Yüksekdağ: Kadınlar, enkazın arasında filizlenen yeni toplumun mayası olacak

img
İSTANBUL - Türkiye ve Kurdistan halklarının tarihsel bir dönemden geçtiğini belirten HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, deprem bölgelerindeki dayanışmayı işaret ederek, “Jin jiyan azadî, enkazın arasında filizlenen yeni toplumun da mayası olacak” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 7 milletvekili, 4 Kasım 2016’da gözaltına alınıp tutuklandı. Bu tarihten bu yana Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan Yüksekdağ’ın, başvuru yaptığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 8 Kasım 2022’de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) işaret ederek, ihlal kararı verdi.
 
Bu karara rağmen hala tutuklu bulunan Yüksedağ, bulunduğu cezaevinden AİHM kararının uygulanmaması, Emek ve Özgürlük İttifakı ve kadınların mücadelesinin yanı sıra 8 Mart’a Dünya Kadınlar Günü’ne ilişkin sorularımızı yanıtladı.
 
‘İKİ TARAFTA SÜRECİ İDARE ETMEYE ÇALIŞIYOR’
 
AİHM kararına işaret eden Yüksedağ, bu karar ile birlikte kendilerine verilen cezalarının haksız ve siyasi saiklerle alındığının bir kez daha teyit edildiğini söyledi. Ancak kararın çok geç verildiğini ve bu nedenle sorunlu bir karar olduğunu da ifade eden Yüksedağ, “Türkiye iktidarının AB ile geliştirdiği açık kapı ilişkileri ve pazarlıkların bu gecikmede etkili olduğunu düşünüyorum. Öte taraftan Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala kararları Türkiye tarafından hala uygulanmadı. Son AİHM kararında benim dışımda İdris Baluken olmak üzere iki mahpus var. Derhal salıverme kararı bilindiği üzere bizim içinde aynı sebeplerle uygulanmıyor. AİHM kararı Kobanê davasındaki suçlamaları ve tutuklamayı da kapsıyor olmasına ve tutuklu yargılanan diğer arkadaşlar açısından da bağlayıcı sayılmasına rağmen heyet kararı yok sayıyor. Bu gün AİHM kararı ve Türkiye devletin altına imza attığı sözleşme ile ve bağlayıcılığını tanıdığı AİHM’le gerçek anlamda bir irtibatı kalmamıştır. İki tarafta da süreci idare etmeye çalışıyor” dedi.
 
HUKUK OYUNUNDA BİR PERDE: KOBANÊ DAVASI 
 
Tutuklamalarının nedenine de işaret eden Yüksekdağ, bunun verdikleri siyasi mücadele ile doğrudan bağlantılı olduğunu belirtti. Yüksekdağ, serbest bırakılmalarının da ancak verilecek bir siyasi mücadele ile mümkün olabileceğini söyledi. Ayrıca hala süren Kabonê Davası’na da dikkat çeken Yüksekdağ, “Kobanê davasının hukuk ve yargı ciddiyeti boyutunu uzun uzadıya anlatmama gerek yok. Ama tarihe tam bir hukuk cinayeti ve rezaleti olarak geçeceği kesin. Dava, tastamam siyasi ve iktidar güdümünde olunca, hukuk zaten oyunun oynatıldığı bir perdeden fazlası değil” diye kaydetti.
 
YARGI SÜRECİ 
 
Davada sorguların hala bitmemiş olmasına rağmen esas hakkında mütalaa verildiğine de dikkat çeken Yüksekdağ, kendilerine alelacele ceza verilmek istendiğini belirtti. Dava kapsamında yapılan duruşmalara müdahalelerin yapıldığının altını çizen Yüksekdağ, “Bize özel seçilip görevlendirilen bir heyeti dahi günlük olarak yönetemeden edemiyorlar. Davanın hızlandırılması ve mütalaaya geçiş kararı da böyle oldu. Planladıkları seçim tarihinden önce bize kestirecekleri cezayı bir propaganda, karalama ve üstünlük gösterisi için kullanmak istediler. Kobanê davasında son aşamaya geçiş kararıyla eş zamanlı olarak HDP kapatma davasında da hazine yardımına el koyma kararı aldırıldı. Yani bütün siyasi yargı süreçleri senkronize, tek elden, tek masadan yürütülüyor” diye konuştu.
 
‘İSTEDİKLERİNİ BAŞARAMADILAR’
 
Bu hususlarla özelde Kürt halkına ve Türkiye halklarına gözdağı verildiğini belirten Yüksekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsanlarımızın kolunu kanadını kırdıklarını sanıyorlar. Demokratik siyasetin hedeflendiği ve rehin alındığı Kobanê ve HDP kapatma davası gibi süreçler bu amaca matuftur. Ama bizim tutsak edildiğimiz süreç boyunca kaç HDP’li, kaç kadın, kaç genç kendi kanatlarıyla uçmayı öğrendi? Halklarımız darbe ve operasyonlara hangi düzeyde dayanıklılık kazandı? Bunu hesap edemiyorlar. Bu nedenle bizi yargıladığını sananlar, yıllardır halkın iradesini hapiste tutanlar, istediklerini başaramadılar. Bir yanımız esaret ise bir yanımız ise özgürlüktür çünkü.”
 
SALDIRILAR NEYLE BOŞA ÇIKARILDI?
 
HDP’ye yönelik saldırıların yıllardan beri çeşitli biçimlerde sürdüğünü ancak bu güne değin bu saldırılardan devletin sonuç alamadığını sözlerine ekleyen Yüksekdağ, bunun temel nedeninin ise her saldırının altından kalkmayı bilmelerinden kaynaklandığını vurguladı. Yüksekdağ, “Bunda en önemli faktör halkımızın dirayeti, değerlerine bağlılığı ve iradesinden taviz vermemesidir. Arada bir hapishanedeki arkadaşlarla konuşuyoruz; neredeyse tutuklanmayan, hapse girmeyen HDP’li kalmamış. 12-13 yaşlarındaki çocuğumuzdan 75-85 annemize, babamıza kadar herkes politik duruşuyla sınandı. Hala yanımızda 4 yaşında annesiyle birlikte üç yıldır hapis yatan çocuklar var. HDP’ye yönelik saldırılar öyle genel geçer cümlelerle tarif edilecek bir şey değil. Büyük kırım hareketi ve büyük direniştir. Hiçbir siyasi organizma bize yapılanın yarısını bile kaldıramayacak durumdayken HDP’nin yaygın algı sınırlarını zorlayarak gerçekleştirdiği bir direniş söz konusudur” şeklinde konuştu.
 
‘HDP HALKTIR’
 
“Hep söylüyoruz, yine hatırlatalım; HDP, halktır. Baştan sona, aşağıdan yukarıya halk hakikatidir” diyerek, sözlerine devam eden Yüksekdağ, “Bu hakikatin varlığını ve gelişimini durduramazsınız. Bu güne kadar HDP adıyla ve çatısıyla gelişiyordu. Yarın başka bir ad, başka bir çatı da yaratır. Halklarımızın, kadınların, gençlerin iktidarın zulmüne uğrayanların merkezinde durduğu, çoğu zaman tek başına bir parti gibi davranan, hatta yer yer bilinciyle, pratiğiyle onun önüne geçen bir toplumsal güçten söz ediyoruz. Bu nedenle kapatma davası bizden çok siyasi iktidarın ve bu kuralsız savaştan medet umanların sonudur.  Hiçbir HDP’li ve devrime, demokrasiye, özgürlüğe inan hiçbir insanımız eminim ki kapatma saldırısını felaket senaryosu gibi okumuyordur. Ve bence başka hiç kimse de böyle okumamalıdır.
 
‘BU TAKTİKTİR VE BOŞA ÇIKARILABİLİR’
 
Kapatma davası ve diğer saldırılarla “Ha kapandı ha kapanacak” kaygısının yaratılmak istendiğine dikkat çeken Yüksekdağ, bunun bir taktik olduğunu ve boşa çıkarılmanın yollarının da olduğuna işaret etti. Yüksekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hareketin yasalarına uymak ve öz örgütlenmelerimize sahip çıkmak bu dönemin ana eksenidir. Bizleri, bu tür darbe saldırılarıyla alt üst edip devre dışı bırakmaya çalışanlara şu eski sözdeki gibi cevap verebiliriz; Yerin altının üstünden daha kötü olduğunu nereden biliyorsunuz? Tarih tanıktır ki birçok kritik süreçte bazı kırılma anları yıllar boyunca süren statükoların devrilmesi ve yeniye alan açmasına vesile olmuştur. Biz de bu uğursuz saldırıyı bir olanağa çevirmek için dikkat kesilmeliyiz. Neden olmasın? Şimdikinden daha iyisi neden olmasın?”
 
KADIN PARTİSİ İLE AĞIR DARBE ALDI
 
HDP’ye yönelik saldırılar ile kadınlara yönelik saldırıların eş zamanlı ve aynı düzlem üzerinde geliştiğini dikkat çeken Yüksekdağ, “Bu kaçınılmaz bir bağlaşıklık. HDP’ye saldırınca kadın iradesi üzerine kurulmuş kadın özgürlük hukukun uyguladığı, mücadelesinin verildiği bir yapıya saldırmış oluyorsunuz. Üstelik meclis ve merkez siyaset gibi bir alanda yüzyıldır süren erkek hegemonyasının tekelinin kırılmasını sağlayan bir partiye saldırmıştır oluyorsunuz.  İktidar ve düzen partilerinin HDP’yi hazmedememesinin başat nedenlerinden biri de budur. Meclis, belediye, merkezi yönetim, siyasi partiler gibi alanların daima erkeklere parsellenmesi geleneği HDP’nin siyasete etkin girişiyle ağır darbe aldı” dedi.
 
KADINLARIN VARLIK ALANLARI HEDEFTE
 
Yüksekdağ, bu nedenle en çok kadınlara ve özellikle siyasetçi kadınlara yönelik saldırının olduğunu söyledi. Yüksekdağ, cezaevine atılan kadın siyasetçilere dikkat çekerek, “Eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet bu gün hiçbir düzen partisinin ulaşamadığı bir seviye olarak tarihe kaydedilmiştir. HDP bu güçlü yanlarıyla hem sistemin yanlarını ortaya çıkarmakta ve milyonlarca kadına özgürlük ve cesaret enerjisi taşımaktadır. HDP’nin ev kölesi yapmak istedikleri, şiddete, tacize, tecavüze ve ucuz iş gücü sömürüsüne mahkum etmek istedikleri kadına örnek olmasını istemiyorlar. Özellikle de kadınların aktif siyasete çekilmesine ve teşvik edilmesine tahammül edemiyorlar. Bu nedenle HDP’nin kapatılması ve tasfiye saldırısına uğratılmasıyla kadınların kazanılmış tarihsel varlık alanlarını yok etmeyi ve siyasi direncini kırmayı hedefliyorlar. Tam da bu nedenle istediklerini başaramayacaklar. Çünkü kadın direnişleri çağında olduğumuzu idrak edemeyecek kendi kibirlerine ve zulümlerine batmıştır” ifadelerini kullandı.
 
‘KADIN SOYKIRIMINA KARŞI MÜCADELE ZORUNLU’
 
Kadınların en çok köleleştirilen ve sömürülen kesim olduğu tespitini yapan Yüksekdağ, şunları söyledi: “Bu eril sistem bin yıldır kendisini üreterek ve baskıyı perçinleştirerek bu günlere gelmiş. Bugün baktığımızda da kapitalist eril yönetim yapılarının kadınla açık ya da gizli biçimleri ülkeden ülkeye farklılık gösterse de köhnemiş bu ilişki biçimini sürdürdüğünü görüyoruz. Ortadoğu, Kurdistan ve Türkiye gerçeği bakımından eril hegemonyanın çok ağır ve şiddetli biçimiyle yüz yüzeyiz. Kadına dönük şiddet ve cinayetler öyle sistematik bir hal aldı ki artık bunu jenositten, kadın soykırımından farklı tanımlamak mümkün değil. Bu aynı zamanda kadınların mücadele zorunluluğunu da öne çıkarıyor. Özgürlük talebi, eşitlik mücadelesi bu gün öne çıkan en büyük toplumsal hareketlerdir. Kadın toplumsallığı geliştikçe, kadınlar hak ve kurtuluş mücadelesine yöneldikçe şiddetin dozu artıyor.”
 
‘KADINLAR SEÇİME DAMGASINI VURACAKTIR’
 
“Kadın isyanı”nın da geliştiğini dile getiren Yüksekdağ, bunun ayrıca kurulu düzeni değiştirmeye dönük bir devrim niteliği de taşındığını ve görülmesi gerektiğine dikkat çekti. Yüksekdağ, Türkiye ve Kurdistan’da kadınların verdiği mücadeleyi işaret ederek, “Türkiye ve Kürdistan kadın hareketi yakın tarihimize göz ucuyla baksak bile öncü ve hayati rol oynamıştır. Jin jiyan azadî haykırışı, basit olmanın ötesinde bir dönemin ruhu, eylem bilinci ve harekete geçirici gücü olmuştur. Darbelerin katliamların, kitle hareketlerinde dibe vuruşların yaşandığı dönemlerde kadın hareketi hep diri kalmayı bildi. 8 Mart’ların 25 Kasımların ve kadın haklarının gasp edilmesine karşı kampanyaları bütün bir toplum için bir ‘kalk borusuna’, işaret fişeğine dönüştürdü. Kadınların bu rolü ve öncülüğü hala günceldir ve yaşamsaldır. Türkiye’nin kritik, kaotik bir seçim sürecine girdiğini ve sistem felaketleriyle altüst olduğunu dikkate alırsak böyle bir dönemde kadın öncülüğü ve siyasetin merkezine yürüyüşü çok daha önemlidir. Kadınlar tabandan ve yaşamdan doğan güçleriyle gerek temsili gerek hareket boyutuyla bu tarihsel sürece damgasını basmalıdır, basacaktır.”
 
İKTİDAR NASIL GİDER?
 
Millet İttifakı’nın Türkiye ve Kurdistan’ın kritik sorunlarına dair somut adımlar atmadığını ve bu durumun temelinde ise ittifakı oluşturan güçlerin arasındaki çelişkilerin olduğunu vurgulayan Yüksekdağ, ittifakın öncelikle Kürt sorununu ele alması gerektiğini belirtti. Kürt sorununun çözümsüzlüğünün rejim krizine yol açtığını belirten Yüksekdağ, ittifakın demokratik inşaya dair güçlü ve güven artırıcı sözler söylemesi gerektiğinin altını çizdi. Yüksekdağ, “Bütün muhalefetin istediği mevcut iktidarın değişmesi ise bu her şeyden önce muhalefetin demokratik değişimiyle başlar. Aksi durumda iktidardan farklı olmaz. Ama bu konuda bilhassa İP merkezli direnç geliştirdiği, diğer ittifak bileşenlerinin de suni bir denge kurmak adına bu dirençle uyumlu davrandığı görülüyor” diye kaydetti.
 
‘KABUL EDİLEMEZ’
 
Yüksekdağ, Millet İttifakına dair sözlerini şöyle sürdürdü: “Diğer taraftan faşist, ucube bir sisteme dönüşmüş iktidardan kurtulmak için gereken yapıcılığı göstermemek, saray siyasetini çağrıştıran tepeden bakış sergilemek çok doğal ve kabul edilebilir sayılıyor. Ama bizim açımızdan kabul edilemez. Kürtlerin, HDP’yi var eden devrimci, demokratik güçlerin oyununa talip olanların, taleplerine yabancılığı normal değildir. Bizim tabanımız ve demokrasi güçlerinin beklentisi, eğilimi belidir. Asıl önemlisi Millet İttifakı ve onun çıkaracağı Cumhurbaşkanı adayı, bu tayin edici gücü ne kadar dikkate alacak; ya da demokratik, yenilenmeci karaktere sahip mi, değil mi? Tabi bizim stratejimiz her durumda nettir. Kendi adayımızı çıkarmak da dahil bağımsız bir politik hattan ilerleme eksenindedir. Bu eksenin geliştirilmesi, Millet İttifakının ne yapacağından çok daha belirleyicidir” dedi.
 
EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI
 
Emek ve Özgürlük İttifakının Türkiye ve Kurdistan halkları için yeni bir umut ve enerji olduğunu ifade eden Yüksekdağ, “İttifakın, amaç ve hareket birliğini, açıklığını, doğrudanlığını daha iyi yansıtabilmesi gerekiyor. Ne kadar ağır ve bıçak sırtı bir zamandan geçtiğimiz ortada. Böyle bir zamanda halkların, kadınların, gençlerin, emekçilerin umut ve beklentilerini merkeze almayan karşılığını en iyi şekilde vermeyen her politik organizasyon akamete uğrar. Emek ve Özgürlük İttifakı, ilk çıkış rüzgarını çok iyi değerlendirmeli. Hepsinden önemlisi de halkların ona, ‘Üçüncü İttifak’ olduğu için yüzünü çevirdiğini, değer verdiğini, unutmamalı. Ayrıca ittifakın Kartal Mitingi gibi enerjik ve kitlesel çıkışlara ihtiyacı var” diyerek, seçime işaret edip, bu doğrultuda gelişmelerin çoğaltılması gerektiğini kaydetti.
 
UYGULAMALAR ÇOĞALTILMALI
 
Mereş Merkezli depremlere de değinen Yüksekdağ, iktidar ve devletin çöktüğünü ancak buna karşın ise insanlık değerlerini savunan güç ve hareketlerin ise güçlü bir biçimde ayağa kalktığını ifade etti. Bu yönüyle önemli bir sınavın verildiğini söyleyen Yüksekdağ, kadınların rolüne dikkat çekti. Kadınların yaşamı kuruduğu ve aynı zamanda sürekli üreten bir ruh ile enerji olduğunu da dile getiren Yüksekdağ, şöyle konuştu: “Bir taraftan hala yitirdiğimiz canların yasanı tuttuğumuz doğrudur; ama diğer taraftan kadına ve onun nezdinde yaşama sahip çıkmak zorundadır herkes. Bu süreçte kadın örgütlerinin, özelde kadın dayanışması eksenli çalışan gönüllü ve inisiyatiflerin geliştirilmesi, desteklenmesi çok önemlidir. Mevcut dayanışma hareketlerinin özgün kadın boyutunun kapsayıcı, sistematik ve daha zengin olanak aktarımıyla büyütülmesi gerekiyor. Bu nedenle Silopyalı kadınların örnek organizasyonu, Mor Tır,  Mor Yerleşke, kadın ve çocukların için psiko-sosyal destek, kreş gibi uygulamaların çoğaltılması önemlidir.”
 
YENİ TOPLUMUN MAYASI OLACAK
 
Yüksekdağ, “İnancımız o ki; ‘Kadın yaşam özgürlük (Jin jiyan azadî)’, eril kapitalist sistemin enkazının arasında filizlenen yeni toplumun da mayası olacak” dedi. Yüksekdağ, kadınların 8 Mart sürecinde deprem bölgesinde bu mayayı çalması gerektiğini belirtti. Yüksekdağ, sözlerini, “Elbette ki dayanağımız, Rojava’dan İran’a ve dünyayı saran kadın isyanlarına inanmak aynı yoldan ilerlemektir. Bu 8 Mart’ı bir yıl öncekisinden daha güçlü ve kendinden emin karşılayan bir kadın hareketi var. Ve artık toplumsal kurtuluş, politik özgürlük, adalet mücadelesi, çok daha fazla kadının kurtuluşuna bağlanmış durumda. Kadın kurtuluşunu sağlanması emekten, özgürlükten, haktan yana hiçbir toplumsal kesimin kurtulamayacağı bir çağın ilk çeyreğindeyiz. 8 Mart kadın dayanışması ve mücadelesinin bir meşalesi olarak, bu tarihsel dönemi aydınlatan ışığa dönüştürebiliriz. Tam da böylesi bir dönemde; ölümlerin, çaresizliğin kol gezdiği zamanda 8 Mart’ın ruhuna, birleştirici ve kazanma odaklı kuvvetine ihtiyaç var. Kaybettiklerimiz arasında ve kadınların yaşamını ve yarınını birlikte kazabiliriz” şeklinde noktaladı.
 
MA / Mehmet Aslan
 

Diğer başlıklar

11:22 Abdullah Öcalan’dan Mexmûr Kadın Meclisi Konferansı’na mesaj
11:12 Barış ve Demokratik Toplum Konferansı'na kimler katılacak, neler tartışılacak?
10:39 Kayyım atama davasında beraat
10:34 Bahis operasyonunda ikinci dalga: Çok sayıda gözaltı
10:02 Ebru Günay: Kürt sorunu uluslararası zeminde tartışılacak
10:00 11. Yargı Paketi Adalet Komisyonu'nda kabul edildi
09:22 Siyaset bilimci İnsel: Bütüncül hukuk ikili hukuk yapısına son vermektir
09:21 KYK yurdundan ‘çalışmayan kombi’ savunması: Mülk sahibi yaptıracak
09:20 Katı atık toplayıcısı: Barışın gelmesi refah ve huzurun gelmesidir
09:19 DAD Eş Genel Başkanı: Abdullah Öcalan’ın toplumla buluşacak koşulları oluşturulmalı
09:17 Hedef iki milyon palamudu toprakla buluşturmak
09:16 'Koza Altın Bergama için yeni bir facianın habercisi'
09:15 Bölgesel savaşlar ve fahiş fiyatlar Wan turizmini vurdu
09:14 Wan'da festival: Müzik özgürleştirir, barış büyür
09:13 İntihara sürüklenen kadının dosyasında şüphelilere tahliye
09:12 Licê'deki kadınlardan 'fuhuş çetesine’ tepki: Herkes ayaklanmalı
09:10 Amed Uluslararası Film Festivali: Sanatla iç içe olalım
09:05 'Hasta tutsaklar kaderine terk edildi'
09:02 Zenobia'nın kenti Palmira'daki tahribatı görüntüledik
09:00 05 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
04/12/2025
23:57 ABD'den Venezuela'ya yönelik seyahat uyarısı
22:44 Licê’deki fuhuş çetesine karşı çalışmalar sürüyor
21:29 TİP'li gençlerin tutuklanması protesto edildi
21:21 Madenciler anıldı: Çıkış yolu direnişlerin birleşmesinde
21:17 AKP'li belediye 3 sokağı borç karşılığı sattı
21:14 DEM Parti komisyon üyeleri: Görüşme içeriği bağlamından koparıldı, tamamı paylaşılsın
20:37 Güngören’de 6 katlı binada patlama
20:32 'Hakime rüşvet suçlaması, eşine 9 milyon TL avukatlık ücreti kararı' haberine erişim engeli
20:24 DEM Parti’den tarım işçisi kadınlara ziyaret
20:17 DEM Parti komisyona sunacağı raporunun ana hatlarını paylaştı
19:30 'Barış ve halkların kardeşliği inşa edilmeli'
19:25 Abdullah Öcalan: Sürecin başarıya ulaşması için tüm gayretimi ortaya koyuyorum
19:06 BM’den Sudan’daki iç çatışmanın durdurulması çağrısı
19:01 MSD: Krizden çıkmanın yolu diyalog
17:47 Dilovası’nda 7 işçinin yaşamını yitirdiği yangına ilişkin rapor hazırlandı
17:46 Komisyonda 'tutanak' krizi
17:15 İsrail'in saldırıları sürüyor
17:11 MHP'li Yıldız: İmralı görüşmesi çok olumlu geçti
17:01 Ayşegül Doğan: Tutanaklar açık biçimde okunmalıdır
16:56 Gazeteci Aykol’un durumu stabil
16:52 Kınık Merası'nın statüsünün değiştirilmesine tepki
16:51 AKP: Kayyum uygulaması düşmeli
CHP: TMK değişmeli, eşit yurttaşlık sağlanmalı
16:37 İHD ve TİHV İnsan Hakları Haftası programını açıkladı
15:24 HPG'li Can'ın taziyesine kitlesel ziyaret
15:07 Wan'da şüpheli kadın ölümü
15:06 Tutuklanan öğrencilere destek eylemi: Talepleri taleplerimizdir
14:14 Zınar Altuntaş hayalini gerçekleştirdi
14:07 Komisyonda tutanakların okunmasında 'fikir' ayrılığı
14:01 Komisyon ‘İmralı ziyareti’ gündemiyle toplandı
13:19 AP Türkiye Raportörü Amor DEM Parti'yi ziyaret etti
13:06 Mêrdîn’in gizli cenneti Qurdîs’te sonbahar görüntüleri
13:03 DEM Parti Eskişehir'de halk toplantısı düzenleyecek
13:01 Artuklu Üniversitesi’nde ‘kişiye özel kadro’ alımı mahkemeden döndü
12:27 Kurtulmuş: Mühim olan İmralı ziyaretinin komisyon ile paylaşılması
12:26 BM Güvenlik Konseyi'nden Suriye’ye ilk resmi ziyaret
12:24 Tahliye edilen 30 yıllık tutsak: Kürtler özgürlüğüne kavuşacaktır
12:23 AB Komisyonu Rusya'yı kara listeye aldı
11:50 İSİG Kasım ayı raporu: 216 iş cinayeti yaşandı
11:43 Sağlıkçılar temizlikte çalıştırılmak zorunda bırakılıyor
10:04 Bahçeli'den süreç için yasal düzenleme açıklaması
10:00 Nobel Ödüllü isimler Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’na katılacak
09:47 Ukrayna ve ABD heyeti Miami'de görüşecek
09:33 Kuvvetli yağış ve buzlanma bekleniyor
09:19 İlk ziyaretine 7 yaşında gitti, 29 yıldır cezaevindeki babasının yolunu gözlüyor
09:11 ÖHD Eş Genel Başkanı: Meseleye bütüncül hukuk çerçevesinde yaklaşılmalı
09:10 İlahiyatçı Salar: Diyanet hutbelerde süreci halka anlatmalı
09:09 Prof. Dr. Levent Köker: Çözümle Türkiye demokratikleşme sürecine girecek
09:07 TÜGVA'nın 'asimilasyoncu' projelerini kayyım finanse ediyor
09:05 Devrim komünlerle adım adım ilerliyor
09:00 04 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
03/12/2025
23:47 Tecavüz faillerine beraat!
23:43 Stutgart’ta Alevi ve Durzi halka saldırılar protesto edildi
23:03 Çocuk ölümlerini protesto eden 16 TİP'li genç tutuklandı
22:54 Amedspor Down Sendromlu Zınar’ın hayalini gerçekleştirecek
22:50 İsrail 10 yıl sonra Lübnanlı yetkililerle görüştü
21:01 Akış’ın tutukluluğuna devam kararına tepki: Darbe sürüyor
20:37 KDP, Xebat ve Lecan’a ağır silahlı güçleri yerleştirdi
20:18 BMGK 14 yıl sonra Şam’ı ziyaret edecek
20:16 Cenevre eyleminde Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü istendi
19:00 Şam’a füzeli saldırı
18:52 Serra Bucak’tan Ongözlü Köprü ve Hevsel Bahçeleri açıklaması
18:49 KHK eylemi: Arkadaşlarımız derhal görevlerine iade edilmeli
18:31 Asgari ücret için ilk toplantı tarihi belli oldu
18:24 TÖP üyeleri serbest bırakıldı
18:19 30 yıldan sonra tahliye edilen Çirik: Diğer tutsakların da özgürlüğü yakındır
18:03 Barış Annesi Aliye Timur son yolculuğuna uğurlandı
17:49 Colemêrg Belediye Eşbaşkanı Akış’ın tutukluluğuna devam kararı
17:37 Kuzey ve Doğu Suriye Halklar Meclisi tüzüğünü kabul etti
17:34 Divandere'de 8 kadın öğrenci zehirlendi
17:30 İran güçleri Ezîze Mûradiyan adlı Kürt kadını gözaltına aldı
17:17 AB ülkeleri Rusya'dan gaz ithalatı yapmamak üzere anlaştı
17:13 KESK: İktidarın sadık bürokratlarına 30 bin TL seyyanen zam
16:56 HPG'li Serhat Korkmaz'ın taziyesine kitlesel ziyaret
16:49 Katledilmek istenen Yasemin Durbak'a dayanışma ziyareti
16:35 Barzani: Entegrasyon garantisi olmadan QSD'nin silah bırakması beklenemez
15:38 'Engelliler ayrımcılığa, izolasyona mahkum ediliyor'
15:37 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
14:47 Okullarda ücretsiz yemek davası görüldü: 3 çocuktan 1'i okuldan aç dönüyor
14:04 Erdoğan: Kürt sorunu 'benim sorunumdur' iradesini bugün de taşıyoruz
12:16 Gülistan Kılıç Koçyiğit'ten 'Bahçeli'ye darbe olur' iddiasına yalanlama
12:10 Abdullah Öcalan’dan bütüncül hukuk mesajı: Demokrasi dışı müdahale olgusu Türkiye gündeminden çıkar
12:05 İngiltere'den sürece destek
11:39 Prof. Bose’den Abdullah Öcalan’ın çağrısına destek: Taraflar bu umut anını değerlendirmeli
11:30 TÜİK'in enflasyon oranı yine düşük çıktı
11:25 Okullarda ücretsiz yemek davası: Ne bakanlık ne de yargı çocukları aç bırakamaz
11:12 Bahçeli: Süreçten asla geri adım atmayacağız
10:52 Dêrsim’de fuhuş ağı: İsim isim teşhir ederek anlattı
10:34 DEM Parti MYK toplandı
10:32 Gazeteciler raporu: Gözaltı, soruşturma tutuklama, ceza, işten çıkarmalar sürüyor
10:16 Özgür Ülke anması: Hakikat açığa çıkarsa barışa o kadar yakın oluruz
10:08 TÖP üyesi 5 kişi gözaltına alındı
10:03 Dicle Nehri'ne düşen çocuğun cenazesi bulundu
09:55 Nahit Eren'den 'transfer' müjdesi: Söylemler kulübü yıpratmamalı
09:33 Urartular'ın 'başkenti işgal' altında
09:31 Hastane yol gösterdi: İhtiyaçlarını karşılayamaz, ancak R Tipi'ne sevk edilebilir!
09:20 Dr. Gezer: Engellilerin ailelerinin kaygıları ortadan kaldırılmalı
09:19 Prof. Dr. Şebnem Oğuz: Süreç, Türkiye'nin geleceğini belirleyen bir eşik
09:17 Mêrdîn’de uyuşturucuya karşı harekete geçtiler
09:15 Öldürülen gazeteci Hakan Tosun'un ablası: Adalet yerini bulmalı
09:07 Wan’da 10 ayda 158 hak ihlali yaşandı
09:05 Gençlerden çağrı: Uyuşturucu ve fuhuşa karşı birlikte önlem alalım
09:00 Dêrazor'un bir yanı yıkım, diğer yanı inşa
09:00 03 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
00:05 Amedspor’dan SMS kampanyası
02/12/2025
23:34 'Qamişlo’dan göçertilenlerin geri dönüşü sağlansın' çağrısı
23:23 Trump'tan Venezuela ve Kolombiya’ya kara operasyonu tehdidi
23:00 AB'nin eski dışişleri şefine gözaltı
22:11 Licê’deki fuhuş çetesine karşı toplantılar yapıldı
20:36 Dicle Nehri'ne düştüğü iddia edilen çocuk bulunamadı
20:33 Savcılıktan öz savunmaya ceza istemi
20:29 Putin: Avrupa savaş istiyorsa, hazırız
20:08 BM: Sudan savaşında 14 milyon kişi yerinden edildi
20:03 Gazeteci Karabay cezaevinden çıktı
19:10 İsrail saldırılarında 257 gazeteci katledildi
18:31 Mahkeme, hasta tutsağın tahliyesini engelleyen İGK kararını yasaya uygun buldu!
18:09 223 işçinin eylemi sürüyor: Ranta geçit vermeyeceğiz
18:07 Netanyahu: Şam’dan Hermon Dağı’na kadar silahsız bölge istiyoruz
17:46 Manavgat Belediyesi soruşturmasında 19 gözaltı
17:42 DEM Parti Heyeti İmralı'dan döndü
17:34 Lacan'da gerginlik sürüyor: Gazetecilerin ekipmanlarına el konuldu
17:15 Şüpheli çocuk ölümü davasında tahliye kararı
16:41 Ankara'da Savunmaya Özgürlük Nöbeti: Adaletin sesi yeniden yükselecek
16:19 ABD Adana konsolosu DEM Parti'yi ziyaret etti
15:59 Cinsel saldırıya uğrayan çocuk mahkemede dinlenecek
15:43 Gazeteci Karabay'a ceza ve tahliye
15:31 Besta’da asker gözetiminde ağaç kıyımı sürüyor
15:27 Amed'de Jineolojî atölyeleri başlıyor
15:22 Gazeteci Aykol'un tedavisi sürüyor
14:24 Dêrsim Emek ve Demokrasi Platformu: Alevi katliamına karşı ortak irade büyütülmeli
14:10 İzmir Barosu: Avukatların çalışma koşulları adil olmalı