Dr. Aken: Kimyasal saldırı gerçekleştiğine dair çok kanıt var

ANKARA - Kimyasal silah kullanımını araştırmak için Federe Kürdistan Bölgesi'ne giden IPPNW Almanya Bilimsel Danışma Kurulu üyesi Dr. Jan Van Aken, "Kimyasal saldırısı gerçekleştiği yönünde pek çok kanıt var ve bir araştırma başlatılması gerekiyor" dedi.
 
Türkiye’nin Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ortaklığı ile Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine dönük 17 Nisan'da başlattığı saldırılar 6'ncı ayını geride bıraktı. Saldırıların sürdüğü süreçte, tüm dünyada insanlığa karşı suç olarak kabul edilen kimyasal silahlar kullanıldı. Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında kimyasal silah kullanımından kaynaklı 17 HPG ve YJA-Star üyesinin hayatını kaybettiği açıklandı. Kimyasal silaha maruz kaldıktan sonra yaşamını yitiren 2 HPG'linin görüntüleri de yayınladı. 
 
Bu görüntülerden yaklaşık bir ay önce yaptıkları çalışmalardan kaynaklı 1985 yılında Nobel Barış Ödülü alan Nükleer Savaşın Önlenmesi için Uluslararası Hekimler (IPPNW), kimyasal silah kullanımını incelemek için Federe Kürdistan Bölgesi'ne gitti. 20-27 Eylül 2022 tarihlerinde gerçekleşen ziyarette, Almanya'nın bilimsel danışma kurulu üyesi ve Saddam Hüseyin döneminde Irak'taki kimyasal ve biyolojik silahlarını araştıran Birleşmiş Milletlere (BM) bağlı bir kuruluş olan UNMOVIC adına görev yapmış eski biyolojik silah denetçisi ve kimyasal silah uzmanı Dr. Jan Van Aken de yer aldı. 
 
Birleşmiş Milletler'in (BM) bir araştırma başlatması için yeterince kanıt bulunduğunu ifade eden Dr. Jan Van Aken, Mezopotamya Ajansı'nın (MA) sorularını yanıtladı.
 
 Eylül ayının sonunda incelemelerde bulunmak için Federe Kürdistan Bölgesi'ne gittiniz. Öncelikle bize bunun nedenini anlatır mısınız? 
 
Ben bir kimyasal silah uzmanıyım. Daha önce de Birleşmiş Milletler'de biyolojik silah uzmanı olarak çalıştım. Dünyada herhangi bir yerde kimyasal ya da biyolojik silah kullanıldığına dair bir iddia olunca, tavrım "Asla inanma, ama muhakkak araştır" şeklindedir. Kuzey Irak'ta bir buçuk yıldır dillendirilen Türkiye'nin kimyasal silah kullandığına dair iddiaları duyuyorum. Son döneme kadar ortaya çıkan kanıtlar bana yeterli gelmemişti. Ama son dönemde gidip kontrol etmeye, orada kimyasal silahlardan etkilenen yerel kaynaklarla konuşmaya, onlardan kan örneği almaya, kimyasaldan etkilenen bölgelerden bazı örnekler almaya ve bu örneklerde kimyasal olup olmadığını saptamaya çalışmaya karar verdim. Amacım buydu, bu nedenle gittim.
 
 Kimyasala maruz kalan kişilerle görüşmeniz ve bölgeye girmeniz engellendi. Bize ziyaretinizde neler yaşandığını anlatır mısınız?
 
Amediye'nin kuzeyine gittik. Orada bir köyü ziyaret edecektik çünkü o köyde bir çiftçinin ve ailesinin kimyasal madde ya da maddelere maruz kalmış olabileceğini öğrenmiştik. Bu aileyle görüşmek istiyorduk. Bu aileyi muayene eden doktorlarla görüşüp onların da görüşünü almak istiyorduk. Bunun üzerine Amediye valisiyle görüştük ancak ne aileyle görüşmemize ne de doktorlarla görüşmemize izin vermedi. Bunun için bir gerekçe de göstermedi. Tahmin ediyorum asıl mesele Kürdistan Bölgesel Hükümeti'nin bizim orada araştırma yapmamızı istememesiydi. Bunun nedeni de Türkiye hükümetiyle olan ilişkileriydi.
 
 
 Burada bir kimyasal saldırısı gerçekleştiği yönünde pek çok kanıt var ve bir araştırma başlatılması gerekiyor
 
 Bölgede bulunan ve çalışmalar yürüten Christian Peacemakers Team (CPT) gibi insan hakları savunucuları da var ve bu saldırılara pek çok kez şahit oldular. Bu tür gruplarla fikir alışverişi yapma şansınız oldu mu. Size neler anlattılar?
 
Süleymaniye'de ve Irak'ın pek çok bölgesinde, pek çok kişiyle görüşmeler gerçekleştirdik. Halepçe'ye gidip kimyasal silah saldırısına maruz kalan kişilerle görüştük, bunun dışında yine Halepçe'de Kimyasal Silah Kurbanları Topluluğu'yla görüştük. Çemçamal'da bazı görüşmeler gerçekleştirdik. Bölgede çalışma yürüten Halk Arabulucular Takımı'yla (CP) da görüştük. Bu grup düzenli olarak kimyasal saldırısına maruz kalan köylerde araştırmalar yapıyor ve geçtiğimiz günlerde de Türkiye ordusunun sivillere yönelik saldırılarına ilişkin oldukça ilginç bir rapor yayınladılar. Orada bir hafta kaldık ve pek çok görüşme gerçekleştirdik ve benim edindiğim izlenim uluslararası bir soruşturma yürütülmesini gerektirecek kadar kanıt olduğu yönünde. "Evet, burada bir kimyasal silah saldırısı gerçekleşmiş" diyecek bir pozisyonda değilim, ancak "Evet, burada bir kimyasal saldırısı gerçekleştiği yönünde pek çok kanıt var ve bir araştırma başlatılması gerekiyor" diyecek pozisyondayım.
 
 Daha önce de bölgeye incelemeler yapmak üzere çeşitli insan hakları aktivistleri ve hukukçular gitmişti. Bölgeye giremediklerini, KDP tarafından engellendiklerini söylemişlerdi. Bu heyetten görüştüğümüz Andi Kocsondi, ilk raporları tutan doktorların raporlarının değiştirildiği bilgisini edindiklerini söylemişti. Bölgeye girememiş ve araştırma yapamamış da olsanız, bu esnada eriştiğiniz başka bilgiler var mı?
 
Ne yazık ki bu tür bir tıbbi belgeye ulaşamadık. Doktorlarla konuşmak amacıyla Kani Masi'deki hastaneye gitmek istedik ama doktorlarla görüşme sağlayamadık. Bazı hastane raporları gördük. Ama bence bu raporlar kulakdan duyma tutulmuş raporlardı. Bu nedenle ortada şüpheli bir durum olduğunu söylemek mümkün. Raporlara bakınca birilerinin bu raporları değiştirmeye zorlanmış olabileceğini düşünmek de mümkün. Ancak buna dair kesin bir kanıta sahip değilim. Objektif ve net olmaya çalışıyorum. Ancak tüm bunlar da yine Birleşmiş Milletler'de devletlerden bağımsız bir heyetin araştırma başlatması gerektiğine işaret ediyor. Bağımsız bir kişinin ya da bir Sivil Toplum Örgütü'nin kimyasal silah kullanımına dair nihai bir kanıta ulaşmak için ihtiyaç duyulacak bilgilere ulaşması mümkün değil. Bunu BM'nin yapması gerekiyor.
 
 Ziyaretiniz sonrası bağımsız bir soruşturmaya ihtiyaç olduğunu vurguladığınız bir rapor yazdınız. Türk devletinin kimyasal kullanımını itiraf ettiğini ve bunun Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’nin açık bir ihlali olduğunu vurguladınız. Raporunuzu OPCW ve BM gibi ilgili kurumlara gönderdiniz mi? Bir geri dönüş aldınız mı?
 
OPCW bu konuda geçerli bir muhatap değil. OPCW üye devletleri olan bir örgüt ve burada esas patron bu üye devletler. Bu nedenle bu raporu üye ülkelere göndermemiz gerekiyordu. Ben gidip bizzat OPCW'ya bu raporu verip araştırma talep etseydim, onlar da Kürt dostu olmasıyla bilinen ve bu araştırmayı yapmayı canı gönülden isteyen bir örgüt olsalardı bile, kendi kendilerine bu araştırmayı başlatma yetkileri yok. Çünkü onların patronları bahsettiğimiz üye ülkeler. Bu üye ülkelerin gidip araştırın demesi gerekiyor. O yüzden ben raporu Alman hükümetine gönderdim ve bir sonuç almayı umuyorum. Yapılması gereken ve şu anda yapılması planlanan da bu raporun tüm üye devletlerin elçiliklerine ve Lahey'e gönderilmesi. Bu elçiliklerden temsilciler OPCW toplantılarına katılıyor ve onların orada bu araştırmayı talep etmesi gerekiyor.  
 
 
Uluslararası hukuk devletler arasındadır ve dediğiniz gibi Kürtlerin bir devleti yok. Bu Kürtleri dezavantajlı bir konuma sokuyor. Ne yazık ki var olan sistem içerisinde adım atmaya çalışmak zorundayız
 
 OPCW'nun üye devletlerin talebi olmaksızın araştırma başlatamıyor olması, Kürtler gibi bir devleti olmayan toplumların bu gibi saldırılarda tek başına bırakılacağı anlamına mı geliyor? 
 
Bu soruyu iki ayrı noktadan ele alabiliriz. Öncelikle Türkiye'nin askeri operasyonlarını hiç bir zaman kabul etmemiş ve izin vermemiş Irak Federal Hükümeti var. Bu nedenle sadece kimyasal saldırısı değil operasyonun kendisi uluslararası anlaşmalara aykırı zaten. Bağdat'ın ve federal hükümetin OPCW'ya gidip araştırma talep etmesi gerekiyor. Bağdat'ta yüksek pozisyonlarda çok sayıda Kürt siyasetçi var. Bu siyasetçilerin OPCW'ya gidip araştırma talep etmesi gerekiyor. Elbette ki bu durum son derece çelişkili ve adil değil. Ancak burada uluslararası hukuktan bahsediyoruz. Uluslararası hukuk her zaman adil olmuyor maalesef. Uluslararası hukuk devletler arasındadır ve dediğiniz gibi Kürtlerin bir devleti yok. Bu Kürtleri dezavantajlı bir konuma sokuyor. Ne yazık ki var olan sistem içerisinde adım atmaya çalışmak zorundayız. 
 
 Raporunuzda bazı dolaylı kanıtlar elde edildiğini ifade etmiştiniz. Ne gibi kanıtlar elde ettiniz?
 
Elimizdeki en güçlü kanıt bir yıl önce Türkiye'nin Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın bizzat kendisinin Meclis'te "Biz yalnızca biber gazı kullanıyoruz" demesi. Herhalde kendisi bundan haberdar değil ama askeri bir operasyonda biber gazı kullanılması Kimyasal Silahlar Anlaşması uyarınca yasaktır. Sokak eylemlerinde kullanılması yasak olmayan bir kimyasal gazın askeri bir operasyonda kullanılmasının yasak olması biraz tuhaf gelebilir, ancak Kimyasal Silahlar Anlaşmasında bulunan madde son derece net. Askeri operasyonda biber gazı kullanmak yasak ve bunun için de çok geçerli sebepler var. Ancak Akar Parlamento'da bunu söylediğinde Kimyasal Silahlar Anlaşmasını ihlal ettiğini açık bir şekilde itiraf etmiş oldu. Elimizde bir araştırma başlatılması için gerekli en güçlü kanıt Türkiye Savunma Bakanı'nın kendi sözleri. Bu araştırma başlatılması için yeterlidir. Bunun yanı sıra, PKK tarafından paylaşılan tüm videoları inceledik. Pek çoğunda kullanılan maddenin ne olduğuna dair net bir fikir sahibi olmak mümkün değildi. Kimyasal silah da olabilir, olmayabilir de. Ancak, kimyasal silah kullanılmış olabileceği şüphesi uyandıran 3 video bulduk. Bu videolarda Türk Silahlı Kuvvetlerinin gaz atmak için kullanılan bir aparat kullandığı görülüyor ve bu aparatın başka bir kullanım şekli yok. Başka bir görüntüde de gerilla bir kimyasal silah olan klorin üretmek için kullanılmış olabilecek bir konteynır buluyor. Bu konteynırların klorin üretilmek için kullanılıp kullanılmadığını, ya da gördüğümüz aparatın PKK'nin konumlandığı tünellere kimyasal silah atmak için kullanılıp kullanılmadığını net bir şekilde bilmiyoruz. Tüm bunlar dolaylı kanıtlar ancak tüm bunları bir arada düşündüğümüz zaman, benim kanaatimce, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kendi kaynaklarıyla bir kimyasal üretmiş olduğunu düşünmek mümkün. Sarin vs. gibi bilinen kimyasal silahlardan bahsetmiyorum, ama kendilerinin ürettiği bir kimyasalı kullanıyor ve tünellerde kullanıyor olabileceklerini düşünüyorum. Ancak dediğim gibi bu bir kanıt değil, bir şüphe. 
 
 Daha önce 2019'da Serekaniye'de de Türkiye'nin kimyasal kullandığı iddia edilmiş, vücudunda yanıklar olan bir çocuk tedavi için Fransa'ya götürülmüştü. O zaman da OPCW'ya araştırma yapması için çağrı yapılmış, OPCW da araştırma yapacağını söylemişti. Ancak Türkiye tam da o sırada OPCW'ya 30 bin Euro bağış yapmış, OPCW da araştırma yapmaları için yeterli kanıt olmadığını söyleyerek, araştırma kararından caymıştı. Ardından da İngiltere büyük bir bağışta bulunmuştu OPCW'nun Türkiye'nin kimyasal kullanma iddialarını ısrarla araştırmamasının nedeni nedir ve bu araştırmayı engelleyen başka ülkeler de olabilir mi? 
 
Bu ikisinin birbiriyle bir alakası yok. Pek çok ülke OPCW'ya bağışta bulunur ve bulunmalı da. Zira aksi taktirde OPCW gerekli durumlarda araştırma yapacak kaynak bulamaz. Zaten OPCW bu şekilde çalışmıyor bundan çok eminim. Ben de OPCW'yu eleştiriyorum, yapmaları gereken pek çok şeyi yapamadılar ancak bağışların bu konuyla bir alakası olması imkansız. İkincisi, az önce de belirttiğim gibi, OPCW'nun patronu üye devletler. OPCW kendi kendine araştırma başlatamaz. Bu anlamda da eleştirmemiz gereken OPCW değil üye devletler, başta Bağdat, Berlin, Londra. Neden araştırma talep etmiyorlar? Üçüncüsü, Serekaniye'de kullanılan beyaz fosfordu ve bunun insanlar üzerinde kullanılması korkunç ve ayrıca uluslararası anlaşmalara da aykırı, ancak beyaz fosfor bir kimyasal silah değil. Bu nedenle işi kimyasal silahları araştırmak olan OPCW'nun araştırma yapmaması bu anlamda yerinde. Beni yanlış anlamayın, bu elbette araştırılması ve eleştirilmesi gereken bir suç, ama bu araştırmanın muhatabı işi kimyasal silahları araştırmak olan OPCW değildi.
 
 
 Özellikle de Bağdat'a baskı uygulanması gerekiyor. Bu saldırı onların topraklarında, onların yurttaşlarına karşı gerçekleştirildi. Bu durum uluslararası hukuka aykırı. Biliyorum bu zor, biliyorum Bağdat'ta bir hükümet yok, biliyorum bu son derece karmaşık bir politik durum, ancak çözüm bu.
 
 
 Uzun bir süredir OPCW önünde akrabalarının Türkiye'nin kimyasal saldırılarında yaşamını yitirdiğini söyleyen aileler oturma eylemi yapıyor. Bunun yanı sıra Avrupa kentlerinde de pek çok eylem düzenlendi. Pek çok heyet bölgeye giderek araştırma yapmak istedi ve KDP tarafından engellendi. Siz de ziyaretinizde OPCW'nun araştırma başlatmasına yetecek kadar kanıt olduğunu ifade ettiniz. OPCW'nun araştırma yapması için ne yapılması gerekiyor?
 
Yapılması gereken üye devletlerin yurttaşlarının kendi hükümetlerine araştırma talep etmeleri için baskı yapması. Özellikle de Bağdat'a baskı uygulanması gerekiyor. Bu saldırı onların topraklarında, onların yurttaşlarına karşı gerçekleştirildi. Bu durum uluslararası hukuka aykırı. Biliyorum bu zor, biliyorum Bağdat'ta bir hükümet yok, biliyorum bu son derece karmaşık bir politik durum, ancak çözüm bu. Avrupa'da, Paris'te, Londra'da, Berlin'de yapılan eylemlerde de talep edilmesi gereken şey bu hükümetlerin OPCW'ya araştırma talebinde bulunmasıdır.
 
 Kimyasal silah kullanımını OPCW'nin resmi olarak açıkladığı taktirde ne gibi sonuçlar ortaya çıkar, Türkiye nasıl yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir veya yaptırımların uygulana bilineceğini düşünüyor musunuz?
 
Bu çok yavaş işleyen bir süreç ancak bu süreçteki anahtar noktanın Türkiye'nin artık tüm dünyanın gözünün onların üstünde olduğunu anlaması. Şu anda kamuoyuna yansımasa da diğer NATO ülkeleri ve Türkiye arasında perde arkasında bazı görüşmeler gerçekleştiğine ve bu saldırıların durdurulması gerektiğinin Türkiye'ye söylendiğine inanıyorum. Türkiye'de bu durumun kabul edilemez olduğunu biliyor ve OPCW bir araştırma başlattığı anda Türkiye'nin kimyasal silah kullanmayı bırakacağını düşünüyorum. Yaptırımlara gerek kalacağını düşünmüyorum. Savaşmayı bırakmasalar da kimyasal kullanmayı bırakacaklardır.
 
MA / Gözde Çağrı Özköse
 

Diğer başlıklar

16:44 Ahmet Türk: İnfaz düzenlemesi hayal kırıklığı yarattı
16:12 Gergerlioğlu: Türkiye'nin dört bir yanında barış platformları kurulmalı
16:11 Temelli: Gidilecek yol demokratik toplum yoludur
15:26 Özerk Yönetim ve Şam 'anlaşma' için görüştü
15:14 AP Sol Grubu heyeti İlham Ehmed ile görüştü
14:31 İşçilerin grevi 4'üncü gününde: Pes etmeyeceğiz
13:26 ‘Başka Narinler olmasın diye çalışacağız’
12:51 Tülay Hatimoğulları’ndan iktidara: Lafla peynir gemisi yürümez
12:51 İsrail'in Gazze saldırısı: En az 26 kişi yaşamını yitirdi
09:52 Adalet Bakanlığı: Açık cezaevlerinde 4 bin 291 çocuk tutuluyor
09:21 Amed’deki yürüyüşe katılan kadınlar: Öcalan özgür olmadan barış olmaz
09:13 ‘NADA enternasyonal kadın yapısının ilk adımı’
09:10 Curnê Reş Belediyesi'nden ilkler
09:09 Belediye çalışanı çocuğa tacizden tutuklandı
09:08 Eren Keskin: 10. Yargı Paketi’nin çözüm umudunu yeşertecek hiçbir yanı yok
09:08 Ekonomide iyileşme umudu ‘sürecin’ ilerlemesinde
09:07 Peköz: Devletin 'söylerim ama yapmam' tutumu güveni zedeler
09:00 01 HAZİRAN 2025 GÜNDEMİ
08:34 AKP ‘ağırlaştırılmış müebbet’in kapsam dışı bırakılmasını savunamadı
07:48 DEM Parti’nin Kovid-19 düzenlemesi önergesi reddedildi
07:30 Muhalefetin tepki gösterdiği 10’uncu Yargı Paketi komisyondan geçti
02:15 Jin dergi ‘Kayıplar, Kadınlar ve Mücadele’ başlığıyla yayında
02:08 TEV-ÇAND’dan Bavê Teyar’ın ailesine mektup
01:12 Nujiyan Film Festivali sona erdi
00:23 ‘Yüksel Koç’a özgürlük’ yürüyüşü
31/05/2025
23:38 ‘Yargı paketi toplumsal umut ve barış ilkesini gözardı ediyor’
23:17 Schirdewan'dan Dış İlişkiler Dairesi’ne ziyaret
22:29 10 Mart mutabakatı kapsamında üçlü toplantı
22:19 Irak Cumhurbaşkanı ve Başbakanı maaş krizini görüştü
21:23 QSD: Türk yetkililerle görüşme iddiaları yalan
21:15 Artuklu Belediyesi: Kayyım halkı cezalandırıyor
21:01 12’nci yılında anma: Karanlık gider, Gezi kalır
20:50 MHP’li Yıldız: Kovid-19 düzenlemesi gözden çıkarılmadı
20:03 Amedspor Başkanı yeniden Burç Baysal oldu
19:34 Dersim Festivali’nde ‘demokratik toplum’ inşasına çağrı
19:16 Birçok kentte eylem: Gezi ruhuyla direnişi büyüteceğiz
19:09 CHP’den yargı paketi görüşmesinde ‘umut hakkı’ hatırlatması
18:55 Özgür Özel: İmamoğlu’na yapılan kumpasın devamındayız
18:39 Tülay Hatimoğulları: Demokratik toplumu beraber inşa etmeye hazırız
18:19 Gezi yıldönümünde Taksim ablukaya alındı
18:14 Muhalefetin 10’uncu Yargı Paketi’nin geri çekilmesi talebine ret
17:23 AP Sol Grup Eşbaşkanı Schirdewan'dan Kuzey ve Doğru Suriye ziyaret
17:15 Küçükbalaban: İktidar kayıpların akıbetini açıklamalı
17:14 'Barışa Ses Ver' paneli: Sürecin en önemli noktası Öcalan'ın koşullarının düzeltilmesidir
16:52 Kadınlardan ‘Toplumsal çözüm’ yürüyüşü: Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmalı
16:37 10. Yargı Paketi görüşmeleri başladı
16:28 Kadınlar ‘demokratik çözüm’ yürüyüşü için toplandı
16:18 Emeklilerden 'bayram ikramiyesi' tepkisi: Utanç verici
15:42 Toros Tarım işçilerinin grevi 11'nci gününde
15:24 'Kürtçeye statü' talebiyle Ehmedê Xanî Türbesi’ne yürüyüş düzenlenecek
15:12 ‘Umut hakkı’ paneli: Haklar pazarlık konusu yapılamaz
15:09 Ağır hasta tutsaklar Nebioğlu ile Başdaş'ın tahliyesi istendi
15:06 DEM Parti: 10. Yargı Paketi'nin yeniden düzenlenmesi için teklif sunacağız
15:01 CHP’den Seyhan Belediyesi önünde gözaltılara tepki
14:55 Yöre derneklerinden 'süreç' açıklaması: Haklar güvenceye alınsın
14:38 BM’den Türkiye’ye ‘kadınlara soyadı dayatması’ mektubu
14:19 Ekin Ceren anıldı: Mücadelemizde yaşıyor
14:10 Kürt Edebiyatçılar Derneği yeni yönetimini belirledi
13:46 Özerk Yönetim Heyeti Şam’da: Taraflar diyalog sürecini sürdürüyor
13:36 Kayıp yakınları eylemi: 30 yılına giren mücadele sürecek
13:26 İzmir'de binlerce işçi hakları için grevde
13:02 Cumartesi Anneleri’nin eylemi 30’uncu yılında
12:58 ‘Bağımlılıkla mücadele’ çalıştayı: Güçlü bir mücadele hattı oluşturmalıyız
12:00 Tülay Hatimoğulları kayıp yakınları eyleminde: Yüzleşme olmalı
11:47 DEM Parti: Demokrasi için halkın iradesine saygı gösterilmeli
11:17 DBP ve DEM Parti eş genel başkanlarından Gezi mesajı
09:58 İsrail'den Suriye’deki askeri üslere saldırı
09:58 CHP'den olağanüstü toplantı kararı
09:49 Önder ile son söyleşi: Öcalan'ın özgür çalışma koşulları sağlanmalı
09:41 Hezex’te şüpheli uzman çavuş ölümü
09:40 Britanya Dışişleri Bakanlığı'ndan PKK açıklaması: Önemli bir adım
09:10 Ceza hukukçusu Kanar: Yerel yönetim özerkliğini içeren anayasa şart
09:06 'Demokratikleşme adımları olmadan sürecin ilerlemesi mümkün değil'
09:05 Topuz: İktidar medyası süreci zehirleyen bir iç çekirdeğe sahip
09:03 ‘Kadınlar örgütlüğünü büyütmeli’
09:02 Zafer Partililerin Türkiye’den Japonya’ya uzanan ırkçılığı
09:01 61 kişinin öldüğü tekne faciasında cezada artırım
09:00 FilmAmed'e 600'ün üzerinde başvuru
09:00 31 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
08:20 İBB'ye 5'inci dalga operasyonu: 47 kişi hakkında gözaltına kararı
30/05/2025
23:32 CPT: Türkiye Kürdistan Bölgesi’ne 128 saldırı düzenledi
23:21 Duruşmada Reşit Kibar'ın kardeşi ve yeğenine gözaltı
22:16 Erdoğan, Zelenski ile telefonda görüştü
22:01 X'in avukatından, İmamoğlu'nun hesabındaki erişim engeli için AYM'ye başvuru
21:54 DEM Parti Kadın Meclisi’nden kadın buluşmaları
21:45 Peyas’ta Dengbêj Divanı kuruldu
20:59 10 yaşındaki çocuk 7 gündür aranıyor
19:46 Narin Güran davasında ceza ve tahliye!
18:52 Amed’teki yürüyüşe katılım çağrısı
18:46 ‘Tecride ve keyfi uygulamalara son verilsin’
18:41 Kartalkaya yangını iddianamesi hazırlandı
18:38 HDK’den emeklilere ziyaret
18:15 Şirnex’teki doğa talanı Meclis gündeminde: 30 bölgede ağaçlar kesiliyor
18:04 Hamit Geylani Şemzînan’da toprağa verildi: Barışı armağan edeceğiz
17:55 Kurtulmuş: Sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi Meclis’in görevi
17:44 İstanbul’da 14 öğrenci tahliye edildi
17:38 Nijerya’da sel felaketi: 88 kişi hayatını kaybetti
17:33 19 il için ‘sarı’ meteorolojik uyarı
17:29 Gülistan Kılıç Koçyiğit: 'Kovid-19' düzenlemesini paketten çıkaran AKP'dir
17:22 Proje okullarına yapılan atamalara tepki: Siyasetin arka bahçesi oldu
17:16 AKP-MHP'nin ortak adayı Kurtulmuş için başvuru
17:03 Duygu Bölükbaş davasında sanıklara beraat
16:42 Kurtulmuş ve AKP görüşmesi başladı
16:39 Üniversitelerde hayvan hakları topluluklarının kapatılmasına tepki
16:17 Licê’de şüpheli kadın ölümü
16:01 ÖHD'den revizyon çağrısı: Yargı Paketi'nde 'umut hakkı' olmalı
15:40 Hekime şiddet protesto edildi
15:38 Kurtulmuş: Destek bekliyoruz
Özel: Meclis’in dahil olmadığı süreç başarılı olmaz
15:32 DEM Parti, Meclis Başkan adayı için resmi başvuru yaptı
15:21 Qoser'de şüpheli genç ölümü
14:05 Grevdeki binlerce işçiden yürüyüş
14:02 Kurtulmuş ile Özel’in görüşmesi başladı
13:59 Gazeteci Yıldız Tar hakkında tahliye kararı
13:18 NADA’dan Sudan ve Gazze açıklaması
13:13 Şüpheli kadın ölümünden yargılanan faile tahliye ve beraat
12:26 Sanayi esnafından 'hukuka aykırı' parsel satışına tepki
12:17 Boşandığı kadını ve kızını katleden erkeğe ağırlaştırılmış müebbet
11:51 DEM Parti'nin Meclis Başkanı adayı belli oldu
11:36 'Parlementerler Ağı kadınların siyasetteki gücünü arttıracak'
11:30 113 öğrencide zehirlenme şüphesi
11:20 Aileler İmralı'ya gitmek için başvuruda bulundu
11:17 Temel davasında sanıklar hakkında yakalama kararı
10:38 Yaşam alanları yok edilen ceylan ve keçiler
10:11 İpek Er'in annesi: Yetkililer 'konuşmayın, tutuklayacağız' sözünü tutmadı
09:45 Narin Güran cinayetinde 15 kişinin duruşması başladı
09:14 Kadınlardan yürüyüşe çağrı: Özgürlüğü haykıralım
09:11 Mehmet Bekaroğlu: Barışla herkes kazanacak
09:10 Çukurova'da 11'i ağır 46 hasta tutsak bulunuyor
09:09 Türkyılmaz: İki yönlü çözüme ihtiyaç var; yerinden yönetim ve demokrasi
09:08 Die Linke Genel Sekreteri: PKK artık 'yasa dışı' olarak görülmemeli
09:03 ‘Özgür kadın ile demokratik topluma’ atölyelerinde inşa tartışılıyor
09:02 9 yıldır kızının cenazesini arıyor: Artık başkalarının yüreği yanmasın
09:01 Sanık çocuğa 'istismarı' kabul etti, mahkeme tahliye etti!
09:00 Adalet Komisyonu üyesi Düşünmez: Öcalan özgür olmalı
09:00 30 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
29/05/2025
23:13 Avukat Epözdemir cezaevinden çıktı: Mücadele sürecek
22:46 Cizîr’de ‘Dil, Kültür ve Sanat Festivali’ sona erdi
22:32 Avrupalı heyetten Kobanê’ye ziyaret
21:56 ‘Pomza kum ocağıyla Dêrsim doğasına zarar veriliyor ‘
21:44 Maxmur’da Irak hükümetine karşı kitlesel yürüyüş
21:20 Adana'da 3.9 büyüklüğünde deprem
20:47 Çewlêg'te 4.3 büyüklüğünde deprem
20:13 Pêrtag’ta gözaltına alınanlar serbest
20:04 Riha’da Belgesel Film Festivali başladı
19:57 Wan’da gençlik buluşması: Demokratik toplum inşası için mücadele edelim
19:22 Öğrenciler Sena Düzgün için yürüdü
19:08 İdare Mahkemesi'nden Ahmet Özer kararı
19:01 İsrail, Gazze'de ateşkesi kabul etti
18:57 Artemêt’te ‘Kadın Kent Bostanı’ açıldı
18:46 Temelli: Hasta tutsaklara ilişkin son kararı hakimlikler verecek