Leyla Güven: AKP'yi Kürt sorunu götürecek

img
DİYARBAKIR - DTK Eş Başkanı Leyla Güven, AKP’nin önümüzdeki seçimlerde Kürt sorunu üzerinden gideceğini belirterek, “Mevcut milliyetçi, muhafazakar ve liberal partilerden demokratik bir perspektif beklemiyoruz ve bizler kötünün iyisine mecbur değiliz” dedi. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin ağırlaştırıldığı, Federe Kürdistan Bölgesi’nde savaşın ve Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırı tehditlerinin sürdüğü, ekonomik krizin derinleştiği bir ortamda Türkiye seçim sathı mailine giriyor. İktidara gelmek için şimdiden seçim çalışmalarına başlayan siyasi partiler, soluğu bölgede alıyor. Önümüzdeki seçimlerin Kürt sorunu üzerinden şekilleneceğini belirten Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, sorunun çözümünde en büyük role sahip olan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın kalıcı çözüme katkı sunması için baş müzakereci olarak gerekli şartları sağlanması gerektiğinin altını çizdi. 
 
Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve Kürt sorununda çözümsüzlük politikaları, seçim sathı mailine girilmesiyle yeniden gündeme gelen ittifak tartışmaları ve Kürtlerin tutumuna ilişkin sorularımızı yanıtladı. 
 
Yaklaşık iki yıldır tutuklu bulunduğunuz cezaevinin koşullarından başlayalım. Koronavirüs salgınının en çok etkilediği yerlerin başında cezaevleri geliyor. Koronavirüs sonrası neler değişti? 
 
Bütün halklar dünyanın her yerinden haykırıyorlar; “Kainat, evren sınırsız değildir. Ve bu evrende sadece insanlar yaşamıyor. Eğer önlem alınmazsa, kaynaklar tükenecektir” diyorlar. Kapitalist modernite sisteminin gözünü hırs bürümüş erk zihniyetli bireyleri, bu uyarılara itibar etmediler. Ve gelinen aşamada doğa kendi özsavunmasını devreye koyarak, gücünü herkese kanıtladı. Pandemi, deprem, sel, heyelan, hortum, kasırga, yangınlar derken önlemler yetersiz kalıyor, her geçen gün yıkım ve felaketler daha da büyüyor. Tüm dünyada eşitsizliklerin kanıksanmaya başladığı bu süreçte, toplumsal hafızanın güncellenmesi son derece önemlidir. Dağların, denizlerin, ovaların, derelerin, göllerin, toprak, hava, su, insanlar onları ticarileştirip onları talan etmeden önce özgürdüler. Bu anlamda en etkili sözleri Kızıldereli yerliler söylemiştir. “Ağaç dolu gemiler gidiyor. Otomobil dolu gemiler geliyor” sözü ve kapitalist modernitenin toplumu içine çektiği girdabı özetler niteliktedir. Dünyada ki küresel gelişmelere baktığımızda vasılın parasının yoksulun çenesini yorduğunu belirtebiliriz. Elon Musk ile Bill Gates servetlerini nasıl kullanacaklarının konuşulduğu kadar sömürge ülkelerde açlıktan ölen milyonlarca insanın trajedisi konuşulmuyorsa, anneler kayıp çocuklarının kemiklerini arıyor ve bulunan kemikler annelere kargo poşeti ile gönderiliyorsa ya da çocuklarına yiyecek temin edemediği için insanlar intihar ediyor ve bunlar konuşulmuyorsa sorun yapısaldır. Ve derindir!
 
Milyonlarca insanda trajediye neden olan bu yapısal sorunlar nasıl çözülür?
 
İnsanlık değerlerinin yer değiştirdiği ve her şeyin mekanikleştiği bir dünyada köklü yapısal dönüşümler kaçınılmazdır. Kısaca belirttiğim kronik sorunlar ulus devletlerin miadını doldurduğunun göstergesidir. Bu tekçi, milliyetçi, dinci, cinsiyetçi, doğa düşmanı sistemi göndermek ve yerine ahlaki-politik toplumun demokratik sistemini inşa etmek en doğrusudur. Bu da ancak radikal küresel bir demokrasi anlayışı ile mümkündür. Hiçbirimiz unutmayalım ki; siyasetle uğraşmamanın cezası sizden daha aptal olanlar tarafından yönetilmedir. O halde dünyada esen sol rüzgarı önemsemeli ve Rojava modelini güçlendirmeliyiz. Sonuç olarak insanlık ya ekolojik cinsiyet eşitlikçi-özgürlükçü-komünal dayanışmacı bir uygarlığa sıçrayacak ya da bildiğimiz insan tanımının yaşam parametrelerinin değiştiği, çoğunun yoksul, yoksun, depresif, mutsuz ve umarsız olduğu bir dünyada yaşamaya devam edecektir. Tabi ki bizler “Sorgulanmayan bir hayat yaşamaya değmez” diyenler olarak bu kaçınılmaz değişimin öncüsü olacağız. 
 
Değişimin kaçınılmaz olduğunu söylediniz, ancak AKP en güçlü dönemi yaşadığını dillendiriyor. 20 yıldır iktidarda olan AKP, nasıl bir dönem yaşıyor? Gelinen aşamada değişim mümkün mü? 
 
Kürt sorununu çözmeye yanaşmayan dönemin koalisyon iktidarının ülkeyi sürüklediği kaos aralığında iktidara gelen AKP, 20 yıl sonra yine Kürt sorununda çözüm geliştirmediği için yaşanan kaos-kriz aralığından gidecektir.
 
“Güç, kendisini güçlü zannedenlerin gözünü kör eder” diye bir söz vardır. AKP tam da bu durumu yaşıyor. 2002’de Kürt sorununu çözmeye yanaşmayan dönemin koalisyon iktidarının ülkeyi sürüklediği kaos aralığında iktidara gelen AKP, 20 yıl sonra yine Kürt sorununda çözüm geliştirmediği için yaşanan kaos-kriz aralığından gidecektir. Bu bilinen en somut gerçektir. Çünkü AKP hiçbir soruna köklü çözüm getirmedi. Sadece var olan toplumsal sorunların üzerini açıp adeta ortaya saçtı. Buna da “açılım” adını verdi. Tekrar toparlayamadığı içinde şiddet, baskı ve korkutma yöntemlerine sarıldı. AKP’nin yalanları büyüyüp çiçeklendi ama meyve vermedi. Dolayısıyla şuanda toplum pandeminden kaçar gibi AKP’den kaçıyor. Hem AKP’ni kendi içinde hem de AKP’yi destekleyenler içinde ciddi bir sorgulama başlamış durumdadır. Çünkü “Tüm insanları bir süre kandırabilirsiniz, bazı insanları sürekli kandırabilirsiniz ama tüm insanları sürekli kandıramazsınız” bu söz tam da AKP’nin pratiğini ortaya koyuyor. AKP, toplumun kendisine verdiği krediyi bireysel çıkarları için hoyratça kullandı ve tüketti. AKP sözün onuru olduğunu bilmiyordu. Verdiği sözün üzerine turkuaz halı sererek yoluna devam etmek istedi. Ancak bu o kadar kolay olmayacaktır. Her ne kadar bugün yargıyı ve bütün kurumları iktidarını korumak için kullanmak istese de hayat kanunlardan daha güçlüdür. AKP hayatını mahvettiği bütün insanlara bunun hesabını verecektir.
 
AKP 20 yıllık iktidarında neler yaptı? 
 
AKP döneminde özgürlük, eşitlik, adalet, barış, demokrasi ve birçok kavram özlemle anılır oldu. Zaten bu ülkenin son yüzyılında bu kavramlar hiçbir zaman tam anlamıyla hayat bulmadı. Ama kırıntı düzeyinde de olsa bugünden daha iyiydi. Bu iyilik durumu tabi ki Kürt halkı için geçerli değildi. Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti Kürtler için hep çok özel! kanunlar çıkarmıştır. Bunlara değinmezsek, haksızlık yapmış oluruz. Şark ıslahat Planı, İskan Kanunu, İstiklal Mahkemeleri, DGM’ler, özel yetkili mahkemeler, Ağır Ceza Mahkemeleri bunlardan sadece bazılarıdır. Diyebiliriz ki AKP tarihe bakıp Kürtlere yapılanların “Çağdaş” versiyonlarını hayata geçiriyor. Örneğin; JİTEM yerine IŞİD, Toros yerine Ranger, asit kuyusu yerine tutuklama, Dersim ve 33 Kurşun yerine Roboskî ve daha birçok vahşet yaşandı, yaşanıyor. AKP 20 yıllık iktidarı boyunca ülkenin geleceği için iki önemli adım attı. Bunlardan biri yakın zamanda geri çekildiği İstanbul Sözleşmesi’dir. Hem dünya hem de Türkiye kadın hareketlerinin takdirle karşıladığı kadın şiddeti ve ayrımcılığını önleyen ve ismini ülkenin mega kentinden alan bu sözleşmenin iptali AKP için bir utanç vesikası olarak tarihe yazıldı. Diğeri ise; yüzyıldır ertelenen, yok sayılan ‘Sorun’ denmesi bile yasaklanan Kürt sorunudur.
 
Kürt sorunu kanayan bir yara. Yıllardır süre gelen bir sorunda çözümsüzlük derinleşiyor. Çözümsüzlük neye mal olur? 
 
 Kürt sorununun götüremeyeceği iktidar yoktur. Yakın tarih bu örneklerle doludur. Önümüzdeki seçimlerde Kürt sorunu ve somut politik adımlar üzerinden gidecektir.
 
Kürt sorunu yıllarca muhatabını ararken, AKP 2002’de iktidar oldu. Ancak bu ülkede bir iktidar olmak bir de devleti ele geçirmek var. AKP, 15 yılda devleti ve tüm kurumları ele geçirdi. Dolayısıyla artık istediğini yapabilme gücüne sahiptir. Çözüm Süreci’ni başlatırken, kimsenin aklında birileri engel olur kaygısı yoktu. Çünkü AKP hem iktidar hem de devletti. Ve tabi ki bütün halklar Kürt sorununun çözümünü istiyordu. Bunu çok iyi bilen AKP büyük bir özgüvenle süreci başlattı. Başta Sayın Öcalan olmak üzere bütün halkımız büyük bir umutla bu sürece katkı sunmaya çalıştı. Ancak kısa bir süre sonra anlaşıldı ki; AKP çözüm masasını İmralı’ya, savaş masasını ise Saray’a kurmuştu. Tahrik ve provakasyonlara rağmen Sayın Öcalan büyük bir özveri ile elinden geleni yaptı. Ama Türkiye’nin barışını istemeyen hem iç hem de uluslararası arena da savaş baronları, silah tüccarları devreye girip Erdoğan’ı çeşitli tavizlerle ikna ettiler ve süreci bitirdiler. Aslında AKP tarihi Dolmabahçe Mutabakatı’nı inkar ettiği gün, kendi iktidarının da pimi çekmiş oldu. Bugünlerde sıkça söylenen “Tencerenin götürmediği iktidar yoktur” sözünün doğrusu, “Kürt sorunun götüremeyeceği iktidar yoktur” olacaktır. Yakın tarih bu örneklerle doludur. Dolayısıyla önümüzdeki seçimlerde, Kürt sorunu, somut politik adımlar üzerinden gidecektir. Tabi ki halkımız umut sömürücülerine asla prim vermeyecektir. 
 
Kürt sorunu üzerinden seçimlere işaret ettiniz, kısa bir süre kaldı. Siyasi atmosferi cezaevinden takip edebiliyor musunuz? Neler söylersiniz? 
 
Türkiye seçim atmosferine girmiş durumdadır. Erken de olsa zamanında da olsa nihayetinde seçimlere aylar kaldı. Bu ülkede zaten hiç soğumayan siyasetin ateşi daha da harlanmaya başlandı diyebiliriz. Seçimlerin rutin klasiğine dönüşen eril, cinsiyetçi, milliyetçi dil siyasete hakim olmuş durumda. Bağımlı medyanın TV kanallarında seviyesiz, bilimsellikten uzak ve tamamen algı oluşturmaya dönük tartışmalardan geçilmiyor. Aslında bu oturumlara tartışma dersek onlara bir düzey kazandırmış oluruz. Bu nedenle bu programlara “Hakaret yarışı” demek daha doğru bir ifade olacaktır. Hiçbir TV kanalının cesaret edip davet bile etmediği Kürt siyasi temsilcilerine sansürsüz ve edepsiz bir tarz da hakaret ediliyor. Terörist, vatan hanini, bölücü, alçak, şerefsiz, kanı bozuk ve söylemekten imtina ettiğim birçok söz söyleniyor. Ama halkımız bu zehirli dili duyuyor ve biliyor. Bu provakatör dilin ve zihniyetin çetelesini tutuyor. Günü geldiğinde elbet tepkisini de gösterecektir. 
 
Bu konuda DBP, HDP ve sol sosyalist partiler hariç düzen partilerinin tamamı küçük nüanslar olsa da aynı rotayı izliyorlar. Örneğin; iktidar muhalefete “Onlar terörist sen onlarla nasıl gizli ittifak yaparsın” dediğinde muhalefette iktidara “Asıl sen çözüm süreci başlatarak teröristlerle masaya oturdun” diyerek cevap veriyor. Bundan dolayı bu iki yaklaşımın bizim nezdimizde birbirinden hiçbir farkı yoktur. AKP son yıllarda bilinçli bir politika ile Kürt sorununu tartıştırmamaktadır. Maalesef bunu da muhalefetin desteği ile iç siyasette başarmış durumdadır. Ülkenin en yıkıcı sorunu “Terör” sorununa indirgenmiştir. Terörle mücadele adı altında bir halkla mücadele ediliyor. Belediyelere el konuluyor, vekilleri dahil on binlerce siyasetçisi rehin alınıyor, partilerine kapatma davası açılıyor ve cezaevlerinde her türlü hak ihlali yaşatılıyor. 
 
Muhalefetin bunlar karşısındaki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? 
 
Muhalefet son derece pragmatist davranarak cılız bir tepki veriyor. Bu nedenle muhalefette yarım dümenden oluşan masada Kürt sorunu konusundaki çözüm perspektifleri bilinmiyor. Bu masa Kürtlerin yurdunu dört parçaya bölen anlaşmada imzası bulunan partiden, “Sur’u Toledo yapacağım” diyenlerin partisine, “Kürt sorunu ekonomik gelişmişlikle ilgilidir” diyen partiden “HDP Kürtleri temsil etmiyor” diyen partiye ve Türkiye’nin Lee Peer’i diyebileceğimiz tek kadının olduğu partiden oluşmaktadır. Kısacası bu masada “Kürt halkının vebaline girmemiş bir siyasi parti var mı?” diye sorarım size. Bu partilerin dünya ve Ortadoğu gerçekliğini doğru okuma yeteneği olsaydı, Ortadoğu’nun geleceğinin Kürtlerle kurulacak ilişkiye bağlı olduğunu bilirlerdi. Kürt halkı kendi haklı davasını her dile çevirmiş ve uluslararasılaştırmıştır. Dili, kültürü, kimliği inkar edilen Ortadoğu’nun en kadim, en bilinçli ve en örgütlü halkının sadece seçimlerde hatırlayıp oy potansiyeli olarak görmek, siyasi körlükten başka bir şey olamaz.
 
Kürt sorununun iktidarı götüreceğini söylediniz. Çantasında Kürt sorununa dair bir çözüm önerisi olmayan bir ittifak başarılı olur mu? 
 
 Mevcut milliyetçi, muhafazakar ve liberal partilerden demokratik bir perspektif beklemiyoruz ve bizlerde kötünün iyisine mecbur değiliz. 
 
Bizler elbette bu ülkede gerçekleri söylemenin birçok bedeli olduğunu biliyoruz. Bu bedeli göze almak Hypatia, Hallâc-ı Mansûr, Babek olmayı gerektirdiğini de biliyoruz. Dolayısıyla mevcut milliyetçi, muhafazakar ve liberal partilerden demokratik bir perspektif beklemiyoruz ve bizlerde kötünün iyisine mecbur değiliz. Bu umut tacirlerinin halkımızın umudunu sömürmesine izin vermeyeceğiz. İktidar da muhalefet de Kürt sorunun önemini ve etki düzeyini çok iyi biliyor. Son yüzyılda Kürtlerin dört ayrı ülkenin sınırları içinde her türlü asimile, entegre ve mankurtlaştırma politikalarına karşı destansı bir direniş gösterdiğini de biliyoruz. Gelinen aşamada dünya konjonktürü ve Ortadoğu gerçekliği de halkımız lehine açığa çıkan tarihi fırsatı kaçırmaya hakkımız ve lüksümüzün olmadığını göstermiştir.  
 
Yakın tarihe bakılınca, tüm bu yaşananlar karşısında Kürtler ne yapmalı? 
 
Bugün her zamankinden daha çok tarihten ders çıkarmamız gerektiğinin farkındayız. En büyük eksikliğimizin tarih boyunca egemenlerin verdiği sözlere “İnanmış olmak” olduğunu da biliyoruz. Bir de tarihte kendi halkı için rol üstlenmeyen ve her zaman öfke ile anılacak şahsiyetler söz konusudur. Selahaddin Eyyubi, İdris-i Bidlisi ve Ziya Gökalp bunlardan sadece bir kaçıdır. Halkımız “Sistemin Kürdü” olanların arkasında gidilmeyeceğini, acı bedellerle öğrenmiş durumdadır. Kürt hareketi ilkel milliyetçiliğe, sosyal şovenizme ve feodal gerici anlayışlara asla prim vermedi. Her zaman çağdaş, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü perspektifte hareket etmiştir. Bundan sonra da aynı perspektifle hareket edecektir. 
 
Seçim tartışmalarına dönecek olursak, AKP’nin kaybedeceği çokça tartışılıyor, nitekim anket sonuçlarını da bu yönde gösteriyor. Sizin öngörünüz nedir? 
 
 HDP gibi her konuda etkin bir siyaset yürüten partilerin sayısı çok olsaydı AKP çoktan yok olup gitmişti. Tarih bunun örnekleriyle doludur.
 
İktidara aday olan partiler şunu çok iyi bilmeliler ki; eğer seçimlerde AKP kaybederse, bu onların yürüttüğü seçim çalışmaları sayesinde olmayacaktır. Çünkü esasen AKP, Dolmabahçe Mutabakatı’nı yok saydığı gün, yani Çözüm Süreci’ni buzdolabına kaldırdığı gün kaybetmiştir. O günden bu yana sadece uzatmaları oynuyor. Eğer HDP gibi her konuda etkin bir siyaset yürüten partilerin sayısı çok olsaydı AKP çoktan yok olup gitmişti. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Gelecek seçimlerde kim iktidar olacak derseniz, elbette ki politikalarını toplumsallaştıran ve topluma aktarmayı başaranlar diyebilirim. 
 
Anket sonuçlarına bakında, Kürt seçmen belirleyici olacak. Ancak herkes Kürtler adına konuşuyor. Erken yada zamanında olacak bir seçimde Kürtler nasıl bir tutum sergilemeli? 
 
Kürtler adına soru sorup cevap verenlere de ben bir soru sormak istiyorum. “Kürtler AKP’ye neden oy versin?” diyorsanız; peki “Kürtler muhalefete neden oy versin?” diye soruyorum. AKP ile muhalefet arasında Kürt sorunu konusunda 5 fark bulunabilirse, bir şey demeyeceğim. Çünkü bana göre tek fark muhalefet partilerinin iktidarında Kürtlere 80 yılda yapılanlar AKP iktidarında 20 yılda yapıldı. Dolayısıyla ‘Önce bir iktidara gelelim, sonra bakarız ya da Kürtler bize mecburdur’ safsatalarına artık karnımız tok.  
*Kürtlerin partilerden talepleri neler? 
 
 Sorunun çözümünde en büyük role sahip olan Sayın Öcalan ev hapsine çıkarılmalı ve kalıcı çözüme katkı sunması için baş müzakereci olarak gerekli şartları sağlamalıdır.
 
Bizim tek tek partilerle işimiz yok. Halkımızın talepleri çok açık ve nettir. Kürt sorununun demokratik yol ve yöntemlerle çözümü önceliğimizdir. Sorunun çözümünde en büyük role sahip olan Sayın Öcalan ev hapsine çıkarılmalı ve kalıcı çözüme katkı sunması için baş müzakereci olarak gerekli şartları sağlamalıdır. Bu yapılırsa, bin yıllık kardeşlik edebiyatı ete-kemiğe kavuşacaktır. Ülke bütünlüğü içinde Kürt halkının yasaklanan ve doğuştan var olan meşru hakları teslim edilirse bölünmenin yerine iç barışı sağlamış olacağız. Ve bu model Türkiye’yi hem Irak hem Suriye hem de Ortadoğu’da en prestijli bir ülke konumuna getirecek ve bir örnek teşkil edecektir. İddia ediyoruz ki başta ekonomik kriz olmak üzere diğer bütün sorunlar peş peşe çözüme kavuşacaktır. Adaletin olmadığı yerde yaşam değersizdir. Kürt sorununun inkarı ve çözümsüzlüğünden kaynaklı, toplumun ekmek ve su kadar ihtiyaç duyduğu özgürlükçü, eşitlik, barış, kardeşlik, demokrasi ve daha birçok kavram özüne kavuşup hayat bulacaktır. 
 
Seçim sathı mailine girerken, Kürtlere bir çağrınız var mı? 
 
Son yüzyıllık Cumhuriyet tarihine bakınca, emperyalist-ulus devletleri yeni üretim silahlarını Ortadoğu’da pazarlayıp savaştan rant elde etmeye devam edecektir. Bizlerde Kürt halkı olarak, Ağrı Dağı kadar yüksek bir irade, Munzur kadar akıcı bir enerji, Ağustos sıcağı kadar yakıcı 100 yıl daha bela olacağız. Er ya da geç başaracağımızdan zerre kadar şüphemiz yok. Fedakar Kürt annelerinin öncülüğünde bu topraklara onurlu barışı mutlaka ama mutlaka getireceğiz. Kısacası Kürt halkı, ferdi ve kurumlarıyla örgütlü ve politik bir halktır. Seçimlere gidilirken halkımız ve kurumlarımız en uygun seçim stratejisini belirleyecek ve ona göre hareket edecektir. Ben DTK’nin tutuklu Eş Başkanı olarak kendi düşüncelerimi ifade etmek isterim. Sabahtan akşama kadar kanal kanal dolaşıp bizim adımıza konuşanlardan bıktık, usandık. Hiç kimse içinden (karnından) konuşmasın. Kürt sorununun çözümü için, plan-projesi olan gelsin. Olmayanlarda yollarına Kürtler olmadan devam etsin. Ama bunun da sonuçlarını görerek ve bilerek! Çünkü içinde Kürtlerin olmadığı hiçbir yolun sonu (geleceği) yoktur-olamaz da…
 
MA / Müjdat Can
 
 

Diğer başlıklar

21:50 İsrail’den HTŞ’ye saldırı: 3 ölü
21:45 Dört çocuğa cinsel tacizde bulunan faile ödül gibi ceza!
21:29 İpek Çiçek’i katleden faile ağırlaştırılmış müebbet
21:23 Gençler kayyıma karşı direnişte
20:28 Akdeniz’de halk buluşması: Geri adım atmayacağız
20:10 Trump'tan Gazze açıklaması: Anlaşmaya vardık
20:06 Erdoğan, Suriye’nin yeni bakanı Şeybani ile görüştü
19:59 İsrail: Erdoğan'a gereksiz tehditlerden kaçınmasını tavsiye ediyoruz
19:37 KHK eylemi 314'ncü haftada
19:25 Keskin Bayındır: Tişrîn ve çevresi derhal uçuşa yasak bölge ilan edilsin
19:11 İstanbul Barosu’ndan olağanüstü kurultay kararı
19:06 Pexşan Ezîzî için çağrı: İdam durdurulsun
18:41 Cenevre eylemi: Rojava’ya saldırılar tecritten bağımsız değil
18:32 Operasyona katılmayı reddeden korucunun silahına el konuldu
17:38 Mêrdîn’de uzman çavuş evinde ölü bulundu
17:32 BES-AR: Açlık sınırı 30 bin 617 TL
17:23 Feministlerden direnişteki TKIS işçisi kadınlara ziyaret
17:04 Tişrîn Barajı’na gidenlere saldırı: 3 yurttaş katledildi
16:58 Kayyım atanan Dêrsim Belediye Eşbaşkanı Birsen Orhan’ın ev hapsi kaldırıldı
16:40 Meryem Sevim’i katleden faile ağırlaştırılmış müebbet
16:00 Halk saldırılara rağmen Tişrîn’i terk etmiyor
15:34 Emekliler 2025'i 'iktidarın gidiş yılı' ilan etti!
15:18 Yazar Leyla Saraç Cizîr'de okurlarıyla buluştu
15:18 Adana'daki cinayetlerin faili polis çıktı
14:56 2 ilde krom madeni kapasitesi 3 katına çıkarılacak!
14:55 Para cezalarına karşı tutsaklarla dayanışma eylemi
14:47 Cezaevleri raporu: Tutsaklar hijyensiz koşullarda ameliyata zorlanıyor
14:33 Şam'da Kürtlere saldırı
14:03 Tişrîn Barajı çevresine hava saldırısı
14:01 Erdoğan yine tehdit etti
13:52 Kayyımdan 'hayali seçmenlere' çifte müdürlük
13:48 Siyasi parti temsilcileri kayyım protestosunda: Boyun eğmeyeceğiz
13:35 İmralı Heyeti 17 Ocak'ta açıklama yapacak
13:12 İmralı Heyeti: En kısa sürede İmralı için başvuracağız
12:52 DEM Parti: İstanbul Barosu’nun yanındayız
11:32 İstanbul'da toplu ulaşıma zam
11:20 Adana'da bir evde 3 kişi ölü bulundu
11:07 Üzerine kepçe kovası düşen işçi hayatını kaybetti
10:04 DEM Partili Bozan: Rant için kayyım atadılar
09:56 Sağlıkta yeni dönem: Muayene ücreti 10 kat arttı
09:31 Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk tutuklandı
09:28 Abdullah Öcalan: Devlet bana ciddi yaklaşmazsa, doğru sonuç alamaz
09:26 Kürt kadınların direniş sembolü
09:22 Kayyıma karşı direnişteler: İrademizden vazgeçmeyiz
09:20 89 kişinin öldüğü Galeria Davası'nda kararın bozulması istemi
09:19 Hasta tutsağa tekerlekli sandalyesi verilmiyor
09:18 Foza Yûsif: Özerk Yönetim modeli Suriye için en doğru çözümdür
09:17 Yaman: 7 madde çözüm için büyük bir fırsat sunuyor
09:16 KNK'den 'ulusal birlik' seferberliği
09:13 AYM’nin 2 kez iptal ettiği madde halen uygulamada
09:07 Av. Gülizar Tuncer: Somut adımlar atılmalı
09:05 Üsterci: Demokrasi ve barış olmazsa karanlıkta kaybolacağız
09:00 15 OCAK 2025 GÜNDEMİ
08:23 Serhed için kar yağışı uyarısı
14/01/2025
22:53 İstanbul Barosu’na açılan davaya tepki: Savunmaya saldırıdır
22:41 Edirne’de şüpheli kadın ölümü
22:16 Sirîn’e saldırıda bir aile enkaz altında kaldı
21:57 Özerk Yönetim İngiliz yetkililerle görüştü
21:46 Sûr’da Serê Salê kutlaması
21:36 Gençlerin kayyıma karşı direnişi sürüyor
21:30 Akdeniz'de kayyım protestosu
20:20 Ankara’da kayyım protestosu: Siyasi darbeden vazgeçin
20:12 İstanbul Barosu başkanı ve yönetimine dava açıldı
19:34 HDP’ye saldırının cezası sadece 17 bin TL!
19:28 TTB’den ‘yenidoğan çetesi’ ön raporu: Piyasa odaklı sağlık politikalarının sonucu
19:13 ‘Yenidoğan çetesi’ davası ertelendi: Reddi hakim talebi değerlendirilecek
18:14 Silêmaniye’de bir yılda 3 bin 310 kişiye kanser teşhisi konuldu
16:58 BM uzmanları Pexşan Ezîzî için devrede
16:33 Êlih’te kayyım protestosu
16:31 Sûr'da Serê Salê coşkusu
15:42 Özgür Özel: Getir sandığı göreceksin kırmızı kartı
15:40 Amedspor'dan Ümit Özdağ hakkında suç duyurusu
15:38 Saldırılara bir tepki de İzmir’den
15:09 Wan'da Kuzey ve Doğu Suriye'ye destek eylemi
14:56 Kalp hastası tutsak: İlaçlar verilmiyor, ölüme terk edildik
14:48 Sûr'da halk lokantası açıldı
14:06 Gazetecilere konuşan Bakırhan: Hükümete sormak gerekiyor
13:59 Sanatçı Kasım Taşdoğan'a Kürtçe şarkı cezası
13:51 Bayındır: Ya demokratik çözümü seçersiniz ya da muhatap olmaktan çıkarsınız
13:14 12 yaşındaki çocuğu öldürdüğünü itiraf etti
12:58 Amed'de Kadın Eserleri Kütüphanesi açıldı
12:56 Tişrîn Barajı’nda nöbet 7’nci gününde
12:43 Bakırhan’dan Erdoğan'a: Amed'in huzuru demokratik çözümdür
12:10 HTŞ'nin bakanları yarın Türkiye'ye gelecek
11:36 Bahçeli hem tehdit etti hem 'barış' dedi
11:18 Avukatlardan iki ayrı başvuru
10:45 Gözaltına alınan kolberlerden haber alınamıyor
09:45 WANA'dan Pexşan Ezîzî çağrısı
09:05 Paula Martin Ponz: Öcalan’ın fikirleri tüm dünyaya barış getirebilir
09:02 Kocabıyık: Sürecin ilerlemesi için iktidarın dili ve aklı değişmeli
09:00 14 OCAK 2025 GÜNDEMİ
08:53 İDO seferleri iptal edildi
08:40 Meteoroloji’den sağanak ve kar uyarısı
08:31 Los Angeles'te ölü sayısı 24'e çıktı
07:40 Peyas Belediye Eşbaşkanı Dündar cezaevinden çıktı
13/01/2025
22:54 DEM Parti'den 'Beşiktaş' tepkisi
22:48 Tişrîn Barajı’nda nöbet 6’ncı gününde
21:42 Akdeniz'de gençler kayyıma karşı direnişte
21:14 Coşkulu Serê Salê kutlamaları
20:34 ‘Yenidoğan çetesi’ davası: Sağlık Bakanlığı da ölümlerden sorumludur
19:43 Akdeniz'de kayyım protestosuna polis saldırısı: Kitle ablukayı kırdı
19:38 Adana’da tutsaklara para gönderildi
18:57 Rapor: Wan’daki kadınların yüzde 84’ü eşitsizliğe karşı mücadele ediyor
18:48 Amed ilçelerinde Serê Salê etkinlikleri
18:13 Mazlum Abdî, Mesûd Barzanî’nin temsilcisini kabul etti
18:06 Birçok kentte kayyım protestosu: Bu irade karşısında kaybedeceksiniz
17:55 Mersin Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde kayyım tepkisi
17:16 Peyas Belediyesi Eşbaşkanı Cengiz Dündar hakkında tahliye kararı
17:11 Gözaltına alınan Akpolat: Ne olduğunu bilmiyoruz
17:05 30 barodan ortak açıklama: Kayyım hukuk ve demokrasi ihlalidir
16:49 Kayyıma karşı işçiler nöbette: Geri adım atmayacağız
16:02 Özel: Erdoğan CHP’li belediye başkanını çağırıp AKP’ye davet etti
15:46 Sırrı Süreyya Önder MA'ya konuştu: Öcalan Kürtlerin özgürlüğü kadar güvenliğini de önceliyor
15:21 2024 son 53 yılın en sıcak yılı oldu
15:04 Aydın'da şüpheli kadın ölümü
14:43 8 cezaevi raporu: Tecrit en üst seviyede
14:29 Tatos'ta saldırılara karşı yürüyüş
14:07 Akdeniz'de polis engelini aşan kitle belediyeye yürüdü: Teslim olmayacağız, vazgeçin
13:46 Tutsaklara işkenceye karşı suç duyurusu
13:32 Leyla Güven: Sürece amasız fakatsız katkı sunmaya hazırız
13:09 Akdeniz'de kayyım protestosunda direniş mesajı
13:07 HDP'li eşbaşkana 15 yıl hapis istemi
12:59 Beşiktaş Belediyesi'nde açıklama: Algı operasyonu yürütülüyor
12:45 Tutsak Yalçın'ın tahliyesine 4'üncü engel
12:31 İş bırakan emekçilerden 11 talep
12:21 2024’te en az bin 897 iş cinayeti
12:06 İzmir Büyükşehir Belediyesi 103 taşınmazı satışa çıkardı
12:00 DEM Parti: Kayyımla çözüm ihtimali sabote ediliyor
11:52 Kayyımın ilk icraatı Erdoğan'ın fotoğrafını asmak oldu
11:12 Almanya: Kürtler Suriye’deki siyasi geçiş sürecinde rol almalı
11:04 Özgür Özel'den 'kumpas' tepkisi
10:56 Hızlı tren biletlerine zam
10:53 Gever kırsalında askeri operasyon
10:39 Beşiktaş Belediyesi polis ablukasında
10:30 Balıkesir'de işçi servisi devrildi: 26 yaralı
10:04 7'si DEM Partili 9 belediyeye kayyım
09:47 Tişrîn Barajı neden hedefte?
09:18 Hatimoğulları ve Bakırhan'dan Akdeniz tepkisi: Kayyım darbedir
09:11 Mahkeme kararını hiçe sayan kayyım 190 kişiyi işten çıkardı
09:10 Balatçık 44 yıl sonra yeniden kadınlara emanet!
09:08 EHP Genel Başkanı Öztürk: Öcalan'ın yol haritasını doğru buluyoruz
09:00 13 OCAK 2025 GÜNDEMİ
08:38 Beşiktaş Belediye Başkanı Akpolat gözaltına alındı
08:10 Akdeniz Belediyesi'ne kayyım atandı
03:39 Akdeniz Belediyesi eşbaşkanları tutuklandı: Kararı tanımıyoruz
12/01/2025
23:58 Annalena Baerbock: Suriye siyasi geçiş surecinde Kürtler rol almalı
23:29 Riyad toplantısı sona erdi: Türkiye’nin saldırılarına değinilmedi
23:20 Mersin Adliyesi önünde direniş Kürtçe klamlarla sürüyor
23:11 Biden ve Netanyahu'dan Gazze’de ateşkes için görüşme
22:18 Birçok kentte coşkulu Serê Salê etkinlikleri