Demokratik Cumhuriyet Konferansı: Yeni yaşama davet kurucu siyasetin yol haritasıdır

İSTANBUL - Demokratik Cumhuriyet Konferansı'nın açılış konuşmasını yapan HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, cumhuriyetin ikinci yüz yılında kurucu siyasete işaret ederek, “Statüko ve restorasyon değil, yeni yaşama davet, kurucu siyasetin yol haritasıdır” dedi.
 
 
Cumhuriyetin ikinci yüz yılında “Nasıl bir Türkiye” tartışmalarının yürütüleceği Demokratik Cumhuriyet Konferansı başladı. Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) İstanbul Cem Karaca Kültür Merkezi’nde düzenlediği konferansa, aydın, yazar, siyasetçi, akademisyen ve gazeteciler katıldı. Konferans, HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın açılış konuşmasıyla başladı.
 
'HEDEF DEMOKRATİK CUMHURİYET' 
 
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, kritik bir eşikte bulunulduğunu ve toplumun büyük bir kesiminin bu krizden çıkış aradığını belirtti. Bu konferansı, yan yana yürüyerek çözüm bulmak için düzenlediklerini ifade eden Sancar, hedeflerinin cumhuriyetin yeni yüzyılına girerken, demokrasiyi geri dönülmez bir şekilde yerleştirmenin yollarını birlikte aramak olduğunu kaydetti. 
 
“Demokratik Cumhuriyet Konferansın esas amacı da birlikte üretmek birlikte yürümek ve birlikte başarmaktır” diyen Sancar, hedefin demokratik cumhuriyet, özgür vatan, eşit yurttaşlık, birlikte yaşam sözleşmesi ve toplum sözleşmesi olduğunu vurguladı. 
 
CUMHURİYET KAVRAMININ KAZANIMLARI
 
 Sancar’ın konuşmasının devamı şöyle: “Tarihi anlatmayacağım, konferans deyince uzun uzun konuşacağım gibi bir şüphe uyanabilir. Kürsüyü görünce konferans adı altında konuşma yapınca ‘uzun sürer mi’ diye şüphelenmeyin. Olabildiğince kısa bir sunuş yapacağım. Bugün çok değerli akademisyenler, yazarlar fikirlerini sunacaklar. Cumhuriyet kavramının barındırdığı önemli kazanımlar var. Bunların başında hiç şüphesiz meşruiyeti gökyüzünden koparıp yer yüzüne indirmesidir. Bir diğer önemli özelliği de toplumsal ilişkileri yurttaşlık temeline oturtmasıdır. Cumhuriyet deyince aklımıza gelen bu iki özellik önemlidir. Her cumhuriyet fikri ve modeli için kazanım sayılır. Ama bunların tek başına yetmediğini bizler bu ülkede acı tecrübelerle yaşadık, görüyoruz ve yaşamaya devam ediyoruz. Meşruiyetin gökyüzünden yeryüzüne indirilmesi, gelenekten koparılıp siyasal alana taşınması tek başına özgürlüğü ve demokrasiyi getirmiyor. Çünkü meşruiyetin nerede nasıl başlayacağı burada bu belirlemelerle ortaya çıkmıyor.
 
KURULUŞUNDAN BU YANA TEKÇİ ANLAYIŞ
 
İşte yaşadığımız yüzyıllık tecrübe bunun en önemli işaretidir. Konferansın başlangıcı, yüzyılın muhasebesi olacaktır. Esas olan yurttaşlığın eşit temele oturtulması, meşruiyetin de topluma devredilmesidir. Oysa bizde yaşanan bunun tersi olmuştur. Meşruiyet gökyüzünden indirilmiştir ama topluma değil, devlete tevdi edilmiştir. Yani meşruiyetin kaynağı devlet ve devletin çıkarları olmuştur. Özgürlük burada devletin tanıdığı ve tanımladığı çerçevede var olabilmiştir, kimlikler devletin hoş gördüğü ve çizdiği bir çerçeve içinde yaşam bulabilmiştir. Böyle bir yurttaşlık anlayışının özgürlük sıfatıyla alınmasının mümkün olmadığını söylemekte herhangi bir zorluk yoktur. Yurttaşlık burada soyut ve tek tip bir insan yaratma anlayışına odaklanmıştır. O nedenle cumhuriyet kuruluşundan bu yana tekçi anlayışı esas almıştır. Özgür toplum, özerk birey anlayışından uzak kalmıştır. Arada parantezlerde yaşandı ama bu zihniyet günümüze kadar varlığını sürdürmüştür.
 
TÜRKİYE’YE YÜZYIL KAYBETTİRDİ
 
Otoriter modernlikten, demokratik modernliğe geçiş çabaları elbette oldu. Geçmişte kuruluş sürecinde de oldu belki, sadece 1920 Anayasa’sına genel olarak atıf yapmak yeterlidir, ancak bu da bir parantez olarak kalmıştır. Sonrası gelmemiş, tam tersine tekçi anlayış bu cumhuriyetin belirleyici özelliği olmuştur. Topluma güvenmemek, toplumu meşruiyetin kaynağı olarak görmemek, özgür bireyi kurucu özne olarak tanımamak, kimlikleri farklılıkları reddetmek, bizleri yüz yıldır kısır döngü içinde yaşatıyor. Bu kısır döngü sürekli kriz ve çatışma üretiyor. Çok tipik alanlar en başta Kürt sorunu ama inançlar alanında da aynı sorunları yaşıyoruz. Yani Kürt sorununa tekçi inkarcı yaklaşım, cumhuriyetin bu ‘korporatist’ diyeceğimiz özelliğinin dayatmacı toplumu şeklinde kendisinde görmesinin en önemli sonucudur. Bugüne kadar cumhuriyetin demokrasi ile buluşamamasının başında en önemli engellerden biri, Kürt sorununun demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi bir temelde çözülememiş olmasıdır. Aynı şey inanç toplulukları için de geçerli. Başta Aleviler olmak üzere, pek çok inanç grubu kendi kimliğini yaşama imkanı bulamamaktadır. Zaman zaman çeşitli açılımlar yapıldığı iddia edilse de yapılan şey devletin bu kimlikleri tanıması değil, tanımlamaya çalışmasıdır. Son zamanlarda gördüğümüz şey de bunun çarpıcı örneğidir.
 
TEMEL SORUNLARLA YÜZLEŞMEK
 
Demokrasiye giden yolu açabilmek, cumhuriyeti demokrasi ile buluşturup geliştirmek ve kopmaz bir bağ içine yerleştirmek, bizim temel sorunlarımızla gerçekçi bir şekilde yüzleşmemize bağlıdır. Bu yüzleşme bize yeni yolları da göstermeyi ve görmemizi mümkün kılacaktır. Yeni yüzyıl toplumun kendisini özgür olarak yaşayabileceği yeni bir cumhuriyet, demokratik cumhuriyet yüzyılı olarak hedeflenmelidir. Bizim bu konuda parti programımız açık. Sadece o konudaki maddeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Partimiz, mevcut merkeziyetçi otoriter anti-demokratik siyasal sisteme, düzene itirazı olanların gücünü açığa çıkarmayı ve bu gücü örgütleyerek demokratik ve özgürlükçü bir siyasal düzen yaratmayı hedefler. Emekçilerin ve halkların eşit ve özgürce yaşadığı demokratik bir cumhuriyete ulaşma. Farklılıkların eşit ve gönüllü beraberliğine dayalı bir toplumsal yaşam, özgürlükçü ve demokratik bir Türkiye hedefini önüne koymaktadır.
 
SİYASETİ ÖZGÜRLEŞTİRMELİYİZ
 
Bugüne kadar yaptıklarımız var yapamadıklarımız var eksiklerimiz ve belki de yanlışlarımız var. Bunları zaman içerisinde tartışarak düzeltmek ancak birlikte olmakla birlikte yürümekle ve birlikte konuşmakla mümkündür. Toplumun bütün kesimleriyle böyle bir temasın çok büyük bir dönüştürücü etkisi olacağına yürekten inanıyoruz. Başka zamanlarda söylediğim gibi bu kapsamlı anlamıyla temas mutlaka dönüştürür. Bu dönüştürme de mutlaka bizim çerçevede belirlediğimiz hedefe doğru olmalıdır. Aksi takdirde yüzyıldır yaşadığımız acılar yıkımlar önümüzdeki yüzyıla ağırlaşarak devredilecektir. Şimdi ihtiyacımız olan şey siyaseti tam anlamıyla özgürleştirmek bireyi özne olarak kabul etmek toplumdaki bütün farklılıklarının eşit birlikte yaşam imkanlarını yaratmak ve bir büyük barışı kurmaktır.
 
BÜYÜK BARIŞI KURABİLİRİZ
 
Büyük barışı ancak bu temelde kurabileceğimize inanmamız gerçekten önemli. Ancak farklılıklarımızı eşit yaşama şartlarını yarattığımızda büyük barışı kurabiliriz. Ancak özgürlüğü bu toplumun kurucu dinamiği haline getirdiğimizde kendilerini özgürce ifade edebildiği eşit yaşadığını hissettiği bir yaşam kurduğumuzda yaratabileceğiz. O nedenle bizim buradaki hedefimizde yine büyük bir toplumsal sözleşme özgür bir toplum sözleşmesi. Toplum sözleşmesi ihtiyacımız da var, toplumsal sözleşme ihtiyacımız da var. Çünkü otoriter gelenek otoriter cumhuriyet zihniyeti kendisini sürekli başka formlarda yeniden ürettikçe bizleri bir arada yaşayan bir topluluk olarak bir şekilde biçimsiz ya da harçları zayıf bir topluluk olarak var olmaya mahkum ediyor. Oysa toplum olarak aynı zamanda kamusallığı paylaşmak demektir. Yani kamusal alanı birlikte yaratmak demektir. Türkiye maalesef toplum olmaktan da uzaklaşmaktadır, o yüzden şimdi toplum sözleşmesi kurmaya ihtiyaç vardır. Bu konuda ciddi çabalara ihtiyaç vardır. Bunun şartı da farklılığımızı eşit bir şekilde yaşayabileceğimiz özgür bir yaşam inşa etmektir. Onun üzerine elbette toplumsal sözleşme de gelecektir. Bunun adına ‘anayasa’ diyebiliriz. Toplumsal sözleşmenin hukuki formu anayasadır ama birlikte yaşamın temel ilkelerini kurmak anlamında bir toplumsal sözleşmeyi de toplumun en geniş kesimlerinin özgür katılımı ile kurmamız gerekiyor.
 
ACILARLA YÜZLEŞME MECBURİYETİMİZ VAR
 
Yüzyıl kavşağındayız, yüzyılın muhasebesini bütün acıları bütün tahribatları ve sorunları ile birlikte gerçekçi bir biçimde önümüze koyma mecburiyetimiz vardır. Gelecek yüzyılı aynı acılarla, aynı yıkımlarla, aynı kısır döngülerle yaşamamak için. Bu kısır döngüyü kırmak zorundayız. Siyasal yelpazenin her kanadında yer alan çeşitli akımlar bu zihniyeti bir şekilde sürdürmeyi kendileri için bir büyük avantaj olarak görüyorlar. İşte bizler şimdi yeni yaşamı, yeni bir başlangıçla demokratik cumhuriyete gidecek şekilde kurma görevi ile karşı karşıyayız. Bu kısır döngüyü kıramazsak, eski kodlarla restorasyon çabaları arasına sıkışıp kalacağız.
 
TEK ÇIKIŞ DEMOKRATİK ÖZGÜRLÜK
 
Ne mevcut mevcut rejim ne restorasyon çıkış olabilir. Tek çıkış yeni demokratik özgür bir başlangıçtır. Bunun için de hepimizin birlikte düşünmeye üretmeye ve yürümeye ihtiyacı vardır. Büyük bir demokrasi birlikteliğini demokratik cumhuriyet ortak hedefiyle mutlaka gerçekleştirecek iradeyi bu toplumun en geniş kesimlerinde ortaya çıkarmaktır. Daha fazla uzatmayacağım. Son olarak şu birkaç vurguyu yaparak konuşmamı tamamlayacağım. Devleti meşruiyet kaynağı olarak gören bu zihniyetten kurtulmak özgür toplum demokratik yaşam için şarttır. Eskiyi restore etmek çare değildir. bir süre sonra aynı sıkıntılara düşmemiş neredeyse mukadderdir. Elbette mevcut otoriter gidişattan yeni rejimin, AKP MHP’nin oturtmaya çalıştığı yeni rejim sürecini durdurmaktan vazgeçmek ya da geri durmak söz konusu olamaz.
 
 Bizim parti olarak stratejik hedefimiz bu iktidar bloğunun kurmaya çalıştığı rejimin yerleşmesini engellemek ve elbette bu iktidarı mutlaka seçimlerle demokratik yollarla yenmektir. Ancak bunu yaparken önümüze hedef de koyuyoruz. Kaybettirmek yetmez birlikte kazanmamız gerekiyor. Yani bütün toplumun kazanacağı yollara yöntemlere ve siyasete ihtiyacımız var. Kaybettirmek önemlidir yeni bir başlangıç için çok değerli bir adımdır ama bütün toplumun kazanacağı yolları açmadan kaybettirmenin de sadece kısır döngüyü bir süre sakinleştirmek ve krizleri ertelemek gibi bir sonuç doğurabileceği tehlikesi de herkesin mutlaka görmesi gerektiği inancındayız. Eşit yurttaşlık hedefine yönelik özgür bir toplum sözleşmesi ve büyük barış ve demokratik cumhuriyet. Yeni yüzyılda hedefimiz budur. Bu hedefimize bütün alanlarda çalışmalarımızı ortak zeminlere taşımak ve yürüyüşümüzü birlikte büyütmekle ulaşabileceğimize inanıyorum Bunu başaracak güç irade bu toplumda vardır bu iradeyi hakim kılacak asıl sorumluluk sahipleri de burada bulunan bizler ve bulunmayan geniş dostlar kesimidir. Bir araya gelince mutlaka kazanacağız.”
 
BULDAN: BU BİR BAŞLANGIÇ
 
 Katılımcıları Kürtçe ve Türkçe selamlayan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, şöyle konuştu: “Konferansta iki gün sürecek değerli tartışmalarla hem yaşadığımız süreçleri hem de ikinci yüz yılında Cumhuriyeti demokrasiyle buluşturma yollarını hep birlikte konuşacağız, tartışacağız, ortak fikirlerde buluşacağız. Bu çalışmalarımızda ezilen halkların, sınıfların, kadınların, ötekileştirilen, ayrımcılığa ve baskıya uğrayan tüm inanç ve kimliklerin Cumhuriyetin ikinci yüzyılında eşit yurttaşlık taleplerini hep birlikte konuşacağız. Halkların Demokratik Partisi olarak bu konferansı yeni bir başlangıç olarak ele alıyoruz. Önümüzdeki süreçte Demokratik Cumhuriyet konferanslarını daha geniş katılımlarla tematik buluşmalarla sürdürmeye devam edeceğiz. Bu anlamda konferansın sonuçları bundan sonraki çalışmalarımıza da önemli bir ışık tutacaktır ve bu ışığın yolunda, izinde yürümeye devam edeceğimizi belirtmek isterim.
 
DEMOKRATİK CUMHURİYET BİRLİKTELİĞİ
 
Savaşın, sömürünün, yoksulluğun, toplumsal krizlerin peş peşe yaşandığı bir dönemde, krizlerden hep birlikte çıkmak için demokrasi, barış ve adalet mücadelesini daha da büyüteceğimiz önemli bir sürecin içerisinde geçtiğimizi belirtmek isterim. Siyasetin gittikçe daha fazla masa başı planlarına ve paylaşım hesaplarına dönüşmeye başladığı bir zaman aralığından geçiyoruz. Bu iklimde, toplumun tüm ötekileştirilmiş ve ezilen kesimleriyle birlikte en geniş ‘Demokratik Cumhuriyet Birlikteliğini’ oluşturmak temel hedefimizdir, aynı zamanda HDP’nin mücadele hattıdır. Bu birlikteliği ortak değerler etrafında toplumsallaştırmak ve birlikte inşa sürecine dönüştürmek için en güçlü çabayı göstereceğimizden hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
 
TEKÇİLİK BÜTÜN KIRILMALARIN NEDENİDİR
 
Tekçiliğe, ret ve inkâra, baskıya, yasaklara dayalı, demokrasiyi sürekli olarak dışlayan, toplumsal hak taleplerini yok sayan, otoriter bir sistemin yarattığı çok büyük krizleri Türkiye toplumu ve Türkiye halkları olarak bu süreçte yaşıyoruz. Kürtleri, Alevileri, Ermenileri, bütün inanç ve kimlikleri, kültürleri ve anadilleri, tüm farklılıkları, renkleri, kadınları, gençleri, emekçileri dışlayan bir aklın yaratmaya çalıştığı tekçilik hegemonyası, bugün yaşanan büyük toplumsal, tarihsel ve siyasal kırılmanın esas nedenidir. Fabrikada iş kazasında bir işçiyi kaybettiğimizde sistem sermaye sahibine arka çıkıyorsa, sokak ortasında katledilen bir kadına karşı sistem erkek faili savunuyor ve koruyorsa, eşit yurttaşlık talep eden Alevi toplumuna sistem tek bir mezhebi dayatıyorsa, Kürtlerin bir halk olmaktan kaynaklı iradesi, eşit yurttaşlık hakları ve anadili inkâr edilip, yasaklanıyorsa, kayyım rejimiyle yerel demokrasi ve halkın yerel yönetimlerdeki iradesi gasp ediliyorsa, sistem işkenceye maruz kalanı değil, işkenceciyi koruyor ve cezasızlıkla ödüllendiriyorsa, kamunun gücüne dayanarak suç işleyenler karşısında sistem, suçun ve suçlunun üzerini kapatıyor, hukuku askıya alıyorsa, hukukun yolsuzluklardan hesap sorması engelleniyorsa, farklı yaşam tarzları hedef alınıyorsa, özgürlükler her gün yasaklar cenderesine alınıyorsa; işte bütün bunlar ülkeye dayatılan rejimin yarattığı büyük tahribatlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu da bu ülkeyi çöküşe götürmektedir.
 
DEMOKRATİK CUMHURİYET ÇÖZÜM ANAHTARIDIR
 
Cumhuriyetin ikinci yüz yılında, güçlü demokrasiyle buluşturulması tarihsel bir zorunluluk olarak herkesin önünde durmaktadır. Cumhuriyetin ikinci yüz yılında güçlü bir toplumsal barışla, gerçek bir adaletle ve evrensel hukukla, temel insan haklarıyla, toplumsal cinsiyet eşitliğiyle, emeğin hakkıyla ve ekolojik bir yaşamla buluşturulması hepimiz açısından tarihsel bir görevdir. Çünkü ‘Demokratik Cumhuriyet tüm sorunların çözüm anahtarıdır.’ Katılımcı demokrasi, müzakereci demokrasi anlayışı etrafında, halkın iradesini ve mutabakatını esas alan yeni bir kurucu akılla, yeni bir siyaset anlayışıyla bu hedefe hep birlikte yürüyebiliriz. İşte bu kurucu akıl da halklarımızın ortak iradesinde elbette mevcuttur. Mesele, siyasetlerin kazanması değil, eşit ve özgür bir ülkede yaşamak isteyen 85 milyona bir demokrasi döneminin kazandırılmasıdır. Bu dönem kesinlikle ve kesinlikle başlayacaktır.
 
KÜRT SORUNUN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ
 
Bu ülkedeki bütün sorunlara kaynaklık eden Kürt sorununun çözümsüzlüğü, cumhuriyetin demokrasiyle buluşmasının önündeki en büyük engellerden biridir. Kürt sorunu cumhuriyetle demokrasi arasındaki en büyük çatlağı oluşturmaktadır. Cumhuriyet ve Cumhuriyete bağlı olarak ülkemizde yaşanan tahribatları, bugün burada sıralamak ne zamanımıza ne günlerimize yetmeyecektir. Bu çatlağı görebilirsek, Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümü için bir şans doğacak ve özgür birlikteliği esas alan bir toplumsal mutabakatı hep birlikte güvenceye alacağız. Bu nedenle; meselenin demokratik çözümü ve kalıcı bir barış, Cumhuriyetin demokratikleşmesi açısından tarihsel bir rol oynayacaktır. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında esas olan; sadece Kürtlerin kazanması değil, dışarıda bırakılan tüm kesimlerin, bütün halkların bir araya gelerek ortak Demokratik Cumhuriyet’i kazanmasıdır. Hakikatlerle cesaretle yüzleşmek, hesaplaşmak, onarıcı bir adalet temelinde toplumsal yaraları sarmak, bir daha aynı acılı süreçlerin yaşanmayacağına dair en güçlü teminat olacaktır. Kadınların eşit ve özgür yaşamının yine, farklı yaşam tarzlarının özgürlükçü laiklik anlayışıyla inşa edilmesi, demokratik cumhuriyetin olmazsa olmazıdır. Bir ülke, bir cumhuriyet ancak kadınların özgürlüğü ve eşitliğiyle gerçek bir demokratik öze ve düzeye kavuşabilir.
 
YENİ BİR TOPLUMSAL SÖZLEŞME
 
Bu topraklardaki bütün kadim inançların eşitliği ve özgürlüğü, demokratik cumhuriyete giden yolda önemli bir adım da olacaktır. İşte bütün bu inşayı hak temelli ve eşit yurttaşlığa dayanan yeni bir toplumsal sözleşmeyle ancak başarabiliriz. Cumhuriyetin demokratikleşmesi; bireyi ret etmeyen bir toplum, farklılıkları esas alan demokratik birlik; demokrasi, hukukun üstünlüğü, inanç özgürlüğüne dayanan bir “demokratik anayasa” ile mümkündür. Bu mümkünü gerçeğe dönüştürmek, ilk yüzyılda dışarıda bırakılanların düşünü, hayatın kendisi haline getirmek bizlerin elindedir. Bizlerin görevidir ama aynı zamanda hepimizin sorumluluğudur. Bu miladın startını vermek için ortaklıklarımız ve farklılıklarımızla bir araya gelmeye, ittifaklar üretmeye, özellikle de bu dönemde çok büyük ihtiyacımız var. Merkeziyetçiliğe karşı güçlü yerel demokrasiyi, oligarşiye, vesayete ve statükoya karşı demokratik cumhuriyeti, temsili demokrasi yerine katılımcı, müzakereci güçlü demokrasiyi koymanın zamanı gelmiştir ve geçiyor. 7’den 70’e kadar örgütlenerek Demokratik Cumhuriyet’e katkıda bulunmalı, tuğla tuğla örerek bir çatı altında mutlaka buluşmalıyız. Cumhuriyetin ikinci yüz yılına girerken, zamanın ruhu, kurucu siyaseti elbette bizleri çağırıyor. Statüko ve restorasyon değil, yeni yaşama davet kurucu siyasetin bir yol haritasıdır.
 
HEP BİRLİKTE BÜYÜK KAZANACAĞIZ
 
Bizler, her gün büyütmekte olduğumuz demokrasi ittifakımızla, yine bu ülkenin demokratları, aydınları, siyasetçileri, insan hakları savunucuları, emekçileri, kadınları ve gençleri olarak bu kurucu siyasetin hepimiz sahibiyiz. Yeni dönemin sahibi de bizler olacağız. Türkiye halkları olacaktır.  Bundan hiç kimsenin kuşkusu ve kaygısı olmasın. Birbirimizi anlayarak, dayanışmamızı daha fazla büyüterek, daha fazla yan yana gelerek, ortak değerler etrafında toplanarak, kazanmanın yollarını kesinlikle bulacağız ve çok büyük kazanacağız. Bu konferansla birlikte, Demokratik Cumhuriyet yürüyüşümüzün yeni bir hikâyenin başlangıcı olacağına inancımız tamdır. İlk yüzyıl biterken ortak inşa iradesi geliştirme imkânını hep birlikte yaratacağımıza olan inancımız tamdır. Bugün burada sizlerin yapacağı katkılar, sunumlar, bu konferansın geleceğimizi belirleme açısından önemli olduğunu ifade ediyorum.”
 
Açılış konuşmasının ardından konferans “Cumhuriyet: Yüzyılın muhasebesi” başlıklı birinci oturumla devam ediyor.
 

Diğer başlıklar

11:13 Dilan ve ‘komünün çocuğu’
10:28 Kayyıma gerekçe yapılan davadan beraat eden eşbaşkandan göreve iade başvurusu
10:11 İşçiler, işe iade kararını uygulamayan İzmir Belediyesi'ni protesto etti
10:02 Bahisten Fenerbahçe’nin kaptanının da aralarında olduğu 20 kişiye tutuklama
09:44 Suriye bölünmesin ama Halep benim olsun!
09:33 Akademisyen Lemkow: Abdullah Öcalan'a katılıyorum
09:25 Irmak: Ortak dil festivallerde yakalanır
09:23 KYK'de öğrenciler dinci yapılara yönlendiriliyor
09:21 ‘Erkek-devlet şiddetine karşı birbirimizin güvencesiyiz’
09:20 'Abdullah Öcalan bizi yepyeni bir sosyalizm tartışmasına davet ediyor'
09:19 Licê’de kadınlardan ortak mücadele çağrısı
09:16 İHD Antalya Eşbaşkanı: Abdullah Öcalan’ın koşulları düzeltilmeli
09:10 Agirî Belediyesi bir yılda kentin çehresini değiştirdi
09:06 Ekolojist Özdemir: Toplumsal ve ekolojik adalet yan yana gelmeli
09:01 Hîlala Zêrîn çarpıtılan tarihe sanatla ışık tutuyor
09:00 09 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:26 Wan, Şirnex, Sêrt ve Colemêrg için sarı kodlu uyarı
08/12/2025
23:14 Hesekê'de Orkêş Müzik Festivali başladı
22:49 Wan'da oteldeki yangın kontrol altına alındı
22:05 KESK’ten 30’uncu yıl etkinlikleri
22:03 Öğrencilerden Eskişehir Kurdî Topluluğu'na destek
22:00 Amed'de festival ikinci gününde: Hafızaya kazınan konular beyaz perdede
21:46 Wan'da otel yangını
20:59 DEM Parti'den Selvi'ye: Süreci sabote edenleri başka yerde ara
20:46 Özel'den 'Suriye Kürtleri' mesajı: Huzur içinde olmaları Türkiye’ye güvencedir
19:50 Bahis soruşturması: Kaptan ve futbolcular hakkında tutuklama talebi
19:13 Bahçeli'den eş genel başkanlara 'tebrik'
19:01 AB'den iltica başvurusu reddedilenler hakkında yeni kararlar
18:11 DEM Partililerden 'bütçe' çağrısı
17:56 Japonya’da 7.2 büyüklüğünde deprem: Tsunami uyarısı yapıldı
17:50 Bakırhan'dan 'yerel yönetim' çağrısı: Mahalledeki sorunu Ankara'da çözemezsiniz
17:20 Tülay Hatimoğulları: Suriye'nin tek çaresi adem-i merkeziyetçiliktir
17:20 Gazze'ye saldırılarda 5 kişi daha hayatını kaybetti
16:19 DEM Parti’den bütçeye şerh: Sürece duyarsız bir şekilde hazırlanmıştır
16:03 ‘Büyüyen sadece yoksulluk, sefalet ve açlıktır’
16:02 Tutsaklara 'Mahabad' ve 'Kürdistan' cezası
15:32 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
14:46 ‘Sağlık emekçileri yalnız değildir’
14:46 Elkê'de yol kiralanan iş makinesi ile açtırıldı
14:20 Pirsûs'ta şüpheli kadın ölümü
13:46 Antalya’da 5.2 büyüklüğünde deprem
13:42 Belediyeden On Gözlü Köprü açıklaması
13:18 Kurtulmuş'tan süreç açıklaması: Bu bir devlet projesidir
13:11 EMEP 'halktan yana bir bütçe' için 15 acil düzenleme önerdi
13:10 'Çözüm süreci'ni bitiren olayda polisin parmak izi dosyaya eklendi
11:51 Kağanarslan: Abdullah Öcalan'ın sosyalizm tartışmasındaki fikirleri ufuk açıcı
11:17 İzBB işçileri 'emekleri' için çıplak ayaklarla yürüdü
11:12 Prof. Norman Paech: Ulus-devlet geleceğin modeli değildir
11:05 Elkê'de heyelan: Karayolları kiralık iş makinesi arıyor!
11:02 Abdullah Öcalan’ın ışığı 11 bin kilometrelik yolları arşınlattı
10:55 Veysi Aktaş'tan eleştirilere yanıt: Türkiye solunun kendini yenilemesine ihtiyaç var
09:57 JINNEWS’in Kasım ayı şiddet çetelesi: 23 kadın ve 3 çocuk katledildi
09:23 ‘Uyuşturucu ve fuhuşa karşı birlikte çözüm bulabiliriz’
09:18 Sri Lanka’da afet: 627 ölü
09:15 Hasta tutsak raporu: Çelişki, eksik tanı, yer verilmeyen hastalıklar
09:14 Akademisyen Orhan: Pozitif barış inşası için entegrasyon yasaları yapılmalı
09:12 Mele Dunayserî: Müzakerede koşullar eşit olmalı
09:10 ‘MESEM’ler eğitim değil sömürü yerleri’
09:02 'Kapitalizm büyüme hırsıyla su kaynaklarını yok ediyor'
09:00 'DAİŞ emiri' Hemo'nun hikayesi
09:00 08 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:01 Çok sayıda kent için sağanak ve kuvvetli rüzgar uyarısı
07/12/2025
23:48 Muğla'da 11 mahalle karantinaya alındı
22:55 Wan'da 4.6 büyüklüğünde deprem
21:32 DEM Parti'den Kumluca’da şölen
20:53 Amed Film Festivali, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne adandı
20:02 Wan’da şüpheli ölüm
19:58 Colemêrg’te heyelan
19:40 Uluslararası Savaş Karşıtı Film Festivali ödülleri sahiplerine verildi
19:24 Eskişehir’de Kürtçe'ye engel
19:08 Mazlum Ebdî: Şara’dan gerçek bir değişim görmemiz gerekiyor
18:17 PYD: Yeni Suriye’nin kurulması ademi merkeziyetçilikle mümkün
17:54 Konferans sona erdi: Öcalan’ın sözlerinin gücünü ülkemize götürmek için geldik
17:42 10 yaşındaki çocuk gömüldüğü topraktan yaralı çıkarıldı
17:40 İsrail'in saldırıları sürüyor: 70 bin 360 kişi katledildi
16:37 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
16:27 Anavarza Kültür ve Sanat Derneği açıldı
16:18 Haydar Ergül: O ışık Öcalan'ın kendisidir
16:07 Marksist John Hollaway: Abdullah Öcalan’ın yaktığı ışık beni buraya getirdi
15:47 İzmir'de asgari ücret ve bütçe tepkisi
15:15 Nobel Ödüllü Shirin Ebadi: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sürecin temel koşuludur
15:12 Macaristan Başbakanı Orban yarın Türkiye'ye geliyor
14:59 Dil kurumlarından çocuklara alfabe öğretme etkinliği
14:26 PKK'liler için kurulan taziye ve verilen mevlide kitlesel ziyaret
14:08 Demirtaş: Süreç parçalanma değil, onurlu birliği sağlayacak bir süreç
Figen Yüksekdağ: Yeni bir dönemin kapıları açıldı
14:00 Barış ve Demokratik Toplum Konferansı'nın ikinci oturumu
13:57 Seferleri azaltan kayyım öğrencileri mağdur etti
13:30 Mêrdîn’de sağanak: Caddeler göle döndü
13:03 Prof. Paech: Kürtlerin ve azınlıkların varlığı kolektif haklarla korunmalı
12:17 Dubbins: 27 Şubat çağrısı Türkiye ve Ortadoğu için muazzam fırsat yarattı
10:30 DEM Parti'nin 'Uluslararası Konferansı' konuşmalarla sürdü
10:08 Hindistan’da gece kulübü yangını: En az 25 ölü
09:57 Jin dergi ‘Komün’ kapağıyla çıktı
09:53 Hintli eski Parlamenter: Öcalan'ın ilkeleri bütün dünyaya barış getirecektir
09:43 Konferansa katılanlar: Tarihi seyreden değil, yapan bir dönemdeyiz
09:24 Psikolog Hatice Göz: Güçlü bir çocuk hakları hareketi oluşturulmalı
09:21 Çok sayıda bölgede sağanak bekleniyor
09:19 Emekliler: 2026 yılını emeklilere düşman yılı kabul ediyoruz
09:12 Cezaevindeki yemek borcu gerekçesiyle kızının bursuna el konuldu
09:12 Wan kayyımı ‘Sit alanı’ olan yapıyı bakanlığa devretti
09:10 Licê’deki fuhuş ağına karşı komisyon kurulacak
09:08 Dêrsim’de fuhuşa tepki: Yapılanlar bilinçli bir politikanın devamıdır
09:06 Özgür sinemanın adresi
09:02 Anneler: Önderliğimiz özgür olmadan barış olmaz
09:00 07 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
06/12/2025
23:49 Yemeklerinde ölü fare çıktığını söyleyen öğrencilerden protesto
23:23 Paramiliter grupların işkence ettiği Efrînli M.S. yaşamını yitirdi
23:13 Uluslararası konferansta yarın da önemli başlıklar tartışılacak
23:07 Metin ve Kemal Kahraman’ın konserine yoğun ilgi
22:54 Muhittin Böcek hastaneye kaldırıldı
22:51 Hatun Esen: Doğayı katledenler değil mücadele kazanacak
22:11 BMGK'den Lübnan'a destek açıklaması
22:01 Ankara'da 'Ev' filmi gösterimi ve söyleşisi
21:14 'Hakikat ve adalet olmadan barış inşa edilemez'
20:49 Kaldırım çalışmaları esnafı da yurttaşı da mağdur etti
18:41 Halep’te Abdullah Öcalan için özgürlük çağrısı
18:33 Fidan: Öcalan Suriye'de rol oynayabilir
18:08 BM: Suriye’de insan hakları ihlalleri devam ediyor
18:04 Azime Işık: Dönüşüm için ilkin adalet kıstası benimsenmeli
17:56 Êlih'te panel: Barışı örgütlemek zorundayız
17:48 İsrail, 70 bin 354 Filistinliyi katletti
17:45 Afşin Belediyesi’nin işine son verdiği işçi intihar etti
17:01 Cizîr'de mağarada bir kişiye ait cenaze bulundu
16:32 Aydın Erdem mezarı başında anıldı
16:31 İrlandalı milletvekili Kearney: Sivil toplum sürece dahil edilmeli
Katalonya eski Başbakanı Garcia: En önemlisi halkınızla yaptığınız sözleşmedir
16:20 Bahçeli: Barış kuşunun ikinci kanadı takılacak ve herkes uçuşunu görecektir
16:18 Wan’da Şiyar Be Platformu kitlesel yürüyüşle deklere edildi
16:01 Gazeteci Aykol’un tedavisi sürüyor
15:54 Suriye’de Alevilere dönük saldırılar Amed’de protesto edildi
15:52 Prof Köker: Nihai hedef barış ve demokratik toplumun inşasıdır
15:19 Neçirvan Barzani: Barışın inşa edilmesi tüm bölgeyi etkiler
15:18 Amed Sağlık Platformu çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı
15:04 Üç kentte hasta tutsaklar için çağrı
15:03 CHP'de yeni MYK belli oldu
15:01 Güney Afrikalı Senatör Bhabha: Yasal kılındığımız an dönüm noktası yaşandı
14:49 Arzu Yılmaz: Abdullah Öcalan’ın söylediği entegrasyon, birlikte yaşamın formülüdür
Nobel Ödüllü Oleksandra Viacheslavivna Matviichuk: Kadınları sürece dahil etmeliyiz
14:19 DAİŞ saldırısı ihtimaline karşı kutlama yasağı
14:02 İstanbul’da Barış Çalıştayı: Süreçte aktif rol almak istiyoruz
13:59 Suriye’de savaş kalıntıları nedeniyle 665 kişi yaşamını yitirdi
13:44 İmralı Heyeti üyesi Erol: Abdullah Öcalan Kürtlerin hukuka dahil edilmesini istiyor
13:36 İmralı’ya giden komisyon üyesi Yıldız: Süreç ertelenmeyecek bir devlet meselesidir
13:27 Yiğit ve Turgut’un taziyelerine kitlesel ziyaret
13:19 'Esas duruş' dayatmasını reddeden tutsak, 10 gardiyan tarafından darp edildi
13:13 Mehmet Güler, Rojhat Özdel ve Faik Kevci için adalet istendi
13:11 Cumartesi Anneleri Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sordu
12:28 İstinaf da 'yetki davası'nda DİSK Basın-İş'i haklı buldu
12:26 Barzani: Sürece her anlamda katkı sunmaya hazırım
Talabani: Barış ve demokrasi umudu için atılan her adımı savunuruz
12:01 Îlham Ehmed: Kendimizi Türkiye’de, Türkiye’yi burada görmek istiyoruz
11:26 15'inci İnsan Hakları Film Günleri başlıyor
11:18 Boşanmak isteyen kadın ve kız kardeşine saldırı