Sırrı Süreyya Önder: Demokratik dönüşümün mimarıyız, çok umutluyum

İSTANBUL - Türkiye toplumunun derin bir nefes almaya ihtiyacı olduğunu, bunun için hiçbir dönem olmadığı kadar umutlu olduğunu belirten Sırrı Süreyya Önder, “Bu dönem bir demokratik dönüşümün kurucu mimarları arasındayız” dedi.
 
Yüzüncü yılına girecek olan Cumhuriyetin kaderini belirleyecek olan 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Genel seçimlere 25 gün kaldı. İmha ve inkar üzerine kurulu yüz yıllık Türkiye Cumhuriyeti boyunca yok sayılan Kürtler, ikinci yüzyılda demokratik dönüşüm için seçimleri işaret ediyor. Geçen yüzyılda çözümsüz bırakılan Kürt sorunu, seçimlerin belirleyici konumunda olan Kürtlerin sandıktan çıkaracağı sonuçla çözüm için kapı aralamayı amaçlıyor.
 
Kürt sorununun demokratik çözümünde tarihi dönüm noktası olan 2013 ile 2015 yılları arasında “çözüm” adı altında devlet ile PKK Lideri Abdullah Öcalan arasında yürütülen süreçte İmralı Heyeti’nde yer alan Sırrı Süreyya Önder, 2023 seçimleri, iktidarın ve muhalefetin izlediği politikayı, Yeşil Sol Parti’nin Kürt sorununun çözümü ve demokratik dönüşümdeki rolüne dair soruları yanıtladı.
 
Türkiye toplumunun derin bir nefes alması gerektiğini, bunun için kendilerini topluma iyi anlatmaları gerektiği bilincinde olduklarını dile getiren Önder, Yeşil Sol Parti’nin bu dönem demokratik dönüşümün kurucu mimarları arasında olduğunun altını çizdi. Yeşil Sol Parti’nin seçimlerdeki rolüne değinen Önder, kazanma-kaybettirmenin üstünde bir noktada olduklarını, ülkeyi demokratik cumhuriyete dönüştüreceklerini vurguladı.
 
 
Memleket seçimlere gidiyor, 25 gün gibi az bir süre kaldı. Nasıl bir sürece giriliyor? 
 
 İlk defa toplumsal güçler, kurumlar, sınıflar, yapılar, çevreler bugüne kadar devletin güttüğü paradigmanın dışında bir hizalanma arayışı içindeler.
 
Bugün dünyanın geldiği nokta itibariyle bugüne kadar gelinen paradigmayla bundan sonrasını yürütebilmek muktedirler açısından imkansızlaşmış durumda. Bunu bir gerçeklik olarak tespit etmemiz gerekiyor. Ancak bunu tespit ettikten sonra peki yol ne? İkinci yüzyılı nasıl yaşayacağız sorusu orta yerde hayati bir şekilde duruyor olacak. Buna da bir çözüm bazlı yaklaşma yöntemini tercih edebiliriz. İki; böyle bugüne kadar getirdiğimiz gibi gidebileceğini düşünebiliriz. İşte bugüne kadar getirdiğimiz gibi götürebiliriz diyenlerin hem kendileri açısından ağır bir yanılgı olacak. Hadi o önemli değil, oturup onların yanılgısına yanacak halimiz yok ama ülkemiz açısından, ortak geleceğimiz açısından artık toplumsal maliyetler üretecek derdimiz de budur. Bir yüz yılı daha ıskalamamak, bu seçimde tam böyle bir kavşakta hayati bir önemdedir. Aşağı yukarı her seçimde buna benzer değerlendirmeler yapılıyor. Bu seçim çok önemli bir seçim olduğu söylenir ama bu seçim gerçekten bugüne kadar olmadık bir şekilde önemli bir seçim. 
 
Buna birçok farklı açıdan yaklaşmak mümkün. Yani sadece önemi bir kavşakta olmamız ve burada kullanacağımız tercih meselesiyle sınırlı değil. İlk defa toplumsal güçler, kurumlar, sınıflar, yapılar, çevreler bugüne kadar devletin güttüğü paradigmanın dışında bir hizalanma arayışı içindeler. Umutvar olmak için belki çok erken ama bunda da Kürt siyasi hareketinin bugüne kadar özveriyle yürüttüğü mücadelenin ödediği bedellerin önemli bir payı var. Dolayısıyla bir başka yönüyle de bu açıdan önemli. O anlamda hepimiz sahalara indik, bunu anlatmaya, bunu yaygınlaştırmaya ve mümkün olan en olumlu sonucu almaya çalışıyoruz.
 
Sırrı Süreyya Önder, kendi deyimiyle bütün yaşamı siyasetle geçti. 2018’den sonra sanatla ilgilendiniz. Ancak böylesi önemli bir seçimde siz de adaysınız, seçmenle buluşuyorsunuz. Nasıl bir hava var, toplumun beklentileri neler?
 
Sanırım Ramazan Ayı’nın etkisi, ağır geçim koşullarının etkisi, depremin yarattığı travmayla herkes açısından alanlar biraz şuan beklediğimiz noktada değil. Coşkuyu falan kast etmiyorum. Seçim havasında değil. Sanki memlekette seçim gibi gündem yokmuş gibi bir hava var. CHP’lisi içinde böyle, AKP’lisi içinde böyle bir hava var. Bunun sebebini dediğim gibi ağır geçim koşulları, depremin travması, bir de toplumun terörize edilmesi gibi birçok şeye bağlayabiliriz. Bir basın açıklamasında silueti görünen insanlara yıllarca ceza verilen bir dönemden bahsediyoruz. İnsanlar sabırla o oy verme gününü bekliyorlar. Fakat bayramdan sonra o klasik alışa geldiğimiz seçim havasına gireceğimizi düşünüyorum. 
 
 
Vallahi kişisel tercihime kalsaydı, evet sanat benim için hep yarıda kalmış, hatta başlangıcında kalmış bir alan olarak kaldı. Yaşım da bayağı ilerledi, orada bir şey yapma arzum hep devam ediyor. Cezaevindeyken karaladığım bir şeyler var. Bu arada yazdığım bir iki senaryo var. Biraz sağlık meseleleri yordu. Bütün bunların içinde arkadaşlarımız sorumluluk almam gerektiğini söylediler. Bir iki kaytarmaya çalıştım ama bundan fazlası kibire girer. Ben anlayış olarak genç arkadaşlara, yeni arkadaşlara alan açılması, böyle siyasetin sürgit bir etkinlik gibi sürdürülmemesinden yanayım. Zaten bıraktığım zaman da devam edebilme opsiyonum varken, başka arkadaşlarımıza alan açmak gerektiğini düşündüm. Birçok arkadaşımız da böyle düşünüyor. Bizim yapımızın en önemli özelliği bu belki. Bakın her dönem parlamento grubumuz yepyeni kimlikler kazandırır halka. Her birinin başka bir temsiliyet gücü vardır. O anlamda en üretken yapılardan birisiyiz. 
 
Fakat bu seçim, seçimden sonra ortaya çıkacak olan tabloda belli bir deneyimi ve hafızayı gerektiren kıvamda bir şey olacak. Bu, bugünden belli. Böyle olunca arkadaşlar da ısrarla göreve çağırınca, baş üstüne dedik, geldik. 
 
İmralı Notları’ndan biliyoruz, PKK Lideri Abdullah Öcalan size sanatınızı sürdürmenize dair öneride bulunuyor. Tamamlayamadınız sanırım…
 
Yok, yüzüm kara o anlamda (gülerek), çok tamamlayamadım. Bakalım. Hayatın kendisi de bir sanat, biz politikayı da bir sanat gibi, sanatı da politik olarak yapmayı bilen ve bunu gözeten insanlarız. Hele bakalım, şuan barıştan kıymetli, demokratik bir dönüşümden kıymetli pek az şey var. 
 
Seçim havası olmasa da siyasi partiler yoğun mesai harcıyor. İktidar ise seçim kampanyasını sizin üzerinizden, partiniz HDP üzerinden yürütüyor. Siz nasıl izliyorsunuz?
 
Acınacak bir şey olarak görüyorum. Bu memlekette daha önce değişik platformlarda ve parlamentoda söyledim; eğer biz olmazsak, bu parlamentonun karma olarak bütün partilerden üçte biri tercih edilmezdi. Üçte birinizin Kürt’e düşmanlık etmekten başka, özgürlüklere düşmanlık etmekten başka hiçbir vasfınız yok ve küfretmekten başka. Siz sadece bu vasfınızla alınıp buralara istihdam ediliyorsunuz. Bu memleket düşman icat etmeden, memleket yönetebilme kabiliyetini hiç zaman gösterememiş ki. Cumhuriyetin bu yüzyıllık tarihinin önemli bir bölümünde daima bir düşman algısına ihtiyaç duymuş. Bu düşmanın adı değişmiş, günün konjonktürü neyi gerektiriyorsa. Onun için miting de yapmayacaktı, hani çok değişik bir şey olacaktı. 
 
 
 Bizim şu an kendimizi Türkiye toplumuna çok iyi anlatmamız gereken günler. Bu toplumun bir derin nefes almaya ihtiyacı var, hava gibi, su gibi bir ihtiyaç bu.
 
Şimdi sabah akşam, o miting senin, bu miting benim gezmeye başladılar. Biraz çaresizliğin, biraz paniğin ürünü bunlar. Bayramdan sonra bu çaresizlik havasının daha da artacağını düşünüyorum. Bütün medya kanalları ellerinde, bekliyor haber bültenleri girdiğinde, iftar programlarını ipotek etmiş, tartışma programı başladığında bir iki açılış, maçılış, kabul benzeri şeyler yapıyorlar. Bu memlekette iktidarların basın yayını denetledikleri, işte denetlemeye çalıştığını, bu çabaları hepimiz gördük. Cumhurbaşkanı, başbakan konuşurken ona bağlanmayı da gördük. Yeni bir şey değil bizim için. Fakat susarken beklemeyi ilk bunların zamanında gördük. Cumhurbaşkanı bağlanıyor, ezan okunuyor, bir bekleyelim diyor. Bütün canlı yayında o sessizliği çekiyor. Geri stüdyoya dönmüyor yani. Bu sadece o paniğin ve karmaşanın havası, açıkçası onlarla ilgilenmemek gerek düşüncesindeyim. 
 
Bizim şuan kendimizi Türkiye toplumuna çok iyi anlatmamız gereken günler. Bu toplumun bir derin nefes almaya ihtiyacı var, hava gibi, su gibi bir ihtiyaç bu. Yarınından, can güvenliğinden, özgürlüğünden, temel haklarından emin olacağı bir ülkeye ihtiyacı var. Karnının doyacağı, barınmanın sorun olmayacağı, geleceksizleştirilmeyen bir topluma ihtiyacı var. Bunlar çok yakıcı talep haline gelmişken, bize de düşen bu gerçekliği ve çözüm yollarını toplumumuza anlatabilmektir. 
 
Muhalefeti nasıl görüyorsunuz? 
 
Millet İttifakı ve özelinde Sayın Kılıçdaroğlu’nu kast ediyorsak, yükü ve sorumluluğu ağır. Vaktinde çok ağır CHP eleştirileri yapmış birisiyim. Tümünün de arkasındayım, tümü de o konjonktür de bir gerçekliğe işaret ediyordu, bir gerçekliğin altını çiziyordu. Ama bugün için Sayın Kılıçdaroğlu bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bu paradigmanın dışında bir cümle kurmaya çalışıyor. Bu çabayı yüksek değerde buluyorum. Ama bu sonsuz bir kredi anlamına gelmiyor. Bu krediyi verecek olan da ben değilim ayrıca. Toplumda bu beklenti bir hayli yüksek, özellikle Kürtlerde bu çok daha yaşamsal olduğu için hem beklenti yüksek hem destek yüksek. Umuyorum ve diliyorum altında kalmadan, tekrar o kısır gelecek vaat etmeyen, nefret körüklemekten başka, nefreti yeniden yeniden üretmekten başka bir işe yaramayan o eski paradigmaya dönmez. Barışı ve özgür bir geleceği hep birlikte, bütün Türkiye halkları için ve bütün kesimleriyle geliştirmenin önünü açar. Bunun yolu çok basittir. 
 
 
Demokratikleşmenin temel abecesi, yargının bağımsızlığı bir siyasi iktidarın sopa kullanılmasının önüne geçilmesi, insanların hele sosyal demokratların boynun borcu olan insanların bir sosyal devlet, barınması, temel gıdaya erişebilmesi, temiz suya erişebilmesi, temiz bir havayı soluyabilmesi, temiz bir çevrede yaşayabilmesi gibi şeyler için yükü ağır, çabaları olumlu, bekleyeceğiz, bakacağız, göreceğiz. Biz parlamento aritmeği öyle gösteriyor ki kilit bir güç olacağız. Biz bu kilit gücü biz pazarlık unsuru olarak da yapmayacağız. Bir yaptırım aracı olarak da kullanmayacağız. Biz bunu ülkenin demokratik dönüşümü için bir payanda yapmaya hazır bir vaziyette bekleyeceğiz. Gerisi onların göstereceği pratiğe ve iradeye bağlı. 
 
Kılıçdaroğlu’nun Kürtler videosunu izlediniz mi?
 
Şimdi artık bunun üzerinden cümle cümle, kelime kelime onu deseydi, bunu demeseydi gibi bir değerlendirmeyi faydasız buluyorum. Şuanda atılacak her adım, beyan edilecek her iradeyi kıymetli buluyorum. Fakat en önemli mesele şudur, bu mesele artık bölgesel bir mesele haline gelmişse, bunun konuşarak, müzakere edilerek çözülmesi için imkanlar sonuna kadar zorlanmalıdır. Demokratik bir dönüşümün en kestirme ve en insancıl yolu budur. Peki bunun için ne lazım? Bunun için bu konuda her görüş kendisini herhangi bir baskı altında hissetmeden kendisini barışçıl yollarla ifade edebilmelidir. Şuan, şu konuda söylenecek 10 laftan 9’unun karşılığı, onlarca yıl hapis. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu’dan beklediğimiz cümle terkibi olmamalı, onu öyle kurmalıydı, bunu böyle söylemeliydi değil. Kılıçdaroğlu’dan beklediğimiz birinci turu nitelikli bir çoğunlukla, net bir çoğunlukla alması, ardından ülkede bu meselenin kendi koyacağı iradenin yanında, bu meselenin rahatça konuşulabileceği bir demokratik düzlem yaratması. 
 
 
Bu iktidar giderse çözüme kapı aralanır mı? 
 
Yaşayıp göreceğiz, aralanmazsa, Kürt meselesi bugün Pervin Buldan başkanımızın dediği gibi, “Çözmeyeni çözen” bir mesele. 
 
Kürt sorununa gelmişken, İmralı, Kandil, Meclis üzerinden muhatap tartışması yürütülüyor. Siz 2013 ile 2015 yılları arasında Kürt sorununda demokratik çözümün tarihi dönüm noktası olan bir sürecin aktörlerinden birisiniz. Muhatap kim, nasıl çözülür bu sorun? 
 
Bütün paydaşlarını içermeyen ve bütün boyutlarıyla ele alınmayan hiçbir planın yürüme şansı yoktur. Ama dediğim gibi bütün bunlar için önce memlekette demokratik bir düzlemin oluşması gerekiyor. Bu olmadan, bunun bir sonraki aşamalarını konuşmanın hiçbir faydası yok. 
 
Peki nasıl bir süreç bekliyorsunuz? 
 
 
 Çözüm sürecinin bir döneminde umudumuz çok yükselmişti. Onun dışında hep kaygı ve kuşku hakimdi. Bu dönem, epeyce yüksek olduğu o dönem kadar umutluyum.
 
Valla bizim kişisel olarak şeylerimizi konuşmak ayıp. Bu kadar yoldaşımız, arkadaşımız çok ağır bedeller ödediler, ödemeye devam edenler var, hayatını kaybedenler oldu. O anlamda biz kişisel olanı, bu kısımdan çıkarıp, şuraya taşımak gerekiyor. 21’inci yüzyılın paradigmasında bu işi daha üst bir kavramsallaştırmayla biraz mevcut kavram haritamızla mesele tıkandı ve ilerleyemiyor. Bu algoritmanın dışında bir mimari yapabilir miyiz? Bunun koşullarını araştırmak… Bunu hep düşünüyorum zaten. İki, süreçte bizden kaynaklı, sürecin kendi konjonktüründen kaynaklı ve muhataplarımızdan kaynaklı sıkıntılar nelerdi, biz acaba bunda daha farklı, daha yaratıcı bir şey yapabilir miydik? Hata bizde miydi, ne kadarı bizdeydi? Karşıda mıydı, değil miydi? Kasıtlı mıydı, değil miydi? Sürekli böyle bunların muhasebesini yapmakla ve o hafızayı tekrar hatırlamakla meşgulüm. Son olarak da dünya deneyimlerine tekrar bir göz atmakla meşgulüm. Artık bu inovasyon çağında sanki başka bir yol ve yordam yanına eklemlenebilir. Yani bir ulusun, bir halkın kendi ulusal demokratik kimliğini ötekileştirmeden, yok saymadan ifade edebilmesi boyutu baki kalmak üzere, bize düşen başka birtakım düzlemler yaratabilmek, onun için biraz böyle tefekkür halindeyiz. Bakalım. 
 
Önümüzdeki dönem açısından umutlu musunuz? 
 
Evet, çözüm sürecinin bir döneminde çok umudumuz yükselmişti. Onun dışında hep kaygı ve kuşku hakimdi. Bu dönem, epeyce yüksek olduğu o dönem kadar umutluyum. 
 
O dönem 7 Haziran sürecini getirdi. Bugünkü havayı 7 Haziran’a benzetenler var, siz bir benzetme yapıyor musunuz? 
 
Bir şeye benzetmemeyi tercih ediyorum. Çünkü bu tür analojiler sıkıntı doğuruyor. Dar bir alana hapsediyor. Her süreç kendi özgünlüğünü taşır. Biriciktir. Bundan sonrası da öyle olmak zorundadır. En azından biz kendimizi bu benzetmelerden beri tutmak zorundayız. O benzetilen dönemlerdeki yaşananları yok sayma anlamına gelmiyor. Oradaki benzerlikler, ortaklıklar yada aykırılıkları hep hatırda tutmak ama hiçbir dönemi başkaca hiçbir dönemin kendisi gibi ele almamak gerektiğini düşünüyorum. 
 
HDP son seçim olan 2019 yerel seçimlerinde “kazanma ve kaybettirme” stratejisiyle hem kayyım atanan belediyeleri geri aldı, hem de büyükşehirlerde AKP’ye kaybettirdi. Bu dönem için aynı stratejisi sonuç alır mı? 
 
 
 Biz bu sürecin, bu dönüşümün yapısal mimarlarından birisi olacağız. Onun için kazanma-kaybettirmenin üstünde bir yerdeyiz.
 
Bu dönemin kazanma ve kaybettirme aralığının dışında bir karakteri var. O noktadan daha ilerideyiz. Bu dönem bir demokratik dönüşümün kurucu mimarları arasındayız. Muhalefet yada iktidar bu konumumuzu istediği kadar tahfif etsin. Başka türlü anlamlandırsın yada adlandırsın önemli değil. Biz bu sürecin, bu dönüşümün yapısal mimarlarından birisi olacağız. Bizdeki birikim ve deneyim, bizdeki politik perspektifin dışında süreci karşılayacak bir siyasal pratik yok. Ne sağda ne solda. Onun için kazanma-kaybettirmenin üstünde bir yerdeyiz. Biz demokratik bir cumhuriyete dönüştüreceğiz. Bundan da diktatörler hariç kimsenin korkmasına gerek yok. Hatta onların da korkmasına gerek yok, çünkü evrensel ve genel bir hukuk içerisinde sorumlulukları tartışılacak. Onun için biz kazanma-kaybettirme aralığından çıkmış bir durumdayız şuanda. 
 
Seçime 25 gün gibi kısa bir zaman kaldı. Seçmene bir çağrınız var mı? 
 
Şimdi epeyce seçim yaşadım, birçoğunda adaydım, birçoğunun da temel mutfağında çalıştım. Neredeyse 4-5 ayrı bölgede ve ülke genelinde. Açıkçası halklarımıza çağrı yaparken bir parça mahcubuz. Onlar her çağrımızın hakkını verdiler, biz zaman zaman yetemedik onların ortaya koyduğu iradeyi daha da güçlendirmeye. Ama bu dönem özellikle Yeşil Sol Parti’nin tanıtımı, pusuladaki yeri ve bizim sandıklarda resmi gözlemci bulunduramamamızdan kaynaklı sorunlarda, sandıklara müdahil olma gibi meselelerde, yaşlılarımızı, deprem bölgesindeki yurttaşlarımızın organizasyonu, o konuda belki son kez bir özveri bekliyoruz. Özellikle bayramdan sonra hep beraber mobilize olacağız. Şuan benim evimde yapıyoruz, sabah çıktık, bu saate geldik, röportajı da ancak bu saate bırakabildik. Önümüzde yaklaşık bir ay var, gece demeden, gündüz demeden çalışırsak, bu çabaların sonucunu en net alabileceğimiz bir seçim olacak. Bu başka bir siyasal parti seçmeni için yaşamsal önemde olunduğunun farkında olmayabilir. Herkes için yaşamsal ama bunu en iyi biz biliyoruz, bu seçim ortaya çıkacak sonucun yaşamsal öneme haiz olduğunu. Onları saygıyla selamlıyorum, hep birlikte başarı dileklerimiz gönderiyorum ve başarı sözü veriyorum. Şimdiden iyi bayramlar dileğimi de eklemiş olayım.  
 
 
MA / Özgür Paksoy - Ferdi Bayram 

Diğer başlıklar

16:09 Amed’de Sağlık Meclisi kuruldu
15:51 Şirnex’ten seslendiler: Tişrîn’deki saldırıları durdurun
15:51 Êlih’te 18 işçi daha işten çıkarıldı
15:49 Erdoğan’dan CHP'ye: Ne yaptıkları belli değil
15:45 KCK: Kürt sorununun çözümü yüzyılımızın en önemli gelişmesi olacaktır
15:38 İskenderun'da Hrant Dink anıldı
15:34 Köpeklerin saldırdığı 12 yaşındaki çocuk hayatını kaybetti
15:24 Tişrin Barajı’nda halka saldırı: Ölü ve yaralılar var
15:14 Hasta tutsaklar Köse ve Elçiçek’in tahliyesi istendi
15:08 Cinsel saldırı faili baba iki davadan da beraat ettirildi
14:55 İHD ve kayıp yakınlarından 4 kentte eylem
14:42 Göreve iade edilen KHK’lilere ‘güvenlik soruşturması’ engeli
14:12 Halide Türkoğlu: Rojava’yı savunmaya devam edeceğiz
14:08 Gözaltındaki gazeteci: Hakikati haykırmayı sürdüreceğiz
14:02 Sinpaş işçilerin parasını vermedi
13:54 Roboskî'yi anan okul müdürüne 10 ay ceza
13:45 Kadınlar Kobanê sınırına yürüdü
13:24 Kayyım protestosu: Kimse pes etmemizi beklemesin
13:13 Cumartesi Anneleri Abdullah Canan’ın faillerini sordu
12:58 Îdir’da yürüyüş: Rojava’ya saldırılar durmalı, statüsü tanınmalı
12:47 İmralı Heyeti'nin mesajı: Umut ve sorumluluk!
12:37 İran’da iki yargıca suikast
12:25 DEM Parti: 2024’te engellilerin hak kayıpları hızlandı
12:14 Ataşehir'de yangın: 3 kişi yaşamını yitirdi
11:19 Gençlerin kayyıma karşı direnişi sürüyor
11:16 Cemil Bayık: Türk devleti demokratikleşme için adım atmıyor
11:03 Tuncer Bakırhan’ın babası Qers’te defnedilecek
10:31 Gazetecilerden tepki: Saldırılara karşı ortaklaşmalı
10:15 Hrant Dink suikastı 18’inci yılında: Devlet gerçeklerle yüzleşmeli
10:13 İzmir’de iki kadını katletme girişimi
09:30 Mêrdîn’de şüpheli genç ölümü
09:29 Ahmet Türk'e açılan davada beraat kararı
09:27 30 yaşındaki Karaağar 32 yıl önce katledildi
09:26 Kürtçe şarkı seslendirdiği için 22 ay ceza verildi: Vazgeçmek yok
09:26 11 aydır ev hapsinde olan gazetecinin duruşma günü belli değil
09:21 Termik santral hasta etti: Zehir soluyoruz
09:19 Kadın Savunma Ağı: Aile değil kadınız
09:09 Azadî Partisi Genel Başkanı: Birlik olunursa Kürtlerin statüsü sağlanır
09:06 'Savaş bir halk sağlığı sorunudur'
09:05 Barış Anneleri: Devlet Öcalan gibi samimi olmalı
09:04 Kürt sorunu nasıl çözülür: İlk adımı devlet ve iktidar atmalı
09:02 Kürdistan'da ‘fidan dikme’ kampanyası: İklimi değil sistemi değiştir
09:00 18 OCAK 2025 GÜNDEMİ
08:41 5 yaşındaki çocuk tecavüz edildikten sonra katledildi
17/01/2025
23:56 Fransa ve İsviçre’de Tîşrin’e saldırılar protesto edildi
23:06 İran’da 10 kadın tutsağa iletişim hakkı engeli
22:02 Tutsak kadınlardan Pexşan Ezîzî ve Werîşe Muradi için çağrı
20:27 150 kişinin ölümünden sorumlu tutulan müteahhide ‘kocama’ tahliyesi
20:05 Akdeniz’de direniş halk buluşması ile sürüyor
19:54 Erdoğan: Gizli-açık pazarlığımız yoktur
19:18 Bakırhan: Barış iktidarlarla gelmez, halk ister iktidar yapmak durumunda kalır
19:12 Eyn Îsa kırsalına saldırı: 3 çocuk yaralandı
18:25 Naci Görür: Olası bir depremden en çok Semsûr etkilenecek
17:58 Rıza Akpolat görevden uzaklaştırıldı
17:53 Özel: İktidarı devretmeye hazırlansınlar
17:21 Tişrîn, Qamişlo, Kobanê ve Til Temir'e saldırı
17:15 Pınar Bayrak davasında yeni deliller sunuldu
17:06 Saldırılar protesto edildi: Birlikte yaşamı ucuz politikalara kurban etmeyin
16:48 Kayyım protestosu: Belediyeler halkındır
16:32 Rıza Bey Apartmanı davasında sanıklar birbirini suçladı
16:08 Nezir Tekçi davasında sanık askerler hakkında beraat kararı
16:03 Munîra Qazî: Babamın hayali Rojava Kürdistan'ında gerçek oldu
15:37 Mazlum Ebdî'den Barzani görüşmesine dair açıklama
15:20 ‘Barış için 1 milyon imza’ kampanyasının linki
14:47 Sağlıkçılardan yemek boykotu
14:19 Kayyım protestosunda 'Barış için 1 milyon imza' çağrısı
13:27 Gözaltındaki gazeteci sayısı arttı
13:14 Nevzat Bahtiyar’ın tutukluluk haline itiraz reddedildi
13:14 DEM Parti İstanbul’da kongreye hazırlanıyor
12:51 Üniversite öğrencisine SSCB bayrağından hapis cezası
12:47 Yük treni otomobile çarptı: 1 ölü
12:29 DFG ve MKG: Saldırılar Özgür Basın’ı yıldıramaz
12:27 Türkiye 40 günde Tişrîn'de 2'si gazeteci 11 sivili katletti
12:26 Ailelerden İmralı’ya gitme başvurusu
12:13 Gözaltındaki gazetecilerin dosyasına kısıtlama
11:32 DBP'den Hewlêr görüşmesine dair açıklama
11:31 CENTCOM komutanı QSD komutanlarıyla bir araya geldi
10:55 'Terör suçlusu' kartını takmayı reddeden gazeteciye disiplin cezası
10:53 Tişrîn Barajı’ndaki direniş 10’uncu günde
10:10 Martı ve Güncel Prodüksiyon'a polis baskını
09:58 İmralı Heyeti: Kamuoyunun desteği çözümün en kıymetli yapı taşı olacaktır
09:54 Halise Aksoy davasında mütalaa hazırlanacak
09:53 Beşiktaş Belediye Başkanı Akpolat tutuklandı
09:31 35 partiden BM ve Arap Birliği’ne saldırılara karşı çağrı
09:28 HAK-İş’e ‘ek protokol’ tepkisi: Kayyım sendikayı da yönetiyor
09:27 30 yıl tutsak kalan Babat resim sergisi açmaya hazırlanıyor
09:26 'Eko-kırımla insansızlaştırma politikası devrede'
09:23 Ayfer Koçak: Merminin parası emekçinin cebinden çıkıyor
09:22 DTSO Başkanı Kaya: Ankara’da siyasi partilerle görüşeceğiz
09:22 Hem mal varlığına el konuldu hem kredilerini ödemesi engelleniyor
09:20 Hayvanların beslenme alanlarına kum ocakları yapılıyor
09:19 NLSR üyesi Direhî: Suriye'yi federal bir gelecek bekliyor
09:16 Emekliler: İktidar bizimle dalga geçiyor
09:15 İzmir’de azınlıkların tarihi yapılaşmanın hedefinde
09:10 Îdirli keresteci: Yüksek enflasyon bizi eziyor
09:00 17 OCAK 2025 GÜNDEMİ
08:53 Birçok kent için sağanak yağış uyarısı
08:02 Gençlerden kayyım protestosu
07:54 Çok sayıda gazeteci gözaltına alındı
16/01/2025
23:59 Ressam Timur Çelik hayatını kaybetti
23:53 Mêrdîn’de kadın cinayeti
22:47 Türkiye'nin saldırılarına ilişkin hashtag kampanyası
22:42 Caner Şipi'nin korucu silahıyla intihar ettiği iddia edildi
20:49 Mêrdîn’de 'mera kavgası': 1 çocuk yaşamını yitirdi
20:40 Tişrîn'in 2 günlük bilançosu: 5 kişi katledildi, 40 kişi yaralandı
20:21 Dîloklu kadınlar Rojin Kabaiş'in akibetini sordu
20:15 Akdeniz'de halk buluşması: Kayyım ile sonuç alamayacaklar
20:07 Riha merkezli gözaltına alınanlardan 3'ü serbest
20:02 Danıştay Başsavcılığına Erkan seçildi
19:43 Soylu siyaseti bırakacağını duyurdu
19:35 Rojin Kabaiş’in ailesinin tekrar ifadesi alındı
19:30 Topraklarından edilen Efrînlilerden BM'ye mektup
19:17 Sahte içki nedeniyle 30 kişi hayatını kaybetti
19:06 Sinop’ta üniversite öğrencisi yaşamını yitirdi
18:46 Barzanî ve Talabanî görüştü
18:43 Kadınlar Pexşan Ezîzî'ye verilen cezayı protesto etti
18:33 Akdeniz kayyımını protesto eden 3 kişiye tutuklama
18:22 Özgür Özel: İrademize sahip çıkmaya devam edeceğiz
18:16 Kayyım, belediye meclisinin görevlerini devretti
18:13 QSD Genel Komutanı Mazlum Abdî Hewlêr'de
18:09 KJK: Herkes saldırılara karşı eyleme geçmeli
17:54 QSD: Tişrîn'deki katliamın ve felaketin sorumlusu Türkiye'dir
17:30 Tişrîn’deki saldırıda 4 gazeteci yaralandı
17:26 Sine-Sen: Sanat ve emeğin tekkelleşmesine karşı birlikte set kuralım
16:46 Kadına yönelik şiddete karşı farkındalık çalışması
16:44 AFD ile Hafif Raylı Sistem Projesi için teknik iş birliği kararı
16:11 Tişrîn bombalandı: 1 ölü, 10 yaralı
16:00 Marmaris'te marina tepkisi
15:55 Hasta tutsak Üstek’e dönük hak ihlalleri İHİK’e taşındı
15:54 Tutsak gazeteciden Nazım ve Cihan için mektup
15:52 Bianet: 2024’te en az 378 kadın katledildi
15:14 Halkevleri: Ulaşım zammını aklınızdan bile geçirmeyin
15:03 Üç kentte 7 gözaltı
14:48 İzmir'de 25 kişiye 'kayyım protestosu' davası
14:47 Kobanê’de binler Tişrîn’deki katliama karşı alanlara çıktı
14:45 'Halk kayyımı geldiği yere geri gönderecek'
14:35 Tişrîn’de bombardıman sürüyor
14:09 Eğitim Sen: 612 bin 814 çocuk eğitim dışında kaldı
14:07 Özgür Basın'ın Kalo'su mezarı başında anıldı
13:40 Ayşegül Doğan: Çözüm ihtimali için güvene ihtiyaç var
13:25 Avukatlardan İmralı başvurusu
13:24 BM Raportörü Lawlor'dan Türkiye'ye 'tutukluluk' tepkisi
12:59 Bileşenlerden kampanyaya tam destek
12:51 Tülay Hatimoğulları: Devlet diyalog çizgisini geliştirirse çözüm olur
12:27 Gazetecilerin 28'nci duruşması da ertelendi
12:18 Tişrîn'de direnen kadınlar: İşgale izin vermeyeceğiz
11:55 Pervin Buldan: Öcalan’ın kadınlara özel bir çağrısı olacak
11:23 Artuklu Belediyesi 5 TL’den halk ekmek satışına başladı
11:14 HDK'den 'Barış için 1 milyon imza' kampanyası
11:06 Abdullah Öcalan 37 yıldır bir muhatap arıyor