ANKARA - Ekolojistler, Samandağ’da depremzedelerin darp edilmesine tepki göstererek, bölgede enkaz kaldırılma ve taşınma çalışmalarının acilen durdurulması çağrısı yaptı.
Ekolojistler, Hatay Samandağ'da doğa ve halk sağlığını tehdit eden zehirli enkaz dökümlerinin durdurulması talebiyle iki gündür eylem yapan halkın darp edilerek gözaltına alınmasına ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Polen Ekoloji, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), Partizan, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Yeryüzü Ekoloji, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara İl Örgütü, İHD Ankara Şubesi, KESK Ankara Şubeler Platformu, İklim Adaleti Koalisyonu, Karala, Malatya Çevre Platformu üyeleri katıldı.
‘GÖZALTINA ALINANLAR SERBEST BIRAKILSIN’
Açıklamayı katılımcı örgüt ve partiler adına açıklama yapan İklim Adaleti Koalisyonu’ndan Melis Tantan, enkaza dönen kentlerde devletin günlerce ortada olmadığını hatırlattı. Samandağ halkının Yaşam Nöbetini savunduklarını söyleyen Tantan, gözaltına alınan yaşam savunucularının serbest bırakılması çağrısı yaptı.
KENTLER TOZ BULUTUYLA KAPLANDI
Deprem bölgesinin, vahşice enkaz kaldırma-moloz boşaltma faaliyetleri nedeniyle geniş çaplı ve ciddi halk sağlığı riskleri ve ekolojik yıkımlarla karşı karşıya bırakıldığına dikkat çeken Tantan, “İçinde bulunduğumuz asbest farkındalık haftasında dahi deprem bölgesindeki enkaz kaldırma ve hafriyat çalışmaları halk sağlığını ve doğal miras alanlarını tahrip etmeye devam ediyor. Enkazlar asbest tozlarına ve diğer zehirli kimyasallara karşı hiçbir bir önlem alınmadan, vinçlerle kırılarak apar topar kaldırılıyor. Enkazda çalışan personelin ve civarda yaşayan halkın sağlık ve güvenliğine yönelik önlemler alınmıyor. Bu sırada ne hukuki delillerin toplanmasına izin veriliyor ne de enkazlardaki cenazelerin beden bütünlüğüne saygı gösteriliyor. Toplanan yıkıntı atıklarını taşıyan kamyonların üzeri örtülmediği için yol boyunca moloz tozları tüm yerleşim yerlerine ve doğaya yayılıyor, kentler haftalardır toz bulutuyla kaplanmış durumda” dedi.
KANSER VE SİLİKOZİS RİSKİ GİDEREK ARTIYOR
Depremden kurtulan halkın inşaat hafriyatlarından yükselen asbest tozlarına, kimyasal tozumasına, kum tozlarına maruz kaldığını aktaran Tantan, “Bölgede depreminden ilk gününden bugüne görülen ve çalışmalar devam ettikçe de görülecek olan bu tehlike nedeniyle kısa-uzun vadede ortaya çıkabilecek üst solunum yolu hastalıkları, kanser ve silikozis riski giderek artıyor” diye belirtti.
DEPREM BÖLGESİ İÇİN TALEPLER SIRALANDI
Tantan, taleplerini şöyle sıraladı:
* Öncelikle enkaz kaldırma, taşıma ve depolama işlemleri, enkazların asbest tanımlamaları, ayrıştırılmaları, bilimsel ve ekolojik saiklere uygun kaldırma, taşıma, depolama yöntemleri ve depolama yerleri bulununcaya kadar derhal durdurulmalıdır.
* Enkazların kaldırılması sürecinde ‘bir an önce kalksın’ ve ‘ben yaptım oldu’ anlayışı yerine yerel halkın, ilgili meslek örgütlerinin ve demokratik kurumların, ekoloji örgütlerinin katılımı şarttır. Meslek uzmanlarının kalıcı depolama alanlarına yönelik tüm ekosistem etkilerini dikkate alarak yapacakları çalışmalar, yerel halkın onayına sunulmalıdır. Enkazın ne zaman kaldırılacağına ve nerede depolanacağına deprem bölgesinde yaşayanlar karar vermelidir.
* Kalıcı depolama alanları halkın onayından geçtikten sonra tekrar başlatılacak enkaz faaliyetlerinde aceleciliğe son verilmeli ve tüm yönetmeliklerin titizlikle uygulanması sağlanmalı, kuralsız uygulamalar ve tüm seviyelerdeki sorumlular cezalandırılmalıdır.”