Feminist aday Saki: Kadın mücadelesinin kazanımlarıyla çok şey değiştirebiliriz

  • kadın
  • 09:00 20 Nisan 2023
  • |
İSTANBUL - Yeşil Sol Parti’nin İstanbul Milletvekili adayı feminist Özgül Saki, yeni dönemi geçmişte yürütülen kadın mücadelesinin elde ettiği kazanımlar üzerinden karşıladıklarını belirterek, “O bağ kopmadığı sürece, biz çok fazla şeyi değiştirebiliriz” dedi. 
 
Türkiye Cumhuriyeti’nin karanlık dönemlerinden biri olan 12 Eylül 1980 Kenan Evren Darbesi, devletin şiddet aygıtının tüm kesimlere yönelik uygulandığı bir dönem oldu. Gençlerden kadınlara, işçilerden emekçilere, toplumun tüm kesimlerinin gözaltına alındığı, tutuklandığı, işkence tezgahlarından geçirildiği bu dönem, aynı zamanda birçok kesim tarafından politik bilinçlenmenin de belirlenmesinde etkili oldu. 
 
Bu karanlık dönemin tanığı olan 1967 Zonguldak Çayçuma doğumlu Özgül Saki de, devlet şiddetiyle tanışan binlerce kadından biri oldu. Lise yıllarından, üniversite yıllarına geçiş yapan Saki, Kürt siyasi hareketinin Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi direnişi, kamu emekçilerinin sendikalaşma mücadelesi, devamında Bahar Eylemleri’nin sürdüğü bir dönemde Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencisi olarak öğrenci derneklerinde mücadelenin bir parçası oldu.  
 
ODTÜ’den mezun olmasının ardından Fizik Öğretmeni olarak İstanbul’da göreve başlayan Saki, 1988 yılında, öğretmenlerin örgütlenmesi için kurulan Eğit-Der’de sendikal mücadeleye başladı. Bu mücadele daha sonra Eğit-Sen ile devam etti. “İşte benim yerim burası” diyen Saki, bu süreçte feminist kadınlarla tanıştı. Özgül Saki’nin yaşamı, erkek egemenliğine karşı patriyarkanın geriletilmesi mücadelesiyle, sendikal mücadelesini iç içe geçirdi. 
 
Savaşa karşı mücadeleyi yaşamının bir parçası haline getiren Saki, Barış İçin Kadın Girişimi’nde yer aldı. İktidarın mülteci düşmanlığına karşı “Biz Birlikte Yaşamak İstiyoruz” isimli platformun kurucularından olan Saki, bir parçası olduğu sosyalist mücadelesini, bu politik yönelimlerle bugünlere kadar sürdürdü. Kendisini “sosyalist feminist” olarak tanıtan Saki, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin (Yeşil Sol Parti ) İstanbul 2. bölge milletvekili adayı olarak, mücadelesini yeni bir aşamaya taşıyor.  
 
Özgül Saki, direnişinde yer aldığı Gezi Parkı’nda kadınların mücadelesini, kadınların demokratikleşmedeki rolünü, Meclis’te kadın varlığına dair sorularımızı yanıtladı. 
 
Karanlık bir dönemde politik bilinç kazanarak, bu karanlığa karşı mücadeleye başladınız. O yıllardan bugüne dönüp bakacak olursanız, kadınların politik mücadelesinin kazanımları neler oldu? 
 
Herkes kadınların politik mücadeledeki varlığının ne kadar önemli, ne kadar gerekli olduğunun farkında. Üniversite yıllarımda şöyle bir görüş hakimdi, ‘topyekûn kurtulacaktık, yani kadın erkek hep birlikte kurtulacaktık.’ Cumhuriyetin ilanıyla birlikte kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı diye bir şey yok. Cumhuriyet öncesinde bağımsız kadın hareketleri vardı. Sonrasına geliyoruz, bağımsız kadın hareketinin, toplumun tüm dokularında ve erkek egemenliğine karşı mücadelesi, patriyarkal devlete karşı mücadelesi var. Kadınlar sürekliliği olan bir mücadelenin içinde oldular. 
 
Eşik olarak tanımlayabileceğiniz mücadele örnekleri var mı?  
 
 Mücadele edeceğiz ama biliyoruz ki kazanımlar, sokaktaki mücadeleyle elde edilir. Kürt özgürlük hareketi de, kadın hareketi de, Kürt kadın hareketi de, feminist kadın hareketi de bunu yaşayarak deneyimleyerek biliyor.
 
Hemen bir eşik geliyor aklıma, ‘90’lı yıllar… Bu yıllarda kadınlar tüm toplumsal sorunlar için mücadele ediyorlar. İşkencelere karşı, Ağustos genelgesine karşı kadınların yaptıkları siyahlı eylem vardı. Bu çok önemli ve etkili olan bir dayanışma eylemiydi. Daha sonra süren mücadele de feminist mücadele. Bağımsız kadın hareketi mücadelesi, bir bütün olarak kadın emeğinin üzerindeki o sömürüyü, baskıyı, ezilmeyi ortadan kaldırmayı amaçlayan bir mücadele içine girdiler. ‘Emeğimiz bizimdir’ dediler. Ev içindeki görünmez emeği, görünür kılma mücadelesi verdiler. Sonra kamusal alanda kadın emeğinin sömürülmesi, ikincil olması, onların emeğinin değersizleştirmesi, ucuz olarak kullanılmasına ilişkin mücadele ettiler. Novamed Kadın Grevi ciddi bir eşiktir. Onu Flormar direnişi ve birçok kadın grevi izledi. Grevlerde bugün artık kadınların talepleri farklılaştı. Daha önce bu talepler vardı kuşkusuz ama bu kadar yüksek sesle ifade ediliyor olabilmesi, kadın hareketinin, feminist mücadelenin geldiği yerle ilgili. Artık kendi yaşantımıza, bedenimize, kimliğimize ilişkin kararları kendimiz vermek istiyoruz. 
 
Yakın tarihimizdeki bir eşik ise AKP-MHP iktidarının kürtajı yasaklama girişimi, ama hiç beklenmedik bir tepki ile karşılaştılar. Kadınlarla hep beraber sokaklardaydık. O yasaya geçit vermedik. Gezi direnişi zamanına denk gelen direnişler de öyleydi. Gezi direnişinde de burada mor çadırlar kurdular. Hem parktaki erkek egemenliğine karşı, hem bir bütün olarak patriarkal devlete karşı burada bu mücadelenin bir parçası oldular. Bunların hepsi birikiyor. Sonra Kürt kadın hareketinin eşit temsiliyet, eşbaşkanlık ısrarı, onun için mücadelesi ve bunu kabul ettirmiş olması…İlk başta çok tartışılmıştı, şuan ise hayata geçirildi. Bunun ne kadar önemli bir şey olduğu hem Meclis’te hem sokakta hem de bütün örgütlenmelerde görülüyor. Artık Meclis kadınlar için, feminist, bağımsız, Kürt kadın hareketi için bir sonuç, bir mevzi falan değil, o da mücadelenin bir parçası. Orada da mücadele edeceğiz ama biliyoruz ki kazanımlar sokakta mücadeleyle elde edilir. Kadın hareketi, Kürt özgürlük hareketi de, Kürt kadın hareketi de, feminist kadın hareketi de bunu yaşayarak deneyimleyerek biliyor. Bu şekilde mücadele ederek kazanımlarımızı koruyacağız, yeni kazanımlar için mücadeleler bizi bekliyor. 
 
Kadınların 1990’larla birlikte yükselişe geçen kimlik siyaseti, demokratikleşme çabalarında ne gibi rol oynadı?
 
Kadın hareketi, kadınların özgürlüğü, eşitliği için mücadele ederken, tabi her birimiz tek bir siyasi kimlikte değiliz. Kadın hareketi de, feminist hareket de, farklı farklı politik kimliklere sahip aynı zamanda. Ama bizi birleştiren eksen, özellikle son 20 yılda AKP’nin o muhafazakarlaştırma siyasetine karşı topyekûn direniş oldu. Bu farklı bileşenler arasında bir kısmımız, fabrikadaki direnişi örgütlerken, sokakta bir bütün olarak kendi var oluşunu sergiledi, bir kısmımız şiddete karşı mücadele ederken, bir kısmımız da yasaları değiştirmek için Meclis’te olduk, bunların hepsinin birbirini güçlendirdiğini söyleyebiliriz. Ancak her koşulda sokaklarda olmaya devam ettik. Kadın hareketinin, feminist hareketin homojen olmaması da önemli. Çünkü kadın yaşamı çok çeşitli. Dolayısıyla bu çeşitliliğe uygun bir mücadele dinamikleri var. Ama her biri birbirini güçlendiren şekilde olduğu için ‘Kazanımlarımızdan vazgeçmiyoruz’ diyoruz. Mesela İstanbul Sözleşmesi bir eşiktir, imzadan çekinildi. Biz ‘İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz’ demeye devam ediyoruz. 
 
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine değindiniz. AKP iktidarında kadına yönelik saldırılar, taciz tecavüz vakaları, şiddet vakaları ciddi artış gösterdi, var olan sözleşmeler uygulanmadı, nitekim son olarak çekildi. Bu saldırılar nasıl bir aşamaya ulaştı? 
 
AKP-MHP iktidarı kadın düşmanı bir iktidar. Kendince bir makbul kadın tarifi yapıyor. O tarife uymayan tüm kadınlar, her türlü şiddeti hak ediyor, her türlü görmezden gelmeyi hak ediyor modunda, kadına karşı erkek şiddetini körüklüyor. O makbul kadın da tam bizim alaşağı etmeye çalıştığımız, işte ‘evinin kadını’, ‘ideal anne’, ihtiyaç duyulursa çalışır ama ihtiyaç duyulmazsa eve döner, isyan etmez… Ama şunun farkında değiller, o makbul kadın tanımına kendi kitlesinden bile birçok kadın itiraz ediyor. Bunun farkında değiller. Bizi makbul kadına sıkıştırmak istiyorlar. LGBTİ+’ların var oluşlarına saldırı var. Onları yok etmek istiyorlar. 
 
Kadın örgütlerinin ortaklaşmasında birtakım sorunlar var, bir takım parçalılık söz konusu. Bu tespite katılıyor musunuz? Bu durum kadın kazanımlarına, kadın mücadelesine ne kaybettiriyor? 
 
Biz başka bir dünya istiyoruz, patriyarkayı alaşağı etmek istiyoruz. Yarınlara ilişkin beklentimiz çok büyük, eşitlik, özgürlük istiyoruz bir bütün olarak kadınlar.
 
Feminist mücadele, feminizm, kadın hareketi, kadın mücadelesi dediğimizde kocaman bir şeyden söz ediyoruz. Bu kocaman mücadelenin içinde farklı siyasal yönelimleri olan, farklı sosyolojik aidiyetleri olan, mücadeleye farklı farklı bakan, çalışma tarzı açısından, mücadeleye dahil olma açısından farklılık olan bir şey. Mesela sosyalist hareket gibi, sosyalizm istiyor hepsi ama sosyalizm anlayışına göre farklı örgütlenmeler içindeler. Feminizm de öyle, bütün kadınların feminizm anlayışı aynı değil. Dolayısıyla farklı örgütlenmeler içinde olabilir. Ama şunda haklısınız. Bu dönemde bütün kadın hareketinin, feminist hareketin ortak zeminleri meselesi geçmişte daha fazlaydı. Bugün biraz daha parçalı görünüyor durumundayız. Bunun yarattığı bir takım mücadeleyi yükseltememe, yaygınlaştıramama konusunda birtakım sıkıntılar tabi var, tüm mücadele alanlarında olduğu gibi. Biz başka bir dünya istiyoruz, patriyarkayı alaşağı etmek istiyoruz. Yarınlara ilişkin beklentimiz çok büyük, eşitlik, özgürlük istiyoruz bir bütün olarak kadınlar. Ama bugünkü örgütlenme durumumuz ile mücadele perspektifimiz arasında bir boşluk olduğunun farkındayız. Son dönemde, özellikle 20 yıllık AKP-MHP iktidarından boğulmuş kadınlar, feministler olarak önümüzdeki dönemde bu ortak zeminlerin daha güçlü bir şekilde bir araya geleceğini ve başka bir dünya için ortak mücadelenin daha da güçleneceğini düşünüyorum. 
 
Feminist bir kadın olarak birçok alanda mücadele ettiniz, 80’lerden bugüne yaşananların tanığısınız. Bu kimliğinizle Meclis’e gitmeyi düşünüyorsunuz. Kadınların yaşadığı sorunlara karşı ne gibi çözümlerle parlamentoda olacaksınız? 
 
Ben politik kimliğimi olarak sosyalist feminist olarak tanımlıyorum. Dolayısıyla tüm ezme ezilme ilişkilerinin ortadan kalktığı bir dünya özlemi içerisindeyim. Tüm ezme, ezilme ilişkileri deyince, burada sınıf mücadelesi, patriyarkaya karşı mücadelenin önemi zaten açığa çıkıyor. Dolayısıyla ben bu hatta mücadele edenlerle birlikte, onların sözünü de parlamentoya taşıyarak mücadele edilmesini istiyorum. Aslında sokakta kazanılanların parlamentoya taşınması, daha yaygın bir şekilde ulaşması için bir zemin parlamentodaki sesleniş meselesi. Bir başka şey, Gezi direnişi, topyekûn “başka bir dünya istiyoruz” mücadelesinin birleşik isyanıydı. Şu küçücük parkta onun nüveleri göründü. Bu çok önemli. Sonra yine öz yönetim deneyimleri, o çok ayrı üzerinde konuşulabilir ama Gezi direnişi, özyönetim talepleri şunu ifade ediyordu, hiçbir ezme ezilme ilişkisi olmadan eşit, özgür koşullarda yaşamanın mümkün olduğunu ifade ediyordu. İşte bu mümkün olma, biz kendi mücadelemizde de o egemene benzemeden, yıkmak istediğimiz şeye benzemeden yürütebildiğimiz sürece inandırıcı oluyor. Yürütebildiğimiz sürece toplumsal dokuların tamamına nüfuz edebiliyoruz. Bunlar eşikti, bu nedenle otonom yerler, otonom yönetimlerin olduğu yerler her zaman mücadelelerini takip ettiklerim oldu. 
 
Hangi mücadeleler…
 
90’lı yıllardan söz ediyoruz, Kürt hareketi yükseliyor, sendikal hareket tekrar kendini inşa ederken, çok uzakta, Güney Meksika’da, Chiapas’ta Zapatista’lar ayaklandı. ‘Bu topraklar bizimdir’ deyip, bütün egemenleri topraklarından kovdular. Burada ‘yeni bir yaşam inşa ediyoruz’ dediler. Ben o günden beri Zapatista’ların mücadelesini de takip etmeye çalışıyordum. 2016’da oraya gittim. Orada otonom yapıların bir parçası olarak 8 ay onlar ne yapıyorsa bende yaparak, tarlada çalışarak, kahve toplayarak kaldım. Ama onların yönetim anlayışından çok etkilendim. Birileri anlaşıyor büyükşehirlerde, gidip bir yerlerde otonom yönetim kuruyor değil. Bir fiil o toprakların, 500 yıldır süren bir şeyin sonucunda süzülmüş otonom bir yapıydı. Gerçekten mutlak anlamda antikapitalist, bütün yönetsel, hiyerarşi mekanizmalarını parçalamaya çalışan ama hala yolumuz devam ediyor diyen bir yapı. 
 
Rojava’da benzer bir örnek. Rojava’da inşa edilmeye çalışılan da bir örnek ama Rojava’nın coğrafi koşulları, Ortadoğu koşullarında olması onun inşasında daha yavaş devam etmesini sağlıyor. Orada gördüğüm çok ilginç bir durum vardı, arada okyanus var, o kadar uzak yapılar, Rojava’yı, Kürt hareketini çok dikkatle izliyorlar. Politik olarak beslenmek istiyorlar. Ortak toplantılar yapalım diyorlar ve yapıyorlar da. İlk Jineoloji toplantısına ben Chiapas’ta katıldım. Onlar Jineoloji’yi merak etmişler, tartışıyorlardı. Orada gördüğüm şey, yıkmak istediğine benzemeyeceksin, kendi politik mücadeleni tüm ezme ezilme ilişkilerini ortadan kaldıracak biçimde yürüttüğün sürece yepyeni bir yaşam inşa etme konusunda çok yol kat edebiliriz. Umarım Meclis’te de erkek egemenliğini alaşağı ederek, kadınlar bambaşka bir Meclis haline getirecekler. 
 
Yeşil Sol Parti yüzde 44 kadın aday ile seçimlere gidiyor. Kadınların Meclis’teki varlığının önemi nedir? 
 
 Her dönem sıfırdan başlamıyor. Bir bütün olarak geçmişte yürütülen mücadelenin kazanımları ve güveni üzerinden bu dönemi karşılıyoruz. Dolayısıyla o bağ kopmadığı sürece biz çok fazla şeyi değiştirebiliriz. 
 
Kadınların varlığının önemi çok açık. Bu tartışma götürmez bir şey. Kadınların bir bütün olarak patriyarkaya karşı feminist mücadele ekseninde bu mücadeleyi yürütmesi bir başka bir şey. Bütün kadınlar feminist mücadele yürütür, bütün kadınlar feministtir gibi bir şey doğru olmaz. Çünkü politik bir farklılık da var aramızda. Ama şu çok açık, geçmişe bakıp bugüne parlamentodaki bileşime baktığımızda, kadınların varlığı, üstelik patriyarkaya karşı, erkek egemenliğine karşı mücadelenin gerekliliği konusunda şüphesi olmayan kadınların varlığının fazlalığı bize çok mühim geliyor. Bu dönem kadın adaylara baktığımızda, feminist mücadele yürüten kadınlara baktığımızda Meclis’te bu mücadelenin gerekliliğini, sokaktaki kadın mücadelesini, feminist mücadeleyi, LGBTİ+ mücadeleyi o kürsüden de söyleyebilmesi mühim. Bunu yapabilecek çok harika kadınlar var Meclis’te. Ama bu sadece bu döneme özgü bir şey değil. Bunun arkasında bugün cezaevinde olan birçok Kürt kadın siyasetçinin, cezaevinde olan Gezi Parkı direnişinde yer alan Mücella Yapıcı gibi birçok kadının mücadelesinin çok fazla önemi var. Her dönem sıfırdan başlamıyor. Bir bütün olarak geçmişte yürütülen mücadelenin kazanımları ve güveni üzerinden bu dönemi karşılıyoruz. Dolayısıyla o bağ kopmadığı sürece biz çok fazla şeyi değiştirebiliriz. 
 
MA / Özgür Paksoy - Mehmet Aslan

Diğer başlıklar

21:05 Türkiye Sirrin’e saldırdı: 2’si çocuk 3 kişi katledildi
20:54 Erdoğan bir kez daha ‘tasfiye’ dedi, çözümden bahsetmedi
20:25 Akdeniz'de binler yürüdü: İrademizi kimse gasp edemez
19:18 Eşbaşkanların gözaltına alınması protesto edildi
19:10 Gözaltındaki eşbaskanların ifade işlemlerine başlandı
18:35 Kömür ocağında göçük: Bir kişi yaşamını yitirdi
18:22 Türkiye Kobanê’nin güneyini bombaladı
18:16 Bakırhan: İmralı savaş değil onurlu bir barış istiyor
18:15 Ankaragücü’nden Amedspor’a maç öncesi 'özür' ziyareti
18:12 Özerk Yönetim’den uluslararası topluma ‘Tişrîn Barajı’ çağrısı
18:06 SİHA saldırısında yaşamını yitirenlerin isimleri açıklandı
18:04 Paris’te kitlesel eylem: Abdullah Öcalan’ın arkasında yürüyerek sonuç alacağız
17:24 Kadınlardan ‘Rojin Kabaiş soruşturması etkin yürütülsün’ çağrısı
16:47 Mûş’ta saldırılar protesto edildi: Kürtlerin statüsü tanınmalıdır
16:43 Erdoğan Amed’te bir kez daha 'çözüm' yerine ‘tasfiye’ dedi
16:30 Demirtaş: Güven verici somut adımlar hızlıca atılmalı
16:24 İmralı Heyeti’nin Demirtaş ile görüşmesi sona erdi: Sürece destekleri tam | YENİLENDİ
16:02 Gözaltındaki eşbaskanlar: Halkın iradesine sahip çıkacağız
15:58 Katledilen gazeteciler Qamişlo’da son yolculuğuna uğurlandı
15:50 Pexşan Ezîzî’nin dosyası Ceza İnfaz Dairesi’ne gönderildi
15:36 31 yıllık tutsaklığın ardından Pirsûs’ta kitlesel karşılandı
15:31 QSD’den ‘bomba yüklü araç’ iddialarına dair açıklama
15:20 Nergis Muhammedi’den Pexşan Ezîzî için çağrı
15:17 Qereqozaq’ta köy bombalandı: 2 çocuk yaralı
15:08 Üç kentte hasta tutsaklar için eylem
15:01 Emekliler: 2025 yılını bu iktidarın gidiş yılı ilan edeceğiz
14:58 Cizîr, kayyım girişimine karşı yürüdü
14:56 KESK’ten iş bırakma eylemi öncesi açıklama
14:52 Qoser’deki kazada 2 kişi hayatını kaybetti
14:28 Amed ve Êlih'ten Akdeniz tepkisi: Çözüm isteniyorsa ciddiyetle yaklaşılmalı
14:24 Wan EKO-DER: Ekolojik talana karşı mücadele edeceğiz
14:22 KHK eylemi: Arkadaşlarımızı göreve iade edin
14:21 Kayıp yakınları: Çözüm için diyaloğu ve müzakereyi esas alın
14:04 Akdeniz'den tepki: Halklar kazanacak
13:59 İmralı Heyeti’nin Demirtaş ziyareti başladı
13:49 ‘Bir yandan çözüm derken bir yandan da kayyım olmaz’
13:37 Barış Anneleri Meclisi: Çözümün kaynağı Abdullah Öcalan’dır
13:36 Tişrîn Barajı’nın çevresi bombalanıyor
13:02 Cumartesi Anneleri Güçlükonak Katliamı için adalet istedi
12:44 İdam cezalarına karşı çağrı: Suça ortak olmayın
12:39 Xelfetî Belediye Eşbaşkanları'ndan Akdeniz için çağrı
12:20 CHP'li Belediye Meclis üyeleri: Hukuksuzluktan vazgeçin
12:17 DEM Parti Kadın Meclisi’den Pexşan Ezîzî için eylem
11:20 Akdeniz Belediyesi önündeki direniş 2'nci gününde
10:58 Türkiye’nin Amêdiye’ye askeri sevkiyatı sürüyor
10:48 Gözaltındaki eşbaşkanların avukat görüş kısıtlılığı kalktı
10:20 Üniversite öğrencisine SSCB bayrağı soruşturması
10:02 10 günde 147 gözaltı, 30 tutuklama
09:57 Suriye'nin karanlığını aydınlatan iki örnek mahalle
09:56 Çok sayıda kent için kuvvetli sağanak uyarısı
09:41 Barış Grubu üyesi Fırat: Çözümsüzlük silahı üretmiştir
09:39 SYKP: Süreç için üstümüze düşeni yapacağız
09:12 Akdeniz Belediyesi önünden seslendiler: Bu hukuksuzluktan vazgeçin
09:11 Karadeniz'in binlerce yıllık dayanışma geleneği: Kalandar
09:06 KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak: Herkes elini taşın altına koymalı
09:05 Yeni Yüzyıl Partisi'nin 'üyelik' hilesi ortaya çıktı
09:04 Havin Aşkan'ın ölümünde uzman çavuş şüphesi
09:03 Ali Bayramoğlu: CHP'nin tutumu yetersiz, tamamlayıcı önerilerle devreye girebilir
09:00 DAD Eş Genel Başkanı Kete: Çözüm Abdullah Öcalan ile olur
09:00 11 OCAK 2025 GÜNDEMİ
10/01/2025
22:54 Gözaltındaki eşbaşkanlara yöneltilen iddialar
22:38 Halkın Tişrîn Barajı'ndaki direnişi 3'üncü gününde
22:25 Êlih kayyımı Halk Lokantası çalışanlarını işten çıkardı
22:04 Los Angeles yangını sürüyor: 10 kişi öldü, 10 bin yapı yandı
21:49 İsrail saldırısında gazeteci Ebu Nabhan yaşamını yitirdi
21:06 Şemrex'te halk ekmek fırını açıldı
20:28 Akdeniz'de kayyım girişimine karşı yürüyüş
20:08 Nizamettin Kabaiş ile eşbaşkanlar bir araya geldi
19:00 Saldırı altındaki Aleviler için dayanışma çağrısı
18:42 KCK'den 'süreç' açıklaması
18:31 Dêrik kırsalında bir araca SİHA saldırısı
18:29 Kadın gazeteciler: Hakikatleri duyurmaya devam edeceğiz
18:03 31 yıllık tutsaklığın ardından tahliye oldu
17:58 Paris ve Silopiya’da katledilenler anıldı
17:53 Nagihan Akarsel’in kitabı için imza etkinliği
17:44 Nezir Tekçi davasında karar çıkmadı
17:29 Gazetecilerin cenazelerinin verilmemesine tepki
17:24 Tiryaki: Belediyeleri gasp ederseniz halkı bu sürece inandıramazsınız
17:22 Şirnex’te 11 bölgeye giriş ve çıkışlar yasaklandı
17:20 DBP PM üyesine depremzedelere yardım cezası!
17:16 Wan'da Rojin Kabaiş için yürüyüş: Dosyadaki kısıtlılık kaldırılsın
16:55 Dilek Ekmekçi tahliye edilmedi
16:40 Qereçox Dağı bombalandı
15:57 İmamoğlu: Şam ziyaretimiz iptal edildi
15:47 Yaşı büyütülerek ceza verilmişti: 30 yıl sonra bırakıldı
15:36 Tülay Hatimoğulları: Seçme seçilme hakkımızı alamazsınız
15:19 Bakırhan'dan Özgür Basın’a 10 Ocak ziyareti
15:09 ÖHD Ege Bölgesi cezaevleri raporu: 2024’te ihlaller arttı
15:05 Akdeniz Belediyesi önünde meclis toplantısı
15:04 Bakırhan’dan iktidara ‘Ciddi olun, bu yol yol değil’ çağrısı
14:56 Emekliler: Rakamlar yalan yoksulluk gerçek
14:43 Hrant Dink davası 7 Şubat'a ertelendi
14:42 Halklar Tişrîn Barajı’na akın ediyor
14:25 Kayyımın azarladığı müdür istifa etti
14:19 Abluka altındaki belediye önünde direniş sürüyor
14:18 Kayyımın işten attığı işçiler: Mücadelemize devam edeceğiz
13:29 PTT çalışanlarına saldırı Wan'da protesto edildi
13:25 Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırılar sürüyor
13:23 HDK'den Akdeniz tepkisi: İktidar halk iradesini tanımıyor
12:32 Demirtaş ve Yüksekdağ ziyaretinin saati netleşti
12:26 ‘10 Ocak’ı kutlamıyor, gazetecilik için mücadele ediyoruz’
12:12 14 basın meslek örgütünden ortak bildiri: Basın hürdür, sansür edilemez
12:08 Gar Katliamı anması: Adalet mücadelesi sürecek
11:37 Cumartesi Anneleri'nin duruşması ertelendi
11:24 Aileler İmralı’ya gitmek için başvurdu
11:24 Polisten belediyenin temizlik işçisine şiddet
11:17 Tutsak kadın gazeteciler Marmara Cezaevi'ne sevk edildi
11:11 Nisêbîn'deki kazada 2 genç hayatını kaybetti
10:32 Halk Akdeniz Belediyesi önünde toplanıyor
10:29 Karayılan: Savaş ve tehditle barışın sağlandığı nerede görülmüş?
09:23 Çalışan Gazeteciler Günü: Canımıza kastedildiği bir tablo var
09:12 Tüm eşyalarına el konulan hasta tutsağa tehdit
09:11 Ağaçhanlı’nın cinayet şüphelisi oğulları 4 aydır kayıp
09:10 Deprem Bilimci Karabulut: Karadeniz'de tsunami olasılığı var
09:09 KKP Sözcüsü: Süreç için Abdullah Öcalan özgürlüğü sağlanmalı
09:08 8 yıl sonra göreve iade edildi
09:07 Colemêrg yolundaki tünellerin açılmamasına tepki
09:07 Termik santralin külleri bir mahalleyi yok etti, kalanları da kanser etti
09:06 PSAKD: Aleviler 'özel' bir soykırıma tabi tutuluyor
09:05 Türkyılmaz: Öcalan özgür olmadan süreç olmaz, çözümün önündeki engel silah değil
09:03 Hukukçu Kanar: Mandela gibi Abdullah Öcalan’a eşit koşullar sağlanmalı
09:00 10 OCAK 2025 GÜNDEMİ
08:56 DEM Parti'den Akdeniz Belediyesi önünde toplanma çağrısı
08:43 DEM Parti: İktidar darbeci pratiklerinden vazgeçmiyor
08:07 Fransa'dan 'QSD' yanıtı: Özgürlük savaşçılarına borcumuzun bilincindeyiz
08:06 Marmara’da sağanak, Serhat’ta buzlanma tehlikesi
07:45 Hatay’da deprem
06:25 DEM Partili eşbaşkanlar gözaltında, belediye ablukada
09/01/2025
23:54 Duhok’ta 8 bin yıllık yerleşim alanı bulundu
23:35 Tişrîn Barajı’ndaki nöbet sürüyor
23:28 Tahliye edilen Gazeteci Topaloğlu: Mücadelemiz sürecek
22:09 Ağırlaştırılmış müebbet alan faile beraat
19:45 İdam cezası onanan Pexşan Ezîzî için imza kampanyası
19:03 Kuzey ve Doğu Suriye’de buğday depoları ve elektrik istasyonuna saldırı
18:50 Colemêrg’teki gözaltı gerekçesi Kürtçe şarkı!
18:14 Erdoğan-Bahçeli görüşmesi sona erdi
18:06 DEM Parti Gençlik Meclisi üyesi serbest bırakıldı
17:46 ‘Ölünün defin hakkı, ailelerin yas hakkı engellendi’
17:37 Eskişehirliler, İl Çevre Müdürü Çelik’in istifasını istedi
17:31 Emekliler TÜİK önünde: Çalışmadan geçinemiyoruz
17:22 Şavşat'ta ormana maden
17:17 5 Iraklının öldürülmesi davasının gerekçeli kararı: MİT ve JİTEM beyanları görülmedi
17:03 Engellilerden ÖTV düzenlemesine tepki: Yanlıştan dönün
16:43 Sûr’da katledilen Rozerin Çukur anıldı
16:30 Gazeteci Selamet Turan cezaevinden çıktı
16:28 Katledilen kadınlar anıldı: Özgürlük mücadelesi her yerde
16:21 Özel 'sürprizi' açıkladı: Erdoğan'a kırmızı kart gösterin
16:11 DEM Parti'li Eşbaşkan Sofya Alağaş’a ceza talebi
15:51 Gazetecilerin cenazeleri Rojava'da defnedilecek
15:50 Leyla Şaylemez anıldı: Kadın özgürlükçü paradigmadan vazgeçmeyeceğiz