Leyla Güven: AKP'yi Kürt sorunu götürecek

img
DİYARBAKIR - DTK Eş Başkanı Leyla Güven, AKP’nin önümüzdeki seçimlerde Kürt sorunu üzerinden gideceğini belirterek, “Mevcut milliyetçi, muhafazakar ve liberal partilerden demokratik bir perspektif beklemiyoruz ve bizler kötünün iyisine mecbur değiliz” dedi. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin ağırlaştırıldığı, Federe Kürdistan Bölgesi’nde savaşın ve Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırı tehditlerinin sürdüğü, ekonomik krizin derinleştiği bir ortamda Türkiye seçim sathı mailine giriyor. İktidara gelmek için şimdiden seçim çalışmalarına başlayan siyasi partiler, soluğu bölgede alıyor. Önümüzdeki seçimlerin Kürt sorunu üzerinden şekilleneceğini belirten Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, sorunun çözümünde en büyük role sahip olan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın kalıcı çözüme katkı sunması için baş müzakereci olarak gerekli şartları sağlanması gerektiğinin altını çizdi. 
 
Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve Kürt sorununda çözümsüzlük politikaları, seçim sathı mailine girilmesiyle yeniden gündeme gelen ittifak tartışmaları ve Kürtlerin tutumuna ilişkin sorularımızı yanıtladı. 
 
Yaklaşık iki yıldır tutuklu bulunduğunuz cezaevinin koşullarından başlayalım. Koronavirüs salgınının en çok etkilediği yerlerin başında cezaevleri geliyor. Koronavirüs sonrası neler değişti? 
 
Bütün halklar dünyanın her yerinden haykırıyorlar; “Kainat, evren sınırsız değildir. Ve bu evrende sadece insanlar yaşamıyor. Eğer önlem alınmazsa, kaynaklar tükenecektir” diyorlar. Kapitalist modernite sisteminin gözünü hırs bürümüş erk zihniyetli bireyleri, bu uyarılara itibar etmediler. Ve gelinen aşamada doğa kendi özsavunmasını devreye koyarak, gücünü herkese kanıtladı. Pandemi, deprem, sel, heyelan, hortum, kasırga, yangınlar derken önlemler yetersiz kalıyor, her geçen gün yıkım ve felaketler daha da büyüyor. Tüm dünyada eşitsizliklerin kanıksanmaya başladığı bu süreçte, toplumsal hafızanın güncellenmesi son derece önemlidir. Dağların, denizlerin, ovaların, derelerin, göllerin, toprak, hava, su, insanlar onları ticarileştirip onları talan etmeden önce özgürdüler. Bu anlamda en etkili sözleri Kızıldereli yerliler söylemiştir. “Ağaç dolu gemiler gidiyor. Otomobil dolu gemiler geliyor” sözü ve kapitalist modernitenin toplumu içine çektiği girdabı özetler niteliktedir. Dünyada ki küresel gelişmelere baktığımızda vasılın parasının yoksulun çenesini yorduğunu belirtebiliriz. Elon Musk ile Bill Gates servetlerini nasıl kullanacaklarının konuşulduğu kadar sömürge ülkelerde açlıktan ölen milyonlarca insanın trajedisi konuşulmuyorsa, anneler kayıp çocuklarının kemiklerini arıyor ve bulunan kemikler annelere kargo poşeti ile gönderiliyorsa ya da çocuklarına yiyecek temin edemediği için insanlar intihar ediyor ve bunlar konuşulmuyorsa sorun yapısaldır. Ve derindir!
 
Milyonlarca insanda trajediye neden olan bu yapısal sorunlar nasıl çözülür?
 
İnsanlık değerlerinin yer değiştirdiği ve her şeyin mekanikleştiği bir dünyada köklü yapısal dönüşümler kaçınılmazdır. Kısaca belirttiğim kronik sorunlar ulus devletlerin miadını doldurduğunun göstergesidir. Bu tekçi, milliyetçi, dinci, cinsiyetçi, doğa düşmanı sistemi göndermek ve yerine ahlaki-politik toplumun demokratik sistemini inşa etmek en doğrusudur. Bu da ancak radikal küresel bir demokrasi anlayışı ile mümkündür. Hiçbirimiz unutmayalım ki; siyasetle uğraşmamanın cezası sizden daha aptal olanlar tarafından yönetilmedir. O halde dünyada esen sol rüzgarı önemsemeli ve Rojava modelini güçlendirmeliyiz. Sonuç olarak insanlık ya ekolojik cinsiyet eşitlikçi-özgürlükçü-komünal dayanışmacı bir uygarlığa sıçrayacak ya da bildiğimiz insan tanımının yaşam parametrelerinin değiştiği, çoğunun yoksul, yoksun, depresif, mutsuz ve umarsız olduğu bir dünyada yaşamaya devam edecektir. Tabi ki bizler “Sorgulanmayan bir hayat yaşamaya değmez” diyenler olarak bu kaçınılmaz değişimin öncüsü olacağız. 
 
Değişimin kaçınılmaz olduğunu söylediniz, ancak AKP en güçlü dönemi yaşadığını dillendiriyor. 20 yıldır iktidarda olan AKP, nasıl bir dönem yaşıyor? Gelinen aşamada değişim mümkün mü? 
 
Kürt sorununu çözmeye yanaşmayan dönemin koalisyon iktidarının ülkeyi sürüklediği kaos aralığında iktidara gelen AKP, 20 yıl sonra yine Kürt sorununda çözüm geliştirmediği için yaşanan kaos-kriz aralığından gidecektir.
 
“Güç, kendisini güçlü zannedenlerin gözünü kör eder” diye bir söz vardır. AKP tam da bu durumu yaşıyor. 2002’de Kürt sorununu çözmeye yanaşmayan dönemin koalisyon iktidarının ülkeyi sürüklediği kaos aralığında iktidara gelen AKP, 20 yıl sonra yine Kürt sorununda çözüm geliştirmediği için yaşanan kaos-kriz aralığından gidecektir. Bu bilinen en somut gerçektir. Çünkü AKP hiçbir soruna köklü çözüm getirmedi. Sadece var olan toplumsal sorunların üzerini açıp adeta ortaya saçtı. Buna da “açılım” adını verdi. Tekrar toparlayamadığı içinde şiddet, baskı ve korkutma yöntemlerine sarıldı. AKP’nin yalanları büyüyüp çiçeklendi ama meyve vermedi. Dolayısıyla şuanda toplum pandeminden kaçar gibi AKP’den kaçıyor. Hem AKP’ni kendi içinde hem de AKP’yi destekleyenler içinde ciddi bir sorgulama başlamış durumdadır. Çünkü “Tüm insanları bir süre kandırabilirsiniz, bazı insanları sürekli kandırabilirsiniz ama tüm insanları sürekli kandıramazsınız” bu söz tam da AKP’nin pratiğini ortaya koyuyor. AKP, toplumun kendisine verdiği krediyi bireysel çıkarları için hoyratça kullandı ve tüketti. AKP sözün onuru olduğunu bilmiyordu. Verdiği sözün üzerine turkuaz halı sererek yoluna devam etmek istedi. Ancak bu o kadar kolay olmayacaktır. Her ne kadar bugün yargıyı ve bütün kurumları iktidarını korumak için kullanmak istese de hayat kanunlardan daha güçlüdür. AKP hayatını mahvettiği bütün insanlara bunun hesabını verecektir.
 
AKP 20 yıllık iktidarında neler yaptı? 
 
AKP döneminde özgürlük, eşitlik, adalet, barış, demokrasi ve birçok kavram özlemle anılır oldu. Zaten bu ülkenin son yüzyılında bu kavramlar hiçbir zaman tam anlamıyla hayat bulmadı. Ama kırıntı düzeyinde de olsa bugünden daha iyiydi. Bu iyilik durumu tabi ki Kürt halkı için geçerli değildi. Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti Kürtler için hep çok özel! kanunlar çıkarmıştır. Bunlara değinmezsek, haksızlık yapmış oluruz. Şark ıslahat Planı, İskan Kanunu, İstiklal Mahkemeleri, DGM’ler, özel yetkili mahkemeler, Ağır Ceza Mahkemeleri bunlardan sadece bazılarıdır. Diyebiliriz ki AKP tarihe bakıp Kürtlere yapılanların “Çağdaş” versiyonlarını hayata geçiriyor. Örneğin; JİTEM yerine IŞİD, Toros yerine Ranger, asit kuyusu yerine tutuklama, Dersim ve 33 Kurşun yerine Roboskî ve daha birçok vahşet yaşandı, yaşanıyor. AKP 20 yıllık iktidarı boyunca ülkenin geleceği için iki önemli adım attı. Bunlardan biri yakın zamanda geri çekildiği İstanbul Sözleşmesi’dir. Hem dünya hem de Türkiye kadın hareketlerinin takdirle karşıladığı kadın şiddeti ve ayrımcılığını önleyen ve ismini ülkenin mega kentinden alan bu sözleşmenin iptali AKP için bir utanç vesikası olarak tarihe yazıldı. Diğeri ise; yüzyıldır ertelenen, yok sayılan ‘Sorun’ denmesi bile yasaklanan Kürt sorunudur.
 
Kürt sorunu kanayan bir yara. Yıllardır süre gelen bir sorunda çözümsüzlük derinleşiyor. Çözümsüzlük neye mal olur? 
 
 Kürt sorununun götüremeyeceği iktidar yoktur. Yakın tarih bu örneklerle doludur. Önümüzdeki seçimlerde Kürt sorunu ve somut politik adımlar üzerinden gidecektir.
 
Kürt sorunu yıllarca muhatabını ararken, AKP 2002’de iktidar oldu. Ancak bu ülkede bir iktidar olmak bir de devleti ele geçirmek var. AKP, 15 yılda devleti ve tüm kurumları ele geçirdi. Dolayısıyla artık istediğini yapabilme gücüne sahiptir. Çözüm Süreci’ni başlatırken, kimsenin aklında birileri engel olur kaygısı yoktu. Çünkü AKP hem iktidar hem de devletti. Ve tabi ki bütün halklar Kürt sorununun çözümünü istiyordu. Bunu çok iyi bilen AKP büyük bir özgüvenle süreci başlattı. Başta Sayın Öcalan olmak üzere bütün halkımız büyük bir umutla bu sürece katkı sunmaya çalıştı. Ancak kısa bir süre sonra anlaşıldı ki; AKP çözüm masasını İmralı’ya, savaş masasını ise Saray’a kurmuştu. Tahrik ve provakasyonlara rağmen Sayın Öcalan büyük bir özveri ile elinden geleni yaptı. Ama Türkiye’nin barışını istemeyen hem iç hem de uluslararası arena da savaş baronları, silah tüccarları devreye girip Erdoğan’ı çeşitli tavizlerle ikna ettiler ve süreci bitirdiler. Aslında AKP tarihi Dolmabahçe Mutabakatı’nı inkar ettiği gün, kendi iktidarının da pimi çekmiş oldu. Bugünlerde sıkça söylenen “Tencerenin götürmediği iktidar yoktur” sözünün doğrusu, “Kürt sorunun götüremeyeceği iktidar yoktur” olacaktır. Yakın tarih bu örneklerle doludur. Dolayısıyla önümüzdeki seçimlerde, Kürt sorunu, somut politik adımlar üzerinden gidecektir. Tabi ki halkımız umut sömürücülerine asla prim vermeyecektir. 
 
Kürt sorunu üzerinden seçimlere işaret ettiniz, kısa bir süre kaldı. Siyasi atmosferi cezaevinden takip edebiliyor musunuz? Neler söylersiniz? 
 
Türkiye seçim atmosferine girmiş durumdadır. Erken de olsa zamanında da olsa nihayetinde seçimlere aylar kaldı. Bu ülkede zaten hiç soğumayan siyasetin ateşi daha da harlanmaya başlandı diyebiliriz. Seçimlerin rutin klasiğine dönüşen eril, cinsiyetçi, milliyetçi dil siyasete hakim olmuş durumda. Bağımlı medyanın TV kanallarında seviyesiz, bilimsellikten uzak ve tamamen algı oluşturmaya dönük tartışmalardan geçilmiyor. Aslında bu oturumlara tartışma dersek onlara bir düzey kazandırmış oluruz. Bu nedenle bu programlara “Hakaret yarışı” demek daha doğru bir ifade olacaktır. Hiçbir TV kanalının cesaret edip davet bile etmediği Kürt siyasi temsilcilerine sansürsüz ve edepsiz bir tarz da hakaret ediliyor. Terörist, vatan hanini, bölücü, alçak, şerefsiz, kanı bozuk ve söylemekten imtina ettiğim birçok söz söyleniyor. Ama halkımız bu zehirli dili duyuyor ve biliyor. Bu provakatör dilin ve zihniyetin çetelesini tutuyor. Günü geldiğinde elbet tepkisini de gösterecektir. 
 
Bu konuda DBP, HDP ve sol sosyalist partiler hariç düzen partilerinin tamamı küçük nüanslar olsa da aynı rotayı izliyorlar. Örneğin; iktidar muhalefete “Onlar terörist sen onlarla nasıl gizli ittifak yaparsın” dediğinde muhalefette iktidara “Asıl sen çözüm süreci başlatarak teröristlerle masaya oturdun” diyerek cevap veriyor. Bundan dolayı bu iki yaklaşımın bizim nezdimizde birbirinden hiçbir farkı yoktur. AKP son yıllarda bilinçli bir politika ile Kürt sorununu tartıştırmamaktadır. Maalesef bunu da muhalefetin desteği ile iç siyasette başarmış durumdadır. Ülkenin en yıkıcı sorunu “Terör” sorununa indirgenmiştir. Terörle mücadele adı altında bir halkla mücadele ediliyor. Belediyelere el konuluyor, vekilleri dahil on binlerce siyasetçisi rehin alınıyor, partilerine kapatma davası açılıyor ve cezaevlerinde her türlü hak ihlali yaşatılıyor. 
 
Muhalefetin bunlar karşısındaki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? 
 
Muhalefet son derece pragmatist davranarak cılız bir tepki veriyor. Bu nedenle muhalefette yarım dümenden oluşan masada Kürt sorunu konusundaki çözüm perspektifleri bilinmiyor. Bu masa Kürtlerin yurdunu dört parçaya bölen anlaşmada imzası bulunan partiden, “Sur’u Toledo yapacağım” diyenlerin partisine, “Kürt sorunu ekonomik gelişmişlikle ilgilidir” diyen partiden “HDP Kürtleri temsil etmiyor” diyen partiye ve Türkiye’nin Lee Peer’i diyebileceğimiz tek kadının olduğu partiden oluşmaktadır. Kısacası bu masada “Kürt halkının vebaline girmemiş bir siyasi parti var mı?” diye sorarım size. Bu partilerin dünya ve Ortadoğu gerçekliğini doğru okuma yeteneği olsaydı, Ortadoğu’nun geleceğinin Kürtlerle kurulacak ilişkiye bağlı olduğunu bilirlerdi. Kürt halkı kendi haklı davasını her dile çevirmiş ve uluslararasılaştırmıştır. Dili, kültürü, kimliği inkar edilen Ortadoğu’nun en kadim, en bilinçli ve en örgütlü halkının sadece seçimlerde hatırlayıp oy potansiyeli olarak görmek, siyasi körlükten başka bir şey olamaz.
 
Kürt sorununun iktidarı götüreceğini söylediniz. Çantasında Kürt sorununa dair bir çözüm önerisi olmayan bir ittifak başarılı olur mu? 
 
 Mevcut milliyetçi, muhafazakar ve liberal partilerden demokratik bir perspektif beklemiyoruz ve bizlerde kötünün iyisine mecbur değiliz. 
 
Bizler elbette bu ülkede gerçekleri söylemenin birçok bedeli olduğunu biliyoruz. Bu bedeli göze almak Hypatia, Hallâc-ı Mansûr, Babek olmayı gerektirdiğini de biliyoruz. Dolayısıyla mevcut milliyetçi, muhafazakar ve liberal partilerden demokratik bir perspektif beklemiyoruz ve bizlerde kötünün iyisine mecbur değiliz. Bu umut tacirlerinin halkımızın umudunu sömürmesine izin vermeyeceğiz. İktidar da muhalefet de Kürt sorunun önemini ve etki düzeyini çok iyi biliyor. Son yüzyılda Kürtlerin dört ayrı ülkenin sınırları içinde her türlü asimile, entegre ve mankurtlaştırma politikalarına karşı destansı bir direniş gösterdiğini de biliyoruz. Gelinen aşamada dünya konjonktürü ve Ortadoğu gerçekliği de halkımız lehine açığa çıkan tarihi fırsatı kaçırmaya hakkımız ve lüksümüzün olmadığını göstermiştir.  
 
Yakın tarihe bakılınca, tüm bu yaşananlar karşısında Kürtler ne yapmalı? 
 
Bugün her zamankinden daha çok tarihten ders çıkarmamız gerektiğinin farkındayız. En büyük eksikliğimizin tarih boyunca egemenlerin verdiği sözlere “İnanmış olmak” olduğunu da biliyoruz. Bir de tarihte kendi halkı için rol üstlenmeyen ve her zaman öfke ile anılacak şahsiyetler söz konusudur. Selahaddin Eyyubi, İdris-i Bidlisi ve Ziya Gökalp bunlardan sadece bir kaçıdır. Halkımız “Sistemin Kürdü” olanların arkasında gidilmeyeceğini, acı bedellerle öğrenmiş durumdadır. Kürt hareketi ilkel milliyetçiliğe, sosyal şovenizme ve feodal gerici anlayışlara asla prim vermedi. Her zaman çağdaş, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü perspektifte hareket etmiştir. Bundan sonra da aynı perspektifle hareket edecektir. 
 
Seçim tartışmalarına dönecek olursak, AKP’nin kaybedeceği çokça tartışılıyor, nitekim anket sonuçlarını da bu yönde gösteriyor. Sizin öngörünüz nedir? 
 
 HDP gibi her konuda etkin bir siyaset yürüten partilerin sayısı çok olsaydı AKP çoktan yok olup gitmişti. Tarih bunun örnekleriyle doludur.
 
İktidara aday olan partiler şunu çok iyi bilmeliler ki; eğer seçimlerde AKP kaybederse, bu onların yürüttüğü seçim çalışmaları sayesinde olmayacaktır. Çünkü esasen AKP, Dolmabahçe Mutabakatı’nı yok saydığı gün, yani Çözüm Süreci’ni buzdolabına kaldırdığı gün kaybetmiştir. O günden bu yana sadece uzatmaları oynuyor. Eğer HDP gibi her konuda etkin bir siyaset yürüten partilerin sayısı çok olsaydı AKP çoktan yok olup gitmişti. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Gelecek seçimlerde kim iktidar olacak derseniz, elbette ki politikalarını toplumsallaştıran ve topluma aktarmayı başaranlar diyebilirim. 
 
Anket sonuçlarına bakında, Kürt seçmen belirleyici olacak. Ancak herkes Kürtler adına konuşuyor. Erken yada zamanında olacak bir seçimde Kürtler nasıl bir tutum sergilemeli? 
 
Kürtler adına soru sorup cevap verenlere de ben bir soru sormak istiyorum. “Kürtler AKP’ye neden oy versin?” diyorsanız; peki “Kürtler muhalefete neden oy versin?” diye soruyorum. AKP ile muhalefet arasında Kürt sorunu konusunda 5 fark bulunabilirse, bir şey demeyeceğim. Çünkü bana göre tek fark muhalefet partilerinin iktidarında Kürtlere 80 yılda yapılanlar AKP iktidarında 20 yılda yapıldı. Dolayısıyla ‘Önce bir iktidara gelelim, sonra bakarız ya da Kürtler bize mecburdur’ safsatalarına artık karnımız tok.  
*Kürtlerin partilerden talepleri neler? 
 
 Sorunun çözümünde en büyük role sahip olan Sayın Öcalan ev hapsine çıkarılmalı ve kalıcı çözüme katkı sunması için baş müzakereci olarak gerekli şartları sağlamalıdır.
 
Bizim tek tek partilerle işimiz yok. Halkımızın talepleri çok açık ve nettir. Kürt sorununun demokratik yol ve yöntemlerle çözümü önceliğimizdir. Sorunun çözümünde en büyük role sahip olan Sayın Öcalan ev hapsine çıkarılmalı ve kalıcı çözüme katkı sunması için baş müzakereci olarak gerekli şartları sağlamalıdır. Bu yapılırsa, bin yıllık kardeşlik edebiyatı ete-kemiğe kavuşacaktır. Ülke bütünlüğü içinde Kürt halkının yasaklanan ve doğuştan var olan meşru hakları teslim edilirse bölünmenin yerine iç barışı sağlamış olacağız. Ve bu model Türkiye’yi hem Irak hem Suriye hem de Ortadoğu’da en prestijli bir ülke konumuna getirecek ve bir örnek teşkil edecektir. İddia ediyoruz ki başta ekonomik kriz olmak üzere diğer bütün sorunlar peş peşe çözüme kavuşacaktır. Adaletin olmadığı yerde yaşam değersizdir. Kürt sorununun inkarı ve çözümsüzlüğünden kaynaklı, toplumun ekmek ve su kadar ihtiyaç duyduğu özgürlükçü, eşitlik, barış, kardeşlik, demokrasi ve daha birçok kavram özüne kavuşup hayat bulacaktır. 
 
Seçim sathı mailine girerken, Kürtlere bir çağrınız var mı? 
 
Son yüzyıllık Cumhuriyet tarihine bakınca, emperyalist-ulus devletleri yeni üretim silahlarını Ortadoğu’da pazarlayıp savaştan rant elde etmeye devam edecektir. Bizlerde Kürt halkı olarak, Ağrı Dağı kadar yüksek bir irade, Munzur kadar akıcı bir enerji, Ağustos sıcağı kadar yakıcı 100 yıl daha bela olacağız. Er ya da geç başaracağımızdan zerre kadar şüphemiz yok. Fedakar Kürt annelerinin öncülüğünde bu topraklara onurlu barışı mutlaka ama mutlaka getireceğiz. Kısacası Kürt halkı, ferdi ve kurumlarıyla örgütlü ve politik bir halktır. Seçimlere gidilirken halkımız ve kurumlarımız en uygun seçim stratejisini belirleyecek ve ona göre hareket edecektir. Ben DTK’nin tutuklu Eş Başkanı olarak kendi düşüncelerimi ifade etmek isterim. Sabahtan akşama kadar kanal kanal dolaşıp bizim adımıza konuşanlardan bıktık, usandık. Hiç kimse içinden (karnından) konuşmasın. Kürt sorununun çözümü için, plan-projesi olan gelsin. Olmayanlarda yollarına Kürtler olmadan devam etsin. Ama bunun da sonuçlarını görerek ve bilerek! Çünkü içinde Kürtlerin olmadığı hiçbir yolun sonu (geleceği) yoktur-olamaz da…
 
MA / Müjdat Can
 
 

Diğer başlıklar

20:53 Akdeniz’de kasıtlı çıkarıldığı belirtilen yangınlarda artış
20:47 Eski HDP MYK üyelerinin ‘Ermeni Soykırımı’ açıklamasından yargılandığı davada karar çıktı
20:20 Şenyaşar ailesinin eylemine DEM Partili kadınlar ve avukatlardan ziyaret
19:46 YSK’den ‘iftar’ kararı: Sayım aralıksız yapılacak
19:34 Bakırköy Cezaevi önünde gözaltına alınanlar serbest bırakıldı
19:27 Nijerya'da 3 ayda 202 kişi menenjitten hayatını kaybetti
18:02 Bakırköy Cezaevi’nde tutsaklar görüş sonrası darp edildi
17:50 Genç: Erdoğan Kürt sorununda çözüme yönelmez
17:23 DEM Parti’den bir ilk: Engelliler için yeni bir yaşam mümkün standı
17:16 DBB’ye ait malzemeler askeriye ve emniyet tarafından taşınıyor
16:59 Yargıtay, Ata ve Mızrak davasında polislerin beraatını onadı
16:49 DEM Parti seçim çalışmalarına hız verdi
16:46 MB rezervleri bir haftada 4 milyar 53 milyon dolar azaldı
16:39 DEM Parti: AKP’liler Belçika’daki ırkçı saldırının sözcülüğünü yapıyor
16:30 Hatimoğulları: Savaş için kapı kapı dolaşacağınıza barış için İmralı kapısını açın | YENİLENDİ
16:21 Adalet Nöbeti’nden ‘İmralı kapısını açın’ çağrısı
16:07 Zana Bedlîslilere seslendi: Sandıklarınıza sahip çıkın
16:07 DEM Parti: Antalya'da adaylarımızı geri çekmiyoruz, oylar DEM'e
16:01 Temelli Colemêrg'de: Bu faşist iktidarı yıkacak olan sizin iradenizdir
16:00 Hatice Yıldız’ın tutukluluğu Bakırköy cezaevi önünde protesto edildi
15:47 Roboskî’yle yüzleşme olmadan demokrasi mümkün değil
15:34 Meleyî aşireti DEM Parti’ye desteğini açıkladı
15:17 Bakırhan: Halk onuruna ve iradesine sahip çıkacak
15:15 Pontoslu yazar Haralambidis yaşamını yitirdi
15:05 Êlih kayyımı AKP adayı için 53 milyona koli hazırlattı
15:01 Amed’de okul temizliği yaptırılan 15 öğrenci zehirlendi
14:55 Tutsaklardan siyasi partilere mektup: Açlık grevleri konusunda rol üstlenin
14:37 Mart ayı katliamlarıyla yüzleşme çağrısı
14:18 Okullar 1 Nisan'da tatil
14:16 Bayındır Bazîd’den seslendi: 1 Nisan’da başarımızı birlikte kutlayalım
14:01 Yargıtay Başkanı onuncu turda da seçilemedi
13:08 Açlık Grevi İzleme Koordinasyonu: Tutsakların talepleri karşılanmalı
12:55 DEM Parti’den 3 merkezde miting
12:48 Mûş'ta vali, kaymakam ve komutandan seçim çalışması
12:22 Esenyurt'ta 5 katlı binada yangın çıktı
12:21 Kütahya ve İstanbul’da erkek şiddeti
11:57 AKP'li belediyenin taş ocağına 'ÇED gerekli değil' kararı
11:42 ÖHD’den iki bakanlığa başvuru: Sağlık hakkı ihlaline sebep olan uygulamalar son bulsun
11:33 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından yeni görüşme başvurusu
11:06 Zafer işareti gerekçesiyle seçim görevi iptal edildi
10:42 Kantinden para ile satın aldıkları eşyalara el konuldu
10:41 Agrobay işçileri ilk kazanımlarını elde etti
10:29 Cisim patlaması raporu: Dayan ailesi mağdur edildi
10:23 Ertak: Şirnex'te 2004 ruhuyla sandık başına gidelim
09:37 DEM Parti'ye destek yürüyüşü
09:13 Gazeteci Ahmet’in akıbetine dair 156 gündür açıklama yok
09:12 Tutsaklar 123 gündür açlık grevinde
09:11 DEM Parti Cihanbeyli için seferber
09:09 Xinûs eşbaşkan adayları: Herkese eşit hizmet vereceğiz
09:08 Abdullah Öcalan'ın avukatı: CPT güven veren bir kurum olmaktan çıktı
09:07 Wêranşar DEM'den yana
09:06 Ebexliler 2019’un hesabını soracak!
09:04 'Taşıma' hilesine karşı binlerce hareketli seçmen başvurusu
09:02 Tutsak yakınlarından hukuksuzluğa karşı dayanışma çağrısı
09:01 Tuncel: Sandığa gidelim, gasp edileni geri alalım
09:01 28 MART 2024 GÜNDEMİ
08:51 Ahlat T Tipi’nde provakatif saldırı
08:42 Beyaz Saray’dan İsrail’i görüşmeye ikna çabaları
27/03/2024
23:59 Riha’da kitlesel halk buluşmaları: Halka hizmet DEM Parti ile gelecek
23:56 Halk buluşması mitinge dönüştü: Hiçbir kuvvet Êlih’in kafasını karıştıramaz
23:22 Riha’da gözaltına alınan 7 kişi serbest bırakıldı
21:41 Barikat Riha’dan DEM Parti’ye destek yürüyüşü
21:34 Agirî ve Wan'da gençlik şöleninde tecrit vurgusu
21:08 Serüven Kültür Dünya Tiyatro Günü’nde sokakta
20:53 Memurlar AKP çalışmalarına götürülüyor
20:36 Mêrdîn adayları sahada: Sesimiz sandıklardan güçlü çıkmalı
20:30 Tiyatro oyuncularından DEM Parti’ye destek
20:22 Haber Sen: TRT anayasal suç işliyor
20:05 Zana: İmralı kapıları açılsın
19:47 Emine Şenyaşar’ı ziyaret etmek isteyen EMEP’lilere engel
19:43 İzmir'de kadın katliamları protestosu: Örgütlenelim
19:38 Colemêrg’teki final mitingine kitlesel yürüyüşle çağrı yapıldı
19:15 İstanbul’da çok sayıda gözaltı
19:09 KHK eylemi 287’nci haftasında
18:54 Sêrt’te silahlı kavga: 4’ü ağır 8 yaralı
18:28 Bodrum’da kadınlar çocuk istismarını protesto etti
18:04 Erdoğan Êlih’de Ankara ve İstanbul için oy istedi
17:57 İHD Ankara Şube Ekoloji Komisyonu Yıllık Ekoloji Raporu’nu açıkladı
17:02 Türkdoğan TİHV ve İHD’yi ziyaret etti
16:51 DEM Partili adaylar: Adana için yeni bir tarih yazma vakti geldi
16:49 DEM Parti seçim çalışmasında: 1 Nisan'da zaferi kutlayacağız
16:47 Zana'dan Adalet Nöbeti'ne ziyaret: Annelerin mücadelesi olmasa dilimiz yok olurdu
16:38 Eğitim Sen: Cumhur İttifakı adayları okullarda propaganda yapıyor
16:22 Erdoğan Amed'de: Bu kardeşinize yüzde 28,5 oy çıkmışsa durup düşünmemiz lazım
15:50 Hatimoğulları'ndan Erdoğan'a: Çık sen kendini ıspatla
15:47 Emekliler: Sandıkta hesap soracağız
15:40 ÖHD, Marmara Bölgesindeki cezaeevlerine dair raporunu paylaştı
15:37 Hareketli seçmenler Muğla'dan yola çıktı
15:15 Mahkeme kararı verdi: Devletin öğrencilere yemek sağlama yükümlülüğü yoktur
15:12 Trabzon’da göçük: 3 işçi yaşamını yitirdi
15:10 Uçar: Bu seçim Şêx Seîd'e hakaret edenler ile Şêx Seîd'in torunları arasında
14:49 Belediyeden 'Yardıma muhtaç' kuyumcuya 70 bin TL yardım!
14:43 Cezaevinde rahatsızlanınca hastaneye kaldırıldı
14:30 Bayındır Qereyazî’de: Bu seçim, Kürtlerin dili, kimliği için referandumdur
14:20 DEM Parti'den Elkê'de sandık güvenliği eğitimi
14:18 Türkiyeli yetkili: Rusya saldırganlarını tutuklama talebi yoktu
13:49 Hrant Dink davası sanığı: İstihbaratı cinayetten bir gün sonra almış gibi rapor düzenledik!
13:44 Çewlig'de miting
13:40 Akkuyu'da maaşlarını alamayan işçiler iş bıraktı
13:28 Öğrenciler Erdoğan’ın mitingine taşındı
13:16 Baro ve STÖ’lerden CPT’ye İmralı çağrısı: Çözüm için adım atın
12:54 Açlık grevinde olan 5 tutsağa hücre cezası
12:37 Licik bilirkişi raporu: Zehirli kimyasalın Fırat’a taşınma riski var
12:18 Yargıtay Başkanı 6'ncı turda da seçilemedi
12:02 YNK: Kerkük'te Türkmen Cephesi ile anlaşan KDP ulusal değerleri sattı
11:35 Bakırhan: Üçüncü yol ağacının altında birleşelim
11:13 Yaşlı nüfus 5 yılda bir buçuk milyon arttı
11:00 Sınırdaki saldırılarda 10 kolber yaralandı
10:28 Roboskîliler: AKP'ye giden her oy üstümüze bomba olarak yağacak
10:27 Şirnex ve Riha'da ev baskınları
09:52 Hezro kırsalında askeri operasyon ve abluka
09:23 HRW ve Yurttaşlık Derneği: Depremle ilgili yetkililerin soruşturulmasına izin verilmeli
09:10 Gazeteci Ahmet’ten 155 gündür haber yok
09:09 Açlık grevi eylemi 122'nci gününde
09:08 'Bize ulaşan herkesi sandığa taşıyacağız'
09:07 Kayyım kadın merkezini yıllık bin 500 TL'ye kiraya verdi
09:06 AKP'liler ‘oy verme’ sözü karşılığında rüşvet dağıtıyor
09:04 Eşbaşkan adaylarından 'sandığa sahip çık' çağrısı
09:04 DAİŞ saldırıları: 2015 öncesi konumuna dönmek istiyor
09:03 Ege'den binlerce kişi kayyımları göndermeye gidiyor!
09:02 Hak savunucuları: Yıldız'ın tutuklanması insan hakkı ihlalidir
09:02 Kuzey ve Doğu Suriye'de yerel yönetim
09:01 Ayşe Gökkan: Merhamet dilemiyor, ataerkil yargıya baş eğmiyoruz
09:00 Dilovası’nda seçmenler değişim için sandığa gidecek
09:00 27 MART 2024 GÜNDEMİ
26/03/2024
23:59 Zana: Kürt halkı baskılara karşı boyun eğmedi, eğmeyecek
23:52 30 yıl sonra 'Bijî berxwedana zindanan' sloganıyla karşılandı
23:02 WHO: Dêrazor’daki saldırıda bir çalışanımız yaşamını yitirdi
22:50 Mêrdîn’de kayıp gencin cesedi suda bulundu
22:35 Hezex’te coşkulu halk şöleni
22:06 Mêrdîn’de çalışmalarını hızlandıran adaylardan ilçe ve köy ziyaretleri
21:18 Kerboran’da yurttaşlardan AKP’li belediyeye tepki
20:54 Agrobay işçileri: Emeğimiz ve alınterimizi istiyoruz
20:45 Uçar: Atacağımız her adım herkesin geleceğini belirleyecek
20:15 Emine Şenyaşar’ın Adalet Nöbeti 62’nci gününde
20:07 Akademisyen Sirman serbest bırakıldı
19:25 Xana Axpar'da husumetli aileler barıştırıldı
19:00 AKP’nin Amed adayları oy karşılığında BİM kartı dağıtıyor
18:19 Ankara’da bir öğrenci yaşamına son verdi
17:51 DEM Parti'den Silopiya’da konvoy ile mitinge çağrı
17:42 ‘DEM Riha’ya, Riha DEM Parti’ye çok yakışacak’
16:21 Zana: Belediyeler zihinlerin temizlenmesi için önemli bir yer
16:15 Keskin ve Yarkın hakkında ceza istemi
16:05 Adalet Nöbeti’nde mücadele vurgusu
15:52 Colemêrg'teki polis şiddetine dair soru önergesi
15:32 DEM Parti sahada: İrademizi kayyımlardan geri almaya geliyoruz
15:20 DEM Parti hasta tutsaklar için Meclis araştırması istedi
15:17 Riha’da bir kadını katletme girişimi
14:54 Öğretmenevi’ndeki yolsuzlukla ilgili davada savcı değişikliği!
14:43 Sedyeyle cezaevine götürülen Yıldız için AYM'ye başvuru