HABER MERKEZİ - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın paradigmasıyla kadınların yeniden doğduğunu belirten Kurdistan’ın dört parçasındaki kadın örgütleri temsilcileri, daha çok çalışarak Öcalan'ı özgürleştireceklerini söyledi.
İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit devam ediyor. 25 Mart 2021'de yapılan kesintili telefon görüşmesinden bu yana 2 yıldır Abdullah Öcalan’dan haber alınamıyor. 4 Nisan’da Öcalan’ın doğduğu yer olan Amara’ya yapılacak yürüyüşün hazırlıkları sürerken, Kurdistan’ın dört parçasında bulunan Kürt kadın hareketlerinden Tevgera Jinên Azad (TJA), Şengal Kadın Özgürlük Hareketi (TAJÊ), Kuzey ve Doğu Suriye’de Kongreya Star hareketi ve Rojhilat Özgür Kadınlar Topluluğu (KJAR), İmralı tecridine dair değerlendirmelerde bulundu.
TJA: TECRİT SAVAŞI GETİRDİ
Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivisti Güler Tunç, tecrit ile çatışma ortamının derinleştirilmek istendiğini ifade ederek, “Sayın Öcalan’dan yıllardır haber alınamıyor. Tecritle de sınırlı kalmıyorlar ve Öcalan'a keyfi bir şekilde disiplin cezaları veriliyor. Aslında tecrit, müzakere masasının yıkılmasıyla daha da derinleşti. Derinleştirilen tecrit kendisiyle birlikte birçok şeyi getirdi. Savaş derinleşti, işsizlik ve yoksulluk arttı. Kürdistan ve Ortadoğu'daki savaş hali daha da derinleşti. Bunun sebebi Sayın Öcalan'a uygulanan ağır tecrittir. Bu yüzden artık kimse hakkını özgürce arayamıyor ve bu topraklarda özgürce yaşayamıyor. Çözüm sürecinde Türkiye ve Kurdistan halkları arasında bir köprü kuruldu. Ama bu köprüyü tek seferde yıktılar. Bu tecrit ile hedeflenen halkları karşı karşıya getirmek ve kurulan o hattı nefessiz bırakmaktır. Devlet biliyor ki, Sayın Öcalan konuşursa Kurdistan'da, Türkiye'de, Ortadoğu'da bir çözüm ve bir değişim olur. Devlet şunu da biliyor; halkın barışı ve özgürlüğü İmralı’dan geçiyor. Bu yüzden devlet halkın buna ulaşmaması için tecridi derinleştiriyor” dedi.
‘KADINLAR SESİNİ YÜKSELTMELİ’
Tunç, tecritte en çok kadınların etkilendiğini kaydederek,"Sayın Öcalan kadınlar için bir çizgi çizmiştir. Bu çizgi özgür kadın çizgisidir ve paradigmasıdır. Bugün milyonlarca kadın bu özgür paradigma etrafında toplanıyor ve direniyorlar. Kadınlar bu paradigma ile ayağa kalktı ve mücadelesini günümüze kadar getirdi. Çünkü Kürt kadını bu paradigma ile yürüyor ve bu paradigma ile ayakta. Sayın Öcalan bugün dört bir duvar arasında olabilir ama önümüze koyduğu paradigma adım adım uygulanıyor. Tecride karşı bizler de direniyoruz. Bu tecridi kırmak kolay olmayacak. Ama mücadelemiz ve direnişimizle kıracağız. Tecridi kırmak her zaman gündemimizdedir. Biz kadınlar nice başarılara öncülük ettiğimiz gibi, tecridin kırılmasını da başaracağız. Bunun içinde gücümüz ve inancımız var. Tecridi kırmak için biz kadınlar yönümüzü Amara’ya döneceğiz. Kadınları Amara'ya bu tecride karşı seslerini yükseltmeye çağırıyoruz. Bugün Sayın Öcalan şahsında tecrit bizlere de uygulanıyor. O yüzden biz kadınlar sesimizi daha çok yükseltmeliyiz" diye belirtti.
TAJÊ: TECRİT DÖRT PARÇA ÜZERİNDE UYGULANIYOR
Şengal Kadın Özgürlük Hareketi (TAJÊ) Koordinasyon üyesi Neam Bedel, milyonlarca kadının Öcalan'ın felsefesi etrafında kenetlendiğine işaret ederek, "Sayın Öcalan şahsında tüm ezilen halklara yönelik ağır bir tecrit var. Bu tecrit halen devam ediyor. Öcalan şahsında dört parça Kürdistan’da üzerinde tecrit uygulanıyor. Bugün milyonlarca insan bu tecride tabii tutuluyor. Bugün bu tecrit hayatımızın her alanını etkiliyor. Bu tecridin önüne geçilmeli ve kırılması için daha çok direnmeliyiz. İrademize sahip çıkacağız. Tecrit, savaş, yoksulluk ve ölümdür. Bu ağır tecrit olmasaydı Şengal bugün bu kadar rahat bombalanmayacaktı. Bu tecride karşı çıkmak her Kürt kadınının temel görevidir. Rêber Apo üzerindeki bu tecridi kırmadan biz kadınların evde oturmaması gerekiyor. Dört parça Kurdistan kadınları ayağa kalkmalı ve alanları terk etmemelidir. Öcalan'ın felsefesi kadınların önünü açtı. Kadınların hakları için mücadele etmesini sağladı. Toplumda yok sayılan o kadınları, bugün toplumların öncüsü yaptı. Bu Öcalan sayesinde oldu. 4 Nisan'ın Rêber Öcalan'ın özgürlük günü olmasını diliyoruz. Dört parça Kürdistan'ın 4 Nisan'ı kutlu olsun" diye konuştu.
KONGREYA STAR: ÖZGÜRLÜĞÜ ÖZGÜRLÜĞÜMÜZDÜR
Kuzey ve Doğu Suriye’nin Hesekê Kantonu’nda bulunan Kongreya Star Koordinasyon Üyesi Rîma İsa Mehmûd ise, Öcalan'ın Ortadoğu'daki rolüne ve misyonuna dikkat çekerek, “Öcalan üzerindeki tecridi kınıyoruz. Öcalan cezaevinde tecrit üstüne tecridi yaşıyor. Rêber Apo'nun sağlık durumunun nasıl olduğunu bilmiyoruz. Yıllardır hiçbir bilgi alamıyoruz. Bu şekilde Kürdistan halkının iradesini kırmaya çalışıyorlar ama bu uygulamalarla Kürt halkının iradesini kıramazlar. Bizlerin özgürlüğü Önder Apo'nun özgürlüğüne bağlıdır. Öcalan özgürleşmeden Ortadoğu'nun sorunları çözülmeyecek ve özgürlük gelmeyecektir. Kadın hareketi olarak tecridi kıracağımızın sözünü veriyoruz. Bu felsefeyi özgürleştirmedikçe, özgür olmayacağız. Bunun için daha fazla mücadele edeceğiz. İnsan haklarını koruduğunu söyleyen devletler neden bu tecride sessiz kalıyor? Savaşla, bombalamayla, yıkımla Kürt halkının iradesini kırmaya çalışıyorlar. Bugün Ortadoğu halkları onun özgürlüğünü talep ediyor. Bugün milyonlarca insan Öcalan’ın özgürlüğü için alanlarda. Ortadoğu halklarının talebine karşılık vermek zorundalar. Bu halk, liderleri özgür olana kadar mücadele edecektir. Kadın hareketi olarak Sayın Öcalan özgürlüğe kavuşana kadar mücadele edeceğiz” ifadelerini kullandı.
KJAR: PARADİGMA İSYANIN NEDENİ OLDU
Rojhilat Özgür Kadınlar Topluluğu (KJAR) aktivisti Fariba Şekohniya da, Öcalan'ın paradigmasının Rojhilat’da yeni bir başkaldırının nedeni olduğuna dikkat çekerek, “Son 2 yıldır Önder Apo'dan hiçbir bilgi alınamıyor. Ailesinin ve avukatlarının tüm çaba ve taleplerine rağmen görüşmeler yapılmıyor. Türk devleti İmralı’da tecrit olmadığını sık sık iddia etti. Neden ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmüyor? Öcalan duvarların arkasında, iradesi ve tutumuyla toplumsal harekete öncülük etti. Fiziksel ve psikolojik baskıya, ağır işkencelere rağmen Öcalan eşsiz bir direniş ve azim gösterdi. Erdoğan, Öcalan'ı tecrit ederek Kürtleri bastırmak ve bitirmek istiyor. Öcalan bugün sadece Kürt ulusu için değil, tüm ulusların birliği için mücadele ediyor ve bu nedenle çok etkili bir insan. Elbette kadınlar üzerinde de çok büyük bir etkisi var. ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganıyla özgür kadını yarattı ve demokratik modernite paradigmasını bir alternatif olarak geliştirdi” dedi.
‘BU PARADİGMA İLE KADINLAR YENİDEN DOĞDU’
Öcalan’ın, “Kürdistan'ın özgürlüğünün kadın özgürlüğünden geçtiği” yönündeki paradigmasıyla burada bir Serhildan (başkaldırı) ortaya çıktığını ifade eden Şekohniya, şöyle konuştu: “Bugün Rojhilat’da ve İran’da ‘Jin, Jiyan, Azadî’ sloganı her bir ağızdan tek ses olarak yükseliyor. Kürdistan'ın dört parçasında ve Ortadoğu'da kadınların varlığı artık çok daha anlamlı ve önemli. Kadınlar bu paradigma ile yeniden doğdu. Bunun bir örneği DAİŞ çeteleriyle Kobanê ve Şengal'de yaşanan savaştır. Kürt kadınları bu mücadelede kendilerini bir kez daha kanıtladı. Şu anda Öcalan’ın özgürlüğü için bu kadınlar mücadele ediyor. Kürt kadınları, Öcalan’ın özgürlüğü için mücadelesini büyütmeli. Önder Apo özgür olmayana kadar Ortadoğu’ya ne barış ne de özgürlük gelir. 4 Nisan sadece Önder Apo'nun değil, Kürt ulusunun da doğum günüdür. Bugün yeni bir başlangıçtır. Biz kadınların tek temennisi bu doğum gününün özgürlüğüne vesile olmasıdır” ifadelerini kullandı.