ANKARA – Tutuklanan meslektaşları için Ankara’da yapılması planlanan basın açıklamasına katılmak isteyen gazeteciler Sibel Yükler, Yıldız Tar ve Deniz Nazlım’ı darp eden polisler hakkında yapılan suç duyurusuna takipsizlik kararı verildi.
Amed’te 16 Haziran 2022’de tutuklanan meslektaşları için 5 Temmuz 2022’de Ankara’da basın açıklaması yapmak isterken darp edilerek gözaltına alınan ajansımız Ankara Haber Şefi Deniz Nazlım ile gazeteciler Yıldız Tar ve Sibel Yükler; ilgili kolluk görevlileri hakkında “işkence”, “hakaret”, “suçu bildirmeme”, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” ve “zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle yaralama” suçlarından suç duyurusunda bulunmuştu. Soruşturmayı yürüten savcı Vahit Özcan, 25 Nisan’da kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
YARALANMALAR CİDDİ DEĞİLMİŞ!
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği'nde (MLSA) yer alan habere göre, polislerin 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca zor kullanma yetkileri olduğunu hatırlatan savcı, gazetecilerin “polise direnç” göstererek “saldırgan tavırlar” sergilediğini iddia etti ve polislerin kanunla verilen yetkilerini kullandıklarını öne sürdü.
TİHV RAPORUNU DİKKATE ALMADI
Savcı Özcan, gözaltına alınan gazetecilerin götürüldükleri Ankara Gazi Mustafa Kemal Mesleki ve Çevresel Hastalıklar Hastanesi’nde hazırlanan ve “Müştekilerdeki yaralanmaların basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ve basit tıbbi müdahale gerekmeyecek ölçüde olduğu” tespitini içeren raporu dikkate aldı ve “kolluk görevlilerinin zor kullanma yetkisinin sınırını aşarak kasten yaralama ve işkence suçlarını işlediklerine” dair yeterli delil olmadığına kanaat getirdi. Gazetecilerin söz konusu raporun fiziki muayene yapılmadan düzenlendiği yönündeki beyanlarına itibar etmeyen savcı, gazeteciler Yıldız Tar ve Sibel Yükler’in 6 Temmuz 2022 tarihinde Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan (TİHV) aldıkları ve gazetecilere uygulanan şiddetin “işkence ve diğer zalimane, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele kapsamında değerlendirilmesi gerektiği”nin kayıt altına alındığı raporu ise dikkate almadı.
BİLİRKİŞİ POLİS DARBINI GÖRMEDİ
Gazetecilerin avukatlarının dosyaya sunduğu görüntüleri bilirkişiye gönderen savcı, bilirkişinin 6 Nisan’da raporunu tamamladığını belirtti. Bilirkişinin “olumsuz görüntüye rastlanılmadığı”nı bildirdiği rapor ise kararda şöyle özetlendi: “… bu video kayıtlarının (muhtemel) bir cep telefonu ile kayıt altına alındığı, farklı farklı açıları çekim yaptığı, çekim yaptığı yere odaklandığında orada kalabalık sivil kıyafetli kişilerin olduğu ve bir arbedenin çıktığı ancak kameranın farklı farklı açıları çekmesi ve sürekli hareket halindeolması nedeniyle arbede anında kimin kime karşı eylemde bulunduğunun net anlaşılamadığı, video kaydının sonuna doğru kamera görüş açısına yerde yatan bir kişinin yansıdığı görülmüş bu arada orada bulunan fazla sayıda konuşan kişinin olması nedeniyle konuşmaların çözümünün yapılamadığı, diğer video kaydında ise yine kameranın farklı farklı açıları çektiği anda sivil kıyafetli bir erkeğin karşısındaki erkeği iteklediği ve daha sonra karşılıklı konuştukları…”
TAKİPSİZLİK KARARI
Darp edilen gazeteciler hakkında “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” şüphesiyle soruşturma yürütüldüğünü belirten savcı Özcan, “Olayımızda, başka bir grubun Doğu Türkistan’ın Urumçi Kentinde meydana gelen olayların yıl dönümü nedeniyle etkinlik düzenlemesi nedeniyle kolluk görevlileri tarafından şüphelilerin olay yerinden uzaklaştırılmak istendiği, polise karşı direnen müştekilerin etkisiz hale getirilmesi amacıyla en basit haliyle polisin zor kullanma yetkisini kullandığı, kolluk görevlilerinin zor kullanma yetkisinin sınırını aşarak kasten yaralama ve işkence suçlarını işlediklerine, yine görevlerini kötüye kullandıklarına dair kamu davası açmak için yeterli şüphe oluşturacak delil bulunmadığı anlaşılmakla” diyerek takipsizlik kararı verdi.
Gazetecilerin avukatları, savcılığın kararına itiraz edecek.