Leyla Güven: AKP'yi Kürt sorunu götürecek

img
DİYARBAKIR - DTK Eş Başkanı Leyla Güven, AKP’nin önümüzdeki seçimlerde Kürt sorunu üzerinden gideceğini belirterek, “Mevcut milliyetçi, muhafazakar ve liberal partilerden demokratik bir perspektif beklemiyoruz ve bizler kötünün iyisine mecbur değiliz” dedi. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin ağırlaştırıldığı, Federe Kürdistan Bölgesi’nde savaşın ve Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırı tehditlerinin sürdüğü, ekonomik krizin derinleştiği bir ortamda Türkiye seçim sathı mailine giriyor. İktidara gelmek için şimdiden seçim çalışmalarına başlayan siyasi partiler, soluğu bölgede alıyor. Önümüzdeki seçimlerin Kürt sorunu üzerinden şekilleneceğini belirten Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, sorunun çözümünde en büyük role sahip olan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın kalıcı çözüme katkı sunması için baş müzakereci olarak gerekli şartları sağlanması gerektiğinin altını çizdi. 
 
Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve Kürt sorununda çözümsüzlük politikaları, seçim sathı mailine girilmesiyle yeniden gündeme gelen ittifak tartışmaları ve Kürtlerin tutumuna ilişkin sorularımızı yanıtladı. 
 
Yaklaşık iki yıldır tutuklu bulunduğunuz cezaevinin koşullarından başlayalım. Koronavirüs salgınının en çok etkilediği yerlerin başında cezaevleri geliyor. Koronavirüs sonrası neler değişti? 
 
Bütün halklar dünyanın her yerinden haykırıyorlar; “Kainat, evren sınırsız değildir. Ve bu evrende sadece insanlar yaşamıyor. Eğer önlem alınmazsa, kaynaklar tükenecektir” diyorlar. Kapitalist modernite sisteminin gözünü hırs bürümüş erk zihniyetli bireyleri, bu uyarılara itibar etmediler. Ve gelinen aşamada doğa kendi özsavunmasını devreye koyarak, gücünü herkese kanıtladı. Pandemi, deprem, sel, heyelan, hortum, kasırga, yangınlar derken önlemler yetersiz kalıyor, her geçen gün yıkım ve felaketler daha da büyüyor. Tüm dünyada eşitsizliklerin kanıksanmaya başladığı bu süreçte, toplumsal hafızanın güncellenmesi son derece önemlidir. Dağların, denizlerin, ovaların, derelerin, göllerin, toprak, hava, su, insanlar onları ticarileştirip onları talan etmeden önce özgürdüler. Bu anlamda en etkili sözleri Kızıldereli yerliler söylemiştir. “Ağaç dolu gemiler gidiyor. Otomobil dolu gemiler geliyor” sözü ve kapitalist modernitenin toplumu içine çektiği girdabı özetler niteliktedir. Dünyada ki küresel gelişmelere baktığımızda vasılın parasının yoksulun çenesini yorduğunu belirtebiliriz. Elon Musk ile Bill Gates servetlerini nasıl kullanacaklarının konuşulduğu kadar sömürge ülkelerde açlıktan ölen milyonlarca insanın trajedisi konuşulmuyorsa, anneler kayıp çocuklarının kemiklerini arıyor ve bulunan kemikler annelere kargo poşeti ile gönderiliyorsa ya da çocuklarına yiyecek temin edemediği için insanlar intihar ediyor ve bunlar konuşulmuyorsa sorun yapısaldır. Ve derindir!
 
Milyonlarca insanda trajediye neden olan bu yapısal sorunlar nasıl çözülür?
 
İnsanlık değerlerinin yer değiştirdiği ve her şeyin mekanikleştiği bir dünyada köklü yapısal dönüşümler kaçınılmazdır. Kısaca belirttiğim kronik sorunlar ulus devletlerin miadını doldurduğunun göstergesidir. Bu tekçi, milliyetçi, dinci, cinsiyetçi, doğa düşmanı sistemi göndermek ve yerine ahlaki-politik toplumun demokratik sistemini inşa etmek en doğrusudur. Bu da ancak radikal küresel bir demokrasi anlayışı ile mümkündür. Hiçbirimiz unutmayalım ki; siyasetle uğraşmamanın cezası sizden daha aptal olanlar tarafından yönetilmedir. O halde dünyada esen sol rüzgarı önemsemeli ve Rojava modelini güçlendirmeliyiz. Sonuç olarak insanlık ya ekolojik cinsiyet eşitlikçi-özgürlükçü-komünal dayanışmacı bir uygarlığa sıçrayacak ya da bildiğimiz insan tanımının yaşam parametrelerinin değiştiği, çoğunun yoksul, yoksun, depresif, mutsuz ve umarsız olduğu bir dünyada yaşamaya devam edecektir. Tabi ki bizler “Sorgulanmayan bir hayat yaşamaya değmez” diyenler olarak bu kaçınılmaz değişimin öncüsü olacağız. 
 
Değişimin kaçınılmaz olduğunu söylediniz, ancak AKP en güçlü dönemi yaşadığını dillendiriyor. 20 yıldır iktidarda olan AKP, nasıl bir dönem yaşıyor? Gelinen aşamada değişim mümkün mü? 
 
Kürt sorununu çözmeye yanaşmayan dönemin koalisyon iktidarının ülkeyi sürüklediği kaos aralığında iktidara gelen AKP, 20 yıl sonra yine Kürt sorununda çözüm geliştirmediği için yaşanan kaos-kriz aralığından gidecektir.
 
“Güç, kendisini güçlü zannedenlerin gözünü kör eder” diye bir söz vardır. AKP tam da bu durumu yaşıyor. 2002’de Kürt sorununu çözmeye yanaşmayan dönemin koalisyon iktidarının ülkeyi sürüklediği kaos aralığında iktidara gelen AKP, 20 yıl sonra yine Kürt sorununda çözüm geliştirmediği için yaşanan kaos-kriz aralığından gidecektir. Bu bilinen en somut gerçektir. Çünkü AKP hiçbir soruna köklü çözüm getirmedi. Sadece var olan toplumsal sorunların üzerini açıp adeta ortaya saçtı. Buna da “açılım” adını verdi. Tekrar toparlayamadığı içinde şiddet, baskı ve korkutma yöntemlerine sarıldı. AKP’nin yalanları büyüyüp çiçeklendi ama meyve vermedi. Dolayısıyla şuanda toplum pandeminden kaçar gibi AKP’den kaçıyor. Hem AKP’ni kendi içinde hem de AKP’yi destekleyenler içinde ciddi bir sorgulama başlamış durumdadır. Çünkü “Tüm insanları bir süre kandırabilirsiniz, bazı insanları sürekli kandırabilirsiniz ama tüm insanları sürekli kandıramazsınız” bu söz tam da AKP’nin pratiğini ortaya koyuyor. AKP, toplumun kendisine verdiği krediyi bireysel çıkarları için hoyratça kullandı ve tüketti. AKP sözün onuru olduğunu bilmiyordu. Verdiği sözün üzerine turkuaz halı sererek yoluna devam etmek istedi. Ancak bu o kadar kolay olmayacaktır. Her ne kadar bugün yargıyı ve bütün kurumları iktidarını korumak için kullanmak istese de hayat kanunlardan daha güçlüdür. AKP hayatını mahvettiği bütün insanlara bunun hesabını verecektir.
 
AKP 20 yıllık iktidarında neler yaptı? 
 
AKP döneminde özgürlük, eşitlik, adalet, barış, demokrasi ve birçok kavram özlemle anılır oldu. Zaten bu ülkenin son yüzyılında bu kavramlar hiçbir zaman tam anlamıyla hayat bulmadı. Ama kırıntı düzeyinde de olsa bugünden daha iyiydi. Bu iyilik durumu tabi ki Kürt halkı için geçerli değildi. Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti Kürtler için hep çok özel! kanunlar çıkarmıştır. Bunlara değinmezsek, haksızlık yapmış oluruz. Şark ıslahat Planı, İskan Kanunu, İstiklal Mahkemeleri, DGM’ler, özel yetkili mahkemeler, Ağır Ceza Mahkemeleri bunlardan sadece bazılarıdır. Diyebiliriz ki AKP tarihe bakıp Kürtlere yapılanların “Çağdaş” versiyonlarını hayata geçiriyor. Örneğin; JİTEM yerine IŞİD, Toros yerine Ranger, asit kuyusu yerine tutuklama, Dersim ve 33 Kurşun yerine Roboskî ve daha birçok vahşet yaşandı, yaşanıyor. AKP 20 yıllık iktidarı boyunca ülkenin geleceği için iki önemli adım attı. Bunlardan biri yakın zamanda geri çekildiği İstanbul Sözleşmesi’dir. Hem dünya hem de Türkiye kadın hareketlerinin takdirle karşıladığı kadın şiddeti ve ayrımcılığını önleyen ve ismini ülkenin mega kentinden alan bu sözleşmenin iptali AKP için bir utanç vesikası olarak tarihe yazıldı. Diğeri ise; yüzyıldır ertelenen, yok sayılan ‘Sorun’ denmesi bile yasaklanan Kürt sorunudur.
 
Kürt sorunu kanayan bir yara. Yıllardır süre gelen bir sorunda çözümsüzlük derinleşiyor. Çözümsüzlük neye mal olur? 
 
 Kürt sorununun götüremeyeceği iktidar yoktur. Yakın tarih bu örneklerle doludur. Önümüzdeki seçimlerde Kürt sorunu ve somut politik adımlar üzerinden gidecektir.
 
Kürt sorunu yıllarca muhatabını ararken, AKP 2002’de iktidar oldu. Ancak bu ülkede bir iktidar olmak bir de devleti ele geçirmek var. AKP, 15 yılda devleti ve tüm kurumları ele geçirdi. Dolayısıyla artık istediğini yapabilme gücüne sahiptir. Çözüm Süreci’ni başlatırken, kimsenin aklında birileri engel olur kaygısı yoktu. Çünkü AKP hem iktidar hem de devletti. Ve tabi ki bütün halklar Kürt sorununun çözümünü istiyordu. Bunu çok iyi bilen AKP büyük bir özgüvenle süreci başlattı. Başta Sayın Öcalan olmak üzere bütün halkımız büyük bir umutla bu sürece katkı sunmaya çalıştı. Ancak kısa bir süre sonra anlaşıldı ki; AKP çözüm masasını İmralı’ya, savaş masasını ise Saray’a kurmuştu. Tahrik ve provakasyonlara rağmen Sayın Öcalan büyük bir özveri ile elinden geleni yaptı. Ama Türkiye’nin barışını istemeyen hem iç hem de uluslararası arena da savaş baronları, silah tüccarları devreye girip Erdoğan’ı çeşitli tavizlerle ikna ettiler ve süreci bitirdiler. Aslında AKP tarihi Dolmabahçe Mutabakatı’nı inkar ettiği gün, kendi iktidarının da pimi çekmiş oldu. Bugünlerde sıkça söylenen “Tencerenin götürmediği iktidar yoktur” sözünün doğrusu, “Kürt sorunun götüremeyeceği iktidar yoktur” olacaktır. Yakın tarih bu örneklerle doludur. Dolayısıyla önümüzdeki seçimlerde, Kürt sorunu, somut politik adımlar üzerinden gidecektir. Tabi ki halkımız umut sömürücülerine asla prim vermeyecektir. 
 
Kürt sorunu üzerinden seçimlere işaret ettiniz, kısa bir süre kaldı. Siyasi atmosferi cezaevinden takip edebiliyor musunuz? Neler söylersiniz? 
 
Türkiye seçim atmosferine girmiş durumdadır. Erken de olsa zamanında da olsa nihayetinde seçimlere aylar kaldı. Bu ülkede zaten hiç soğumayan siyasetin ateşi daha da harlanmaya başlandı diyebiliriz. Seçimlerin rutin klasiğine dönüşen eril, cinsiyetçi, milliyetçi dil siyasete hakim olmuş durumda. Bağımlı medyanın TV kanallarında seviyesiz, bilimsellikten uzak ve tamamen algı oluşturmaya dönük tartışmalardan geçilmiyor. Aslında bu oturumlara tartışma dersek onlara bir düzey kazandırmış oluruz. Bu nedenle bu programlara “Hakaret yarışı” demek daha doğru bir ifade olacaktır. Hiçbir TV kanalının cesaret edip davet bile etmediği Kürt siyasi temsilcilerine sansürsüz ve edepsiz bir tarz da hakaret ediliyor. Terörist, vatan hanini, bölücü, alçak, şerefsiz, kanı bozuk ve söylemekten imtina ettiğim birçok söz söyleniyor. Ama halkımız bu zehirli dili duyuyor ve biliyor. Bu provakatör dilin ve zihniyetin çetelesini tutuyor. Günü geldiğinde elbet tepkisini de gösterecektir. 
 
Bu konuda DBP, HDP ve sol sosyalist partiler hariç düzen partilerinin tamamı küçük nüanslar olsa da aynı rotayı izliyorlar. Örneğin; iktidar muhalefete “Onlar terörist sen onlarla nasıl gizli ittifak yaparsın” dediğinde muhalefette iktidara “Asıl sen çözüm süreci başlatarak teröristlerle masaya oturdun” diyerek cevap veriyor. Bundan dolayı bu iki yaklaşımın bizim nezdimizde birbirinden hiçbir farkı yoktur. AKP son yıllarda bilinçli bir politika ile Kürt sorununu tartıştırmamaktadır. Maalesef bunu da muhalefetin desteği ile iç siyasette başarmış durumdadır. Ülkenin en yıkıcı sorunu “Terör” sorununa indirgenmiştir. Terörle mücadele adı altında bir halkla mücadele ediliyor. Belediyelere el konuluyor, vekilleri dahil on binlerce siyasetçisi rehin alınıyor, partilerine kapatma davası açılıyor ve cezaevlerinde her türlü hak ihlali yaşatılıyor. 
 
Muhalefetin bunlar karşısındaki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? 
 
Muhalefet son derece pragmatist davranarak cılız bir tepki veriyor. Bu nedenle muhalefette yarım dümenden oluşan masada Kürt sorunu konusundaki çözüm perspektifleri bilinmiyor. Bu masa Kürtlerin yurdunu dört parçaya bölen anlaşmada imzası bulunan partiden, “Sur’u Toledo yapacağım” diyenlerin partisine, “Kürt sorunu ekonomik gelişmişlikle ilgilidir” diyen partiden “HDP Kürtleri temsil etmiyor” diyen partiye ve Türkiye’nin Lee Peer’i diyebileceğimiz tek kadının olduğu partiden oluşmaktadır. Kısacası bu masada “Kürt halkının vebaline girmemiş bir siyasi parti var mı?” diye sorarım size. Bu partilerin dünya ve Ortadoğu gerçekliğini doğru okuma yeteneği olsaydı, Ortadoğu’nun geleceğinin Kürtlerle kurulacak ilişkiye bağlı olduğunu bilirlerdi. Kürt halkı kendi haklı davasını her dile çevirmiş ve uluslararasılaştırmıştır. Dili, kültürü, kimliği inkar edilen Ortadoğu’nun en kadim, en bilinçli ve en örgütlü halkının sadece seçimlerde hatırlayıp oy potansiyeli olarak görmek, siyasi körlükten başka bir şey olamaz.
 
Kürt sorununun iktidarı götüreceğini söylediniz. Çantasında Kürt sorununa dair bir çözüm önerisi olmayan bir ittifak başarılı olur mu? 
 
 Mevcut milliyetçi, muhafazakar ve liberal partilerden demokratik bir perspektif beklemiyoruz ve bizlerde kötünün iyisine mecbur değiliz. 
 
Bizler elbette bu ülkede gerçekleri söylemenin birçok bedeli olduğunu biliyoruz. Bu bedeli göze almak Hypatia, Hallâc-ı Mansûr, Babek olmayı gerektirdiğini de biliyoruz. Dolayısıyla mevcut milliyetçi, muhafazakar ve liberal partilerden demokratik bir perspektif beklemiyoruz ve bizlerde kötünün iyisine mecbur değiliz. Bu umut tacirlerinin halkımızın umudunu sömürmesine izin vermeyeceğiz. İktidar da muhalefet de Kürt sorunun önemini ve etki düzeyini çok iyi biliyor. Son yüzyılda Kürtlerin dört ayrı ülkenin sınırları içinde her türlü asimile, entegre ve mankurtlaştırma politikalarına karşı destansı bir direniş gösterdiğini de biliyoruz. Gelinen aşamada dünya konjonktürü ve Ortadoğu gerçekliği de halkımız lehine açığa çıkan tarihi fırsatı kaçırmaya hakkımız ve lüksümüzün olmadığını göstermiştir.  
 
Yakın tarihe bakılınca, tüm bu yaşananlar karşısında Kürtler ne yapmalı? 
 
Bugün her zamankinden daha çok tarihten ders çıkarmamız gerektiğinin farkındayız. En büyük eksikliğimizin tarih boyunca egemenlerin verdiği sözlere “İnanmış olmak” olduğunu da biliyoruz. Bir de tarihte kendi halkı için rol üstlenmeyen ve her zaman öfke ile anılacak şahsiyetler söz konusudur. Selahaddin Eyyubi, İdris-i Bidlisi ve Ziya Gökalp bunlardan sadece bir kaçıdır. Halkımız “Sistemin Kürdü” olanların arkasında gidilmeyeceğini, acı bedellerle öğrenmiş durumdadır. Kürt hareketi ilkel milliyetçiliğe, sosyal şovenizme ve feodal gerici anlayışlara asla prim vermedi. Her zaman çağdaş, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü perspektifte hareket etmiştir. Bundan sonra da aynı perspektifle hareket edecektir. 
 
Seçim tartışmalarına dönecek olursak, AKP’nin kaybedeceği çokça tartışılıyor, nitekim anket sonuçlarını da bu yönde gösteriyor. Sizin öngörünüz nedir? 
 
 HDP gibi her konuda etkin bir siyaset yürüten partilerin sayısı çok olsaydı AKP çoktan yok olup gitmişti. Tarih bunun örnekleriyle doludur.
 
İktidara aday olan partiler şunu çok iyi bilmeliler ki; eğer seçimlerde AKP kaybederse, bu onların yürüttüğü seçim çalışmaları sayesinde olmayacaktır. Çünkü esasen AKP, Dolmabahçe Mutabakatı’nı yok saydığı gün, yani Çözüm Süreci’ni buzdolabına kaldırdığı gün kaybetmiştir. O günden bu yana sadece uzatmaları oynuyor. Eğer HDP gibi her konuda etkin bir siyaset yürüten partilerin sayısı çok olsaydı AKP çoktan yok olup gitmişti. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Gelecek seçimlerde kim iktidar olacak derseniz, elbette ki politikalarını toplumsallaştıran ve topluma aktarmayı başaranlar diyebilirim. 
 
Anket sonuçlarına bakında, Kürt seçmen belirleyici olacak. Ancak herkes Kürtler adına konuşuyor. Erken yada zamanında olacak bir seçimde Kürtler nasıl bir tutum sergilemeli? 
 
Kürtler adına soru sorup cevap verenlere de ben bir soru sormak istiyorum. “Kürtler AKP’ye neden oy versin?” diyorsanız; peki “Kürtler muhalefete neden oy versin?” diye soruyorum. AKP ile muhalefet arasında Kürt sorunu konusunda 5 fark bulunabilirse, bir şey demeyeceğim. Çünkü bana göre tek fark muhalefet partilerinin iktidarında Kürtlere 80 yılda yapılanlar AKP iktidarında 20 yılda yapıldı. Dolayısıyla ‘Önce bir iktidara gelelim, sonra bakarız ya da Kürtler bize mecburdur’ safsatalarına artık karnımız tok.  
*Kürtlerin partilerden talepleri neler? 
 
 Sorunun çözümünde en büyük role sahip olan Sayın Öcalan ev hapsine çıkarılmalı ve kalıcı çözüme katkı sunması için baş müzakereci olarak gerekli şartları sağlamalıdır.
 
Bizim tek tek partilerle işimiz yok. Halkımızın talepleri çok açık ve nettir. Kürt sorununun demokratik yol ve yöntemlerle çözümü önceliğimizdir. Sorunun çözümünde en büyük role sahip olan Sayın Öcalan ev hapsine çıkarılmalı ve kalıcı çözüme katkı sunması için baş müzakereci olarak gerekli şartları sağlamalıdır. Bu yapılırsa, bin yıllık kardeşlik edebiyatı ete-kemiğe kavuşacaktır. Ülke bütünlüğü içinde Kürt halkının yasaklanan ve doğuştan var olan meşru hakları teslim edilirse bölünmenin yerine iç barışı sağlamış olacağız. Ve bu model Türkiye’yi hem Irak hem Suriye hem de Ortadoğu’da en prestijli bir ülke konumuna getirecek ve bir örnek teşkil edecektir. İddia ediyoruz ki başta ekonomik kriz olmak üzere diğer bütün sorunlar peş peşe çözüme kavuşacaktır. Adaletin olmadığı yerde yaşam değersizdir. Kürt sorununun inkarı ve çözümsüzlüğünden kaynaklı, toplumun ekmek ve su kadar ihtiyaç duyduğu özgürlükçü, eşitlik, barış, kardeşlik, demokrasi ve daha birçok kavram özüne kavuşup hayat bulacaktır. 
 
Seçim sathı mailine girerken, Kürtlere bir çağrınız var mı? 
 
Son yüzyıllık Cumhuriyet tarihine bakınca, emperyalist-ulus devletleri yeni üretim silahlarını Ortadoğu’da pazarlayıp savaştan rant elde etmeye devam edecektir. Bizlerde Kürt halkı olarak, Ağrı Dağı kadar yüksek bir irade, Munzur kadar akıcı bir enerji, Ağustos sıcağı kadar yakıcı 100 yıl daha bela olacağız. Er ya da geç başaracağımızdan zerre kadar şüphemiz yok. Fedakar Kürt annelerinin öncülüğünde bu topraklara onurlu barışı mutlaka ama mutlaka getireceğiz. Kısacası Kürt halkı, ferdi ve kurumlarıyla örgütlü ve politik bir halktır. Seçimlere gidilirken halkımız ve kurumlarımız en uygun seçim stratejisini belirleyecek ve ona göre hareket edecektir. Ben DTK’nin tutuklu Eş Başkanı olarak kendi düşüncelerimi ifade etmek isterim. Sabahtan akşama kadar kanal kanal dolaşıp bizim adımıza konuşanlardan bıktık, usandık. Hiç kimse içinden (karnından) konuşmasın. Kürt sorununun çözümü için, plan-projesi olan gelsin. Olmayanlarda yollarına Kürtler olmadan devam etsin. Ama bunun da sonuçlarını görerek ve bilerek! Çünkü içinde Kürtlerin olmadığı hiçbir yolun sonu (geleceği) yoktur-olamaz da…
 
MA / Müjdat Can
 
 

Diğer başlıklar

23:45 DEM Parti milletvekillerinden Kurum'a: Adil ve şeffaf bir bütçe oluşturulmalı
23:10 İsrail, teslim olan 2 Filistinliyi katletti
22:52 Maduro’dan hava kuvvetlerin ‘hazır olun' emri
22:15 Hong Kong’daki yangında can kaybı 83’e yükseldi
22:01 Hênê’de en az 70 öğrenci zehirlendi
21:21 Riha’da komünlerin inşası tartışıldı
20:52 Şölende sahne alan sanatçı gözaltına alınmak istendi
20:47 Ajansa Welat birinci yılını kutladı
20:36 Bayındır: Abdullah Öcalan'ın barış mücadelesini dünyaya yaymamız gerekiyor
20:30 KESK'li kadınların Rojin Kabaiş eylemine rektörlük engeli
20:13 Kuzey ve Doğu Suriye’de 27 Kasım kutlamaları
19:47 KESK'ten Wan bölge mitingine katılım çağrısı
19:37 Putin: Ukrayna yönetimiyle anlaşma imzalanın anlamı yok
18:52 Venezuela THY dahil 6 şirketin faaliyetlerini durdurdu
18:18 RTÜK’ten 3 televizyon kanalı ve 2 radyoya ceza
18:07 Bayındır: Kürt Özgürlük Hareketi barış arayışının ifadesidir
17:31 Birleşik Kamu-İş: Açlık sınırı 30 bin 61 lira oldu
17:23 Erzirom’da bir okulda sülfür gazı tespit edildi
17:21 İHD'nin yeni yönetimi görev dağılımı yaptı
17:18 Birçok kuş türüne ev sahipliği yapan Çırak Sazlığı’nda yangın
17:02 Aydın: Elçi’nin barış hayalini gerçekleştireceğiz
16:37 11'inci Yargı Paketi'nde adli suçlar için 'Kovid' düzenlemesi çıktı
16:12 Peyas Belediyesi Glutensiz Yaşam Merkezi'nin açılışını yaptı
16:01 Kuruluş kutlamaları: Kürt halkı direnişiyle var oldu GÜNCELLENİYOR
15:54 3'lü cinayetin zanlısı tutuklandı
15:44 Şakiro Kent Meydanı hizmete açıldı
15:42 BM: Sudan'da 21 milyondan fazla insan şiddetli açlıkla karşı karşıya
15:36 '19 Aralık katliamı insanlığa karşı suçtur, zaman aşımı olmaz'
15:27 Kent Uzlaşısı'nda 2 kişi hariç tahliye kararı çıktı
15:20 Gazeteci Aykol üçüncü kez beyin kanaması geçirdi
15:19 Pirsûs Katliamı davasında ek rapor kararı
15:12 Seyfettin Tutmaz ve Sadun Tutmaz için anma
14:42 'Sürece katılmayan kaybeder'
14:11 ‘Basmane Çukuru'nda gökdelen istemiyoruz’
14:06 İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi Epözdemir'e ceza istemi
13:53 Ayşegül Doğan: İmralı görüşmesinin tutanakları paylaşılsın
12:53 '60 milyonluk vurgun' haberine takipsizlik
12:52 3 kadın gazetecinin duruşması ertelendi
11:59 Apocu tutsaklar: Demokratik sosyalist inşa bayramını heyecanla karşılıyoruz
11:53 Özgür Gündem dağıtımcısı Işık mezarı başında anıldı
11:51 İmamoğlu protestoları davasında gazetecilere beraat
11:47 Ejegül Ovezova'yı katletmekten yargılanan polisin duruşması ertelendi
11:32 İlk Kürt kadın tarihçi 'Mesture Erdelan' adına kütüphane açıldı
11:16 'Amacımız Başûr gençliğinin desteğini Önder Apo'ya bildirmek'
10:51 'Kent Uzlaşısı davasında yanlış yoldasınız, bu yoldan dönün'
10:38 Meclis Komisyonu 4 Aralık’ta toplanacak
09:50 Qoser’de 3 kişinin öldüğü olayda 1 tutuklama
09:20 Gazete dağıtımcısı Işık cinayeti 32 yıldır aydınlatılmadı
09:19 Abdullah Öcalan ile görüşme, devlet paradigmasında kırılmanın işaretidir
09:17 Suluca 1 Nolu Cezaevi’nde neler oluyor?
09:16 Yolsuzluğa karşı çıkan sendika temsilcisine saldırı
09:15 Tahir Elçi'siz 10 yıl geçti: Savaşsız bir ortamı tahayyül ediyordu
09:14 'Görüşmenin içeriği açıklansın'
09:11 'Abdullah Öcalan'ın felsefesi sömürgenin sömürgesi kadını tanrıçalaştırdı'
09:10 Bulancak'ta organik fındık projesi geliştiriliyor
09:08 Amed'de trafik artık çileye döndü
09:07 Dorşîn’deki ağaç kıyımına tepki: Eko-kırıma karşı tutum sergilenmeli
09:06 Maden için bir milyon zeytin ağacı 'taşınacak'
09:01 Fuat Kav: Müzakere de mücadelenin bir parçasıdır
09:00 27 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:51 3. Uluslararası Amed Film Festivali başlıyor
26/11/2025
23:58 Maxmûr gençlerinden 47. yıla özel koreografili kutlama
23:39 Muğla’da tavuktan zehirlenen kardeşlerden biri hayatını kaybetti
23:32 Gençlerden havai fişekli kutlama
23:29 Beyaz Saray yakınında 2 asker vuruldu
23:01 Savunma Bakanı’na tepki: Askeri hatlar ve yollar neden yapılıyor?
22:14 Hakan Tosun anıldı: Kamerası hala kayıtta
21:11 Anatolia’da kadınlar için film ve müzik etkinliği
21:02 Gümüşhane’de kadına bıçaklı saldırı
20:55 10 yaşındaki çocuğa tecavüz eden fail tutuklandı
20:21 Bozdağ: Savunmaya ayrılan bütçe ekonomiye büyük yük getirecek
20:09 Çewlîg’de 120 öğrenci hastaneye kaldırıldı
19:43 MGK’den 7 maddelik bildiri
19:38 DEM Partili Tanhan: İç barış için sınırlardaki mayınlar temizlenmeli
19:26 Böcek Ailesi’nin otopsi raporu tamamlandı
19:23 İsrail, Batı Şeria’da 32 kişiyi gözaltına aldı
19:20 İşçilerin direnişi 120’nci gününde
19:16 KHK eyleminde adalet talebi
18:50 Uluslararası örgütlere çağrı: Alevi katliamını durdurun
18:48 Gine Bissau’da askeri darbe
18:44 Keskin Bayındır İzmir'de aileleri ziyaret etti
18:38 Komisyon 1 Aralık'ta toplanıyor: İmralı tutanakları okunacak
18:25 Hong Kong’da yangın: 36 kişi yaşamını yitirdi
18:16 ÖHD Mersin: Kadınların yaşadığı baskılara ses yükseltiyoruz
18:11 Uşak’ta iş cinayeti
18:07 BM Güvenlik Konseyi Suriye ve Lübnan’a gidecek
17:59 İdlib kırsalında patlama: 5 kişi hayatını kaybetti
17:07 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Türkiye, Suriye’deki Alevi katliamına karşı harekete geçmeli
16:44 MSD’den Alevi katliamlarına tepki
16:42 İlham Ahmed: Çözüm konusunda kararlıyız
16:39 PKK’lilerin taziyesine ziyaret: Demokratik barış istiyoruz
16:19 Amedspor 4'üncü store mağazasını açtı
16:18 Çandar: Türkiye Suriye politikasındaki alışkanlıklarından vazgeçmeli
Oluç: Özerk Yönetim ile Türkiye arasındaki sınır kapıları açılmalı
15:51 Amed’de öğrenciler Tahir Elçi’yi andı
15:05 Alevi derneklerinden Şam’a bağlı güçlerin saldırısına tepki
14:21 TİP: İmralı tutanakları kamuoyuyla paylaşılsın
14:18 Altaylı’ya 4 yıl 2 ay ceza verildi
13:40 Başûrlu gençlerden Abdullah Öcalan ile görüşme başvurusu
13:01 31 yıl sonra tahliye edilen Edemen yaşamını yitirdi
12:51 Peyas'ta 'Direnişçi Kadınlar Heykeli' açılışı
12:36 İranlı Sosyolog: Abdullah Öcalan'ın çağrısı Ortadoğu kördüğümünü çözecek
12:35 Aykol'a mektup: Daha yapılacak çok işimiz var heval
11:38 DBP’den Suriye’deki Alevi katliamlarına tepki
11:23 DEM Parti'den süreç kapsamında Avustralya'ya ziyaret
11:12 Aykol'un tedavisi kalp destekleyici ilaçlarla sürüyor
10:35 Özerk Yönetim'den Alevilere dönük saldırılara ilişkin açıklama
10:05 Trump: Ukrayna savaşının sona ermesinde büyük ilerleme sağladık
09:55 DEM Parti, 'süreci' uluslararası konferansla tartışacak
09:53 Alanlara çıkan kadınlar: Şiddete karşı direnmeye devam edeceğiz
09:33 Eskişehir'de hastaneler yetersiz: Sağlık politikasında rant var
09:30 Anne Pertsch: Mülteci kadınlar için her adımda gerçek bir tehlike var
09:29 Ekonomist Döğüş: İktisat siyasetten koparıldı
09:26 'İhlaller sürecin ruhuna ters, tutsaklar serbest bırakılmalı'
09:13 Prof. Alaeddinoğlu: Wan Gölü’ndeki çekilme iklim krizine işaret ediyor
09:09 Abdullah Öcalan: PKK Kürt varlığını kanıtladı, şimdi özgürleştirme zamanı
09:03 Fuhuş ağından ajanlaştırma faaliyeti: Kızılay yardımlarından dinleme cihazı çıktı
09:00 26 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:04 Kadınlardan mücadele ve dayanışma çağrısı
25/11/2025
23:33 Heval Bozdağ'dan Bakan Tunç’a: Kanunlara uymuyorsunuz
22:22 Ukrayna’dan Rusya'nın 4 noktasına saldırı
22:21 İsrail, Filistin’de 2 yılda 33 bin kadını katletti
21:49 Kadına yönelik şiddetin araştırılması önerisine AKP-MHP'den ret
21:44 Ankara'da kadınlar sokakta: Barışın garantisiyiz
21:40 Uluslararası basın heyeti, RTÜK üyesi İpekyüz’le bir araya geldi
21:15 Bayındır'dan partilere çağrı: Demokrasi istiyorsanız sürece destek verin
20:46 Çewlîg'te kadınlar ilk kez gece yürüyüşü düzenledi
20:38 Wan’da kadın yürüyüşü: Rojin için yaşamak ve yaşatmak istiyoruz
20:27 AİHM kararının uygulanmamasına tepki: Yargı siyasi kararı bekliyor
20:21 Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için başlatılan eylem 861'inci gününde
19:54 Yarın yapılması beklenen komisyonun toplantısı ertelendi
19:36 Okulda fenalaşan öğrenci hayatını kaybetti
19:16 Dêrhafîre yapılan saldırıda bir çocuk yaralandı
19:15 Böcek ailesinin ATK Raporu: Fosfin gazı zehirlenmesi
19:13 Binlerce kadın Taksim’den seslendi: Erkek-devlet şiddetine son
19:09 11'inci Yargı Paketi 28 Kasım'da Meclis’e sunulacak
19:02 Irak, Ekim ayında 110 milyon varil petrol ihraç etti
18:27 Nijerya'da açlık krizi derinleşiyor
18:15 Süveyda'da ateşkes ihlal edildi
18:11 Kaplan davasında 9 kişiye gözaltı
18:01 Alpaslan Yüce İYİ Parti'den istifa etti
17:40 BM: İsrail ateşkese rağmen Lübnan’da 127 sivili öldürdü
17:36 'Polis yanlış ev baskınında bir genci öldürdü' iddiası
17:23 Qoser’deki 3 kişinin ölümüne ilişkin detaylar: Silah evde yok, bir kovan kayıp
17:09 Hasta tutsak Yıldırım’ın tahliyesi bir kez daha engellendi
17:02 'Öcalan Kürt ve Türklerin barış içinde yaşaması gerektiğini net bir biçimde ortaya koydu'
16:55 Adalet Bakanı’na çağrı: Siyasi tutsaklar serbest bırakılmalı
16:32 Kadınlar Amed’den haykırdı: Demokratik toplumu kadın özgürlüğüyle inşa edeceğiz
16:18 MKG: Hakikati birlikte savunalım
16:14 Urfa Adliyesi'nde patlama: 1 yaralı
16:04 Şam hükümeti, Lazkiye ve Humus’ta eylemcilere ateş açtı