Sancar: Bu ülkeyi demokratik anayasaya kavuşturacağız

KARS- HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin Anayasa tartışmalarına açık olduğunu belirterek, “İktidar başka bir gündem yaratma peşindedir. Emek ve Özgürlük İttifakı bu ülkeyi demokratik anayasaya kavuşturacaktır” dedi. 
 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Kars’ta ziyaretlerinin ikinci gününde kentteki gazetecilerle bir araya geldi. Kars’ta iki gündür hem kentin hem de ülkenin sorunlarını konuştuklarını söyleyen Sancar, Meclis’te tartışılan ‘Sansür Yasası’na ilişkin konuştu. Sancar, “Öncelikle yerel ve ulusal basının temsilcileriyle burada bir araya gelmişken, en yakıcı sorunun sizler ve bizler açısından özgürlük olduğunun altını çizmemiz lazım. Basın, ancak özgür şartlarda görevini yapabilir. Özgür şartların olmadığı koşullarda ne basın görevini yapabilir ne de toplum bilgi alma hakkını kullanabilir. Böyle ortamlarda baskıcı yöntemler çok daha kolay devreye sokulabilir. Korku iklimi zaten bu ülkede bu iktidarın en temel yöntemidir, yönetme tekniğidir. İktidar, korku iklimini hakim kılıyor, fakat korku duvarının kırılabileceği yerlerde de yasaklarla polisiye tedbirlerle bu açıkları bu gedikleri kapatmaya çalışıyor. Basına sansür yasası tam da bu amaçla hazırlanmıştır” dedi. 
 
‘İLETİŞİM BAŞKANLIĞI DEZENFORMASYON MERKEZİDİR’
 
Sancar, şunları söyledi: “Genel basın üzerindeki baskılar yetersiz kaldığı yerde, şimdi de internet basınını tam bir kontrol altına almayı hedefliyorlar. Basına gerçek anlamda bir kuşatma operasyonudur yeni kanun teklifi. Yoksa dezenformasyonu önleme yasası değildir. Dezenformasyonun, yani yanlış ve yönlendirici bilgi ve haberin kaynağı esasen bu iktidardır. İktidarın İletişim Başkanlığı, ülkede dezenformasyon merkezi haline gelmiştir. Gerçekleri çarpıtma ve üzerini örtme göreviyle iş başındadır. Şimdi de bu yetmiyor, basının tamamını internet basını başta olmak üzere tam bir kontrol altına tutmayı hedefliyorlar. Toplumu susturmak kendine güvenmeyen, halkına güvenmeyen iktidarların başvurduğu en önemli yöntemdir. Bunu dünyadaki örneklerden biliyoruz. 
 
İKTİDAR KAYBETTİKÇE YASAKLARA BAŞVURUYOR
 
Kaybetmekte olan iktidarlar hırçınlaşır ve rızayı üretmedikleri yerde korkuyu büyütmeye çalışırlar. Halkın kendilerine rızası azaldıkça, korkuyla ayakta kalmaya çalışıyorlar. Bu iktidar bir korku imparatorluğu inşa etmek istiyor. Bu iktidar aynı zamanda toplumu suskunlaştırarak, sessizleştirerek varlığını sürdürmeyi hedefliyor. Çoğu konuşmamada bu rejimin temelinin bu iktidarın dayandığı en önemli sütunun yalan olduğunu söylemiştim. Evet, yaşam üzerine kurulu iktidarın en büyük korkusu hakikatin yayılmasıdır. Hakikat yayıldıkça bu yalan mekanizmaları da iş göremez hale gelir. Bizler Sansür Yasasına karşı etkili bir muhalefet yürütüyoruz. Ama sadece Meclis’te gösterdiğimiz direnç yeterli değil. Aynı zamanda bütün demokrasi güçleriyle birlikte bu yasa teklifine etkili bir tepki göstermemiz ve bunun uygulamasına karşı da etkili bir dayanışma ortaya koymamız gerekiyor. 
 
ASIL BEKA SORUNU BU İKTİDARDIR
 
Seçimlere yaklaştıkça iktidarın benzer manevralarının artacağını görüyoruz. Biraz önce saydığım bu sorunların temelinde, demokrasi yokluğu yatıyor. Demokrasiye inanmayan, demokrasiyle hiçbir şekilde barışık olmayan bir zihniyet topluma güvenmez, toplumu da baskı altında tutarak bir şekilde yönetebileceğini düşünür. Korkuyu kaygıyı yaygınlaştırdıkça, insanların otoriteye sığınabileceği gibi bir hesap yapar. Bu hesap yanlıştır, bu hesap tutmayacaktır. Bu hesap halktan dönecektir. Seçimler yaklaşıyor. Seçimler bu iktidar için gerçek anlamda beka sorunudur. Başka alanlarda sürekli beka sorununu dile getiren iktidarın, gerçek olmayan sorunlar ve meseleler yaratma çabasına kimse aldanmasın. Asıl beka sorunu iktidarın kendisidir. Bu iktidar topumu ayrıştırmaktadır, toplumda şiddetin her alana yayılmasının zeminin hazırlamaktadır. Bu iktidar toplumsal, kültürel hayatı çökertmekte ve çoraklaştırmaktadır. 
 
TARIM BİTME NOKTASINA GETİRİLDİ
 
Öte yandan ekonomideki gidişatı hepimiz her gün hayatımızda tecrübe ediyoruz. Ekonomide de büyük bir çöküş yaşanıyor ve bunun faturası da yoksul halka çıkıyor. Bu politikaların çöküşe yol açan politikaların elbette nemacıları da vardır. Bu politikaların en büyük nemacıları bir avuç sermaye kesimi ve yandaşlardır. Türkiye’de tarım neredeyse bitme noktasına gelmiştir. Hayvancılık yok olmaktadır. Verimli toprakları ve hayvancılık için çok elverişli şartları olan şehirlerimiz neredeyse bu imkanların tamamını kaybetmekle karşı karşıyadır. Kars bu örneklerin en çarpıcı olan şehridir. Kars’ta hayvancılık en önemli geçim kaynağı idi. Oysa uygulanan ekonomi politikalar ve kurda yaşanan artış enflasyondaki yükseliş hayvancılığın da Kars’ta bitme noktasına gelmesine yol açmıştır. Kars'ta girdi maliyetlerinin çok yüksek olduğunu görüştüğümüz herkes iletti. Zaten bildiğimiz bir durum. Makro veriler de bunun ortaya koyuyor. Kars için bunun hayati önemi vardır. Girdi maliyetleri arttıkça hayvancılıkla geçinen, hayvancılık alanında üretim yapan insanlar da artık bunun devam ettiremez duruma geliyorlar. 
 
KARS, MİLLİ GELİRDEN EN AZ PAYI ALIYOR
 
Şu anda süt üretiminin, süt rekoltesinin Kars’ta çok vahim düzeylere düştüğünü görüyoruz. Oysa süt üretimi Kars için o kadar önemli bir kaynaktır ki en başta peynir üreticileri ve diğer bütün alanları temelde etkilemektedir. Yoksulluk Kars’ta almış başını gidiyor. Türkiye’nin tamamında olduğu gibi burada da yoksulluk temel sorundur. İşsizlik temel sorunlardan biridir. Kars bugün Türkiye’de milli gelirden en az pay alan şehirlerin başında gelmektedir. Aynı zamanda işsizlik oranının da en yüksek olduğu bir şehirdir Kars, bu kadar verimli toprakları ve üretici insanları varken Kars’ın bu duruma düşürülmesi, bir kader ve tesadüf olamaz. Tam tersine iktidarın ranta, sömürüye, inşaata dayalı politikalarının yarattığı vahim bir sonuçtur. Bunun en önemli yansımalarından biri Kars’ın sürekli göç veren bir şehir haline gelmiş olmasıdır. 
 
SAĞLIK ALANINDA YAŞANAN SIKINTILAR
 
Sokaklarda gezerken, esnafla konuşurken, STK temsilcileriyle konuşurken karşılaştığımız bu olgu, Kars’ta durumun ne kadar kötü olduğunu çıplak bir şekilde ortaya koymaktadır. Gençler şehri terk etmektedir. Şuan resmi verilere göre bile en çok göç veren şehirlerin başında Kars gelmektedir. Sadece üretimdeki başta tarım olmak üzere diğer üretim sektörlerindeki kötüye gidiş değildir bu gidişatın nedeni. Asıl neden burada geçim imkanlarının kalmamış olmamasıdır. Bir diğer neden de hizmetlerle erişimde Kars halkının büyük bir yoksunlukla karşı karşıya kalmasıdır. Burada üniversite hastanesi var ama doktor yok, pek çok alanda uzman doktorlar yok. Bunu arkadaşlar somut verilerle bize aktardılar. İnsanlar hastalarını yakın şehirlere götürmek zorunda kalıyorlar. Erzurum başta olmak üzere Iğdır ve Ardahan’a hastalar gidiyor. 
 
SAĞLIK TİCARET ALANINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
 
Biliyorsunuz, hekimlerin sağlık emekçilerinin aylardır süren direnişi ve itirazları var. Buna karşı cumhurbaşkanı ve AKP genel başkanının söylediği sözler aklımızdan ve hafızalarımızdan silinmeyecektir. ‘İsteyen istediği yere gidebilir’ demişti. Yani yurtdışına gitmek istiyorsanız, buyurun gidin demişti. Oysa sağlık emekçilerinin haklarını gasp eden onların şartlarını ağırlaştıran bu sistemin kendisidir. Bunun somut örneğini Kars’ta yaşıyoruz. Pek çok alanda sağlık emekçisi eksikliği ve yokluğu yaşanıyor. Sağlık en temel ihtiyaçlardandır, ücretsiz ve kamusal bir şekilde sağlanması gereken bir hizmettir ama maalesef bu iktidar sağlığı bir kamu hizmeti olmaktan çıkarmış bir ticaret alanına dönüştürmüştür. Bunun sonuçlarını da toplum olarak ağır bir şekilde yaşamaktayız.
 
SÖMÜRÜ DÜZENİNİN SÜRMESİNİ ENGELLEYECEĞİZ
 
Öte yandan da eğitimde aynı sorunlar var, pek çok okulda öğretmen yok. Eğitim emekçilerinin sağlık emekçilerinin haklarını alamamalarının yarattığı bir durumdur. İzlenen politikalar halk için değildir, halka hizmet amaçlı bir anlayış bu iktidarda yoktur. Tam tersine büyüme adı altında sermayenin şişirilmesi, sermayeye daha fazla kaynak aktarılması, halkın cebinden bir avuç zengine transfer yapılmasıdır. Halk yoksullaşıyor, büyüyen ise sermaye ve sarayın kendisidir. İşte bu adaletsiz ekonomik düzenin mutlaka değişmesi gerekiyor. Esnafın bize aktardığı sorunları burada tek tek anlatmaya gerek yok. Esnafın yaşadığı zorluk ve sıkıntılar, burada fazlasıyla mevcut bunları değiştirmek için halk bir umut arıyor. Bu gidişatı durdurmak için bir çıkış arıyor. Gerçek bir alternatif arıyor. Biz de kendilerine diyoruz ki gerçek alternatif biziz. HDP ve ittifakı bu sömürü düzeninin sürmesini engelleyecek ve yeni bir başlangıç yapacak temel aktördür. Kimse umutsuzluğa kapılmasın, kimse bu şartlara teslim olmasın, tam tersine alternatifsiz değiliz, çaresiz değiliz. Bu iktidarın her türlü baskı ve sömürü uygulamasına karşı gerçek alternatifi her alanda üretmeye kararlıyız. HDP ve ortakları ittifak güçleri daha da büyüyerek gerçek alternatifi bu topluma sunmaya kararlıdır.  
 
ADALET SEFERBERLİĞİ BAŞLATIYORUZ
 
Şuan Türkiye’nin gündeminde yaşanan sorunlara baktığımızda her alanda baskı ve zulmün derinleştiğini görebiliriz. Adaletsizlik şuan Türkiye’de en temel olgu haline gelmiştir. Bu iktidar her alanda bir adaletsizlik seferberliği başlatmıştır. Adaletsizlik yargı alanındadır, halkın iradesini yok sayma konusundadır, halkın ekmeğini gasp etme alanındadır. Adaletsizlik gençlerin bugününü ve yarınını ipotek altına alma politikalarındadır. Adaletsizlik seferberliğine karşı yapmamız gereken, bir adalet seferberliği oluşturmak ve bunu büyütmektir. Bizler ittifak politikalarımızı da bir adalet seferberliğini başlatmayı hedefliyoruz. Başlattık yola çıktık şimdi amacımız adalet seferberliğini büyütmek ve çözüm gücü haline getirmektir. Çözümün bizde olduğunu, çözüm gücünün halkların bir arada mücadelesinde olduğunu her fırsatta söylüyoruz. Söylemeye devam edeceğiz. Adalet alanında yaşanan bu büyük kriz yani adaletsizlik seferberliği toplumu adeta bir şiddet sarmalına sürüklemiştir. Artık şiddet günlük hayatın her alanındadır. 
 
GÜVENLİKÇİ ANLAYIŞTA ISRAR VAR 
 
Bizler bu ülkede Kürt sorunu başta olmak üzere bütün meselelerde barışçıl, siyasal çözümü savunan bir partiyiz. Şiddetin sadece belirli bir konuda ortaya çıktığını ve yoğunlaştığını iktidarın askeri siyasi politikalarının ibaret olmadığının da altını çizeyim. Bu iktidar Kürt sorununda şiddeti ve güvenlikçi anlayışı ısrarla sürdürmekte ve belki de şu an en üst noktasına çıkarmış bulunmaktadır. Fakat adalet krizi adaletsizlik seferberliği insanların güvencesiz, hayatlarının tehlike altında olduğu bir toplumsal iklim yaratmıştır. 
 
ONUR ŞEN CİNAYETİ
 
Onur Şener cinayeti bir tesadüf değildir. Her gün okuduğumuz şiddet haberleri tesadüf değildir. Kendisini iktidara yakın sayan veya bizzat iktidara yakın, içinde olan irili ufaklı pek çok çevre şiddeti kendisine hak görmektedir. Başkalarını sindirmeyi kendisine hak görmektedir. Çünkü kendilerinin dokunulmayacağını inanmaktadırlar. Kendilerine herhangi bir ceza gelemeyeceği inancıyla hareket etmektedir. Bütün bunlar toplumun içine sürüklendiği krizlerin nasıl çok boyutlu ve derin olduğunu göstermektedir. 
 
YOLSUZLUK TEŞVİK EDİLİYOR 
 
Ekonomik kriz, siyasi kriz, demokrasi ve özgürlük yokluğunda somutlaşmaktadır. Ve ahlaki çöküş de yine bu iktidarın yarattığı en önemli sonuçlardan biridir. Yolsuzluklar mubah görülmekte, üstü örtülmekte iktidara yakın olanların her alanda talan uygulamalarına ortak olmaları adeta normalleşmektedir. Yolsuzluk ve hırsızlık gibi şiddet de günlük hayatın normali haline getirilmiştir. Yoksullukların üstünü gitmek yerine, yolsuzluk yapanlarla ilgili iddialar örtülmekte ve yolsuzluk, hırsızlık teşvik edilmektedir. Yolsuzluk hırsızlık halkın cebinden ekmeğini kuruşunu çalmadır. Halkı daha fazla yoksulluğa mahkum etmektir. Yandaşı semirtirken halkın sofrası kurutulmaktır. 
 
KAYYIM HALKIN İRADESİNE SAYGISIZLIKTIR
 
Burada yaşadığımız sorunların ülkenin tamamında derinleştirmek olduğunu tekrar edeyim. Dokunulmazlık zırhı olması gereken yerde değil, tam tersi alanlardadır. Dokunulmazlık ifade özgürlüğü için olmalıdır, halkın siyasi temsilcileri, halkın iradesi için olmalıdır. Oysa bu iktidar halkın iradesini gasp etmektedir. Burada kayyım rejimin de olduğu gibi. Kayyım rejimi halkın iradesine en büyük saygısızlıktır. Halkın iradesini gasp etmektir. Ama bununla sınırlı kalmıyor, bunun başka etkileri ve sonuçları vardır. Kayyım rejimi aynı zamanda rant, yandaş yolsuzluk ve sömürü mekanizmalarını yerellere iyice yerleştirme programının önemi bir parçasıdır. Kayyım rejimi halk iradesinin gaspıdır. Aynı zamanda soygun ve sömürü, yandaş ve sermaye düzeninin de en önemli unsurlarındandır. Kayyum atanan yerlerde yapılan uygulamalara bakıldığında bunu görebilirsiniz. Memleketim Mardin’e çok benzeyen özel olarak, ayrıca bu nedenle de çok sevdiğim Kars şehri bu uygulamaların örneklerini yaşamaktadır. 
 
BUNUN ADI ÇÖKÜŞ İKTİDARIDIR
 
Yine adaletsizliğin bu kadar yaygınlaştırılması çeteleşmeyi de teşvik etmektedir. Bugün çeteler, mafyalar adeta ülkenin meşru yönetim odakları haline getirmişlerdir. Bir mafya çete zihniyeti yönetimde ve hayatın her alanında yaygınlaştırılmıştır. Bunun adı çöküş iktidarıdır bunun adı toplumu en değerlerden mahrum etme operasyonudur. Buna karşı yapmamız gereken şey güçlerimizi birleştirmektir. Bizler HDP olarak kurduğumuz Emek ve Özgürlük İttifakı ile birlikte her yerde halkın sesine kulak vermek için her türlü çabayı harcıyoruz. Yolumuzu masa başında, parti merkezlerinde belirlemiyoruz. Politikalarımızı halkla istişare ederek halkı dinleyerek onlarla sürekli etkileşim içinde kalarak oluşturuyoruz. Bundan sonra da bütün temel konularda aynı politikaları izlemeye devam edeceğiz. Emek ve Özgürlük ittifakı büyüyecektir. Önümüzdeki hedef bu ittifakı en geniş kesimlere, ezilenlerin, yok sayılanların tümünü kapsayacak bir genişliğe ulaştırmaktır. Bu amacımıza ulaşmamız için de çok daha fazla çalışmamız gerektiğinin farkındayız. Halkımız bilsin ki bir alternatif vardır. 
 
İKİ KUTBADA MECBUR DEĞİLİZ
 
Emekten yana sömürüye karşı adaletsizliği ortadan kaldıracak adaleti savunan bu baskılara karşı duran, özgürlüğü savunan yalan iktidarına karşı hakikatin peşini bırakmayan bir alternatifi mutlaka inşa edeceğiz. Sadece seçimler için seçimlerden sonra da yeni bir başlangıç demokratik ve özgürlükçü, emekten yana bir değişimin dinamik, motor gücü haline geleceğiz. Şimdi yaptığımız şey bütün bu adaletsizliklere karşı en geniş kesimlerin mücadele ortaklığını sağlamaktır. Eğer bunu başarırsak ki başarmamak için bir neden yok başarmamak gibi bir lüksümüz yok, bunu başarırsak bu iktidarı, bu rejimi durdururuz. Bu rejimi değiştiririz, iktidarı değiştiririz. Halk gerçek bir alternatif ve hakiki bir umut arıyor. Gerçek alternatif bizleriz, umut bizlerdedir. Çözüm biziz buna halkımız inansın. İki kutba mahkum değiliz, mevcut rejimin bu talana, yalana, soyguna, sömürüye dayanan rejimine mahkum değiliz. Ama bu rejimi küçük rötuşlarla başka kadrolarla devam edecek projeleri de kabul etmiyoruz. Bunlara mahkum olmadığımızı bütün halkımız bilsin. 
 
ÖZGÜRLÜKÇÜ DEMOKRATİK ANAYASA
 
Bizler Türkiye’de gerçek ve kalıcı barışın herkese eşit ve özgür bir yaşam sağlamaktan geçtiğine inanıyoruz. Anayasa tartışmaları da dahil olmak üzere her türlü tartışmaya bu çerçevede açığız. Eğer eşit yurttaşlık temelinde demokrasiyi yerele yayarak güçlendirecek bir yol açılacaksa biz bu yolda bütün gücümüzle katkıya, öncülüğe hazırız. Biliyoruz ki iktidar şimdi anayasa tartışmalarını ortaya atmakla başka bir gündem de yaratma peşindedir. Ama istediği amaç ve saikle hareket etsin fark etmez, bu ülke şimdi hemen bu mümkün değilse, yarın özgürlükçü demokratik bir anayasaya kavuşacaktır. Bunu gerçekleştirecek güç de bizler, Emek Özgürlük İttifakı ve bunun yaratacağı büyük demokrasi bloğudur. Bu ülkeye gerçek anlamda inançların eşit, halkların özgür yaşayacağı bir geleceği mutlaka armağan edeceğiz.” 
 

Diğer başlıklar

15:21 Çetin Arkaş: Önder Apo’nun istediği kişilerle görüşmesinin imkanları yaratılmalı
15:09 Bozan: Cezaevi İvrendi’ye düşman hukukuyla yaklaşılıyor
15:00 Kamu emekçileri iş bıraktı
14:55 'Hayata Dönüş Operasyonu'nun yıl dönümünde cezaevi tellerine karanfil bırakıldı
14:44 Yazar Tunç’un Mereş katliamını konu alan kitapları yeniden basıldı
14:27 Katledilen Taybet İnan ve 29 kişi anıldı: İnsanlığa karşı suçtur
14:23 Kayyım kararının yürütmesinin durdurulması karara bağlanacak
14:22 İHD: 'Hayata Dönüş' operasyonlarında cezasızlık politikası sürdürülmüştür GÜNCELLENİYOR
14:13 Kaya’nın taziyesine kitlesel ziyaret
14:09 Katledilen gazeteci Daştan için mevlit verildi
12:46 'Katledilen arkadaşlarımızın hesabını sormaktan vazgeçmeyeceğiz'
12:33 AKP raporunu Meclis'e sundu
11:51 DEM Parti İmralı Heyeti ile TİP görüşmesinin tarihi belli oldu
11:13 Farqînli yurttaşlar: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü halkın özgürlüğüdür
10:53 Cizîr’de taciz faili öğretmen gözaltına alındı
09:53 2025: Küresel güç dengeleri değişti, yeniden mevzilenme başladı
09:29 Cizîr’de çok sayıda öğrencinin taciz edildiği ortaya çıktı
09:25 'Hasta tutsakları hala cezaevinde, barışa nasıl inanalım?'
09:24 10 yıldır kayyımın yönettiği kent komün ve meclislerle yeniden inşa edilecek
09:20 Eril şiddet çemberinde bir yaşam mücadelesi
09:19 Veysi Aktaş'tan 'Umut ve Özgürlük' mitingine katılım çağrısı
09:16 19 Aralık'tan bugüne tecrit daha da derinleşti
09:16 Şanogel kuruldu: Sokağa ve halka ulaşmak istiyoruz
09:15 Rûbarêşîn ve Sergen dereleri HES kıskacında
09:08 Mereş'te 47 yıllık yara: Yüzleşin
09:07 Filozof Holloway: Rojava sistemdeki süper çatlaktır
09:01 İsviçre: Doğrudan demokrasi ilkesi esastır
09:00 19 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:44 PİRHA muhabiri Cihan Berk gözaltına alındı
08:18 26 şirkete eş zamanlı operasyon: Gözaltılar var
18/12/2025
23:22 DEM Parti’den TFF’ye çağrı: Cezai yaptırım ağırlaştırılmalı
22:33 İlk 8 maddesi görüşüldü: Bu bütçe emeğin değil
21:44 Ayşe Şan, konser ile anıldı
21:12 Cenk Yiğiter’e saldıranlara hapis cezası verildi
21:06 Kuyu Tipi Cezaevleri paneli: Mekanın yarattığı şiddet rejimi
19:53 KESK: Yoksulluk ve adaletsizlik normalleştirildi
19:47 Devrimci Parti: Devrimci tutsaklara özgürlük için harekete geçelim
19:42 Arkaş: Askerlerin mezarına çiçek koymaya varım, peki ya siz var mısınız?
18:22 Denizli’de çocuk işçi yandı
18:20 Hakan Fidan, QSD'yi hedef aldı
17:47 Ebex’te Sima Semend Kadın Eserleri Kütüphanesi açıldı
17:44 Leyla Zana’ya yönelik ırkçı saldırı protesto edildi
17:39 Serhat Bölgesinde toplantılar son buldu: Tarafların imkanları eşit olmalı
17:30 Bahçeli: Abdullah Öcalan’a özgürlük mitingi ifade özgürlüğüdür
17:27 Temel: İktidarın komisyona sunacağı rapor sürecin ciddiyetiyle uyumlu olmalıdır
17:22 CHP'den 53 sayfalık rapor: Sürecin esasına ve ana aktörüne temas yok!
17:18 Bütçe görüşmeleri: Bu ülkenin geleceği muhalefetin cesaretine bağlı
17:10 Akın Birdal: İşçi sınıfının ekmeği barıştadır
16:56 Ev baskınında polis, 5 yavrusu olan köpeği kurşunlayarak öldürdü
16:40 Gazeteci Aykol, 2 ay 4 gündür yoğun bakımda
16:30 Asgari Ücret Tespit Komisyonu ikinci toplantısı gerçekleştirdi
16:22 Bakanlık Kazanhan'ın katili için 1,5 yıl sonra kırmızı bülteni uyguladı
15:37 30 bin TL’lik zam teklifi geri çekildi
15:06 Qers Barosu’ndan ırkçı doktor hakkında suç duyurusu
15:04 Kadınlardan 'Kadın Mitingi'ne katılım çağrısı
14:56 Ayşe Şan mezarı başında anıldı
14:37 DEM Parti İmralı Heyeti ile Özel görüşmesinin tarihi beli oldu
14:37 Dersim Gazeteciler Platformu kuruldu
14:36 CHP raporunu Meclis’e sundu
14:33 Çetin Arkaş: Barış olacaksa yapılanlarla yüzleşilecek
14:30 KESK: Emekçiler bu bütçeyi kabul etmiyor
14:03 DEM Parti Gençlik Meclisi üyesi kaçırılıp işkence yapıldı
13:43 Irkçı akademisyenden Kürtlere hakaret: Hakları kısıtlansın, çalıştırılmasınlar
13:00 Ahmet Türk’ten Bursaspor’a tepki: Bu tüm Kürtlere yapılan hakaret ve tehdittir
12:54 Türkiye’nin Suriye’de hedeflediği ‘üç’ şey
12:42 Barolardan Leyla Zana'ya küfre yaptırım çağrısı
12:02 Sincar davası bir kez daha mütalaa için ertelendi
12:00 Nazım ile Cihan’ın çektiği fotoğraflar sergilenecek
11:18 Asgari ücreti işveren belirleyecek: En yüksek oran yüzde 30
10:48 Efrin'de bir kadın işkenceyle katledildi
10:29 Kenanoğlu: 'Umut ve özgürlük' mitingi sahiplenilmeli
09:52 Fatma Bostan Ünsal: Yaşananlar konuşulmadan barışın toplumsallaşması mümkün olmaz
09:30 AHKEM işçileri: Tazminat ödememek için istifaya zorluyorlar
09:24 İzBB Başkanının gönderisine yorum yaptı, ücretsiz izne çıkarıldı
09:23 İHD Şirnex Eşbaşkanı: Barışın toplumsallaşması için cesur adımlar atılmalı
09:21 '10 yıl değil 100 yıl geçse de unutmayacağız'
09:20 Bir mezar mücadelesi: Oğlunun kemiklerini dördüncü kez gömdü
09:17 Zorlu kış şartlarında hayvancılık
09:15 İzBB işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı
09:13 Yönetmen Eskiköy: Sinema ve televizyon yoluyla toplumun kutuplaşmasına rıza üretiliyor
09:08 Ölüye Saygı İnisiyatifi: Barışın kalıcılaşması için mekansal hafıza konuşulmalı
09:04 Tutsağa işkencenin görüntüleri çıktı, bilirkişi işkenceyi raporladı
09:03 Yasaklı köyler petrol ve madene açılıyor
09:01 Belçika: Merkezi yönetim yerele karışmıyor, komüniteryen anlayış hakim
09:00 Kadınlar 2025’ten 2026’ya mücadeleyi devrediyor
09:00 18 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:47 ‘Uyuşturucu’ operasyonu: 4 gözaltı
17/12/2025
23:58 Muhittin Böcek hastaneye kaldırıldı
23:54 Leyla Zana'ya yönelik küfürlü tezahüratlara tepki yağdı
23:06 Amed Büyükşehir Belediyesi'nden iddialara yanıt
22:25 Mersin ve İzmir'de eylem: S ve Y Tipi Cezaevleri kapatılsın
21:26 Hindistan’da hava kirliliği ‘aşırı şiddetli' seviyeye ulaştı
21:24 Hasta tutuklu yaşamını yitirdi
21:18 CHP raporunu yarın Meclis'e AKP de Erdoğan'a sunacak
21:08 İnsan hakları haftasının son eylemine polis ablukası
21:01 Mereş Katliamı 47'nci yılında: Kayıplarımızın mezar yerleri bulunsun
20:53 Afgan mülteciler zorla ülkelerine gönderiliyor
20:37 Gazze’de 17 kişi soğuktan yaşamını yitirdi
20:33 Başkurdistan’daki Marksist grup üyelerine ağır ceza
20:27 Amed'de Ayşe Şan için anma
20:20 Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi: Savaş bütçesiyle militarizm kuşatılıyor
20:11 Ahmet Özer: Süreç için herkese düşen sorumluluklar var
19:52 Ankara'da kadın cinayeti
19:38 KHK eylemi: Hukuksuzluklar son bulana kadar mücadelemiz sürecek
19:31 'Leyla Zana'ya yönelik ırkçı sloganlar kabul edilemez'
19:27 Okulda çocuklara silahlı araçlar tanıtıldı
18:48 Komisyondan rapor için ‘yazım ekibi’ kararı
18:40 Cenevre’den çağrı: 'Umut hakkı' derhal uygulanmalı
18:14 Arkaş: Artık Kürtlerin varlığı inkar edilemez
18:07 Görüşme sona erdi: Kanun teklifinin çerçeve metni Meclis'e sunulacak
17:52 Kızını ve torununu katleden Keskin’e ağırlaştırılmış müebbet
17:49 Veysi Aktaş: Mücadelemiz norm dışı devlete karşıdır
17:43 Avukat Suna Bilgin’e 6 yıl 3 ay hapis cezası
17:12 Arhavi’deki çevreciler: Mücadelemiz devam edecek
16:34 Kurtulmuş ve siyasi parti koordinatörlerin görüşmesi başladı
16:31 Dilan Karaman İnceleme Komisyonu: Bilgiler titizlikle derleniyor
16:28 Diba Keskin: Dilimize sahip çıkmazsak yok olacağız
16:21 DEM Parti Meclis Kadın Grubu’ndan ‘istismar’ açıklaması
16:10 'Hakime rüşvet' haberinin erişim engeli haberine de erişim engeli
16:06 25 yıl hapis cezası verilen taciz faili tutuklanmadı
16:04 Gazeteci Aykol’un tedavisi antibiyotiklerle sürüyor
15:56 Oluç: Cumhurbaşkanlığının kimi merkezi yetkileri yerellere devredilmeli
15:32 Arkaş: Önder Apo dışında kimse Türk-Kürt barışını sağlayamaz
15:22 Diyanet’in bütçesi beş bakanlığa ayrılan paydan fazla
15:20 ‘Dayanışmayı büyüterek barışı inşa etmek mümkün’
15:17 DEM Parti, Meclis'te çocuk istismarı için araştırma komisyonu istedi
14:31 İHD: KHK'liler görevlerine iade edilsin
14:10 AYM, Tayfun Kahraman'ın tedbiren tahliyesini reddetti
13:57 Meclis kreşinde Yerli Malı Haftası konusu: SİHA ve savaş
13:56 Kayyım önce koli dağıttı sonra ihale imzaladı
13:32 Gazeteci Diren Yurtsever'e ceza istemine ret
13:21 İmralı Heyeti üyesi Sancar: Şimdi, barış hukukunu kurmanın zamanıdır
12:14 Kurtulmuş ve komisyondaki partilerin koordinatörleri bir araya gelecek
12:07 Miting deklarasyonu: Hukukun anahtarı ‘umut hakkı’nın uygulanmasındadır
11:58 10 Ekim Katliamı davasında 3 polis için soruşturma izni
11:23 31 yıllık tutsaklığın ardından memleketine döndü
11:17 'Siyaset konuştun' denilerek işten çıkarıldı
10:57 Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin İstanbul'da anılacak
09:25 Çiftyürek: Devletin bir beyanda bulunması lazım ki süreç hukuki olarak ilerlesin
09:19 Alman Sosyolog: Abdullah Öcalan'ın çağrısı nadir umut anlarından biridir
09:16 Buluşmaya katılanlar: Meclis Komisyonu tutanakları açıklamalı
09:13 Anneler: İmralı'ya gitmemiz kabul edilsin, Abdullah Öcalan'ı alıp gelelim
09:11 Şiyar Be! Platformu Licê'de temsilcilik açacak
09:09 'Sinemanın dil ve kültür üzerindeki etkisi büyük'
09:07 MAF-DAD Eşbaşkanı Geisweid: 'Umut hakkı'nı uygulamayan Türkiye Konseyden ihraç edilmeli
09:06 Garzan Mezarlığı’nın yok edilip 267 cenazenin çalınmasının üzerinden 8 yıl geçti
09:05 'Nazım ve Cihan'ın tek amacı halkın yaşadıklarını dünyaya duyurmaktı'
09:01 Kültür rüzgarının estiği bir yılda Kürtçe için statü çağrısı büyüdü
09:00 Almanya: Güç de yetki de belediyelerde
09:00 17 ARALIK GÜNDEMİ