Dr. Aken: Kimyasal saldırı gerçekleştiğine dair çok kanıt var

ANKARA - Kimyasal silah kullanımını araştırmak için Federe Kürdistan Bölgesi'ne giden IPPNW Almanya Bilimsel Danışma Kurulu üyesi Dr. Jan Van Aken, "Kimyasal saldırısı gerçekleştiği yönünde pek çok kanıt var ve bir araştırma başlatılması gerekiyor" dedi.
 
Türkiye’nin Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ortaklığı ile Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine dönük 17 Nisan'da başlattığı saldırılar 6'ncı ayını geride bıraktı. Saldırıların sürdüğü süreçte, tüm dünyada insanlığa karşı suç olarak kabul edilen kimyasal silahlar kullanıldı. Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında kimyasal silah kullanımından kaynaklı 17 HPG ve YJA-Star üyesinin hayatını kaybettiği açıklandı. Kimyasal silaha maruz kaldıktan sonra yaşamını yitiren 2 HPG'linin görüntüleri de yayınladı. 
 
Bu görüntülerden yaklaşık bir ay önce yaptıkları çalışmalardan kaynaklı 1985 yılında Nobel Barış Ödülü alan Nükleer Savaşın Önlenmesi için Uluslararası Hekimler (IPPNW), kimyasal silah kullanımını incelemek için Federe Kürdistan Bölgesi'ne gitti. 20-27 Eylül 2022 tarihlerinde gerçekleşen ziyarette, Almanya'nın bilimsel danışma kurulu üyesi ve Saddam Hüseyin döneminde Irak'taki kimyasal ve biyolojik silahlarını araştıran Birleşmiş Milletlere (BM) bağlı bir kuruluş olan UNMOVIC adına görev yapmış eski biyolojik silah denetçisi ve kimyasal silah uzmanı Dr. Jan Van Aken de yer aldı. 
 
Birleşmiş Milletler'in (BM) bir araştırma başlatması için yeterince kanıt bulunduğunu ifade eden Dr. Jan Van Aken, Mezopotamya Ajansı'nın (MA) sorularını yanıtladı.
 
 Eylül ayının sonunda incelemelerde bulunmak için Federe Kürdistan Bölgesi'ne gittiniz. Öncelikle bize bunun nedenini anlatır mısınız? 
 
Ben bir kimyasal silah uzmanıyım. Daha önce de Birleşmiş Milletler'de biyolojik silah uzmanı olarak çalıştım. Dünyada herhangi bir yerde kimyasal ya da biyolojik silah kullanıldığına dair bir iddia olunca, tavrım "Asla inanma, ama muhakkak araştır" şeklindedir. Kuzey Irak'ta bir buçuk yıldır dillendirilen Türkiye'nin kimyasal silah kullandığına dair iddiaları duyuyorum. Son döneme kadar ortaya çıkan kanıtlar bana yeterli gelmemişti. Ama son dönemde gidip kontrol etmeye, orada kimyasal silahlardan etkilenen yerel kaynaklarla konuşmaya, onlardan kan örneği almaya, kimyasaldan etkilenen bölgelerden bazı örnekler almaya ve bu örneklerde kimyasal olup olmadığını saptamaya çalışmaya karar verdim. Amacım buydu, bu nedenle gittim.
 
 Kimyasala maruz kalan kişilerle görüşmeniz ve bölgeye girmeniz engellendi. Bize ziyaretinizde neler yaşandığını anlatır mısınız?
 
Amediye'nin kuzeyine gittik. Orada bir köyü ziyaret edecektik çünkü o köyde bir çiftçinin ve ailesinin kimyasal madde ya da maddelere maruz kalmış olabileceğini öğrenmiştik. Bu aileyle görüşmek istiyorduk. Bu aileyi muayene eden doktorlarla görüşüp onların da görüşünü almak istiyorduk. Bunun üzerine Amediye valisiyle görüştük ancak ne aileyle görüşmemize ne de doktorlarla görüşmemize izin vermedi. Bunun için bir gerekçe de göstermedi. Tahmin ediyorum asıl mesele Kürdistan Bölgesel Hükümeti'nin bizim orada araştırma yapmamızı istememesiydi. Bunun nedeni de Türkiye hükümetiyle olan ilişkileriydi.
 
 
 Burada bir kimyasal saldırısı gerçekleştiği yönünde pek çok kanıt var ve bir araştırma başlatılması gerekiyor
 
 Bölgede bulunan ve çalışmalar yürüten Christian Peacemakers Team (CPT) gibi insan hakları savunucuları da var ve bu saldırılara pek çok kez şahit oldular. Bu tür gruplarla fikir alışverişi yapma şansınız oldu mu. Size neler anlattılar?
 
Süleymaniye'de ve Irak'ın pek çok bölgesinde, pek çok kişiyle görüşmeler gerçekleştirdik. Halepçe'ye gidip kimyasal silah saldırısına maruz kalan kişilerle görüştük, bunun dışında yine Halepçe'de Kimyasal Silah Kurbanları Topluluğu'yla görüştük. Çemçamal'da bazı görüşmeler gerçekleştirdik. Bölgede çalışma yürüten Halk Arabulucular Takımı'yla (CP) da görüştük. Bu grup düzenli olarak kimyasal saldırısına maruz kalan köylerde araştırmalar yapıyor ve geçtiğimiz günlerde de Türkiye ordusunun sivillere yönelik saldırılarına ilişkin oldukça ilginç bir rapor yayınladılar. Orada bir hafta kaldık ve pek çok görüşme gerçekleştirdik ve benim edindiğim izlenim uluslararası bir soruşturma yürütülmesini gerektirecek kadar kanıt olduğu yönünde. "Evet, burada bir kimyasal silah saldırısı gerçekleşmiş" diyecek bir pozisyonda değilim, ancak "Evet, burada bir kimyasal saldırısı gerçekleştiği yönünde pek çok kanıt var ve bir araştırma başlatılması gerekiyor" diyecek pozisyondayım.
 
 Daha önce de bölgeye incelemeler yapmak üzere çeşitli insan hakları aktivistleri ve hukukçular gitmişti. Bölgeye giremediklerini, KDP tarafından engellendiklerini söylemişlerdi. Bu heyetten görüştüğümüz Andi Kocsondi, ilk raporları tutan doktorların raporlarının değiştirildiği bilgisini edindiklerini söylemişti. Bölgeye girememiş ve araştırma yapamamış da olsanız, bu esnada eriştiğiniz başka bilgiler var mı?
 
Ne yazık ki bu tür bir tıbbi belgeye ulaşamadık. Doktorlarla konuşmak amacıyla Kani Masi'deki hastaneye gitmek istedik ama doktorlarla görüşme sağlayamadık. Bazı hastane raporları gördük. Ama bence bu raporlar kulakdan duyma tutulmuş raporlardı. Bu nedenle ortada şüpheli bir durum olduğunu söylemek mümkün. Raporlara bakınca birilerinin bu raporları değiştirmeye zorlanmış olabileceğini düşünmek de mümkün. Ancak buna dair kesin bir kanıta sahip değilim. Objektif ve net olmaya çalışıyorum. Ancak tüm bunlar da yine Birleşmiş Milletler'de devletlerden bağımsız bir heyetin araştırma başlatması gerektiğine işaret ediyor. Bağımsız bir kişinin ya da bir Sivil Toplum Örgütü'nin kimyasal silah kullanımına dair nihai bir kanıta ulaşmak için ihtiyaç duyulacak bilgilere ulaşması mümkün değil. Bunu BM'nin yapması gerekiyor.
 
 Ziyaretiniz sonrası bağımsız bir soruşturmaya ihtiyaç olduğunu vurguladığınız bir rapor yazdınız. Türk devletinin kimyasal kullanımını itiraf ettiğini ve bunun Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’nin açık bir ihlali olduğunu vurguladınız. Raporunuzu OPCW ve BM gibi ilgili kurumlara gönderdiniz mi? Bir geri dönüş aldınız mı?
 
OPCW bu konuda geçerli bir muhatap değil. OPCW üye devletleri olan bir örgüt ve burada esas patron bu üye devletler. Bu nedenle bu raporu üye ülkelere göndermemiz gerekiyordu. Ben gidip bizzat OPCW'ya bu raporu verip araştırma talep etseydim, onlar da Kürt dostu olmasıyla bilinen ve bu araştırmayı yapmayı canı gönülden isteyen bir örgüt olsalardı bile, kendi kendilerine bu araştırmayı başlatma yetkileri yok. Çünkü onların patronları bahsettiğimiz üye ülkeler. Bu üye ülkelerin gidip araştırın demesi gerekiyor. O yüzden ben raporu Alman hükümetine gönderdim ve bir sonuç almayı umuyorum. Yapılması gereken ve şu anda yapılması planlanan da bu raporun tüm üye devletlerin elçiliklerine ve Lahey'e gönderilmesi. Bu elçiliklerden temsilciler OPCW toplantılarına katılıyor ve onların orada bu araştırmayı talep etmesi gerekiyor.  
 
 
Uluslararası hukuk devletler arasındadır ve dediğiniz gibi Kürtlerin bir devleti yok. Bu Kürtleri dezavantajlı bir konuma sokuyor. Ne yazık ki var olan sistem içerisinde adım atmaya çalışmak zorundayız
 
 OPCW'nun üye devletlerin talebi olmaksızın araştırma başlatamıyor olması, Kürtler gibi bir devleti olmayan toplumların bu gibi saldırılarda tek başına bırakılacağı anlamına mı geliyor? 
 
Bu soruyu iki ayrı noktadan ele alabiliriz. Öncelikle Türkiye'nin askeri operasyonlarını hiç bir zaman kabul etmemiş ve izin vermemiş Irak Federal Hükümeti var. Bu nedenle sadece kimyasal saldırısı değil operasyonun kendisi uluslararası anlaşmalara aykırı zaten. Bağdat'ın ve federal hükümetin OPCW'ya gidip araştırma talep etmesi gerekiyor. Bağdat'ta yüksek pozisyonlarda çok sayıda Kürt siyasetçi var. Bu siyasetçilerin OPCW'ya gidip araştırma talep etmesi gerekiyor. Elbette ki bu durum son derece çelişkili ve adil değil. Ancak burada uluslararası hukuktan bahsediyoruz. Uluslararası hukuk her zaman adil olmuyor maalesef. Uluslararası hukuk devletler arasındadır ve dediğiniz gibi Kürtlerin bir devleti yok. Bu Kürtleri dezavantajlı bir konuma sokuyor. Ne yazık ki var olan sistem içerisinde adım atmaya çalışmak zorundayız. 
 
 Raporunuzda bazı dolaylı kanıtlar elde edildiğini ifade etmiştiniz. Ne gibi kanıtlar elde ettiniz?
 
Elimizdeki en güçlü kanıt bir yıl önce Türkiye'nin Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın bizzat kendisinin Meclis'te "Biz yalnızca biber gazı kullanıyoruz" demesi. Herhalde kendisi bundan haberdar değil ama askeri bir operasyonda biber gazı kullanılması Kimyasal Silahlar Anlaşması uyarınca yasaktır. Sokak eylemlerinde kullanılması yasak olmayan bir kimyasal gazın askeri bir operasyonda kullanılmasının yasak olması biraz tuhaf gelebilir, ancak Kimyasal Silahlar Anlaşmasında bulunan madde son derece net. Askeri operasyonda biber gazı kullanmak yasak ve bunun için de çok geçerli sebepler var. Ancak Akar Parlamento'da bunu söylediğinde Kimyasal Silahlar Anlaşmasını ihlal ettiğini açık bir şekilde itiraf etmiş oldu. Elimizde bir araştırma başlatılması için gerekli en güçlü kanıt Türkiye Savunma Bakanı'nın kendi sözleri. Bu araştırma başlatılması için yeterlidir. Bunun yanı sıra, PKK tarafından paylaşılan tüm videoları inceledik. Pek çoğunda kullanılan maddenin ne olduğuna dair net bir fikir sahibi olmak mümkün değildi. Kimyasal silah da olabilir, olmayabilir de. Ancak, kimyasal silah kullanılmış olabileceği şüphesi uyandıran 3 video bulduk. Bu videolarda Türk Silahlı Kuvvetlerinin gaz atmak için kullanılan bir aparat kullandığı görülüyor ve bu aparatın başka bir kullanım şekli yok. Başka bir görüntüde de gerilla bir kimyasal silah olan klorin üretmek için kullanılmış olabilecek bir konteynır buluyor. Bu konteynırların klorin üretilmek için kullanılıp kullanılmadığını, ya da gördüğümüz aparatın PKK'nin konumlandığı tünellere kimyasal silah atmak için kullanılıp kullanılmadığını net bir şekilde bilmiyoruz. Tüm bunlar dolaylı kanıtlar ancak tüm bunları bir arada düşündüğümüz zaman, benim kanaatimce, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kendi kaynaklarıyla bir kimyasal üretmiş olduğunu düşünmek mümkün. Sarin vs. gibi bilinen kimyasal silahlardan bahsetmiyorum, ama kendilerinin ürettiği bir kimyasalı kullanıyor ve tünellerde kullanıyor olabileceklerini düşünüyorum. Ancak dediğim gibi bu bir kanıt değil, bir şüphe. 
 
 Daha önce 2019'da Serekaniye'de de Türkiye'nin kimyasal kullandığı iddia edilmiş, vücudunda yanıklar olan bir çocuk tedavi için Fransa'ya götürülmüştü. O zaman da OPCW'ya araştırma yapması için çağrı yapılmış, OPCW da araştırma yapacağını söylemişti. Ancak Türkiye tam da o sırada OPCW'ya 30 bin Euro bağış yapmış, OPCW da araştırma yapmaları için yeterli kanıt olmadığını söyleyerek, araştırma kararından caymıştı. Ardından da İngiltere büyük bir bağışta bulunmuştu OPCW'nun Türkiye'nin kimyasal kullanma iddialarını ısrarla araştırmamasının nedeni nedir ve bu araştırmayı engelleyen başka ülkeler de olabilir mi? 
 
Bu ikisinin birbiriyle bir alakası yok. Pek çok ülke OPCW'ya bağışta bulunur ve bulunmalı da. Zira aksi taktirde OPCW gerekli durumlarda araştırma yapacak kaynak bulamaz. Zaten OPCW bu şekilde çalışmıyor bundan çok eminim. Ben de OPCW'yu eleştiriyorum, yapmaları gereken pek çok şeyi yapamadılar ancak bağışların bu konuyla bir alakası olması imkansız. İkincisi, az önce de belirttiğim gibi, OPCW'nun patronu üye devletler. OPCW kendi kendine araştırma başlatamaz. Bu anlamda da eleştirmemiz gereken OPCW değil üye devletler, başta Bağdat, Berlin, Londra. Neden araştırma talep etmiyorlar? Üçüncüsü, Serekaniye'de kullanılan beyaz fosfordu ve bunun insanlar üzerinde kullanılması korkunç ve ayrıca uluslararası anlaşmalara da aykırı, ancak beyaz fosfor bir kimyasal silah değil. Bu nedenle işi kimyasal silahları araştırmak olan OPCW'nun araştırma yapmaması bu anlamda yerinde. Beni yanlış anlamayın, bu elbette araştırılması ve eleştirilmesi gereken bir suç, ama bu araştırmanın muhatabı işi kimyasal silahları araştırmak olan OPCW değildi.
 
 
 Özellikle de Bağdat'a baskı uygulanması gerekiyor. Bu saldırı onların topraklarında, onların yurttaşlarına karşı gerçekleştirildi. Bu durum uluslararası hukuka aykırı. Biliyorum bu zor, biliyorum Bağdat'ta bir hükümet yok, biliyorum bu son derece karmaşık bir politik durum, ancak çözüm bu.
 
 
 Uzun bir süredir OPCW önünde akrabalarının Türkiye'nin kimyasal saldırılarında yaşamını yitirdiğini söyleyen aileler oturma eylemi yapıyor. Bunun yanı sıra Avrupa kentlerinde de pek çok eylem düzenlendi. Pek çok heyet bölgeye giderek araştırma yapmak istedi ve KDP tarafından engellendi. Siz de ziyaretinizde OPCW'nun araştırma başlatmasına yetecek kadar kanıt olduğunu ifade ettiniz. OPCW'nun araştırma yapması için ne yapılması gerekiyor?
 
Yapılması gereken üye devletlerin yurttaşlarının kendi hükümetlerine araştırma talep etmeleri için baskı yapması. Özellikle de Bağdat'a baskı uygulanması gerekiyor. Bu saldırı onların topraklarında, onların yurttaşlarına karşı gerçekleştirildi. Bu durum uluslararası hukuka aykırı. Biliyorum bu zor, biliyorum Bağdat'ta bir hükümet yok, biliyorum bu son derece karmaşık bir politik durum, ancak çözüm bu. Avrupa'da, Paris'te, Londra'da, Berlin'de yapılan eylemlerde de talep edilmesi gereken şey bu hükümetlerin OPCW'ya araştırma talebinde bulunmasıdır.
 
 Kimyasal silah kullanımını OPCW'nin resmi olarak açıkladığı taktirde ne gibi sonuçlar ortaya çıkar, Türkiye nasıl yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir veya yaptırımların uygulana bilineceğini düşünüyor musunuz?
 
Bu çok yavaş işleyen bir süreç ancak bu süreçteki anahtar noktanın Türkiye'nin artık tüm dünyanın gözünün onların üstünde olduğunu anlaması. Şu anda kamuoyuna yansımasa da diğer NATO ülkeleri ve Türkiye arasında perde arkasında bazı görüşmeler gerçekleştiğine ve bu saldırıların durdurulması gerektiğinin Türkiye'ye söylendiğine inanıyorum. Türkiye'de bu durumun kabul edilemez olduğunu biliyor ve OPCW bir araştırma başlattığı anda Türkiye'nin kimyasal silah kullanmayı bırakacağını düşünüyorum. Yaptırımlara gerek kalacağını düşünmüyorum. Savaşmayı bırakmasalar da kimyasal kullanmayı bırakacaklardır.
 
MA / Gözde Çağrı Özköse
 

Diğer başlıklar

12:45 HDK ve DEM Parti'den 1 Mayıs deklarasyonu: Kadıköy’de olacağız
12:41 Uyuşturucuyla Mücadele Platformu’nun yarınki yürüyüşüne çağrı
11:58 Atölyelere katılan kadınlar: Eşitsizliği artık evde konuşmaya başladık
11:46 Kütahya'da kısa aralıklarla 3 deprem
10:59 Qamışlo'daki Kürt Konferansı yarın başlıyor
10:36 3 gün sürecek 28. Kadın Sığınakları ara kurultayı başladı
10:33 Aileler İmralı’ya gitmek için başvurdu
10:18 Kürtçe romanın toplatma kararına itiraz
10:08 Sırrı Süreyya Önder’in doktoru: Zayıf da olsa umudumuz var
10:04 Narin Güran davası başladı
09:59 2 kızlarını kaybettiler, diğerlerini yaşatmak için doktor arıyorlar
09:43 Dışarıda sabahlayan yurttaşlar: Toplanma alanları yetersiz, güvende değiliz
09:42 Bakırköy'de zincirleme kaza
09:40 İstanbul'da artçı depremler sürüyor
09:18 Suriye'deki Alevi kadınlar: Özerk Yönetim halklar için umuttur
09:16 Cezasızlık politikası kadın katillerini koruyor
09:13 Kayyım yandaş şirket için tasarruf tedbiri dinlemedi: Kahve ve çikolataya 4.5 milyon harcadı
09:12 Her deprem sonrası aynı soru: Hazırlıklı mıyız?
09:11 Emekçiler taleplerini Kadıköy’de haykıracak
09:09 Amed, Newroz ruhuyla 1 Mayıs’ı kutlayacak
09:06 Sosyolog Löwy: Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüne kavuşma zamanı geldi
09:04 Hasta tutsak Akpınar’ın annesi: Oğlum serbest bırakılsın
09:01 TJA'lı Gem: Eşitlikçi toplum için örgütlülüğümüzü büyüteceğiz
09:00 Gençlik örgütleri: 1 Mayıs'ta tarihi çağrıyı sahipleneceğiz
09:00 Av. Özen: Abdullah Öcalan’ın konumu yasal güvence altına alınmalıdır
09:00 25 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
07:57 Kütahya'da 4,5 büyüklüğünde deprem
24/04/2025
23:53 DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan'dan ev ziyaretleri
23:02 Mêrdîn’de LİDAŞ vurgunu: 700 milyonluk mal varlığına tedbir konuldu
21:50 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından 291 sarsıntı kaydedildi
21:42 Avukat Bilece’ye ev hapsi verildi
21:30 Hasta tutsak Engin Uysal’ın durumu Meclis gündeminde
20:03 DBP ve DEM Parti heyeti Kuzey ve Doğu Suriye'ye geçti
19:46 DEM Parti PM üyesi Aydoğdu gözaltına alındı
19:10 İstanbul'da 3.7 büyüklüğünde deprem
19:08 IMF 14 yıl sonra Suriye'ye yetkili atadı
19:07 Hewlêr'de önemli görüşmede Kürtlerin geleceği tartışıldı
18:52 Evin Cezaevi'nde Hüseyinnejad protestosu
18:50 SES: Çapa Tıp Fakültesi'ndeki riskli binalar boşaltılmalı
18:41 Tuzla’da patlama: 5 işçi yaralandı
18:37 Ürdün, Müslüman Kardeşler örgütünün bütün faaliyetlerini yasakladı
18:18 'Direk danslı' 23 Nisan gösterimine soruşturma başlatıldı
18:14 Çin'den Trump'a yalanlama
18:08 Eğitim Sen üyesinin işe iadesi ‘istihbari bilgiler’ gerekçesiyle reddedildi
18:04 DEM Parti’den deprem için araştırma önergesi
18:00 Hesekê'de Ermeni Soykırımında katledilenler anıldı
17:46 Çocuk Bakanlığı talepli kanun teklifi Meclis’e sunuldu
17:34 Fransa Dışişleri Bakanı Barrot: Kürtlerin hakları dikkate alınmalı
16:55 Ermeni Soykırımı anmalarında adalet talebi
16:54 Demirtaş hakkında yeni bir dava açıldı
16:45 Hasta tutsak Demir'in tedavisi engelleniyor
16:43 Suriye'deki Alevi katliamına karşı insan zinciri: Çığlığa ses verin
16:32 MEB’in zorunlu kıldığı kermeste en az 15 çocuk zehirlendi
16:31 Bismil’de husumetli iki aile barıştırıldı
16:24 Kadınlardan 1 Mayıs buluşması
16:07 CHP’nin olağanüstü kurultayının iptali başvurusu
15:58 Emekçiler ‘Kamu Çerçeve Protokolü’ taleplerini sıraladı
15:41 Şirnex Belediyesi'nde vurgun yapan Kılınç: İzne ayrılmadım
15:39 İran rejimi 3 Kürt imamı gözaltına aldı
14:56 Temelli görüşmeyi anlattı: Tecride dair adım atılacağı söylendi
14:28 Emekçilere 'Sağlık-Sen’e üye ol' dayatması
14:09 'Hasta tutsak Yanık'a özgürlük' çağrısı
13:43 AFAD'ın büyük İstanbul depremi için tahliye planı
13:37 Bakanlardan deprem açıklaması
13:21 Hasta tutsak Çam'ı ziyaret eden kızı: Durumu kötü, acil tahliye edilmeli
13:10 Ateşkese rağmen Türkiye’nin saldırıları sürüyor
12:36 Rezan Belediyesi'nin 1 yılı
12:18 Görüşme sonrası açıklama: Öcalan’ın koşulları amasız fakatsız değişmeli
12:17 İzmir'de 1 Mayıs'a katılım çağrısı
11:32 Mazlum Ebdî ve Îlham Ehmed, Neçirvan Barzani ile görüştü
11:20 Avukatlar İmralı’ya gitmek için başvurdu
11:12 Karabulut'tan 7.6'lık deprem uyarısı: Seferberlik başlatılmalı
11:10 Tutsak gazeteciler Uçar ve Aksu’nun iddianameleri hazırlandı
10:45 DEM Parti için sürecin ön koşulu 'umut hakkı'nın uygulanması
10:32 DEM Parti ile Adalet Bakanlığı görüşmesi başladı
10:10 Kadın Sığınıkları Kurultayı Wan’da düzenlenecek
10:01 Ermeni Soykırımı 110. yılında: Yüzleşme çağrısı
09:57 İmralı’ya faks gönderen tutsak yazara hücre cezası
09:54 İstanbul'da halk geceyi dışarıda geçirdi
09:18 Hesandin'de 'ÇED gerekli değildir' kararına karşı iptal davası
09:16 Oğlu kaybettirilen anne: Çözüm Abdullah Öcalan’ın yol haritasında
09:15 1 Mayıs’a çağrı: Sesimizi, itirazımızı birleştirelim
09:14 'Sezaryen yasağıyla kadın bedeni üzerinde tahakküm kurulmak isteniyor'
09:12 Agirî'de çiftçi kooperatifi kurma hedefi
09:11 ÖHD’li Demirci: İnfaz kanunu hasta tutsaklar için düzenlenmeli
09:09 Üniversite öğrencileri: Nasıl doğuracağı kadını ilgilendirir devleti değil
09:07 Kalp krizi geçiren tutsak Çam için yeni başvuru
09:07 İBB dosyasını takip eden avukatlara gözaltı
09:06 Cezaevindeki kitap yasağı yargıya taşındı
09:06 Tutsaklardan 'süreç karşıtı' medyayı boykot çağrısı
09:05 Girdi maliyetleri, DEDAŞ ve kuraklık: Araziler kuru, çiftçi borçlu
09:04 Maurizio Acerbo: Öcalan'ın önerileri barışın anahtarıdır ve evrensel değerdir
09:04 9 yıldır hastalığı teşhis edilemeyen tutsağın dişleri döküldü
09:00 24 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
08:41 Marmara Denizi'nde 4.6 büyüklüğünde deprem
08:22 Qamişlo’da halklardan Ermeni Soykırımı anması
08:02 Hewlêr'de önemli görüşme
07:56 Ankara'da gözaltına alınan öğrenciler serbest
23/04/2025
22:21 Ankara’da öğrencilere polis müdahalesi: 11 gözaltı
21:18 Sağlık Bakanı: 236 kişi depremden etkilendi
20:55 DEM Parti ile Adalet Bakanı Tunç’un görüşme saati belli oldu
19:50 İçişleri Bakanı: Depremde can kaybı yaşanmadı
19:23 HDK, DEM Parti ve DBP heyetinin ziyaretleri sona erdi
18:28 Deprem nedeniyle Gezi Parkı'nda kurulan çadırlara polis müdahalesi
18:09 Tişrîn Barajı’ndan seslendiler: Zafere kadar eylememiz sürecek
17:47 Hol Kampı’ndaki güvenlik operasyonu sona erdi
16:24 Wan’da 1 Mayıs programı belli oldu
16:16 İstanbul’da okullar 2 gün tatil edildi
16:13 Gözaltındaki 3 öğrenci serbest bırakıldı
16:07 Fransa Dışişleri Bakanı’ndan Bağdat’a ziyaret
16:06 İstanbul Valiliği: Can kaybı yok, 151 kişi yaralandı
15:48 Ticaret odaları ve borsalarından çağrı: Nisêbîn Sınır Kapısı açılsın
15:44 Erdoğan: Sıkıntılı bir durum görünmüyor
15:41 İstanbul'da 3 saatte 51 deprem
15:27 Deprem sonrası halk Gezi Parkı’na sığındı
15:18 Çelik’in taziyesine kitlesel ziyaret
15:05 Büyükçekmece'de iki ayrı deprem
15:02 Gülcan Kaçmaz Sağyiğit: Hasta tutsaklar için acil adımlar atılsın
14:50 Amed’de 1 Mayıs'ın adresi İstasyon Meydanı
14:48 ‘Kadın ölümlerinin üzeri intihar denilerek örtülemez’
14:31 AFAD: Can kaybı ve yıkım ihbarı bulunmamaktadır
14:21 Yer bilimci Naci Görür: Asıl deprem 7'nin üzerinde olacak
14:16 Edirne Valiliği ve Silivri Belediyesi'nden deprem açıklaması
14:00 Kazada yaşamını yitiren 8 kişi Colemêrg’te defnedildi
13:59 İstanbul Valiliği: Herhangi bir yıkım ihbarı alınmadı
13:54 Eş Genel Başkanlar: Tüm imkanlarımızla İstanbulluların yanındayız
13:45 Bakan Uraloğlu'ndan deprem açıklaması
13:27 ÖHD'li Bilice'nin ilk duruşması yarın görülecek
13:25 Naci Görür: Fay enerji biriktiriyor, dikkatli olmak lazım
13:03 İstanbul'da art arda deprem
12:55 Mahkemeden Trump'ın medya kuruluşlarını kapatma kararına durdurma emri
12:53 Kayyım 23 Nisan'da çocukları ağlattı!
12:52 İstanbul'da deprem
12:14 DEM Parti yarın Bakan Tunç'la görüşecek: Masada hangi konular var?
12:03 Kürtçe sözlük 'örgütsel' sayılmıştı: AYM’den ihlal kararı
11:35 Hasta tutsak Çam'ın infazının ertelenmesi için başvuru
10:41 DEM Parti MYK'si toplandı
10:17 AKP’li başkan ‘husumet’ gerekçesiyle hizmeti kesti!
09:50 'Çekilme' iddiaları ve dengeler
09:20 Şirnex Belediyesi'nde şişirilmiş fatura vurgunu
09:07 'Proje okul atamaları şeffaf, denetlenebilir olmalı'
09:06 Alevilerin talebi: Eşit yurttaşlık, inanç özgürlüğü ve barış
09:05 Kadınlardan 'sezeryan' tepkisi: Yönetmeliği geri çekin
09:04 Koyunlarını satıp yolcular için han inşa etti
09:03 Ölümlerin ve ihlallerin gölgesinde 23 Nisan
09:01 Bir oğlunu yitirdi, bir oğlu PKK'de: Tek taraflı barış olmaz
09:00 23 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
22/04/2025
23:24 HDK, DEM Parti ve HDP heyeti Hewlêr’de temaslarını sürdürüyor
22:48 Kayıp kadının cenazesi bulundu
21:28 İsrail’in saldırılarında 30 kişi hayatını kaybetti