Demokratik Cumhuriyet Konferansı: Yeni yaşama davet kurucu siyasetin yol haritasıdır

İSTANBUL - Demokratik Cumhuriyet Konferansı'nın açılış konuşmasını yapan HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, cumhuriyetin ikinci yüz yılında kurucu siyasete işaret ederek, “Statüko ve restorasyon değil, yeni yaşama davet, kurucu siyasetin yol haritasıdır” dedi.
 
 
Cumhuriyetin ikinci yüz yılında “Nasıl bir Türkiye” tartışmalarının yürütüleceği Demokratik Cumhuriyet Konferansı başladı. Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) İstanbul Cem Karaca Kültür Merkezi’nde düzenlediği konferansa, aydın, yazar, siyasetçi, akademisyen ve gazeteciler katıldı. Konferans, HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın açılış konuşmasıyla başladı.
 
'HEDEF DEMOKRATİK CUMHURİYET' 
 
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, kritik bir eşikte bulunulduğunu ve toplumun büyük bir kesiminin bu krizden çıkış aradığını belirtti. Bu konferansı, yan yana yürüyerek çözüm bulmak için düzenlediklerini ifade eden Sancar, hedeflerinin cumhuriyetin yeni yüzyılına girerken, demokrasiyi geri dönülmez bir şekilde yerleştirmenin yollarını birlikte aramak olduğunu kaydetti. 
 
“Demokratik Cumhuriyet Konferansın esas amacı da birlikte üretmek birlikte yürümek ve birlikte başarmaktır” diyen Sancar, hedefin demokratik cumhuriyet, özgür vatan, eşit yurttaşlık, birlikte yaşam sözleşmesi ve toplum sözleşmesi olduğunu vurguladı. 
 
CUMHURİYET KAVRAMININ KAZANIMLARI
 
 Sancar’ın konuşmasının devamı şöyle: “Tarihi anlatmayacağım, konferans deyince uzun uzun konuşacağım gibi bir şüphe uyanabilir. Kürsüyü görünce konferans adı altında konuşma yapınca ‘uzun sürer mi’ diye şüphelenmeyin. Olabildiğince kısa bir sunuş yapacağım. Bugün çok değerli akademisyenler, yazarlar fikirlerini sunacaklar. Cumhuriyet kavramının barındırdığı önemli kazanımlar var. Bunların başında hiç şüphesiz meşruiyeti gökyüzünden koparıp yer yüzüne indirmesidir. Bir diğer önemli özelliği de toplumsal ilişkileri yurttaşlık temeline oturtmasıdır. Cumhuriyet deyince aklımıza gelen bu iki özellik önemlidir. Her cumhuriyet fikri ve modeli için kazanım sayılır. Ama bunların tek başına yetmediğini bizler bu ülkede acı tecrübelerle yaşadık, görüyoruz ve yaşamaya devam ediyoruz. Meşruiyetin gökyüzünden yeryüzüne indirilmesi, gelenekten koparılıp siyasal alana taşınması tek başına özgürlüğü ve demokrasiyi getirmiyor. Çünkü meşruiyetin nerede nasıl başlayacağı burada bu belirlemelerle ortaya çıkmıyor.
 
KURULUŞUNDAN BU YANA TEKÇİ ANLAYIŞ
 
İşte yaşadığımız yüzyıllık tecrübe bunun en önemli işaretidir. Konferansın başlangıcı, yüzyılın muhasebesi olacaktır. Esas olan yurttaşlığın eşit temele oturtulması, meşruiyetin de topluma devredilmesidir. Oysa bizde yaşanan bunun tersi olmuştur. Meşruiyet gökyüzünden indirilmiştir ama topluma değil, devlete tevdi edilmiştir. Yani meşruiyetin kaynağı devlet ve devletin çıkarları olmuştur. Özgürlük burada devletin tanıdığı ve tanımladığı çerçevede var olabilmiştir, kimlikler devletin hoş gördüğü ve çizdiği bir çerçeve içinde yaşam bulabilmiştir. Böyle bir yurttaşlık anlayışının özgürlük sıfatıyla alınmasının mümkün olmadığını söylemekte herhangi bir zorluk yoktur. Yurttaşlık burada soyut ve tek tip bir insan yaratma anlayışına odaklanmıştır. O nedenle cumhuriyet kuruluşundan bu yana tekçi anlayışı esas almıştır. Özgür toplum, özerk birey anlayışından uzak kalmıştır. Arada parantezlerde yaşandı ama bu zihniyet günümüze kadar varlığını sürdürmüştür.
 
TÜRKİYE’YE YÜZYIL KAYBETTİRDİ
 
Otoriter modernlikten, demokratik modernliğe geçiş çabaları elbette oldu. Geçmişte kuruluş sürecinde de oldu belki, sadece 1920 Anayasa’sına genel olarak atıf yapmak yeterlidir, ancak bu da bir parantez olarak kalmıştır. Sonrası gelmemiş, tam tersine tekçi anlayış bu cumhuriyetin belirleyici özelliği olmuştur. Topluma güvenmemek, toplumu meşruiyetin kaynağı olarak görmemek, özgür bireyi kurucu özne olarak tanımamak, kimlikleri farklılıkları reddetmek, bizleri yüz yıldır kısır döngü içinde yaşatıyor. Bu kısır döngü sürekli kriz ve çatışma üretiyor. Çok tipik alanlar en başta Kürt sorunu ama inançlar alanında da aynı sorunları yaşıyoruz. Yani Kürt sorununa tekçi inkarcı yaklaşım, cumhuriyetin bu ‘korporatist’ diyeceğimiz özelliğinin dayatmacı toplumu şeklinde kendisinde görmesinin en önemli sonucudur. Bugüne kadar cumhuriyetin demokrasi ile buluşamamasının başında en önemli engellerden biri, Kürt sorununun demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi bir temelde çözülememiş olmasıdır. Aynı şey inanç toplulukları için de geçerli. Başta Aleviler olmak üzere, pek çok inanç grubu kendi kimliğini yaşama imkanı bulamamaktadır. Zaman zaman çeşitli açılımlar yapıldığı iddia edilse de yapılan şey devletin bu kimlikleri tanıması değil, tanımlamaya çalışmasıdır. Son zamanlarda gördüğümüz şey de bunun çarpıcı örneğidir.
 
TEMEL SORUNLARLA YÜZLEŞMEK
 
Demokrasiye giden yolu açabilmek, cumhuriyeti demokrasi ile buluşturup geliştirmek ve kopmaz bir bağ içine yerleştirmek, bizim temel sorunlarımızla gerçekçi bir şekilde yüzleşmemize bağlıdır. Bu yüzleşme bize yeni yolları da göstermeyi ve görmemizi mümkün kılacaktır. Yeni yüzyıl toplumun kendisini özgür olarak yaşayabileceği yeni bir cumhuriyet, demokratik cumhuriyet yüzyılı olarak hedeflenmelidir. Bizim bu konuda parti programımız açık. Sadece o konudaki maddeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Partimiz, mevcut merkeziyetçi otoriter anti-demokratik siyasal sisteme, düzene itirazı olanların gücünü açığa çıkarmayı ve bu gücü örgütleyerek demokratik ve özgürlükçü bir siyasal düzen yaratmayı hedefler. Emekçilerin ve halkların eşit ve özgürce yaşadığı demokratik bir cumhuriyete ulaşma. Farklılıkların eşit ve gönüllü beraberliğine dayalı bir toplumsal yaşam, özgürlükçü ve demokratik bir Türkiye hedefini önüne koymaktadır.
 
SİYASETİ ÖZGÜRLEŞTİRMELİYİZ
 
Bugüne kadar yaptıklarımız var yapamadıklarımız var eksiklerimiz ve belki de yanlışlarımız var. Bunları zaman içerisinde tartışarak düzeltmek ancak birlikte olmakla birlikte yürümekle ve birlikte konuşmakla mümkündür. Toplumun bütün kesimleriyle böyle bir temasın çok büyük bir dönüştürücü etkisi olacağına yürekten inanıyoruz. Başka zamanlarda söylediğim gibi bu kapsamlı anlamıyla temas mutlaka dönüştürür. Bu dönüştürme de mutlaka bizim çerçevede belirlediğimiz hedefe doğru olmalıdır. Aksi takdirde yüzyıldır yaşadığımız acılar yıkımlar önümüzdeki yüzyıla ağırlaşarak devredilecektir. Şimdi ihtiyacımız olan şey siyaseti tam anlamıyla özgürleştirmek bireyi özne olarak kabul etmek toplumdaki bütün farklılıklarının eşit birlikte yaşam imkanlarını yaratmak ve bir büyük barışı kurmaktır.
 
BÜYÜK BARIŞI KURABİLİRİZ
 
Büyük barışı ancak bu temelde kurabileceğimize inanmamız gerçekten önemli. Ancak farklılıklarımızı eşit yaşama şartlarını yarattığımızda büyük barışı kurabiliriz. Ancak özgürlüğü bu toplumun kurucu dinamiği haline getirdiğimizde kendilerini özgürce ifade edebildiği eşit yaşadığını hissettiği bir yaşam kurduğumuzda yaratabileceğiz. O nedenle bizim buradaki hedefimizde yine büyük bir toplumsal sözleşme özgür bir toplum sözleşmesi. Toplum sözleşmesi ihtiyacımız da var, toplumsal sözleşme ihtiyacımız da var. Çünkü otoriter gelenek otoriter cumhuriyet zihniyeti kendisini sürekli başka formlarda yeniden ürettikçe bizleri bir arada yaşayan bir topluluk olarak bir şekilde biçimsiz ya da harçları zayıf bir topluluk olarak var olmaya mahkum ediyor. Oysa toplum olarak aynı zamanda kamusallığı paylaşmak demektir. Yani kamusal alanı birlikte yaratmak demektir. Türkiye maalesef toplum olmaktan da uzaklaşmaktadır, o yüzden şimdi toplum sözleşmesi kurmaya ihtiyaç vardır. Bu konuda ciddi çabalara ihtiyaç vardır. Bunun şartı da farklılığımızı eşit bir şekilde yaşayabileceğimiz özgür bir yaşam inşa etmektir. Onun üzerine elbette toplumsal sözleşme de gelecektir. Bunun adına ‘anayasa’ diyebiliriz. Toplumsal sözleşmenin hukuki formu anayasadır ama birlikte yaşamın temel ilkelerini kurmak anlamında bir toplumsal sözleşmeyi de toplumun en geniş kesimlerinin özgür katılımı ile kurmamız gerekiyor.
 
ACILARLA YÜZLEŞME MECBURİYETİMİZ VAR
 
Yüzyıl kavşağındayız, yüzyılın muhasebesini bütün acıları bütün tahribatları ve sorunları ile birlikte gerçekçi bir biçimde önümüze koyma mecburiyetimiz vardır. Gelecek yüzyılı aynı acılarla, aynı yıkımlarla, aynı kısır döngülerle yaşamamak için. Bu kısır döngüyü kırmak zorundayız. Siyasal yelpazenin her kanadında yer alan çeşitli akımlar bu zihniyeti bir şekilde sürdürmeyi kendileri için bir büyük avantaj olarak görüyorlar. İşte bizler şimdi yeni yaşamı, yeni bir başlangıçla demokratik cumhuriyete gidecek şekilde kurma görevi ile karşı karşıyayız. Bu kısır döngüyü kıramazsak, eski kodlarla restorasyon çabaları arasına sıkışıp kalacağız.
 
TEK ÇIKIŞ DEMOKRATİK ÖZGÜRLÜK
 
Ne mevcut mevcut rejim ne restorasyon çıkış olabilir. Tek çıkış yeni demokratik özgür bir başlangıçtır. Bunun için de hepimizin birlikte düşünmeye üretmeye ve yürümeye ihtiyacı vardır. Büyük bir demokrasi birlikteliğini demokratik cumhuriyet ortak hedefiyle mutlaka gerçekleştirecek iradeyi bu toplumun en geniş kesimlerinde ortaya çıkarmaktır. Daha fazla uzatmayacağım. Son olarak şu birkaç vurguyu yaparak konuşmamı tamamlayacağım. Devleti meşruiyet kaynağı olarak gören bu zihniyetten kurtulmak özgür toplum demokratik yaşam için şarttır. Eskiyi restore etmek çare değildir. bir süre sonra aynı sıkıntılara düşmemiş neredeyse mukadderdir. Elbette mevcut otoriter gidişattan yeni rejimin, AKP MHP’nin oturtmaya çalıştığı yeni rejim sürecini durdurmaktan vazgeçmek ya da geri durmak söz konusu olamaz.
 
 Bizim parti olarak stratejik hedefimiz bu iktidar bloğunun kurmaya çalıştığı rejimin yerleşmesini engellemek ve elbette bu iktidarı mutlaka seçimlerle demokratik yollarla yenmektir. Ancak bunu yaparken önümüze hedef de koyuyoruz. Kaybettirmek yetmez birlikte kazanmamız gerekiyor. Yani bütün toplumun kazanacağı yollara yöntemlere ve siyasete ihtiyacımız var. Kaybettirmek önemlidir yeni bir başlangıç için çok değerli bir adımdır ama bütün toplumun kazanacağı yolları açmadan kaybettirmenin de sadece kısır döngüyü bir süre sakinleştirmek ve krizleri ertelemek gibi bir sonuç doğurabileceği tehlikesi de herkesin mutlaka görmesi gerektiği inancındayız. Eşit yurttaşlık hedefine yönelik özgür bir toplum sözleşmesi ve büyük barış ve demokratik cumhuriyet. Yeni yüzyılda hedefimiz budur. Bu hedefimize bütün alanlarda çalışmalarımızı ortak zeminlere taşımak ve yürüyüşümüzü birlikte büyütmekle ulaşabileceğimize inanıyorum Bunu başaracak güç irade bu toplumda vardır bu iradeyi hakim kılacak asıl sorumluluk sahipleri de burada bulunan bizler ve bulunmayan geniş dostlar kesimidir. Bir araya gelince mutlaka kazanacağız.”
 
BULDAN: BU BİR BAŞLANGIÇ
 
 Katılımcıları Kürtçe ve Türkçe selamlayan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, şöyle konuştu: “Konferansta iki gün sürecek değerli tartışmalarla hem yaşadığımız süreçleri hem de ikinci yüz yılında Cumhuriyeti demokrasiyle buluşturma yollarını hep birlikte konuşacağız, tartışacağız, ortak fikirlerde buluşacağız. Bu çalışmalarımızda ezilen halkların, sınıfların, kadınların, ötekileştirilen, ayrımcılığa ve baskıya uğrayan tüm inanç ve kimliklerin Cumhuriyetin ikinci yüzyılında eşit yurttaşlık taleplerini hep birlikte konuşacağız. Halkların Demokratik Partisi olarak bu konferansı yeni bir başlangıç olarak ele alıyoruz. Önümüzdeki süreçte Demokratik Cumhuriyet konferanslarını daha geniş katılımlarla tematik buluşmalarla sürdürmeye devam edeceğiz. Bu anlamda konferansın sonuçları bundan sonraki çalışmalarımıza da önemli bir ışık tutacaktır ve bu ışığın yolunda, izinde yürümeye devam edeceğimizi belirtmek isterim.
 
DEMOKRATİK CUMHURİYET BİRLİKTELİĞİ
 
Savaşın, sömürünün, yoksulluğun, toplumsal krizlerin peş peşe yaşandığı bir dönemde, krizlerden hep birlikte çıkmak için demokrasi, barış ve adalet mücadelesini daha da büyüteceğimiz önemli bir sürecin içerisinde geçtiğimizi belirtmek isterim. Siyasetin gittikçe daha fazla masa başı planlarına ve paylaşım hesaplarına dönüşmeye başladığı bir zaman aralığından geçiyoruz. Bu iklimde, toplumun tüm ötekileştirilmiş ve ezilen kesimleriyle birlikte en geniş ‘Demokratik Cumhuriyet Birlikteliğini’ oluşturmak temel hedefimizdir, aynı zamanda HDP’nin mücadele hattıdır. Bu birlikteliği ortak değerler etrafında toplumsallaştırmak ve birlikte inşa sürecine dönüştürmek için en güçlü çabayı göstereceğimizden hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
 
TEKÇİLİK BÜTÜN KIRILMALARIN NEDENİDİR
 
Tekçiliğe, ret ve inkâra, baskıya, yasaklara dayalı, demokrasiyi sürekli olarak dışlayan, toplumsal hak taleplerini yok sayan, otoriter bir sistemin yarattığı çok büyük krizleri Türkiye toplumu ve Türkiye halkları olarak bu süreçte yaşıyoruz. Kürtleri, Alevileri, Ermenileri, bütün inanç ve kimlikleri, kültürleri ve anadilleri, tüm farklılıkları, renkleri, kadınları, gençleri, emekçileri dışlayan bir aklın yaratmaya çalıştığı tekçilik hegemonyası, bugün yaşanan büyük toplumsal, tarihsel ve siyasal kırılmanın esas nedenidir. Fabrikada iş kazasında bir işçiyi kaybettiğimizde sistem sermaye sahibine arka çıkıyorsa, sokak ortasında katledilen bir kadına karşı sistem erkek faili savunuyor ve koruyorsa, eşit yurttaşlık talep eden Alevi toplumuna sistem tek bir mezhebi dayatıyorsa, Kürtlerin bir halk olmaktan kaynaklı iradesi, eşit yurttaşlık hakları ve anadili inkâr edilip, yasaklanıyorsa, kayyım rejimiyle yerel demokrasi ve halkın yerel yönetimlerdeki iradesi gasp ediliyorsa, sistem işkenceye maruz kalanı değil, işkenceciyi koruyor ve cezasızlıkla ödüllendiriyorsa, kamunun gücüne dayanarak suç işleyenler karşısında sistem, suçun ve suçlunun üzerini kapatıyor, hukuku askıya alıyorsa, hukukun yolsuzluklardan hesap sorması engelleniyorsa, farklı yaşam tarzları hedef alınıyorsa, özgürlükler her gün yasaklar cenderesine alınıyorsa; işte bütün bunlar ülkeye dayatılan rejimin yarattığı büyük tahribatlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu da bu ülkeyi çöküşe götürmektedir.
 
DEMOKRATİK CUMHURİYET ÇÖZÜM ANAHTARIDIR
 
Cumhuriyetin ikinci yüz yılında, güçlü demokrasiyle buluşturulması tarihsel bir zorunluluk olarak herkesin önünde durmaktadır. Cumhuriyetin ikinci yüz yılında güçlü bir toplumsal barışla, gerçek bir adaletle ve evrensel hukukla, temel insan haklarıyla, toplumsal cinsiyet eşitliğiyle, emeğin hakkıyla ve ekolojik bir yaşamla buluşturulması hepimiz açısından tarihsel bir görevdir. Çünkü ‘Demokratik Cumhuriyet tüm sorunların çözüm anahtarıdır.’ Katılımcı demokrasi, müzakereci demokrasi anlayışı etrafında, halkın iradesini ve mutabakatını esas alan yeni bir kurucu akılla, yeni bir siyaset anlayışıyla bu hedefe hep birlikte yürüyebiliriz. İşte bu kurucu akıl da halklarımızın ortak iradesinde elbette mevcuttur. Mesele, siyasetlerin kazanması değil, eşit ve özgür bir ülkede yaşamak isteyen 85 milyona bir demokrasi döneminin kazandırılmasıdır. Bu dönem kesinlikle ve kesinlikle başlayacaktır.
 
KÜRT SORUNUN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ
 
Bu ülkedeki bütün sorunlara kaynaklık eden Kürt sorununun çözümsüzlüğü, cumhuriyetin demokrasiyle buluşmasının önündeki en büyük engellerden biridir. Kürt sorunu cumhuriyetle demokrasi arasındaki en büyük çatlağı oluşturmaktadır. Cumhuriyet ve Cumhuriyete bağlı olarak ülkemizde yaşanan tahribatları, bugün burada sıralamak ne zamanımıza ne günlerimize yetmeyecektir. Bu çatlağı görebilirsek, Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümü için bir şans doğacak ve özgür birlikteliği esas alan bir toplumsal mutabakatı hep birlikte güvenceye alacağız. Bu nedenle; meselenin demokratik çözümü ve kalıcı bir barış, Cumhuriyetin demokratikleşmesi açısından tarihsel bir rol oynayacaktır. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında esas olan; sadece Kürtlerin kazanması değil, dışarıda bırakılan tüm kesimlerin, bütün halkların bir araya gelerek ortak Demokratik Cumhuriyet’i kazanmasıdır. Hakikatlerle cesaretle yüzleşmek, hesaplaşmak, onarıcı bir adalet temelinde toplumsal yaraları sarmak, bir daha aynı acılı süreçlerin yaşanmayacağına dair en güçlü teminat olacaktır. Kadınların eşit ve özgür yaşamının yine, farklı yaşam tarzlarının özgürlükçü laiklik anlayışıyla inşa edilmesi, demokratik cumhuriyetin olmazsa olmazıdır. Bir ülke, bir cumhuriyet ancak kadınların özgürlüğü ve eşitliğiyle gerçek bir demokratik öze ve düzeye kavuşabilir.
 
YENİ BİR TOPLUMSAL SÖZLEŞME
 
Bu topraklardaki bütün kadim inançların eşitliği ve özgürlüğü, demokratik cumhuriyete giden yolda önemli bir adım da olacaktır. İşte bütün bu inşayı hak temelli ve eşit yurttaşlığa dayanan yeni bir toplumsal sözleşmeyle ancak başarabiliriz. Cumhuriyetin demokratikleşmesi; bireyi ret etmeyen bir toplum, farklılıkları esas alan demokratik birlik; demokrasi, hukukun üstünlüğü, inanç özgürlüğüne dayanan bir “demokratik anayasa” ile mümkündür. Bu mümkünü gerçeğe dönüştürmek, ilk yüzyılda dışarıda bırakılanların düşünü, hayatın kendisi haline getirmek bizlerin elindedir. Bizlerin görevidir ama aynı zamanda hepimizin sorumluluğudur. Bu miladın startını vermek için ortaklıklarımız ve farklılıklarımızla bir araya gelmeye, ittifaklar üretmeye, özellikle de bu dönemde çok büyük ihtiyacımız var. Merkeziyetçiliğe karşı güçlü yerel demokrasiyi, oligarşiye, vesayete ve statükoya karşı demokratik cumhuriyeti, temsili demokrasi yerine katılımcı, müzakereci güçlü demokrasiyi koymanın zamanı gelmiştir ve geçiyor. 7’den 70’e kadar örgütlenerek Demokratik Cumhuriyet’e katkıda bulunmalı, tuğla tuğla örerek bir çatı altında mutlaka buluşmalıyız. Cumhuriyetin ikinci yüz yılına girerken, zamanın ruhu, kurucu siyaseti elbette bizleri çağırıyor. Statüko ve restorasyon değil, yeni yaşama davet kurucu siyasetin bir yol haritasıdır.
 
HEP BİRLİKTE BÜYÜK KAZANACAĞIZ
 
Bizler, her gün büyütmekte olduğumuz demokrasi ittifakımızla, yine bu ülkenin demokratları, aydınları, siyasetçileri, insan hakları savunucuları, emekçileri, kadınları ve gençleri olarak bu kurucu siyasetin hepimiz sahibiyiz. Yeni dönemin sahibi de bizler olacağız. Türkiye halkları olacaktır.  Bundan hiç kimsenin kuşkusu ve kaygısı olmasın. Birbirimizi anlayarak, dayanışmamızı daha fazla büyüterek, daha fazla yan yana gelerek, ortak değerler etrafında toplanarak, kazanmanın yollarını kesinlikle bulacağız ve çok büyük kazanacağız. Bu konferansla birlikte, Demokratik Cumhuriyet yürüyüşümüzün yeni bir hikâyenin başlangıcı olacağına inancımız tamdır. İlk yüzyıl biterken ortak inşa iradesi geliştirme imkânını hep birlikte yaratacağımıza olan inancımız tamdır. Bugün burada sizlerin yapacağı katkılar, sunumlar, bu konferansın geleceğimizi belirleme açısından önemli olduğunu ifade ediyorum.”
 
Açılış konuşmasının ardından konferans “Cumhuriyet: Yüzyılın muhasebesi” başlıklı birinci oturumla devam ediyor.
 

Diğer başlıklar

07:53 Kar kış dinlemeden nöbetteler
00:17 Nöbet 4’üncü gününe girdi: Wan halkı bir kez daha başaracak
13/02/2025
23:56 Wan’da nöbet sürüyor: Asla boyun eğmeyeceğiz
23:52 ‘Özgürlük Yürüyüşü’ne Alman polisi saldırdı
23:23 Wan Barosu ve ÖHD belediye önünde: Bu hukuksuzluktan vazgeçin
23:13 ‘Kent Uzlaşısı’ operasyonunda 10 tutuklama
22:57 Macron: Fransa QSD’ye borçludur
22:40 ‘Kent Uzlaşısı’ operasyonu: Delil bulamayan savcı 10 yıllık HTS kayıtlarını inceletti
22:24 Çewlîg-Amed yolunda kaza: En az 4 ölü 32 yaralı
22:17 Avrupa Parlamentosu’ndan kayyım uygulamasının kaldırılması çağrısı
22:05 Şerife Muhammedi’ye ikinci kez idam cezası verildi
21:43 Wan direnişinde tarihi anlar: On binler belediyenin önünde
20:55 Anbar'da 5 DAİŞ'linin cenazesi bulundu
20:51 Nöbet eyleminde gençlik forumu: Gün Dewrimci Kawa olma günüdür
20:43 Cemil Bayık açıkladı: Rêber Apo’dan bir mektup ulaştı
20:34 Tuncer Bakırhan: Sayın Öcalan demokratik bir Türkiye çağrısı yapacak
20:28 Saliha Aydeniz: Sayın Öcalan'ın özgür olup barış için etkin rol almalı
19:40 DEM Partili milletvekilleri: AKP halkı zehirliyor
19:34 Brüksel'de NATO Savunma Bakanlar toplantısı
19:11 CPT üyesi Osman: Türkiye, köyleri 7 defa bombaladı
19:07 Farklı inanç bileşenlerinden Kuzey ve Doğu Suriye'ye destek
18:45 ABD ve Ukrayna maden kaynakları için masaya oturdu
18:43 TÜSİAD'tan kayyım ve tutuklamalara tepki
18:39 Wan’daki sanatçılardan çağrı: Tüm sanatçıları direniş nöbetine çağırıyoruz
18:30 Koçyiğit: İmralı’dan gelecek çağrıyla komplocular kaybedecek Kürt-Türk ittifakı barışı kazanacak
18:15 Ablasının fotoğrafını paylaşan Sert’e beraat
18:10 Bahçeli'den Trump'a Gazze tepkisi
18:05 Kadınlar Abdullah Öcalan için yürüdü: Özgürlüğümüz onun özgürlüğüne bağlı
18:00 Tireliler yol projesine karşı direnişe başladı
17:58 Tişrîn'de direniş 37'nci gününde
17:49 Wanlılar direniyor: Katliamlara boyun eğmedik, kayyıma hiç eğmeyiz
17:27 Fransa'da üç günlük uzun yürüyüş başladı
17:24 Salihli’de gözaltına alınanlar serbest
17:21 ICRC, Rusya-Ukrayna savaşında kayıp 50 bin kişinin izini sürüyor
17:04 31 yıllık tutsağın tahliyesi 4’üncü kez ertelendi
16:45 Temelli: Demokratik dönüşüme herkes katılmalı
16:31 Wan’da 8 Mart ve Newroz’da toplu taşıma ücretsiz olacak
16:30 CHP’li belediyelere operasyonda 10 kişiye tutuklama talebi
16:09 'Licik’teki maden felaketi geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurdu'
15:51 Amed’de 216 kırsal mahallenin yolu ulaşıma açıldı
15:47 Valiliğin ‘Şêx Seîd’ kararına tepki: Kürtler 100 yıldır ayakta
15:36 Artuklu Belediyesi Eşbaşkanı'na ceza talebi
15:33 Xana Axpar’da ‘yüksek fatura’ tepkisi
15:31 Pervin Buldan’dan Demirtaş ve Mızraklı’ya ziyaret
15:24 Wan’da nöbet: Öcalan’ın açıklamalarına kulak verin, halkın iradesine saygı duyun
15:21 Zeydan’a verilen cezaya tepki: Wan halkı yalnız değildir
15:15 Şengal’de katledilen 32 yurttaşın kimlikleri yıllar sonra açıklandı
15:10 Irak Cumhurbaşkanlığı, Kişisel Statü Yasasını onayladı
15:10 Binarê Qendîl bombalandı
15:09 Özelleştirmeye karşı yürüyüş bakanlık önüne son buldu
14:46 Ege Denizi'nde 2 bin 200 deprem
14:37 SES'in Hacettepe Hastanesi'ndeki odası boşaltıldı
14:27 Sûr davasından yargılanan Atalay’a 11 yıl 3 ay ceza
14:01 AKP'li Zengin, Gergerlioğlu için 'vasi' tayin talebiyle mahkemeye başvurdu
13:15 Santorini'de hareketlilik: Volkan yatağı 6 santimetre kaydı
12:15 Akdeniz Belediyesi’nde 4 kişi daha işten çıkarıldı
12:06 Wan'da nöbet sürüyor: Şölen öncesi coşkulu bekleyiş
12:06 Hêlîn Ümit: Çağrının içeriği önümüzdeki günlerde netleşecek
12:04 Xarpêt'te şüpheli kadın ölümü
12:03 Valilikten Şêx Sêid anmasına yasak!
11:34 İstanbul’da gözaltındakiler adliyeye sevk edildi
11:29 Avukatlar İmralı’ya gitmek için başvurdu
11:02 Wan'dan 'Daha önce başardık, yine başaracağız' mesajı
09:54 Zeydan: Wan duruşuyla herkese umut ve gurur yaşatıyor
09:51 Gazeteci Sever: Kim hangi stratejiyi kurarsa kursun QSD'yi görmek zorunda
09:30 Bir Grup Müslüman Aydın: Meclis sorumluluk almalı, toplumsal katılım sağlanmalı
09:27 3 kentte gözaltı
09:25 Mehmet Öcalan: Çözüm herkese nefes aldıracak
09:17 Wanlılar: Belediyemizi vermeyeceğiz
09:14 HDK barışın toplumsallaşmasında ısrarlı
09:13 Germiyanî: Gazetecilerin katledilmesine karşı uluslararası tutum şart
09:12 ‘Koma Vejîn’ kuruldu: Komünal müzik için bir araya geldiler
09:11 Her 15 Şubat'ta oruç tutuyor: Komplocular kaybedecek
09:05 Tahliyeye 'açlık grevi' engeli
09:04 Erdemirci: 26 yıl önceki ruhla yeni sürece sahip çıkılmalı
09:00 13 ŞUBAT 2025 GÜNDEMİ
08:55 KCK: Çağrı yapanlar koşulları sağlamalı
08:48 16 kent için sarı kodlu uyarı
08:03 Halk 3 gündür belediye önünden ayrılmıyor
12/02/2025
23:14 103 kişinin hayatını kaybettiği apartmanın müteahhidi tahliye edildi
22:14 Amedspor sahasından galip ayrıldı
22:08 ‘#VanHalkıİradesininYanında’ tagı başlatıldı
21:22 Uzun Yürüyüş 23’üncü gününde
20:57 ‘Wan halkı 14-0’lık sonuçla demokrasi dersi verdi’
20:45 Binlerce kişi belediye önünde: İşgalcilere yol vermeyeceğiz
20:34 Trump ve Putin görüştü
20:32 AKP’li yöneticiye ‘MİT mensubu’ operasyonu
19:35 Ankara’da gözaltına alınanlar serbest bırakıldı
19:27 Binler alanlarda uluslararası komployu kınadı
19:20 Ağırlaştırılmış müebbet istenen fail tutuklanmadı!
19:14 Eyn Îsa ve Girê Spî bombalanıyor
19:11 KHK eylemi 318'inci haftasında: Kazanacağız
19:07 Cenevre eylemi: Onurlu barış için hazırız
18:40 Zeydan’a verilen ceza Amed’de protesto edildi: AKP büyük yanılgı içinde
18:37 CHP, DDK’nin artırılan yetkilerini AYM’ye taşıdı
18:19 Bilecik’te kadına saldırı
18:16 Yerlikaya, Suriye Geçici Hükümeti İçişleri Bakanı ile görüştü
18:13 Ankara’da gözaltına alınan 8 kişi savcılığa sevk edildi
18:08 Zeydan: Kimse bizden daha güçlü değil
18:01 Bakırhan’dan Bahçeli’ye ‘geçmiş olsun’ telefonu
17:41 Kadın cinayetine ağırlaştırılmış müebbet
17:38 Licik’te maden kapasite artışına ret
17:31 Putin, Şara ile görüştü
17:31 AB'de 'basın özgürlüğü ihlali' raporu: Türkiye'de 317 ihlal yaşandı
17:29 Mersin’de 3 tutuklama
17:23 Milletvekillerinden komisyonda Zahide Yetiş tepkisi
17:08 DBP ve DEM Parti Eş Genel Başkanlarından Vanspor’a Destek
17:04 Semsûr'da iş cinayeti
16:57 KFC işçilerinden eylem
16:56 Grevdeki işçilere ziyaret
16:41 Avukat Karakaş'ı ezmeye çalışan polis amirine 13 yıl ceza
16:40 İran’ın alıkoyduğu Suhrabî'den haber alınamıyor
15:48 MA Müzik’ten DEM Parti Genel Merkezi’ne ziyaret
15:31 Akdeniz'deki nöbette Zeydan’a ceza verilmesine tepki
15:15 Türkiye Binarê Qendîl'i bombaladı
15:07 IFJ’den Suriye Gazeteciler Sendikası'nın feshine tepki
15:06 Can Atalay'ın serbest bırakılmasını isteyen 13 avukata soruşturma
14:47 Bakanlığın okullara gönderdiği 'grev' yazısına sendikalardan tepki
14:46 Rojvelat Kızmaz’ın ailesi: Sorumlular hesap versin
14:17 Avukat Betül Vangölü Kozağaçlı tahliye edildi
14:17 Amedspor, Gençlik ve Spor İl Müdürü’nü istifaya çağırdı
14:05 Adana'da 8 Mart mitingine çağrı
13:56 Köylüoğlu için mevlit: Ardılları hakikat mücadelesini sürdürecek
13:52 İmamoğlu’nun iddianamesi kabul edildi
13:36 Gazeteci Akyüz’ün ev hapsi kaldırıldı
13:33 Gazeteci Yılmaz gözaltına alındı
13:33 Yargıtay Ayşe Gökkan'a 'üyelik'ten verilen cezayı bozdu
13:29 Savcı değişti, taciz faili müftüye yine tutuklama yok!
13:17 Wan’da kitlesel eylem: Halk çözümsüzlük politikalarına cevap verecek
13:12 Strasbourg mitingine çağrı
12:52 DBP Amed’de kongreye gidecek
12:39 Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri: İradeye saygı gösterilmeli
12:37 Salihli'de 18 kişi gözaltına alındı
12:06 Zeydan’a ceza verilmesi protesto edildi
11:48 AYM’den gazeteci Yelda Çiçek'e verilen cezada ihlal kararı
11:37 Sur davasında bozma gerekçesine direnen savcılık ceza istedi
11:31 Katledilen 2 kadın gazetecinin fotoğrafına saldırı
11:30 DBP MYK: HDK'ye saldırılara karşı mücadele edeceğiz
11:29 İzmir’de tsunami riskine karşı önlem
11:28 Kazanhan'ı katleden polis 1 yıldır yakalanmadı
11:15 İşçi servisi kaza yaptı: 10 yaralı
10:41 Marmaris'te yat limanı kararı iptal edildi
10:40 Gazeteci Öznur Değer’in tutukluluğuna itiraz
10:25 Özlem Gürses’in ev hapsi kaldırıldı
10:01 ‘Kent Uzlaşısı’ hedefte: İktidar CHP’yi çözümün dışında tutmak istiyor
10:00 Karadeniz'de 3 kentte taş ocağı
09:58 DEM Parti PM Üyesi Sinemillioğlu gözaltına alındı
09:54 Amed'de kar yağışı
09:49 Kanser hastası Karapınar: Onurlu tedavi hakkı istiyorum
09:15 DBP Kadın Meclisi Sözcüsü: Çözüm Öcalan’ın özgürlüğüyle mümkün