Yeşil Sol Parti adayı Kerem Fırtına: Tam da görev alma zamanı

İSTANBUL - Ülkenin temel sorununun demokrasi olduğunu, bunu da toplumla birlikte değiştireceklerini söyleyen Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili adayı Kerem Fırtına, “Bir yerde baskı ve zulüm artarsa, o ülkenin dengesi bozulmuş anlamına gelir. Tam da görev alma zamanı” dedi. 
 
“Ben HDP’liyim” diyerek siyasete atılan oyuncu Kerem Fırtına, 14 Mayıs seçimlerinde Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) İstanbul 3. Bölge Milletvekili adayı olarak seçmenle buluşmaya başladı. Fırtına, tarihi önem atfedilen seçimlerde demokratik dönüşüm için Yeşil Sol Parti’de mücadelenin zorunlu olduğunu vurguladı. 
 
1981 yılında doğduğu İstanbul Üsküdar’da yaşayan Fırtına, ortaokul ve lise çağlarında amatör tiyatro ile başladığı sanat hayatını, profesyonel oyunculuk ile sürdürüyor. Hak savunucularının Leman Teyzesi, devrimcilerin Leman ablası insan hakları mücadelesinin öncü isimlerinden Leman Fırtına’nın torunu olan Fırtına, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nda (TİHV) büyür. Amcası araştırmacı yazar Doğan Fırtına’ya öykünen Fırtına, çocukluk hayali olan Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni de İstanbul’da okur. Öykündüğü amcasını ziyaret ettiği cezaevinde devlet baskı aygıtıyla çocukluk yıllarında tanışan Fırtına, bu yıllarda siyasi mücadelenin önemini de anlar. 
 
Lise ve üniversite yıllarında siyasi çalışmalarının ilk adımlarını atan Fırtına, üniversite eğitiminin tamamlamasının ardından birçok film ve dizide oynamaya başladı. Bu süreçte de siyasete ilgisini koparmaya Fırtına, o günden bugüne kendisini bir HDP’li olarak tanımlıyor. HDP’nin teklifi üzerine Fırtına, 3 Temmuz 2022’de gerçekleştirilen 5. Büyük Kongre’de kurulan HDP Danışma Kurulu’nda yer aldı. 
 
Fırtına, 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimlerde de Yeşil Sol Parti’nin teklifini kabul ederek, İstanbul 3. Bölge Milletvekili adayı olmayı kabul etti. Danışma Kurulu ve milletvekili adaylığı teklifinin kendisi için onur olduğunu dile getiren Fırtına, bu dönemde mücadelenin de bir zorunluluk olduğunu söyledi. 
 
*Sanatla geçen hayatınız, siyasetle devam ediyor. Siyaset sahnesine çıkmanızdaki etkenler neler oldu? Neden siyaset?
 
Ben hayatı, hayatın bütününü, aldığımız tüm kararları siyasi bulan bir insanım. Davranışımızı da siyasi bulan bir insanım. Hayatın kendisini de siyaset olarak değerlendiren bir insanım. Siyasete atılmak gibi bir aşama yok hayatımda. Ben böyle yaşıyorum. Sadece aktif, daha kurumsal bir görev almış oldum. Yoksa siyasete atılma kararı gibi bir durum yok. Her şeyde siyaset ve bir politika güderim hayatımda. Ekstra bir karar değil, ben böyle yaşayan biriyim. 
 
Hak savunucularının Leman Teyzesi, devrimcilerin Leman ablası babaanneniz. Leman Fırtına’nın yaşamınıza etkileri oldu mu? 
 
Tam da görev alma zamanı. Gururla ve seve seve kabul ettim. Bir yerde baskı ve zulüm artarsa, o ülkenin dengesi bozulmuş anlamına gelir.
 
Her şeyden önce öyle bir babaanneye sahip olduğum için kendimi şanslı sayıyorum. Çok şanslı sayıyorum, ne kadar öykündüğümü bilemem. Ama hep hayran oldum, vaktimi hep onunla geçirdiğim bir insandı. İzlediğim bir insandı, çünkü zaten evimizin içinde büyük büyük hareketler, büyük büyük toplanmalar olurdu. Ben de baya küçük biriydim, hep böyle izlerdim gelen insanları, gelen insanlar büyük, toplantılar büyük, meseleler büyük, ben küçük… Genelde izlemede kalır, sonrada yatağımda yatarken olan biteni kafamda düşünür müydüm, hayal mi kurardım bilmiyorum ama bununla yaşardım. Babaannemle aktif olarak İHD toplantılarına giderdim. İHD’nin başka faaliyetleri de vardı, uçurtma gibi, piknikler gibi, çocuklar içinde ailelerin buluştuğu her sene düzenli yapılan keyifli aktiviteleri vardı, oralarda hep beraberdik zaten, sonrada böyle devam ediyoruz. Bakalım. 
 
HDP Danışma Kurulu’nda yer aldınız, bugün Yeşil Sol Parti’de milletvekili adayısınız. Neden Yeşil Sol Parti?
 
Benim düşünceme göre mücadele etme zamanı. Tam da görev alma zamanı. Dolayısıyla gururla ve seve seve kabul ettim. Toplum için, toplumuna bağlı bağlı, insanına bağlı insanlarız. Bir yerde baskı ve zulüm artarsa, o ülkenin dengesi bozulmuş anlamına gelir. Bir uçak gibi düşünürsek, bizim uçağımız sağa yatmış vaziyette. Böyle uçamayız. Düşer o uçak. Dolayısıyla bunu dengeye getirmek lazım, sola ağırlık verip, uçağın balansını düzeltmek gerekiyor. Tam da o yüzden tabi ki seve seve görev aldım. Bence mecburiyet. 
 
Adaylık konusunda nasıl tepkiler aldınız? 
 
Genelde destek aldım. Güzel tepkiler aldım, elbette olumsuz düşüncelerini iletenler de var. Ama siyasete de bu yüzden giriyorum, meramımı anlatmak, derdimi anlatmak, sandığın gibi değil demek için. Bir konuşalım demek için. Neye itiraz edip neye tepki gösterdiğini söyle, ben de cevaplayabileyim, sonra sen bir daha söyle, sonra ben bir daha söyleyeyim. Ama köprüyü atmayalım demek için siyasete giriyorum. Dolayısıyla tepkileri anlıyorum. Olumlu tepkilerin de olumsuz tepkilerin de başımın üstünde yeri var. Olumsuz tepkilerin ezbere devam etmesini istemiyorum. Buna gönlüm razı değil, bunu halletmek istiyorum, derdimi anlatmak istiyorum. 
 
 “Birlikte değiştireceğiz” sloganıyla seçimlere gidiyorsunuz… 
 
Yüzde 100. Başka türlü olmaz, birlikte değiştireceğiz. Biz bir şey değiştirmeye talip değiliz, beraber değiştireceğimizi söyleyen, hatta ancak beraber değiştirirsek değişir diyenleriz. 
 
Ülkede öncelikli değiştirilmesi gereken ana sorunları sıralasanız ne olurdu? 
 
Kürtlerin çıkardığı bir huzursuzluktan yada kavgacılıktan yana bir sorun yok ortada. Biz merkezi yönetimin mutlak şekilde güçlendirilmesinin sonucunda işte işler buraya geliyor.
 
Temel olarak ülkemizin demokrasi sorunu var. Zaten saydınız, sıralasak uzun bir liste olacak bu sorunların temel sebebi, demokrasi sorunumuz. Buna ihtiyacımız var, çok ciddi bir tekçi zihniyet hüküm sürüyor ülkede. Birinci sıra elbette demokrasi sorunu, bugün Kürt sorunu diye tarif ettiğimizin şeyin kaynağı demokrasi sorunu. Kürtlerin çıkardığı bir huzursuzluktan yada kavgacılıktan yana bir sorun yok ortada. Biz merkezi yönetimin mutlak şekilde güçlendirilmesinin sonucunda işte işler buraya geliyor. Bu haklarımızı halka doğru, insanlara doğru, topluma doğru genişlemesi, bize ait olan haklarımızın yasayla güvence altına alınması gerekiyor. Bu da yetmiyor, çünkü daha önce bu reformlar yapıldı, uygulamada, hayatın içinde bizim yaşayabilmemiz gerekiyor. Sahip olduğumuz haklarımızdan doğan, söz hakkımızı, katılım hakkımızı, bizi, hayatımızı ilgilendiren, günlük yaşantımızı ilgilendiren hiçbir kurala, karara katılamıyoruz. Hiçbirinde söz hakkımız yok. Bu da tabi ki her türlü huzursuzluğu, her türlü zorluğu yaşatır bize. En başta bu sorun çözülürse, insanların sözlerinin merkezden tüm ülkeye akan kararlar değil de insanların istekleri ne, orada yaşayan insanların ihtiyaçları ne, burada insanların talepleri ne? Buna göre şekillendirilir. 
 
 
Amed’te yaşayan insanın yaşam koşullarına Amed halkı, İkizdere’de yaşayan İkizdere köylüsünün, -şimdi oraya bir HES yapıyorsunuz- orada yüz yıldır yaşayan insanların köylerindeki evlerinin konumları, yaşam tarzlarını kökünden değiştiriyorsunuz. Oluyor mu öyle, olmuyor! Sonrasında ne oluyor, buna itiraz sonucunda ne oluyor? Devletin baskı aygıtları devreye giriyor. İşte süreç kapatılıyor. Kapanmıyor aslında, huzursuzluğa sebep oluyor. Sonra ayrışmaya, kutuplaşmaya sebep oluyor. Bunların çözüm yolu diyalog, müzakere, demokrasi… Demokrasi dediğimiz, en kaba haliyle açarsak içini, haklarımızın halka doğru, topluma doğru genişlemesidir. Sahip olduğumuz haklar bize çok uzakta duruyor. Göremiyoruz bile, bilmiyoruz bile onları. Yakınlaşması gerekiyor. Bize ait, belirli bir süre için devrediyoruz o hakları ve sonra asla denetleyemiyoruz. 
 
Yerel yönetimlerin önemi budur, bunu gördük, pandemide, depremden sonraki depremzedelerin yaşadığı mağduriyette gördük. Merkezi yönetimin gücü yetmez zaten. Eski bir sistem bu. Burada bir duygu yok, teknik bir durum bu. Eski, tek durum eski. Eski uygulamalar çalışıyor mu? Teknoloji kullanıyoruz hepimiz, bilgisayar, cep telefonunda uygulamalarımız var, onlar güncelleniyor. Güncellenmediğinde artık çalışmıyor. Aynı şey. Siz ekranda oynadığınız bir oyunun son sürümünü kullanırken, insanı, doğayı, canlıyı, bizi yöneten kurallarla ilgili kurallar bütününün en eski sürümünü, yüz yıl önceki sürümünü kullanıyoruz. Nasıl günlük hayatta kullandığımız uygulamalar ihtiyaca cevap vermiyorsa, bu da ihtiyaca cevap vermiyor. Bu basit bir konu aslında. Gerçekten duygularla, oradan oraya çekiştirilecek bir konu değil. 
 
Seçmenle buluşuyorsunuz, sokağa, halkın nabzına dair izlenimiz nedir? Değişim mümkün mü?
 
Böyle gelmiş, böyle gidecek diye yaşamanın benim açımdan manası yok. Mevzu yol. 
 
Umutluyum, bir kere umut yoksa, mücadelenin de anlamı yok. Niçin yaşayacağız o zaman, zaten ölüp gideceğiz. Böyle gelmiş, böyle gidecek diye yaşamanın benim açımdan manası yok. Belki değişmeyebilir, göremeyebilirim ama mevzu bu değil. Mevzu yol öyle değil mi? Bir şeyleri değiştirmeye çalıştığımızda, düzeltmeye çalıştığımızda, bizim hayatımızı rahatlatacak geri dönüşler sonuç diye sandığımız şeyler olacak. Neyi ne kadar göreceğimizi bilemeyiz. Ama yolda giderken o iyileştirmedir amaç. Dolayısıyla o yılgınlığı, umutsuzluk, kara propaganda olarak değerlendiriyorum ben bunu. Umut hep var. 
 
4 yıldır Muaythai eğitimi aldığınızı söylediniz! Var olan Meclis’i özetlediniz bir anlamda. Meclis nasıl olmalı? 
 
Bu çok esprili bir şeydi. Biz müzakere diye bayrak açmış insanlarız. Diyalog, diyalog, diyalog diye bayrak açmış insanlarız. Orada sevgili Candan hanım Meclis’in yumruklarla izlediğimiz sert yönüne dikkat çekerek, “Oraya hazır mısınız?” diye sordu. Bende dediğiniz gibi uzun bir süredir Muaythai eğitimi alıyorum. Çok da seviyorum. Şu sıralar biraz antrenmansızım. Bu tempodan dolayı pek gidemiyorum. Şuan savunmasız sayılabilirim. (Gülerek) Ama çok esprili bir şey. İlla “gerginliğe hazır mısınız?” deyince, bende espri olarak “ona da hazırız” dedim, “4 yıldır Muaythai eğitimi alıyorum” dedim. İnsanları güldürdü baya. Yoksa müzakeredir esas olan, bir espridir o. 
 
Biraz sanatı konuşalım, özellikle Kürt sanatına dönük ciddi baskılar ve engellemeler söz konusu. Bu Kürtlerle de sınırlı kalmıyor. İktidarı eleştiren, yanında saf tutmayan tüm sanatçılar hedef alındı. İktidarın sanat politikalarını, sanatçılara yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz? 
 
Bence zaten bu dediğiniz sorunların sebebi, sanatın özgür olmamasıdır. İktidar, devlet sanata sahipse, sanatın üzerine tente açtıysa, o zaman iktidara göre tabi ki sanat şekillenir, sanatçılar kıstırılır. Bu kaçınılmaz olandır. Dolayısıyla iktidara göre gündelik çözümler üretmek yerine, sanatı özgür bırakmak gerekir. O zaman kim gelirse gelsin, fark etmeyecektir. Devlete bağlı bir sanat yapısında özgür sanat üretmek, sanatın kendi doğasına aykırı. Sanat ne olursa olsun isyan edendir, eleştirendir, hayal kurandır, ütopya ortaya koyandır. Bunun devletin gölgesi altında olması mümkün değildir. Ne konuşursak konuşalım, bir isyan, bölücülük etiketlemesiyle karşı karşıya kaldığımız için… Sanata aykırı bir şey. Bu konuları konuşurken, işin içeriğinde, manasında kalırsak, etiketlerden kurtulabilirsek daha rahat ilerleyebiliriz. 
 
Baskıdan, iktidara bağlılıktan kurtulmayınca, bugün gündelik sorunları halletseniz, iki ay sonra yine bir sorun çıkacaktır yada kadrolar değişince yine bir sorun çıkacaktır.
 
Özgür sanat için bir özerk sanat kurulu olsa, özel kaynaklı olsa, kamu desteği, kampanya desteği, toplum desteği, böyle bir bütçesi olsa, özgür sanatçıların projeleri oralardan geçse, desteklense, o zaman zaten hiçbir dönemin iktidarına göre sanatçının şekillenme, şekillenmeyen sanatçının sıkıntı yaşama, kaynaksızlıktan dolayı proje üretememe gibi sorunları zaten ortadan kalkacaktır. İş yine demokrasiye dönüp geliyor. Baskıdan, iktidara bağlılıktan kurtulmayınca, bugün gündelik sorunları halletseniz, iki ay sonra yine bir sorun çıkacaktır yada kadrolar değişince yine bir sorun çıkacaktır. Sanatçı her kadroya göre nasıl şekillenebilir. Öyle sanat mı olur, öyle ürün mü çıkar? Mümkün değil. O yüzden zaten her iktidara göre o diziler, -ben diziden örnek vereyim, sanat sadece bir oyunculuk yada sinema gibi sığ bir çerçeveden değerlendirdiğim için değil, kendim tanık olduğum için- aynı tür diziler bir anda geliyor. Çünkü mecbur kalıyor insanlar. Bu bir endüstri. Siz bu endüstrileşmiş devlete bağlı, iktidara bağlı, nasıl özgür sanattan bahsedebiliriz. Bahsedemeyiz. 
 
Toplum gibi sanatta, sanatçılar da kutuplaştırıldı. Bu saatten sonra özgür sanat mümkün mü?
 
Ben her şeyin mümkün olduğuna inanan biriyim, mümkün tabi, her şey mümkün. Bizle ilgili. Bizim sloganımız öyle slogan olsun diye yazılmadı. Bence çok yerinde. Birlikte değiştireceğiz önemli bir şey. Birlikte değiştireceğiz. Bu iktidar insanlarımıza rağmen bu noktaya gelmedi. Dolayısıyla insanlarımıza rağmen devam edemez. İnsanlar, hep beraber kendimizi değiştireceğiz, hangi işe yaramaz alışkanlıklarımızı getirdiysek, muhafaza ederek bugüne getirdiğimiz davranışlarımızın artık işe yaramadığını tespit ediyorsak, bundan kurtulacağız. Bu muazzam bir şey. İnsan niye yaşar başka? Bunu memleket meselesi olarak da düşünmeye gerek yok. Kendi meselende bu değil midir? Gelişmek değil midir mevzu? Kendine bir şey katmak, pratik hayatta olmayan eşyayı oradan kaldırmıyor muyuz? 
 
Ne söylediğimizin anlaşılması gerekiyor. Peşinen itiraz edilmemesi için, peşinen itirazın eleştirilmesi işe yaramıyor. Peşinen itiraz edilmenin koşullarını kaldırmak gerekiyor.
 
Uymayanın yerine uyan başka bir materyal aramıyor muyuz? Aynısını içinde yaşadığımız sistemde niye yapmayalım! Yapamıyoruz, çünkü etrafını ideolojik aygıtlarla hemen kuşatıyorlar. Seni linç ettiriyorlar, ortaya atıyorlar, ne dediğin duyulmuyor, duyulmasın isteniyor. Zaten dediklerinde haklısın çünkü. Bunu anlatmamız gerekiyor insanlara. O gürültüyü sakinleştirmemiz gerekiyor. Ne söylediğimizin anlaşılması gerekiyor. Peşinen itiraz edilmemesi için, peşinen itirazın eleştirilmesi işe yaramıyor. Peşinen itiraz edilmenin koşullarını kaldırmak gerekiyor. Neden öyle bir ortam varsa, o ortamı düzenleyip konuşulacak alanı, konuşulacak kimliğe getirmemiz gerekiyor kendimizi. O zaman söylediklerimizin arkasında durduğumuz, bunun sağlamalarını yaptığımıza inandığımız için herhangi bir sessizlikte, herhangi bir müzakere ortamında, herhangi bir diyalogda ikna edemeyeceğimiz bir durum olamaz. 
 
Çünkü söylediğimiz şey, arkadaş sen şu mahallede yaşadığın sorunu bundan sorumlu olan insana çok kısa sürede iletebilme özgürlüğünü istemez misin? Sonra da bunu ne oldu, sen bu mahalle idare komisyonundasın, sana geçen gün bu apartmanda bir dilekçe verdik, ne oldu bu iş. Seneye oy istemeye geleceksin bu siteye, görüşürüz o zaman demek istemez misin? Bunu anlatırız. Bunda istenmeyecek bir şey yok. Bunu her insan ister, demek ki anlatamadık. Anlatacağız, bundan vazgeçmek yok, haklıyız. İnsana dair bir şey bu. 
 
Hedefiniz büyük, 100 vekil dediniz. Doğup büyüdüğünüz İstanbul için hedefiniz nedir? 
 
Aday olmasaydım da yine bir HDP, Yeşil Sol Parti seçmeni olsaydım, bir tahminde bulunurdum. Tabi ki partimin çok vekil çıkarması, zaten bu konuştuğumuz meselelerin daha güçlü seslendirilmesi ve arkasında sağlam durulmasını sağlayacaktır. O yüzden çok önemli. Ama yol mühim. Bu seçim döneminde neyi ne kadar anlatabildiğimiz mühim. Bu yüzden benim için o bir sonraki aşama. Kaç vekil çıkardık, nasıl ilerleyebiliriz, etkinliğimiz ne durumda. Bu benim için sonraki aşama, şuan tek konsantrasyonum bu haklı meramımızı nasıl geçirebiliriz insanlara. 
 
MA / Özgür Paksoy
 

Diğer başlıklar

15:56 Öz savunmada bulunan Serap Avcı için berat kararı
15:39 Haber telif hakkının 'örgüte yardım' olarak değerlendirildiği dava görüldü
14:56 Fotoğraftaki kişi iddiasına beraat
14:47 Wan'da Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu ve GABB kadınlar ile bir araya geldi
14:35 Rojbin Sönmez anıldı
14:28 Gelecek Partili Torun: Suriye'de kalıcı çözümün anahtarı kapsayıcı diplomasidir
14:27 'Türk'ün gücünü göreceksin, denilerek tutsağa işkence yapıldı'
14:19 Ayla Akat Ata’nın yargılandığı davada mütalaa hazırlanacak
14:16 Şırnak Adliyesi'nde intihar girişimi
14:12 Hukuk örgütleri Riha'daki cezaevlerindeki ihlalleri açıkladı
13:43 Patron işkencesinde 4 kişiye hapis cezası
13:13 Dêrsim’de kampüsün kamu kurumlarına açılmasına tepki
13:09 HDK soruşturmasında sanatçı Pınar Aydınlar'a hapis cezası verildi
13:05 Partiler ‘çözüm’ raporlarını Meclis’e sunacak
12:11 QSD’den Şam’a: Barışı bozan girişimlere karşılık verilecektir
12:09 Yasadışı bahis soruşturmasında 20 gözaltı
12:07 Hevsel ve On Gözlü Köprü'deki işgal gündemiyle toplantı
11:13 Dilan ve ‘komünün çocuğu’
10:28 Kayyıma gerekçe yapılan davadan beraat eden eşbaşkandan göreve iade başvurusu
10:11 İşçiler, işe iade kararını uygulamayan İzmir Belediyesi'ni protesto etti
10:02 Bahisten Fenerbahçe’nin kaptanının da aralarında olduğu 20 kişiye tutuklama
09:44 Suriye bölünmesin ama Halep benim olsun!
09:33 Akademisyen Lemkow: Abdullah Öcalan'a katılıyorum
09:25 Irmak: Ortak dil festivallerde yakalanır
09:23 KYK'de öğrenciler dinci yapılara yönlendiriliyor
09:21 ‘Erkek-devlet şiddetine karşı birbirimizin güvencesiyiz’
09:20 'Abdullah Öcalan bizi yepyeni bir sosyalizm tartışmasına davet ediyor'
09:19 Licê’de kadınlardan ortak mücadele çağrısı
09:16 İHD Antalya Eşbaşkanı: Abdullah Öcalan’ın koşulları düzeltilmeli
09:10 Agirî Belediyesi bir yılda kentin çehresini değiştirdi
09:06 Ekolojist Özdemir: Toplumsal ve ekolojik adalet yan yana gelmeli
09:01 Hîlala Zêrîn çarpıtılan tarihe sanatla ışık tutuyor
09:00 09 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:26 Wan, Şirnex, Sêrt ve Colemêrg için sarı kodlu uyarı
08/12/2025
23:14 Hesekê'de Orkêş Müzik Festivali başladı
22:49 Wan'da oteldeki yangın kontrol altına alındı
22:05 KESK’ten 30’uncu yıl etkinlikleri
22:03 Öğrencilerden Eskişehir Kurdî Topluluğu'na destek
22:00 Amed'de festival ikinci gününde: Hafızaya kazınan konular beyaz perdede
21:46 Wan'da otel yangını
20:59 DEM Parti'den Selvi'ye: Süreci sabote edenleri başka yerde ara
20:46 Özel'den 'Suriye Kürtleri' mesajı: Huzur içinde olmaları Türkiye’ye güvencedir
19:50 Bahis soruşturması: Kaptan ve futbolcular hakkında tutuklama talebi
19:13 Bahçeli'den eş genel başkanlara 'tebrik'
19:01 AB'den iltica başvurusu reddedilenler hakkında yeni kararlar
18:11 DEM Partililerden 'bütçe' çağrısı
17:56 Japonya’da 7.2 büyüklüğünde deprem: Tsunami uyarısı yapıldı
17:50 Bakırhan'dan 'yerel yönetim' çağrısı: Mahalledeki sorunu Ankara'da çözemezsiniz
17:20 Tülay Hatimoğulları: Suriye'nin tek çaresi adem-i merkeziyetçiliktir
17:20 Gazze'ye saldırılarda 5 kişi daha hayatını kaybetti
16:19 DEM Parti’den bütçeye şerh: Sürece duyarsız bir şekilde hazırlanmıştır
16:03 ‘Büyüyen sadece yoksulluk, sefalet ve açlıktır’
16:02 Tutsaklara 'Mahabad' ve 'Kürdistan' cezası
15:32 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
14:46 ‘Sağlık emekçileri yalnız değildir’
14:46 Elkê'de yol kiralanan iş makinesi ile açtırıldı
14:20 Pirsûs'ta şüpheli kadın ölümü
13:46 Antalya’da 5.2 büyüklüğünde deprem
13:42 Belediyeden On Gözlü Köprü açıklaması
13:18 Kurtulmuş'tan süreç açıklaması: Bu bir devlet projesidir
13:11 EMEP 'halktan yana bir bütçe' için 15 acil düzenleme önerdi
13:10 'Çözüm süreci'ni bitiren olayda polisin parmak izi dosyaya eklendi
11:51 Kağanarslan: Abdullah Öcalan'ın sosyalizm tartışmasındaki fikirleri ufuk açıcı
11:17 İzBB işçileri 'emekleri' için çıplak ayaklarla yürüdü
11:12 Prof. Norman Paech: Ulus-devlet geleceğin modeli değildir
11:05 Elkê'de heyelan: Karayolları kiralık iş makinesi arıyor!
11:02 Abdullah Öcalan’ın ışığı 11 bin kilometrelik yolları arşınlattı
10:55 Veysi Aktaş'tan eleştirilere yanıt: Türkiye solunun kendini yenilemesine ihtiyaç var
09:57 JINNEWS’in Kasım ayı şiddet çetelesi: 23 kadın ve 3 çocuk katledildi
09:23 ‘Uyuşturucu ve fuhuşa karşı birlikte çözüm bulabiliriz’
09:18 Sri Lanka’da afet: 627 ölü
09:15 Hasta tutsak raporu: Çelişki, eksik tanı, yer verilmeyen hastalıklar
09:14 Akademisyen Orhan: Pozitif barış inşası için entegrasyon yasaları yapılmalı
09:12 Mele Dunayserî: Müzakerede koşullar eşit olmalı
09:10 ‘MESEM’ler eğitim değil sömürü yerleri’
09:02 'Kapitalizm büyüme hırsıyla su kaynaklarını yok ediyor'
09:00 'DAİŞ emiri' Hemo'nun hikayesi
09:00 08 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:01 Çok sayıda kent için sağanak ve kuvvetli rüzgar uyarısı
07/12/2025
23:48 Muğla'da 11 mahalle karantinaya alındı
22:55 Wan'da 4.6 büyüklüğünde deprem
21:32 DEM Parti'den Kumluca’da şölen
20:53 Amed Film Festivali, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne adandı
20:02 Wan’da şüpheli ölüm
19:58 Colemêrg’te heyelan
19:40 Uluslararası Savaş Karşıtı Film Festivali ödülleri sahiplerine verildi
19:24 Eskişehir’de Kürtçe'ye engel
19:08 Mazlum Ebdî: Şara’dan gerçek bir değişim görmemiz gerekiyor
18:17 PYD: Yeni Suriye’nin kurulması ademi merkeziyetçilikle mümkün
17:54 Konferans sona erdi: Öcalan’ın sözlerinin gücünü ülkemize götürmek için geldik
17:42 10 yaşındaki çocuk gömüldüğü topraktan yaralı çıkarıldı
17:40 İsrail'in saldırıları sürüyor: 70 bin 360 kişi katledildi
16:37 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
16:27 Anavarza Kültür ve Sanat Derneği açıldı
16:18 Haydar Ergül: O ışık Öcalan'ın kendisidir
16:07 Marksist John Hollaway: Abdullah Öcalan’ın yaktığı ışık beni buraya getirdi
15:47 İzmir'de asgari ücret ve bütçe tepkisi
15:15 Nobel Ödüllü Shirin Ebadi: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sürecin temel koşuludur
15:12 Macaristan Başbakanı Orban yarın Türkiye'ye geliyor
14:59 Dil kurumlarından çocuklara alfabe öğretme etkinliği
14:26 PKK'liler için kurulan taziye ve verilen mevlide kitlesel ziyaret
14:08 Demirtaş: Süreç parçalanma değil, onurlu birliği sağlayacak bir süreç
Figen Yüksekdağ: Yeni bir dönemin kapıları açıldı
14:00 Barış ve Demokratik Toplum Konferansı'nın ikinci oturumu
13:57 Seferleri azaltan kayyım öğrencileri mağdur etti
13:30 Mêrdîn’de sağanak: Caddeler göle döndü
13:03 Prof. Paech: Kürtlerin ve azınlıkların varlığı kolektif haklarla korunmalı
12:17 Dubbins: 27 Şubat çağrısı Türkiye ve Ortadoğu için muazzam fırsat yarattı
10:30 DEM Parti'nin 'Uluslararası Konferansı' konuşmalarla sürdü
10:08 Hindistan’da gece kulübü yangını: En az 25 ölü
09:57 Jin dergi ‘Komün’ kapağıyla çıktı
09:53 Hintli eski Parlamenter: Öcalan'ın ilkeleri bütün dünyaya barış getirecektir
09:43 Konferansa katılanlar: Tarihi seyreden değil, yapan bir dönemdeyiz
09:24 Psikolog Hatice Göz: Güçlü bir çocuk hakları hareketi oluşturulmalı
09:21 Çok sayıda bölgede sağanak bekleniyor
09:19 Emekliler: 2026 yılını emeklilere düşman yılı kabul ediyoruz
09:12 Cezaevindeki yemek borcu gerekçesiyle kızının bursuna el konuldu
09:12 Wan kayyımı ‘Sit alanı’ olan yapıyı bakanlığa devretti
09:10 Licê’deki fuhuş ağına karşı komisyon kurulacak
09:08 Dêrsim’de fuhuşa tepki: Yapılanlar bilinçli bir politikanın devamıdır
09:06 Özgür sinemanın adresi
09:02 Anneler: Önderliğimiz özgür olmadan barış olmaz
09:00 07 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
06/12/2025
23:49 Yemeklerinde ölü fare çıktığını söyleyen öğrencilerden protesto
23:23 Paramiliter grupların işkence ettiği Efrînli M.S. yaşamını yitirdi
23:13 Uluslararası konferansta yarın da önemli başlıklar tartışılacak
23:07 Metin ve Kemal Kahraman’ın konserine yoğun ilgi
22:54 Muhittin Böcek hastaneye kaldırıldı
22:51 Hatun Esen: Doğayı katledenler değil mücadele kazanacak
22:11 BMGK'den Lübnan'a destek açıklaması
22:01 Ankara'da 'Ev' filmi gösterimi ve söyleşisi
21:14 'Hakikat ve adalet olmadan barış inşa edilemez'
20:49 Kaldırım çalışmaları esnafı da yurttaşı da mağdur etti
18:41 Halep’te Abdullah Öcalan için özgürlük çağrısı
18:33 Fidan: Öcalan Suriye'de rol oynayabilir
18:08 BM: Suriye’de insan hakları ihlalleri devam ediyor
18:04 Azime Işık: Dönüşüm için ilkin adalet kıstası benimsenmeli
17:56 Êlih'te panel: Barışı örgütlemek zorundayız
17:48 İsrail, 70 bin 354 Filistinliyi katletti
17:45 Afşin Belediyesi’nin işine son verdiği işçi intihar etti
17:01 Cizîr'de mağarada bir kişiye ait cenaze bulundu
16:32 Aydın Erdem mezarı başında anıldı
16:31 İrlandalı milletvekili Kearney: Sivil toplum sürece dahil edilmeli
Katalonya eski Başbakanı Garcia: En önemlisi halkınızla yaptığınız sözleşmedir
16:20 Bahçeli: Barış kuşunun ikinci kanadı takılacak ve herkes uçuşunu görecektir
16:18 Wan’da Şiyar Be Platformu kitlesel yürüyüşle deklere edildi
16:01 Gazeteci Aykol’un tedavisi sürüyor
15:54 Suriye’de Alevilere dönük saldırılar Amed’de protesto edildi
15:52 Prof Köker: Nihai hedef barış ve demokratik toplumun inşasıdır
15:19 Neçirvan Barzani: Barışın inşa edilmesi tüm bölgeyi etkiler
15:18 Amed Sağlık Platformu çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı
15:04 Üç kentte hasta tutsaklar için çağrı