AYDIN - Aydın E Tipi Cezaevi'nde intihar ettiği ileri sürülen Yılmaz Ekinci'nin, gardiyanlar tarafından yaka paça müşahede odasına götürüldüğü ortaya çıkan görüntülere yansıdı. Ekinci'nin şiddet gördüğü tutuklu ifadelerinde yer alırken, ölümün yaşandığı koğuşu gören kamera görüntüleri aileye verilmedi.
Bitlis’in Hizan ilçesinden olan ve geçen yıl Temmuz ayında “yaralama” suçundan tutuklanarak Aydın E Tipi Kapalı Cezaevi’ne konulan Yılmaz Ekinci’nin (28), 13 Ocak’ta intihar ettiği ileri sürüldü. Cezaevi yönetimi, 1 metre 70 santim boyundaki Ekinci’nin, kendisini tutulduğu koğuşun kapısının yerden 1 metre 48 santim yüksekliğindeki demire astığını öne sürdü. Cezaevi yönetimi, aileye ayrıca Ekinci'nin psikolojisinin bozuk olduğunu söyledi.
Ekinci ailesi, cezaevinin iddialarını reddediyor. Aile, Ekinci’nin cansız bedeninin çıkarıldığı müşahede odasının kapısını gören kamera görüntülerinin kendilerine verilmemesini ve asıya dair çelişkili bilgilere dikkati çekerek, iddiaları inandırıcı bulmadı.
Aile üzerinden ulaştığımız kamera görüntüleri ve tanık ifadeleri de intihar iddiasının aksine, Ekinci'nin ölümünü kuşkulu kılıyor. Görüntülerde, Ekinci'nin ölmeden önce gardiyanlar tarafından yaka paça müşahede odasına alındığı görülüyor. Ekinci'nin gardiyanlar tarafından darp edildiğini aktaran tutukluların ifadeleri ise, cezaevi yönetiminin olaya ilişkin tuttuğu vukuat raporuyla çelişiyor.
CEZAEVİ VUKUAT TUTANAĞI
Şüpheli ölümünün ardından Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında Ekinci'nin koğuşu olan C-6'daki 27 tutuklu ile müşahede bulunan 9 tutuklu, bir sağlık memuru ve 2 müşahede gardiyanının ifadeleri alındı. Aydın E Tipi Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü de olaya dair vukuat raporu hazırladı. Raporda, Ekinci'nin götürüldüğü odada kendisini eşofman ipiyle astığı ileri sürüldü.
Raporda, olaya dair şu ifadelere yer verildi: “Yılmaz Ekinci’nin 13.01.2022 tarihinde saat 11.50 sıralarında kalmış olduğu 1’inci müşahede 11 Nolu odadan alınarak, C/6 koğuşuna verildiği. Saat 12.05 sıralarında koğuş butonunun yanması üzerine koğuşa gidildiğinde Yılmaz Ekinci’nin masaları yıktığı, koğuşta huzursuzluk çıkardığı, koğuştaki herkese küfür ettiği ve koğuştakilere bağırıp, çağırması üzerine tekrar C-6 koğuşundan alınarak 1’inci müşahede 11 Nolu odaya alınmıştır. Saat 13.30 sularında ekmek dağıtımı için 1’inci müşahede 11 Nolu odaya gidildiğinde Yılmaz Ekinci’nin oda kapısına dayanır şekilde yerde oturur vaziyette olduğunun görülmesi üzerine kendisine seslenildiği ve cevap vermemesi üzerine oda kapısının diğer görevli memurlarca açıldığı yapılan ilk gözlemde hükümlünün eşofman ipiyle kendisini oda kapısına astığı görülmüş. Hemen revir ve 112 Acil Servise haber verilmiştir. 112 Acil Servis görevlilerince yapılan ilk muayenede hükümlünün vefat ettiği anlaşılmıştır.”
İFADELER İDDİALARI YALANLIYOR
Olaya dair ulaştığımız tutuklu ifadelerinde de cezaevi tutanağındaki "Ekinci'nin masaları yıktığı, koğuşta huzursuzluk çıkardı" iddialarına rastlanmadı. İfadeler, cezaevi müdürünün Ekinci'nin ablası Filiz Ekinci'ye söylediği "psikolojisi bozuktu” iddiasını da yalanlıyor. İfade veren tutuklular, Ekinci'nin psikolojisinin yerinde olduğunu, düzenli spor yaptığı ve neşeli birisi olduğu kaydedildi.
TUTUKLULAR: ŞİDDET GÖRDÜ
Cezaevi vukuat raporunu yalanlayan bazı ifadeler şöyle:
“* Yılmaz Ekinci ile aynı koğuşta kalırdım. Bizim koğuşumuzun kalabalık olması nedeni ve koğuşta kalmak istememesi nedeniyle 12.01-2022 tarihi buton yaptı. Bunun üzerine Serkan isimli gardiyan geldi. Yılmaz, Serkan’dan koğuştan gitmesi konusunda yardım istedi. Aralarında geçen konuşmaların ardından görevli memurlar Yılmaz’ı koğuştan çıkardılar. 13.01.2022 tarihinde saat 12.00 sıralarında Yılmaz tekrar koğuşa geldi. Yılmaz’ın vücudunun parmak kısımlarında kırıklar ve şişlik vardı. Yüzünün sağ bölümünde morluklar vardı. Karın ve sırt kısmında da morluklar vardı. 'Beni gardiyanlar dövdüler' dedi. Ancak açık kimliklerini söylemedi. Sonra tekrar 'beni alın. Ben bu koğuşta durmak istemiyorum' dedi ve buton yaptı. Tekrar görevli memurlar Yılmaz’ı alarak koğuştan ayrıldılar. Olay tarihleri olan 12.01.2022 ve 13.01.2022 tarihlerinde hükümlüler arasında C-6 koğuşunda herhangi bir idari ve adli soruşturmaya konu bir olay meydana gelmemiştir. Yılmaz Ekinci koğuş içerisinde gayet neşeliydi, sporunu yapardı. Olumsuz gözlemlediğim bir durumu yoktu. Halen mevcut koğuşumuzda kalabalık sürmektedir.
PSİKOLOJİK SORUNU YOKTU
* 13.01.2022 tarihinde saat 11.30-12.00 sıralarında Yılmaz koğuşa geldi. Koğuşa geldiğinde parmağında ve yüzünde şişlik. Boynunda, kollarında ve sırtında darp izleri vardı. O gece vardiyadaki görevli yaklaşık 10 gardiyanın kendisini darp ettiklerini söyledi. Bu olay zoruna gittiğini, koğuşta kalmak istemediğini söyledi. Tekrar buton yapıldı. 12.01.2022-13.01.2022 tarihlerinde C-6 koğuşunda hükümlüler arasında herhangi bir adli ve idari soruşturmayı gerektirecek bir olay yaşanmadı. Yılmaz’ın psikolojik sorunları da yoktu. Hayat dolu bir insandı, hatta bana bile psikolojik anlamda yardımcı oluyordu.
* Olay yaşandığında koğuş bahçesinde yemek yiyordum. Koğuş içerisinde dolap ya da komidine vurulma sesi duydum. Yılmaz Ekinci ile yakın arkadaştım, kendisini asacak herhangi bir durumu yoktu. Psikolojik rahatsızlığı bulunmuyordu. Koğuşta herkesle iyi geçinen biriydi.
DAPR EDEN GARDİYANLARIN İSMİNİ VERDİ
* Yılmaz intihar edecek bir yapıda değildi. Psikolojik sorunları yoktur. Koğuşta sevilen biriydi. Herkese faydalı biriydi. Olay tarihinde koğuş içerisinde hükümlüler arasında herhangi bir adli ve idari soruşturma gerektirecek bir eylem olmadı. Bizi bu olay derinden sarsmıştır. Can güvenliği hususumunsa sağlanmasını talep ediyorum. Yılmaz, kendisini Serkan İ. ve soy ismini bilmediği Ertuğrul isimli gardiyanların kendisini darp ettiğini söyledi.
COP SESLERİ GELİYORDU
* O gün müşahede barındırılmaktaydım. Olayın yaşandığı tarihte sabah saatlerinde 5-6 gardiyan yukarı çıktığını mazgaldan gördüm. Mazgaldan sadece bel altları görünüyordu. Yukarıdan münakaşa sesleri geldi. Bu seslerin arasında vurma sesleri de vardı. Tahminim cop sesleriydi.
* Yılmaz 13.01.2022 tarihi öğlen saatlerinde koğuşa geldi. Kafası yarılmış, boyun ense kısmı kızartı, serçe parmağı şişti, göbek ve kollarında kızarıklıklar vardı. Yanıma gelerek '10 tane gardiyan beni dövdüler. Ne yaptıysa infaz koruma memuru Serkan yaptı. Ben bu koğuşta kalmak istemiyorum' diyerek tekrar buton yaptı. Tekrar gelip Yılmaz’ı aldılar. 1 saat sonrada ölüm haberini aldık."
GARDİYANLARIN İDDİALARI
Ekinci'yi müşahedeye getiren gardiyanların tuttuğu tutanakta ise, Ekinci'nin "agresif ve sinirli tavırlar sergilediği" iddia edildi. Tutanakta, "Adı geçen hükümlünün kendisine ve çevresine zarar vermemesi için üzerinde bulundurmaması gereken malzemelerin alınması esnasında yapılan üst aramasına karşı çıkmıştır. Adı geçen hükümlü yine agresif ve sinirli tavırlar sergileyerek yüksek sesle 'Siz kim oluyorsunuz oğlum. Bunun hesabını soracağım' ifadeleriyle tehdide devam etmiştir. Üst araması tamamlandıktan sonra hükümlüye uyarı ve telkinlerde bulunarak tedbir amacıyla müşahede odasına alınmıştır” denildi.
'ZOR KULLANMAYI' İTİRAF ETTİ
Müşahedede görevli olan bir başka gardiyan, ifadesinde Ekinci'nin aramaya karşı direnip direnmediğine dair herhangi herhangi bir şey söylemedi. Gardiyan, Ekinci'ye karşı "zor kullanıldığını" ise itiraf etti. Gardiyanın ifadeleri şöyle: "Yılmaz Ekinci dün akşam (12.01.2022) biz görevde değilken, koğuşundan alınıp, müşahede koğuşu 11 nolu odaya konulmuş. Neden konulduğunu bilmiyorum. Sabah göreve başladığımda kendisi müşahede koğuşundaydı. Saat 11.45 sıralarında müdahale ekibinden 4-5 kişi gelerek ölen şahsı tekrar başka bir koğuşa götürmek üzere koğuşundan çıkardık. 12.00-12.15 sıralarında yani yaklaşık yarım saate varmadan ölen şahsı yine müdahale ekibinden arkadaşlar zor kullanarak tekrar geri getirdiler. Tekrar aynı yerine konuldu. Konulmadan önce şahsın ayakkabı bağcıkları söktürüldü. Ancak belinin aranıp aranmadığı ve ya iç çamaşırına bir şey saklayıp saklamadığının kontrolünün yapılıp yapılmadığını ben bilmiyorum. Biz çıkarken emanet eşyalarını geri vermiştik. Gidip geldikten sonra ipi ne şekilde koğuşa soktuğunu bilmiyorum. Biz ayakkabı bağcıklarını alıp ve görünür yerdeki kontrollerini yapmıştık. Herhangi bir ip yoktu. Ölen şahıs koğuşa tekrar konulduktan yaklaşık 1 saat sonra yemek dağıtmaya çıktım. Geldiğimde kapının içinde çömelmiş oturur şekilde gördüm. Ancak asılı olduğunu fark etmedim. Kendisine seslendim ancak cevap alamadım. Bunun üzerine sağlıkçılara haber verdim. Sağlıkçılar geldi. Anahtarla kapısını açtılar. Kapıyı açınca boynunda iple kapı içinde asılı olduğunu fark ettik. Daha doğrusu kapıyı açtıklarında ben yoktum. Ekmek dağıtıyordum. Ne şekilde ipten indirdiklerini bilmiyorum."
YAŞANANLARI MEKTUPLA ANLATTI
Olaydan bir süre sonra Ekinci ile aynı cezaevinde kalan bir tutuklu, bildiklerini dair Ekinci’nin ablası Filiz Ekinci’ye mektup gönderdi. Tutuklunun mektubu şöyle: "13 Ocak 2022 tarihinde E-3 koğuşundan saat 16:30 civarlarından kurum görevlisi olan Aydın Baş memur ve müdahale ekibi tarafından koğuşum olan C-6 koğuşuma geldim. Ve daha öncede kesinleşmiş olan hücre cezamı çekmek için saat 17.00 civarında koğuşumdan hücre cezamı çekmek için gidecektim. Arkadaşlarla muhabbet esnasında Yılmaz ve diğer arkadaşlarla muhabbet ettik. Daha sonrasında koğuşun yatakhanesine çıktım. Ve koğuşta bulunan Barış Ördekçioğlu ile gün içerisinde tartıştıklarını öğrendim. Uzatılacak bir şey olmadığını söyledim. Daha sonrasında hücre cezamı çekmek için uyanıldım. Ve müşahedede cezamı infaz etmeye başladım. Belirleyemediğim saat aralıklarında yaklaşık saat 11.00-12.00 arasında bir zaman zarfıydı. Görevli memurlar Yılmaz Ekinci isimli arkadaşımı darp ederek müşahedeye getirdiler. Daha sonra hücre 1 ve 2’de bulunan isimlerini belirttiğim Ahmet Emul ve Mert Katan isimli arkadaşların 'yapmayın böyle davranmaya hakkınız yok' dedikten sonra yapılan şiddet eyleminden vazgeçerek Yılmaz Ekinci’yi 11 veya 12’ye çatı katına bıraktılar.
ŞİDDET UYGULAYANLARI TEŞHİS EDEBİLİRİM
Daha sonrasında sabah sebebini bilmediğim sebepten dolayı müşahededen alıp götürdüler. 13.01.2022 tarihinde mahkeme dönüşünden sonra yaklaşık saat 12.00-13.00 arası tekrardan müdahale ekibi tarafından müşahedeye geldiğini, kendisine 'Yılmaz nasılsın' dediğimde, 'Üzerime çok geliyorlar' dedi. Bunun akabinde önden ismini bilmediğim bir grup memur ve sonrasında Yılmaz’la beraber 5-6 memur 'sen dön kendini bozdurdun tekrar bozmamızı istiyorsun' dedikten sonra Yılmaz Ekinci’ye şiddet uygulamaya başladılar. İsimlerini bilmediğim memurların kısmen şiddet uyguladıklarını gördüm. Buna susmam için işaret eden memuru teşhis edebilirim.
BOYNU KIRILDI, AĞZINDAN KAN GELDİ
Daha sonrasında Yılmaz Ekinci’yi itekleyerek koydular ve bu esnada Yılmaz’ın düşmüş olması gerekiyor ki boynu kırılmış ve ağzından kan gelmiş. Daha sonrasında işçi koğuşunda görevli olan mahkum ve nezaretinde bir memur geldi. Üst kata çıktıklarında Yılmaz Ekinci’nin yerde baygın şekilde yattığını ve ağzından kan geldiğini söyledi. Mahkum arkadaş memurla beraber Yılmaz’a seslendi. Ancak hiçbir sonuç alamayınca kurum revirinde görevli olan renkli gözlü teşhis edebileceğim 'bunun boynu kırılmış' dedikten sonra görevli gardiyan 'kalp masajı yapsan olmaz mı' dedi. Ve görevli revirci Yılmaz Ekinci’nin öldüğünü söyledi. Kurumda bulunan gardiyan ve görevli memurların hepsi olay yerine geldi. Yılmaz’ın olduğu yerde bir adet ip bulunduğu söylendi. Bu ipin daha önce oradan çıkan mahkuma ait olduğu söylendi. Olayı kimin gerçekleştirdiğini bildiğimden dolayı vicdan azabı çekmekteyim.
Bu konuyla ilgili olarak öncelikle bu ifadelerime başvurduktan sonra cezaevi yönetimi ve memurlar tarafından tarafıma mutlak suretle gelinecektir. Aynı durumda kardeşimde mustarip kalacaktır. Can güvenliğimiz için başka ceza infaz kurumuna sevkimi talep edeceğim. Yılmaz Ekinci’nin ölümüne sebebiyet veren ve bu olayı gerçekleştirenlerin cezalandırılması için bildiklerimi tamamen buraya yazdım. Eğer ki 16.01.2022 tarihinde yazmış olduğum evrakın herhangi bir benim ve kardeşimin idare tarafından gelecek olan bir olumsuz davranış veya başımıza bir iş gelirse C-6 koğuşunda bulunan tutuklulara göndermişimdir. Onlar herhangi bir durumda gereğini yapmasını isteyecektir.”
GARDİYANLARIN AGRESİF TAVIRLARI
Olaya dair savcılık tarafından aileye verilen görüntüler ise, ifadelerde yer alan şiddeti doğruluyor. Görüntüler ayrıca, gardiyanların "agresif ve sinirli tavırlar sergilediği" iddiasını yalanlıyor. Görüntülerde gardiyanların agresif ve saldırgan tavırları dikkati çekiyor.
12 Ocak tarihli kamera görüntüsünde, ifadelerde ismi "Serkan" olduğu belirtilen gardiyanın, başka bir gardiyanla birlikte saat 22.00'de Ekinci'nin tutulduğu C-6 koğuşunun önüne geliyor. Gardiyanlar, 8 dakika Ekinci ile görüştükten sonra ayrılıyor. Hemen ardından 5 gardiyan gelerek, Ekinci’yi koğuştan alıyor. Aynı tarihli ve Ekinci'nin götürüldüğü maltayı gören farklı bir kamerada ise, 14 gardiyanın Ekinci'yi aralarına alarak konuştuğu görülüyor.
GÖRÜNTÜLERİN BAZILARI VERİLMEDİ
Görüntüde, Ekinci'nin son derece sakin olduğu gözlemlenirken, gardiyanların ise agresif ve saldırgan tavırları dikkati çekiyor. Maltayı gören görüntüde, yaklaşık 3 dakika sonra gardiyanlar Ekinci'ye bir anda müdahale ediyor. Gardiyanlar, kafasını bastırarak Ekinci'yi kameranın görüş açısının dışına çıkarıyor. Bu sırada Ekinci'nin götürüldüğü yöne bakan bir gardiyan, hızla o tarafa koşuyor. Ancak, o tarafı gören kamera görüntüleri aileye verilmediği için, o noktada neler yaşanıp yaşanmadığı bilinmiyor.
Bir süre sonra gardiyanlar, Ekinci'yi yaka paça müşahede koğuşuna kadar götürüyor. Müşahedenin üst katına çıkarılan Ekinci'nin, merdivenlerden çıkarılması 1 buçuk dakika sürüyor. Görüntülerde üst kata çıkan gardiyanlardan biri, ilk olarak diğer koğuşların mazgallarını kapatıyor ve Ekinci'nin koyulduğu koğuşun kapısını kamera görüşünü kapatacak şekilde açıyor. Gardiyanlar, Ekinci'yi koğuşa soktuktan yaklaşık 4 dakika sonra koğuştan ayrılıyor.
OLAYIN YAŞANDIĞI GÜNÜN GÖRÜNTÜLERİ
13 Ocak tarihli kamera kayıtlarına göre ise, Ekinci saat 11.45'de müşahede koğuşundan alınarak, saat 12.00 sıralarında tekrar C-6 koğuşuna götürülüyor. Ekinci'nin tekrardan butona basması sonrası saat 12.10'da 5 gardiyan tarafından tekrardan koğuşundan alınıyor. Saat 12.13'de müşahedeye getirilen Ekinci, arama işlemlerinin ardından 11 Nolu müşahede koğuşuna konuluyor. Görüntülerde bu sırada Ekinci'nin ayakkabı bağcıklarını ve saç tokasını çıkarıp, masaya bıraktığı görülüyor.
ÖLÜM ANINA DAİR GÖRÜNTÜLER YOK!
Ancak cezaevi idaresi tarafından hazırlanan vukuat raporunda yer alan ve Ekinci'nin yaşamını yitirdiği anlarda müşahede odasının önünde neler olup bittiğine dair görüntüler savcılık tarafından aileye verilmedi. Aile, raporda yer alan “(...) Saat 13.30 sularında ekmek dağıtımı için 1’inci müşahede 11 Nolu odaya gidildiğinde Yılmaz Ekinci’nin oda kapısına dayanır şekilde yerde oturur vaziyette olduğunun görülmesi üzerine kendisine seslenildiği ve cevap vermemesi üzerine oda kapısının diğer görevli memurlarca açıldığı yapılan ilk gözlemde hükümlünün eşofman ipiyle kendisini oda kapısına astığı görülmüş. Hemen revir ve 112 Acil Servise haber verilmiştir. 112 Acil Servis görevlilerince yapılan ilk muayenede hükümlünün vefat ettiği anlaşılmıştır" anlarına dair görüntüleri savcılıktan talep etti. Savcılık, raporda yer verilen anlara dair görüntülerin olmadığını iddia etti.
ABLA EKİNCİ: BİR SORUNU YOKTU
Kardeşinin ölümüne dair Mezopotamya Ajansı'na (MA) ulaşan abla Filiz Ekinci, her hafta Perşembe günü kardeşiyle telefonla görüştüklerini, olaydan 3 hafta önce de açık görüş gerçekleştirdiklerini aktardı. Abla Ekinci, "Hiçbir sorunu olmadığını, iyi olduğunu bize söyledi. Açık görüşten sonra haftalık telefon görüşmelerimizi yapıyorduk. Ölmeden bir hafta önce Perşembe günü aradı. 'Abla sen korona mı oldun?’ dedi. ‘Yok, ben sadece baygınlık geçirdim’ dedim. 'Anneme dikkat et, anneme bir şey olmasın' dedi. Farklı şeylerden konuştuk, espri yapıp, çokça gülmüştük. 'Abla benim doğum günüm, bana parfüm al, şunu al, bunu al' dedi. Kendisini bu kadar seven, hayat dolu bir insan neden intihar etsin?" diye sordu.
ÖLÜM HABERİ VERİLMEDİ
Kardeşinin ölümüne dair cezaevinin kendilerini aramadığını ve ölüm haberini avukatları aracılığıyla aldıklarını söyleyen Ekinci, "Cezaevine gittiğimde ilkin içeri almadılar. Zorlamam üzerine içeriye aldılar. Cezaevi müdürünün yanına gittim. Bir sürü gardiyan vardı. Müdür bana 'Senin haberin var mıydı? Kardeşinin psikolojisi bozuktu. Kendisini iç çamaşırıyla astı' dedi. İntihar ettiği dedikleri yeri görmek istedim. Ancak buna da izin vermediler" diye belirtti.
KARŞI ÇIKAN AKRABASI SEVK EDİLDİ
Kardeşi ile yengesinin tutuklu ağabeyinin aynı cezaevinde kaldığını ve ölümden hemen önce karşılaştıklarını ifade eden Ekinci, "Yengemin ağabeyi geçerken kardeşimi görüyor. Hiçbir şeyi yokmuş, gülümsemiş ona. Ne oluyorsa 12.00 ile 14.00 saatleri arası oluyor. Ve yengemin ağabeyi bu olaya karşı sesini çıkardığı için sürgün ettiler" dedi.
'BOYNUNUN BİR YANI KESİKTİ'
Ekinci, görüntüler ve tutuklu ifadelerine işaret ederek, "Kardeşimle yaptığım son telefon görüşmesinde gayet iyiydi. Bir hafta içinde ne değişti? Elimizdeki görüntüler, kanıt ve ifadeler çok şey anlatıyor. Kardeşim hatalı olsa bile, 20 gardiyan başında duruyor. Görüntülerde kardeşim çok sakin, anlatıyor. Ama gardiyanlar hepsi ona bir anda saldırıyor ve kafasına vurarak götürüyorlar” ifadelerini kullandı.
Cezaevi müdürüyle görüşmelerinin ardından savcıyla görüştüklerini ve bu kez de kendilerine “ayakkabı bağcığıyla intihar ettiğinin” söylendiğini paylaşan Ekinci, “Öyle bir şey yok. Kardeşimin yüzünü gördüm. Öldükten sonra yüzünü gören tanıklar da var. Boynu kesik, ağzı ve burnunda kan vardı. Kardeşim iri yapılı, kilolu biriydi. Böyle biri hücrede kendisini asamaz. Böyle bir insanı bağcık nasıl kaldırabilir? Sadece boynun bir yanı kesik kanıyordu. Kendisini asan birinin boynunda neden kesik ve kan olsun. Bildiğin kardeşime 2 gün boyunca işkence yaptırmışlar, bu bir gerçek. Müdür bana kardeşimin psikolojisinin bozuk olduğunu söylüyor. Eğer bozulmuşsa da sebebi onlardır. Madem psikolojisi bozuktu, neden onu yalnız ve çaresiz bıraktılar, ölüme ittiler? Neden bu kadar gardiyan kardeşime saldırıyor, bu soruların cevabını istiyorum" şeklinde konuştu.
GÖRÜNTÜLER EKSİK VE KESİK
Olay anına dair görüntülerin de kesik ve eksik olduğunu dile getiren Ekinci, olayda çok ihmal olduğunu vurguladı. Ekinci, "Olayın üzerine neden gidilmiyor? Şu an biraz daha iyiyim. Kendimi toparladım. Ölümünü kurcaladıkça canım yanıyor. Kardeşimi ölüme gönderdiler. Görüntülerin tümünü istiyorum. Bütün her yere bakan kameralar var. Ama intihar ettiği denilen yere dair tek bir görüntü yok. Bu bile bir şeylerin gizlendiğini gösteriyor. Bundan sonra asla susmayacağım, olayın peşini bırakmayacağım. Sorumluların hesap vermesini istiyorum. Bundan sonra ne yapılması gerekiyorsa yapacağım" diye konuştu
'DAHA FAZLA SUSMAK İSTEMİYORUM'
"7 aydır konuşmuyorsam, tatmin olduğum için değil, sadece ne yapacağımı bilmediğimden, çaresizliğimdendir" diyen Ekinci, şöyle devam etti: "Annemin çaresizliği beni bitiriyor. Daha fazla susmak istemiyorum. Hiçbir anne ve mahkumun canı yanmasın istiyorum. Vicdanım kabul etmiyor, tek bir şey istiyorum; Kardeşime sebep olan gardiyanların hepsi açığa alınsın, sorumlular yargılansın."
YARIN: Aydın E Tipi Kapalı Cezaevi'nde çıkan tutuklu, Yılmaz Ekinci'nin ölümü ve cezaevinde maruz kaldıkları hak ihlallerini anlattı.
MA / Semra Turan - Tolga Güney