MELETÎ - Meletî halkının en büyük temennisi, devletin tutamadığı ellerini ısıtarak, bir sonraki sabaha uyanabilmek.
Mereş ve Dîlok’ta 7.7 ile 7.6 şiddetinde meydana gelen depremin en çok etkilediği kentlerden biri olan Meletî, kaderine terk edildi. Dün sabah saatlerinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yaptığı ilk açıklamalara göre 47 can kaybının ve 550 yaralının olduğu Meletî’de, 300’ün üzerinde binanın yıkıldığı belirtiliyor.
Meletî’nin en çok hasar alan bölgesi olan Yeşilyurt ilçesinde, geçirdiğimiz ilk gecede depremzedelerin “AFAD nerede?” isyanına tanık olduk.
MELETÎ KADERİNE TERK EDİLDİ
Kente ulaştığımızda ilk göze çarpan Yeşilyurt ilçesinde bulunan bir pansiyonda, gerçekleşen arama kurtarma çalışmaları oldu. Kar yağışı ve dondurucu soğuğa rağmen enkaz altındaki yakınlarını bekleyen yurttaşlar, kameraları gördükleri andan itibaren “yalnız bırakıldık” diye isyan etmeye başladı. Enkaz önünde sabah saatlerinden itibaren amcası ve yengesini bekleyen Mardinli inşaat bir işçisi, pansiyon kolonlarında kullanılan demirlerin, binayı taşıyamayacak kadar ince olduğunu anlatmak için yanımıza gelirken, o sırada çevredeki bir jandarmanın “yine binanın malından kaçırmışlar” sözleri de dikkati çekiyordu.
TOPLANMA ALANLARINA DAİR BİLGİLENDİRME YOK!
Meletî’nin ara sokaklarında arama kurtarma çalışmalarını takip etmek isterken karşılaştığımız mahalleli, kendi çabalarıyla kurdukları kamp çadırlarının içinden belediyenin ve valiliğin organize ettiği toplama alanlarından bile haberlerinin olmadığını anlattı. Küçük bir ateş etrafında toplanan mahallenin en büyük sorunu ise, gıda yardımlarının kendilerine ulaştırılmamasıydı. Mahalleli, yeni artçı sarsıntılar nedeniyle yıkılma olasılığı yüksek hasarlı binalarının tam yanı başında geceyi geçirmeye çalışıyor.
Bir sonraki durağımız ise şehrin merkezinde yer alan Emekliler Parkı oldu. Gece saat 03.00 sularında ziyaret ettiğimiz yaklaşık 50 ailenin bulunduğu parkta, AFAD’ın ise sadece iki çadırı yer alıyordu. Rüzgardan kaçınmak için ağaç diplerinde arta kalan kıyafetler ve dallardan yaptıkları barakalarda sabahlamak zorunda kalan depremzedeler, çok uzun saatlerdir sadece bir kase çorbaya erişebildiklerini ifade ediyordu.
BEBEK BEZİ VE MAMA İSTİYOR
Emekliler Parkı’nda rastladığımız iki çocuklu hamile bir kadının tek istediği ise, çocukları için bebek bezi ve mama idi. Ancak o da yaklaşık 25 saat boyunca en temel ihtiyaçlarına dahi ulaşamayan yurttaşlardan sadece biriydi.
OTOBÜSLERİN İÇİNDE NEFES ALAMAYAN YÜZLER
Parkın ardından ilerlediğimiz İnönü Caddesi’nde çadır yetersizliği nedeniyle otobüs duraklarının önünü kartonla kapatarak ısınmaya çalışan birkaç aile ile karşılaşıyoruz. Onların tam karşısında ise park halindeki belediye otobüslerinin içinde nefes almakta zorlanan yüzlerce insan…
O BİNALARA NE ZAMAN SIRA GELECEK?
İnönü Caddesi’nde haber takibimiz, otobüs duraklarının 200 metre ilerisindeki arama kurtarma çalışmalarıyla devam etti. Enkaz altında onlarca insanın yer aldığını öğrendiğimiz binanın tam karşısında ise depremzedelerin aileleri, enkaz altındaki yakınlarını umutla bekliyordu. Arama kurtarma çalışmalarını bir süre takip ettikten sonra cadde boyunca karşımıza çıkan onlarca enkaz binaya ise hala sıra gelmediğini ya da çalışmaların yarıda bırakıldığını görüyoruz. Kameraları gören bir yurttaşın sorusu da geceyi özetler nitelikteydi: “Hangi binayı arayacaklarını neye göre seçiyorlar?”
Meletî halkının ilk gecenin ardından en büyük temennisi ise, devletin tutamadığı ellerini ısıtarak bir sonraki sabaha uyanabilmek.
MA / Fırat Can Arslan