Sırrı Süreyya Önder: Demokratik dönüşümün mimarıyız, çok umutluyum

İSTANBUL - Türkiye toplumunun derin bir nefes almaya ihtiyacı olduğunu, bunun için hiçbir dönem olmadığı kadar umutlu olduğunu belirten Sırrı Süreyya Önder, “Bu dönem bir demokratik dönüşümün kurucu mimarları arasındayız” dedi.
 
Yüzüncü yılına girecek olan Cumhuriyetin kaderini belirleyecek olan 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Genel seçimlere 25 gün kaldı. İmha ve inkar üzerine kurulu yüz yıllık Türkiye Cumhuriyeti boyunca yok sayılan Kürtler, ikinci yüzyılda demokratik dönüşüm için seçimleri işaret ediyor. Geçen yüzyılda çözümsüz bırakılan Kürt sorunu, seçimlerin belirleyici konumunda olan Kürtlerin sandıktan çıkaracağı sonuçla çözüm için kapı aralamayı amaçlıyor.
 
Kürt sorununun demokratik çözümünde tarihi dönüm noktası olan 2013 ile 2015 yılları arasında “çözüm” adı altında devlet ile PKK Lideri Abdullah Öcalan arasında yürütülen süreçte İmralı Heyeti’nde yer alan Sırrı Süreyya Önder, 2023 seçimleri, iktidarın ve muhalefetin izlediği politikayı, Yeşil Sol Parti’nin Kürt sorununun çözümü ve demokratik dönüşümdeki rolüne dair soruları yanıtladı.
 
Türkiye toplumunun derin bir nefes alması gerektiğini, bunun için kendilerini topluma iyi anlatmaları gerektiği bilincinde olduklarını dile getiren Önder, Yeşil Sol Parti’nin bu dönem demokratik dönüşümün kurucu mimarları arasında olduğunun altını çizdi. Yeşil Sol Parti’nin seçimlerdeki rolüne değinen Önder, kazanma-kaybettirmenin üstünde bir noktada olduklarını, ülkeyi demokratik cumhuriyete dönüştüreceklerini vurguladı.
 
 
Memleket seçimlere gidiyor, 25 gün gibi az bir süre kaldı. Nasıl bir sürece giriliyor? 
 
 İlk defa toplumsal güçler, kurumlar, sınıflar, yapılar, çevreler bugüne kadar devletin güttüğü paradigmanın dışında bir hizalanma arayışı içindeler.
 
Bugün dünyanın geldiği nokta itibariyle bugüne kadar gelinen paradigmayla bundan sonrasını yürütebilmek muktedirler açısından imkansızlaşmış durumda. Bunu bir gerçeklik olarak tespit etmemiz gerekiyor. Ancak bunu tespit ettikten sonra peki yol ne? İkinci yüzyılı nasıl yaşayacağız sorusu orta yerde hayati bir şekilde duruyor olacak. Buna da bir çözüm bazlı yaklaşma yöntemini tercih edebiliriz. İki; böyle bugüne kadar getirdiğimiz gibi gidebileceğini düşünebiliriz. İşte bugüne kadar getirdiğimiz gibi götürebiliriz diyenlerin hem kendileri açısından ağır bir yanılgı olacak. Hadi o önemli değil, oturup onların yanılgısına yanacak halimiz yok ama ülkemiz açısından, ortak geleceğimiz açısından artık toplumsal maliyetler üretecek derdimiz de budur. Bir yüz yılı daha ıskalamamak, bu seçimde tam böyle bir kavşakta hayati bir önemdedir. Aşağı yukarı her seçimde buna benzer değerlendirmeler yapılıyor. Bu seçim çok önemli bir seçim olduğu söylenir ama bu seçim gerçekten bugüne kadar olmadık bir şekilde önemli bir seçim. 
 
Buna birçok farklı açıdan yaklaşmak mümkün. Yani sadece önemi bir kavşakta olmamız ve burada kullanacağımız tercih meselesiyle sınırlı değil. İlk defa toplumsal güçler, kurumlar, sınıflar, yapılar, çevreler bugüne kadar devletin güttüğü paradigmanın dışında bir hizalanma arayışı içindeler. Umutvar olmak için belki çok erken ama bunda da Kürt siyasi hareketinin bugüne kadar özveriyle yürüttüğü mücadelenin ödediği bedellerin önemli bir payı var. Dolayısıyla bir başka yönüyle de bu açıdan önemli. O anlamda hepimiz sahalara indik, bunu anlatmaya, bunu yaygınlaştırmaya ve mümkün olan en olumlu sonucu almaya çalışıyoruz.
 
Sırrı Süreyya Önder, kendi deyimiyle bütün yaşamı siyasetle geçti. 2018’den sonra sanatla ilgilendiniz. Ancak böylesi önemli bir seçimde siz de adaysınız, seçmenle buluşuyorsunuz. Nasıl bir hava var, toplumun beklentileri neler?
 
Sanırım Ramazan Ayı’nın etkisi, ağır geçim koşullarının etkisi, depremin yarattığı travmayla herkes açısından alanlar biraz şuan beklediğimiz noktada değil. Coşkuyu falan kast etmiyorum. Seçim havasında değil. Sanki memlekette seçim gibi gündem yokmuş gibi bir hava var. CHP’lisi içinde böyle, AKP’lisi içinde böyle bir hava var. Bunun sebebini dediğim gibi ağır geçim koşulları, depremin travması, bir de toplumun terörize edilmesi gibi birçok şeye bağlayabiliriz. Bir basın açıklamasında silueti görünen insanlara yıllarca ceza verilen bir dönemden bahsediyoruz. İnsanlar sabırla o oy verme gününü bekliyorlar. Fakat bayramdan sonra o klasik alışa geldiğimiz seçim havasına gireceğimizi düşünüyorum. 
 
 
Vallahi kişisel tercihime kalsaydı, evet sanat benim için hep yarıda kalmış, hatta başlangıcında kalmış bir alan olarak kaldı. Yaşım da bayağı ilerledi, orada bir şey yapma arzum hep devam ediyor. Cezaevindeyken karaladığım bir şeyler var. Bu arada yazdığım bir iki senaryo var. Biraz sağlık meseleleri yordu. Bütün bunların içinde arkadaşlarımız sorumluluk almam gerektiğini söylediler. Bir iki kaytarmaya çalıştım ama bundan fazlası kibire girer. Ben anlayış olarak genç arkadaşlara, yeni arkadaşlara alan açılması, böyle siyasetin sürgit bir etkinlik gibi sürdürülmemesinden yanayım. Zaten bıraktığım zaman da devam edebilme opsiyonum varken, başka arkadaşlarımıza alan açmak gerektiğini düşündüm. Birçok arkadaşımız da böyle düşünüyor. Bizim yapımızın en önemli özelliği bu belki. Bakın her dönem parlamento grubumuz yepyeni kimlikler kazandırır halka. Her birinin başka bir temsiliyet gücü vardır. O anlamda en üretken yapılardan birisiyiz. 
 
Fakat bu seçim, seçimden sonra ortaya çıkacak olan tabloda belli bir deneyimi ve hafızayı gerektiren kıvamda bir şey olacak. Bu, bugünden belli. Böyle olunca arkadaşlar da ısrarla göreve çağırınca, baş üstüne dedik, geldik. 
 
İmralı Notları’ndan biliyoruz, PKK Lideri Abdullah Öcalan size sanatınızı sürdürmenize dair öneride bulunuyor. Tamamlayamadınız sanırım…
 
Yok, yüzüm kara o anlamda (gülerek), çok tamamlayamadım. Bakalım. Hayatın kendisi de bir sanat, biz politikayı da bir sanat gibi, sanatı da politik olarak yapmayı bilen ve bunu gözeten insanlarız. Hele bakalım, şuan barıştan kıymetli, demokratik bir dönüşümden kıymetli pek az şey var. 
 
Seçim havası olmasa da siyasi partiler yoğun mesai harcıyor. İktidar ise seçim kampanyasını sizin üzerinizden, partiniz HDP üzerinden yürütüyor. Siz nasıl izliyorsunuz?
 
Acınacak bir şey olarak görüyorum. Bu memlekette daha önce değişik platformlarda ve parlamentoda söyledim; eğer biz olmazsak, bu parlamentonun karma olarak bütün partilerden üçte biri tercih edilmezdi. Üçte birinizin Kürt’e düşmanlık etmekten başka, özgürlüklere düşmanlık etmekten başka hiçbir vasfınız yok ve küfretmekten başka. Siz sadece bu vasfınızla alınıp buralara istihdam ediliyorsunuz. Bu memleket düşman icat etmeden, memleket yönetebilme kabiliyetini hiç zaman gösterememiş ki. Cumhuriyetin bu yüzyıllık tarihinin önemli bir bölümünde daima bir düşman algısına ihtiyaç duymuş. Bu düşmanın adı değişmiş, günün konjonktürü neyi gerektiriyorsa. Onun için miting de yapmayacaktı, hani çok değişik bir şey olacaktı. 
 
 
 Bizim şu an kendimizi Türkiye toplumuna çok iyi anlatmamız gereken günler. Bu toplumun bir derin nefes almaya ihtiyacı var, hava gibi, su gibi bir ihtiyaç bu.
 
Şimdi sabah akşam, o miting senin, bu miting benim gezmeye başladılar. Biraz çaresizliğin, biraz paniğin ürünü bunlar. Bayramdan sonra bu çaresizlik havasının daha da artacağını düşünüyorum. Bütün medya kanalları ellerinde, bekliyor haber bültenleri girdiğinde, iftar programlarını ipotek etmiş, tartışma programı başladığında bir iki açılış, maçılış, kabul benzeri şeyler yapıyorlar. Bu memlekette iktidarların basın yayını denetledikleri, işte denetlemeye çalıştığını, bu çabaları hepimiz gördük. Cumhurbaşkanı, başbakan konuşurken ona bağlanmayı da gördük. Yeni bir şey değil bizim için. Fakat susarken beklemeyi ilk bunların zamanında gördük. Cumhurbaşkanı bağlanıyor, ezan okunuyor, bir bekleyelim diyor. Bütün canlı yayında o sessizliği çekiyor. Geri stüdyoya dönmüyor yani. Bu sadece o paniğin ve karmaşanın havası, açıkçası onlarla ilgilenmemek gerek düşüncesindeyim. 
 
Bizim şuan kendimizi Türkiye toplumuna çok iyi anlatmamız gereken günler. Bu toplumun bir derin nefes almaya ihtiyacı var, hava gibi, su gibi bir ihtiyaç bu. Yarınından, can güvenliğinden, özgürlüğünden, temel haklarından emin olacağı bir ülkeye ihtiyacı var. Karnının doyacağı, barınmanın sorun olmayacağı, geleceksizleştirilmeyen bir topluma ihtiyacı var. Bunlar çok yakıcı talep haline gelmişken, bize de düşen bu gerçekliği ve çözüm yollarını toplumumuza anlatabilmektir. 
 
Muhalefeti nasıl görüyorsunuz? 
 
Millet İttifakı ve özelinde Sayın Kılıçdaroğlu’nu kast ediyorsak, yükü ve sorumluluğu ağır. Vaktinde çok ağır CHP eleştirileri yapmış birisiyim. Tümünün de arkasındayım, tümü de o konjonktür de bir gerçekliğe işaret ediyordu, bir gerçekliğin altını çiziyordu. Ama bugün için Sayın Kılıçdaroğlu bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bu paradigmanın dışında bir cümle kurmaya çalışıyor. Bu çabayı yüksek değerde buluyorum. Ama bu sonsuz bir kredi anlamına gelmiyor. Bu krediyi verecek olan da ben değilim ayrıca. Toplumda bu beklenti bir hayli yüksek, özellikle Kürtlerde bu çok daha yaşamsal olduğu için hem beklenti yüksek hem destek yüksek. Umuyorum ve diliyorum altında kalmadan, tekrar o kısır gelecek vaat etmeyen, nefret körüklemekten başka, nefreti yeniden yeniden üretmekten başka bir işe yaramayan o eski paradigmaya dönmez. Barışı ve özgür bir geleceği hep birlikte, bütün Türkiye halkları için ve bütün kesimleriyle geliştirmenin önünü açar. Bunun yolu çok basittir. 
 
 
Demokratikleşmenin temel abecesi, yargının bağımsızlığı bir siyasi iktidarın sopa kullanılmasının önüne geçilmesi, insanların hele sosyal demokratların boynun borcu olan insanların bir sosyal devlet, barınması, temel gıdaya erişebilmesi, temiz suya erişebilmesi, temiz bir havayı soluyabilmesi, temiz bir çevrede yaşayabilmesi gibi şeyler için yükü ağır, çabaları olumlu, bekleyeceğiz, bakacağız, göreceğiz. Biz parlamento aritmeği öyle gösteriyor ki kilit bir güç olacağız. Biz bu kilit gücü biz pazarlık unsuru olarak da yapmayacağız. Bir yaptırım aracı olarak da kullanmayacağız. Biz bunu ülkenin demokratik dönüşümü için bir payanda yapmaya hazır bir vaziyette bekleyeceğiz. Gerisi onların göstereceği pratiğe ve iradeye bağlı. 
 
Kılıçdaroğlu’nun Kürtler videosunu izlediniz mi?
 
Şimdi artık bunun üzerinden cümle cümle, kelime kelime onu deseydi, bunu demeseydi gibi bir değerlendirmeyi faydasız buluyorum. Şuanda atılacak her adım, beyan edilecek her iradeyi kıymetli buluyorum. Fakat en önemli mesele şudur, bu mesele artık bölgesel bir mesele haline gelmişse, bunun konuşarak, müzakere edilerek çözülmesi için imkanlar sonuna kadar zorlanmalıdır. Demokratik bir dönüşümün en kestirme ve en insancıl yolu budur. Peki bunun için ne lazım? Bunun için bu konuda her görüş kendisini herhangi bir baskı altında hissetmeden kendisini barışçıl yollarla ifade edebilmelidir. Şuan, şu konuda söylenecek 10 laftan 9’unun karşılığı, onlarca yıl hapis. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu’dan beklediğimiz cümle terkibi olmamalı, onu öyle kurmalıydı, bunu böyle söylemeliydi değil. Kılıçdaroğlu’dan beklediğimiz birinci turu nitelikli bir çoğunlukla, net bir çoğunlukla alması, ardından ülkede bu meselenin kendi koyacağı iradenin yanında, bu meselenin rahatça konuşulabileceği bir demokratik düzlem yaratması. 
 
 
Bu iktidar giderse çözüme kapı aralanır mı? 
 
Yaşayıp göreceğiz, aralanmazsa, Kürt meselesi bugün Pervin Buldan başkanımızın dediği gibi, “Çözmeyeni çözen” bir mesele. 
 
Kürt sorununa gelmişken, İmralı, Kandil, Meclis üzerinden muhatap tartışması yürütülüyor. Siz 2013 ile 2015 yılları arasında Kürt sorununda demokratik çözümün tarihi dönüm noktası olan bir sürecin aktörlerinden birisiniz. Muhatap kim, nasıl çözülür bu sorun? 
 
Bütün paydaşlarını içermeyen ve bütün boyutlarıyla ele alınmayan hiçbir planın yürüme şansı yoktur. Ama dediğim gibi bütün bunlar için önce memlekette demokratik bir düzlemin oluşması gerekiyor. Bu olmadan, bunun bir sonraki aşamalarını konuşmanın hiçbir faydası yok. 
 
Peki nasıl bir süreç bekliyorsunuz? 
 
 
 Çözüm sürecinin bir döneminde umudumuz çok yükselmişti. Onun dışında hep kaygı ve kuşku hakimdi. Bu dönem, epeyce yüksek olduğu o dönem kadar umutluyum.
 
Valla bizim kişisel olarak şeylerimizi konuşmak ayıp. Bu kadar yoldaşımız, arkadaşımız çok ağır bedeller ödediler, ödemeye devam edenler var, hayatını kaybedenler oldu. O anlamda biz kişisel olanı, bu kısımdan çıkarıp, şuraya taşımak gerekiyor. 21’inci yüzyılın paradigmasında bu işi daha üst bir kavramsallaştırmayla biraz mevcut kavram haritamızla mesele tıkandı ve ilerleyemiyor. Bu algoritmanın dışında bir mimari yapabilir miyiz? Bunun koşullarını araştırmak… Bunu hep düşünüyorum zaten. İki, süreçte bizden kaynaklı, sürecin kendi konjonktüründen kaynaklı ve muhataplarımızdan kaynaklı sıkıntılar nelerdi, biz acaba bunda daha farklı, daha yaratıcı bir şey yapabilir miydik? Hata bizde miydi, ne kadarı bizdeydi? Karşıda mıydı, değil miydi? Kasıtlı mıydı, değil miydi? Sürekli böyle bunların muhasebesini yapmakla ve o hafızayı tekrar hatırlamakla meşgulüm. Son olarak da dünya deneyimlerine tekrar bir göz atmakla meşgulüm. Artık bu inovasyon çağında sanki başka bir yol ve yordam yanına eklemlenebilir. Yani bir ulusun, bir halkın kendi ulusal demokratik kimliğini ötekileştirmeden, yok saymadan ifade edebilmesi boyutu baki kalmak üzere, bize düşen başka birtakım düzlemler yaratabilmek, onun için biraz böyle tefekkür halindeyiz. Bakalım. 
 
Önümüzdeki dönem açısından umutlu musunuz? 
 
Evet, çözüm sürecinin bir döneminde çok umudumuz yükselmişti. Onun dışında hep kaygı ve kuşku hakimdi. Bu dönem, epeyce yüksek olduğu o dönem kadar umutluyum. 
 
O dönem 7 Haziran sürecini getirdi. Bugünkü havayı 7 Haziran’a benzetenler var, siz bir benzetme yapıyor musunuz? 
 
Bir şeye benzetmemeyi tercih ediyorum. Çünkü bu tür analojiler sıkıntı doğuruyor. Dar bir alana hapsediyor. Her süreç kendi özgünlüğünü taşır. Biriciktir. Bundan sonrası da öyle olmak zorundadır. En azından biz kendimizi bu benzetmelerden beri tutmak zorundayız. O benzetilen dönemlerdeki yaşananları yok sayma anlamına gelmiyor. Oradaki benzerlikler, ortaklıklar yada aykırılıkları hep hatırda tutmak ama hiçbir dönemi başkaca hiçbir dönemin kendisi gibi ele almamak gerektiğini düşünüyorum. 
 
HDP son seçim olan 2019 yerel seçimlerinde “kazanma ve kaybettirme” stratejisiyle hem kayyım atanan belediyeleri geri aldı, hem de büyükşehirlerde AKP’ye kaybettirdi. Bu dönem için aynı stratejisi sonuç alır mı? 
 
 
 Biz bu sürecin, bu dönüşümün yapısal mimarlarından birisi olacağız. Onun için kazanma-kaybettirmenin üstünde bir yerdeyiz.
 
Bu dönemin kazanma ve kaybettirme aralığının dışında bir karakteri var. O noktadan daha ilerideyiz. Bu dönem bir demokratik dönüşümün kurucu mimarları arasındayız. Muhalefet yada iktidar bu konumumuzu istediği kadar tahfif etsin. Başka türlü anlamlandırsın yada adlandırsın önemli değil. Biz bu sürecin, bu dönüşümün yapısal mimarlarından birisi olacağız. Bizdeki birikim ve deneyim, bizdeki politik perspektifin dışında süreci karşılayacak bir siyasal pratik yok. Ne sağda ne solda. Onun için kazanma-kaybettirmenin üstünde bir yerdeyiz. Biz demokratik bir cumhuriyete dönüştüreceğiz. Bundan da diktatörler hariç kimsenin korkmasına gerek yok. Hatta onların da korkmasına gerek yok, çünkü evrensel ve genel bir hukuk içerisinde sorumlulukları tartışılacak. Onun için biz kazanma-kaybettirme aralığından çıkmış bir durumdayız şuanda. 
 
Seçime 25 gün gibi kısa bir zaman kaldı. Seçmene bir çağrınız var mı? 
 
Şimdi epeyce seçim yaşadım, birçoğunda adaydım, birçoğunun da temel mutfağında çalıştım. Neredeyse 4-5 ayrı bölgede ve ülke genelinde. Açıkçası halklarımıza çağrı yaparken bir parça mahcubuz. Onlar her çağrımızın hakkını verdiler, biz zaman zaman yetemedik onların ortaya koyduğu iradeyi daha da güçlendirmeye. Ama bu dönem özellikle Yeşil Sol Parti’nin tanıtımı, pusuladaki yeri ve bizim sandıklarda resmi gözlemci bulunduramamamızdan kaynaklı sorunlarda, sandıklara müdahil olma gibi meselelerde, yaşlılarımızı, deprem bölgesindeki yurttaşlarımızın organizasyonu, o konuda belki son kez bir özveri bekliyoruz. Özellikle bayramdan sonra hep beraber mobilize olacağız. Şuan benim evimde yapıyoruz, sabah çıktık, bu saate geldik, röportajı da ancak bu saate bırakabildik. Önümüzde yaklaşık bir ay var, gece demeden, gündüz demeden çalışırsak, bu çabaların sonucunu en net alabileceğimiz bir seçim olacak. Bu başka bir siyasal parti seçmeni için yaşamsal önemde olunduğunun farkında olmayabilir. Herkes için yaşamsal ama bunu en iyi biz biliyoruz, bu seçim ortaya çıkacak sonucun yaşamsal öneme haiz olduğunu. Onları saygıyla selamlıyorum, hep birlikte başarı dileklerimiz gönderiyorum ve başarı sözü veriyorum. Şimdiden iyi bayramlar dileğimi de eklemiş olayım.  
 
 
MA / Özgür Paksoy - Ferdi Bayram 

Diğer başlıklar

18/12/2024
23:35 Tiryaki: Bir tek Türkiye barışa şans vermiyor
23:03 Fransa: Özerk Yönetim, siyasi geçiş sürecinin bir parçası olmalı
22:13 Fed, faizi 25 baz puan düşürdü
22:09 45 kişinin ölümüne neden olan 6 DAİŞ’li tahliye edildi
21:10 Demokratik Çözüm ve Özgürlük Yürüyüşü: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sağlansın
20:25 Perihan Koca Doğan: Sarayda günlük 46 milyon lira harcanacak
20:00 DBP: Kürtlere statü, Abdullah Öcalan’a özgürlük
19:42 Gazeteci Murat Verim’e hapis cezası
19:34 İstanbul’da Kürt sorunu tartışıldı: Çözüm için ortak yol alalım
19:25 Eyşe Şan, mezarı başında anıldı
18:46 Hayvanseverlerden CHP’li belediyelere: Bu kaçıncı katliam?
18:37 KHK eylemi 310’uncu haftasında
18:28 Pedersen: Ateşkesin devam etmesini umuyorum
18:22 Cenevre eylemi: Barışın anahtarı İmralı’da
18:07 İzmir'de asgari ücret ve halk için bütçe talebi
18:05 Bozan Karayılan hakkında tahliye kararı
18:01 Cizîr’de 2 kişi tutuklandı
17:58 Türkiye, Kobanê FM cihazlarını hedef aldı
17:49 Aslan: Suriye’de 2 milyon olan Hristiyan nüfusu yüzbinlere düştü
17:28 İzmir Demokrasi Üniversitesi'nde usulsüzlük iddiası
17:21 Saldırılara tepki: Devletin Kürt realitesine gözlerini yumması artık sürdürülemez
17:13 İHD eski Genel Başkanı Öndül toprağa verildi
16:51 Emeklilerden 'sendikal hak ve sözleşme' talepleri
16:49 Kadınlardan Kuzey ve Doğu Suriye için yaşam zinciri
16:46 Mersin'de tutuklama protestosu
16:34 QSD: Türkiye ateşkesi istismar ediyor
16:06 Erdoğan: Ufkumuzu 782 bin kilometreyle sınırlandıramayız
15:40 Sınırda direniş 6'ncı gününde: Çözüm istiyorsanız İmralı kapılarını açın
15:37 Halide Türkoğlu: SMO çeteleri insanlık suçu işliyor
15:36 Kayyımın kaçak yapıları sözleşme feshine gerekçe yapıldı
14:34 Silopiya'da saldırılara karşı yürüyüş
14:02 Bakanlık Kürtçe tiyatro yasağını savundu: Kamu güvenliği için
13:24 Üye hakimden avukatlara: Ne konuşuyorsunuz lan!
13:00 ‘Özgürlük’ yürüyüşü Dîlok’ta: Çözümün ilk esası Öcalan’ın özgürlüğüdür
12:45 Paris'te katledilenler kitlesel anılacak
12:14 DEM Parti: Saldırılar nedeniyle binlerce kişi göç etti
11:36 Bakanlık 23 gündür İmralı için 'müsait zaman' belirleyemedi!
10:32 SEP üyeleri 'hayali' örgütle suçlandı
09:57 'Rojava umuttur, oradaki direnişin yanındayız'
09:56 Sınırdaki direnişe katılan siyasetçiler: Rojava modelini esas alın
09:55 Cinsel taciz suçundan gözaltına alınan öğretmen tutuklandı
09:42 Bakanlıktan İkizdere kararı: ÇED gerekli değildir!
09:36 Oğlu için atılan 'İnsanlık utansın!' manşetini 30 yıldır saklıyor
09:35 Agirî'de halk belediye hizmetlerinden memnun
09:19 Meteoroloji kar yağışı ve kuvvetli rüzgar için uyardı
09:06 Greve katılan sağlıkçıların maaşından usule aykırı kesinti
09:05 Dört parçadan 'şimdi birlik zamanı' çağrısı
09:04 Dünden bugüne petrol savaşları
09:00 Taybet İnan'ın failleri 9 yıldır açığa çıkarılmadı
09:00 18 ARALIK 2024 GÜNDEMİ
08:13 Bilirkişi heyetinden Zorê Vadisi’ndeki HES için keşif
17/12/2024
23:59 Kürtçe’nin yasaklandığı Meclis’te ‘Kürtçeyle sorunumuz yok’ inkarı
23:53 Sancar: Rojava’daki Kürtlerin haklarını kabul etmeden barış için yol almamız imkansız
23:31 Mazlum Abdi’den Kobanê için ‘askerden arındırılmış bölge’ teklifi
23:21 DEM Partili Kamaç: Diyanet’in 19 dilli yayınında Kürtçe yok!
23:02 Dêrsim’de 5 kişi serbest bırakıldı
22:38 Abdullah Öcalan'ın sözlerini hatırlattı: 36 yılda fırsatlar hangi çıkarlar adına kaçırıldı?
21:04 İsrail: Suriye'de işgal hakkında konuşabilecek son ülke Türkiye’dir
20:44 İsviçre Parlamentosu, Êzidî soykırımını tanıdı
20:38 Türkiye saldırılarına tepki: Rojava çölde açan bir güldür soldurmayın
20:26 Saadet Partili Kaya: Türkiye, Suriye’deki Kürtlerin anayasal haklarının en büyük destekçisi olmalı
19:35 Süte yüzde 17 zam
19:21 İnsan Hakları Haftası eylemleri: Barış yaşatır
18:25 Riha ilçelerinde özgürlük yürüyüşü buluşmaları
18:09 Annalena Baerbock: Kobanê Kürtlerin mücadele sembolüdür
17:54 Riha cezaevlerinde ihlaller artıyor
17:41 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Rojava, tarih yazan bir halkın mücadelesidir
17:35 Wan Barosu’ndan Rojin Kabaiş’in ek rapor açıklaması
17:21 Öğretmen taciz iddiasıyla gözaltına alındı
17:05 Ursula Von der Leyen: DAİŞ’in canlanmasına izin veremeyiz
15:51 Qamişlo sınırından çağrı: Samimiyseniz Kürt halkı hazır
15:38 İHD kurucularından Hüsnü Öndül hayatını kaybetti
15:36 Êlih’te kayyıma karşı direniş sürüyor: Boyun eğmeyeceğiz
15:25 Karadenizli kadınlar toplumsal cinsiyet eşitliği için bir araya geldi
15:01 Türkiye Girê Spî kırsalını bombaladı
14:52 BES-AR: Yoksulluk sınırı 80 bine dayandı
14:44 Tutsaklara dayanışma kartı gönderildi
14:37 Tahliyesi 8 kez ertelenen Jiyan Ateş cezaevinden çıktı
14:20 Dina Davası’nda sanık Acar hakkında beraat kararı
14:12 Barış Anneleri'nden saldırılara karşı birlik çağrısı
13:51 CHP’li Uzun: Halkın iradesine kayyım atayana bütçe emanet edilmez
13:47 Sınırdaki nöbet 5'inci gününde
13:43 Avukatlardan İmralı için yeni başvuru
13:33 MED-DER eski Eşbaşkanı Rıfat Ronî tahliye edildi
13:26 Bayındır, Meclis’i Kürt sorununun çözümü için toplanmaya çağırdı
13:01 Kayyım 33 kişiyi daha işten çıkardı
12:38 Kopan elektrik teli tehlike saçıyor
12:26 Dêrsim’de ev baskınları
12:04 Rıfat Ronî’nin duruşması öncesi açıklama: Dilimiz varlığımızdır
11:30 Wan’da 21 yerleşim yerinin yolu kapandı
09:56 'Çözüm ve özgürlük' için yola koyuldular: Yürüyüşe güç verelim
09:53 'Çözümün muhatabı İmralı'da'
09:47 Cenazesi verilmeyen Anna Campbell’in ailesi: Öcalan’ın fikirleri en iyi çözüm
09:34 'Demokratik Çözüm ve Özgürlük Yürüyüşü'nün Adana programı
09:29 Süryani Birliği Başkanı Aktaş: Özerk Yönetim kimliklerin güvencesidir
09:22 'Asgari ücret komisyonu işçileri temsil etmiyor'
09:21 AKP'li Alagöz, Giresun'da ÇED beklemeden atık havuzu yapmaya hazırlanıyor
09:20 Mücadelesi ve sesiyle unutulmaz bir iz bıraktı
09:19 Öğrenciler geçinebilecekleri bir burs istiyor
09:18 Çocuklar yeterli gıdaya ulaşamıyor
09:16 Jiyan Dêrik: Kadınlar var oldukça direnecek
09:15 Êzidîlerden Kuzey ve Doğu Suriye için seferberlik
09:12 'Emperyalist ve gerici güçlere karşı alternatif Rojava'dır'
09:09 Direnenlere destek: Eşit ve özgür bir yaşam istiyoruz
09:06 Murat Karayılan: Rojava'da hiçbir örgütle bağımız yok
09:05 Aydın ve sanatçılar: Mesele Kürt sorunu değil Türkiye meselesi
09:04 Arap ve Ermeni kadınlar Türkiye ve SMO’nun saldırılarına direniyor
09:00 17 ARALIK 2024 GÜNDEMİ
08:12 SEP ve KESK'liler adli kontrol şartıyla serbest
16/12/2024
23:19 Ahmet Özer ile telefonda konuşan 11 kişiye tutuklama
23:10 QSD: Ateşkes görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlandı
22:50 Özerk Yönetim heyeti Avrupa Parlamentosu’nda görüşmelere başladı
21:55 Serêkaniye’de saldırılar protesto edildi
21:50 DEM Parti milletvekilleri: İki alkış arasında Türkiye hazinesi çöktü
21:06 Riha'da Kürtçe tiyatro gösterimi
21:00 Çandar’dan Erdoğan’a: Sakın kendini Yavuz Sultan Selim sanmasın
20:46 İHD ve THİV’den kayyım ve GGM’ler paneli
19:43 Rosa Kadın Derneği’nde Rojava için barış çağrısı
19:33 Gülcan Kaçmaz Sayyiğit’ten AKP’ye tepki: Son muhteşem olacaktır
19:15 KESK ve SEP üyesi 17 kişiye tutuklama istemi
19:09 Almanya'da hükümet düştü
18:57 175 akademisyen ve araştırmacıdan metal işçilerine destek
18:39 Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu: Doğamıza sahip çıkacağız
18:34 Bahçeli: Türkiye ve İsrail karşı karşıya gelebilir
18:02 Mazlum Abdi'den Sultan Süleyman Şah Türbesi açıklaması
18:00 Kürt ve Arap halkından QSD'ye destek yürüyüşü
17:22 Hazine 31,9 milyar borçlandı
17:09 8 yıl 4 ay ceza verilen taciz faili tutuksuz yargılanacak
16:38 ‘Masal Gecesi’ düzenlenecek
16:37 Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği şiddete karşı öneriler sıralandı
16:15 Asgari ücret toplantısı sona erdi: Rakam çıkmadı
16:00 Qamişlo sınırında açıklama: Savaşı bitirecek olan Abdullah Öcalan’dır
15:47 Mersin’de gözaltı protestosu
15:45 Êlih'te kayyım sonrası yaşanan ihlaller
15:31 İzmir'de 'Tutsaklara para göndermek suç değildir' kampanyasına destek
15:23 Belediylerden yanıt: Bloke ve haciz söz konusu değil
15:08 Sosyalist gençler: Rojava devrimine sahip çıkacağız
15:00 Asgari Ücret Tespit Komisyonu ikinci kez toplandı
14:49 CHP’li 6 belediyenin hesabına bloke konuldu
14:46 ‘Abdullah Öcalan özgürlüğüne kavuşana kadar yürüyüşümüz sürecek’
14:25 Qamişlo sınırındaki nöbet direniş şarkılarıyla sürüyor
13:53 Mülteci işçi Nourtani’nin davasına katılım çağrısı
13:52 İzmir’de öğretmene şiddet
13:51 Asgari ücret anketi: 35-45 bin arasında olmalı
13:45 Amed Barosu: Vekil ücretleri vergiden muaf tutulsun
13:25 Kobanê’de onbinler saldırılara karşı ayakta
13:23 Wan’da gözaltı protestosu: Arkadaşlarımız serbest bırakılsın
13:19 Bakanlık’tan Golan Tepeleri açıklaması
13:13 Tarım ürünlerindeki fiyat 1 yılda yüzde 46,91 arttı
12:57 'Afganistanlı kadınlar geleceklerini dış aktörlerin belirlemesini istemiyor'