Sırrı Süreyya Önder: Demokratik dönüşümün mimarıyız, çok umutluyum

İSTANBUL - Türkiye toplumunun derin bir nefes almaya ihtiyacı olduğunu, bunun için hiçbir dönem olmadığı kadar umutlu olduğunu belirten Sırrı Süreyya Önder, “Bu dönem bir demokratik dönüşümün kurucu mimarları arasındayız” dedi.
 
Yüzüncü yılına girecek olan Cumhuriyetin kaderini belirleyecek olan 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Genel seçimlere 25 gün kaldı. İmha ve inkar üzerine kurulu yüz yıllık Türkiye Cumhuriyeti boyunca yok sayılan Kürtler, ikinci yüzyılda demokratik dönüşüm için seçimleri işaret ediyor. Geçen yüzyılda çözümsüz bırakılan Kürt sorunu, seçimlerin belirleyici konumunda olan Kürtlerin sandıktan çıkaracağı sonuçla çözüm için kapı aralamayı amaçlıyor.
 
Kürt sorununun demokratik çözümünde tarihi dönüm noktası olan 2013 ile 2015 yılları arasında “çözüm” adı altında devlet ile PKK Lideri Abdullah Öcalan arasında yürütülen süreçte İmralı Heyeti’nde yer alan Sırrı Süreyya Önder, 2023 seçimleri, iktidarın ve muhalefetin izlediği politikayı, Yeşil Sol Parti’nin Kürt sorununun çözümü ve demokratik dönüşümdeki rolüne dair soruları yanıtladı.
 
Türkiye toplumunun derin bir nefes alması gerektiğini, bunun için kendilerini topluma iyi anlatmaları gerektiği bilincinde olduklarını dile getiren Önder, Yeşil Sol Parti’nin bu dönem demokratik dönüşümün kurucu mimarları arasında olduğunun altını çizdi. Yeşil Sol Parti’nin seçimlerdeki rolüne değinen Önder, kazanma-kaybettirmenin üstünde bir noktada olduklarını, ülkeyi demokratik cumhuriyete dönüştüreceklerini vurguladı.
 
 
Memleket seçimlere gidiyor, 25 gün gibi az bir süre kaldı. Nasıl bir sürece giriliyor? 
 
 İlk defa toplumsal güçler, kurumlar, sınıflar, yapılar, çevreler bugüne kadar devletin güttüğü paradigmanın dışında bir hizalanma arayışı içindeler.
 
Bugün dünyanın geldiği nokta itibariyle bugüne kadar gelinen paradigmayla bundan sonrasını yürütebilmek muktedirler açısından imkansızlaşmış durumda. Bunu bir gerçeklik olarak tespit etmemiz gerekiyor. Ancak bunu tespit ettikten sonra peki yol ne? İkinci yüzyılı nasıl yaşayacağız sorusu orta yerde hayati bir şekilde duruyor olacak. Buna da bir çözüm bazlı yaklaşma yöntemini tercih edebiliriz. İki; böyle bugüne kadar getirdiğimiz gibi gidebileceğini düşünebiliriz. İşte bugüne kadar getirdiğimiz gibi götürebiliriz diyenlerin hem kendileri açısından ağır bir yanılgı olacak. Hadi o önemli değil, oturup onların yanılgısına yanacak halimiz yok ama ülkemiz açısından, ortak geleceğimiz açısından artık toplumsal maliyetler üretecek derdimiz de budur. Bir yüz yılı daha ıskalamamak, bu seçimde tam böyle bir kavşakta hayati bir önemdedir. Aşağı yukarı her seçimde buna benzer değerlendirmeler yapılıyor. Bu seçim çok önemli bir seçim olduğu söylenir ama bu seçim gerçekten bugüne kadar olmadık bir şekilde önemli bir seçim. 
 
Buna birçok farklı açıdan yaklaşmak mümkün. Yani sadece önemi bir kavşakta olmamız ve burada kullanacağımız tercih meselesiyle sınırlı değil. İlk defa toplumsal güçler, kurumlar, sınıflar, yapılar, çevreler bugüne kadar devletin güttüğü paradigmanın dışında bir hizalanma arayışı içindeler. Umutvar olmak için belki çok erken ama bunda da Kürt siyasi hareketinin bugüne kadar özveriyle yürüttüğü mücadelenin ödediği bedellerin önemli bir payı var. Dolayısıyla bir başka yönüyle de bu açıdan önemli. O anlamda hepimiz sahalara indik, bunu anlatmaya, bunu yaygınlaştırmaya ve mümkün olan en olumlu sonucu almaya çalışıyoruz.
 
Sırrı Süreyya Önder, kendi deyimiyle bütün yaşamı siyasetle geçti. 2018’den sonra sanatla ilgilendiniz. Ancak böylesi önemli bir seçimde siz de adaysınız, seçmenle buluşuyorsunuz. Nasıl bir hava var, toplumun beklentileri neler?
 
Sanırım Ramazan Ayı’nın etkisi, ağır geçim koşullarının etkisi, depremin yarattığı travmayla herkes açısından alanlar biraz şuan beklediğimiz noktada değil. Coşkuyu falan kast etmiyorum. Seçim havasında değil. Sanki memlekette seçim gibi gündem yokmuş gibi bir hava var. CHP’lisi içinde böyle, AKP’lisi içinde böyle bir hava var. Bunun sebebini dediğim gibi ağır geçim koşulları, depremin travması, bir de toplumun terörize edilmesi gibi birçok şeye bağlayabiliriz. Bir basın açıklamasında silueti görünen insanlara yıllarca ceza verilen bir dönemden bahsediyoruz. İnsanlar sabırla o oy verme gününü bekliyorlar. Fakat bayramdan sonra o klasik alışa geldiğimiz seçim havasına gireceğimizi düşünüyorum. 
 
 
Vallahi kişisel tercihime kalsaydı, evet sanat benim için hep yarıda kalmış, hatta başlangıcında kalmış bir alan olarak kaldı. Yaşım da bayağı ilerledi, orada bir şey yapma arzum hep devam ediyor. Cezaevindeyken karaladığım bir şeyler var. Bu arada yazdığım bir iki senaryo var. Biraz sağlık meseleleri yordu. Bütün bunların içinde arkadaşlarımız sorumluluk almam gerektiğini söylediler. Bir iki kaytarmaya çalıştım ama bundan fazlası kibire girer. Ben anlayış olarak genç arkadaşlara, yeni arkadaşlara alan açılması, böyle siyasetin sürgit bir etkinlik gibi sürdürülmemesinden yanayım. Zaten bıraktığım zaman da devam edebilme opsiyonum varken, başka arkadaşlarımıza alan açmak gerektiğini düşündüm. Birçok arkadaşımız da böyle düşünüyor. Bizim yapımızın en önemli özelliği bu belki. Bakın her dönem parlamento grubumuz yepyeni kimlikler kazandırır halka. Her birinin başka bir temsiliyet gücü vardır. O anlamda en üretken yapılardan birisiyiz. 
 
Fakat bu seçim, seçimden sonra ortaya çıkacak olan tabloda belli bir deneyimi ve hafızayı gerektiren kıvamda bir şey olacak. Bu, bugünden belli. Böyle olunca arkadaşlar da ısrarla göreve çağırınca, baş üstüne dedik, geldik. 
 
İmralı Notları’ndan biliyoruz, PKK Lideri Abdullah Öcalan size sanatınızı sürdürmenize dair öneride bulunuyor. Tamamlayamadınız sanırım…
 
Yok, yüzüm kara o anlamda (gülerek), çok tamamlayamadım. Bakalım. Hayatın kendisi de bir sanat, biz politikayı da bir sanat gibi, sanatı da politik olarak yapmayı bilen ve bunu gözeten insanlarız. Hele bakalım, şuan barıştan kıymetli, demokratik bir dönüşümden kıymetli pek az şey var. 
 
Seçim havası olmasa da siyasi partiler yoğun mesai harcıyor. İktidar ise seçim kampanyasını sizin üzerinizden, partiniz HDP üzerinden yürütüyor. Siz nasıl izliyorsunuz?
 
Acınacak bir şey olarak görüyorum. Bu memlekette daha önce değişik platformlarda ve parlamentoda söyledim; eğer biz olmazsak, bu parlamentonun karma olarak bütün partilerden üçte biri tercih edilmezdi. Üçte birinizin Kürt’e düşmanlık etmekten başka, özgürlüklere düşmanlık etmekten başka hiçbir vasfınız yok ve küfretmekten başka. Siz sadece bu vasfınızla alınıp buralara istihdam ediliyorsunuz. Bu memleket düşman icat etmeden, memleket yönetebilme kabiliyetini hiç zaman gösterememiş ki. Cumhuriyetin bu yüzyıllık tarihinin önemli bir bölümünde daima bir düşman algısına ihtiyaç duymuş. Bu düşmanın adı değişmiş, günün konjonktürü neyi gerektiriyorsa. Onun için miting de yapmayacaktı, hani çok değişik bir şey olacaktı. 
 
 
 Bizim şu an kendimizi Türkiye toplumuna çok iyi anlatmamız gereken günler. Bu toplumun bir derin nefes almaya ihtiyacı var, hava gibi, su gibi bir ihtiyaç bu.
 
Şimdi sabah akşam, o miting senin, bu miting benim gezmeye başladılar. Biraz çaresizliğin, biraz paniğin ürünü bunlar. Bayramdan sonra bu çaresizlik havasının daha da artacağını düşünüyorum. Bütün medya kanalları ellerinde, bekliyor haber bültenleri girdiğinde, iftar programlarını ipotek etmiş, tartışma programı başladığında bir iki açılış, maçılış, kabul benzeri şeyler yapıyorlar. Bu memlekette iktidarların basın yayını denetledikleri, işte denetlemeye çalıştığını, bu çabaları hepimiz gördük. Cumhurbaşkanı, başbakan konuşurken ona bağlanmayı da gördük. Yeni bir şey değil bizim için. Fakat susarken beklemeyi ilk bunların zamanında gördük. Cumhurbaşkanı bağlanıyor, ezan okunuyor, bir bekleyelim diyor. Bütün canlı yayında o sessizliği çekiyor. Geri stüdyoya dönmüyor yani. Bu sadece o paniğin ve karmaşanın havası, açıkçası onlarla ilgilenmemek gerek düşüncesindeyim. 
 
Bizim şuan kendimizi Türkiye toplumuna çok iyi anlatmamız gereken günler. Bu toplumun bir derin nefes almaya ihtiyacı var, hava gibi, su gibi bir ihtiyaç bu. Yarınından, can güvenliğinden, özgürlüğünden, temel haklarından emin olacağı bir ülkeye ihtiyacı var. Karnının doyacağı, barınmanın sorun olmayacağı, geleceksizleştirilmeyen bir topluma ihtiyacı var. Bunlar çok yakıcı talep haline gelmişken, bize de düşen bu gerçekliği ve çözüm yollarını toplumumuza anlatabilmektir. 
 
Muhalefeti nasıl görüyorsunuz? 
 
Millet İttifakı ve özelinde Sayın Kılıçdaroğlu’nu kast ediyorsak, yükü ve sorumluluğu ağır. Vaktinde çok ağır CHP eleştirileri yapmış birisiyim. Tümünün de arkasındayım, tümü de o konjonktür de bir gerçekliğe işaret ediyordu, bir gerçekliğin altını çiziyordu. Ama bugün için Sayın Kılıçdaroğlu bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bu paradigmanın dışında bir cümle kurmaya çalışıyor. Bu çabayı yüksek değerde buluyorum. Ama bu sonsuz bir kredi anlamına gelmiyor. Bu krediyi verecek olan da ben değilim ayrıca. Toplumda bu beklenti bir hayli yüksek, özellikle Kürtlerde bu çok daha yaşamsal olduğu için hem beklenti yüksek hem destek yüksek. Umuyorum ve diliyorum altında kalmadan, tekrar o kısır gelecek vaat etmeyen, nefret körüklemekten başka, nefreti yeniden yeniden üretmekten başka bir işe yaramayan o eski paradigmaya dönmez. Barışı ve özgür bir geleceği hep birlikte, bütün Türkiye halkları için ve bütün kesimleriyle geliştirmenin önünü açar. Bunun yolu çok basittir. 
 
 
Demokratikleşmenin temel abecesi, yargının bağımsızlığı bir siyasi iktidarın sopa kullanılmasının önüne geçilmesi, insanların hele sosyal demokratların boynun borcu olan insanların bir sosyal devlet, barınması, temel gıdaya erişebilmesi, temiz suya erişebilmesi, temiz bir havayı soluyabilmesi, temiz bir çevrede yaşayabilmesi gibi şeyler için yükü ağır, çabaları olumlu, bekleyeceğiz, bakacağız, göreceğiz. Biz parlamento aritmeği öyle gösteriyor ki kilit bir güç olacağız. Biz bu kilit gücü biz pazarlık unsuru olarak da yapmayacağız. Bir yaptırım aracı olarak da kullanmayacağız. Biz bunu ülkenin demokratik dönüşümü için bir payanda yapmaya hazır bir vaziyette bekleyeceğiz. Gerisi onların göstereceği pratiğe ve iradeye bağlı. 
 
Kılıçdaroğlu’nun Kürtler videosunu izlediniz mi?
 
Şimdi artık bunun üzerinden cümle cümle, kelime kelime onu deseydi, bunu demeseydi gibi bir değerlendirmeyi faydasız buluyorum. Şuanda atılacak her adım, beyan edilecek her iradeyi kıymetli buluyorum. Fakat en önemli mesele şudur, bu mesele artık bölgesel bir mesele haline gelmişse, bunun konuşarak, müzakere edilerek çözülmesi için imkanlar sonuna kadar zorlanmalıdır. Demokratik bir dönüşümün en kestirme ve en insancıl yolu budur. Peki bunun için ne lazım? Bunun için bu konuda her görüş kendisini herhangi bir baskı altında hissetmeden kendisini barışçıl yollarla ifade edebilmelidir. Şuan, şu konuda söylenecek 10 laftan 9’unun karşılığı, onlarca yıl hapis. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu’dan beklediğimiz cümle terkibi olmamalı, onu öyle kurmalıydı, bunu böyle söylemeliydi değil. Kılıçdaroğlu’dan beklediğimiz birinci turu nitelikli bir çoğunlukla, net bir çoğunlukla alması, ardından ülkede bu meselenin kendi koyacağı iradenin yanında, bu meselenin rahatça konuşulabileceği bir demokratik düzlem yaratması. 
 
 
Bu iktidar giderse çözüme kapı aralanır mı? 
 
Yaşayıp göreceğiz, aralanmazsa, Kürt meselesi bugün Pervin Buldan başkanımızın dediği gibi, “Çözmeyeni çözen” bir mesele. 
 
Kürt sorununa gelmişken, İmralı, Kandil, Meclis üzerinden muhatap tartışması yürütülüyor. Siz 2013 ile 2015 yılları arasında Kürt sorununda demokratik çözümün tarihi dönüm noktası olan bir sürecin aktörlerinden birisiniz. Muhatap kim, nasıl çözülür bu sorun? 
 
Bütün paydaşlarını içermeyen ve bütün boyutlarıyla ele alınmayan hiçbir planın yürüme şansı yoktur. Ama dediğim gibi bütün bunlar için önce memlekette demokratik bir düzlemin oluşması gerekiyor. Bu olmadan, bunun bir sonraki aşamalarını konuşmanın hiçbir faydası yok. 
 
Peki nasıl bir süreç bekliyorsunuz? 
 
 
 Çözüm sürecinin bir döneminde umudumuz çok yükselmişti. Onun dışında hep kaygı ve kuşku hakimdi. Bu dönem, epeyce yüksek olduğu o dönem kadar umutluyum.
 
Valla bizim kişisel olarak şeylerimizi konuşmak ayıp. Bu kadar yoldaşımız, arkadaşımız çok ağır bedeller ödediler, ödemeye devam edenler var, hayatını kaybedenler oldu. O anlamda biz kişisel olanı, bu kısımdan çıkarıp, şuraya taşımak gerekiyor. 21’inci yüzyılın paradigmasında bu işi daha üst bir kavramsallaştırmayla biraz mevcut kavram haritamızla mesele tıkandı ve ilerleyemiyor. Bu algoritmanın dışında bir mimari yapabilir miyiz? Bunun koşullarını araştırmak… Bunu hep düşünüyorum zaten. İki, süreçte bizden kaynaklı, sürecin kendi konjonktüründen kaynaklı ve muhataplarımızdan kaynaklı sıkıntılar nelerdi, biz acaba bunda daha farklı, daha yaratıcı bir şey yapabilir miydik? Hata bizde miydi, ne kadarı bizdeydi? Karşıda mıydı, değil miydi? Kasıtlı mıydı, değil miydi? Sürekli böyle bunların muhasebesini yapmakla ve o hafızayı tekrar hatırlamakla meşgulüm. Son olarak da dünya deneyimlerine tekrar bir göz atmakla meşgulüm. Artık bu inovasyon çağında sanki başka bir yol ve yordam yanına eklemlenebilir. Yani bir ulusun, bir halkın kendi ulusal demokratik kimliğini ötekileştirmeden, yok saymadan ifade edebilmesi boyutu baki kalmak üzere, bize düşen başka birtakım düzlemler yaratabilmek, onun için biraz böyle tefekkür halindeyiz. Bakalım. 
 
Önümüzdeki dönem açısından umutlu musunuz? 
 
Evet, çözüm sürecinin bir döneminde çok umudumuz yükselmişti. Onun dışında hep kaygı ve kuşku hakimdi. Bu dönem, epeyce yüksek olduğu o dönem kadar umutluyum. 
 
O dönem 7 Haziran sürecini getirdi. Bugünkü havayı 7 Haziran’a benzetenler var, siz bir benzetme yapıyor musunuz? 
 
Bir şeye benzetmemeyi tercih ediyorum. Çünkü bu tür analojiler sıkıntı doğuruyor. Dar bir alana hapsediyor. Her süreç kendi özgünlüğünü taşır. Biriciktir. Bundan sonrası da öyle olmak zorundadır. En azından biz kendimizi bu benzetmelerden beri tutmak zorundayız. O benzetilen dönemlerdeki yaşananları yok sayma anlamına gelmiyor. Oradaki benzerlikler, ortaklıklar yada aykırılıkları hep hatırda tutmak ama hiçbir dönemi başkaca hiçbir dönemin kendisi gibi ele almamak gerektiğini düşünüyorum. 
 
HDP son seçim olan 2019 yerel seçimlerinde “kazanma ve kaybettirme” stratejisiyle hem kayyım atanan belediyeleri geri aldı, hem de büyükşehirlerde AKP’ye kaybettirdi. Bu dönem için aynı stratejisi sonuç alır mı? 
 
 
 Biz bu sürecin, bu dönüşümün yapısal mimarlarından birisi olacağız. Onun için kazanma-kaybettirmenin üstünde bir yerdeyiz.
 
Bu dönemin kazanma ve kaybettirme aralığının dışında bir karakteri var. O noktadan daha ilerideyiz. Bu dönem bir demokratik dönüşümün kurucu mimarları arasındayız. Muhalefet yada iktidar bu konumumuzu istediği kadar tahfif etsin. Başka türlü anlamlandırsın yada adlandırsın önemli değil. Biz bu sürecin, bu dönüşümün yapısal mimarlarından birisi olacağız. Bizdeki birikim ve deneyim, bizdeki politik perspektifin dışında süreci karşılayacak bir siyasal pratik yok. Ne sağda ne solda. Onun için kazanma-kaybettirmenin üstünde bir yerdeyiz. Biz demokratik bir cumhuriyete dönüştüreceğiz. Bundan da diktatörler hariç kimsenin korkmasına gerek yok. Hatta onların da korkmasına gerek yok, çünkü evrensel ve genel bir hukuk içerisinde sorumlulukları tartışılacak. Onun için biz kazanma-kaybettirme aralığından çıkmış bir durumdayız şuanda. 
 
Seçime 25 gün gibi kısa bir zaman kaldı. Seçmene bir çağrınız var mı? 
 
Şimdi epeyce seçim yaşadım, birçoğunda adaydım, birçoğunun da temel mutfağında çalıştım. Neredeyse 4-5 ayrı bölgede ve ülke genelinde. Açıkçası halklarımıza çağrı yaparken bir parça mahcubuz. Onlar her çağrımızın hakkını verdiler, biz zaman zaman yetemedik onların ortaya koyduğu iradeyi daha da güçlendirmeye. Ama bu dönem özellikle Yeşil Sol Parti’nin tanıtımı, pusuladaki yeri ve bizim sandıklarda resmi gözlemci bulunduramamamızdan kaynaklı sorunlarda, sandıklara müdahil olma gibi meselelerde, yaşlılarımızı, deprem bölgesindeki yurttaşlarımızın organizasyonu, o konuda belki son kez bir özveri bekliyoruz. Özellikle bayramdan sonra hep beraber mobilize olacağız. Şuan benim evimde yapıyoruz, sabah çıktık, bu saate geldik, röportajı da ancak bu saate bırakabildik. Önümüzde yaklaşık bir ay var, gece demeden, gündüz demeden çalışırsak, bu çabaların sonucunu en net alabileceğimiz bir seçim olacak. Bu başka bir siyasal parti seçmeni için yaşamsal önemde olunduğunun farkında olmayabilir. Herkes için yaşamsal ama bunu en iyi biz biliyoruz, bu seçim ortaya çıkacak sonucun yaşamsal öneme haiz olduğunu. Onları saygıyla selamlıyorum, hep birlikte başarı dileklerimiz gönderiyorum ve başarı sözü veriyorum. Şimdiden iyi bayramlar dileğimi de eklemiş olayım.  
 
 
MA / Özgür Paksoy - Ferdi Bayram 

Diğer başlıklar

15:58 Denizli'de bir kadın katledildi
15:31 Pervin Buldan: Sürecin birkaç ay içinde tamamlanması öngörülüyor
15:19 Mersin'den Alevi katliamlarına tepki
15:11 Yazar Dilaver Zeraq: Asimilasyona karşı kendi sistemimizi inşa etmeliyiz
14:53 Akay ve Aladağ için tahliye talebi
14:51 ‘İhraçlar işe iade edilene kadar mücadele edeceğiz’
14:35 32 yıl tutsaklığın ardından doğduğu köyde
14:35 Yazar İbrahim Sungur son yolculuğuna uğurlandı
13:30 Kayıp yakınları: Kürt sorununda çözüm için geçmişle yüzleşilmeli
13:24 İran'da 4 Beluc tutuklu idam edildi
13:07 Ölker ailesi: 31 yıldır beklediğimiz adalet kapısı açılsın
12:39 Eğitim Sen’den anadil çalıştayı: Kürtçe güvence altına alınmalı
12:37 Colemêrg’te şüpheli ölüm, Meletî’de kadın katliamı
12:31 Ateşkese rağmen saldırılar sürüyor: 2 HPG'li hayatını kaybetti
12:07 DEM Parti'den '13 madde' açıklaması: Bir liste sunulmadı
11:54 Hüseyin Deniz öykü yarışması için başvurular sürüyor
11:44 Aram Yayınevi'nden 8 yeni kitap
10:45 Taliban’ın yasak çemberleri genişliyor
10:14 BM uzmanlarından Kürt sorunun çözümüne dair öneri
09:30 10 Ekim anıtına saldırı: Aileler faillerin tespit edilmesini istiyor
09:23 Hastaneden cezaevine gönderilen hasta tutsak için ATK’ye başvuru
09:22 Bakan’dan mağdur öğretmenlere: Konuşulacak bir şey yok
09:20 Soğuk havada geçim derdi
09:13 Avukat Muratakan: ‘Umut hakkı’nın uygulanması süreç için ön açıcı olacak
09:11 Vergi savaşı tırmanıyor: Suriye küresel üretim zincirine dahil edilecek
09:07 Kuruldan itiraf gibi karar: Sağlıklı değerlendiremedik, tahliyeyi erteledik
09:04 Ortadoğu Uzmanı Özkan: Trump İran’a ölümü gösterip sıtmaya razı etmek istiyor
09:02 ‘Kadınların olmadığı bir süreç demokratikleşmez’
09:02 Hukukçulardan Meclis'e 'umut hakkı' başvurusu hazırlığı
09:00 12 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
11/04/2025
23:58 İmralı Heyeti yasal süreç için Adalet Bakanlığı ile görüşecek
23:11 İsviçre’de Küresel İklim Grevi: Geleceğimizi satmayın
21:27 İzmir Barosu'ndan 'Faşizmin hedefinde; Barolar ve Avukatlar' paneli
21:22 'Abdullah Öcalan’a Özgürlük’ konferansı: Türkiye adım atmalı
20:45 İBB soruşturması kapsamında 24 şirkete kayyım atandı
20:36 Tutuklamalar protesto edildi: Öğrencileri serbest bırakın
20:16 Katledilen işçi Vezir Mohammad Nourtani davasında ödül gibi ceza
19:30 Birçok kentte ‘Ahmet El Şara’ protestosu: Bu işbirliği soykırımın suç ortaklığıdır
19:04 DEM Parti MYK’si ‘süreç’ planlaması çıkardı
18:42 Gazeteci Kenan Karavil tahliye edildi: Apê Musa’nın bayrağını taşıyacağız
18:30 Roma’da ‘Abdullah Öcalan’a Özgürlük’ konferansı
18:25 Bahçeli: Cumhurbaşkanımızın DEM Parti heyetiyle görüşmesi takdire şayan
18:18 Kürt siyasetçi yazar İbrahim Sungur yaşamını yitirdi
17:52 Fail Bulunmaz yine tutuklanmadı
17:03 Eğitim Sen: Atamada liyakat istiyoruz
16:57 Cezaevi verileri açıklandı: 103 bin 179 kapasite fazlası
16:43 Yoksulluk sınırı altında olan hanelere kira yardımı talebi
16:21 Kayyım, kadın merkezinin boşaltılmasını istedi
16:04 Orman kampında yapılaşma nedeniyle ağaçlar kesildi
15:53 ‘Elektrik zamları geri çekilsin’
15:43 Kadınlardan Colani’nin Türkiye’ye gelmesine tepki
15:15 3 tutsak daha 32 yıl sonra tahliye edildi
15:14 Abdullah Öcalan’ın yaş günü Şirnex’te kutlandı
15:03 Kadınlar barışın inşasını konuştu
14:57 Yargılanan gazeteciler: Gazetecilik onurunu korumaya devam edeceğiz
14:17 59 kişi hakkında daha tahliye kararı
14:15 Üveyş Öcalan mezarı başında anıldı
14:13 Gazetecilerin davasında mütalaa hazırlanacak
13:32 'Kuyu tipi hapishaneler kapatılsın'
13:28 Rojhilat’ta 4 gözaltı
13:21 Prefabrik evde yangın: 2 çocuk hayatını kaybetti
12:47 32 yıl sonra tahliye edildi
12:40 Irak Seçim Komisyonu: Seçimler zamanında yapılacak
12:34 Alevi katliamları hakkında suç duyurusu
12:18 İran Dışişleri Sözcüsü: Diplomasiye gerçek bir şans veriyoruz
11:54 Üç günde 9 Beluc idam edildi
11:54 Uzman çavuş, Aydın'dan sonra arkadaşını öldürmek için geri gelmiş
09:59 Ağır hasta tutsak Çam hastaneye kaldırıldı
09:57 Ankara’da kar yağışı: Okullar tatil edildi
09:48 DEM Parti MYK’si bir araya geldi
09:39 Berivan Bahçeci: Çağrının toplumsallaşması için örgütleniyoruz
09:11 14 kez şikayette bulundu, cezasızlık şiddet olarak döndü
09:10 ‘Ege ve Akdeniz göçmenler için ölüm yolu oldu'
09:09 Kayyım, AKP'li başkana şoför tuttu
09:08 Öcalan'ın avukatı: Koşullar değişmedi, süreç tecrit koşullarında yürütülemez
09:04 Kürtçe hukuk literatürü için yeni bir adım: DADSAZ kuruldu
09:03 'Öcalan'ın rolünü oynayabilmesi için uygun zemin oluşturulmalı'
09:00 11 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
08:48 Zirai don uyarısı
08:40 Şirnex'te 11 bölgeye yasak
02:20 Gazeteciler Soykan ve Ağırel serbest
10/04/2025
23:49 Ordu'da iş cinayeti
23:28 Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem ifadeye çağrıldı
22:52 Silopiya Belediyesi eski Eşbaşkanı Aydemir’e 6 yıl 3 ay hapis cezası
22:37 Tülay Hatimoğulları ÇGD ödül töreninde: Söz veriyoruz hiçbir kalem kırılmayacak
22:06 Bilkent Üniversitesi’ne akademisyen girişi yasağı!
21:46 28. Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri sahiplerini buldu
21:25 TeatraSî'den ODTÜ’de Kürtçe tiyatro
20:32 AKP'li vekilin fabrikasındaki işçiler işten atıldı
20:28 Halep'te kadınlardan 4 Nisan paneli
20:22 Ahmet El Şara’nın ADF davet edilmesine tepki
20:15 İskenderun’da kadın katliamları protesto edildi
20:11 Diyala'da 2 DAİŞ'li yakalandı
20:09 Şengal'de Şêşims bayramı
20:07 Çin'den ABD'ye: Zorbaca hamleleri kabul etmeyeceğiz
20:05 Berlin'de Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için Başbakanlık binasına yürüyüş
20:02 DFG, MKG ve Basın-İş’ten duruşmaya çağrı: Gazetecilere sahip çıkalım
19:30 Gazeteciler Soykan ve Ağırel'e tutuklama talebi
19:26 DEM Parti heyeti Rusya Dışişleri Bakan Yardımcıları ile görüştü
19:21 ‘Eskişehir’in maden çöplüğüne dönüşmemesi için Ankara’da olacağız’
19:10 Reqa ve Tebqa'da gençler Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için yürüdü
19:04 Mêrdîn'de kayyım davasında 25 kişiye beraat 8’ine ceza
18:55 DEM Parti Kadın Meclisi: Demokratikleşme ve kadın özgürlük mücadelesi bir arada yürütülmeli
18:09 Rezan Belediyesi Sağlık Merkezi açıldı
18:03 Eğtim Sen: Proje okullarına atamalar siyasi kadrolaşmaya dönüştü
17:44 4 gazeteci, Nazım Daştan ve Cihan Bilgin açıklaması nedeniyle ifade verdi
17:29 Özel harekat polisi AKP Genel Merkezi önünde intihar etti
17:14 İmralı Heyeti’nden Erdoğan görüşmesine dair açıklama
16:56 İstanbul’da ikinci ABD-Rusya görüşmesi
16:52 Gençler sordu, Serra Bucak yanıtladı
16:36 Özgür Özel: Kürtler ‘sorun vardır’ diyorsa çözmek hepimize düşer
16:24 Wan seferi iptal olan Ajet’ten yolculara ‘uçak yok’ cevabı
16:22 Ahmet Saymadi hakkında iddianame hazırlandı
16:20 102 genç tahliye edildi
16:08 31 yıl sonra tahliye olan Mutlu’ya kitlesel ziyaret
16:07 DEM Parti Ekoloji Komisyonu: İzmir yok oluşa sürükleniyor
15:57 Adana’da 2 kişiye tahliye edildi
15:53 Erdoğan ile görüşen Önder: Çok daha umutluyuz
15:42 Cenazesi yakılan Nourtani’nin duruşmasına katılım çağrısı yapıldı
15:05 Shelling around village in Dohuk
15:03 DEM Parti İmralı heyeti ile Erdoğan görüşmesi sona erdi
15:01 Barış Mitingi çağrıcılarının yargılamasına yeniden başlandı
14:43 Kürt Ulusal Kongresi haftaya gerçekleşecek
14:25 Duhok’ta bir köyün çevresi bombalandı
14:08 Hayvansever Yerdeşen'i katleden şahıs tutuklandı
13:45 İmralı Heyeti-Erdoğan görüşmesi başladı
13:32 DEM Parti ‘çağrı’ gündemli ev ziyaretleri başlatıyor
13:29 Tecavüz failine 16 yıl hapis cezası
13:26 Kayyım Akdeniz'de taşınmazların satışına başladı
13:23 İmralı Heyeti'nden görüşme öncesi açıklama: Önerilerimizi paylaşacağız
13:18 Levent Dölek’in aralarında olduğu 4 kişi hakkında tahliye kararı
12:57 Urfa 2 Nolu'da görüşe giden ailelere çıplak arama
12:38 İran'da 5 tutuklu idam edildi
12:22 Uzman çavuşun katlettiği Aydın'ın amcası konuştu: Kabul edilemez
12:09 Ankara Gar Katliamı 114’üncü ayında
12:07 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından haftanın ikinci görüşme başvurusu
12:04 Af Örgütü: Sudan'da kadın ve çocuklara tecavüz artıyor
11:49 İran’da gazeteci Vida Rabbani tahliye edildi
11:29 Colemêrg’te ahır çöktü: 25 küçükbaş hayvan öldü
10:52 Colemêrg-Wan karayolunda kaza: 8 yaralı
09:56 Anlaşma sonrası 7 bin aile Efrîn'e döndü
09:43 Koza'ya 1 ayda 2 'ÇED gerekli değil' kararı
09:39 Köyleri yakılan ve yakınlarını yitiren aileler çözüm istiyor
09:23 Üveyş Öcalan ölümünün 32'nci yılında anılacak
09:22 Sağanak ve kar geliyor
09:19 Boykottaki öğrenciler: Kayyımlara ses çıkarılsaydı İmamoğlu'nu konuşmazdık
09:09 AKPM: Öcalan'ın çağrısı olumlu, gözaltı ve tutuklamalar endişe verici
09:07 'Sürecin samimi ilerlemesi için hasta tutsaklar bırakılmalı'
09:06 Türkiye'nin adım atmadığı 'umut hakkı'na dair komiteye bildirim yapılacak
09:05 Abdullah Öcalan’ın kitabı İsveççe’ye çevrildi