Erkan Baş: Rakip değil yoldaşız

ANKARA - TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın seçimlerin anahtar gücü olduğunu belirterek, “Biz birbirimizle rakip değiliz, yoldaşlarız. Bu mücadelenin birlikteliğine hiç kimsenin zarar verme ihtimali yok” dedi. 
 
Siyasi partilerin tarihi önem atfettiği 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimlere 40 gün kaldı. Cumhurbaşkanlığı adaylarının kesinleşmesinin ardından siyasi partilerin genel seçimlerde izleyeceği strateji siyasetin temel gündemi haline geldi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin belirleyicisi konumunda olan Emek ve Özgürlük İttifakı, genel seçimlerde izleyeceği stratejiyi ince eleyip sık dokuyor. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP), Emek Partisi (EMEP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Emekçi Hareket Partisi (EHP) ve Sosyalist Meclisler Federasyonu’nun (SMF) listesinden gireceği Yeşil Sol Parti ile ittifak çatısı altında kendi logosuyla seçimlere girecek olan Türkiye İşçi Partisi (TİP) arasında “Daha çok kazanma” üzerine yürütülen seçim stratejisi şekilleniyor. Seçimlere tek listeyle girilmesi önerilerini özenle ele alan TİP, kendi logosuyla seçimlere girmeyi tercih etti ancak ittifakın zarar görmeyeceği stratejiyi formüle ediyor. İttifakın listesinden gireceği Yeşil Sol Parti’nin işaret ettiği kentlerde seçime girmeyecek olan TİP, birçok kentte ittifakın güçlendirilmesi için de çalışma yürütecek.
 
Tek liste önerileri ve eleştirilerine “Ne Türkiye İşçi Partisi ne de Emek ve Özgürlük İttifakı’nda herhangi bir müttefik gücümüz asla ve asla kendi çıkarlarını, ittifakın çıkarlarının önüne koymaz” yanıtını veren TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “Rakip değiliz yoldaşız” diyerek, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın güçlendirilmesi ve en iyi sonucu alması için yoğun bir çalışma içerisinde olduklarını söyledi. 
 
TİP Genel Başkanı Baş, seçim stratejileri, tek liste eleştiri ve önerilerine dair sorularımızı yanıtladı. 
 
 
 Seçimlerde anahtar rol oynayan Emek ve Özgürlük İttifakı’nın seçim stratejisi temel gündem. Eleştiriler var, öneriler var. Bu eleştirilere yönelik yaklaşımınız ve tutumunuz nedir? 
 
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın tüm toplumsal tabanı son derece politik, duyarlı, dikkatli, özenli bir topluluk. Dolayısıyla siyaseti de çok yakından takip ediyor, siyasete aktif olarak katılıyor. Bunlar bizim açımızdan kıymetli. Eleştiriler de doğal olarak en iyiyi, en güzeli, en doğruyu bulma kaygısıyla yapılıyor. Bu kapsamda iyi niyetli olarak başarıyı arayan her tür eleştiriyi çok kıymetli bulduğumuzu, dikkatle izlediğimizi, değerlendirdiğimizi herkesin bilmesini isterim. Bu arada kötü niyetli diye tarif edebileceğimiz, esas olarak Türk ve Kürt halklarının mücadele birliğini zedeleyemeye, bu birlikteliği bozmaya dönük yapılan girişimleri de bu kapsamda değerlendirmiyoruz. Onları ciddiye almıyoruz. Devletin de iktidarın da HDP nezdinde Kürt halkını yalnızlaştırma stratejisinin bir uzantısı olarak görüyoruz. Biz Kürt ve Türk halklarının mücadele birliğini en güçlü biçimde hayata geçirmek üzere tartışıyoruz. 
 
Tekrar iyi niyetli olanlara dönecek olursak, burada kaygılar esas olarak seçim sisteminde yapılan değişikliklerle ilgilidir. AKP-MHP iktidarı, kaybeden iktidar olarak seçim sistemini değiştirdi. Zaten derdi, ittifakları birbirine düşürmekti. İttifaktaki partilerin birbirleriyle çelişkilerini derinleştirmek istiyordu. Bizim hep beraber yapmaya çalıştığımız şey, AKP’nin bu oyununu bozmak. Onlar bir oyun oynadılar, biz bu oyunu daha fazla kenetlenerek, daha fazla düşünerek, nasıl başarıya dönüştürürüz üzerine tartışıyoruz. Bunu hep birlikte başaracağımıza olan inancımız çok güçlü. Hiç kimsenin bir tereddüdü olmasın, halklarımızın hiçbir tereddüdü olmasın. Biz hep beraber bütün bu tartışmalar ve değerlendirmeler ışığında en doğru yolu yine hep birlikte bulacağız. Hiç kimsenin bunda kendi doğrusuna takılıp, diğer değerlendirmeleri gündem dışında tutma şansı yok. Hep birlikte en doğruyu bulacağımıza inanıyorum. 
 
 Herkes gibi sizler de seçimlere tarihsel önem atfediyorsunuz. Aynı zamanda Cumhuriyetin ikinci yüzyılını belirleyecek bir seçim. Bu konuda “parti çıkarları mı toplumsal çıkarlar mı?” tartışmaları da var. Emek ve Özgürlük İttifakı, seçmenlerinin “seçime tek listeyle girilmesi” beklentilerini karşılar mı? 
 
 
 Ne Türkiye İşçi Partisi ne de Emek ve Özgürlük İttifakı’nda herhangi bir müttefik gücümüz asla ve asla kendi çıkarlarını, ittifakın çıkarlarının önüne koymaz.
 
Bir kere ne Türkiye İşçi Partisi ne de Emek ve Özgürlük İttifakı’nda herhangi bir müttefik gücümüz asla ve asla kendi çıkarlarını, ittifakın çıkarlarının önüne koymaz. Sizin yaptığınız bugün çok kıymetli. Bu seçim aslında ikinci yüzyıla ilk adım seçimi ve bizim tartışmamız şu; Türkiye ikinci yüzyıla iki düzlem siyasetinin preslendiği, iki düzlem siyasetinin arasına sıkışmış bir ülke olarak mı girecek? Ya da Emek ve Özgürlük İttifakı eliyle Üçüncü Yol’u, Türkiye’de üçüncü bir seçeneği, halktan, emekten, demokrasiden, özgürlükten, barıştan yana bir seçeneği en güçlü biçimde nasıl taşıyacağız? Temel tartışma budur ve bakın bu seçimin en önemli sorunu budur. Türkiye ilk yüzyılda olduğu gibi mi devam edecek? Yoksa bu sefer biz halklar olarak, emekçiler, kadınlar, gençler olarak yeni bir inisiyatif geliştirebilecek miyiz, yeni bir irade şekillendirebilecek miyiz? Temel kaygımız budur. Tek liste meselesinde de esas olarak odaklandığımız nokta bu. Farklı kaynaklarda gelişen mücadeleleri nasıl Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bir parçası haline getirebiliriz? Nasıl Emek ve Özgürlük İttifakı’nı büyütebiliriz. Bu konuda tabi ki yeni bir süreç. Dolayısıyla tartışmalar oluyor.
 
Ama unutmayın, hep birlikte çok deneyimli bir gelenekten geliyoruz. Kürt özgürlük hareketine baktığımız zaman, 90’lardan bu yana önce Emek, Barış ve Özgürlük Bloğu ile başlayan yoğun bir mücadele süreci vardı. Bunun çeşitli aşamaları oldu. Ne yaptılar? Bugünkü tartışmaları biraz benzetiyorum. HDP bağımsız adaylarla elde ettiği mevziiyi büyütmek, geliştirmek ve kalıcılaştırmak üzere parti olarak seçimlere girme kararı verdiğinde de aynı tartışmaları yaşamıştık. O zaman da “barajı aşamazsak, elde ettiğimiz bütün kazanımları kaybetme riskiyle karşı karşıyayız” dediler. Bu özel olarak Türkiye İşçi Partisi’nin tercihi değil. Hep beraber Emek ve Özgürlük İttifakı’nı nasıl daha güçlü hale getiririz konusundaki tartışmayı yürütüyoruz. Önümüzdeki günlerde bu tartışmayı tümüyle bitireceğiz. 
 
Biraz da şöyle oluyor, kamuoyu önünde tartışmanın bir şehveti var. Herkes kamuoyu önünde tartışmayı çok seviyor. Ama biz partinin yetkili kurulları, ittifak güçlerimiz, hep birlikte sağduyulu, soğukkanlı, bütünlüklü, uzun vadeli bir tartışmayı tercih etmek durumunda kaldık. Çünkü gerçekten sürecin hassasiyetinin farkındayız. Bu süreçte basın önünde yapılacak herhangi bir konuşma, herhangi bir tartışma, başka yerlere çekilebiliyor, manipüle edilebiliyor. O yüzden yurttaşlarımız, halklarımız şunu bilsinler, biz birlikte bir değerlendirme süreci içerisindeyiz. Bizim siyaset tarzımız açısından da zaten halktan gizli, halka sorulmadan, tartışılmadan, müzakere edilmeden bir karar almak söz konusu değildir. Herkes kurullarını ve mekanizmalarını bu kapsamda işletiyor. Biz, hep birlikte “cumhuriyetin ikinci yüzyılına halkları en güçlü şekilde nasıl taşıyacağız?”, “bu ilk yüzyılda yaşadığımız acıların bir daha tekrar etmemesinin güvencesini nasıl sağlayacağız” tartışmalarını yürütüyoruz. Şunu paylaşayım, bizim esas hedefimiz, AKP-MHP iktidarına karşı, Cumhur İttifakı denilen faşist bloka karşı 20 yıldır hep birlikte sürdürdüğümüz o mücadeleyi şimdi zafere taşımak. Tamamen buna kilitlenmiş durumdayız. Bunun da en doğrusunu bulacağımızı düşünüyorum. 
 
 Emek ve Özgürlük İttifakı’nın oy kaybı ve milletvekili kaybına dair endişeleri var. Nitekim araştırma şirketleri risk olduğuna işaret ediyor. Sizde örceti gün yaptığınız açıklamada ittifakın büyütülmesi ve güçlendirilmesi için güçlü mücadele yürüteceğinizi söylediniz. Henüz zaman var, kararınız değişir mi? 
 
 
 Türkiye İşçi Partisi’nin parti olarak seçime gireceği yerler, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın herhangi bir bileşeninin, özellikle HDP’nin kazanımına zarar vermeyecek titizlikte planlanmaktadır.
 
Şimdi şunun görülmesi lazım. Sesimizin ulaştığı herkese şunu söyleyelim: Mesele en güçlü olmanın yolunu aramaksa, bunun tüm Türkiye’de, 87 seçim bölgesinin hepsinde tek bir taktik geliştirmek zorunda değiliz. Yeni bir şey deniyoruz, yeni bir arayış içerisindeyiz. Bakın emin olsun herkes, hem bugün HDP yönetimi hem ittifaktaki diğer güçler hem Türkiye İşçi Partisi yönetimi yapılan araştırmaları, saha araştırmaları, örgütlerimizden gelen verileri, halkla kurduğumuz temasları hep birer veri olarak önümüze koymuş durumdayız. Ve oturmuş il il çalışma yapıyoruz. Bir örnek olsun diye söylüyorum. Kocaeli, bizim açımızdan son derece önemli bir ildir ama Kocaeli’nde HDP’nin geçen seçimde kazandığı bir milletvekilliği var. Bunu büyütmek mümkün. Ama örneğin Kocaeli’nde Türkiye İşçi Partisi’nin seçime girdiğinde, bakın “kaybedilir” demiyorum, riske girme olasılığı bile olduğunda burada yeni bir düzenleme yapıyoruz. Kocaeli’nde hep beraber gideceğiz, Yeşil Sol Parti’ye oy isteyeceğiz. Türkiye İşçi Partisi’nin parti olarak seçime gireceği yerler, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın herhangi bir bileşeninin, özellikle HDP’nin kazanımına zarar vermeyecek titizlikte planlanmaktadır. İki; diyelim ki her iki partinin seçime gireceği yerlerde de şuna bakıyoruz, orada HDP’nin elde ettiği kazanımın geri düşme riski var mıdır? Hemen burada Türkiye İşçi Partisi adına biz o ilde, o seçim çevresinde girmeyeceğimizi söylüyoruz. 
 
Ama nerelerde seçime giriyoruz, HDP’nin kazanımlarını koruyacağımız, onları güvence altına alacağımız ama bunun üstüne Türkiye İşçi Partisi aracılığıyla yeni birtakım kazanımlar ekleyebileceğimiz illeri ve seçim bölgelerini tayin etmeye çalışıyoruz. Şunu görelim, bence önemli olan noktası burası. Her seçim döneminde AKP-MHP seçim sistemini değiştirerek, aslında insanların kafasını karıştırmaya, bir karmaşa yaratmaya çalışıyor. Biz bu oyunu bozmalıyız. O yüzden sağda solda konuşulanlardan ziyade, partimizin yetkili kurullarının yaptığı açıklamalara, partimizin değerlendirmelerine biraz daha dikkatle göz atmak, biraz daha dikkate dinlemek ve yorumlamaya çalışmak gereklidir. Biz halkımızın, halklarımızın nasıl bedeller ödediğini biliyoruz. Bu bedellerin sonucunda elde edilmiş kazanımları göz bebeğimiz gibi korumak konusunda da kararlıyız. Daha ileriye taşımanın arayışı içerisindeyiz. Bunun bilinmesini isterim. Daha ileriye taşımak mümkündür, biz bunu hep birlikte yapabileceğimizi düşünüyoruz. Bunu tartışıyoruz. En sonunda da bütün bu değerlendirmeler ışında en doğru kararları alıp, yolumuza devam edeceğiz. Herkesin gönlü ferah olsun demiştim. Herkesin gönlü ferah olsun. 
 
Biz birbirimizle rakip değiliz, bir dost, müttefik güçleriz, yoldaşlarız, biz uzun yıllardır birlikte mücadele ediyoruz. Bundan sonra da bu mücadelenin birlikteliğine hiç kimsenin zarar verme ihtimali yok, kimse buna zarar veremez. 
 
 
 “Tek sosyalist parti biziz” açıklamanıza da eleştiriler geldi. Oysa HDP ve Kürt hareketi de kendisini sosyalist bir hareket olarak tanımlıyor. Emek ve Özgürlük İttifakı’nda yer alan diğer partiler de sosyalizmi savunuyorlar. 1980 darbesinde ve AKP’nin son 7 yıllık politikalarının siyasal bedellerini bugün tutuklu olarak ödeyen sosyalist bir kadın olan Gültan Kışanak’ın da eleştirileri oldu. Bu açıklamanız Emek ve Özgürlük İttifakı’na zarar vermez mi? 
 
 
 Bu topraklarda Mustafa Suphilerden bu yana devam eden o köklü geleneğin tümünü kendi değerimiz, kendi mücadelemizin bir parçası olarak görüyor ve onlara layık olmaya çalışıyoruz.
 
Dün (Önceki gün) açıklamamda da söyledim, bizim siyasal kültürümüzde basın üzerinden yoldaşlarımızla tartışmak yoktur. İkincisi tümüyle haksız, hukuksuz bir biçimde cezaevinde olan çok kıymetli bir yoldaşımızın yaptığı bir değerlendirmeye benim basın üzerinden cevap vermem söz konusu olamaz. Bizim orada bir tek sorumluluğumuz var. Arkadaşlarımızın yeniden özgürlüklerini sağlamaktır. Bunu yapana kadar o arkadaşlarımızla, Gültan hanımla, Selahattin Demirtaş’la, onların nezdinde siyasi tutsakların tümünü kast ediyorum, biz tartışma yapmayacağız. Bizim onlara karşı bir sorumluluğumuz var. En kısa sürede arkadaşlarımızın haksız, hukuksuz tutuklamalarını bitirilmesini sağlamamız gerekiyor. Şimdi o açıklamalar kamuoyunda, bizle kamuoyunda belki de çok açık ayrıntılı bir biçimde bilgileri paylaşmadığımız için, birtakım kaygıların, birtakım merakların doğmasına neden oldu. Ben yaptığım açıklamalarda esas olarak buna ilişkin yaklaşımımızı paylaşmaya çalıştım. Arkadaşlarımıza cevap olarak değil, kamuoyunda oluşan algıyı kendi cephemizden değerlendirmeye çalıştım. 
 
‘Tek sosyalist biziz’ ya da benzeri açıklamalar için… Şimdi şöyle bir şey olabilir mi? Sosyalistler herhangi bir şeyin özel mülkiyetine karşılar. Dolayısıyla bu ülkedeki, bu coğrafyadaki sosyalistleri sadece Türkiye İşçi Partisi temsil ediyor gibi bir yaklaşım olamaz. Bu belki canlı yayın sırasında söylenmiş bir laftır. Asla kendimiz dışındaki sosyalistleri görmeme, kabul etmeme gibi bir yaklaşım olamaz. Ama gündelik siyaset içerisinde zaman zaman dilimiz, üslubumuz, tarzımız, belki yanlış yerlere çekilebilecek açıklamalar olur ancak kastımız asla böyle bir şey olamaz. Türkiye’de hem bugün HDP içerisinde mücadele eden hem ittifak güçlerimiz arasında olan, hatta “keşke ittifakımızda olsalar ama değiller” dediğimiz başka sosyalist güçler de elbette var. Bunların mücadelesine dönük de bir saygısızlığımız olamaz. Bu mücadelelerin hepsi bizim mücadelemiz. Bu topraklarda Mustafa Suphilerden bu yana devam eden o köklü geleneğin tümünü kendi değerimiz, kendi mücadelemizin bir parçası olarak görüyor ve onlara layık olmaya çalışıyoruz. Öyle tekçi bir anlayış içerisinde değiliz. Bunu doğru bulmadığımı da paylaşmış olayım. 
 
 Bütün bu konulara ilişkin ilgili partilerle, ittifakınızla görüşmeleriniz sürüyor bildiğim kadarıyla. Nasıl bir sonuç beklemeliyiz? 
 
 
 Seçimlerden sonra yepyeni bir dönemin, esas anahtar rolümüzü oynayacağımız dönemin başlayacağı kanaatiyle hareket ediyoruz. Türkiye’de artık barışın konuşulduğu günlerin doğmasını istiyoruz.
 
Biz bu seçimlerle beraber Türkiye’nin bu Cumhur İttifakı’ndan, saray rejiminden kurtulmasına odaklanmış durumdayız. Önceliğimiz budur. Bunun hemen yanına yazılan şey, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın en güçlü şekilde bu seçimlerden çıkmasıdır. Bütün ittifak güçlerimiz, bütün müttefiklerimiz buna kilitlenmiş durumda. Kamuoyunda birtakım tartışmalar yapılıyor, ittifak içerisinde böyle yoğun bir tartışma, karşıtlık anlamında bir tartışma yok. Yoğun bir tartışma var ama “en iyi nasıl yapabiliriz” diye bir tartışma var. İnanıyoruz, toplumda gördüğümüz karşılık da budur. Emek ve Özgürlük İttifakı bir bütün olarak bu seçimlerin gerçekten an itibariyle herkesin kabul ettiği anahtar gücüdür. Ama daha önemlisi Emek ve Özgürlük İttifakı bu sürecin sürpriz güçlerinden biri olacaktır. Beklenmedik bir başarı elde edecektir. Bizim alandan aldığımız veriler budur, artık bu görevimizi seçime kadar hiç ihmal etmeden, seçimlerden en büyük başarıyı elde etmeye odaklanacağız. En küçük bir gevşeme olmayacak. Son gün, son saate kadar bu ülkede yaşayan herkesi Emek ve Özgürlük İttifakı’nın parçası haline getirmeye, bu mücadeleye dahil etmeye çalışacağız. 
 
Esas önemli görevimizin seçimlerden sonra başladığını da biliyoruz. Seçimlerden sonra yepyeni bir dönemin, esas anahtar rolümüzü oynayacağımız dönemin başlayacağı kanaatiyle hareket ediyoruz. Türkiye’de artık barışın konuşulduğu günlerin doğmasını istiyoruz. Cezaevlerindeki binlerce arkadaşımızın tutsaklığına son verildiği günleri görmek, yaşamak istiyoruz. Emekçilerin, kadınların, gençlerin uğradıkları baskıları, Kürt halkının yok sayılmasını, Alevi yurttaşlarımızın yok sayılmasının son bulduğu bir sürecin ilk adımlarının atılacağı heyecanıyla bu sürece hazırlanıyoruz. Hepimize düşen çok büyük görevler ve sorumluluklar var. 
 
Çok net söyleyeyim, bizim düşmanlarımız var, siyasi düşmanlarımız var. Büyük kararlılıkla mücadele edeceğiz. Rakiplerimiz var, Millet İttifakı’nı kast ediyorum. Rakiplerimize karşı daha büyük başarılar elde etmeye çalışacağız. Esas olan bizim dostlarımız, yoldaşlarımız var. Hep birlikte zafer kazanmaya odaklanacağız. Bakış açımız budur. Bunu geliştirmeye çalışacağız. Son derece önemli, bakın 90’lı yıllardan bu yana gittikçe gelişen bir mücadele birliğinin şu anda ulaştığı en ileri aşamadayız. Bunu geliştirerek, güçlendirerek, kalıcılaştırarak geleceğe taşımak istiyoruz. Bu seçimler bunun için bir sıçrama tahtası görevi görecektir. 
 
MA / Özgür Paksoy
 

Diğer başlıklar

10:14 Bakan Yerlikaya’dan ‘boykot’ açıklaması
09:55 Federe Kürdistan ziyareti: Öcalan’ın tarihi çağrısının heyecanı vardı
09:26 DBP'li Mehmet Gidici yaşamını yitirdi
09:07 Enternasyonal gençler: Öcalan yeni bir siyaset anlayışı geliştirdi
09:06 Hizbullahçıları affeden Erdoğan’a: Süreci zorlayan değil geliştiren adımlar atın
09:05 Amara misafirleri ağırlamaya hazır
09:03 Gençler: Abdullah Öcalan’ın açtığı yolda birlikte yürüyelim
09:00 02 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
08:25 Sivas'ta kaza: 2 ölü, 18 yaralı
00:11 Müvekkiliyle görüşmek isteyen avukata şiddet
01/04/2025
23:07 Sudani, Pezeşkiyan’la telefonla görüştü
22:56 CPT: Türkiye Belave köyü çevresini bombaladı
22:48 Genel Meclis, Şam anlaşmasını kamuoyuna duyurdu
22:17 Bayındır’dan 30 yıl sonra tahliye olan Rüzgar’a ziyaret
21:41 Hunergeha Welat’tan yeni klip:Ji Firatê
21:03 ‘Boykot’ çağrısına soruşturma
20:30 Özel’den tüketim boykotuna destek
20:25 İmamoğlu'ndan ailesinin hedef alınmasına tepki
19:59 Trump'tan '2 Nisan' alarmı
19:44 Nûrî Şêxo: Anlaşma tüm yurttaşların haklarını koruyacak
19:27 Amara yürüyüşçüleri Sewreg’de sloganlarla karşılandı
18:51 Êzidîler Abdullah Öcalan’ın Rönesans perspektifini pratikleştirecek
18:39 Halep ile Şam arasında anlaşma
18:23 Sudani’den cumhurbaşkanına dava
18:05 MKG’den IFJ’ye ziyaret
17:56 İTO enflasyon verilerini açıkladı
17:46 Fidanlar Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için dikildi
17:29 4 Nisan için kapı kapı çağrı
17:22 Soykırımlara Karşı Mücadele Platformunu kuruldu
17:05 İstanbul’da iki kadın katledildi
16:41 Bakan Tunç’a göre ‘işkence ve kötü muamele’ yok
15:51 HRW kadın tutsakların durumuna dikkat çekti
14:27 DEM Parti Mêrdîn'de halkla bayramlaştı
13:03 Amara'da 4 Nisan çağrısı: Daha çok kenetlenmeliyiz
12:53 DEM Parti MYK’si ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ gündemiyle toplanıyor
11:52 İran Kürt bir yurttaşı katletti
11:45 Amed’den Amara’ya ‘özgürlük’ yürüyüşü başladı
11:32 Demokratik İslam dergisinin 3'üncü sayısı çıktı
11:10 Üniversitelilerden ekonomik boykot çağrısı
11:06 DEM Parti’den Akitu Bayramı mesajı
10:54 Bahçeli'den CHP ve medyaya '15 Temmuz' göndermesi
10:36 İsrail'den Beyrut'a hava saldırısı
10:20 Gazze’de 10 günde 322 çocuk katledildi
09:58 İzmir'de iki kadına saldırı
09:19 Saliha Aydeniz: Kürtlerin birliği Ortadoğu’nun demokratikleşmesi için önemli
09:09 Ekonomik kriz alım gücünü düşürdü: Artık kimse geçinemiyor
09:07 Yerel seçimin üzerinden bir yıl geçti: Wan’daki demokrasi sorunu bugün İstanbul’da yaşanıyor
09:03 Amed 'adım' bekliyor: Tecrit hala devam ediyor
09:00 01 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
31/03/2025
21:37 Anne Baba Dayanışma Ağı: Çocuklarımızı serbest bırakın
20:45 Amara yürüyüşü yarın başlıyor
20:11 İmamoğlu'ndan boykot çağrısı
19:06 Abdullah Öcalan'dan mesaj: Çağrının sahiplenilmesini selamlıyorum
18:36 Bayramda 3 iş cinayeti
17:47 DBP Eş Genel Başkanı Bayındır Êlih’te halka bayramlaştı
17:15 İmralı'da bayram görüşü gerçekleşti
17:00 Gazze saldırılarında 50 bin 375 kişi katledildi
16:25 Myanmar depreminde ölü sayısı 2 bin 56'ya yükseldi
16:13 Şêx Seîd Meydanı’nda halkla bayramlaşma
15:50 32 yıl sonra tahliye edilen Güler Bilen'e kitlesel ziyaret
15:43 İzmir'de silahlı saldırıda 3 kişi yaşamını yitirdi
14:49 DEM Parti ve AKP bayramlaştı: Çağrı toplumda karşılık buldu
14:17 Anjiyo olan Mahir Polat yeniden cezaevine götürüldü
14:08 DEM Parti’de bayramlaşma: Demokrasi mücadelesi önemli bir eşikte
12:54 Amed’de kadın katliamı
12:00 MHP ile DEM Parti bayramlaştı: Yeni bir Türkiye inşa edebiliriz
11:31 Hamaney’den ABD’ye: Güçlü karşılık veririz
10:31 AP Türkiye Raportörü’nden İmamoğlu açıklaması
10:01 Bahçeli’den yeni açıklama
09:11 2025 Newrozu: Mesaj netti; demokratikleşme
09:10 Ev baskınları ve gözaltılar telefon talimatıyla yapılmış
09:09 En az 42 gazeteci bayramı cezaevinde karşıladı
09:09 Sokağa çıkma yasaklarında yaşamını yitiren Önver’in ailesi icraya verildi
09:05 Tarihi çağrının üzerinden bir ay geçti: Meclis’te komisyon kurulmalı
09:03 Besiciler zararda
09:02 Engelliler için medikal ürün maliyeti artıyor
09:00 İnsan hakları savunucuları: Devlet adım atmalı
09:00 31 MART 2025 GÜNDEMİ
30/03/2025
23:19 İsrail ve Türkiye'den karşılıklı sert açıklamalar
22:37 İran'dan ABD'ye 'doğrudan müzakere' yanıtı
20:58 Kızıldere'de katledilen devrimciler anıldı
20:48 İzmir Barosu: Tutuklu gençlerde darp izine rastlandı
20:29 MSD: Yeni kabine siyasi ve toplumsal çeşitliliği yansıtmıyor
19:55 Trump'tan Rusya ve İran'a 'ek tarife' tehdidi
18:57 Gazze'ye saldırılar bayramda da devam etti
18:48 Myanmar'daki depremlerde can kaybı artıyor
18:04 6 kent için sağanak yağış uyarısı
17:20 Aydın'da kadın katliamı
17:13 Özerk Yönetim'den 'yeni kabine' tepkisi
16:53 Bayramın ilk gününde 766 kaza
16:12 Husiler’den İsrail havalimanına saldırı
16:02 Kürt kadınları destekleyen akademisyen 'kara' listeye alındı
15:49 Kızıldere Katliamı 53’üncü yılında: Mahir olma zamanıdır
15:48 Esir alınan YBŞ’lilerin ailelerinden 14 ülkeye mektup
14:51 Mehmet Latifeci anıldı: Halkların mücadelesinde yaşıyor
14:50 Kılıçdaroğlu’ndan İmamoğlu'na ziyaret
12:52 Rojin Kabaiş ve Narin Güran’ın mezarı ziyaret edildi
12:39 Ateşkese rağmen saldırılar sürüyor
12:33 Gazi Mezarlığı'na bayram ziyareti
11:34 Erdoğan’dan bayram mesajı: Sürecin başarısı için uygun zemin var
11:14 Tülay Hatimoğulları Mahir Çayan ve arkadaşlarını andı
10:40 CHP imza kampanyasını Trabzon'da başlattı
10:30 Jin derginin yeni sayısı ‘Sosyalizm ve Kadın’ kapağıyla çıktı
10:11 Sabri Ok: Devlet atması gereken adımları atmadı
09:48 Vedat Aydın mezarı başında anıldı: Failler belli
09:09 HDK Eş Sözcüsü: Mesele CHP değil demokrasi sorunudur
09:08 EMEP Genel Başkanı: Şalter inmeden süreç tersine dönmez
09:07 Gençler: Newroz ruhuyla Amara’da olalım
09:06 Anadolu Üniversitesi öğrencileri: Boykot sürecek
09:03 DBP’li Yılmaz: İmralı'daki özel rejim değişmeli
09:02 Öcalan'dan 4 Nisan daveti
09:01 Cenazeleri verilmeyen 2 HPG'linin babası: Çözüm için adım atılmalı
09:00 30 MART 2025 GÜNDEMİ
29/03/2025
23:28 30 yıllık tutsaklığın ardından tahliye edildi: Sürece sahip çıkalım
22:58 Adana'da evde çıkan yangında 2 çocuk hayatını kaybetti
22:14 Şam iktidarının Ramazan Bayramı 31 Mart’ta olacak
20:45 Myanmar depreminde bin 644 kişi hayatını kaybetti
18:55 PSAKD’ın ‘Adalet Nöbeti’ 28’inci gününde: Bir arada olmalıyız
18:04 Frankfurt’ta coşkulu Newroz kutlaması
17:08 İşkence uygulayan polis, belgeleyen avukatı da darp etti!
17:02 Birçok kentte mezarlık ziyareti: Mücadelelerini sürdüreceğiz
16:47 Halep’te Alevilere yönelik katliama karşı yürüyüş
16:16 Amedspor deplasmandan 3 puanla döndü
15:18 32 yılın ardından tahliye edildi
15:07 Ok'un yaşamı tehlikede, Öztel gözlerini kaybedebilir
14:34 TJA’dan 4 Nisan çağrısı
14:20 Mersin'de Kızıldere Katliamı anması
14:14 Yüzbinler Maltepe'de
14:01 Cumartesi Anneleri: Karanfillerimizi bırakacak bir mezar taşı gösterin
13:54 Belucların eylemine bombalı saldırı girişimi
13:48 TTB'den hekimlere çağrı: İşkence bulgularını belgeleyin
13:32 Hem akıbetleri belirsiz hem failleri meçhul
12:51 Eş Genel Başkanlardan bayram mesajı
12:17 İzmir'de kimyasal fabrikasında patlama
11:49 Cezaevinde halaya 'propaganda' soruşturması
11:33 Tahliyeye 'toplumla bütünleşmeye hazır değil' engeli
11:10 İtalya eski bakanı: Sürecin ilerlemesi için Öcalan özgür olmalı
10:29 Tahliye edilen gazeteci Tunç: Polis komplo kurdu
10:19 Ne şeker ne bayramlık alabiliyorlar
09:45 Kurul kararıyla tahliyesi 3'üncü kez ertelendi
09:44 Myanmar'da ölü sayısı bini geçti
09:43 Ayşe İnceyol davası: Etkin yargılama için fail bulunmalı
09:42 Kazançları günlük ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor
09:10 Av. Emekçi: Abdullah Öcalan kendi toplumuna güveniyor
09:07 Saldırıları duyuran Beluc gazeteciler hedefte
09:03 Fail polis olunca savcı sürgün edildi, soruşturmada ilerleme sağlanmadı
09:03 Özerk Yönetim'den saldırı altındaki Alevilerle dayanışma
09:01 Üniversite öğrencileri direnişlerinde kararlı
09:00 29 MART 2025 GÜNDEMİ
00:01 Ameliyat olması gereken Werîşe Muradî’nin tedavi hakkı engelleniyor