Leyla Güven: AKP'yi Kürt sorunu götürecek

img
DİYARBAKIR - DTK Eş Başkanı Leyla Güven, AKP’nin önümüzdeki seçimlerde Kürt sorunu üzerinden gideceğini belirterek, “Mevcut milliyetçi, muhafazakar ve liberal partilerden demokratik bir perspektif beklemiyoruz ve bizler kötünün iyisine mecbur değiliz” dedi. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin ağırlaştırıldığı, Federe Kürdistan Bölgesi’nde savaşın ve Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırı tehditlerinin sürdüğü, ekonomik krizin derinleştiği bir ortamda Türkiye seçim sathı mailine giriyor. İktidara gelmek için şimdiden seçim çalışmalarına başlayan siyasi partiler, soluğu bölgede alıyor. Önümüzdeki seçimlerin Kürt sorunu üzerinden şekilleneceğini belirten Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, sorunun çözümünde en büyük role sahip olan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın kalıcı çözüme katkı sunması için baş müzakereci olarak gerekli şartları sağlanması gerektiğinin altını çizdi. 
 
Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve Kürt sorununda çözümsüzlük politikaları, seçim sathı mailine girilmesiyle yeniden gündeme gelen ittifak tartışmaları ve Kürtlerin tutumuna ilişkin sorularımızı yanıtladı. 
 
Yaklaşık iki yıldır tutuklu bulunduğunuz cezaevinin koşullarından başlayalım. Koronavirüs salgınının en çok etkilediği yerlerin başında cezaevleri geliyor. Koronavirüs sonrası neler değişti? 
 
Bütün halklar dünyanın her yerinden haykırıyorlar; “Kainat, evren sınırsız değildir. Ve bu evrende sadece insanlar yaşamıyor. Eğer önlem alınmazsa, kaynaklar tükenecektir” diyorlar. Kapitalist modernite sisteminin gözünü hırs bürümüş erk zihniyetli bireyleri, bu uyarılara itibar etmediler. Ve gelinen aşamada doğa kendi özsavunmasını devreye koyarak, gücünü herkese kanıtladı. Pandemi, deprem, sel, heyelan, hortum, kasırga, yangınlar derken önlemler yetersiz kalıyor, her geçen gün yıkım ve felaketler daha da büyüyor. Tüm dünyada eşitsizliklerin kanıksanmaya başladığı bu süreçte, toplumsal hafızanın güncellenmesi son derece önemlidir. Dağların, denizlerin, ovaların, derelerin, göllerin, toprak, hava, su, insanlar onları ticarileştirip onları talan etmeden önce özgürdüler. Bu anlamda en etkili sözleri Kızıldereli yerliler söylemiştir. “Ağaç dolu gemiler gidiyor. Otomobil dolu gemiler geliyor” sözü ve kapitalist modernitenin toplumu içine çektiği girdabı özetler niteliktedir. Dünyada ki küresel gelişmelere baktığımızda vasılın parasının yoksulun çenesini yorduğunu belirtebiliriz. Elon Musk ile Bill Gates servetlerini nasıl kullanacaklarının konuşulduğu kadar sömürge ülkelerde açlıktan ölen milyonlarca insanın trajedisi konuşulmuyorsa, anneler kayıp çocuklarının kemiklerini arıyor ve bulunan kemikler annelere kargo poşeti ile gönderiliyorsa ya da çocuklarına yiyecek temin edemediği için insanlar intihar ediyor ve bunlar konuşulmuyorsa sorun yapısaldır. Ve derindir!
 
Milyonlarca insanda trajediye neden olan bu yapısal sorunlar nasıl çözülür?
 
İnsanlık değerlerinin yer değiştirdiği ve her şeyin mekanikleştiği bir dünyada köklü yapısal dönüşümler kaçınılmazdır. Kısaca belirttiğim kronik sorunlar ulus devletlerin miadını doldurduğunun göstergesidir. Bu tekçi, milliyetçi, dinci, cinsiyetçi, doğa düşmanı sistemi göndermek ve yerine ahlaki-politik toplumun demokratik sistemini inşa etmek en doğrusudur. Bu da ancak radikal küresel bir demokrasi anlayışı ile mümkündür. Hiçbirimiz unutmayalım ki; siyasetle uğraşmamanın cezası sizden daha aptal olanlar tarafından yönetilmedir. O halde dünyada esen sol rüzgarı önemsemeli ve Rojava modelini güçlendirmeliyiz. Sonuç olarak insanlık ya ekolojik cinsiyet eşitlikçi-özgürlükçü-komünal dayanışmacı bir uygarlığa sıçrayacak ya da bildiğimiz insan tanımının yaşam parametrelerinin değiştiği, çoğunun yoksul, yoksun, depresif, mutsuz ve umarsız olduğu bir dünyada yaşamaya devam edecektir. Tabi ki bizler “Sorgulanmayan bir hayat yaşamaya değmez” diyenler olarak bu kaçınılmaz değişimin öncüsü olacağız. 
 
Değişimin kaçınılmaz olduğunu söylediniz, ancak AKP en güçlü dönemi yaşadığını dillendiriyor. 20 yıldır iktidarda olan AKP, nasıl bir dönem yaşıyor? Gelinen aşamada değişim mümkün mü? 
 
Kürt sorununu çözmeye yanaşmayan dönemin koalisyon iktidarının ülkeyi sürüklediği kaos aralığında iktidara gelen AKP, 20 yıl sonra yine Kürt sorununda çözüm geliştirmediği için yaşanan kaos-kriz aralığından gidecektir.
 
“Güç, kendisini güçlü zannedenlerin gözünü kör eder” diye bir söz vardır. AKP tam da bu durumu yaşıyor. 2002’de Kürt sorununu çözmeye yanaşmayan dönemin koalisyon iktidarının ülkeyi sürüklediği kaos aralığında iktidara gelen AKP, 20 yıl sonra yine Kürt sorununda çözüm geliştirmediği için yaşanan kaos-kriz aralığından gidecektir. Bu bilinen en somut gerçektir. Çünkü AKP hiçbir soruna köklü çözüm getirmedi. Sadece var olan toplumsal sorunların üzerini açıp adeta ortaya saçtı. Buna da “açılım” adını verdi. Tekrar toparlayamadığı içinde şiddet, baskı ve korkutma yöntemlerine sarıldı. AKP’nin yalanları büyüyüp çiçeklendi ama meyve vermedi. Dolayısıyla şuanda toplum pandeminden kaçar gibi AKP’den kaçıyor. Hem AKP’ni kendi içinde hem de AKP’yi destekleyenler içinde ciddi bir sorgulama başlamış durumdadır. Çünkü “Tüm insanları bir süre kandırabilirsiniz, bazı insanları sürekli kandırabilirsiniz ama tüm insanları sürekli kandıramazsınız” bu söz tam da AKP’nin pratiğini ortaya koyuyor. AKP, toplumun kendisine verdiği krediyi bireysel çıkarları için hoyratça kullandı ve tüketti. AKP sözün onuru olduğunu bilmiyordu. Verdiği sözün üzerine turkuaz halı sererek yoluna devam etmek istedi. Ancak bu o kadar kolay olmayacaktır. Her ne kadar bugün yargıyı ve bütün kurumları iktidarını korumak için kullanmak istese de hayat kanunlardan daha güçlüdür. AKP hayatını mahvettiği bütün insanlara bunun hesabını verecektir.
 
AKP 20 yıllık iktidarında neler yaptı? 
 
AKP döneminde özgürlük, eşitlik, adalet, barış, demokrasi ve birçok kavram özlemle anılır oldu. Zaten bu ülkenin son yüzyılında bu kavramlar hiçbir zaman tam anlamıyla hayat bulmadı. Ama kırıntı düzeyinde de olsa bugünden daha iyiydi. Bu iyilik durumu tabi ki Kürt halkı için geçerli değildi. Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti Kürtler için hep çok özel! kanunlar çıkarmıştır. Bunlara değinmezsek, haksızlık yapmış oluruz. Şark ıslahat Planı, İskan Kanunu, İstiklal Mahkemeleri, DGM’ler, özel yetkili mahkemeler, Ağır Ceza Mahkemeleri bunlardan sadece bazılarıdır. Diyebiliriz ki AKP tarihe bakıp Kürtlere yapılanların “Çağdaş” versiyonlarını hayata geçiriyor. Örneğin; JİTEM yerine IŞİD, Toros yerine Ranger, asit kuyusu yerine tutuklama, Dersim ve 33 Kurşun yerine Roboskî ve daha birçok vahşet yaşandı, yaşanıyor. AKP 20 yıllık iktidarı boyunca ülkenin geleceği için iki önemli adım attı. Bunlardan biri yakın zamanda geri çekildiği İstanbul Sözleşmesi’dir. Hem dünya hem de Türkiye kadın hareketlerinin takdirle karşıladığı kadın şiddeti ve ayrımcılığını önleyen ve ismini ülkenin mega kentinden alan bu sözleşmenin iptali AKP için bir utanç vesikası olarak tarihe yazıldı. Diğeri ise; yüzyıldır ertelenen, yok sayılan ‘Sorun’ denmesi bile yasaklanan Kürt sorunudur.
 
Kürt sorunu kanayan bir yara. Yıllardır süre gelen bir sorunda çözümsüzlük derinleşiyor. Çözümsüzlük neye mal olur? 
 
 Kürt sorununun götüremeyeceği iktidar yoktur. Yakın tarih bu örneklerle doludur. Önümüzdeki seçimlerde Kürt sorunu ve somut politik adımlar üzerinden gidecektir.
 
Kürt sorunu yıllarca muhatabını ararken, AKP 2002’de iktidar oldu. Ancak bu ülkede bir iktidar olmak bir de devleti ele geçirmek var. AKP, 15 yılda devleti ve tüm kurumları ele geçirdi. Dolayısıyla artık istediğini yapabilme gücüne sahiptir. Çözüm Süreci’ni başlatırken, kimsenin aklında birileri engel olur kaygısı yoktu. Çünkü AKP hem iktidar hem de devletti. Ve tabi ki bütün halklar Kürt sorununun çözümünü istiyordu. Bunu çok iyi bilen AKP büyük bir özgüvenle süreci başlattı. Başta Sayın Öcalan olmak üzere bütün halkımız büyük bir umutla bu sürece katkı sunmaya çalıştı. Ancak kısa bir süre sonra anlaşıldı ki; AKP çözüm masasını İmralı’ya, savaş masasını ise Saray’a kurmuştu. Tahrik ve provakasyonlara rağmen Sayın Öcalan büyük bir özveri ile elinden geleni yaptı. Ama Türkiye’nin barışını istemeyen hem iç hem de uluslararası arena da savaş baronları, silah tüccarları devreye girip Erdoğan’ı çeşitli tavizlerle ikna ettiler ve süreci bitirdiler. Aslında AKP tarihi Dolmabahçe Mutabakatı’nı inkar ettiği gün, kendi iktidarının da pimi çekmiş oldu. Bugünlerde sıkça söylenen “Tencerenin götürmediği iktidar yoktur” sözünün doğrusu, “Kürt sorunun götüremeyeceği iktidar yoktur” olacaktır. Yakın tarih bu örneklerle doludur. Dolayısıyla önümüzdeki seçimlerde, Kürt sorunu, somut politik adımlar üzerinden gidecektir. Tabi ki halkımız umut sömürücülerine asla prim vermeyecektir. 
 
Kürt sorunu üzerinden seçimlere işaret ettiniz, kısa bir süre kaldı. Siyasi atmosferi cezaevinden takip edebiliyor musunuz? Neler söylersiniz? 
 
Türkiye seçim atmosferine girmiş durumdadır. Erken de olsa zamanında da olsa nihayetinde seçimlere aylar kaldı. Bu ülkede zaten hiç soğumayan siyasetin ateşi daha da harlanmaya başlandı diyebiliriz. Seçimlerin rutin klasiğine dönüşen eril, cinsiyetçi, milliyetçi dil siyasete hakim olmuş durumda. Bağımlı medyanın TV kanallarında seviyesiz, bilimsellikten uzak ve tamamen algı oluşturmaya dönük tartışmalardan geçilmiyor. Aslında bu oturumlara tartışma dersek onlara bir düzey kazandırmış oluruz. Bu nedenle bu programlara “Hakaret yarışı” demek daha doğru bir ifade olacaktır. Hiçbir TV kanalının cesaret edip davet bile etmediği Kürt siyasi temsilcilerine sansürsüz ve edepsiz bir tarz da hakaret ediliyor. Terörist, vatan hanini, bölücü, alçak, şerefsiz, kanı bozuk ve söylemekten imtina ettiğim birçok söz söyleniyor. Ama halkımız bu zehirli dili duyuyor ve biliyor. Bu provakatör dilin ve zihniyetin çetelesini tutuyor. Günü geldiğinde elbet tepkisini de gösterecektir. 
 
Bu konuda DBP, HDP ve sol sosyalist partiler hariç düzen partilerinin tamamı küçük nüanslar olsa da aynı rotayı izliyorlar. Örneğin; iktidar muhalefete “Onlar terörist sen onlarla nasıl gizli ittifak yaparsın” dediğinde muhalefette iktidara “Asıl sen çözüm süreci başlatarak teröristlerle masaya oturdun” diyerek cevap veriyor. Bundan dolayı bu iki yaklaşımın bizim nezdimizde birbirinden hiçbir farkı yoktur. AKP son yıllarda bilinçli bir politika ile Kürt sorununu tartıştırmamaktadır. Maalesef bunu da muhalefetin desteği ile iç siyasette başarmış durumdadır. Ülkenin en yıkıcı sorunu “Terör” sorununa indirgenmiştir. Terörle mücadele adı altında bir halkla mücadele ediliyor. Belediyelere el konuluyor, vekilleri dahil on binlerce siyasetçisi rehin alınıyor, partilerine kapatma davası açılıyor ve cezaevlerinde her türlü hak ihlali yaşatılıyor. 
 
Muhalefetin bunlar karşısındaki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? 
 
Muhalefet son derece pragmatist davranarak cılız bir tepki veriyor. Bu nedenle muhalefette yarım dümenden oluşan masada Kürt sorunu konusundaki çözüm perspektifleri bilinmiyor. Bu masa Kürtlerin yurdunu dört parçaya bölen anlaşmada imzası bulunan partiden, “Sur’u Toledo yapacağım” diyenlerin partisine, “Kürt sorunu ekonomik gelişmişlikle ilgilidir” diyen partiden “HDP Kürtleri temsil etmiyor” diyen partiye ve Türkiye’nin Lee Peer’i diyebileceğimiz tek kadının olduğu partiden oluşmaktadır. Kısacası bu masada “Kürt halkının vebaline girmemiş bir siyasi parti var mı?” diye sorarım size. Bu partilerin dünya ve Ortadoğu gerçekliğini doğru okuma yeteneği olsaydı, Ortadoğu’nun geleceğinin Kürtlerle kurulacak ilişkiye bağlı olduğunu bilirlerdi. Kürt halkı kendi haklı davasını her dile çevirmiş ve uluslararasılaştırmıştır. Dili, kültürü, kimliği inkar edilen Ortadoğu’nun en kadim, en bilinçli ve en örgütlü halkının sadece seçimlerde hatırlayıp oy potansiyeli olarak görmek, siyasi körlükten başka bir şey olamaz.
 
Kürt sorununun iktidarı götüreceğini söylediniz. Çantasında Kürt sorununa dair bir çözüm önerisi olmayan bir ittifak başarılı olur mu? 
 
 Mevcut milliyetçi, muhafazakar ve liberal partilerden demokratik bir perspektif beklemiyoruz ve bizlerde kötünün iyisine mecbur değiliz. 
 
Bizler elbette bu ülkede gerçekleri söylemenin birçok bedeli olduğunu biliyoruz. Bu bedeli göze almak Hypatia, Hallâc-ı Mansûr, Babek olmayı gerektirdiğini de biliyoruz. Dolayısıyla mevcut milliyetçi, muhafazakar ve liberal partilerden demokratik bir perspektif beklemiyoruz ve bizlerde kötünün iyisine mecbur değiliz. Bu umut tacirlerinin halkımızın umudunu sömürmesine izin vermeyeceğiz. İktidar da muhalefet de Kürt sorunun önemini ve etki düzeyini çok iyi biliyor. Son yüzyılda Kürtlerin dört ayrı ülkenin sınırları içinde her türlü asimile, entegre ve mankurtlaştırma politikalarına karşı destansı bir direniş gösterdiğini de biliyoruz. Gelinen aşamada dünya konjonktürü ve Ortadoğu gerçekliği de halkımız lehine açığa çıkan tarihi fırsatı kaçırmaya hakkımız ve lüksümüzün olmadığını göstermiştir.  
 
Yakın tarihe bakılınca, tüm bu yaşananlar karşısında Kürtler ne yapmalı? 
 
Bugün her zamankinden daha çok tarihten ders çıkarmamız gerektiğinin farkındayız. En büyük eksikliğimizin tarih boyunca egemenlerin verdiği sözlere “İnanmış olmak” olduğunu da biliyoruz. Bir de tarihte kendi halkı için rol üstlenmeyen ve her zaman öfke ile anılacak şahsiyetler söz konusudur. Selahaddin Eyyubi, İdris-i Bidlisi ve Ziya Gökalp bunlardan sadece bir kaçıdır. Halkımız “Sistemin Kürdü” olanların arkasında gidilmeyeceğini, acı bedellerle öğrenmiş durumdadır. Kürt hareketi ilkel milliyetçiliğe, sosyal şovenizme ve feodal gerici anlayışlara asla prim vermedi. Her zaman çağdaş, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü perspektifte hareket etmiştir. Bundan sonra da aynı perspektifle hareket edecektir. 
 
Seçim tartışmalarına dönecek olursak, AKP’nin kaybedeceği çokça tartışılıyor, nitekim anket sonuçlarını da bu yönde gösteriyor. Sizin öngörünüz nedir? 
 
 HDP gibi her konuda etkin bir siyaset yürüten partilerin sayısı çok olsaydı AKP çoktan yok olup gitmişti. Tarih bunun örnekleriyle doludur.
 
İktidara aday olan partiler şunu çok iyi bilmeliler ki; eğer seçimlerde AKP kaybederse, bu onların yürüttüğü seçim çalışmaları sayesinde olmayacaktır. Çünkü esasen AKP, Dolmabahçe Mutabakatı’nı yok saydığı gün, yani Çözüm Süreci’ni buzdolabına kaldırdığı gün kaybetmiştir. O günden bu yana sadece uzatmaları oynuyor. Eğer HDP gibi her konuda etkin bir siyaset yürüten partilerin sayısı çok olsaydı AKP çoktan yok olup gitmişti. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Gelecek seçimlerde kim iktidar olacak derseniz, elbette ki politikalarını toplumsallaştıran ve topluma aktarmayı başaranlar diyebilirim. 
 
Anket sonuçlarına bakında, Kürt seçmen belirleyici olacak. Ancak herkes Kürtler adına konuşuyor. Erken yada zamanında olacak bir seçimde Kürtler nasıl bir tutum sergilemeli? 
 
Kürtler adına soru sorup cevap verenlere de ben bir soru sormak istiyorum. “Kürtler AKP’ye neden oy versin?” diyorsanız; peki “Kürtler muhalefete neden oy versin?” diye soruyorum. AKP ile muhalefet arasında Kürt sorunu konusunda 5 fark bulunabilirse, bir şey demeyeceğim. Çünkü bana göre tek fark muhalefet partilerinin iktidarında Kürtlere 80 yılda yapılanlar AKP iktidarında 20 yılda yapıldı. Dolayısıyla ‘Önce bir iktidara gelelim, sonra bakarız ya da Kürtler bize mecburdur’ safsatalarına artık karnımız tok.  
*Kürtlerin partilerden talepleri neler? 
 
 Sorunun çözümünde en büyük role sahip olan Sayın Öcalan ev hapsine çıkarılmalı ve kalıcı çözüme katkı sunması için baş müzakereci olarak gerekli şartları sağlamalıdır.
 
Bizim tek tek partilerle işimiz yok. Halkımızın talepleri çok açık ve nettir. Kürt sorununun demokratik yol ve yöntemlerle çözümü önceliğimizdir. Sorunun çözümünde en büyük role sahip olan Sayın Öcalan ev hapsine çıkarılmalı ve kalıcı çözüme katkı sunması için baş müzakereci olarak gerekli şartları sağlamalıdır. Bu yapılırsa, bin yıllık kardeşlik edebiyatı ete-kemiğe kavuşacaktır. Ülke bütünlüğü içinde Kürt halkının yasaklanan ve doğuştan var olan meşru hakları teslim edilirse bölünmenin yerine iç barışı sağlamış olacağız. Ve bu model Türkiye’yi hem Irak hem Suriye hem de Ortadoğu’da en prestijli bir ülke konumuna getirecek ve bir örnek teşkil edecektir. İddia ediyoruz ki başta ekonomik kriz olmak üzere diğer bütün sorunlar peş peşe çözüme kavuşacaktır. Adaletin olmadığı yerde yaşam değersizdir. Kürt sorununun inkarı ve çözümsüzlüğünden kaynaklı, toplumun ekmek ve su kadar ihtiyaç duyduğu özgürlükçü, eşitlik, barış, kardeşlik, demokrasi ve daha birçok kavram özüne kavuşup hayat bulacaktır. 
 
Seçim sathı mailine girerken, Kürtlere bir çağrınız var mı? 
 
Son yüzyıllık Cumhuriyet tarihine bakınca, emperyalist-ulus devletleri yeni üretim silahlarını Ortadoğu’da pazarlayıp savaştan rant elde etmeye devam edecektir. Bizlerde Kürt halkı olarak, Ağrı Dağı kadar yüksek bir irade, Munzur kadar akıcı bir enerji, Ağustos sıcağı kadar yakıcı 100 yıl daha bela olacağız. Er ya da geç başaracağımızdan zerre kadar şüphemiz yok. Fedakar Kürt annelerinin öncülüğünde bu topraklara onurlu barışı mutlaka ama mutlaka getireceğiz. Kısacası Kürt halkı, ferdi ve kurumlarıyla örgütlü ve politik bir halktır. Seçimlere gidilirken halkımız ve kurumlarımız en uygun seçim stratejisini belirleyecek ve ona göre hareket edecektir. Ben DTK’nin tutuklu Eş Başkanı olarak kendi düşüncelerimi ifade etmek isterim. Sabahtan akşama kadar kanal kanal dolaşıp bizim adımıza konuşanlardan bıktık, usandık. Hiç kimse içinden (karnından) konuşmasın. Kürt sorununun çözümü için, plan-projesi olan gelsin. Olmayanlarda yollarına Kürtler olmadan devam etsin. Ama bunun da sonuçlarını görerek ve bilerek! Çünkü içinde Kürtlerin olmadığı hiçbir yolun sonu (geleceği) yoktur-olamaz da…
 
MA / Müjdat Can
 
 

Diğer başlıklar

18/07/2025
23:52 CHP kurultayı davası AYM’ye taşındı
23:24 Halk, katılımcı bütçe toplantısında taleplerini dile getirdi
23:19 Suriye geçiş hükümeti ateşkesi reddetti
23:13 DEM Parti: Mahkeme açıkça suç işliyor
22:41 DEM Parti ve CHP'den Kobanê Davası'ndaki tahliye talebinin reddine tepki
22:18 Akdeniz'de 4.1 büyüklüğünde deprem
21:22 Barış mücadelesinde meslek örgütlerinin rolü tartışıldı
20:33 ATK'den Murat Çalık'ın tetkiklerinin tekrar yapılması yönünde karar
20:19 İzBB'de eylemler sonuç verdi: İşçiler geri alınacak
20:12 Ankara’da sel: Yurttaşlar mahsur kaldı
20:08 Özerk Yönetim: Devrimin kazanımlarını koruyalım
20:04 Gever’de farklı tarihlerde tahliye edilenlere kitlesel ziyaret
19:57 Mêrdîn’de DEDAŞ tepkisi: Halka zulüm yapılıyor
19:49 Kobanê Davası tutsaklarının tahliye başvurusu reddedildi
19:32 İzBB işçileri belediyenin kapısına dayandı
19:28 Kayyıma rağmen beşinci kez toplandılar: Sürece her kesim destek vermeli
19:13 Erdoğan'dan Putin'le telefon görüşmesi
19:07 Êlih Emek ve Demokrasi Platformu: Kayyım, imar planını gizlemeye çalışıyor
18:52 Bahçeli: İmralı açıklaması sonuç vermiştir
18:24 85 yaşındaki tutsak Güler cezaevinden çıktı
17:49 Elazığ Cezaevi önünde işkence protestosu
17:47 Erdoğan'dan süreç açıklaması
17:34 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Tüm siyasi partiler sürece dahil olmalı
17:21 Meletî'de kimyasal madde üreten fabrikada patlama
17:10 Elbak’ta halk buluşması: Direnişle kendimizi tüm dünyaya tanıttık
16:56 Aydın'da Alevi buluşması: Silah bırakanlara güvence verilmeli
16:33 Çocuklara dışkı yedirildi, bakanlık 'korumaya' gerek duymadı!
16:10 Amed'de kadın buluşmaları başladı
15:41 Munzur Festivali'nin programı açıklandı
15:38 Marmara cezaevleri raporu: 3 ayda bin 351 hak ihlali
15:26 Süveyda Askerî Meclisi: Stratejik kontrol sağlandı, direniş sürüyor
15:11 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Aleviler olmadan demokratik toplum olmaz
14:41 Ailelerden İmralı için başvuru
14:39 BM’den Süveyda için acil soruşturma çağrısı
14:28 Sıddık Güler hakkında tahliye kararı
14:14 Sağlık emekçileri TİS taleplerini açıkladı
13:55 Adana Alevi Platformu: Dürziler için koridor açılsın
13:53 Suriye'de kaçırılan Alevi kadınlar için 7 ilde eylem
13:38 Cezaevinde Amedspor ismine ve rengine sansür
13:23 Komisyon toplantısında hangi kararlar alındı?
13:05 Dumlu Cezaevi’nde 1980 uygulamaları devrede
12:54 Sırrı Süreyya Önder'in adı Meletî'de yaşatılacak
12:46 30 yıllık tutsağın tahliyesi 2’nci kez ertelendi
12:44 Meclis'teki komisyon toplantısı sona erdi
11:44 Ayşe Barım ATK’ye sevk edildi
11:38 İki gazeteciye beraat 1 gazeteciye ceza
11:12 MHP'li Yıldız'dan 'İmralı Notları' kitabıyla paylaşım
10:45 Tunç Soyer ve belediye yöneticilerinin iddianamesi hazırlandı
10:24 Partiler komisyon için toplandı
10:13 Kayyım Qelqelî'ye tahsis edilen aracı geri aldı, projeleri iptal etti
09:50 Töreni izleyen SYKP Eş Genel Başkanı: Herkes için umut oldu
09:47 Orta Anadolu Kürtleri sürecin yanında
09:45 Riha'da gençler 'özgürlük' şöleninde buluşacak
09:43 'Yasal düzenlemeler yapılmalı'
09:42 Ağaç kesimi Mêrgomar’a uzandı!
09:38 Riha’da 200’ü aşkın buluşma: Devlet somut adım atsın
09:34 Özlem Bilgi: Çocuk istismarına karşı sessizlik suçtur
09:32 Çocuklarını törende izlediler: Dünya Öcalan'ın teorik ve pratik gücünü gördü
09:30 Sêrtliler: Abdullah Öcalan özgür olmalı
09:27 Koplular: Devletin büyük adımlar atması gerekiyor
09:25 ‘Analar Çalıştayı’ düzenlenecek: Rêya Heq inancında kadın yaşamdır
09:23 Sosyalist gençler Pirsûs'ta katledilenlerin izinde
09:22 Silahlarını yakanlarla görüştü: Geri dönüş yok, mücadele bitmedi
09:04 Barış Annesi: Gerillaların güvenli şekilde dönmesinin yolu açılmalı
09:02 Salih Müslim: Teslimiyeti kabul etmeyiz, zihniyet değişmeli
09:00 18 TEMMUZ 2025 GÜNDEMİ
08:56 İBB soruşturmasında 18 kişi hakkında gözaltı kararı
08:48 Suriye'de yüzlerce kadın kaçırıldı
08:06 Riha'da mahalle mahalle süreç buluşmaları
17/07/2025
23:49 SOHR: Siweyda'da 516 kişi hayatını kaybetti
23:41 30 yılın ardından tahliye edilen Filizer: Süreci desteklemeliyiz
23:37 Ekolojik kırıma karşı dayanışma festivali
23:13 Pirsûs anması: Adalet tesis edilsin
22:14 Elazığ Cezaevindeki tutsaklar açlık grevine başladı
22:08 Ali Kenanoğlu: Silahların yakılması sonrası devletin yapması gerekenler var
22:00 'Ayşe’nin katili Cemil Koç, suç ortağı katili koruyan polisler'
21:49 Duran Kalkan: Gerilla hazır, demokratik entegrasyon ve özgürlük yasaları çıkarılmalı
20:26 Erdoğan LGS'deki iddialar için 'dedikodu siyaseti' dedi
19:18 Dîloklu kadınlar Ayşe Tokyaz'ın katledilmesini protesto etti
19:14 İzBB işçilerinin eylemi 9'uncu gününde
19:11 'Elektrik akımı’ davasında bilirkişinin dinlenilmesine karar verildi
18:56 CHP'de kurultay süreci başlatıldı
18:51 Kürtçe müzik dinleyen aileye yönelik saldırıya tepki sürüyor
18:42 Kırşehir cezaevlerinde tutsaklara ‘darbe’ tehdidi
18:08 Fransa, Senegal’deki askeri varlığını sonlandırdı
17:51 Tişrîn 'de hayatını kaybeden Akyüz’ün taziyesine kitlesel ziyaret
17:44 ‘Suç farkındalığı’ olmadığı ileri sürülen tutsağa pişmanlık dayatılarak tahliyesi engellendi
17:20 Hayatını kaybetme riski olan hasta tutsak Ayık Meclis gündeminde
16:31 ESP ve SKM üyeleri tahliye edildi
16:24 Ankara’da dikkat çeken görüşme trafiği
15:58 32 yıllık tutsaklığın ardından memleketinde karşılandı
15:51 ‘Pexşan Ezîzî, fiziki ve psikolojik saldırılar altında’
14:51 Sozdar Avesta: Şengal’i yeniden inşa etmek hepimizin görevi
14:47 Eş Genel Başkanlar: Arkadaşlarımızın sürece destek vermelerinin yolu açılmalı
14:25 Dürziler: Özerk Yönetim Bölgesi’ne koridor açılsın
14:13 Zaxo’daki petrol kuyularına bir saldırı daha
14:11 İmralı Heyeti ve Özel'den açıklama: Güvenceler süreci toplumsallaştırır
13:45 DSİ önünde su protestosu
13:29 İHD 39 yaşında: Yeni bir toplumsal sözleşme yapılmalı
13:04 Pakistan’daki yağışlarda 54 kişi yaşamını yitirdi
13:01 İmralı Heyeti ile Özel görüşmesi başladı
12:55 KESK'li kadınların TİS talepleri
12:34 Nasıl bir komisyon?
12:03 Eş Genel Başkanlar Demirtaş ile görüşmek için Edirne’de
11:24 Öcalan'dan Êzidî Aydınlanma Konferansı'na mesaj
11:08 Germencik'e bir JES daha
11:05 Süveyda’da ‘güvenlik’ Dürzilere bırakıldı
10:59 Irak’taki yangında ölenlerin sayısı 61'e çıktı
10:55 İlayda Alkaş katledildi
10:49 Abdullah Öcalan’ın paradigmasıyla eğitim veriyorlar
10:36 DEM Parti'nin komisyon üyeleri belli oldu
10:11 Balıkesir'de yangın 2'nci gününde
09:27 Çözüm umuduyla 3'üncü kez sınırı geçti: Yakılan ateş özgürlüğe vesile olsun
09:11 Şirnex doğası talan ediliyor, sıcaklıklar artıyor
09:09 Yıllar sonra kızlarını gördüler: Biz de demokratik toplum istiyoruz
09:07 Elazığ Cezaevi'nde tutsağa şiddet
09:06 Av. Kutluay: Barışı konuşurken çocuk hakları es geçilmemeli
09:03 Kobanê yolunda katledilen Karadenizli devrimci gençler
09:02 Barış Anneleri: Öncelikli adım Öcalan’ın özgürlüğü
09:02 Ahmet Karagöz: Yasalarla gerillanın gelmesi sağlanmalı
09:01 MED TUHAD-FED Eşbaşkanı: Komisyonun önceliği tutsaklar olmalı
09:00 Rojava Devrimi 13 yaşında: Kazanımlardan vazgeçmeyiz
09:00 17 TEMMUZ 2025 GÜNDEMİ
08:35 Irak'ta AVM'de yangın: 50 ölü
16/07/2025
23:29 İsrail'in Suriye'ye saldırısını kınayan tezkere Meclis'te kabul edildi
22:17 Tanrıkulu: Beyaz Toros'lu savcılar görevde
21:53 İsrail’den Dera ve Süveyda’ya 6 saldırı
21:44 Duhok'ta petrol sahası ikinci kez hedef alındı
21:37 BMGK, İsrail'in Suriye saldırıları için yarın acil toplanıyor
21:28 Törene katılan Barış Annesi: Devlet zaman kaybetmeden barışın elini tutmalı
21:04 31 yıllık tutsağın tahliyesi engellendi
20:46 Ayşe Tokyaz için eylem: Cezasızlık politikasından vazgeçin
20:33 Dürzilerin ruhani lideri Şam'la ateşkesi yalanladı
20:07 Balıkesir'de orman yangını
19:46 Türkiye ile BAE arasında 7 anlaşma imzalandı
19:27 İran'da 11 Kürt yurttaş gözaltına alındı
19:16 İsrailli bakan: Colani ortadan kaldırılmalıdır
19:04 Birçok kentte ‘Barış ve Demokratik Toplum’ buluşması
18:57 KESK 30 ilde sahaya iniyor: Yoksulluk sınırının üzerinde ücret istiyoruz
18:48 Bolu Cezaevinde 7 tutsağın tahliyesi engellendi
18:27 Mersin'de madene karşı eylem
18:23 Mazlum Abdi: Dürzilere yönelik saldırılar durdurulmalı
18:16 Kurtulmuş ve siyasi parti temsilcileri komisyon gündemiyle bir araya gelecek
18:07 32 yılın ardından özgürlüğüne kavuştu
17:54 Suriye geçiş hükümeti Süveyde’daki suçlarını itiraf etti
17:48 Son 24 saatte 94 Filistinli katledildi
17:44 Salih Müslim: Barrack, Türkiye'yi memnun etmek için konuştu
17:40 Artvin'de tutuklanan 4 gazeteciye tahliye
17:36 Cenevre eylemi: Tarihi adıma karşılık devlet adım atsın
17:06 31 yıl sonra memleketi Gever’de: Mücadelemiz sürecek