WAN - İran’da 24 kentte en 5 bin öğrencinin zehirlendiğini belirten Epidemiyolojist Dr. Abbas Mansouran, kullanılan gazın sinir gazı olduğunu düşündüklerini belirtti.
Kız çocuklarının eğitim gördüğü okullara yönelik zehirli gaz saldırıları sürüyor. Saldırıları üstlenen herhangi bir grup olmazken, resmi verilere göre 4 öğrenci zehirli gaz sonucu hayatını kaybetti. Yerel kaynaklardan edinilen bilgilere göre ölü sayısının daha fazla olduğu ifade ediliyor. Saldırılara ilişkin Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan Enternasyonal ve Sosyalist Hareket aktivisti Epidemiyolojist Dr. Abbas Mansouran, saldırıların profesyonel bir şekilde yapıldığını belirtti.
SİNİR GAZI İLE BENZER ÖZELLİKLER
Zehirli gazlar hakkında bilgi veren Mansouran, gazın etkisinin sinir gazıyla benzer olduğunu vurguladı. Saldırıların çok kısa sürede geniş bölgelere yayıldığına dikkat çeken Dr. Mansouran, “Rejim ilk günden bu yana kimyasal gazlara ilişkin bilgileri sır gibi saklıyor. Okullara gönderilen ambulanslarda, hastanelerde iktidarın ajanları bulunuyor. Kan tahlil sonuçları bile saklanıyor, özel kliniklerde kan tahlillerinin yapılması da yasaklandı. Rejim gazlara ilişkin bilgilerin yayılmasını istemiyor bu durum bu işin arkasında rejimin olduğunu gösteriyor” dedi.
Mansouran, gaz hakkında şu bilgileri verdi: “Bu gaza maruz kalanlarda kusma, baş ağrısı, el ve ayakta hissizleşme, geçici felç görülüyor. Gaza maruz kalanların bazıları kükürt kokusu aldığını, atık su ve çürük balık koktuğunu ifade ediyor. Bütün bunları göz önüne aldığımızda bu gazın sinir gazı olduğunu düşünüyoruz. Gazın ileride çocuklarda nasıl bir etki göstereceği de bilinmiyor. Rejim zaten ilk başta bunu reddetti ve bunun bir histeri olduğunu ifade etti daha sonra sonrasında ‘azot’ gazı olduğunu söyledi. Bir doktor olarak şunu kesin söyleyebilirim; azot çok nadir durumlarda insanları etkiler, oksijen olmadığında azot gazı insanları zehirler.”
‘PROFESYONEL BİR ORTAMDA HAZIRLANIYOR’
Kullanılan gazın profesyonel bir ortamda hazırlandığını vurgulayan Dr. Mansouran, “Bu gazların hazırlanması için gereken teknik donanım ne herhangi bir örgütte, ne de halkta olabilir. Bu gazlar çok profesyonel bir silaha dönüştürülmüş. Biz bunların halkın elinde olduğunu düşünmüyoruz. Ki bunları üretmek için geniş bir laboratuvar gerekir, bu laboratuvarlar ise halkın elinde yok. Kullanılan silahların amacı kız öğrenciler” şeklinde konuştu.
5 BİN KİŞİ ZEHİRLENDİ
Şuana kadar 24 kentte en az 5 bin kişinin zehirlendiğin kaydeden Mansouran, “İlk kullanım 3 ay önce Kum’da ortaya çıktı. Daha sonra yayıldı, ilk kullanılan okullar da önemliydi çünkü hedef olarak seçilen okullar Jîna Emînî’nin katledilmesinin ardından eylemlere katılan öğrencilerin eğitim gördükleri okullardı. İlginç bir şekilde saldırı olunca okulların kapılarını kapatıyorlar. Kimsenin içeri girmesine bile izin verilmiyor. Bu durum olayların ne kadar sistematik olduğunu gösteriyor, bu gazların kullanımın nasıl sonuçlar yaratacağına dair elimizde bir veri yok. Buradan şunu çıkartıyoruz; devlet öğrencileri öldürmek istemiyor, fakat zehirliyor” ifadelerini kullandı.
‘TRAVMA YARATILMAK İSTENİYOR’
Rejimin tüm çabalarına rağmen “jin, jiyan, azadî” eylemlerinin tüm çabalara rağmen engellenemediğini belirten Dr. Mansouran, “Eylemlere katılan kız öğrenciler, devletin kutsal saydığı tüm değerleri alt üst etti. Rejim kimyasal saldırılarla toplumda bir travma yaratmak istiyor. Kız çocukları 44 yıllık değerleri yok ettiği için rejim tarafından cezalandırılmak isteniliyor. Kadınların devrim hareketi birçok yere yayıldı. İran’daki bütün kadınlar buna katıldı, bu durum hem devleti kızdırdı hem de çaresiz bir hale getirdi. Devlet geçici bir sürede de olsa kadınların eğitim hakkını engellemek istiyor. Rejimin planları işe yaramadı çünkü hem öğretmenler hem de aileler bu saldırılara eylemlerle cevap verdi” şeklinde konuştu.
‘ÖNÜMÜZDE BİR DEVRİM VAR’
İran halklarının birlikte hareket ederek bir devrim arifesinde olduğunu söyleyen Dr. Mansouran, “Önümüzde bir devrim var. İktidar, geçmişte eylemleri bastırdığı gibi bu eylemleri bastıramıyor. İktidar, kadınları ve kız çocuklarını alanlardan uzaklaştırarak, böylelikle gücünü toparlayacağını varsayıyor. Kimyasal saldırılarda başarılı olursa sonraki adım üniversiteler daha sonraki adım ise erkek öğrenciler olacak. Böylelikle yeni bir eğitim sistemi yaratacak” ifadelerinde bulundu.
“Devlet bir kriz yaşıyor ve bu krizden sağlam çıkması çok zor” diyen Mansouran, konuşmasını şu şekilde sürdür: “Rejimin durumu her gün daha kötüye gidiyor. Devlet çok sıkışmış durumda, rejimi sıkıştıran şey farklı halkların arasındaki birliktelik çünkü bu devlet yıllardır bu halklar arasında düşmanlık yarattı. Rejim artık bariz bir şekilde silahla müdahale edemiyor çünkü 5 ay geçti, Belucistan ve Kurdistan’da halklar organize olup örgütleniyor. Sokağa çıkma yasaklarına rağmen halk bu bölgelerde alanlara çıkıyor. İşçiler de ortak grevler yaparak eylemlere destek veriyor. Artık bu iktidar dağılıyor.”
MA / Berivan Kutlu