Feminist aday Saki: Kadın mücadelesinin kazanımlarıyla çok şey değiştirebiliriz

  • kadın
  • 09:00 20 Nisan 2023
  • |
İSTANBUL - Yeşil Sol Parti’nin İstanbul Milletvekili adayı feminist Özgül Saki, yeni dönemi geçmişte yürütülen kadın mücadelesinin elde ettiği kazanımlar üzerinden karşıladıklarını belirterek, “O bağ kopmadığı sürece, biz çok fazla şeyi değiştirebiliriz” dedi. 
 
Türkiye Cumhuriyeti’nin karanlık dönemlerinden biri olan 12 Eylül 1980 Kenan Evren Darbesi, devletin şiddet aygıtının tüm kesimlere yönelik uygulandığı bir dönem oldu. Gençlerden kadınlara, işçilerden emekçilere, toplumun tüm kesimlerinin gözaltına alındığı, tutuklandığı, işkence tezgahlarından geçirildiği bu dönem, aynı zamanda birçok kesim tarafından politik bilinçlenmenin de belirlenmesinde etkili oldu. 
 
Bu karanlık dönemin tanığı olan 1967 Zonguldak Çayçuma doğumlu Özgül Saki de, devlet şiddetiyle tanışan binlerce kadından biri oldu. Lise yıllarından, üniversite yıllarına geçiş yapan Saki, Kürt siyasi hareketinin Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi direnişi, kamu emekçilerinin sendikalaşma mücadelesi, devamında Bahar Eylemleri’nin sürdüğü bir dönemde Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencisi olarak öğrenci derneklerinde mücadelenin bir parçası oldu.  
 
ODTÜ’den mezun olmasının ardından Fizik Öğretmeni olarak İstanbul’da göreve başlayan Saki, 1988 yılında, öğretmenlerin örgütlenmesi için kurulan Eğit-Der’de sendikal mücadeleye başladı. Bu mücadele daha sonra Eğit-Sen ile devam etti. “İşte benim yerim burası” diyen Saki, bu süreçte feminist kadınlarla tanıştı. Özgül Saki’nin yaşamı, erkek egemenliğine karşı patriyarkanın geriletilmesi mücadelesiyle, sendikal mücadelesini iç içe geçirdi. 
 
Savaşa karşı mücadeleyi yaşamının bir parçası haline getiren Saki, Barış İçin Kadın Girişimi’nde yer aldı. İktidarın mülteci düşmanlığına karşı “Biz Birlikte Yaşamak İstiyoruz” isimli platformun kurucularından olan Saki, bir parçası olduğu sosyalist mücadelesini, bu politik yönelimlerle bugünlere kadar sürdürdü. Kendisini “sosyalist feminist” olarak tanıtan Saki, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin (Yeşil Sol Parti ) İstanbul 2. bölge milletvekili adayı olarak, mücadelesini yeni bir aşamaya taşıyor.  
 
Özgül Saki, direnişinde yer aldığı Gezi Parkı’nda kadınların mücadelesini, kadınların demokratikleşmedeki rolünü, Meclis’te kadın varlığına dair sorularımızı yanıtladı. 
 
Karanlık bir dönemde politik bilinç kazanarak, bu karanlığa karşı mücadeleye başladınız. O yıllardan bugüne dönüp bakacak olursanız, kadınların politik mücadelesinin kazanımları neler oldu? 
 
Herkes kadınların politik mücadeledeki varlığının ne kadar önemli, ne kadar gerekli olduğunun farkında. Üniversite yıllarımda şöyle bir görüş hakimdi, ‘topyekûn kurtulacaktık, yani kadın erkek hep birlikte kurtulacaktık.’ Cumhuriyetin ilanıyla birlikte kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı diye bir şey yok. Cumhuriyet öncesinde bağımsız kadın hareketleri vardı. Sonrasına geliyoruz, bağımsız kadın hareketinin, toplumun tüm dokularında ve erkek egemenliğine karşı mücadelesi, patriyarkal devlete karşı mücadelesi var. Kadınlar sürekliliği olan bir mücadelenin içinde oldular. 
 
Eşik olarak tanımlayabileceğiniz mücadele örnekleri var mı?  
 
 Mücadele edeceğiz ama biliyoruz ki kazanımlar, sokaktaki mücadeleyle elde edilir. Kürt özgürlük hareketi de, kadın hareketi de, Kürt kadın hareketi de, feminist kadın hareketi de bunu yaşayarak deneyimleyerek biliyor.
 
Hemen bir eşik geliyor aklıma, ‘90’lı yıllar… Bu yıllarda kadınlar tüm toplumsal sorunlar için mücadele ediyorlar. İşkencelere karşı, Ağustos genelgesine karşı kadınların yaptıkları siyahlı eylem vardı. Bu çok önemli ve etkili olan bir dayanışma eylemiydi. Daha sonra süren mücadele de feminist mücadele. Bağımsız kadın hareketi mücadelesi, bir bütün olarak kadın emeğinin üzerindeki o sömürüyü, baskıyı, ezilmeyi ortadan kaldırmayı amaçlayan bir mücadele içine girdiler. ‘Emeğimiz bizimdir’ dediler. Ev içindeki görünmez emeği, görünür kılma mücadelesi verdiler. Sonra kamusal alanda kadın emeğinin sömürülmesi, ikincil olması, onların emeğinin değersizleştirmesi, ucuz olarak kullanılmasına ilişkin mücadele ettiler. Novamed Kadın Grevi ciddi bir eşiktir. Onu Flormar direnişi ve birçok kadın grevi izledi. Grevlerde bugün artık kadınların talepleri farklılaştı. Daha önce bu talepler vardı kuşkusuz ama bu kadar yüksek sesle ifade ediliyor olabilmesi, kadın hareketinin, feminist mücadelenin geldiği yerle ilgili. Artık kendi yaşantımıza, bedenimize, kimliğimize ilişkin kararları kendimiz vermek istiyoruz. 
 
Yakın tarihimizdeki bir eşik ise AKP-MHP iktidarının kürtajı yasaklama girişimi, ama hiç beklenmedik bir tepki ile karşılaştılar. Kadınlarla hep beraber sokaklardaydık. O yasaya geçit vermedik. Gezi direnişi zamanına denk gelen direnişler de öyleydi. Gezi direnişinde de burada mor çadırlar kurdular. Hem parktaki erkek egemenliğine karşı, hem bir bütün olarak patriarkal devlete karşı burada bu mücadelenin bir parçası oldular. Bunların hepsi birikiyor. Sonra Kürt kadın hareketinin eşit temsiliyet, eşbaşkanlık ısrarı, onun için mücadelesi ve bunu kabul ettirmiş olması…İlk başta çok tartışılmıştı, şuan ise hayata geçirildi. Bunun ne kadar önemli bir şey olduğu hem Meclis’te hem sokakta hem de bütün örgütlenmelerde görülüyor. Artık Meclis kadınlar için, feminist, bağımsız, Kürt kadın hareketi için bir sonuç, bir mevzi falan değil, o da mücadelenin bir parçası. Orada da mücadele edeceğiz ama biliyoruz ki kazanımlar sokakta mücadeleyle elde edilir. Kadın hareketi, Kürt özgürlük hareketi de, Kürt kadın hareketi de, feminist kadın hareketi de bunu yaşayarak deneyimleyerek biliyor. Bu şekilde mücadele ederek kazanımlarımızı koruyacağız, yeni kazanımlar için mücadeleler bizi bekliyor. 
 
Kadınların 1990’larla birlikte yükselişe geçen kimlik siyaseti, demokratikleşme çabalarında ne gibi rol oynadı?
 
Kadın hareketi, kadınların özgürlüğü, eşitliği için mücadele ederken, tabi her birimiz tek bir siyasi kimlikte değiliz. Kadın hareketi de, feminist hareket de, farklı farklı politik kimliklere sahip aynı zamanda. Ama bizi birleştiren eksen, özellikle son 20 yılda AKP’nin o muhafazakarlaştırma siyasetine karşı topyekûn direniş oldu. Bu farklı bileşenler arasında bir kısmımız, fabrikadaki direnişi örgütlerken, sokakta bir bütün olarak kendi var oluşunu sergiledi, bir kısmımız şiddete karşı mücadele ederken, bir kısmımız da yasaları değiştirmek için Meclis’te olduk, bunların hepsinin birbirini güçlendirdiğini söyleyebiliriz. Ancak her koşulda sokaklarda olmaya devam ettik. Kadın hareketinin, feminist hareketin homojen olmaması da önemli. Çünkü kadın yaşamı çok çeşitli. Dolayısıyla bu çeşitliliğe uygun bir mücadele dinamikleri var. Ama her biri birbirini güçlendiren şekilde olduğu için ‘Kazanımlarımızdan vazgeçmiyoruz’ diyoruz. Mesela İstanbul Sözleşmesi bir eşiktir, imzadan çekinildi. Biz ‘İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz’ demeye devam ediyoruz. 
 
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine değindiniz. AKP iktidarında kadına yönelik saldırılar, taciz tecavüz vakaları, şiddet vakaları ciddi artış gösterdi, var olan sözleşmeler uygulanmadı, nitekim son olarak çekildi. Bu saldırılar nasıl bir aşamaya ulaştı? 
 
AKP-MHP iktidarı kadın düşmanı bir iktidar. Kendince bir makbul kadın tarifi yapıyor. O tarife uymayan tüm kadınlar, her türlü şiddeti hak ediyor, her türlü görmezden gelmeyi hak ediyor modunda, kadına karşı erkek şiddetini körüklüyor. O makbul kadın da tam bizim alaşağı etmeye çalıştığımız, işte ‘evinin kadını’, ‘ideal anne’, ihtiyaç duyulursa çalışır ama ihtiyaç duyulmazsa eve döner, isyan etmez… Ama şunun farkında değiller, o makbul kadın tanımına kendi kitlesinden bile birçok kadın itiraz ediyor. Bunun farkında değiller. Bizi makbul kadına sıkıştırmak istiyorlar. LGBTİ+’ların var oluşlarına saldırı var. Onları yok etmek istiyorlar. 
 
Kadın örgütlerinin ortaklaşmasında birtakım sorunlar var, bir takım parçalılık söz konusu. Bu tespite katılıyor musunuz? Bu durum kadın kazanımlarına, kadın mücadelesine ne kaybettiriyor? 
 
Biz başka bir dünya istiyoruz, patriyarkayı alaşağı etmek istiyoruz. Yarınlara ilişkin beklentimiz çok büyük, eşitlik, özgürlük istiyoruz bir bütün olarak kadınlar.
 
Feminist mücadele, feminizm, kadın hareketi, kadın mücadelesi dediğimizde kocaman bir şeyden söz ediyoruz. Bu kocaman mücadelenin içinde farklı siyasal yönelimleri olan, farklı sosyolojik aidiyetleri olan, mücadeleye farklı farklı bakan, çalışma tarzı açısından, mücadeleye dahil olma açısından farklılık olan bir şey. Mesela sosyalist hareket gibi, sosyalizm istiyor hepsi ama sosyalizm anlayışına göre farklı örgütlenmeler içindeler. Feminizm de öyle, bütün kadınların feminizm anlayışı aynı değil. Dolayısıyla farklı örgütlenmeler içinde olabilir. Ama şunda haklısınız. Bu dönemde bütün kadın hareketinin, feminist hareketin ortak zeminleri meselesi geçmişte daha fazlaydı. Bugün biraz daha parçalı görünüyor durumundayız. Bunun yarattığı bir takım mücadeleyi yükseltememe, yaygınlaştıramama konusunda birtakım sıkıntılar tabi var, tüm mücadele alanlarında olduğu gibi. Biz başka bir dünya istiyoruz, patriyarkayı alaşağı etmek istiyoruz. Yarınlara ilişkin beklentimiz çok büyük, eşitlik, özgürlük istiyoruz bir bütün olarak kadınlar. Ama bugünkü örgütlenme durumumuz ile mücadele perspektifimiz arasında bir boşluk olduğunun farkındayız. Son dönemde, özellikle 20 yıllık AKP-MHP iktidarından boğulmuş kadınlar, feministler olarak önümüzdeki dönemde bu ortak zeminlerin daha güçlü bir şekilde bir araya geleceğini ve başka bir dünya için ortak mücadelenin daha da güçleneceğini düşünüyorum. 
 
Feminist bir kadın olarak birçok alanda mücadele ettiniz, 80’lerden bugüne yaşananların tanığısınız. Bu kimliğinizle Meclis’e gitmeyi düşünüyorsunuz. Kadınların yaşadığı sorunlara karşı ne gibi çözümlerle parlamentoda olacaksınız? 
 
Ben politik kimliğimi olarak sosyalist feminist olarak tanımlıyorum. Dolayısıyla tüm ezme ezilme ilişkilerinin ortadan kalktığı bir dünya özlemi içerisindeyim. Tüm ezme, ezilme ilişkileri deyince, burada sınıf mücadelesi, patriyarkaya karşı mücadelenin önemi zaten açığa çıkıyor. Dolayısıyla ben bu hatta mücadele edenlerle birlikte, onların sözünü de parlamentoya taşıyarak mücadele edilmesini istiyorum. Aslında sokakta kazanılanların parlamentoya taşınması, daha yaygın bir şekilde ulaşması için bir zemin parlamentodaki sesleniş meselesi. Bir başka şey, Gezi direnişi, topyekûn “başka bir dünya istiyoruz” mücadelesinin birleşik isyanıydı. Şu küçücük parkta onun nüveleri göründü. Bu çok önemli. Sonra yine öz yönetim deneyimleri, o çok ayrı üzerinde konuşulabilir ama Gezi direnişi, özyönetim talepleri şunu ifade ediyordu, hiçbir ezme ezilme ilişkisi olmadan eşit, özgür koşullarda yaşamanın mümkün olduğunu ifade ediyordu. İşte bu mümkün olma, biz kendi mücadelemizde de o egemene benzemeden, yıkmak istediğimiz şeye benzemeden yürütebildiğimiz sürece inandırıcı oluyor. Yürütebildiğimiz sürece toplumsal dokuların tamamına nüfuz edebiliyoruz. Bunlar eşikti, bu nedenle otonom yerler, otonom yönetimlerin olduğu yerler her zaman mücadelelerini takip ettiklerim oldu. 
 
Hangi mücadeleler…
 
90’lı yıllardan söz ediyoruz, Kürt hareketi yükseliyor, sendikal hareket tekrar kendini inşa ederken, çok uzakta, Güney Meksika’da, Chiapas’ta Zapatista’lar ayaklandı. ‘Bu topraklar bizimdir’ deyip, bütün egemenleri topraklarından kovdular. Burada ‘yeni bir yaşam inşa ediyoruz’ dediler. Ben o günden beri Zapatista’ların mücadelesini de takip etmeye çalışıyordum. 2016’da oraya gittim. Orada otonom yapıların bir parçası olarak 8 ay onlar ne yapıyorsa bende yaparak, tarlada çalışarak, kahve toplayarak kaldım. Ama onların yönetim anlayışından çok etkilendim. Birileri anlaşıyor büyükşehirlerde, gidip bir yerlerde otonom yönetim kuruyor değil. Bir fiil o toprakların, 500 yıldır süren bir şeyin sonucunda süzülmüş otonom bir yapıydı. Gerçekten mutlak anlamda antikapitalist, bütün yönetsel, hiyerarşi mekanizmalarını parçalamaya çalışan ama hala yolumuz devam ediyor diyen bir yapı. 
 
Rojava’da benzer bir örnek. Rojava’da inşa edilmeye çalışılan da bir örnek ama Rojava’nın coğrafi koşulları, Ortadoğu koşullarında olması onun inşasında daha yavaş devam etmesini sağlıyor. Orada gördüğüm çok ilginç bir durum vardı, arada okyanus var, o kadar uzak yapılar, Rojava’yı, Kürt hareketini çok dikkatle izliyorlar. Politik olarak beslenmek istiyorlar. Ortak toplantılar yapalım diyorlar ve yapıyorlar da. İlk Jineoloji toplantısına ben Chiapas’ta katıldım. Onlar Jineoloji’yi merak etmişler, tartışıyorlardı. Orada gördüğüm şey, yıkmak istediğine benzemeyeceksin, kendi politik mücadeleni tüm ezme ezilme ilişkilerini ortadan kaldıracak biçimde yürüttüğün sürece yepyeni bir yaşam inşa etme konusunda çok yol kat edebiliriz. Umarım Meclis’te de erkek egemenliğini alaşağı ederek, kadınlar bambaşka bir Meclis haline getirecekler. 
 
Yeşil Sol Parti yüzde 44 kadın aday ile seçimlere gidiyor. Kadınların Meclis’teki varlığının önemi nedir? 
 
 Her dönem sıfırdan başlamıyor. Bir bütün olarak geçmişte yürütülen mücadelenin kazanımları ve güveni üzerinden bu dönemi karşılıyoruz. Dolayısıyla o bağ kopmadığı sürece biz çok fazla şeyi değiştirebiliriz. 
 
Kadınların varlığının önemi çok açık. Bu tartışma götürmez bir şey. Kadınların bir bütün olarak patriyarkaya karşı feminist mücadele ekseninde bu mücadeleyi yürütmesi bir başka bir şey. Bütün kadınlar feminist mücadele yürütür, bütün kadınlar feministtir gibi bir şey doğru olmaz. Çünkü politik bir farklılık da var aramızda. Ama şu çok açık, geçmişe bakıp bugüne parlamentodaki bileşime baktığımızda, kadınların varlığı, üstelik patriyarkaya karşı, erkek egemenliğine karşı mücadelenin gerekliliği konusunda şüphesi olmayan kadınların varlığının fazlalığı bize çok mühim geliyor. Bu dönem kadın adaylara baktığımızda, feminist mücadele yürüten kadınlara baktığımızda Meclis’te bu mücadelenin gerekliliğini, sokaktaki kadın mücadelesini, feminist mücadeleyi, LGBTİ+ mücadeleyi o kürsüden de söyleyebilmesi mühim. Bunu yapabilecek çok harika kadınlar var Meclis’te. Ama bu sadece bu döneme özgü bir şey değil. Bunun arkasında bugün cezaevinde olan birçok Kürt kadın siyasetçinin, cezaevinde olan Gezi Parkı direnişinde yer alan Mücella Yapıcı gibi birçok kadının mücadelesinin çok fazla önemi var. Her dönem sıfırdan başlamıyor. Bir bütün olarak geçmişte yürütülen mücadelenin kazanımları ve güveni üzerinden bu dönemi karşılıyoruz. Dolayısıyla o bağ kopmadığı sürece biz çok fazla şeyi değiştirebiliriz. 
 
MA / Özgür Paksoy - Mehmet Aslan

Diğer başlıklar

21:59 Kütahya'da maden atık havuzunda taşkın
21:09 Tahliye edilen Gazeteci Dal: Tecridi yazmaya devam edeceğiz
20:51 İzmir'de Çerkes Soykırımı anması
20:46 Perî’de seçim çalışması: Bizden alınanı geri alacağız
19:22 DEM Parti İlçe Eşbaşkanı Erdem tutuklandı
19:17 Kadınlardan bakanlığa: İstismar davasına taraf olacak mısın?
18:34 Mêrdîn ve Ankara'da Kobanê açıklaması
18:14 3 gazeteci için tahliye kararı
17:48 AYM, 10 Ekim Katliamı’nda ihlal görmedi!
17:31 Hazine 46,3 milyar lira borçlandı
17:18 Sendika ve partilerden Şenyaşar’a destek ziyareti
16:57 Êlih’te şüpheli çocuk ölümü
16:51 Aydın'da işten çıkarılan işçilerden eylem
16:37 Latmos Dağı'ndaki kapasite artışına mahkeme ‘dur’ dedi
16:34 Meslektaşları avukat Çiftçi'nin serbest bırakılmasını istedi
16:30 'Neden avukatlık yaptın' davası ertelendi
16:06 Pirsûs Katliamı davasında taleplere ret
15:36 Curnê Reş'te yarınki buluşmaya çağrı
15:17 Çıplak arama dayatıldı, yerde sürüklenerek adli koğuşa götürüldü
15:07 Özel: AYM Kobanê kararlarını bal gibi bozacak
14:49 Tahliye olan siyasetçilere ziyaretler sürdü
14:41 Gülistan Doku Turnuvası'nın startı verildi
14:39 ‘Demokratik çözüme zarar veren yargı pratiklerine son verilsin’
14:32 Mahkemenin iptal ettiği JES kuyuları için yeni ÇED süreci
14:19 Sendika.Org bürosuna polis baskını
14:06 Hantaş davası cezasız bırakıldı: Karar yasaya aykırı
13:43 Kayyımın borçları nedeniyle MARSU'nun elektriği kesildi
12:46 Avukatlardan Abdullah Öcalan için ayrı başvuru
12:45 İstanbul’da gözaltı sayısı arttı
12:40 Irak yargısından 'azınlık kotası' kararı
12:38 Hatimoğlulları: Rejime biat etmedikleri için arkadaşlarımıza ceza verildi
12:11 Recep Hantaş davasında sanık polise ceza verilmedi
11:59 Gazeteci Aslan 'yanlış bilgi yayma' davasında beraat etti
11:43 İran’da Newroz gözaltıları
11:35 İtirafçının 'yanımdaydı' dediği avukatın duruşmada olduğu ortaya çıktı
10:46 Gund Ma kuruluyor
10:41 Êzidîler topraklarına geri dönüyor
10:19 Newroz’da tutuklanan kişi adli koğuşta tutuluyor
10:08 DEM Parti: Çerkeslerin 160 yıl önce yaşadığı büyük acıyı paylaşıyoruz
10:00 Abdullah Öcalan'a 6 aylık yeni avukat görüş yasağı
09:46 Schengen vizesine zam
09:45 Afyon'da kaza: 17 kişi yaralandı
09:12 Tutsakların ‘özgürlük’ eylemi devam ediyor
09:10 Tecrit ve Kürt sorunu için kapsamlı buluşmalar gerçekleştirilecek
09:07 Biat etmeyen hasta tutsaklara tahliye yok!
09:06 210 gün oldu: KDP özgür basından korkuyor
09:04 Avrupa'da 'özgürlük' talepli yeni eylemlerin startı verilecek
09:01 'Koruma' kararları korumuyor
09:00 21 MAYIS 2024 GÜNDEMİ
08:49 İstanbul'da en az 15 gözaltı
08:38 Metîna ve Amêdiyê kırsalına hava saldırısı
20/05/2024
23:28 İzmir’de MKM ve Rastak’tan coşkulu konser
22:21 Kocaeli’de bir kadın katledildi
22:06 Erdoğan, Reisi için 1 günlük 'milli yas' ilan etti
21:24 Dilan Cudi Saruhan günebakanlarla karşılandı
20:01 Suruç Aileleri İnisiyatifi’nden duruşmaya katılım çağrısı
19:00 Kadınlar hastane önünde: Selen Bilgin’e ne oldu?
18:42 Şenyaşar: Beni mahkemeye çağıracaklarına suç işleyenleri tutuklasınlar
18:31 Gever Barış Anneleri Meclisi’nden ‘tecride son verin’ çağrısı
18:22 Yiğit’in ölümüne sebep olan Sarı’ya 1 yıl 8 ay ceza
18:05 CHP'den Pîrsus Katliamı davası için heyet
17:04 Erdoğan siyasetçilere verilen cezaları savundu
16:47 Perî’de köy ve mezralarda kapı kapı seçim çalışması
16:27 'Özgürlüğe ses ver' eylemi 3'üncü haftasında: Tecridi kaldırın
16:19 DEM Parti Curnê Reş'te tempoyu arttırdı
16:13 Bayraklı Belediyesi çalışanları 5 gündür eylemde
16:08 DEM Parti Eş Genel Başkanları Demirtaş’ı ziyaret etti: Mücadelemiz sürecek
15:58 Tanrıkulu’dan Demirtaş ve Mızraklı’ya ziyaret
15:53 Bakanlık cezaevlerindeki hükümlü sayısından bihaber!
15:38 9 kişinin öldüğü dava Konya'ya nakledildi
15:27 Kobanê Davası kararlarına tepkiler sürüyor
15:14 Licê'de askeri operasyon sürüyor
14:58 Türkiye’nin varlıkları azaldı, yükümlülükleri arttı
14:54 37 kişinin öldüğü apartmanın müteahhitlerine ceza
14:24 UCM savcısından Netanyahu hakkında tutuklama talebi
14:10 ÇED'siz projeyi iktidara yakın firma kazandı
13:53 Tahliye edilen siyasetçiler bir arada: Demokrasiyi inşa zamanı
13:41 Hasta tutsak Özer rapor için İstanbul’a sevk edildi
13:32 Koçyiğit'ten 'iktidar tuzağı' uyarısı
13:29 Reisi'den akılda kalanlar: Jîna Emînî'nin katledilmesi, idamlar ve şiddet
13:07 KYK yurdundan 97 öğrenci zehirlendi
12:58 Meclis'e 'kayyımların borcu kendilerinden tahsil edilsin' teklifi
12:27 Siyasetçi ve aydınlardan 1 Mayıs tutukluları için bildiri
11:52 DEM Parti: AKP muhtar ve köylüleri tehdit ediyor
11:14 Şirnex’te 1 tutuklama
11:10 Sûr Belediyesi kayyımdan kalan borcu açıkladı
10:30 Reisi’nin yerine yardımcısı atandı
09:38 10 il için sağanak uyarısı
09:09 ‘Atanmış hastane yönetimi sağlık sistemini değersizleştiriyor’
09:08 Süleyman Ahmet’ten 209 gündür haber yok!
09:06 Tutsaklar aile ve telefon görüşüne çıkmıyor
09:06 18 günde 372 gözaltı, 108 tutuklama
09:05 'Motokurye yüksek tehlikeli iş sınıfına alınsın'
09:00 20 MAYIS 2024 GÜNDEMİ
08:52 ‘DAİŞ zihniyeti uluslararası bir sorun’
07:31 Gever’de gece boyunca tecrit protestosu
07:28 İranlı yetkililer: Cumhurbaşkanı Reisi hayatını kaybetti
19/05/2024
22:56 Pontos Rumları birçok kentte anıldı
22:31 Marsilya’da ‘Öcalan’a özgürlük’ yürüyüşü
22:04 Mîdyad’ta kadın katliamı
21:47 Licê’de askeri operasyon
21:13 Zeliha Özkaplan’ın faili tutuklandı
20:34 Hamaney: Ülkenin yönetimi kesintiye uğramayacak
20:26 Ankara’da 7 polis tutuklandı
20:19 İstanbul’da 4 genç tutuklandı
20:01 İran İçişleri Bakanı’ndan Reisi açıklaması
19:46 DEM Parti Demirtaş'ı ziyaret edecek
19:39 Wan'da sempozyum, Amed'te söyleşi
18:51 İzol aşiretinden DEM Parti’ye destek ziyareti
18:43 Ankara’da konser: Kürt dili üzerindeki tecridi kıracağız
18:18 ‘İçeride ve dışarıda mücadelemiz sürecek'
18:10 Kabine ekonomi gündemiyle toplanacak
17:47 Perî’de kapı kapı seçim çalışması
17:38 İbrahim Kaypakkaya İstanbul’da anıldı
17:23 Kayıplar haftası: Yasımız sürüyor, çünkü adalet yerini bulmadı
17:11 YNK: KDP seçimleri engelliyor
16:42 İran'da helikopter kazası: Cumhurbaşkanı'ndan haber alınamıyor
16:32 ‘Curnê Reş 2 Haziran’da zulme dur diyecek’
16:20 İSİG: 11 yılda 2 bin 500 genç işçi yaşamını yitirdi
15:45 Bakırköy Cezaevi önünde ‘Özgürlüğe ses ver’ çığlığı
15:38 Kobanê Davası'ndaki tutsak siyasetçiler: Ne olursa olsun mücadeleden taviz vermeyeceğiz
14:58 Tetwan ve Aydın’da trafik kazası: 1 ölü, 11 yaralı
14:57 Kobanê kararına tepki: Yok hükmündedir
14:43 Türkiye'nin Şehba saldırısında bir çocuk yaşamını yitirdi
14:39 ‘Dörtler’ Adana’da anıldı
14:26 DEM Parti Eş Genel Başkanları Yüksekdağ’ı ziyaret etti: Dayanışmayı büyüteceğiz
14:21 'Kürt dilinin yaşaması için her ev okula çevrilmeli'
14:01 Gözaltındaki gençler ters kelepçeyle adliyede bekletiliyor
12:26 Bradost bölgesi bombalandı
12:14 Bursa’da kadını katletme girişimi
12:14 Halep’te Suriye Özgür Kadın Vakfı açıldı
11:17 Gazeteci Ren'in tahliyesine 'toplumla bütünleşmeye hazır değil' engeli
10:31 Jin derginin 64'üncü sayısı çıktı
09:30 Emniyetten 'Ziya Türk'e sahip çıkma' mesajı
09:27 Federe Kurdistan Bölgesi'nde seçim krizi: KDP güç kaybettiği için ertelemeye çalışıyor
09:06 Kobanê Davası kolektif bir cezalandırma aracına dönüştürüldü
09:06 KDP’nin alıkoyduğu gazeteciden 208 gündür haber yok
09:05 Tutsaklar Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için eylemde
09:03 Bereh: Halkını savunmak isteyen önce dilini savunmalı
09:03 Kadınlar: Kobanê'yi birlikte savunduk, savunmaya devam edeceğiz
09:00 'Pişmanlığı' reddeden tutsağın tahliyesi 4’üncü kez ertelendi
09:00 19 MAYIS 2024 GÜNDEMİ
08:38 Tokat'ta patlamada 5'i jandarma 7 kişi yaralandı
18/05/2024
22:15 Cizîr’de bir kadın katledildi
22:11 Afganistan’da sel: 400'e yakın kişi hayatını kaybetti
21:19 İstanbul’da Kürt Dili Bayramı etkinliği
20:59 Hatimoğulları: Mücadelemiz bilenmiş durumda
Bayındır: Kürt halkı DAİŞ sevicilerini de yenecek
20:28 Bir yanda ‘Kamuda Tasarruf’, bir yanda şatafat
20:19 Gençlik örgütlerinden Dörtler, Karer ve Kaypakkaya için yürüyüş
20:08 Perî seçimleri için çalışmalar sürüyor