Yüksekdağ: Kadınlar, enkazın arasında filizlenen yeni toplumun mayası olacak

img
İSTANBUL - Türkiye ve Kurdistan halklarının tarihsel bir dönemden geçtiğini belirten HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, deprem bölgelerindeki dayanışmayı işaret ederek, “Jin jiyan azadî, enkazın arasında filizlenen yeni toplumun da mayası olacak” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 7 milletvekili, 4 Kasım 2016’da gözaltına alınıp tutuklandı. Bu tarihten bu yana Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan Yüksekdağ’ın, başvuru yaptığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 8 Kasım 2022’de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) işaret ederek, ihlal kararı verdi.
 
Bu karara rağmen hala tutuklu bulunan Yüksedağ, bulunduğu cezaevinden AİHM kararının uygulanmaması, Emek ve Özgürlük İttifakı ve kadınların mücadelesinin yanı sıra 8 Mart’a Dünya Kadınlar Günü’ne ilişkin sorularımızı yanıtladı.
 
‘İKİ TARAFTA SÜRECİ İDARE ETMEYE ÇALIŞIYOR’
 
AİHM kararına işaret eden Yüksedağ, bu karar ile birlikte kendilerine verilen cezalarının haksız ve siyasi saiklerle alındığının bir kez daha teyit edildiğini söyledi. Ancak kararın çok geç verildiğini ve bu nedenle sorunlu bir karar olduğunu da ifade eden Yüksedağ, “Türkiye iktidarının AB ile geliştirdiği açık kapı ilişkileri ve pazarlıkların bu gecikmede etkili olduğunu düşünüyorum. Öte taraftan Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala kararları Türkiye tarafından hala uygulanmadı. Son AİHM kararında benim dışımda İdris Baluken olmak üzere iki mahpus var. Derhal salıverme kararı bilindiği üzere bizim içinde aynı sebeplerle uygulanmıyor. AİHM kararı Kobanê davasındaki suçlamaları ve tutuklamayı da kapsıyor olmasına ve tutuklu yargılanan diğer arkadaşlar açısından da bağlayıcı sayılmasına rağmen heyet kararı yok sayıyor. Bu gün AİHM kararı ve Türkiye devletin altına imza attığı sözleşme ile ve bağlayıcılığını tanıdığı AİHM’le gerçek anlamda bir irtibatı kalmamıştır. İki tarafta da süreci idare etmeye çalışıyor” dedi.
 
HUKUK OYUNUNDA BİR PERDE: KOBANÊ DAVASI 
 
Tutuklamalarının nedenine de işaret eden Yüksekdağ, bunun verdikleri siyasi mücadele ile doğrudan bağlantılı olduğunu belirtti. Yüksekdağ, serbest bırakılmalarının da ancak verilecek bir siyasi mücadele ile mümkün olabileceğini söyledi. Ayrıca hala süren Kabonê Davası’na da dikkat çeken Yüksekdağ, “Kobanê davasının hukuk ve yargı ciddiyeti boyutunu uzun uzadıya anlatmama gerek yok. Ama tarihe tam bir hukuk cinayeti ve rezaleti olarak geçeceği kesin. Dava, tastamam siyasi ve iktidar güdümünde olunca, hukuk zaten oyunun oynatıldığı bir perdeden fazlası değil” diye kaydetti.
 
YARGI SÜRECİ 
 
Davada sorguların hala bitmemiş olmasına rağmen esas hakkında mütalaa verildiğine de dikkat çeken Yüksekdağ, kendilerine alelacele ceza verilmek istendiğini belirtti. Dava kapsamında yapılan duruşmalara müdahalelerin yapıldığının altını çizen Yüksekdağ, “Bize özel seçilip görevlendirilen bir heyeti dahi günlük olarak yönetemeden edemiyorlar. Davanın hızlandırılması ve mütalaaya geçiş kararı da böyle oldu. Planladıkları seçim tarihinden önce bize kestirecekleri cezayı bir propaganda, karalama ve üstünlük gösterisi için kullanmak istediler. Kobanê davasında son aşamaya geçiş kararıyla eş zamanlı olarak HDP kapatma davasında da hazine yardımına el koyma kararı aldırıldı. Yani bütün siyasi yargı süreçleri senkronize, tek elden, tek masadan yürütülüyor” diye konuştu.
 
‘İSTEDİKLERİNİ BAŞARAMADILAR’
 
Bu hususlarla özelde Kürt halkına ve Türkiye halklarına gözdağı verildiğini belirten Yüksekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsanlarımızın kolunu kanadını kırdıklarını sanıyorlar. Demokratik siyasetin hedeflendiği ve rehin alındığı Kobanê ve HDP kapatma davası gibi süreçler bu amaca matuftur. Ama bizim tutsak edildiğimiz süreç boyunca kaç HDP’li, kaç kadın, kaç genç kendi kanatlarıyla uçmayı öğrendi? Halklarımız darbe ve operasyonlara hangi düzeyde dayanıklılık kazandı? Bunu hesap edemiyorlar. Bu nedenle bizi yargıladığını sananlar, yıllardır halkın iradesini hapiste tutanlar, istediklerini başaramadılar. Bir yanımız esaret ise bir yanımız ise özgürlüktür çünkü.”
 
SALDIRILAR NEYLE BOŞA ÇIKARILDI?
 
HDP’ye yönelik saldırıların yıllardan beri çeşitli biçimlerde sürdüğünü ancak bu güne değin bu saldırılardan devletin sonuç alamadığını sözlerine ekleyen Yüksekdağ, bunun temel nedeninin ise her saldırının altından kalkmayı bilmelerinden kaynaklandığını vurguladı. Yüksekdağ, “Bunda en önemli faktör halkımızın dirayeti, değerlerine bağlılığı ve iradesinden taviz vermemesidir. Arada bir hapishanedeki arkadaşlarla konuşuyoruz; neredeyse tutuklanmayan, hapse girmeyen HDP’li kalmamış. 12-13 yaşlarındaki çocuğumuzdan 75-85 annemize, babamıza kadar herkes politik duruşuyla sınandı. Hala yanımızda 4 yaşında annesiyle birlikte üç yıldır hapis yatan çocuklar var. HDP’ye yönelik saldırılar öyle genel geçer cümlelerle tarif edilecek bir şey değil. Büyük kırım hareketi ve büyük direniştir. Hiçbir siyasi organizma bize yapılanın yarısını bile kaldıramayacak durumdayken HDP’nin yaygın algı sınırlarını zorlayarak gerçekleştirdiği bir direniş söz konusudur” şeklinde konuştu.
 
‘HDP HALKTIR’
 
“Hep söylüyoruz, yine hatırlatalım; HDP, halktır. Baştan sona, aşağıdan yukarıya halk hakikatidir” diyerek, sözlerine devam eden Yüksekdağ, “Bu hakikatin varlığını ve gelişimini durduramazsınız. Bu güne kadar HDP adıyla ve çatısıyla gelişiyordu. Yarın başka bir ad, başka bir çatı da yaratır. Halklarımızın, kadınların, gençlerin iktidarın zulmüne uğrayanların merkezinde durduğu, çoğu zaman tek başına bir parti gibi davranan, hatta yer yer bilinciyle, pratiğiyle onun önüne geçen bir toplumsal güçten söz ediyoruz. Bu nedenle kapatma davası bizden çok siyasi iktidarın ve bu kuralsız savaştan medet umanların sonudur.  Hiçbir HDP’li ve devrime, demokrasiye, özgürlüğe inan hiçbir insanımız eminim ki kapatma saldırısını felaket senaryosu gibi okumuyordur. Ve bence başka hiç kimse de böyle okumamalıdır.
 
‘BU TAKTİKTİR VE BOŞA ÇIKARILABİLİR’
 
Kapatma davası ve diğer saldırılarla “Ha kapandı ha kapanacak” kaygısının yaratılmak istendiğine dikkat çeken Yüksekdağ, bunun bir taktik olduğunu ve boşa çıkarılmanın yollarının da olduğuna işaret etti. Yüksekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hareketin yasalarına uymak ve öz örgütlenmelerimize sahip çıkmak bu dönemin ana eksenidir. Bizleri, bu tür darbe saldırılarıyla alt üst edip devre dışı bırakmaya çalışanlara şu eski sözdeki gibi cevap verebiliriz; Yerin altının üstünden daha kötü olduğunu nereden biliyorsunuz? Tarih tanıktır ki birçok kritik süreçte bazı kırılma anları yıllar boyunca süren statükoların devrilmesi ve yeniye alan açmasına vesile olmuştur. Biz de bu uğursuz saldırıyı bir olanağa çevirmek için dikkat kesilmeliyiz. Neden olmasın? Şimdikinden daha iyisi neden olmasın?”
 
KADIN PARTİSİ İLE AĞIR DARBE ALDI
 
HDP’ye yönelik saldırılar ile kadınlara yönelik saldırıların eş zamanlı ve aynı düzlem üzerinde geliştiğini dikkat çeken Yüksekdağ, “Bu kaçınılmaz bir bağlaşıklık. HDP’ye saldırınca kadın iradesi üzerine kurulmuş kadın özgürlük hukukun uyguladığı, mücadelesinin verildiği bir yapıya saldırmış oluyorsunuz. Üstelik meclis ve merkez siyaset gibi bir alanda yüzyıldır süren erkek hegemonyasının tekelinin kırılmasını sağlayan bir partiye saldırmıştır oluyorsunuz.  İktidar ve düzen partilerinin HDP’yi hazmedememesinin başat nedenlerinden biri de budur. Meclis, belediye, merkezi yönetim, siyasi partiler gibi alanların daima erkeklere parsellenmesi geleneği HDP’nin siyasete etkin girişiyle ağır darbe aldı” dedi.
 
KADINLARIN VARLIK ALANLARI HEDEFTE
 
Yüksekdağ, bu nedenle en çok kadınlara ve özellikle siyasetçi kadınlara yönelik saldırının olduğunu söyledi. Yüksekdağ, cezaevine atılan kadın siyasetçilere dikkat çekerek, “Eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet bu gün hiçbir düzen partisinin ulaşamadığı bir seviye olarak tarihe kaydedilmiştir. HDP bu güçlü yanlarıyla hem sistemin yanlarını ortaya çıkarmakta ve milyonlarca kadına özgürlük ve cesaret enerjisi taşımaktadır. HDP’nin ev kölesi yapmak istedikleri, şiddete, tacize, tecavüze ve ucuz iş gücü sömürüsüne mahkum etmek istedikleri kadına örnek olmasını istemiyorlar. Özellikle de kadınların aktif siyasete çekilmesine ve teşvik edilmesine tahammül edemiyorlar. Bu nedenle HDP’nin kapatılması ve tasfiye saldırısına uğratılmasıyla kadınların kazanılmış tarihsel varlık alanlarını yok etmeyi ve siyasi direncini kırmayı hedefliyorlar. Tam da bu nedenle istediklerini başaramayacaklar. Çünkü kadın direnişleri çağında olduğumuzu idrak edemeyecek kendi kibirlerine ve zulümlerine batmıştır” ifadelerini kullandı.
 
‘KADIN SOYKIRIMINA KARŞI MÜCADELE ZORUNLU’
 
Kadınların en çok köleleştirilen ve sömürülen kesim olduğu tespitini yapan Yüksekdağ, şunları söyledi: “Bu eril sistem bin yıldır kendisini üreterek ve baskıyı perçinleştirerek bu günlere gelmiş. Bugün baktığımızda da kapitalist eril yönetim yapılarının kadınla açık ya da gizli biçimleri ülkeden ülkeye farklılık gösterse de köhnemiş bu ilişki biçimini sürdürdüğünü görüyoruz. Ortadoğu, Kurdistan ve Türkiye gerçeği bakımından eril hegemonyanın çok ağır ve şiddetli biçimiyle yüz yüzeyiz. Kadına dönük şiddet ve cinayetler öyle sistematik bir hal aldı ki artık bunu jenositten, kadın soykırımından farklı tanımlamak mümkün değil. Bu aynı zamanda kadınların mücadele zorunluluğunu da öne çıkarıyor. Özgürlük talebi, eşitlik mücadelesi bu gün öne çıkan en büyük toplumsal hareketlerdir. Kadın toplumsallığı geliştikçe, kadınlar hak ve kurtuluş mücadelesine yöneldikçe şiddetin dozu artıyor.”
 
‘KADINLAR SEÇİME DAMGASINI VURACAKTIR’
 
“Kadın isyanı”nın da geliştiğini dile getiren Yüksekdağ, bunun ayrıca kurulu düzeni değiştirmeye dönük bir devrim niteliği de taşındığını ve görülmesi gerektiğine dikkat çekti. Yüksekdağ, Türkiye ve Kurdistan’da kadınların verdiği mücadeleyi işaret ederek, “Türkiye ve Kürdistan kadın hareketi yakın tarihimize göz ucuyla baksak bile öncü ve hayati rol oynamıştır. Jin jiyan azadî haykırışı, basit olmanın ötesinde bir dönemin ruhu, eylem bilinci ve harekete geçirici gücü olmuştur. Darbelerin katliamların, kitle hareketlerinde dibe vuruşların yaşandığı dönemlerde kadın hareketi hep diri kalmayı bildi. 8 Mart’ların 25 Kasımların ve kadın haklarının gasp edilmesine karşı kampanyaları bütün bir toplum için bir ‘kalk borusuna’, işaret fişeğine dönüştürdü. Kadınların bu rolü ve öncülüğü hala günceldir ve yaşamsaldır. Türkiye’nin kritik, kaotik bir seçim sürecine girdiğini ve sistem felaketleriyle altüst olduğunu dikkate alırsak böyle bir dönemde kadın öncülüğü ve siyasetin merkezine yürüyüşü çok daha önemlidir. Kadınlar tabandan ve yaşamdan doğan güçleriyle gerek temsili gerek hareket boyutuyla bu tarihsel sürece damgasını basmalıdır, basacaktır.”
 
İKTİDAR NASIL GİDER?
 
Millet İttifakı’nın Türkiye ve Kurdistan’ın kritik sorunlarına dair somut adımlar atmadığını ve bu durumun temelinde ise ittifakı oluşturan güçlerin arasındaki çelişkilerin olduğunu vurgulayan Yüksekdağ, ittifakın öncelikle Kürt sorununu ele alması gerektiğini belirtti. Kürt sorununun çözümsüzlüğünün rejim krizine yol açtığını belirten Yüksekdağ, ittifakın demokratik inşaya dair güçlü ve güven artırıcı sözler söylemesi gerektiğinin altını çizdi. Yüksekdağ, “Bütün muhalefetin istediği mevcut iktidarın değişmesi ise bu her şeyden önce muhalefetin demokratik değişimiyle başlar. Aksi durumda iktidardan farklı olmaz. Ama bu konuda bilhassa İP merkezli direnç geliştirdiği, diğer ittifak bileşenlerinin de suni bir denge kurmak adına bu dirençle uyumlu davrandığı görülüyor” diye kaydetti.
 
‘KABUL EDİLEMEZ’
 
Yüksekdağ, Millet İttifakına dair sözlerini şöyle sürdürdü: “Diğer taraftan faşist, ucube bir sisteme dönüşmüş iktidardan kurtulmak için gereken yapıcılığı göstermemek, saray siyasetini çağrıştıran tepeden bakış sergilemek çok doğal ve kabul edilebilir sayılıyor. Ama bizim açımızdan kabul edilemez. Kürtlerin, HDP’yi var eden devrimci, demokratik güçlerin oyununa talip olanların, taleplerine yabancılığı normal değildir. Bizim tabanımız ve demokrasi güçlerinin beklentisi, eğilimi belidir. Asıl önemlisi Millet İttifakı ve onun çıkaracağı Cumhurbaşkanı adayı, bu tayin edici gücü ne kadar dikkate alacak; ya da demokratik, yenilenmeci karaktere sahip mi, değil mi? Tabi bizim stratejimiz her durumda nettir. Kendi adayımızı çıkarmak da dahil bağımsız bir politik hattan ilerleme eksenindedir. Bu eksenin geliştirilmesi, Millet İttifakının ne yapacağından çok daha belirleyicidir” dedi.
 
EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI
 
Emek ve Özgürlük İttifakının Türkiye ve Kurdistan halkları için yeni bir umut ve enerji olduğunu ifade eden Yüksekdağ, “İttifakın, amaç ve hareket birliğini, açıklığını, doğrudanlığını daha iyi yansıtabilmesi gerekiyor. Ne kadar ağır ve bıçak sırtı bir zamandan geçtiğimiz ortada. Böyle bir zamanda halkların, kadınların, gençlerin, emekçilerin umut ve beklentilerini merkeze almayan karşılığını en iyi şekilde vermeyen her politik organizasyon akamete uğrar. Emek ve Özgürlük İttifakı, ilk çıkış rüzgarını çok iyi değerlendirmeli. Hepsinden önemlisi de halkların ona, ‘Üçüncü İttifak’ olduğu için yüzünü çevirdiğini, değer verdiğini, unutmamalı. Ayrıca ittifakın Kartal Mitingi gibi enerjik ve kitlesel çıkışlara ihtiyacı var” diyerek, seçime işaret edip, bu doğrultuda gelişmelerin çoğaltılması gerektiğini kaydetti.
 
UYGULAMALAR ÇOĞALTILMALI
 
Mereş Merkezli depremlere de değinen Yüksekdağ, iktidar ve devletin çöktüğünü ancak buna karşın ise insanlık değerlerini savunan güç ve hareketlerin ise güçlü bir biçimde ayağa kalktığını ifade etti. Bu yönüyle önemli bir sınavın verildiğini söyleyen Yüksekdağ, kadınların rolüne dikkat çekti. Kadınların yaşamı kuruduğu ve aynı zamanda sürekli üreten bir ruh ile enerji olduğunu da dile getiren Yüksekdağ, şöyle konuştu: “Bir taraftan hala yitirdiğimiz canların yasanı tuttuğumuz doğrudur; ama diğer taraftan kadına ve onun nezdinde yaşama sahip çıkmak zorundadır herkes. Bu süreçte kadın örgütlerinin, özelde kadın dayanışması eksenli çalışan gönüllü ve inisiyatiflerin geliştirilmesi, desteklenmesi çok önemlidir. Mevcut dayanışma hareketlerinin özgün kadın boyutunun kapsayıcı, sistematik ve daha zengin olanak aktarımıyla büyütülmesi gerekiyor. Bu nedenle Silopyalı kadınların örnek organizasyonu, Mor Tır,  Mor Yerleşke, kadın ve çocukların için psiko-sosyal destek, kreş gibi uygulamaların çoğaltılması önemlidir.”
 
YENİ TOPLUMUN MAYASI OLACAK
 
Yüksekdağ, “İnancımız o ki; ‘Kadın yaşam özgürlük (Jin jiyan azadî)’, eril kapitalist sistemin enkazının arasında filizlenen yeni toplumun da mayası olacak” dedi. Yüksekdağ, kadınların 8 Mart sürecinde deprem bölgesinde bu mayayı çalması gerektiğini belirtti. Yüksekdağ, sözlerini, “Elbette ki dayanağımız, Rojava’dan İran’a ve dünyayı saran kadın isyanlarına inanmak aynı yoldan ilerlemektir. Bu 8 Mart’ı bir yıl öncekisinden daha güçlü ve kendinden emin karşılayan bir kadın hareketi var. Ve artık toplumsal kurtuluş, politik özgürlük, adalet mücadelesi, çok daha fazla kadının kurtuluşuna bağlanmış durumda. Kadın kurtuluşunu sağlanması emekten, özgürlükten, haktan yana hiçbir toplumsal kesimin kurtulamayacağı bir çağın ilk çeyreğindeyiz. 8 Mart kadın dayanışması ve mücadelesinin bir meşalesi olarak, bu tarihsel dönemi aydınlatan ışığa dönüştürebiliriz. Tam da böylesi bir dönemde; ölümlerin, çaresizliğin kol gezdiği zamanda 8 Mart’ın ruhuna, birleştirici ve kazanma odaklı kuvvetine ihtiyaç var. Kaybettiklerimiz arasında ve kadınların yaşamını ve yarınını birlikte kazabiliriz” şeklinde noktaladı.
 
MA / Mehmet Aslan
 

Diğer başlıklar

22:52 Çandar: Suriye politikasının değişmesi için elverişli şartlar var
22:45 Önder’den Soylu’ya ‘helallik’ yanıtı: Barış gelsin o işin kolay kısmı
22:36 YJA Star’lı Leyla Yıldızgören toprağa verildi
22:26 ‘Kürtler ırkçılığa maruz kalmıyor’ diyen komisyon başkanına örnekler sıraladı
21:28 Uzman çavuş bir kadını katletti
21:23 Sümeyye Boz: Abdullah Öcalan’ın fikirleri çözüm için yol haritası sunuyor
21:15 KESK mitingine çağrı
20:56 Pakistan'da silahlı saldırıda 38 kişi öldü
20:47 Erkek şiddetine karşı kurulan komisyonun başına erkek getirildi
20:38 Avukat görüş yasağına tepki: Ne yapmaya çalışıyorsunuz?
20:33 Irak: Güvenlik güçlerimiz savunmaya hazır
20:05 Tutanaklarda her dil serbest, Kürtçe yasak!
19:46 İsrail'den 'Netanyahu' açıklaması: Geri adım atmayacağız
19:42 DEM Parti Esenyurt ilçe eşbaşkanları tutuklandı
19:33 KESK’ten İsmet Aslan için uluslararası imza kampanyası
19:12 İsrail'in saldırılarında yaşamını yitirenlerin sayısı 44 bini aştı
19:08 Sevk talebiyle açlık grevinde olan tutsak için İHİK’e başvuru
19:00 Avrupa'dan 'Netanyahu kararını uygularız' mesajı
18:40 İran'ın başkenti değişiyor
18:25 Öztürk: Abdullah Öcalan’a dair ‘umut hakkı’ Meclis’te onaylansın
18:18 Cem Garipoğlu soruşturmasında takipsizlik kararı
18:14 Mêrdîn’de avukatlara silahlı saldırı
18:08 Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi'nden kayyıma karşı dayanışma çağrısı
18:03 'Rusya kıtalar arası balistik füze kullandı' iddiası
17:42 Tutsak kadınların kitapları imzalandı: Dışarıdaki dünyayla bir köprü
17:17 Uğur Kaymaz ve babası mezarı başında anıldı
16:46 DEM Parti ve CHP görüşmesi ertelendi
16:43 25 Kasım kapsamında özel savaş politikası tartışıldı
16:03 Katletme girişiminde bulunan fail serbest bırakıldı
15:57 'Özgür toplum kadınların mücadelesiyle inşa edilecek' GÜNCELLENİYOR
15:41 UCM’den Netanyahu hakkında tutuklama kararı
15:38 Meclis’teki 9 partiden kanun teklifi: Kayyım düzenlemesi kaldırılsın
15:29 'Bütçeyi kurşuna göre değil çocukların ihtiyaçlarına göre düzenleyin'
15:23 Xelfetî Belediyesi önünden seslendiler: Kayyım sen nerelisin?
15:15 Maaşlarını alamayan 670 işçi eylemde
14:48 SES Eş Genel Başkanı: Sağlıkta idareciler seçimle belirlensin
14:39 Dêrsim’de belediye başkanına verilen cezaya tepki: Biat etmeyeceğiz
14:37 PTT’de hafta sonu çalıştırmaya tepki: Hukuksuzluğa son verin
14:25 Merkez Bankası faizi sabit tuttu
14:21 DEM Parti’den YRP’ye ziyaret: Kürt sorununun çözümü barışa katkı sağlar
14:10 Soylu’nun referans gösterdiği Bilici dolandırıcı çıktı
13:54 TÜRÇEP Eskişehir’de toplanacak
13:46 DAD’dan Dêrsim Belediyesi ile dayanışma çağrısı
13:22 Xelfetî'de nöbet: Seçimle geldik, kayyımla gitmeyiz
13:12 DEM Parti ile Yeniden Refah görüşmesi başladı
12:57 Bagok'ta SİHA hareketliliği
12:49 Gazeteci Kaya'nın davasında Yargıtay kararı beklenecek
12:28 Tutsaklara para gönderme kampanyası başlatıldı
12:02 Eş Genel Başkanlar ile Özgür Özel görüşmesinin tarihi belli oldu
11:53 Dêrsim’de nöbet sürüyor: İrade gaspına izin vermeyeceğiz
11:35 Avukatlar İmralı’ya gitmek için yeniden başvurdu
11:33 'Yenidoğan Çetesi' davası sanık savunmalarıyla devam edecek
11:32 İstanbul'da bazı deniz seferleri iptal edildi
11:10 Kayyım Kadın Müdürlüğü Koordinatörlüğü'ne erkek atadı
10:10 Gazeteci Paksoy'a verilen ceza onandı
10:00 Abdullah Öcalan’a 6 aylık yeni avukat görüş yasağı
09:20 'Sus-ma: İçeride, dışarıda sansür ve otosansür' sergisi açıldı
09:17 Cezaevinde 'Türkçe konuş' dayatması
09:15 Kayyıma tepki gösteren Kürtçe eğitmenler istifa etti
09:13 ‘Türkiye ya İmralı’yı muhatap alacak ya da İran’ın konumuna gelecek’
09:10 TJK-E Sözcüsü: ‘Özgürlük’ mücadelesi yeni bir aşamaya geçti
09:09 Subaşı'ya verilen cezanın gerekçesi: Kürtçe çalışmalar
09:08 Şükran Demir: Sistemi kadının gücü değiştirecek
09:07 Soğuk havalarda ilk durak aktarcılar
09:06 Wanlı kadınlardan yürüyüşe katılım çağrısı
09:04 Şiddet biçimi olarak estetik: Beden ve ruh arasında karşıtlık yaratıldı
09:02 Filistin’den mesaj var: Kadınlar onurlu bir yaşam için direniyor
09:00 21 KASIM 2024 GÜNDEMİ
08:46 DEM Parti MYK’si tecrit ve kayyım gündemleriyle toplanacak
08:34 49 il için sarı kodlu uyarı
08:20 Hozan Aydın hayati tehlikeyi atlattı
08:02 AYM'den 'pasaport' kararı
20/11/2024
23:47 Dêrsim Belediyesi'nde nöbet: İttifakımıza yenileceksiniz
23:38 Erkeklerden yürüyüş: Geleceğimiz kadınların özgürlüğüne bağlı
23:30 Sakık: Yüz yıldır Kürtlerin iradesi yok sayılıyor
22:17 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Abdullah Öcalan esas muhataptır
21:44 İYİ Partili Çömez, çocuk bakım evlerindeki işkenceyi gündeme getirdi
21:01 ABD ‘Gazze'de acil ateşkes’ tasarısını 4’üncü kez veto etti
20:35 Rojin Kabaiş’in kaybolduğu sahilde açıklama: Kesinlikle intihar değil
19:57 MHP’den 3 milletvekili istifa etti
19:47 Dünya Çocuk Hakları Günü: Türkiye’nin karnesi giderek kötüleşti
19:29 Bahçeli ile görüşen Uras: ‘Türkiye’de yeni bir sayfa açılabilir’ diye düşünüyor
19:04 TÜM BEL-SEN: Zulme karşı direnişi büyüteceğiz
18:18 Abdullah Öcalan için BM önünde eylem: Tecrit insan haklarına aykırıdır
17:56 Meclis’te ‘etki ajanlığı’ gündemli toplantı
17:50 Özel’den destek için beş kriter: Toplumsal mutabakat şart
17:44 Mersin’de çocuk hakları paneli
17:38 Eren Keskin: Kadına şiddet devlet eliyle meşrulaştırılıyor
17:29 Amed Büyükşehir Belediyesi'nin araç alımına 'tasarruf tedbiri' engeli
17:11 Yerlikaya’ya tepki: Öldürülen kadınları birer sayı olarak göremezsiniz
17:03 Haber alınamayan genç için nehirde arama başlatıldı
16:59 DEM Parti'den eylemdeki işçilere ziyaret
16:58 Dêrsim Belediye Eşbaşkanı Konak: Kimse bize geri adım attıramaz
16:21 Tiryaki'den Yerlikaya'ya: Başınızı eğiyorsunuz, inşallah utançtandır
16:18 Xelfetî'de seçilmişlerin belediyeye girişine engel
15:57 DEM Parti'den cezalara tepki: Darbeci olarak anılacaksınız
15:47 Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı: Kalıcı mekanizmalar oluşturulmalı
15:45 Wan Barosu: Rojin Kabaiş'in boğulması gerçek dışıdır
15:34 Mahalleyi elektriksiz bırakan DEDAŞ'ın 'yanlışlarını' sıraladılar
15:29 25 Kasım etkinlikleri: Taksim'e çağrı
15:21 'Pêşi peya' soruşturmasına takipsizlik
15:01 Hatimoğulları: Tecrit kalkmalı, Abdullah Öcalan konuşmalı
14:48 TUAY-DER'den tutsaklara 'para gönderme' kampanyası
14:21 Çocuk Hakları Günü: 2 oluşum ilan edildi
13:56 Gazeteci Namık Tarancı mezarı başında anıldı
13:55 Dokunulmazlık tezkereleri Meclis Karma Komisyonu'na gönderildi
13:35 Dêrsim Belediye Eşbaşkanı Konak'a 6 yıl 3 ay ceza
13:19 DEM Parti'den Çocuk Komisyonu kurulması için kanun teklifi
13:11 Uzman çavuş pansiyonda ölü bulundu
12:58 Colemêrg Belediye Eşbaşkanı Akış’a 9 yıl ceza
12:46 Xelfetî'de nöbet 17'nci gününde
12:30 Kayyımın sendika üyesi yöneticileri görevden alması protesto edildi
11:56 Ceylan Önkol resim yarışmasının sonuçları açıklandı
11:46 Wan'da 'örgütlenme seferberliği' toplantısı
11:36 Amed’de otobüsler mor rengine boyandı
11:27 Mêdêa oyunu Ankara’da sahnelenecek
10:59 DEM Parti bakanlık önünde: Her 10 dakikada bir kadın katlediliyor
10:51 Bütçe görüşmelerinde Yerlikaya'ya kayyım protestosu
10:44 FİSA verisi: 2022'den bu yana 65 çocuk yangınlarda yaşamını yitirdi
10:22 Êlih'te direniş devam edecek
10:20 500 madenci özelleştirmeye karşı kendini madene kapattı
10:15 Uğur Kaymaz cinayeti: İnkar politikası failleri cezasız bıraktı
10:00 5 bin 216 ihlal başvurusundan sadece 22'si yerinde incelendi
09:50 Sağlık alanında anadil hizmeti veren tercüman talebine ret
09:39 Helin Ümit: PKK'ye gelen bir şey yok
09:35 'Özgürlük Sosyolojisi' İspanyolca yayımlandı
09:11 'Kürtler manipülasyona açık olmayan bir iradeye sahip'
09:10 Savcılık ağaç kesimini ‘hukuka uygun’ buldu
09:09 'İran'da verilen idam cezaları Kürt sorunuyla bağlantılı'
09:09 Kadın gazetecilere cezanın gerekçesi: İzin alınmadı, ikaza uyulmadı
09:08 İnfazı yakılarak tahliye tarihine 'ölünceye kadar' yazıldı
09:07 HDK'nin yeni Eşsözcüleri: Hedef her yerde varlık göstermek, mücadeleyi büyütmek
09:04 Qileban’dan Mexmûr’a uzanan mücadele
09:03 Serra Bucak: Kayyımın çökerttiği sistemi yeniden işlevli kıldık
09:01 TJA 8’inci yılında: En güçlü özsavunma aracı örgütlülük
09:00 20 KASIM 2024 GÜNDEMİ
08:49 Sanatçı Hozan Aydın kalp krizi geçirdi
07:52 Birçok kent için sağanak uyarısı
00:16 ‘Konser’ soruşturmasında 2 kişi görevden alındı
00:06 Gazeteci Sönük Erzincan Cezaevi’ne sevk edildi
19/11/2024
23:49 Sudan'da 25 kişi hayatını kaybetti
23:03 İran Öğrenciler Haber Ajansı: Ahoo Deryaei ailesine teslim edildi
22:03 332 savcı ve hakimin görev yeri değiştirildi
21:43 Sudani: İsrail, Irak’a saldırmak için bahane arıyor
20:59 Yenidoğan Çetesi davası: 112 araya girmeden bebekleri sevk alıyorduk
20:48 Şêrawa köyüne saldırı
20:46 Tiryaki: 149 kez kayyım atayarak Kürt kültürüne karşı soykırım yaptınız
20:22 Rusya-Ukrayna savaşında,10 milyonu aşkın kişi yerinden edildi
20:10 Yunanistan'da gazeteciler 24 saatlik greve gitti
19:57 Kürtler, nüfus sayımı için kentlerine dönüyor