Sancar: Bu ülkeyi demokratik anayasaya kavuşturacağız

KARS- HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin Anayasa tartışmalarına açık olduğunu belirterek, “İktidar başka bir gündem yaratma peşindedir. Emek ve Özgürlük İttifakı bu ülkeyi demokratik anayasaya kavuşturacaktır” dedi. 
 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Kars’ta ziyaretlerinin ikinci gününde kentteki gazetecilerle bir araya geldi. Kars’ta iki gündür hem kentin hem de ülkenin sorunlarını konuştuklarını söyleyen Sancar, Meclis’te tartışılan ‘Sansür Yasası’na ilişkin konuştu. Sancar, “Öncelikle yerel ve ulusal basının temsilcileriyle burada bir araya gelmişken, en yakıcı sorunun sizler ve bizler açısından özgürlük olduğunun altını çizmemiz lazım. Basın, ancak özgür şartlarda görevini yapabilir. Özgür şartların olmadığı koşullarda ne basın görevini yapabilir ne de toplum bilgi alma hakkını kullanabilir. Böyle ortamlarda baskıcı yöntemler çok daha kolay devreye sokulabilir. Korku iklimi zaten bu ülkede bu iktidarın en temel yöntemidir, yönetme tekniğidir. İktidar, korku iklimini hakim kılıyor, fakat korku duvarının kırılabileceği yerlerde de yasaklarla polisiye tedbirlerle bu açıkları bu gedikleri kapatmaya çalışıyor. Basına sansür yasası tam da bu amaçla hazırlanmıştır” dedi. 
 
‘İLETİŞİM BAŞKANLIĞI DEZENFORMASYON MERKEZİDİR’
 
Sancar, şunları söyledi: “Genel basın üzerindeki baskılar yetersiz kaldığı yerde, şimdi de internet basınını tam bir kontrol altına almayı hedefliyorlar. Basına gerçek anlamda bir kuşatma operasyonudur yeni kanun teklifi. Yoksa dezenformasyonu önleme yasası değildir. Dezenformasyonun, yani yanlış ve yönlendirici bilgi ve haberin kaynağı esasen bu iktidardır. İktidarın İletişim Başkanlığı, ülkede dezenformasyon merkezi haline gelmiştir. Gerçekleri çarpıtma ve üzerini örtme göreviyle iş başındadır. Şimdi de bu yetmiyor, basının tamamını internet basını başta olmak üzere tam bir kontrol altına tutmayı hedefliyorlar. Toplumu susturmak kendine güvenmeyen, halkına güvenmeyen iktidarların başvurduğu en önemli yöntemdir. Bunu dünyadaki örneklerden biliyoruz. 
 
İKTİDAR KAYBETTİKÇE YASAKLARA BAŞVURUYOR
 
Kaybetmekte olan iktidarlar hırçınlaşır ve rızayı üretmedikleri yerde korkuyu büyütmeye çalışırlar. Halkın kendilerine rızası azaldıkça, korkuyla ayakta kalmaya çalışıyorlar. Bu iktidar bir korku imparatorluğu inşa etmek istiyor. Bu iktidar aynı zamanda toplumu suskunlaştırarak, sessizleştirerek varlığını sürdürmeyi hedefliyor. Çoğu konuşmamada bu rejimin temelinin bu iktidarın dayandığı en önemli sütunun yalan olduğunu söylemiştim. Evet, yaşam üzerine kurulu iktidarın en büyük korkusu hakikatin yayılmasıdır. Hakikat yayıldıkça bu yalan mekanizmaları da iş göremez hale gelir. Bizler Sansür Yasasına karşı etkili bir muhalefet yürütüyoruz. Ama sadece Meclis’te gösterdiğimiz direnç yeterli değil. Aynı zamanda bütün demokrasi güçleriyle birlikte bu yasa teklifine etkili bir tepki göstermemiz ve bunun uygulamasına karşı da etkili bir dayanışma ortaya koymamız gerekiyor. 
 
ASIL BEKA SORUNU BU İKTİDARDIR
 
Seçimlere yaklaştıkça iktidarın benzer manevralarının artacağını görüyoruz. Biraz önce saydığım bu sorunların temelinde, demokrasi yokluğu yatıyor. Demokrasiye inanmayan, demokrasiyle hiçbir şekilde barışık olmayan bir zihniyet topluma güvenmez, toplumu da baskı altında tutarak bir şekilde yönetebileceğini düşünür. Korkuyu kaygıyı yaygınlaştırdıkça, insanların otoriteye sığınabileceği gibi bir hesap yapar. Bu hesap yanlıştır, bu hesap tutmayacaktır. Bu hesap halktan dönecektir. Seçimler yaklaşıyor. Seçimler bu iktidar için gerçek anlamda beka sorunudur. Başka alanlarda sürekli beka sorununu dile getiren iktidarın, gerçek olmayan sorunlar ve meseleler yaratma çabasına kimse aldanmasın. Asıl beka sorunu iktidarın kendisidir. Bu iktidar topumu ayrıştırmaktadır, toplumda şiddetin her alana yayılmasının zeminin hazırlamaktadır. Bu iktidar toplumsal, kültürel hayatı çökertmekte ve çoraklaştırmaktadır. 
 
TARIM BİTME NOKTASINA GETİRİLDİ
 
Öte yandan ekonomideki gidişatı hepimiz her gün hayatımızda tecrübe ediyoruz. Ekonomide de büyük bir çöküş yaşanıyor ve bunun faturası da yoksul halka çıkıyor. Bu politikaların çöküşe yol açan politikaların elbette nemacıları da vardır. Bu politikaların en büyük nemacıları bir avuç sermaye kesimi ve yandaşlardır. Türkiye’de tarım neredeyse bitme noktasına gelmiştir. Hayvancılık yok olmaktadır. Verimli toprakları ve hayvancılık için çok elverişli şartları olan şehirlerimiz neredeyse bu imkanların tamamını kaybetmekle karşı karşıyadır. Kars bu örneklerin en çarpıcı olan şehridir. Kars’ta hayvancılık en önemli geçim kaynağı idi. Oysa uygulanan ekonomi politikalar ve kurda yaşanan artış enflasyondaki yükseliş hayvancılığın da Kars’ta bitme noktasına gelmesine yol açmıştır. Kars'ta girdi maliyetlerinin çok yüksek olduğunu görüştüğümüz herkes iletti. Zaten bildiğimiz bir durum. Makro veriler de bunun ortaya koyuyor. Kars için bunun hayati önemi vardır. Girdi maliyetleri arttıkça hayvancılıkla geçinen, hayvancılık alanında üretim yapan insanlar da artık bunun devam ettiremez duruma geliyorlar. 
 
KARS, MİLLİ GELİRDEN EN AZ PAYI ALIYOR
 
Şu anda süt üretiminin, süt rekoltesinin Kars’ta çok vahim düzeylere düştüğünü görüyoruz. Oysa süt üretimi Kars için o kadar önemli bir kaynaktır ki en başta peynir üreticileri ve diğer bütün alanları temelde etkilemektedir. Yoksulluk Kars’ta almış başını gidiyor. Türkiye’nin tamamında olduğu gibi burada da yoksulluk temel sorundur. İşsizlik temel sorunlardan biridir. Kars bugün Türkiye’de milli gelirden en az pay alan şehirlerin başında gelmektedir. Aynı zamanda işsizlik oranının da en yüksek olduğu bir şehirdir Kars, bu kadar verimli toprakları ve üretici insanları varken Kars’ın bu duruma düşürülmesi, bir kader ve tesadüf olamaz. Tam tersine iktidarın ranta, sömürüye, inşaata dayalı politikalarının yarattığı vahim bir sonuçtur. Bunun en önemli yansımalarından biri Kars’ın sürekli göç veren bir şehir haline gelmiş olmasıdır. 
 
SAĞLIK ALANINDA YAŞANAN SIKINTILAR
 
Sokaklarda gezerken, esnafla konuşurken, STK temsilcileriyle konuşurken karşılaştığımız bu olgu, Kars’ta durumun ne kadar kötü olduğunu çıplak bir şekilde ortaya koymaktadır. Gençler şehri terk etmektedir. Şuan resmi verilere göre bile en çok göç veren şehirlerin başında Kars gelmektedir. Sadece üretimdeki başta tarım olmak üzere diğer üretim sektörlerindeki kötüye gidiş değildir bu gidişatın nedeni. Asıl neden burada geçim imkanlarının kalmamış olmamasıdır. Bir diğer neden de hizmetlerle erişimde Kars halkının büyük bir yoksunlukla karşı karşıya kalmasıdır. Burada üniversite hastanesi var ama doktor yok, pek çok alanda uzman doktorlar yok. Bunu arkadaşlar somut verilerle bize aktardılar. İnsanlar hastalarını yakın şehirlere götürmek zorunda kalıyorlar. Erzurum başta olmak üzere Iğdır ve Ardahan’a hastalar gidiyor. 
 
SAĞLIK TİCARET ALANINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
 
Biliyorsunuz, hekimlerin sağlık emekçilerinin aylardır süren direnişi ve itirazları var. Buna karşı cumhurbaşkanı ve AKP genel başkanının söylediği sözler aklımızdan ve hafızalarımızdan silinmeyecektir. ‘İsteyen istediği yere gidebilir’ demişti. Yani yurtdışına gitmek istiyorsanız, buyurun gidin demişti. Oysa sağlık emekçilerinin haklarını gasp eden onların şartlarını ağırlaştıran bu sistemin kendisidir. Bunun somut örneğini Kars’ta yaşıyoruz. Pek çok alanda sağlık emekçisi eksikliği ve yokluğu yaşanıyor. Sağlık en temel ihtiyaçlardandır, ücretsiz ve kamusal bir şekilde sağlanması gereken bir hizmettir ama maalesef bu iktidar sağlığı bir kamu hizmeti olmaktan çıkarmış bir ticaret alanına dönüştürmüştür. Bunun sonuçlarını da toplum olarak ağır bir şekilde yaşamaktayız.
 
SÖMÜRÜ DÜZENİNİN SÜRMESİNİ ENGELLEYECEĞİZ
 
Öte yandan da eğitimde aynı sorunlar var, pek çok okulda öğretmen yok. Eğitim emekçilerinin sağlık emekçilerinin haklarını alamamalarının yarattığı bir durumdur. İzlenen politikalar halk için değildir, halka hizmet amaçlı bir anlayış bu iktidarda yoktur. Tam tersine büyüme adı altında sermayenin şişirilmesi, sermayeye daha fazla kaynak aktarılması, halkın cebinden bir avuç zengine transfer yapılmasıdır. Halk yoksullaşıyor, büyüyen ise sermaye ve sarayın kendisidir. İşte bu adaletsiz ekonomik düzenin mutlaka değişmesi gerekiyor. Esnafın bize aktardığı sorunları burada tek tek anlatmaya gerek yok. Esnafın yaşadığı zorluk ve sıkıntılar, burada fazlasıyla mevcut bunları değiştirmek için halk bir umut arıyor. Bu gidişatı durdurmak için bir çıkış arıyor. Gerçek bir alternatif arıyor. Biz de kendilerine diyoruz ki gerçek alternatif biziz. HDP ve ittifakı bu sömürü düzeninin sürmesini engelleyecek ve yeni bir başlangıç yapacak temel aktördür. Kimse umutsuzluğa kapılmasın, kimse bu şartlara teslim olmasın, tam tersine alternatifsiz değiliz, çaresiz değiliz. Bu iktidarın her türlü baskı ve sömürü uygulamasına karşı gerçek alternatifi her alanda üretmeye kararlıyız. HDP ve ortakları ittifak güçleri daha da büyüyerek gerçek alternatifi bu topluma sunmaya kararlıdır.  
 
ADALET SEFERBERLİĞİ BAŞLATIYORUZ
 
Şuan Türkiye’nin gündeminde yaşanan sorunlara baktığımızda her alanda baskı ve zulmün derinleştiğini görebiliriz. Adaletsizlik şuan Türkiye’de en temel olgu haline gelmiştir. Bu iktidar her alanda bir adaletsizlik seferberliği başlatmıştır. Adaletsizlik yargı alanındadır, halkın iradesini yok sayma konusundadır, halkın ekmeğini gasp etme alanındadır. Adaletsizlik gençlerin bugününü ve yarınını ipotek altına alma politikalarındadır. Adaletsizlik seferberliğine karşı yapmamız gereken, bir adalet seferberliği oluşturmak ve bunu büyütmektir. Bizler ittifak politikalarımızı da bir adalet seferberliğini başlatmayı hedefliyoruz. Başlattık yola çıktık şimdi amacımız adalet seferberliğini büyütmek ve çözüm gücü haline getirmektir. Çözümün bizde olduğunu, çözüm gücünün halkların bir arada mücadelesinde olduğunu her fırsatta söylüyoruz. Söylemeye devam edeceğiz. Adalet alanında yaşanan bu büyük kriz yani adaletsizlik seferberliği toplumu adeta bir şiddet sarmalına sürüklemiştir. Artık şiddet günlük hayatın her alanındadır. 
 
GÜVENLİKÇİ ANLAYIŞTA ISRAR VAR 
 
Bizler bu ülkede Kürt sorunu başta olmak üzere bütün meselelerde barışçıl, siyasal çözümü savunan bir partiyiz. Şiddetin sadece belirli bir konuda ortaya çıktığını ve yoğunlaştığını iktidarın askeri siyasi politikalarının ibaret olmadığının da altını çizeyim. Bu iktidar Kürt sorununda şiddeti ve güvenlikçi anlayışı ısrarla sürdürmekte ve belki de şu an en üst noktasına çıkarmış bulunmaktadır. Fakat adalet krizi adaletsizlik seferberliği insanların güvencesiz, hayatlarının tehlike altında olduğu bir toplumsal iklim yaratmıştır. 
 
ONUR ŞEN CİNAYETİ
 
Onur Şener cinayeti bir tesadüf değildir. Her gün okuduğumuz şiddet haberleri tesadüf değildir. Kendisini iktidara yakın sayan veya bizzat iktidara yakın, içinde olan irili ufaklı pek çok çevre şiddeti kendisine hak görmektedir. Başkalarını sindirmeyi kendisine hak görmektedir. Çünkü kendilerinin dokunulmayacağını inanmaktadırlar. Kendilerine herhangi bir ceza gelemeyeceği inancıyla hareket etmektedir. Bütün bunlar toplumun içine sürüklendiği krizlerin nasıl çok boyutlu ve derin olduğunu göstermektedir. 
 
YOLSUZLUK TEŞVİK EDİLİYOR 
 
Ekonomik kriz, siyasi kriz, demokrasi ve özgürlük yokluğunda somutlaşmaktadır. Ve ahlaki çöküş de yine bu iktidarın yarattığı en önemli sonuçlardan biridir. Yolsuzluklar mubah görülmekte, üstü örtülmekte iktidara yakın olanların her alanda talan uygulamalarına ortak olmaları adeta normalleşmektedir. Yolsuzluk ve hırsızlık gibi şiddet de günlük hayatın normali haline getirilmiştir. Yoksullukların üstünü gitmek yerine, yolsuzluk yapanlarla ilgili iddialar örtülmekte ve yolsuzluk, hırsızlık teşvik edilmektedir. Yolsuzluk hırsızlık halkın cebinden ekmeğini kuruşunu çalmadır. Halkı daha fazla yoksulluğa mahkum etmektir. Yandaşı semirtirken halkın sofrası kurutulmaktır. 
 
KAYYIM HALKIN İRADESİNE SAYGISIZLIKTIR
 
Burada yaşadığımız sorunların ülkenin tamamında derinleştirmek olduğunu tekrar edeyim. Dokunulmazlık zırhı olması gereken yerde değil, tam tersi alanlardadır. Dokunulmazlık ifade özgürlüğü için olmalıdır, halkın siyasi temsilcileri, halkın iradesi için olmalıdır. Oysa bu iktidar halkın iradesini gasp etmektedir. Burada kayyım rejimin de olduğu gibi. Kayyım rejimi halkın iradesine en büyük saygısızlıktır. Halkın iradesini gasp etmektir. Ama bununla sınırlı kalmıyor, bunun başka etkileri ve sonuçları vardır. Kayyım rejimi aynı zamanda rant, yandaş yolsuzluk ve sömürü mekanizmalarını yerellere iyice yerleştirme programının önemi bir parçasıdır. Kayyım rejimi halk iradesinin gaspıdır. Aynı zamanda soygun ve sömürü, yandaş ve sermaye düzeninin de en önemli unsurlarındandır. Kayyum atanan yerlerde yapılan uygulamalara bakıldığında bunu görebilirsiniz. Memleketim Mardin’e çok benzeyen özel olarak, ayrıca bu nedenle de çok sevdiğim Kars şehri bu uygulamaların örneklerini yaşamaktadır. 
 
BUNUN ADI ÇÖKÜŞ İKTİDARIDIR
 
Yine adaletsizliğin bu kadar yaygınlaştırılması çeteleşmeyi de teşvik etmektedir. Bugün çeteler, mafyalar adeta ülkenin meşru yönetim odakları haline getirmişlerdir. Bir mafya çete zihniyeti yönetimde ve hayatın her alanında yaygınlaştırılmıştır. Bunun adı çöküş iktidarıdır bunun adı toplumu en değerlerden mahrum etme operasyonudur. Buna karşı yapmamız gereken şey güçlerimizi birleştirmektir. Bizler HDP olarak kurduğumuz Emek ve Özgürlük İttifakı ile birlikte her yerde halkın sesine kulak vermek için her türlü çabayı harcıyoruz. Yolumuzu masa başında, parti merkezlerinde belirlemiyoruz. Politikalarımızı halkla istişare ederek halkı dinleyerek onlarla sürekli etkileşim içinde kalarak oluşturuyoruz. Bundan sonra da bütün temel konularda aynı politikaları izlemeye devam edeceğiz. Emek ve Özgürlük ittifakı büyüyecektir. Önümüzdeki hedef bu ittifakı en geniş kesimlere, ezilenlerin, yok sayılanların tümünü kapsayacak bir genişliğe ulaştırmaktır. Bu amacımıza ulaşmamız için de çok daha fazla çalışmamız gerektiğinin farkındayız. Halkımız bilsin ki bir alternatif vardır. 
 
İKİ KUTBADA MECBUR DEĞİLİZ
 
Emekten yana sömürüye karşı adaletsizliği ortadan kaldıracak adaleti savunan bu baskılara karşı duran, özgürlüğü savunan yalan iktidarına karşı hakikatin peşini bırakmayan bir alternatifi mutlaka inşa edeceğiz. Sadece seçimler için seçimlerden sonra da yeni bir başlangıç demokratik ve özgürlükçü, emekten yana bir değişimin dinamik, motor gücü haline geleceğiz. Şimdi yaptığımız şey bütün bu adaletsizliklere karşı en geniş kesimlerin mücadele ortaklığını sağlamaktır. Eğer bunu başarırsak ki başarmamak için bir neden yok başarmamak gibi bir lüksümüz yok, bunu başarırsak bu iktidarı, bu rejimi durdururuz. Bu rejimi değiştiririz, iktidarı değiştiririz. Halk gerçek bir alternatif ve hakiki bir umut arıyor. Gerçek alternatif bizleriz, umut bizlerdedir. Çözüm biziz buna halkımız inansın. İki kutba mahkum değiliz, mevcut rejimin bu talana, yalana, soyguna, sömürüye dayanan rejimine mahkum değiliz. Ama bu rejimi küçük rötuşlarla başka kadrolarla devam edecek projeleri de kabul etmiyoruz. Bunlara mahkum olmadığımızı bütün halkımız bilsin. 
 
ÖZGÜRLÜKÇÜ DEMOKRATİK ANAYASA
 
Bizler Türkiye’de gerçek ve kalıcı barışın herkese eşit ve özgür bir yaşam sağlamaktan geçtiğine inanıyoruz. Anayasa tartışmaları da dahil olmak üzere her türlü tartışmaya bu çerçevede açığız. Eğer eşit yurttaşlık temelinde demokrasiyi yerele yayarak güçlendirecek bir yol açılacaksa biz bu yolda bütün gücümüzle katkıya, öncülüğe hazırız. Biliyoruz ki iktidar şimdi anayasa tartışmalarını ortaya atmakla başka bir gündem de yaratma peşindedir. Ama istediği amaç ve saikle hareket etsin fark etmez, bu ülke şimdi hemen bu mümkün değilse, yarın özgürlükçü demokratik bir anayasaya kavuşacaktır. Bunu gerçekleştirecek güç de bizler, Emek Özgürlük İttifakı ve bunun yaratacağı büyük demokrasi bloğudur. Bu ülkeye gerçek anlamda inançların eşit, halkların özgür yaşayacağı bir geleceği mutlaka armağan edeceğiz.” 
 

Diğer başlıklar

23:20 'Demokratik Toplum Buluşmaları’ sürüyor
22:40 ODTÜ’de '33 Düş Yolcusu' yürüyüşü: 33’ler yaşıyor
22:07 Tülay Hatimoğulları’ndan ‘ittifak’ iddialarına yanıt: Kesinlikle böyle bir şey yok
20:15 BM raporu: Türkiye'nin yüzde 88'i çölleşme riskiyle karşı karşıya
19:21 Kürtçe müzik nedeniyle darp edilenler için açıklama
18:29 İsrail ordusu Süveyde’de Suriye tanklarını bombaladı
18:13 KDP-YNK toplantısı sona erdi
18:04 KESK’ten işten atılan işçilere ziyaret
17:42 DEM Parti İmralı Heyeti Adalet Bakanı ile görüşecek
17:19 Muhittin Böcek hastaneye kaldırıldı
16:53 Licê kırsalında yangın
16:48 14 Temmuz direnişçileri birçok kentte anıldı
16:40 Adliye nezaretinde tutsağa asker şiddeti
16:38 DEM Parti İmralı Heyeti’nden ‘görüşme notu’ açıklaması
16:29 Kürtçe şarkı gerekçesiyle şiddet uygulayan polisler hakkında İHİK’e başvuru
16:05 DBP: Kürtçe şarkı dinleyen aileyi darp eden polisler açığa alınmalı
15:57 Kongra Star: Suriye’nin teminatı demokratik adem-i merkeziyetçiliktir
15:36 Polis şiddetine maruz kalan avukattan suç duyurusu
15:19 Ahmet Özer’e ‘kent uzlaşısı’ davasından tahliye
15:12 Metro Merkezi: 6 ayda 100 kişi gözaltına alındı
14:34 Kürtçe şarkı dinledikleri için darp edilen 3 kişiye tutuklama talebi
14:17 KESK 30 ilde sahaya iniyor
14:05 MEBYA-DER Şirnex’te yeni yönetimini belirledi
13:31 Türkiye 'kötü enflasyon' sıralamasında dünya 6’ncısı
13:14 595 bin genç eğitim ve iş bulma umuduyla göç etti
12:50 QSD: Süveyda'da derhal ateşkes sağlanmalı
12:18 Kanser tedavisi gören gazeteci hayatını kaybetti
12:05 KDP ve YNK arasında üst düzey toplantı
11:57 Şebnem Korur Fincancı: Meclis'te kurulacak komisyonda STÖ'ler de olmalı
11:33 Ölen asker için verilen tazminat HPG’lilerin ailelerinden istendi
10:35 Süveyda’da çatışma: 37 ölü
10:32 İngiltere'de Palestine Action'a yasak: Haksız bir yasa çıkarıldı
10:19 Endonezya'da 6.7 büyükliğünde deprem
09:14 İzmir'de yangın karayoluna ulaştı
09:02 Cilbiya ve Biliga'da günde 270 ton ağaç kesiliyor
09:01 Pirsûs’ta yaralandı, adalet mücadelesinde tutuklandı
09:01 DBP, DEVA, SAADET: Komisyon ve hukuki adım süreci uzatılmamalı
09:00 Wanlılardan devlete çağrı: Söz değil resmiyet bekliyoruz
09:00 14 TEMMUZ 2025 GÜNDEMİ
09:00 İmralı Heyeti'nin Özel ve Bahçeli ile görüşme tarihi belli oldu
08:18 ‘Demokratik Toplum’ buluşmasında halkın önerileri alındı
08:10 Şile Belediye Başkanı tutuklandı
13/07/2025
22:17 DEM Parti’den 4 kentte halk buluşmaları
21:38 14 Temmuz direnişçileri anıldı: Mücadele devam ediyor
21:08 Alçiçek 16 yıl sonra memleketinde karşılandı
20:37 Dîlok'ta Pirsûs anması
20:27 Özerk Yönetim’den Şam yönetimi ile görüşmelere ilişkin açıklama
19:47 TJA ve DEM Parti’den İzmir’de kadın atölyesi
19:39 İzmir Urla’da ormanlık alanda yangın
19:25 Meteorolojiden ‘sıcak hava dalgası’ uyarısı
18:41 İsrail’in saldırılarında 24 saatte 139 Filistinli ölü
18:02 Erdoğan: Yeni dönem tüm siyasi aktörlere mesuliyetler yüklüyor
17:42 Mêzgêr’de orman yangını
17:32 MHP’li Yıldız’dan ‘Kürt-Türk kardeşliği’ vurgusu
17:26 ‘14 Temmuz Demokratik toplumun kıvılcımı oldu’
17:01 Kadınlar doğalarını korumak için kepçelerin önünü kesti
16:50 Hesendîn’de madene karşı direniş sürüyor
16:16 İspanya Ahmet Dikmen’i tutukladı: Türkiye’ye iade riski var
16:08 Pirsûs Katliamı’nda yaşamını yitirenler anılacak
15:48 ‘Aleviler ve Kürtler inkara karşı direndi’
15:48 Zîlan’da katledilenler anıldı
15:43 Balıkesir'de orman yangını
15:31 Tiloran Yaylası’nda ‘Demokratik Toplum’ buluşması
15:26 Qazî Mihemed Müze ve Kültür Evi açıldı
15:03 AATUHAY-DER kongresini gerçekleştirdi
14:32 Çelik Erdoğan’ın sözlerine açıklık getirdi
14:07 Tetwan Belediye Eşbaşkanları: Kürt kültürü çalışmalarımız sürecek
13:34 Gimgim’de aşure pay edildi
13:03 İran medyası: Pezeşkiyan İsrail saldırısında yaralandı
12:23 Zilan Katliamı ile yüzleşme çağrısı
12:20 TRT yönetimine yeni atamalar
12:07 Ankara’da yangın: Biri bebek 3 kişi öldü
12:01 Kartalkaya davasında 4 kişi hakkında karar
11:43 Şile Belediyesi soruşturmasında gözaltındakiler adliyeye sevk edildi
11:22 Zwanenberg’den Öcalan’ın çağrısına destek
11:03 Töreni izleyen Agirî Baro Başkanı: Bundan sonra devlet sorumluluk almalı
09:31 Jin derginin 124’üncü sayısı çıktı
09:30 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Barışı inşa etme görevi hepimizde
09:25 Hesendîn’de maden arayan şirketin ‘ÇED’ raporu ortada yok!
09:22 ‘Sayın Öcalan'ın çizdiği yol haritasına güveniyoruz’
09:21 İki çocuğu PKK'ye katıldı: Hepimizin omuzlarına büyük yük düşüyor
09:19 Êlih'te 25 bin kişiye 'Barış ve Demokratik Toplum Süreci' anlatıldı
09:18 Amedli yurttaşlar: Özgürlük ve eşitlik istiyoruz
09:17 14 Temmuz direnişinin tanıkları: O dönemin ruhu bugünleri belirledi
09:15 Tutuklu gazeteci: Halkın haber alma hakkını savunacağız
09:13 12 yıl sonra törende kızını gören anne: Barış istiyoruz
09:09 Kardeşi Ali Çiçek’i anlattı: ‘Başaracağız’ diyordu
09:08 Silah envanterinin teslim edildiği hak savunucuları rapor hazırlayacak
09:07 Korucular köylülerin arazisine el koydu iddiası
09:06 DEM Parti vekiller: Meclis çözümde etkin rol almalı
09:05 Töreni takip eden İHD Eş Genel Başkanı: Devletin bahanesi kalmadı
09:04 Besta ve Biliga'da orman kıyımının görüntüleri
09:03 Kadınlar ulusal birlik için mücadele veriyor: Hedef ulusal kongre
09:00 13 TEMMUZ 2025 GÜNDEMİ
08:42 Şirnex'te 13 yaşındaki çocuğa cinsel taciz
08:41 Tetwan Festivali 16’ncı günde konserle son buldu
08:28 TJA’dan Türkmen kadınlarla süreç toplantısı
12/07/2025
23:45 Halk buluşmaları: Devlet somut adım atmalı
22:25 Leyla Zana Bafil Talabani ile bir araya geldi
21:48 Kadın Kurtuluş İdeolojisi atölyeleri sürüyor
21:33 Besê Hozat’ın annesi: Kızım barışın gelmesi için mücadele ediyor
20:19 TJA ve DEM Parti’den çocuk atölyesi
20:12 Irak Cumhurbaşkanlığı: Silah yakma töreni tarihi bir adımdır
20:09 PSAKD Amed Şubesi Aşure dağıttı: Zulme rıza zulümdür
20:07 İTÜ mezuniyetinde protesto: Kayyımlar gidecek
20:00 Kırklareli’de orman yangını
19:33 Sardes Antik Kenti ve Bin Tepeler Lidya Tümülüsleri UNESCO listesinde
18:49 33 Düş Yolcusu anıldı
18:40 15 yıl sonra tahliye edilen Kaçar: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü Kürtlerin özgürlüğüdür
18:24 Şirnex’te Hakkari Bulvarı'nın adı ''Devlet Bahçeli Bulvarı'' olarak değiştirildi
18:11 Gazze’de can kaybı 57 bin 882’ye yükseldi
18:08 AB’den ‘gümrük vergisine’ dair açıklama
17:59 Şara ve Aliyev görüştü
17:55 İran Dışişleri Bakanı Erakçi’den ‘nükleer müzakere’ açıklaması
17:17 Türkiye Amêdiye kırsalını bombaladı
16:59 2 tutsak tahliye edildi
16:29 Zîlan Katliamı paneli: Hedef inkar ve yok etmekti
16:07 İzmir'de avukata ve yurttaşlara polis şiddeti
15:57 Fırat Nebioğlu tahliye edildi
15:41 Pervin Buldan: Yanlış yere çekilmesin, bu ittifak süreç ittifakıdır
14:46 3 tutsağa özgürlük talebi: İhtiyaçlarını karşılayamayacak durumdalar
13:34 KESK'ten 'süreç' talepleri
13:28 Kayıp yakınlarının eyleminde sürece destek: Komisyon kurulsun
13:00 Korucuların kaçırdığı Kaya'dan 33 yıldır haber alınamadı
12:38 Süne ve Çakarsın için taziye
11:22 Erdoğan: Komisyon kurup sürecin yasal ihtiyaçlarını konuşacağız
11:07 İstanbul'da ekmek fiyatlarına zam geliyor
11:00 İşte tarihi törenin hazırlık görüntüleri
10:27 Dağlardan barışa uzanan yol
09:59 Tarihi tören gazetelerin ilk manşetinde
09:50 Töreni hüzün ve mutlulukla izlediler: Başkana inancımız tam
09:39 Sebahat Tuncel: Sembolik adım atıldı, hukuki ve demokratik alan açılmalı
09:32 Saliha Aydeniz: Silahların yakılması yeni bir mücadelenin başlangıcı
09:30 Genel İş yöneticileri tahliye oldu
09:29 Yangın nedeniyle 2 mahalle tahliye edildi
09:07 Ünsal: Demokratik siyaset için anayasal düzenlemeler yapılmalı
09:06 Tarihi törene tanıklık edenler umutlu: Sorumluluk herkeste
09:04 Kalp krizi geçiren hasta tutsağın tahliyesi için yeni başvuru
09:04 Yazar Karakuş: Hukuksal reform yapılırsa süreç ilerler
09:02 Zîlan Katliamı'nın üzerinden 95 yıl geçti
09:01 Botanlılar Meclis'te düzenleme bekliyor
09:00 12 TEMMUZ 2025 GÜNDEMİ
08:48 Özgürlük öncüleri ateşin ışığıyla 'yeniden doğuşa' adım attı
07:55 Tetwan'da coşkulu konser
11/07/2025
23:24 Yakılan silahlar Casenê Mağarası’nda muhafaza edilecek
23:04 Halk buluşmaları: Devlet bir an önce somut adım atmalı
22:54 Mersin’de gençlerden havai fişekli kutlama
22:44 13 yıl aradan sonra tahliye edildi: Önderliğe güvenelim
21:45 Mesud Barzani: Uygun şartlar oluşursa Öcalan ile görüşme gerçekleşebilir
21:23 İmamoğlu: Sürece yapıcı desteğimiz sürecek