Yeşil Sol Parti adayı Kerem Fırtına: Tam da görev alma zamanı

İSTANBUL - Ülkenin temel sorununun demokrasi olduğunu, bunu da toplumla birlikte değiştireceklerini söyleyen Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili adayı Kerem Fırtına, “Bir yerde baskı ve zulüm artarsa, o ülkenin dengesi bozulmuş anlamına gelir. Tam da görev alma zamanı” dedi. 
 
“Ben HDP’liyim” diyerek siyasete atılan oyuncu Kerem Fırtına, 14 Mayıs seçimlerinde Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) İstanbul 3. Bölge Milletvekili adayı olarak seçmenle buluşmaya başladı. Fırtına, tarihi önem atfedilen seçimlerde demokratik dönüşüm için Yeşil Sol Parti’de mücadelenin zorunlu olduğunu vurguladı. 
 
1981 yılında doğduğu İstanbul Üsküdar’da yaşayan Fırtına, ortaokul ve lise çağlarında amatör tiyatro ile başladığı sanat hayatını, profesyonel oyunculuk ile sürdürüyor. Hak savunucularının Leman Teyzesi, devrimcilerin Leman ablası insan hakları mücadelesinin öncü isimlerinden Leman Fırtına’nın torunu olan Fırtına, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nda (TİHV) büyür. Amcası araştırmacı yazar Doğan Fırtına’ya öykünen Fırtına, çocukluk hayali olan Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni de İstanbul’da okur. Öykündüğü amcasını ziyaret ettiği cezaevinde devlet baskı aygıtıyla çocukluk yıllarında tanışan Fırtına, bu yıllarda siyasi mücadelenin önemini de anlar. 
 
Lise ve üniversite yıllarında siyasi çalışmalarının ilk adımlarını atan Fırtına, üniversite eğitiminin tamamlamasının ardından birçok film ve dizide oynamaya başladı. Bu süreçte de siyasete ilgisini koparmaya Fırtına, o günden bugüne kendisini bir HDP’li olarak tanımlıyor. HDP’nin teklifi üzerine Fırtına, 3 Temmuz 2022’de gerçekleştirilen 5. Büyük Kongre’de kurulan HDP Danışma Kurulu’nda yer aldı. 
 
Fırtına, 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimlerde de Yeşil Sol Parti’nin teklifini kabul ederek, İstanbul 3. Bölge Milletvekili adayı olmayı kabul etti. Danışma Kurulu ve milletvekili adaylığı teklifinin kendisi için onur olduğunu dile getiren Fırtına, bu dönemde mücadelenin de bir zorunluluk olduğunu söyledi. 
 
*Sanatla geçen hayatınız, siyasetle devam ediyor. Siyaset sahnesine çıkmanızdaki etkenler neler oldu? Neden siyaset?
 
Ben hayatı, hayatın bütününü, aldığımız tüm kararları siyasi bulan bir insanım. Davranışımızı da siyasi bulan bir insanım. Hayatın kendisini de siyaset olarak değerlendiren bir insanım. Siyasete atılmak gibi bir aşama yok hayatımda. Ben böyle yaşıyorum. Sadece aktif, daha kurumsal bir görev almış oldum. Yoksa siyasete atılma kararı gibi bir durum yok. Her şeyde siyaset ve bir politika güderim hayatımda. Ekstra bir karar değil, ben böyle yaşayan biriyim. 
 
Hak savunucularının Leman Teyzesi, devrimcilerin Leman ablası babaanneniz. Leman Fırtına’nın yaşamınıza etkileri oldu mu? 
 
Tam da görev alma zamanı. Gururla ve seve seve kabul ettim. Bir yerde baskı ve zulüm artarsa, o ülkenin dengesi bozulmuş anlamına gelir.
 
Her şeyden önce öyle bir babaanneye sahip olduğum için kendimi şanslı sayıyorum. Çok şanslı sayıyorum, ne kadar öykündüğümü bilemem. Ama hep hayran oldum, vaktimi hep onunla geçirdiğim bir insandı. İzlediğim bir insandı, çünkü zaten evimizin içinde büyük büyük hareketler, büyük büyük toplanmalar olurdu. Ben de baya küçük biriydim, hep böyle izlerdim gelen insanları, gelen insanlar büyük, toplantılar büyük, meseleler büyük, ben küçük… Genelde izlemede kalır, sonrada yatağımda yatarken olan biteni kafamda düşünür müydüm, hayal mi kurardım bilmiyorum ama bununla yaşardım. Babaannemle aktif olarak İHD toplantılarına giderdim. İHD’nin başka faaliyetleri de vardı, uçurtma gibi, piknikler gibi, çocuklar içinde ailelerin buluştuğu her sene düzenli yapılan keyifli aktiviteleri vardı, oralarda hep beraberdik zaten, sonrada böyle devam ediyoruz. Bakalım. 
 
HDP Danışma Kurulu’nda yer aldınız, bugün Yeşil Sol Parti’de milletvekili adayısınız. Neden Yeşil Sol Parti?
 
Benim düşünceme göre mücadele etme zamanı. Tam da görev alma zamanı. Dolayısıyla gururla ve seve seve kabul ettim. Toplum için, toplumuna bağlı bağlı, insanına bağlı insanlarız. Bir yerde baskı ve zulüm artarsa, o ülkenin dengesi bozulmuş anlamına gelir. Bir uçak gibi düşünürsek, bizim uçağımız sağa yatmış vaziyette. Böyle uçamayız. Düşer o uçak. Dolayısıyla bunu dengeye getirmek lazım, sola ağırlık verip, uçağın balansını düzeltmek gerekiyor. Tam da o yüzden tabi ki seve seve görev aldım. Bence mecburiyet. 
 
Adaylık konusunda nasıl tepkiler aldınız? 
 
Genelde destek aldım. Güzel tepkiler aldım, elbette olumsuz düşüncelerini iletenler de var. Ama siyasete de bu yüzden giriyorum, meramımı anlatmak, derdimi anlatmak, sandığın gibi değil demek için. Bir konuşalım demek için. Neye itiraz edip neye tepki gösterdiğini söyle, ben de cevaplayabileyim, sonra sen bir daha söyle, sonra ben bir daha söyleyeyim. Ama köprüyü atmayalım demek için siyasete giriyorum. Dolayısıyla tepkileri anlıyorum. Olumlu tepkilerin de olumsuz tepkilerin de başımın üstünde yeri var. Olumsuz tepkilerin ezbere devam etmesini istemiyorum. Buna gönlüm razı değil, bunu halletmek istiyorum, derdimi anlatmak istiyorum. 
 
 “Birlikte değiştireceğiz” sloganıyla seçimlere gidiyorsunuz… 
 
Yüzde 100. Başka türlü olmaz, birlikte değiştireceğiz. Biz bir şey değiştirmeye talip değiliz, beraber değiştireceğimizi söyleyen, hatta ancak beraber değiştirirsek değişir diyenleriz. 
 
Ülkede öncelikli değiştirilmesi gereken ana sorunları sıralasanız ne olurdu? 
 
Kürtlerin çıkardığı bir huzursuzluktan yada kavgacılıktan yana bir sorun yok ortada. Biz merkezi yönetimin mutlak şekilde güçlendirilmesinin sonucunda işte işler buraya geliyor.
 
Temel olarak ülkemizin demokrasi sorunu var. Zaten saydınız, sıralasak uzun bir liste olacak bu sorunların temel sebebi, demokrasi sorunumuz. Buna ihtiyacımız var, çok ciddi bir tekçi zihniyet hüküm sürüyor ülkede. Birinci sıra elbette demokrasi sorunu, bugün Kürt sorunu diye tarif ettiğimizin şeyin kaynağı demokrasi sorunu. Kürtlerin çıkardığı bir huzursuzluktan yada kavgacılıktan yana bir sorun yok ortada. Biz merkezi yönetimin mutlak şekilde güçlendirilmesinin sonucunda işte işler buraya geliyor. Bu haklarımızı halka doğru, insanlara doğru, topluma doğru genişlemesi, bize ait olan haklarımızın yasayla güvence altına alınması gerekiyor. Bu da yetmiyor, çünkü daha önce bu reformlar yapıldı, uygulamada, hayatın içinde bizim yaşayabilmemiz gerekiyor. Sahip olduğumuz haklarımızdan doğan, söz hakkımızı, katılım hakkımızı, bizi, hayatımızı ilgilendiren, günlük yaşantımızı ilgilendiren hiçbir kurala, karara katılamıyoruz. Hiçbirinde söz hakkımız yok. Bu da tabi ki her türlü huzursuzluğu, her türlü zorluğu yaşatır bize. En başta bu sorun çözülürse, insanların sözlerinin merkezden tüm ülkeye akan kararlar değil de insanların istekleri ne, orada yaşayan insanların ihtiyaçları ne, burada insanların talepleri ne? Buna göre şekillendirilir. 
 
 
Amed’te yaşayan insanın yaşam koşullarına Amed halkı, İkizdere’de yaşayan İkizdere köylüsünün, -şimdi oraya bir HES yapıyorsunuz- orada yüz yıldır yaşayan insanların köylerindeki evlerinin konumları, yaşam tarzlarını kökünden değiştiriyorsunuz. Oluyor mu öyle, olmuyor! Sonrasında ne oluyor, buna itiraz sonucunda ne oluyor? Devletin baskı aygıtları devreye giriyor. İşte süreç kapatılıyor. Kapanmıyor aslında, huzursuzluğa sebep oluyor. Sonra ayrışmaya, kutuplaşmaya sebep oluyor. Bunların çözüm yolu diyalog, müzakere, demokrasi… Demokrasi dediğimiz, en kaba haliyle açarsak içini, haklarımızın halka doğru, topluma doğru genişlemesidir. Sahip olduğumuz haklar bize çok uzakta duruyor. Göremiyoruz bile, bilmiyoruz bile onları. Yakınlaşması gerekiyor. Bize ait, belirli bir süre için devrediyoruz o hakları ve sonra asla denetleyemiyoruz. 
 
Yerel yönetimlerin önemi budur, bunu gördük, pandemide, depremden sonraki depremzedelerin yaşadığı mağduriyette gördük. Merkezi yönetimin gücü yetmez zaten. Eski bir sistem bu. Burada bir duygu yok, teknik bir durum bu. Eski, tek durum eski. Eski uygulamalar çalışıyor mu? Teknoloji kullanıyoruz hepimiz, bilgisayar, cep telefonunda uygulamalarımız var, onlar güncelleniyor. Güncellenmediğinde artık çalışmıyor. Aynı şey. Siz ekranda oynadığınız bir oyunun son sürümünü kullanırken, insanı, doğayı, canlıyı, bizi yöneten kurallarla ilgili kurallar bütününün en eski sürümünü, yüz yıl önceki sürümünü kullanıyoruz. Nasıl günlük hayatta kullandığımız uygulamalar ihtiyaca cevap vermiyorsa, bu da ihtiyaca cevap vermiyor. Bu basit bir konu aslında. Gerçekten duygularla, oradan oraya çekiştirilecek bir konu değil. 
 
Seçmenle buluşuyorsunuz, sokağa, halkın nabzına dair izlenimiz nedir? Değişim mümkün mü?
 
Böyle gelmiş, böyle gidecek diye yaşamanın benim açımdan manası yok. Mevzu yol. 
 
Umutluyum, bir kere umut yoksa, mücadelenin de anlamı yok. Niçin yaşayacağız o zaman, zaten ölüp gideceğiz. Böyle gelmiş, böyle gidecek diye yaşamanın benim açımdan manası yok. Belki değişmeyebilir, göremeyebilirim ama mevzu bu değil. Mevzu yol öyle değil mi? Bir şeyleri değiştirmeye çalıştığımızda, düzeltmeye çalıştığımızda, bizim hayatımızı rahatlatacak geri dönüşler sonuç diye sandığımız şeyler olacak. Neyi ne kadar göreceğimizi bilemeyiz. Ama yolda giderken o iyileştirmedir amaç. Dolayısıyla o yılgınlığı, umutsuzluk, kara propaganda olarak değerlendiriyorum ben bunu. Umut hep var. 
 
4 yıldır Muaythai eğitimi aldığınızı söylediniz! Var olan Meclis’i özetlediniz bir anlamda. Meclis nasıl olmalı? 
 
Bu çok esprili bir şeydi. Biz müzakere diye bayrak açmış insanlarız. Diyalog, diyalog, diyalog diye bayrak açmış insanlarız. Orada sevgili Candan hanım Meclis’in yumruklarla izlediğimiz sert yönüne dikkat çekerek, “Oraya hazır mısınız?” diye sordu. Bende dediğiniz gibi uzun bir süredir Muaythai eğitimi alıyorum. Çok da seviyorum. Şu sıralar biraz antrenmansızım. Bu tempodan dolayı pek gidemiyorum. Şuan savunmasız sayılabilirim. (Gülerek) Ama çok esprili bir şey. İlla “gerginliğe hazır mısınız?” deyince, bende espri olarak “ona da hazırız” dedim, “4 yıldır Muaythai eğitimi alıyorum” dedim. İnsanları güldürdü baya. Yoksa müzakeredir esas olan, bir espridir o. 
 
Biraz sanatı konuşalım, özellikle Kürt sanatına dönük ciddi baskılar ve engellemeler söz konusu. Bu Kürtlerle de sınırlı kalmıyor. İktidarı eleştiren, yanında saf tutmayan tüm sanatçılar hedef alındı. İktidarın sanat politikalarını, sanatçılara yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz? 
 
Bence zaten bu dediğiniz sorunların sebebi, sanatın özgür olmamasıdır. İktidar, devlet sanata sahipse, sanatın üzerine tente açtıysa, o zaman iktidara göre tabi ki sanat şekillenir, sanatçılar kıstırılır. Bu kaçınılmaz olandır. Dolayısıyla iktidara göre gündelik çözümler üretmek yerine, sanatı özgür bırakmak gerekir. O zaman kim gelirse gelsin, fark etmeyecektir. Devlete bağlı bir sanat yapısında özgür sanat üretmek, sanatın kendi doğasına aykırı. Sanat ne olursa olsun isyan edendir, eleştirendir, hayal kurandır, ütopya ortaya koyandır. Bunun devletin gölgesi altında olması mümkün değildir. Ne konuşursak konuşalım, bir isyan, bölücülük etiketlemesiyle karşı karşıya kaldığımız için… Sanata aykırı bir şey. Bu konuları konuşurken, işin içeriğinde, manasında kalırsak, etiketlerden kurtulabilirsek daha rahat ilerleyebiliriz. 
 
Baskıdan, iktidara bağlılıktan kurtulmayınca, bugün gündelik sorunları halletseniz, iki ay sonra yine bir sorun çıkacaktır yada kadrolar değişince yine bir sorun çıkacaktır.
 
Özgür sanat için bir özerk sanat kurulu olsa, özel kaynaklı olsa, kamu desteği, kampanya desteği, toplum desteği, böyle bir bütçesi olsa, özgür sanatçıların projeleri oralardan geçse, desteklense, o zaman zaten hiçbir dönemin iktidarına göre sanatçının şekillenme, şekillenmeyen sanatçının sıkıntı yaşama, kaynaksızlıktan dolayı proje üretememe gibi sorunları zaten ortadan kalkacaktır. İş yine demokrasiye dönüp geliyor. Baskıdan, iktidara bağlılıktan kurtulmayınca, bugün gündelik sorunları halletseniz, iki ay sonra yine bir sorun çıkacaktır yada kadrolar değişince yine bir sorun çıkacaktır. Sanatçı her kadroya göre nasıl şekillenebilir. Öyle sanat mı olur, öyle ürün mü çıkar? Mümkün değil. O yüzden zaten her iktidara göre o diziler, -ben diziden örnek vereyim, sanat sadece bir oyunculuk yada sinema gibi sığ bir çerçeveden değerlendirdiğim için değil, kendim tanık olduğum için- aynı tür diziler bir anda geliyor. Çünkü mecbur kalıyor insanlar. Bu bir endüstri. Siz bu endüstrileşmiş devlete bağlı, iktidara bağlı, nasıl özgür sanattan bahsedebiliriz. Bahsedemeyiz. 
 
Toplum gibi sanatta, sanatçılar da kutuplaştırıldı. Bu saatten sonra özgür sanat mümkün mü?
 
Ben her şeyin mümkün olduğuna inanan biriyim, mümkün tabi, her şey mümkün. Bizle ilgili. Bizim sloganımız öyle slogan olsun diye yazılmadı. Bence çok yerinde. Birlikte değiştireceğiz önemli bir şey. Birlikte değiştireceğiz. Bu iktidar insanlarımıza rağmen bu noktaya gelmedi. Dolayısıyla insanlarımıza rağmen devam edemez. İnsanlar, hep beraber kendimizi değiştireceğiz, hangi işe yaramaz alışkanlıklarımızı getirdiysek, muhafaza ederek bugüne getirdiğimiz davranışlarımızın artık işe yaramadığını tespit ediyorsak, bundan kurtulacağız. Bu muazzam bir şey. İnsan niye yaşar başka? Bunu memleket meselesi olarak da düşünmeye gerek yok. Kendi meselende bu değil midir? Gelişmek değil midir mevzu? Kendine bir şey katmak, pratik hayatta olmayan eşyayı oradan kaldırmıyor muyuz? 
 
Ne söylediğimizin anlaşılması gerekiyor. Peşinen itiraz edilmemesi için, peşinen itirazın eleştirilmesi işe yaramıyor. Peşinen itiraz edilmenin koşullarını kaldırmak gerekiyor.
 
Uymayanın yerine uyan başka bir materyal aramıyor muyuz? Aynısını içinde yaşadığımız sistemde niye yapmayalım! Yapamıyoruz, çünkü etrafını ideolojik aygıtlarla hemen kuşatıyorlar. Seni linç ettiriyorlar, ortaya atıyorlar, ne dediğin duyulmuyor, duyulmasın isteniyor. Zaten dediklerinde haklısın çünkü. Bunu anlatmamız gerekiyor insanlara. O gürültüyü sakinleştirmemiz gerekiyor. Ne söylediğimizin anlaşılması gerekiyor. Peşinen itiraz edilmemesi için, peşinen itirazın eleştirilmesi işe yaramıyor. Peşinen itiraz edilmenin koşullarını kaldırmak gerekiyor. Neden öyle bir ortam varsa, o ortamı düzenleyip konuşulacak alanı, konuşulacak kimliğe getirmemiz gerekiyor kendimizi. O zaman söylediklerimizin arkasında durduğumuz, bunun sağlamalarını yaptığımıza inandığımız için herhangi bir sessizlikte, herhangi bir müzakere ortamında, herhangi bir diyalogda ikna edemeyeceğimiz bir durum olamaz. 
 
Çünkü söylediğimiz şey, arkadaş sen şu mahallede yaşadığın sorunu bundan sorumlu olan insana çok kısa sürede iletebilme özgürlüğünü istemez misin? Sonra da bunu ne oldu, sen bu mahalle idare komisyonundasın, sana geçen gün bu apartmanda bir dilekçe verdik, ne oldu bu iş. Seneye oy istemeye geleceksin bu siteye, görüşürüz o zaman demek istemez misin? Bunu anlatırız. Bunda istenmeyecek bir şey yok. Bunu her insan ister, demek ki anlatamadık. Anlatacağız, bundan vazgeçmek yok, haklıyız. İnsana dair bir şey bu. 
 
Hedefiniz büyük, 100 vekil dediniz. Doğup büyüdüğünüz İstanbul için hedefiniz nedir? 
 
Aday olmasaydım da yine bir HDP, Yeşil Sol Parti seçmeni olsaydım, bir tahminde bulunurdum. Tabi ki partimin çok vekil çıkarması, zaten bu konuştuğumuz meselelerin daha güçlü seslendirilmesi ve arkasında sağlam durulmasını sağlayacaktır. O yüzden çok önemli. Ama yol mühim. Bu seçim döneminde neyi ne kadar anlatabildiğimiz mühim. Bu yüzden benim için o bir sonraki aşama. Kaç vekil çıkardık, nasıl ilerleyebiliriz, etkinliğimiz ne durumda. Bu benim için sonraki aşama, şuan tek konsantrasyonum bu haklı meramımızı nasıl geçirebiliriz insanlara. 
 
MA / Özgür Paksoy
 

Diğer başlıklar

16:22 MHP'li Yıldız: İnfaz düzenlemesi KHK mağdurlarını da kapsamalı
16:19 Kadınların barış sürecine aktif katılımı için Meclis Araştırması talebi
16:10 Colemêrg’de 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı açıklaması
15:22 Fatma Oğur’u katleden failin yeniden yargılandığı dava görüldü
15:18 ‘Tecrit kaldırılsın, hasta tutsaklar serbest bırakılsın’
14:41 Savunma Bakanlığı’ndan açıklama: Saldırılar sürecek
14:34 Mülteci hakları savunucusu Taha Elgazi'nin sınır dışı edilmesine tepki
14:19 Sibel Ayğan'ı katleden erkeğe ağırlaştırılmış müebbet
14:13 Ege Üniversite Hastanesi çalışanları iş bıraktı
14:04 Amed Kent Konseyi Çocuk Meclisi ilan edildi
14:00 Erdoğan’da anayasa açıklaması: Tekrar seçilme gibi bir derdim yok
13:11 DYO işçileri greve çıktı
13:07 Temel Conta işçileri: Saldırılar kararlılığımızı artırıyor
12:55 Gazeteci Öznur Değer tahliye edildi
12:11 ÇED sürecini beklemeden otel inşaatını bitirdiler
12:02 MB enflasyon tahminlerinde değişikliğe gitmedi
11:59 Silahlı saldırıya uğrayan Yiğiter'in tedavisi sürüyor
11:52 Gazeteciye cinsiyetçi hakaretlerde bulunan polise takipsizlik
11:32 AKP'li Alagöz'ün madeni suyu zehirliyor, yetkililer izliyor
11:31 Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun’un ailelerinden teşekkür mesajı
10:32 Bakırhan: Ya Kürt-Türk ilişkilerini yeniden kuracağız ya da tükenip gideceğiz
10:03 İstanbul’da gözaltına alınanlar adliyeye sevk edildi
09:49 Yazar Gretchen Dutschke-Klotz’dan Öcalan’a destek açıklaması
09:17 Mahkeme valiliğin Şêx Seîd yasağı kararını iptal etti
09:09 Amed'de sürecin nabzı: Öcalan'ı Meclis'e çağırıp özgürlüğünü sağlamıyorlar!
09:08 'Cezaevlerinde infaz değil, öldürme politikası uygulanıyor'
09:07 Asker kurşunuyla katledildi: Jandarmadan 'evi kaçak mı değil mi' talebi
09:06 Besta yok ediliyor
09:02 'Haksız tahrik' indirimi failleri cesaretlendiriyor
09:01 Cemile Çağırga'nın annesi: 2 çocuğum katledilmesine rağmen barış diyorum
09:00 22 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
07:54 Ege Denizi’nde 6.0 büyüklüğünde deprem
21/05/2025
23:55 Tayyip Temel: Sürecin inisiyatifi Sayın Öcalan’da
23:45 İsrail saldırılarında 63 Filistinli katledildi
23:26 Rusya: Ukrayna'da ilk önce ateşkesin sağlanması yaklaşımına karşıyız
22:48 Hacettepe Üniversitesi öğrencilerine ırkçı saldırı
21:36 ‘Kent Uzlaşısı’ davasındaki karara tepki: Kazanan biz olacağız
21:14 İBB soruşturmasında bir şirkete daha kayyım atandı
20:57 ‘Kent Uzlaşısı’ davasından tahliye çıkmadı
20:46 Kadın Zamanı Derneği: Şiddetsiz yaşam için mücadele edeceğiz
20:31 Kürt Dil Bayramı etkinlikleri devam ediyor
20:11 RTÜK'ün yeni üyeleri seçildi
19:41 Gazze'de devre dışı kalan hastane sayısı 20'ye yükseldi
19:17 Şirnex’te doğa talanına karşı yürüyüş
19:10 Tutsak öğrenciler için eylem
19:04 KHK eylemi 332'nci haftasında
19:02 Wan’da 38 örgütten çağrı: Hasta tutsaklar serbest bırakılsın
18:31 Kürt Dil Bayramı kapsamında dengbêj dinletisi
18:25 Seyithan Durdu’yu öldürmekten yargılanan asker: Kürtçe konuşsa bile bir vatandaşın ölümüne üzüldüm!
18:20 ‘Askerler Kürtçe dil derneğine gelip hukuka aykırı yorumlar yaptılar’
18:12 Neşet Güven 31 yılın ardından tahliye edildi
17:45 Fırtına Vadisi davası görüldü
17:42 Avukat Ruken Gülağacı’na ev hapsi
17:18 Hasta tutsak Koyuncu'nun tahliyesi 9 ay ertelendi
16:42 Eş genel başkanlardan Tekik’in ailesine ziyaret
16:36 DEM Partili Livan Orman serbest bırakıldı
16:28 DEM Parti'den grevdeki işçilere dayanışma ziyareti
15:16 Yüksel Koç tutuklandı
14:49 AB ülkeleri 'savunmayı güçlendirme' konusunda uzlaştı
14:44 HSK seçiminin iptali için AYM’ye başvuru
14:43 Wan'da zırhlı araç motosiklete çarptı: 2 yaralı
14:35 İmamoğlu protestoları raporu: İşkence yasağı ihlal edildi
14:21 Tahliye edilmeyen Saymadi: HDK toplumsal bir örgütlenmedir
14:03 'Etkin pişmanlıktan' ifade veren Yıldız tahliye oldu
13:59 Asker ve polis annelerine çağrı: El ele verelim
13:54 Eş genel başkanlardan Sağlam'ın taziyesine ziyaret
13:12 Çerkes Soykırımı 161. yılında: Yüzleşme çağrısı
12:32 Çankaya Belediyesi’nin köpek katliamı protesto edildi
12:19 Kayyım Tekbıyıkoğlu merkeze çekildi
11:57 Katledilen meslektaşlarını anan gazetecilere soruşturma
11:46 Savcı gazeteciye beraat kararını istinafa taşıdı
10:38 İsimsiz örgütün propagandasından tutuklandılar
10:37 Halide Türkoğlu: Komisyonda kadınlar öncü olmalı
10:36 Meclis’e 'Hakikat ve Adalet Komisyonu kurulsun' önergesi
10:34 Silahlı saldırıya uğrayan Yiğiter: Durumum iyi
10:22 ÖHD'li avukat gözaltına alındı
10:22 Ankara’daki Gezi ek soruşturmasında takipsizlik
10:18 Tahliye edilen Özbay: Sedyeye kelepçeleyip ameliyathaneye aldılar
10:02 Licê'de bulunan kemikler: Hukuka uygun inceleme yapılmadı
09:52 Olgun: PKK'nin kararı stratejik, karşı taraf aynı ciddiyetle adım atmalı
09:43 Belediye başkanının sekreteri ve danışmanı silahlı saldırıda öldü
09:42 'Pişmanlığı' reddeden tutsağın tahliyesine 3’üncü engel
09:38 Çayırhan Madeni özelleştirildi
09:23 KHK'liler süreçten umutlu: İşe iade edilmeliyiz
09:21 Tutsak gazeteci Öznur Değer’in duruşması yarın
09:19 Koruculardan ağaç kesimi için köylülere tehdit
09:08 Prof. Dr. Köker: Öcalan'ın yeni paradigması ulus devletin değişimi üzerine kurulu
09:08 Barış Vakfı Başkanı Tahmaz: Süreci destekleyen değil, öznesi olmalıyız
09:07 DEM Parti 'barış komisyonları' ile ortak mücadeleyi örecek
09:06 Gözaltı ve tutuklama sopası: 2911 sayılı kanun
09:05 Colemêrg'de asker korumasında doğa talanı
09:04 Gençlerin talebi anadilde eğitim
09:02 Sayın: Yeni çıkış sosyalistler açısından sağlam bir başlangıç noktası
09:00 21 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
08:40 Sıcaklık mevsim normallerinin üzerine çıkacak
20/05/2025
23:56 İstanbul’da 4 büyüklüğünde deprem
23:18 Kaytan ve Altun, Silêmanî’de anıldı
22:57 Artuklu’da Dengbêj Gecesi’ne yoğun ilgi
21:49 Irak, genel af kapsamında 3 bin 441 kişiyi serbest bıraktı
21:19 Cenk Yiğiter yoğun bakıma alındı
21:06 PKK’nin kongre kararlarına gönderme yapan İmamoğlu Meclis’i işaret etti
20:55 Sınır dışı edilen Suriyeli aktivist Elgazi için çağrı
20:52 Mağarcık için İstanbul ve Ankara’da eylem
20:43 TAYAD’lı Ailelerden ‘kuyu’ tipi cezaevlerinin kapatılması çağrısı
20:39 İmamoğlu’nun diploma davasında ara karar
20:29 Devrimci önderleri anan 2 genç tutuklandı
20:26 Gözaltında kaybedilenlere ilişkin önerge reddedildi
20:20 Belediyelere ‘vali atanacak' iddiasına Bakanlıktan açıklama
20:16 Avaşîn deresinde akıntıya kapılan Kom, 11 gündür bulunamıyor
20:07 Katledilen kadının çocukları yalan ifade için korkutuldu
19:58 AB, Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırdı
19:33 ABD Dışişleri Bakanı: Suriye’deki hükümet birkaç haftada çökebilir
19:27 Cenk Yiğiter silahlı saldırıya uğradı
19:20 Suruç Aileleri İnisiyatifi: 33’lerin mirasına dayanarak adalet aramayı sürdüreceğiz
18:54 Barış için atılması gereken adımları sıraladı
18:24 DEM Parti’den görüşmeler sonrası açıklama
18:14 Bahar Aksu’yu katledenler hakkında ağırlaştırılmış müebbet talebi
18:09 DEM Parti ve YRP görüşmesi sona erdi
17:57 MİT Başkanı Kalın Suriye’de
17:50 Amed’de kitlesel yürüyüş: Kürt dil mücadelesi yaygınlaştırılacak
17:31 Bitlis Valiliği Kürt yazarların fuara katılımını engelledi!
17:25 Qamişlo’da ‘Kürt Birliği Çalıştayı’
17:07 ‘Elektrik akımı’ davasında sanıkların adli kontrolü kaldırıldı
17:01 TÜSİAD yöneticilerinin yurt dışı yasağı kaldırıldı
16:52 Özgür Özel: HSK seçimleri hukuksuzdur
16:50 Serêkaniyê’de Kadın Dayanışma Merkezi açıldı
16:43 DEM Parti ve YRP görüşmesi başladı
16:32 Cengiz Holding’e Sinop'ta 897 hektarlık maden sahası
16:16 DEM Parti ve CHP görüşmesi sona erdi
15:59 Kürt siyasetçi Yüksel Koç gözaltına alındı
15:34 Gazeteci Oruç’un duruşması ertelendi
15:08 Serap Avcı tahliye edilmedi: 2 tanık ifade değiştirdi
14:39 DEM Parti ve CHP görüşmesi başladı
14:02 ‘Türkiye BM Kayıplar Sözleşmesi’ni imzalasın’ çağrısı
13:57 Amedspor, Servet Çetin’le yollarını ayırdı
13:10 ÖHD'den Kürtçeye dair 5 talep
13:00 Kurtulmuş: Süreci zehirlemeye çalışanlar olacak, tedbirliyiz
12:54 HPG: Türk ordusunun saldırıları sürüyor
12:53 Şemrex’te ‘Kadın Kent Bostanı’nda ilk ekim
12:45 Tülay Hatimoğulları: Ertelenen adımlar için engel kalmadı
12:18 Ağrı Valiliği: Yaralı çocuk ambulansla sevk edildi
11:46 Gazeteci Sapan’a para cezası
11:42 Zozan Çewlîg: Mücadelemizin merkezi Önder Apo'dur
11:24 AYM cezaevinde görüş ve yazışma gözetimini bir kez daha ihlal saydı
11:23 Şiyar Amed: Yeni bir kapı açılıyor
Seyfi Zoğurlu: Şimdi yürütülecek savaş daha zorlu
11:21 Gazeteci Yelda Çiçek’in yeniden yargılandığı dava görüldü
10:07 Sema Yüce'nin annesi: Devlet adım atsın
10:06 Borsa İstanbul'da manipülasyon soruşturması
10:05 Kardeşi anlattı: Kaytan ‘bir lokma bir hırka’ felsefesinin vücut bulmuş haliydi
09:55 İstinaf: DTK toplantısında konuşmak örgüt üyeliği kabul edilemez