragıp Zarakolu mesela…İsveç bu isimleri vermeyecek, veremeyecek. İsveç hukukunda iltica statüsü kabul olan birisinin uluslararası hukuk açısından Türkiye’ye iade edilmesi mümkün değil. Talepler olacak; İsveç ‘mahkeme bırakmadı’ diyecek, Türkiye protesto edecek. Bu memorandum ile birlikte Finlandiya ve İsveç’in de nur topu gibi bir Kürt meselesi oldu. Erdoğan bunu da başardı.
 
 Türkiye’nin “veto” çıkışı ardından ajansımıza verdiğiniz mülakatta AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın asıl ABD’den taviz almak istediğini dile getirmiştiniz. Bu tavizi alabildi mi?
 
 Mesele Suriye’deki Kürtlere batının, NATO üyesi ülkelerin destek vermesi olsaydı Erdoğan’ın en fazla Amerika’ya sonra da Fransa’ya kızması, kükremesi gerekirdi. Çünkü onların Rojava’ya sunduğu desteğin yanında İsveç ve Finlandiya’nın sunduğu komik ve cüzidir. Erdoğan ilk günden pazarlığı Biden ile yapmak istedi. Fakat Biden, büyük ustalıkla ‘Bu bizim meselemiz değil. Bu İsveç, Türkiye ve Finlandiya’nın kendi arasında çözmesi gereken bir mesele’ diyerek, kapıları kapattı. Erdoğan, dolaylı olarak görüşmek istedi. Biden, dolaylı görüştü. İsveç ve Finlandiya Devlet başkanlarıyla yüz yüze, Erdoğan’la telefon ile görüştü. Bunu bir Amerika- Türkiye pazarlığına çevirmek istemedi. Çevirseydi, Erdoğan orada aslında YPG/PYD’ye, SDG’ye dair taviz almaya çalışacaktı. Ama bu tavizi alması mümkün değil. Amerika diplomasisi açısından işi ucuza kapattılar. Kağıt üzerinde 3-5 tane taahhüt kaldı ama Erdoğan istenilen noktaya geldi.
 
Türkiye’de 2023 seçimlerine giderken, Erdoğan iç kamuoyunda kullanabileceği -her ne kadar kağıt-parçası da denilse bir kazanım var. Erdoğan ne istiyordu, istediğini alabildi mi?
 
 
 Erdoğan’ın politikasının biri ‘Müsaade edin gideyim, Suriye’de iki Kürt döveyim’.. Batı diyor ki; ‘Gel birlikte dünyayı dizayn edelim’, diyor. Türkiye, ‘Yok ben Kürt döveceğim. Tel Rıfat’a gireceğim, Kürtlere saldıracağım’ diyor.
 
Erdoğan’ın istediği ufak-tefek kırıntılar değil. Erdoğan batı ile ‘Beni iktidarda tutun’ pazarlığı yapıyor. O konuda Erdoğan’ın, biraz yalıtılmışlığı kırdığını görüyoruz. Ukrayna-Rusya savaşıyla birlikte Türkiye’nin artan bir önemi var. Karadeniz çok önemli bir alan olmaya başladı. Bu tahıl krizi Afrika’da çok büyük bir açlık krizine yol açabilir. Dolayısıyla hem güvenlik alanında hem de tahılın transferi açısından Türkiye olmadan bunu yapabilmek mümkün değil. Hala bir NATO gücü ama bir şekilde Türkiye’yi -Erdoğan’ı değil- değerlendirmek isteyen bir batı söz konusudur. Türkiye’nin jeopolitik gücü artmış durumda. Batı Türkiye’ye ya da Erdoğan’a diyor ki; ‘Karadeniz ve Doğu Avrupa’dan İskandinav ülkelerine kadar yeniden bir yapılandırma olurken bir rol biçiyoruz’ diyor. Fakat Erdoğan’ın perspektifi o kadar ve küçük ki; onlar bile şaşkınlık içine düşmüşler. Erdoğan’ın politikasının biri ‘Müsaade edin gideyim, Suriye’de iki Kürt döveyim’.. Batı diyor ki; ‘Gel birlikte dünyayı dizayn edelim’, diyor. Türkiye, ‘Yok ben Kürt döveceğim. Tel Rıfat’a gireceğim, Kürtlere saldıracağım’ diyor. İkincisi Türkiye’ye dair herhangi bir vizyonu kalmadığı için 2023 seçimlerinde iktidar da ‘nasıl kalabilirim’ taktik manevralarını yapmaya çalışıyor. Seçime kadar bakacaklar; Erdoğan’ın tehditlerini sineye çekiyorlar bir şekilde fakat çok da güvenilir bir partner olmadığını da düşünüyorlar. Erdoğan’ın her ne kadar asıp, kesen bir görüntüsü olsa da taviz verdiğini de biliyorlar.
 
F-16’ların modernizasyonu konusunda Biden, Erdoğan’a söz verdi. Bu da almak istediği tavizi almış olduğu anlamına gelmez mi?
 
F-16’ların modernizasyonu; Türkiye’nin 80 F-16’sı var. Bunları modernize etmek istiyor, 40 tane de almak istiyor. Türkiye’nin yeni F-16 almasına onay çıkmadı, Türkiye’nin elinde olanların modernize edilmesi konusu var. Türkiye zaten bir NATO üyesi ve ‘Türkiye’nin elindeki F-16’ları modernize etmezsek; bu NATO’yu da güçsüz kılabilir. Bir NATO gücü olarak Türkiye’ye bunu yapmamız, lazım” argümanı kullanılıyor. Kongre düzeyinde 5-6 aydır, hükümet diplomasi yürütüyor. Sürekli heyetlerle kongreyi ikna etmeye çalışıyorlar. Biden şimdi sözü de verdi. Daha önce de hükümet kongreye mektup yazmıştı ve ‘Türkiye’nin modernizasyon talebini gündemimize alalım’ demişti.
 
Ancak bu duruma kongrenin nasıl bakacağını göreceğiz. İsveç ve Finlandiya’nın ‘veto’ edilmesi açıklamasında kongreden Türkiye’ye büyük bir tepki olmuştu. Hele hele de Rojava’ya yönelik yeni bir işgal tartışmaları sırasında 15 Haziran’da Washington’daydım. O tarihte kongre Temsilciler Meclisi hem de senatosunun dış ilişkiler sorumluları, komite başkanları, Cumhuriyetçilerinde imzasıyla açıklama yapıldı. Türkiye’nin, Suriye’ye yönelik yeni bir saldırısını kabul etmeyeceklerini belirttiler. Böyle bir yerden bakıldığında Erdoğan’ın elinde olan somut kazanım; NATO’ya meydan okudu, istediklerini kısmen aldı. Bütün dünya Erdoğan’ı konuşuyor. Biden, Erdoğan’ın egosunu da sevdi ve bir saat ayırdı. Muhtemelen Erdoğan’ın bu zaafını da bildikleri için biraz kale alıp, egosunu okşadılar. İç politikada kullanabileceği bir kağıtta verdiler.
 
İsveç ve Finlandiya’nın AKP hükümeti ile imzaladığı memorandum, İsveç ve Finlandiya kamuoyunda nasıl karşılandı?
 
İsveç’te çok yankıları var. Şu an hükümet güven oyu almayabilir. Hükümet düşebilir. Erdoğan, Kürt düşmanlığı ile Kürt meselesini küresel hale getirdi. Kürt meselesi yüzünden İsveç hükümeti düşebilir. Daha önce Rojava yüzünden Amerika’nın Savunma Bakanı istifa etmişti. Mesele sürekli büyüyor. Muhalefetin, basının ciddi tepkileri var. Muhalefetin tepkilerine sosyal demokratlar cevap üretemiyorlar. Bir karmaşa söz konusu. Biz de fikirlerimizi hem hükümete hem de siyasi partilere sunuyoruz. Kağıt üzerinde olan irade beyanının pratikte yansımalarını takip edeceğiz. Zaten şu anda NATO’nun desteğiyle 40 yıldır Kürtlere karşı savaşan bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. NATO’yu, ABD’yi, İngiltere’yi arkasına alarak, savaşı yürüten Türkiye’nin faşizan çığlıklarına İsveç ve Finlandiya katılsa ne katılmasa nedir? Her halükarda Kürtler mücadelelerini devam ettirir. Asıl düşünmesi gereken İsveç ve Finlandiya halkı ve siyasetçileridir. Erdoğan, açıkça talep ediyor; ‘Yargıyı ve uluslararası sözleşmeleri bırakın, benimle dar pazarlığa girin’ diyor. Şu an yapılacak her tartışma ülke içerisinde krize, tartışmalara gebedir. Böyle zaten içten çürütüyorlar. Resmen, hukuk kurumlarınızın üzerine çıkın, diyorlar. Çıkabilecekler mi? Çıkamayacaklar. İsveç’te kurumlar Kürt meselesi yüzünden birbirine girecek. Kürtler ve Kürtlerin haklı taleplerinin daha görünür olması da sağlanabilir.
 
Nasıl?
 
Bu tür süreçlerin paradoksal sonuçları olur. Şu an İsveç ve Finlandiya basını hiçbir dönemde olmadığı kadar Kürtleri konuşuyor. Hiçbir dönemde olmadığı kadar İsveç ve Finlandiya halkı Kürtler hakkında bilgileniyor. Bu durumu fırsata dönüştürmemiz lazım. Şimdi ikili mekanizma kuracaklar ama bunlarda birkaç toplantı sonrası genelde dağılıyor. Erdoğan’ın gazı alındı.
 
Rusya, AKP’nin onay verdiği süreçten memnum mı? Yansıması nasıl olur?
 
Rusya tabii ki hoşnut değil. Ama Rusya Türkiye’nin ilk günden beri NATO’yu veto edeceğini düşünmedi. Türkiye NATO üyesi, bunu yaparsa korkunç bedel ödetirler hele de seçimlerden önce Erdoğan’ın bunu yapacak durumu yok. Aslında İsveç ve Finlandiya pek ala bu kadar geri adım atmadan da Erdoğan’ı bir noktaya çekebilirlerdi. Erdoğan, blöf yaptı bunlarda yedi. Erdoğan’a iki sayfalık bir memorandum verdiler. Metin çok muğlak ve herkesin kaçabileceği alanlar bolca mevcut.
 
İsveç, 2019 yılında Grespi’ye yönelik saldırılar ardından Türkiye’ye silah ambargosu uygulamaya başlamıştı. Bu ambargoda memorandum ile ortadan kalkacak bu ne anlama geliyor?
 
 
 Erdoğan bu meseleyi her uluslararası platformda bir restleşme unsuru olarak taşıdığı zaman bilerek, bilmeyerek, isteyerek, istemeyerek Kürt meselesini küresel ajandaya sahip olmasını beraberinde getiriyor. 30 NATO üyesi oturup, Rojava’yı, Kürtleri vs. konuşuyor.
 
Silah ambargosunun çok fazla bir karşılığı yoktu. İsveç-Finlandiya’nın Türkiye’ye sattığı çok fazla bir silah yoktu. Daha çok İngiltere, Kanada, Fransa, ABD satıyor. Kısmi bir ambargoydu. 2019 yılında devreye konulmuştu. Fakat sembolikte olsa bunun kaldırılması, Türkiye’nin militarist yaklaşımına destektir. Sembolik olarak da olsa Erdoğan’ın bir kazanımıdır. Totalde ise Erdoğan’ın iki sayfa kağıdı seçim meydanlarında NATO’yu dize getirdik, kullanmasının dışında çok fazla pratik getirisi yok. Kürt meselesini her geçen gün siyaseten konuşma kapasitesini yitiren Erdoğan, Kürt meselesini militarize ederek; NATO’ya taşımaya çalışıyor. Erdoğan bu meseleyi her uluslararası platformda bir restleşme unsuru olarak taşıdığı zaman bilerek, bilmeyerek, isteyerek, istemeyerek Kürt meselesini küresel ajandaya sahip olmasını beraberinde getiriyor. 30 NATO üyesi oturup, Rojava’yı, Kürtleri vs. konuşuyor. Bir parça aklı olsa, Kürt meselesini çözmek isterse gidip Helsinki’de, Stocholm’de değil, burada bu meselenin çözümü için bir yol bakardı. İktidar, uluslararası güçleri toparlayıp, Kürtlere saldırmak için bir zemin yoklamaya çalışacak.
 
MA/ Berivan Altan  
 

Diğer başlıklar

14:36 İzmir'de vapur seferleri iptal oldu
14:34 Cumhurbaşkanı adaylarının pusuladaki yerleri belli oldu
14:28 Ekoloji Derneği: Fidan dikme kampanyasına katılalım
14:25 ‘İhraç edilen emekçiler görevlerine iade edilsin’
14:18 Hasta tutuklu için tahliye çağrısı
13:04 Cumartesi Anneleri gözaltında kaybedilen Nezir Acar'ı sordu
13:04 TEV-DEM: Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için mücadeleyi büyütelim
12:00 Kayıp yakınları Bulmuş’un faillerinin yargılanmasını istedi, Demirel'in akıbetini sordu
11:37 Qoser'de şüpheli asker ölümü
11:31 İzmir'deki gözaltılar serbest
11:18 Şenyaşar ailesi: Bu karanlık süreci aydınlatacak güneş Urfa’dan doğacak
11:18 Mart ayı savaş bilançosu
10:59 Pirsûs'ta 23 kişinin tutuklanması: Siyasi saiklerle hazırlanmış düzmece bir dosya
09:02 Avrupa’da hedef 3 milyon seçmeni sandığa götürmek
09:01 Sahaflarda eskiye rağbet!
09:01 AKP'nin kullanışlı aparatı: HÜDA PAR
09:01 Dr. Doran: Molozlar suya karışırsa hastalıkları önleyemeyiz
09:00 Karaoğlan ve Dağ’ın ailelerinden Amara çağrısı
09:00 Kurdistan’daki kadın örgütü temsilcileri: Abdullah Öcalan’ı özgürleştireceğiz
09:00 Amara misafirlerini bekliyor
09:00 01 NİSAN 2023 GÜNDEMİ
31/03/2023
23:58 S&P Türkiye’nin kredi notunu revize etti
21:47 Eskişehir'de bir kadın katledildi
19:43 Ege Denizi'nde deprem
19:41 Şenyaşar ailesinin iftar sofrasına gençlerden ziyaret
19:32 İşçiler DİSK Genel-İş kayyımına karşı Ankara'ya yürüdü
19:26 BM: Depremde tarımsal üretimin yüzde 20’si zarar gördü
19:08 İzmirli kadınlardan tutuklamalara tepki
18:57 Koruma kararı bulunan kadınların seçimlerde kişisel bilgileri gizlenecek
18:46 Huriye Coşkun’u katleden erkeğe ‘takdir’ indirimi
17:37 Kanadalı şirket Kurdistan Bölgesi’ndeki petrol üretimini durdurdu
17:34 18 yaşında girdiği cezaevinden 48 yaşında çıktı
17:23 Afganistan’da ‘Kadının Sesi’ radyosu kapatıldı
17:19 Yeşil Sol Parti'den Hatay'da halk ziyaretleri
16:00 Petrol üretiminin durdurulması elektriği de etkiledi
16:00 Êlih'te trafik kazası: 1 ölü, 2 ağır yaralı
15:59 Cezaevlerinde 3 ayda 6’sı şüpheli 13 kişi yaşamını yitirdi
15:55 Xarpêt’te bir evde 6 kişi ölü bulundu
15:39 Ege ve Marmara bölgeleri için fırtına uyarısı
15:33 'Kafa keseriz' diyen Hizbullahçı serbest bırakıldı
15:12 Riha’da 23 kişinin tutuklanması protesto edildi
15:02 Gazeteci Ziya Ataman: Ağır bir tecrit altındayız
14:54 İslahiye'de deprem
14:50 EGEÇEP sonuç bildirgesini açıkladı: Talana son
14:45 ÖHD ve İHD’den adliyedeki şüpheli ölüme dair rapor
14:36 31 yıllık tutuklu Serhat Güllü tahliye edildi
14:10 Pandemide yaşamını yitiren sağlıkçılar anıldı
13:55 KFC ve Pizza Hut Kurdistan’daki şubelerini kapattı
13:31 Cemaatteki tecavüz davası 5 Haziran’a ertelendi
13:18 Ferit Şenyaşar: İktidar, yaşattığı acı ve yolsuzluklarıyla anılacak
13:01 Yerine kayyım atanan Eşbaşkan: Halk iradesiyle iktidara tekrar cevap olacak
13:00 4 kez sevk edilen 82 yaşındaki tutuklunun durumu Meclis’e taşındı
12:58 101 isimden sol-sosyalist güçlere çağrı: Tek listede ortaklaşın
12:52 Bakanlık öğrenciyi kovan yurdu savundu!
12:51 ‘Abdullah Öcalan Ortadoğu için tek umut kaynağı’
12:39 Adliye önünden seslendiler: Kadınlar ‘şer’ ittifakına karşı
12:19 Polisevine saldırı iddianamesi de Soylu’nun açıklamasını yalanladı
11:52 Mêrdîn ve Amed'te kar yağışı
11:43 Wan’da bulunan kemiklere dair inceleme başlatıldı
11:32 Mersin'de seçim startı: Yeşil Sol Parti başaracak
11:19 İYİ Parti il başkanlığına silahlı saldırı
11:00 Dış ticaret açığı yüzde 51 arttı
10:15 İzmir'de çok sayıda gözaltı
10:09 Ailelerden İmralı başvurusu
09:23 Amed Barosu Başkanı Eren: 5 polis de işkenceden sorumlu
09:20 31 Mart ruhuyla 14 Mayıs’a: AKP-MHP dönemi sona erdi
09:10 Zübeyir Aydar: Seçimin sabote edilmemesi için herkes üzerine düşeni yapmalı
09:07 Ayşe Efendi: Ortadoğu’daki sorunlar Öcalan’ın fikirleriyle çözülebilir
09:04 Kadınlar bütünlüklü eşitlik politikası ve radikal adımlar bekliyor
09:04 Cizîrli anneler: Türkiye artık silahları susturmalı
09:03 Amedliler: Yeşil Sol ile AKP’yi devireceğiz
09:03 Dara Antik Kenti’nde tarihi kıyım
09:02 Maden ocağını deprem de durduramadı: Zehir saçıyor
09:01 Kuraklık kapıda: Ürün deseni değişiyor
09:00 Abdullah Öcalan’ın avukatından parti ve ittifaklara: İmralı’ya dair tutumunuz ne olacak?
09:00 Cinayetler arttıkça 'karanlık' bağlar ortaya çıktı
09:00 Wan’da pazarlar boş: 100 TL ile 2 limon, 3 patates, 5 salatalık alabiliyoruz
09:00 31 MART 2023 GÜNDEMİ
08:48 Cemaatteki tecavüzü savunan avukat AKP’den meclis üyesi
08:07 Yoğun kar yağışı bekleniyor
07:53 Pirsûs’ta 23 kişi tutuklandı
30/03/2023
23:39 Emeklilikte maaş artışı Meclis’ten geçti
23:32 Pentagon: İran Devrim Muhafızları'na bağlı grup öldürüldü
23:07 Finlandiya’nın NATO üyeliği Meclis’te görüşülüyor
23:01 Akdeniz’de deprem
22:29 Kızıldere'de katledilenler anıldı: Mücadelelerini yaşatacağız
22:18 EŞİK'ten seçim öncesi siyasi partilere açık mektup
22:02 5 gündür gözaltında tutulan köylü tutuklandı
21:55 MGK bildirgesi açıklandı
21:44 'Sağlık emekçisinin intihar girişiminin nedenlerini araştıracağız'
21:28 Dera’da Şam hükümet güçlerine yönelik saldırı
20:57 Riha Barosu ve İHD’den işkence uygulanan köyde inceleme
20:26 50 yazardan Pınar Selek çağrısı
20:19 Şenyaşar ailesi: Adaletsizlik bitene kadar mücadelemiz devam edecek
19:41 Wêranşar’da gözaltına alınan 9 kişi serbest bırakıldı
19:38 Freddy Kasırgası: Yüzlerce kişi kayıp
19:16 Mahir Çayan ve arkadaşları anıldı
18:57 Avusturya Parlamentosu’nda Türkiye’ye karşı tasarı kabul edildi
18:26 Çevre Kanunu Meclis’ten geçti
17:50 Evin Cezaevi'ne sevk edilen siyasi tutukludan haber alınamıyor
17:41 'Kafa keseriz' diye tehdit savuran kişi gözaltına alındı
17:36 CPT’nin raporunda tecride ilişkin bilgi verilmedi!
17:22 YSK Erdoğan’ın adaylığına dair itirazları reddetti
17:20 Yeşil Sol Parti’den Bazarcix’ta halk toplantısı
17:12 Wan’da yapılan kazıda insan kemikleri çıktı
16:40 Gazeteci Hürtaş: Bu polis üzerime oturdu, beni darp etti
16:36 Firari sanığın yakalanmadığı Vartinis Davası ertelendi
16:32 Mahabat Mezarlığı’nda toplanan halktan direnişi büyütme çağrısı
16:24 Gözaltına alınan 10 kişi serbest bırakıldı
16:01 Emekliler: Bu zam değil seçim rüşvetidir
15:48 İstanbul Tabip Odası: Hastaneler yerinde yenilensin
15:45 Alevilere Yeşil Sol Parti saflarında buluşma çağrısı
14:54 Ayvacık Devlet Hastanesi’nde SES üyelerine baskı
14:52 Yenilenebilir enerji hedefi yüzde 42,5
14:37 Norveç petrol şirketi üretimini durdurdu
14:33 BES: İnsan onuruna yakışır koşullarda çalışmak istiyoruz
14:28 Antalya’da 10 gözaltı
13:56 3 HPG'linin cenazesi defnedildi
13:46 Mehmet Latifeci anıldı: Kürt ve Arap halkı arasında köprüydü
13:45 İHD yöneticisi Yüksel’in duruşması ertelendi
13:32 Erdoğan'dan AYM'ye HDP telefonu: Blokenin kaldırılması yönünde nasıl oy kullanırsınız?
12:50 GGM’deki cinsel saldırıda 2 failin ifadesi tekrar alındı
12:27 HDP Eş Genel Başkanları: Üçüncü yolumuzu Yeşil’in ve Sol’un yoluyla birleştirdik
12:13 Yeşil Sol Parti: İkinci yüzyılı Demokratik Cumhuriyet yüzyılı yapacağız
12:08 Yozgat Müftülüğü’nün referansıyla 5 DAİŞ’liye vatandaşlık verildi
11:58 Şenyaşar ailesi: Bu düzeni hep beraber değiştireceğiz
11:51 Yeşil Sol Parti’nin Kürtçe seçim müziği: Dîsa em
11:49 Yeşil Sol Parti’den seçim şarkısı: Buradayız
11:37 Yurtsever Genç Kadınlar’dan 4 Nisan kutlaması
11:14 Yeşil Sol Parti seçim çalışmalarının startını verdi
11:12 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüş başvurusu
11:08 Yöresel kıyafet giyenleri darp eden 4 polise dava açıldı
10:55 Bismil Adliyesi’nde işkence!
10:42 Yeşil Sol Parti’nin seçim sloganı: Buradayız, birlikte değiştireceğiz
10:27 Suriye’ye İsrail saldırısı
09:39 Freedom House: Muhalefetteki anlaşmazlıklar Erdoğan'ı devirmeye zarar veriyor
09:11 Abdullah Öcalan'a özgürlük talebiyle Amara'ya!
09:09 Dönemin tanığından Hizbullah: Çatışma denilerek siviller öldürülüyordu
09:08 Gazeteci Zagros: Türkiye, Kandil’e saldırmaya hazırlanıyor
09:02 Depremzedeler temiz suya erişemiyor
09:01 Yeşil Sol Parti Amed Eşsözcüsü: Baskıcı rejimleri tarihin çöp sepetine atacağız
09:01 Oramar: Qazi’nin direnişi Öcalan’ın başlattığı mücadeleyle birleşti
09:01 EŞİK gönüllüsü: Kadınları yok sayanlara oy yok
09:00 54 yıl önce Öcalan'ı tanıdı, mücadeleden kopmadı
09:00 Efrînli tutuklulara işkence
09:00 Yeşil Sol Parti halkların umudu olacak
09:00 30 MART 2023 GÜNDEMİ
08:18 Yolcu otobüsleri devrildi: 3 ölü, 46 yaralı
29/03/2023
23:42 Erdoğan ‘çözüm’ süreci üzerinden HDP’yi hedef aldı
23:13 5 kentte eğitime kar tatili