HABER MERKEZİ - Türkiye’nin kimyasal silah kullanması birçok kentte protesto edilirken, Bakanlığın kimyasal kullanımını inkar eden açıklamaları hatırlatılarak, "Açıklamalar mutlak doğru olarak ele alınmamalı. Aksi takdirde uluslararası sözleşme ve 5564 sayılı kanunun bir önemi kalmayacaktır" denildi.
Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi Zap, Avaşîn ve Metina alanlarına yönelik kimyasal silah kullanması birçok kentte protesto edildi. Açıklamalarda kimyasal silahın kullanılmasını yasaklayan uluslararası sözleşmeler hatırlatılarak, "Çözüm inkar ve imha değil, çözüm müzakere" mesajı verildi.
AMED
Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) ve sivil toplum örgütleri, Rêzan ilçesine bağlı Dörtyol Kavşağı'ında açıklama yaptı. Polis açıklama öncesi bölgeyi abluka altına aldı. Eyleme, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Amed İl Eşbaşkanları Gülistan Atasoy, Zeyyat Ceylan, Milletvekili Remziye Tosun ve dernek yöneticileri katıldı. Açıklamayı MEBYA-DER Eşbaşkanı Yüksel Almas okudu.
'GÖRÜNTÜLER DESTEKLİYOR'
Türkiye’nin hem yurt içinde hem de yurt dışında yapmış olduğu askeri operasyonlarda kimyasal silah kullandığına ilişkin ciddi iddialar bulunduğunu belirten Almas, “Türkiye’nin Bölgesel Yönetimi’nin hakimiyet alanında yapmış olduğu askeri operasyonlarda kimyasal silah kullanıldığına ilişkin ciddi iddialar bulunmaktadır. Bu iddiaları destekleyen görüntüler de kamuoyu ile paylaşılmıştır. Türkiye uzun süredir bu iddialarla karşı karşıya kalmasına rağmen maalesef kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama yapmadığı gibi bilimsel bir çalışma ile bu iddiaların aksini ortaya koyan bir rapor veya belge de sunmamıştır. Bu durum iddiaların gerçeklik durumunu güçlendirmektedir. Kimyasal silahların kullanılması sorunu dünyada en çok üzerinde tartışılan konuların başında gelmektedir” dedi. Almas, kimyasal silahların kullanılmasının yasaklanmasının ilk olarak 17 Haziran 1925’de, “boğucu, zehirli ve diğer gazlarla bakteriyolojik metodların savaşta kullanılmasının yasaklanması” na ilişkin protokolün Cenevre Protokolü olduğunu hatırlatarak, Türkiye’nin bu protokolü kabul ettiğini söyledi. Almas, “Cenevre protokolüne rağmen savaşlarda ve silahlı çatışmalarda kimyasal silahların kullanılması engellenememiştir. Bu konu uzun tartışmalardan sonra BM nezdinde 1993 yılında bir sözleşmeye kavuşmuştur. Kimyasal silahların geliştirilmesi, üretimi, stoklanması ve kullanımının yasaklanması sözleşmesi olarak adlandırılan bu sözleşmeyi, Türkiye 29 Nisan 1997 tarihinde yürürlüğe koymuştur. Türkiye bununla da yetinmemiş, 14 Aralık 2006 tarihli ve 5564 sayılı aynı isimle adlandırılan bir özel kanun kabul etmiştir. Bunun dışında Türk Ceza Kanunu’nda kimyasal madde silah olarak tanımlanmış ve bu silahla işlenen suçlar nitelikli suç olarak değerlendirilmiştir” diye konuştu.
'SORUŞTURULMALIDIR'
Kimyasal silah kullanımıyla ilgili iddiaların ciddiyetle dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Almas, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye iç hukuku uyarınca yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturulmalıdır. Ayrıca uluslararası yükümlülük üstlenen bir ülke olan Türkiye kendi iç denetim mekanizmalarını da harekete geçirmelidir. Bu iddialar ancak bu şekilde hareket edilerek sonuçlandırılabilir görüşündeyiz. Türkiye sınırları dışında gerçekleştiği iddia edilen ve insanlığa karşı suç kapsamında ele alınan kimyasal silah kullanımı ciddi bir konudur ve ciddiyetle ele alınmalıdır. Olay yeri incelemesi, otopsi ve diğer delil toplama yöntemleri (BM Minnesota Otopsi Protokolü) kullanılmadan, zan altında bırakılan bir bakanlığın, ‘Böyle bir şey yok, bu bir yalandır’ açıklaması mutlak doğru olarak ele alınmamalıdır. Aksi takdirde uluslararası Sözleşme ve 5564 sayılı kanunun bir önemi kalmayacaktır. Dolayısıyla bu tip durumlarda yargı organları ile idari ve siyasi denetim mekanizmalarının üzerinde düşen görevi yapmaları gerekmektedir. Gerçek ancak böyle ortaya çıkabilir.”
MÊRDÎN
MEBYA-DER Mêrdîn Şubesi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Mêrdîn Şube binası önünde açıklmaa yaptı. Açıklamaya çok sayıda kişi katıldı. Açıklama metnini MEBYA-DER Eşbaşkanı Sabah Kuday okudu. Kuday, kimyasal silah kullanımına dair iddiaların araştırılması gerektiğine vurgu yaptı.
RIHA
Kadim Topraklarda Yakınlarını Kaybetmiş Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (KATDER) öncülüğünde Topçu Meydanı'nda yapılan açıklamaya, HDP, TJA, DBP, Barış Anneleri Meclisi Üyeleri ile çok sayıda kişi katıldı.
HDP Yöneticisi Ahmet İstek açıklamaya başlar başlamaz, polisler açıklama yapılmasını müdahale ederek engelledi. Herhangi bir yasak kararının olmadığını belirten HDP'liler, açıklama yapacaklarını söyleyince polis "Kimyasal ile ilgili açıklama yapamazsınız" cevabı verdi. Polisin engellenmesi üzerine açıklama yapan İstek, "Burada demokratik tepkiyi dile getirmek için toplanmıştık. Son zamanlarda yasadışı şekilde kullanıldığı iddia edilen kimyasal silahlarla ilgili basın açıklaması yapacaktık, lakin kolluk açıklamamızın yapılmasına izin vermedi. Biz de bunu oturma eylemi ile protesto ediyoruz" dedi.
Ardından kitle, oturma eylemi yaptı. Eylem, atılan "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganlarıyla son buldu.
ŞIRNEX
HDP Şirnex İl Örgütü binası önünde yapılan açıklamaya, MEBYA-DER, DBP, DTK, HDP, TJA, Barış Anneleri ile Cizîr Birca Belek Dil ve Kültür Derneği katıldı. Açıklamada, “Kimyasal silah kullanmak insanlık suçudur” pankartı açıldı.
MİNNESOTA HATIRLATILDI
Basın metni Şirnex MEBYA-DER Eşbaşkanı Serhat Küçük tarafından okundu. Küçük, kimyasal silah saldırılarının araştırılması gerektiğini söyleyerek, “Kimyasal silah kullanımıyla ilgili iddiaların ciddiliği dikkate alınmalı ve Türkiye iç hukuku uyarınca yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturulmalıdır. Türkiye kendi iç denetim mekanizmalarını da harekete geçirmelidir. Bu iddialar ancak bu şekilde hareket edilerek sonuçlandırılabilir.
Türkiye sınırları dışında gerçekleştiği iddia edilen ve ‘insanlığa karşı suç’ kapsamında ele alınan kimyasal silah kullanımı ciddi bir konudur ve ciddiyetle ele alınmalıdır. Olay yeri incelemesi, otopsi ve diğer delil toplama yöntemleri Birleşmiş Milletler (BM) Minnesota Otopsi Protokolü kullanılmadan yapılmış ve zan altında bırakılan bir bakanlığın, ‘Böyle bir şey yok, bu bir yalandır’ açıklaması mutlak doğru olarak ele alınmamalıdır. Aksi takdirde uluslararası sözleşme ve 5564 sayılı kanunun bir önemi kalmayacaktır. Dolayısıyla bu tip durumlarda yargı organlarıyla idari ve siyasi denetim mekanizmalarının üzerine düşen görevi yapmaları gerekmektedir. Gerçek ancak böyle ortaya çıkabilir” dedi.
'İNSANLIK SUÇUDUR'
Ardından konuşan HDP Milletvekili Nuran İmir ise, kimyasal silah saldırılarına karşı bir komisyonun kurulması gerektiğini söyleyerek, “AKP ve MHP iktidarı varlık ve yokluk politikası başlattı. Kendi iktidarının ömrünü uzatmak istiyorlar. Çocukları, gençleri öldürerek iktidarlarını uzatıyorlar. Çözüm inkar ve imha değil, çözüm müzakeredir. Bugün her yerde Kürtlere karşı ittifak içindeler. Ama bizler mücadele edeceğiz. HDP olarak savaş politikalarına karşıyız ve buna karşı duruşumuzu koruyacağız. Kürt halkı kendisine reva görülen bu katliamları ve zulmü kabul etmeyecektir. Böyle bir iddia varsa komisyonlar kurulmalı. Yetkililer buna sessiz kalmamalı. Bu bir insanlık suçudur" diye belirtti.
ADANA
Akdeniz Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (AYKAY-DER), HDP Adana İl Örgütü’nde basın toplantısı düzenledi. Toplantının yapıldığı salona "Operasyonları durdurun savaş suçu işlemekten vazgeçin" pankartı asıldı. Toplantıya HDP, HDK, TJA, Adana Barış Anneleri Meclisi, İHD, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Demokratik Alevi Derneği (DAD), Emek Partisi (EMEP) yöneticilerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. AYKAY-DER yöneticisi Abidin Eye, Türkiye’nin kimyasal silah saldırılarına ilişkin heyetlerin bölgeye giderek inceleme yapmasını talep etti.
ÊLİH
Êlih’te MEBYA-DER öncülüğünde kitlesel basın açıklaması yapıldı. Nasıroğlu İş Merkezi önünde gerçekleştirilen açıklamaya, TJA, Barış Anneleri Meclisi, İHD, HDP, DBP il örgütleri ve çok sayıda yurttaş katıldı. “Kimyasal silah kullanmak insanlık suçudur” pankartının açıldığı açıklamada konuşan MEBYA DER Êlih Eşbaşkanı Medeni Onar, kimyasal silahların kullanılması sorunun dünyada en çok üzerinde tartışılan konuların başında geldiğini belirtti. Onar, kimyasal silah kullanıldığı iddialarının araştırılmasını istedi.
Açıklama oturma eylemi ile son buldu.