Yüksekdağ: Kadınlar, enkazın arasında filizlenen yeni toplumun mayası olacak

img
İSTANBUL - Türkiye ve Kurdistan halklarının tarihsel bir dönemden geçtiğini belirten HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, deprem bölgelerindeki dayanışmayı işaret ederek, “Jin jiyan azadî, enkazın arasında filizlenen yeni toplumun da mayası olacak” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 7 milletvekili, 4 Kasım 2016’da gözaltına alınıp tutuklandı. Bu tarihten bu yana Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan Yüksekdağ’ın, başvuru yaptığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 8 Kasım 2022’de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) işaret ederek, ihlal kararı verdi.
 
Bu karara rağmen hala tutuklu bulunan Yüksedağ, bulunduğu cezaevinden AİHM kararının uygulanmaması, Emek ve Özgürlük İttifakı ve kadınların mücadelesinin yanı sıra 8 Mart’a Dünya Kadınlar Günü’ne ilişkin sorularımızı yanıtladı.
 
‘İKİ TARAFTA SÜRECİ İDARE ETMEYE ÇALIŞIYOR’
 
AİHM kararına işaret eden Yüksedağ, bu karar ile birlikte kendilerine verilen cezalarının haksız ve siyasi saiklerle alındığının bir kez daha teyit edildiğini söyledi. Ancak kararın çok geç verildiğini ve bu nedenle sorunlu bir karar olduğunu da ifade eden Yüksedağ, “Türkiye iktidarının AB ile geliştirdiği açık kapı ilişkileri ve pazarlıkların bu gecikmede etkili olduğunu düşünüyorum. Öte taraftan Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala kararları Türkiye tarafından hala uygulanmadı. Son AİHM kararında benim dışımda İdris Baluken olmak üzere iki mahpus var. Derhal salıverme kararı bilindiği üzere bizim içinde aynı sebeplerle uygulanmıyor. AİHM kararı Kobanê davasındaki suçlamaları ve tutuklamayı da kapsıyor olmasına ve tutuklu yargılanan diğer arkadaşlar açısından da bağlayıcı sayılmasına rağmen heyet kararı yok sayıyor. Bu gün AİHM kararı ve Türkiye devletin altına imza attığı sözleşme ile ve bağlayıcılığını tanıdığı AİHM’le gerçek anlamda bir irtibatı kalmamıştır. İki tarafta da süreci idare etmeye çalışıyor” dedi.
 
HUKUK OYUNUNDA BİR PERDE: KOBANÊ DAVASI 
 
Tutuklamalarının nedenine de işaret eden Yüksekdağ, bunun verdikleri siyasi mücadele ile doğrudan bağlantılı olduğunu belirtti. Yüksekdağ, serbest bırakılmalarının da ancak verilecek bir siyasi mücadele ile mümkün olabileceğini söyledi. Ayrıca hala süren Kabonê Davası’na da dikkat çeken Yüksekdağ, “Kobanê davasının hukuk ve yargı ciddiyeti boyutunu uzun uzadıya anlatmama gerek yok. Ama tarihe tam bir hukuk cinayeti ve rezaleti olarak geçeceği kesin. Dava, tastamam siyasi ve iktidar güdümünde olunca, hukuk zaten oyunun oynatıldığı bir perdeden fazlası değil” diye kaydetti.
 
YARGI SÜRECİ 
 
Davada sorguların hala bitmemiş olmasına rağmen esas hakkında mütalaa verildiğine de dikkat çeken Yüksekdağ, kendilerine alelacele ceza verilmek istendiğini belirtti. Dava kapsamında yapılan duruşmalara müdahalelerin yapıldığının altını çizen Yüksekdağ, “Bize özel seçilip görevlendirilen bir heyeti dahi günlük olarak yönetemeden edemiyorlar. Davanın hızlandırılması ve mütalaaya geçiş kararı da böyle oldu. Planladıkları seçim tarihinden önce bize kestirecekleri cezayı bir propaganda, karalama ve üstünlük gösterisi için kullanmak istediler. Kobanê davasında son aşamaya geçiş kararıyla eş zamanlı olarak HDP kapatma davasında da hazine yardımına el koyma kararı aldırıldı. Yani bütün siyasi yargı süreçleri senkronize, tek elden, tek masadan yürütülüyor” diye konuştu.
 
‘İSTEDİKLERİNİ BAŞARAMADILAR’
 
Bu hususlarla özelde Kürt halkına ve Türkiye halklarına gözdağı verildiğini belirten Yüksekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsanlarımızın kolunu kanadını kırdıklarını sanıyorlar. Demokratik siyasetin hedeflendiği ve rehin alındığı Kobanê ve HDP kapatma davası gibi süreçler bu amaca matuftur. Ama bizim tutsak edildiğimiz süreç boyunca kaç HDP’li, kaç kadın, kaç genç kendi kanatlarıyla uçmayı öğrendi? Halklarımız darbe ve operasyonlara hangi düzeyde dayanıklılık kazandı? Bunu hesap edemiyorlar. Bu nedenle bizi yargıladığını sananlar, yıllardır halkın iradesini hapiste tutanlar, istediklerini başaramadılar. Bir yanımız esaret ise bir yanımız ise özgürlüktür çünkü.”
 
SALDIRILAR NEYLE BOŞA ÇIKARILDI?
 
HDP’ye yönelik saldırıların yıllardan beri çeşitli biçimlerde sürdüğünü ancak bu güne değin bu saldırılardan devletin sonuç alamadığını sözlerine ekleyen Yüksekdağ, bunun temel nedeninin ise her saldırının altından kalkmayı bilmelerinden kaynaklandığını vurguladı. Yüksekdağ, “Bunda en önemli faktör halkımızın dirayeti, değerlerine bağlılığı ve iradesinden taviz vermemesidir. Arada bir hapishanedeki arkadaşlarla konuşuyoruz; neredeyse tutuklanmayan, hapse girmeyen HDP’li kalmamış. 12-13 yaşlarındaki çocuğumuzdan 75-85 annemize, babamıza kadar herkes politik duruşuyla sınandı. Hala yanımızda 4 yaşında annesiyle birlikte üç yıldır hapis yatan çocuklar var. HDP’ye yönelik saldırılar öyle genel geçer cümlelerle tarif edilecek bir şey değil. Büyük kırım hareketi ve büyük direniştir. Hiçbir siyasi organizma bize yapılanın yarısını bile kaldıramayacak durumdayken HDP’nin yaygın algı sınırlarını zorlayarak gerçekleştirdiği bir direniş söz konusudur” şeklinde konuştu.
 
‘HDP HALKTIR’
 
“Hep söylüyoruz, yine hatırlatalım; HDP, halktır. Baştan sona, aşağıdan yukarıya halk hakikatidir” diyerek, sözlerine devam eden Yüksekdağ, “Bu hakikatin varlığını ve gelişimini durduramazsınız. Bu güne kadar HDP adıyla ve çatısıyla gelişiyordu. Yarın başka bir ad, başka bir çatı da yaratır. Halklarımızın, kadınların, gençlerin iktidarın zulmüne uğrayanların merkezinde durduğu, çoğu zaman tek başına bir parti gibi davranan, hatta yer yer bilinciyle, pratiğiyle onun önüne geçen bir toplumsal güçten söz ediyoruz. Bu nedenle kapatma davası bizden çok siyasi iktidarın ve bu kuralsız savaştan medet umanların sonudur.  Hiçbir HDP’li ve devrime, demokrasiye, özgürlüğe inan hiçbir insanımız eminim ki kapatma saldırısını felaket senaryosu gibi okumuyordur. Ve bence başka hiç kimse de böyle okumamalıdır.
 
‘BU TAKTİKTİR VE BOŞA ÇIKARILABİLİR’
 
Kapatma davası ve diğer saldırılarla “Ha kapandı ha kapanacak” kaygısının yaratılmak istendiğine dikkat çeken Yüksekdağ, bunun bir taktik olduğunu ve boşa çıkarılmanın yollarının da olduğuna işaret etti. Yüksekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hareketin yasalarına uymak ve öz örgütlenmelerimize sahip çıkmak bu dönemin ana eksenidir. Bizleri, bu tür darbe saldırılarıyla alt üst edip devre dışı bırakmaya çalışanlara şu eski sözdeki gibi cevap verebiliriz; Yerin altının üstünden daha kötü olduğunu nereden biliyorsunuz? Tarih tanıktır ki birçok kritik süreçte bazı kırılma anları yıllar boyunca süren statükoların devrilmesi ve yeniye alan açmasına vesile olmuştur. Biz de bu uğursuz saldırıyı bir olanağa çevirmek için dikkat kesilmeliyiz. Neden olmasın? Şimdikinden daha iyisi neden olmasın?”
 
KADIN PARTİSİ İLE AĞIR DARBE ALDI
 
HDP’ye yönelik saldırılar ile kadınlara yönelik saldırıların eş zamanlı ve aynı düzlem üzerinde geliştiğini dikkat çeken Yüksekdağ, “Bu kaçınılmaz bir bağlaşıklık. HDP’ye saldırınca kadın iradesi üzerine kurulmuş kadın özgürlük hukukun uyguladığı, mücadelesinin verildiği bir yapıya saldırmış oluyorsunuz. Üstelik meclis ve merkez siyaset gibi bir alanda yüzyıldır süren erkek hegemonyasının tekelinin kırılmasını sağlayan bir partiye saldırmıştır oluyorsunuz.  İktidar ve düzen partilerinin HDP’yi hazmedememesinin başat nedenlerinden biri de budur. Meclis, belediye, merkezi yönetim, siyasi partiler gibi alanların daima erkeklere parsellenmesi geleneği HDP’nin siyasete etkin girişiyle ağır darbe aldı” dedi.
 
KADINLARIN VARLIK ALANLARI HEDEFTE
 
Yüksekdağ, bu nedenle en çok kadınlara ve özellikle siyasetçi kadınlara yönelik saldırının olduğunu söyledi. Yüksekdağ, cezaevine atılan kadın siyasetçilere dikkat çekerek, “Eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet bu gün hiçbir düzen partisinin ulaşamadığı bir seviye olarak tarihe kaydedilmiştir. HDP bu güçlü yanlarıyla hem sistemin yanlarını ortaya çıkarmakta ve milyonlarca kadına özgürlük ve cesaret enerjisi taşımaktadır. HDP’nin ev kölesi yapmak istedikleri, şiddete, tacize, tecavüze ve ucuz iş gücü sömürüsüne mahkum etmek istedikleri kadına örnek olmasını istemiyorlar. Özellikle de kadınların aktif siyasete çekilmesine ve teşvik edilmesine tahammül edemiyorlar. Bu nedenle HDP’nin kapatılması ve tasfiye saldırısına uğratılmasıyla kadınların kazanılmış tarihsel varlık alanlarını yok etmeyi ve siyasi direncini kırmayı hedefliyorlar. Tam da bu nedenle istediklerini başaramayacaklar. Çünkü kadın direnişleri çağında olduğumuzu idrak edemeyecek kendi kibirlerine ve zulümlerine batmıştır” ifadelerini kullandı.
 
‘KADIN SOYKIRIMINA KARŞI MÜCADELE ZORUNLU’
 
Kadınların en çok köleleştirilen ve sömürülen kesim olduğu tespitini yapan Yüksekdağ, şunları söyledi: “Bu eril sistem bin yıldır kendisini üreterek ve baskıyı perçinleştirerek bu günlere gelmiş. Bugün baktığımızda da kapitalist eril yönetim yapılarının kadınla açık ya da gizli biçimleri ülkeden ülkeye farklılık gösterse de köhnemiş bu ilişki biçimini sürdürdüğünü görüyoruz. Ortadoğu, Kurdistan ve Türkiye gerçeği bakımından eril hegemonyanın çok ağır ve şiddetli biçimiyle yüz yüzeyiz. Kadına dönük şiddet ve cinayetler öyle sistematik bir hal aldı ki artık bunu jenositten, kadın soykırımından farklı tanımlamak mümkün değil. Bu aynı zamanda kadınların mücadele zorunluluğunu da öne çıkarıyor. Özgürlük talebi, eşitlik mücadelesi bu gün öne çıkan en büyük toplumsal hareketlerdir. Kadın toplumsallığı geliştikçe, kadınlar hak ve kurtuluş mücadelesine yöneldikçe şiddetin dozu artıyor.”
 
‘KADINLAR SEÇİME DAMGASINI VURACAKTIR’
 
“Kadın isyanı”nın da geliştiğini dile getiren Yüksekdağ, bunun ayrıca kurulu düzeni değiştirmeye dönük bir devrim niteliği de taşındığını ve görülmesi gerektiğine dikkat çekti. Yüksekdağ, Türkiye ve Kurdistan’da kadınların verdiği mücadeleyi işaret ederek, “Türkiye ve Kürdistan kadın hareketi yakın tarihimize göz ucuyla baksak bile öncü ve hayati rol oynamıştır. Jin jiyan azadî haykırışı, basit olmanın ötesinde bir dönemin ruhu, eylem bilinci ve harekete geçirici gücü olmuştur. Darbelerin katliamların, kitle hareketlerinde dibe vuruşların yaşandığı dönemlerde kadın hareketi hep diri kalmayı bildi. 8 Mart’ların 25 Kasımların ve kadın haklarının gasp edilmesine karşı kampanyaları bütün bir toplum için bir ‘kalk borusuna’, işaret fişeğine dönüştürdü. Kadınların bu rolü ve öncülüğü hala günceldir ve yaşamsaldır. Türkiye’nin kritik, kaotik bir seçim sürecine girdiğini ve sistem felaketleriyle altüst olduğunu dikkate alırsak böyle bir dönemde kadın öncülüğü ve siyasetin merkezine yürüyüşü çok daha önemlidir. Kadınlar tabandan ve yaşamdan doğan güçleriyle gerek temsili gerek hareket boyutuyla bu tarihsel sürece damgasını basmalıdır, basacaktır.”
 
İKTİDAR NASIL GİDER?
 
Millet İttifakı’nın Türkiye ve Kurdistan’ın kritik sorunlarına dair somut adımlar atmadığını ve bu durumun temelinde ise ittifakı oluşturan güçlerin arasındaki çelişkilerin olduğunu vurgulayan Yüksekdağ, ittifakın öncelikle Kürt sorununu ele alması gerektiğini belirtti. Kürt sorununun çözümsüzlüğünün rejim krizine yol açtığını belirten Yüksekdağ, ittifakın demokratik inşaya dair güçlü ve güven artırıcı sözler söylemesi gerektiğinin altını çizdi. Yüksekdağ, “Bütün muhalefetin istediği mevcut iktidarın değişmesi ise bu her şeyden önce muhalefetin demokratik değişimiyle başlar. Aksi durumda iktidardan farklı olmaz. Ama bu konuda bilhassa İP merkezli direnç geliştirdiği, diğer ittifak bileşenlerinin de suni bir denge kurmak adına bu dirençle uyumlu davrandığı görülüyor” diye kaydetti.
 
‘KABUL EDİLEMEZ’
 
Yüksekdağ, Millet İttifakına dair sözlerini şöyle sürdürdü: “Diğer taraftan faşist, ucube bir sisteme dönüşmüş iktidardan kurtulmak için gereken yapıcılığı göstermemek, saray siyasetini çağrıştıran tepeden bakış sergilemek çok doğal ve kabul edilebilir sayılıyor. Ama bizim açımızdan kabul edilemez. Kürtlerin, HDP’yi var eden devrimci, demokratik güçlerin oyununa talip olanların, taleplerine yabancılığı normal değildir. Bizim tabanımız ve demokrasi güçlerinin beklentisi, eğilimi belidir. Asıl önemlisi Millet İttifakı ve onun çıkaracağı Cumhurbaşkanı adayı, bu tayin edici gücü ne kadar dikkate alacak; ya da demokratik, yenilenmeci karaktere sahip mi, değil mi? Tabi bizim stratejimiz her durumda nettir. Kendi adayımızı çıkarmak da dahil bağımsız bir politik hattan ilerleme eksenindedir. Bu eksenin geliştirilmesi, Millet İttifakının ne yapacağından çok daha belirleyicidir” dedi.
 
EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI
 
Emek ve Özgürlük İttifakının Türkiye ve Kurdistan halkları için yeni bir umut ve enerji olduğunu ifade eden Yüksekdağ, “İttifakın, amaç ve hareket birliğini, açıklığını, doğrudanlığını daha iyi yansıtabilmesi gerekiyor. Ne kadar ağır ve bıçak sırtı bir zamandan geçtiğimiz ortada. Böyle bir zamanda halkların, kadınların, gençlerin, emekçilerin umut ve beklentilerini merkeze almayan karşılığını en iyi şekilde vermeyen her politik organizasyon akamete uğrar. Emek ve Özgürlük İttifakı, ilk çıkış rüzgarını çok iyi değerlendirmeli. Hepsinden önemlisi de halkların ona, ‘Üçüncü İttifak’ olduğu için yüzünü çevirdiğini, değer verdiğini, unutmamalı. Ayrıca ittifakın Kartal Mitingi gibi enerjik ve kitlesel çıkışlara ihtiyacı var” diyerek, seçime işaret edip, bu doğrultuda gelişmelerin çoğaltılması gerektiğini kaydetti.
 
UYGULAMALAR ÇOĞALTILMALI
 
Mereş Merkezli depremlere de değinen Yüksekdağ, iktidar ve devletin çöktüğünü ancak buna karşın ise insanlık değerlerini savunan güç ve hareketlerin ise güçlü bir biçimde ayağa kalktığını ifade etti. Bu yönüyle önemli bir sınavın verildiğini söyleyen Yüksekdağ, kadınların rolüne dikkat çekti. Kadınların yaşamı kuruduğu ve aynı zamanda sürekli üreten bir ruh ile enerji olduğunu da dile getiren Yüksekdağ, şöyle konuştu: “Bir taraftan hala yitirdiğimiz canların yasanı tuttuğumuz doğrudur; ama diğer taraftan kadına ve onun nezdinde yaşama sahip çıkmak zorundadır herkes. Bu süreçte kadın örgütlerinin, özelde kadın dayanışması eksenli çalışan gönüllü ve inisiyatiflerin geliştirilmesi, desteklenmesi çok önemlidir. Mevcut dayanışma hareketlerinin özgün kadın boyutunun kapsayıcı, sistematik ve daha zengin olanak aktarımıyla büyütülmesi gerekiyor. Bu nedenle Silopyalı kadınların örnek organizasyonu, Mor Tır,  Mor Yerleşke, kadın ve çocukların için psiko-sosyal destek, kreş gibi uygulamaların çoğaltılması önemlidir.”
 
YENİ TOPLUMUN MAYASI OLACAK
 
Yüksekdağ, “İnancımız o ki; ‘Kadın yaşam özgürlük (Jin jiyan azadî)’, eril kapitalist sistemin enkazının arasında filizlenen yeni toplumun da mayası olacak” dedi. Yüksekdağ, kadınların 8 Mart sürecinde deprem bölgesinde bu mayayı çalması gerektiğini belirtti. Yüksekdağ, sözlerini, “Elbette ki dayanağımız, Rojava’dan İran’a ve dünyayı saran kadın isyanlarına inanmak aynı yoldan ilerlemektir. Bu 8 Mart’ı bir yıl öncekisinden daha güçlü ve kendinden emin karşılayan bir kadın hareketi var. Ve artık toplumsal kurtuluş, politik özgürlük, adalet mücadelesi, çok daha fazla kadının kurtuluşuna bağlanmış durumda. Kadın kurtuluşunu sağlanması emekten, özgürlükten, haktan yana hiçbir toplumsal kesimin kurtulamayacağı bir çağın ilk çeyreğindeyiz. 8 Mart kadın dayanışması ve mücadelesinin bir meşalesi olarak, bu tarihsel dönemi aydınlatan ışığa dönüştürebiliriz. Tam da böylesi bir dönemde; ölümlerin, çaresizliğin kol gezdiği zamanda 8 Mart’ın ruhuna, birleştirici ve kazanma odaklı kuvvetine ihtiyaç var. Kaybettiklerimiz arasında ve kadınların yaşamını ve yarınını birlikte kazabiliriz” şeklinde noktaladı.
 
MA / Mehmet Aslan
 

Diğer başlıklar

18/05/2024
22:15 Cizîr’de bir kadın katledildi
22:11 Afganistan’da sel: 400'e yakın kişi hayatını kaybetti
21:19 İstanbul’da Kürt Dili Bayramı etkinliği
20:59 Hatimoğulları: Mücadelemiz bilenmiş durumda
Bayındır: Kürt halkı DAİŞ sevicilerini de yenecek
20:28 Bir yanda ‘Kamuda Tasarruf’, bir yanda şatafat
20:19 Gençlik örgütlerinden Dörtler, Karer ve Kaypakkaya için yürüyüş
20:08 Perî seçimleri için çalışmalar sürüyor
20:01 Bakırhan: Bizi yargılayan JİTEM ittifakından kurtulacağız
19:25 Kobanê Davası tutsaklarına Kuzey ve Doğu Suriye’den destek
19:08 'Kobanê Davası kararından dönülsün' çağrısı
18:57 Uçar: Kürt halkının en büyük dokunulmazlığı direnişidir
18:35 Mêrdîn’de bir korucu öldürülmüş halde bulundu
17:33 Gazeteci Aslan’a ayakta sayım işkencesinin nedeni Türk bayrağıymış!
17:19 ‘Dilin özgürlüğü yetmez, halkın ve toprakların da özgürleşmesi lazım’
17:00 3 kentte Kobanê Davası protestosu
16:55 Elbak’ta askeri araç devrildi
16:14 Curnê Reş'te mahalle mahalle seçim çalışması
16:12 AKP'li Özcan'ın koruması: Belediye aracında esrar taşıttı
15:38 Afganistan'da sel: En az 50 ölü
15:05 30 yılın ardından memleketinde çiçeklerle karşılandı
14:53 65 yaş üstü hasta tutsakların sağlık sorunlarını sıraladılar
13:56 'Dörtler' anıldı |
13:52 KHK açıklamasında Wan'daki tutuklamaya tepki
13:46 Wan'da Kürt Dil Sempozyumu: Bir dili öldürmek jenosittir
13:41 AKP’nin tarımdaki ‘başarı’ hikayesi: 700 milyar borç
13:37 Şirnex ve Hatay’da Kobanê Davası protestosu
13:31 31 yıllık tutsağın tahliyesine dördüncü engel
13:23 Kayıp yakınlarından birçok kentte eylem: Failleri yargılayın
13:03 Cumartesi Anneleri Örhan ailesinin akıbetini sordu
12:30 Tokat’ta tutsaklara hücre cezası
11:30 Şehba’ya saldırılarda 2 çocuk yaralandı
10:29 Efrîn’de 6 yılda 10 bin kişi kaçırıldı
10:13 Kobanê Davası: Karara karşı omuz omuza mücadele verilmeli
09:46 İstiklal Mahkemeleri'nden Kobanê Davası'na değişen bir şey yok
09:32 Mêrdîn Kitap Festivali: İlgi yoğun, yayıncılar memnun
09:23 Alıkonulan Ahmet'ten 207 gündür haber yok
09:22 Tutsakların ‘özgürlük’ eylemi sürüyor
09:16 Çiftyürek: 'Kalkınma Yolu Projesi' ile Kürt kazanımları hedefleniyor
09:13 Çıraklık merkezlerinden MESEM’e çocuk emeği sömürüsü
09:06 Nas: Ülke geleceği açısından umut kırıcı bir karar
09:03 'Güvenlik' arıcılığı bitme noktasına getirdi
09:02 Ünsal: DAİŞ’in intikamı alınmak isteniyorsa boşa bir çaba
09:01 Penseli işkence iddianamede yer almadı
09:00 18 MAYIS 2024 GÜNDEMİ
07:49 3 kentte 18 tutuklama
17/05/2024
23:24 Köln'de Kobanê Davası tutsaklarıyla dayanışma mitingi
21:20 30 yıllık tutsak İlhan tahliye edildi
21:06 Gök ve Dinç’in davasında karar çıkmadı
20:06 Kobanê’den mesaj: Kobanê Davası tutukluları onurumuzdur
19:34 Savcılıktan Kobanê Davası'ndaki beraat ve tahliyelere itiraz
17:57 ‘Emine Şenyaşar yargılanıyor, katliamı yapanlar yargılanmıyor’
17:40 Mêrdin Kitap Festivali’nde Aram Yayınevi’ne yoğun ilgi
17:16 Antalya ve Hatay’da 9 kişi serbest bırakıldı
17:02 Dêrsim’de halk konserine valilik yasağı
16:28 Hemşire Bilgin şüpheli şekilde yaşamını yitirdi
16:04 Colemêrg’te 6 kişi daha tutuklandı
16:01 Dokuz Eylül Üniversitesi'nde 8 ayda 3 kez yemek ücretine zam
15:59 3 kentte 'Tecride son ver' eylemi
15:57 Bakanlıktan Karaburun'da 41 yeni RES onayı
15:52 Belediyeye gelen para maaşlara yetmedi
15:42 Curnê Reş’te 12 mahallede seçim çalışması: Yüksek farkla kazanacağız
15:32 Çorum'da iki kadın katledildi
14:24 Şehba’nın Til Mediq köyüne saldırı
14:20 Kışanak Amed'te: Kobanê vicdan meselesiydi, vicdan kazanacak
14:16 Birçok kentte Kobanê Davası protestosu
14:13 Sêrt kayyımın tahsis ve devir işlemleri iptal edildi
14:06 Wan sokakları: Kararı mahkeme değil, iktidar verdi
13:56 Adalet Bakanı Tunç'tan Kobanê Davası açıklaması
13:55 Ege cezaevlerinde 1 yılda 934 hak ihlali
13:43 'Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulsun' talebi
13:34 30 yıllık tutsağın tahliyesi ikinci kez engellendi
13:29 Curnê Reş seçmenlerine mektup: 2 Haziran'da zafer halayına duralım
13:27 Mêrdîn 1’inci Kitap Festivali başladı
13:07 Hukukçular: Düzmece yargılamayla verilen cezaları tanımıyoruz
12:00 İmralı için ailelerden görüşme başvurusu
11:52 Kobanê Davası dünya basınında
11:26 İfadeye çağrılan Akıl ve Çağlı gözaltına alındı
11:14 Erdoğan'ın affettiği Çetin Doğan tahliye edildi
11:06 DEM Parti 3 kentte Kobanê Davası kararlarını protesto edecek
11:05 TÜİK işsizlik rakamlarını açıkladı
11:00 2 kişiyi öldüren AKP’linin babasına Erdoğan affı!
10:47 Yüksekdağ'dan ilk mesaj: Kimsenin yüzü düşmesin, diz çöktüremediler
10:32 Kobanê Davası avukatı Aydın: Börü'nün ölümü algı için kullanıldı
10:06 Wan'da 21 kişi tutuklandı
09:51 Hukukçular: İktidar yargıyı suç aleti olarak kullandı
09:44 Müfredat tepkisi: Çocuklarımız AKP’nin şekillendirici hamuru değil!
09:26 Eren Keskin: Bu intikamcı bir karardır
09:11 Alıkonulan Ahmet'ten 206 gündür haber yok
09:10 Tutsaklar telefon ve aile görüşlerine çıkmıyor
09:08 Çocuk emeği üzerinden milyonlarca liralık ciro
09:06 Şüpheli şekilde ölü bulunan Koç’un babası: Kızım öldürüldü
09:04 Çakmak: İmralı’ya gitmek için yeni bir başvuru yapacağız
09:03 Barış Anneleri 'özgürlük' talebinde kararlı
09:00 17 MAYIS 2024 GÜNDEMİ
08:50 Kobanê Davası'nda hangi siyasetçiye kaç yıl ceza verildi?
08:07 Erdoğan'dan 28 Şubat hükümlülerine af
01:18 15 barodan Kobanê Davası açıklaması
01:10 Tuncel: Cezaevlerinde İmralı tecridine karşı verilen mücadeleyi anlamlandıralım
01:03 Amor ve Sjöstedt’den Kobanê Davası kararına tepki
16/05/2024
23:19 Tahliye edilen siyasetçi kadınlar: Mücadele sürecek
22:48 Êlih ve Wan’da Kürt Dili Bayramı etkinlikleri
22:33 Amed ve Adana’da yürüyüş
22:19 Bedlîs’te 6 kişi tutuklandı
21:40 Tahliye olan Kışanak: Barışa ihtiyacımız var
21:16 Korucu saldırısında 6 yurttaş yaralandı
21:00 Hüseyin Deniz Öykü Yarışması Ödülleri sahiplerini buldu
20:28 Kobanê Davası kararına karşı ortak mücadele çağrısı
19:46 Kobanê Davası kararına tepki yağdı
19:36 Avrupa Parlamentosu Sol Grubu: Türkiye’de IŞİD karşıtı protestolar suç sayılıyor
19:28 Emine Şenyaşar’ı takip eden basın ve danışmana polis engeli
19:09 Birçok kentte Kobanê Davası protestosu: Boyun eğmeyeceğiz
17:52 Peri’de seçim çalışmalarının startı verildi
17:43 Demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anıldı
17:27 Hatimoğulları: Cuntaya rahmet okutacak bir karar
Bakırhan: Cezaları tanımıyoruz
17:18 MUÇEP : ÇED raporları kopyala-yapıştır hazırlanıyor
17:04 TJA: Kobanê Davası kararını tanımıyoruz
16:55 Önder’den Kobanê kararı yorumu: AKP’nin ilerideki yargılanmasının ön iddianamesidir
16:49 Meclis'te Kobanê Davası protestosu
16:44 Ahmet Türk'ten ilk açıklama: Mücadele etmeye devam edeceğiz
16:26 DEM Parti Kobanê Davası ardından olağanüstü toplanıyor
16:08 DEM Parti’den Kobanê kararına ilk tepki: Kumpaslarınızı çökerteceğiz
16:02 Seçim çalışmaları 3 koldan sürüyor: Curnê Reş bizim
15:31 Karar duruşmasını takip eden siyasetçiler: Kobanê Devrimi mahkum edilmek isteniyor
15:16 Kobanê Davası'nda siyasetçilere ceza yağdı
15:01 Dêrsim'deki maden projelerine karşı 'ortak mücadele' çağrısı
14:49 BES: 'Kamuda tasarruf' paketiyle fatura halka kesildi
14:48 Eylemcinin listesinde adı bulunduğu iddia edilen gazeteciler ifade verdi
14:47 Wan’daki gözaltı ve tutuklamalara tepki: İntikam operasyonu
14:22 Yemek ücretleri ödenmeyen memurlardan yemekli protesto
14:14 Tehdit alan kadın şikayetine rağmen korunmadı
13:55 Kobanê Davası için çağrı: Ülkenin geleceği karanlıklara teslim edilmemelidir
13:36 30 yıllık tutsak Yavuz tahliye oldu
12:34 Cannes Film Festivali sinema emekçilerinin eylemiyle başladı
12:24 Tutsak kadınlar: Öcalan’ın özgürlük koşullarının sağlanması için duruşmaya katılmıyoruz
12:08 TFF kadın hakemi hamile olduğu için FIFA listesinden çıkardı
11:49 Kobanê Davası: Duruşmaya ara verildi
11:32 Asrın Hukuk Bürosu’ndan İmralı’ya gitmek için başvuru
11:30 İran'da 2 tutsak kadın açlık grevine başladı
11:19 Kobanê Davası'nda karar duruşması başladı
10:25 Bakırhan: Ders alınıp alınmadığını göreceğiz
Hatimoğulları: Bu dava Türkiye için bir yol ayrımıdır
09:44 Alıkonulan gazeteciden 205 gündür haber yok
09:42 4 ilde 68 gözaltı
09:41 Tutsaklar 'özgürlük' eyleminde
09:40 DAİŞ saldırısında 1 Irak askeri hayatını kaybetti
09:16 Sêrtli yurttaşlar: İnsan dilini konuşmadığı yerde yok olur
09:10 Kürtçeye 10 kontenjana tepki: Seçmeli değil, anadilde eğitim olmalı
09:06 Jîn Art’tan büyük konsere çağrı
09:06 Ekolojide antikapitalist bir mücadele: Polen Ekoloji Enstitüsü
09:05 'Mardin Bienali'ne alternatif oldular
09:02 Tetwan'da her hafta kültür ve sanat atölyesi düzenlenecek