Sondergaard: AB üyeliğinin ilk adımı Kürt sorununun çözülmesidir

img
İSTANBUL - Danimarka Avrupa İşleri Sözcüsü Soren Sondergaard, Türkiye'nin AB üyeliğine dair tartışmasının ilk adımının Kürt sorununun çözümü olduğunu belirterek, “Türkiye'nin yeniden katılımı hiçbir yerde yeniden müzakere edilmiyor” dedi. 
 
Litvanya'nın başkenti Vilnius’ta 11-12 Temmuz tarihlerinde NATO Zirvesi gerçekleştirdi. Başta İsveç’in NATO üyeliğinin masaya yatırıldığı zirvede, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye'nin AB üyeliğinin önünü açın, İsveç'in önünü açalım” şeklindeki çıkışı, Türkiye-AB tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Erdoğan’ın bu açıklamasının ardından NATO ve ABD’den Türkiye’nin AB üyeliği için destek açıklamaları geldi. Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki Erdoğan’ın açıklamaları sürüyor. 
 
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Danimarka Delegasyonu üyesi ve Danimarka Sosyalist Kızıl-Yeşil İttifakı Milletvekili Soren Sondergaard, Türkiye’nin AB üyeliğinin Kürt sorununun çözümünden geçtiğini vurguladı. Sondergaard, mevcut koşullarda Türkiye’nin AB üyeliğinin çok zor olduğunu belirterek, Türkiye’nin AB üyeliğinin koşullarının örgütlenme, ifade özgürlüğü, siyasi partilerin liderlerinin tutuklanmadan faaliyet gösterme hakkı gibi demokratik kuralları kabul etmesi olduğunun altını çizdi. 
 
 Erdoğan’ın İsveç’in NATO üyeliğini, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği üzerinden pazarlık haline getirmesi ne anlama geliyor?
 
NATO'nun genişlemesiyle ilgili tartışmada da gördüğümüz gibi, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği için ABD ve NATO'dan taleplerde bulunarak, pek çok taktik hamleyle pazarlık yapmaya çalıştı. Buradaki herkes, Erdoğan'ın İsveç'i kabul etmesi karşılığında bir şeyleri istediğini ve bu konuda bir pazarlık yaptığını gördü. Aslında Erdoğan’ın elde ettiği tek şey, NATO'nun bazı liderlerinin Türkiye'nin AB üyeliği hakkında ortaya attığı bu tartışmayı desteklediklerini söylemeleriydi. Eğer Türkiye AB’ye katılamazsa, Erdoğan, ‘İsveç'in NATO'ya girmesine karşı değilim; NATO bizim AB'ye girmemize karşıdır’ deyip, kendini daha iyi bir konuma getirmenin yolunu arıyor. Fakat bu çok da ciddi bir hamle değil. Çünkü Erdoğan, diğer tüm alanlarda Avrupa değerlerinden tamamen uzaklaştı.
 
 Ülkelerin NATO üyeliğiyle sınırlı mı, AB’ye yakınlaşma mı? 
 
Türkiye’nin, AB üyeliğinin NATO'dan geçtiğine dair çıkışı kesinlikle çok yanlış. AB üyesi olmayan NATO üyeleri var. Örneğin Norveç, AB üyesi değil ama NATO üyesidir. Daha önce de NATO üyesi olan ülkeler vardı ancak hiçbiri AB üyesi değildi. Bu nedenle NATO üyeliği ile AB üyeliği arasında doğrudan bir bağlantı olmadığı çok açık. Bu formülasyon, İsveç'in NATO'ya katılımını Türk hükümetine kabul ettirmek için yapılmıştır. Bu aynı zamanda Erdoğan'ın AB'ye yakınlaşması olarak gösterildi ancak resmi olarak gerçekte herhangi bir bağlantı yok. Kısacası NATO üyeleri aynı zamanda AB üyesi olabilir ama Türkiye'nin AB'ye girebilmesinin NATO'yla bir ilgisi yok ve bağımsızdır.
 
 AB üyeliğinin tekrar gündeme getirilmesi ile Erdoğan’ın yeni dönem siyasetine dair hangi ipuçlarını veriyor? 
 
 
 Nasıl aynı anda hem ‘AB’ye girmek istiyorum’ deyip hem de İstanbul Sözleşmesi'nden çekilebiliyor? Buradaki herkes bu çelişkiyi görebiliyor.
 
Birçok insan, Erdoğan'ın hamlesini AB’ye yaklaşmak gibi bir istek olarak değil, taktiksel bir hamle olarak görüyor. ‘Avrupa Birliği ile ilgileniyorum ama Avrupa Birliği bizimle ilgilenmiyor’ diyerek suçu AB’ye atacak bir oyun oynuyor ama gerçek tam tersi bir durumdur. Örneğin AB’nin çok önem verdiği ve AB’nin bir parçası olan önemli sözleşmelerden biri de İstanbul Sözleşmesi'dir. Türkiye, kadınların haklarını savunan, erkeklerin eşlerine kötü muamelede bulunamayacağını, herhangi bir sebepten kaynaklı kadınların öldürülemeyeceğini, erkek egemenliğini reddeden ve kadına yönelik aile içi ve dışı şiddeti önleyen İstanbul Sözleşmesi'nden çekildi ve bu kararı veren de Cumhurbaşkanı Erdoğan’dı. Bu açıdan baktığımızda Türkiye’nin Avrupa standardı açısından AB’ye doğru ilerlemek istediğini anlamak çok zor. Eğer gerçekten AB üyesi olmak istiyorsa o halde neden AB’nin temel sözleşmelerden birisine karşı çıkıyor? Nasıl aynı anda hem AB’ye girmek istiyorum deyip, hem de İstanbul Sözleşmesi'nden çekilebiliyor? Buradaki herkes bu çelişkiyi görebiliyor.
 
 Türkiye’nin AB üyeliğinin önündeki engeller nedir? 
 
Türkiye'deki temel hak ve özgürlüklere yönelik baskılar göz önünde alındığında, Türkiye'nin AB’ye girmesi mümkün değil. Türkiye'nin bağımsız bir yargı sistemi yok. İnsan haklarına yönelik çok sayıda saldırı var. Siyasi muhalifler başta olmak üzere birçok insan cezaevinde. Dolayısıyla AB’nin normal standardından bakıldığında, bugünkü Türkiye'nin AB’ye üye olması mümkün değil ve hatta imkansız diyebilirim. Bazı değişimlerin ve dönüşümlerin olması gerekiyor. 
 
 Türkiye’nin AB’ye üye olması için ne gibi adımlar atılması gerekiyor? Bahsettiğiniz bu değişim ve dönüşümler hangi başlıklarda olmalı? 
 
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesini bir engel olarak söyledim ama üyeliğini tartışabilmemiz için aynı zamanda demokratik haklar alanında da Türkiye'nin ilerleme kaydetmesi gerekiyor. Türkiye’nin AB üyesi olmasının getirdiği yükümlülüklerin hiçbirini yerine getirememe gibi bir durumu var. Türkiye, Türkiye halklarına daha demokratik haklar verirse, bu üyeliğin olacağı ve müzakerelerin başlanacağı çok açıktır. Türkiye siyasi muhalifleri cezaevine koymayı bırakması gibi temel haklarda adım atarsa, o zaman tabii ki ben dahil Türkiye'nin AB’ye girmesi için çabalayacak çok insan olacak. Yani dolayısıyla Türkiye isterse AB’nin bir parçası olabilir ama önce AB'nin standartlarına uyması ve demokratikleşmesi gerekiyor.
 
 Türkiye’nin temel sorunlarının başında Kürt sorunu geliyor. Sizde muhalif herkesin “terörist” ilan edildiğini ve bunun AB kriterleri ile uyuşmadığını söylediniz. Bu konuda en mağdur olan kesim Kürtler. Türkiye’nin AB üyeliği ve Kürt sorunu arasında bir bağ olduğunu düşünüyor musunuz?
 
 
 Kürt ve diğer azınlıkların sorunlarını çözmek, Türkiye'deki herkes için daha adil bir toplum yaratmak ve Avrupa Birliği'ne üye olması için de çok daha kolay olur.
 
Kürt sorunu, sadece Kürt sorunundan çok daha fazlasıdır. Çünkü bu Türkiye'deki azınlıkların haklarıyla ilgili bir sorundur. Türkiye'de Kürtler ve birçok azınlık var. Türkiye, AB’ye katılımı konusunda ilerleme göstermesi için azınlıklarla ve Kürtlerle olan sorunlarını çözmesi gerekiyor. Türk hükümetinin Kürt sorununa baskı, tutuklamalar ve yasaklarla tepki vermesi kesinlikle çok yanlış bir yoldur. 2014-2015 yılları arasında Türkiye'deydim. ‘Dolmabahçe Mutabakatı’ için insanların umutlarını gördüm ve Türkiye'de pek çok insanın bu ümidi taşıdığını hissettim. Sonuçta Türkiye'deki bütün insanların barışı hak ettiği bir mutabakattı. Türk hükümeti temsilcileri ile Abdullah Öcalan arasında yapılan bu mutabakat, barış için büyük bir umuttu, Türkiye için gerçek bir barışa ve ilerlemeye yol açabilirdi. Unutulmamalıdır ki Türkiye, ülkede yurttaşlardan aldığı çok yüksek vergileri askeri alanda kullanıyor ve bunun sonucunda insanlar gerçekten günlük ekmek ve domates almanın ne kadar zor olduğunu ve ne kadar pahalı olduklarını dile getiriyor. 
 
Savaşı durdurmak ve Kürtlerle barış yapmak, aynı zamanda herkesin yaşam standardını yükseltmenin bir yoludur. Kürt ve diğer azınlıkların sorunlarını çözmek, Türkiye'deki herkes için daha adil bir toplum yaratmak ve Avrupa Birliği'ne üye olması için de çok daha kolay olur. AB’ye entegrasyon yolunda atılacak ilk adım, Kürtler ve diğer azınlıklarla barışçıl bir çözümün sağlanması ile gerçekleşir.
 
 Türkiye’nin AB üyeliğinin ilk adımı için Kürt sorununa işaret ettiniz. PKK Lideri Abdullah Öcalan ile diyalogun sonuçlarına değindiniz. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinden bir tecrit söz konusu ve 29 aydır kendisinden haber alınamıyor. Bunun Türkiye’nin demokrasisine ve bugün gündemde olan AB üyeliğine etkilerine dair neler söylersiniz? 
 
Açıkçası Abdullah Öcalan meselesi, AB’nin yeterli düzeyde meşgul olduğu bir mesele değil. Çoğu insan Abdullah Öcalan'a yapılan muamelenin adil olmadığını düşünüyor ancak dış dünyayla gerçek anlamda izole ederek bir insanı yıllarca tecrit altında tutulması, AB veya AB’deki hükümetler için çok önemli bir sorun olduğu anlamına gelmiyor. Fakat AB, Abdullah Öcalan'ın tecrit durumunu, Türkiye'nin Kürt halkına nasıl davrandığının bir sonucu olarak görüyor. Bu biraz PKK'nin AB'nin ‘terör’ listesinde yer almasıyla bağlantılı ve bu nedenle farklı bir şekilde görülüyor. Daha önce Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT), Abdullah Öcalan'ı birkaç kez ziyaret etti ve orada şartların daha iyi olması gerektiğini ifade ettiler ama maalesef bir değişiklik olmadı. 
 
AİHM'in, Abdullah Öcalan’a verilen ağırlaştırılmış müebbet cezası ile ilgili 2014'te verdiği bir ihlal kararı bulunuyor. Ancak karara rağmen herhangi bir adım atılmıyor. Karara uyulmaması ve AB'nin bu duruma dair tutumunu nasıl değerlendirirsiniz? 
 
 AB, Abdullah Öcalan'ın tecrit durumunu Türkiye'nin Kürt halkına nasıl davrandığının bir sonucu olarak görüyor. CPT şartların daha iyi olması gerektiğini ifade etti ama maalesef bir değişiklik olmadı. 
 
Türkiye'nin AİHM’in kararlarına uyması gerekiyor. AİHM kararlarının uygulanıp uygulanmayacağı konusunda AB’nin Türkiye’ye yönelik tutumu belirleyici bir konuma sahip. Çoğu hükümet ve politikacı, Avrupa Konseyi'nin kurallarına uymayan ülkelerin uyarılmasını ve Türkiye'nin, AİHM’in tavsiyelerine ve kararlarına uyması gerektiğini istiyor. Türkiye bunu yapmayı reddettiği sürece işleri çok zor olacak. AB ülkelerinin, Türkiye'den Abdullah Öcalan'a insanca davranmasında ısrar etmesinin nedeni, Abdullah Öcalan'a sempati duymaları değil (ki bu tartışılır bir konu), bir insanın hangi gerekçeyle tutuklanırsa tutuklansın, doğru düzgün muameleye tabi tutulması gerektiğidir. Çünkü bir insanın ailesi, arkadaşları veya dış dünyayla olan ilişkilerini keserek, tamamen izole etmek doğru bir durum değildir.
 
 Türkiye-AB ilişkisi “mülteci pazarlığına” indirgenmiş durumda. Türkiye’nin demokrasisindeki gerilemede AB’nin bu pazarlıktan dolayı göz yummasının etkisinin olduğunu düşünüyor musunuz?
 
Türkiye'deki mevcut rejimin, insan haklarını ihlal etmesi ve hatta Avrupa’yla yapılan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine rağmen onlar Türkiye'ye çok az tepki gösterdiler. Çünkü Erdoğan'la bir anlaşma yapmazlarsa, Suriye ve diğer başka ülkelerden Avrupa'ya çok sayıda sığınmacının gelmesinden korkuyorlardı. Bu nedenle Avrupa'daki hükümetlerin Erdoğan'dan çıkar sağlamak için Türkiye'deki insan hakları ihlallerine göz yummayı göze alabildiklerini söyleyebiliriz. Aynı şeyi NATO içinde söyleyebiliriz. İsveç'in NATO'ya katılabilmesi için Erdoğan'ın söyledikleri çoğu zaman kabul edildi. Ancak insan hakları her şeyden öncelik olmalıdır. Eğer insan hakları ve insani değerler üzerine pazarlık etmeye başlarsanız, o zaman ortalık karışır. Ama öte yandan son yıllarda Türkiye'ye liderlik eden Erdoğan'ın yolunu çok net görmek lazım ve hiçbir müdahale edilmiyorsa, AB’deki ülkelerin hiç biri AB üyesi olma hedefi için çalışmıyor demektir. Maalesef Avrupa üyesi ülkeler de Türkiye'deki insan hakları ihlallerini çok yüksek bir şekilde kınamıyor. Erdoğan'la mülteciler konusunda bir anlaşma yapmak istedikleri için kamuoyunda fazla ses çıkarmadılar, Türkiye ile Avrupa Birliği'ne katılım konusunda gerçek müzakereleri durdurdular.
 
 AB'nin üyelik ilkeleri ve ölçüleri göz önüne alındığında, Türkiye’nin geçmişten bu yana AB karnesi ne şekilde?
 
 
 Türkiye'nin yeniden katılımı hiçbir yerde yeniden müzakere edilmiyor. Türkiye uzun süredir bir noktada çıkmaza girmiş durumdadır. AB ile Türkiye arasında güncellenmiş bir anlaşma, ticaret anlaşması tartışması yok.
 
Türkiye'nin var olan durumu AB üyeliği için yeterli değil. Örneğin; örgütlenme, ifade özgürlüğü, siyasi partilerin liderlerinin tutuklanmadan faaliyet gösterme hakkı gibi demokratik kuralları kabul etmesi gerektiği çok açıktır. AB, Türkiye'deki mevcut Erdoğan rejiminin AB yönünde değil, tam tersi yönde ilerlediğini çok açık bir şekilde görebiliyor. Bu nedenle, Türkiye'nin yeniden katılımı hiçbir yerde yeniden müzakere edilmiyor. Türkiye uzun süredir bir noktada çıkmaza girmiş durumdadır. AB ile Türkiye arasında güncellenmiş bir anlaşma, ticaret anlaşması tartışması yok. Fakat AB çok net bir şekilde vize serbestisi için Türkiye'deki ‘terör’ tanımının daha spesifik olması gerektiğini söyledi. Çünkü mevcut haliyle Türkiye'de her şeye ‘terör’ denilebiliyor ve herkes ‘terörist’ olunabiliyor. Bu ‘terör’ kavramı AB’ye de kabul ettirilmeye çalışılıyor. Türkiye’de Erdoğan rejimini eleştiren insanlar bile terörist olmakla suçlanabiliyor. Bu nedenle AB daha fazla vize serbestisi için terörle ilgili ceza teklifindeki bu söylemi değiştirmeleri gerektiğini söyledi ve Erdoğan rejimi bunu yapmayı reddetti. Bu yüzden Türkiye çıkmaz bir durumdadır ve bu durumda da gerçek bir adım atılmadan bir değişiklik olmasını beklemek de çok zordur.
 
 Siz de 14 Mayıs’ta gerçekleştirilen genel seçimleri takip etmek için Türkiye’ye gelmeyi planladınız. Ancak Türkiye ülkeye giriş yasağı kararıyla ülkeye girişinizi engelledi. Türkiye’nin bu tavrını nasıl karşıladınız? 
 
Bu yükümlülüklerin ihlalidir. Türkiye AGİT ve AGİT-PA üyesidir. AGİT üyesi olmayı kabul ederseniz, seçiminizi parlamenter heyetin izlemesini de kabul etmiş olursunuz ve güvenilir bir rapor alabilmek için elbette bu heyetin farklı siyasi güçlerden oluşması gerekiyor. Bazıları Türkiye'den hoşlanıyor, bazıları hiç hoşlanmıyor, mesele bu değil. Test edilmesi gereken kişi bireysel değildir. O kişi bir organizasyonun temsilcisidir. Türkiye'de neler olup bittiğine dair farklı anlayışa ve siyasi fikirlere sahip 100'den fazla gözlemciyi Türkiye'ye gönderiyorduk. Türkiye'nin kimin seçimleri takip etmesine karar vermesi çok ciddi ağır eleştiriler aldı. 
 
Engellemenin asıl sebebi ise benim daha önce Rojava'da bulunmamdı. Yani ‘terörü destekleme’ suçlamasıyla engellendim. Rojava'yı ziyaret ettim ve tüm halkların IŞİD'e karşı mücadelesini kendi gözlerimle görmek istedim. Türkiye'nin ‘terörist’ tanımı çok geniş. Yani QSD ve Rojava özyönetimini ‘terörist’ ve PKK'den oluşmuş olarak tanımlıyor. Bu nedenle benim orada bulunarak PKK'yi desteklediğim sonucuna varıyorlar. Amaç bizi siyasi sürecin dışında bırakmaya çalışmaktı.
 
SOREN SONDERGAARD HAKKINDA
 
Danimarka Kızıl-Yeşil İttifakı milletvekilliğinin yanı sıra Avrupa İşleri Sözcüsü, Türkiye ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı-Parlamenter Asamblesi (AGİTPA) ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Danimarka Delegasyonu üyesi ve Avrupa Parlamentosu eski üyesi.
 
MA / İbrahim Irmak - Stêrk Sütçü
 

Diğer başlıklar

19/09/2025
23:56 Can Holding'in 9 şirketine daha kayyım atandı
23:05 Macron, Filistin'i tanıyacakları tarihi açıkladı
22:49 Musa Anter film gösterimi ile anıldı
21:27 Hezex'te gençlik şöleni: Öcalan'a güveniyoruz
21:10 Sakık: Adalete yatırım yok cezaevlerine var
19:54 İmamoğlu’na verilen ceza onandı
19:38 Tunç Soyer yargılandığı davada ilk duruşmaya çıktı
19:32 İşçilerin direnişi 51'inci gününde
19:23 Belediyeden Mohsen Namjoo’nun konserine ilişkin açıklama
18:55 Üniversite öğrencilerinden imza kampanyasına destek
18:43 Gabar’da ağaç kesimi sürüyor
18:19 Çukurova’da tarım işçileri tepkili: Ücretler yetersiz, çalışmayacağız
17:32 Şirnex'te öğrenciler KYK yurdunda zehirlendi
16:55 Gazeteciye ‘ölüm’ tehdidi hakkında suç duyurusu
16:42 'Nasıl bir barış olmasının sözünü kadınlar kurmalı'
16:27 KCDK-E: ‘Umut hakkı’ ertelenemez, ihlal prosedürü başlatılmalı
16:16 Alzheimer hastası Batur 3 gündür kayıp
16:09 YSK, CHP 22'nci Olağanüstü Kurultayı'nın iptali talebini reddetti
15:52 Botan Barış Anneleri: Önderimiz özgür olana kadar mücadele edeceğiz
15:37 Denizli’de kadın katliamı, Kastamonu’da şüpheli ölüm
15:17 Alacakları ödenmeyen TOKİ işçisi intihara kalkıştı
15:13 Wan'da öğretmenlere saldırı
15:02 Fuhuş çetesini haberleştiren muhabirimize soruşturma
14:58 Türkiye’de her 2 kişiden 1’i gece sokakta güvensiz hissediyor
14:49 Çocuğa cinsel saldırıdan yargılanan müftüye beraat
14:39 Can Holding soruşturmasında yetkisizlik kararı
14:37 13 yıl sonra Türkiye ve Mısır'dan ortak tatbikat
14:25 Kadın tutsaklara Öcalan’ın mektubunu içeren kartpostal gönderildi
14:22 'Güçlü kadın mücadelesini ortaya koyan bir iradeye sahibiz'
13:59 İran, nükleer tesislere saldırı yasağı tasarısını geri çekti
13:55 Cizîr'de 'Ekoloji Meclisi' kurulacak
13:42 İmralı kilidini açmak
13:13 Balıkesir'de deprem
12:59 Saraçhane protestosu davasında adli kontroller kaldırıldı
12:53 Amed Belediyesi 'Barış Buluşmaları' düzenleyecek
12:45 İstanbul’da 2 yurdun yöneticileri görevden alındı
12:39 İran’da siyasi tutsak Sumeye Reşidi’nin sağlık durumu kötüleşiyor
12:25 'Çocuk işçiliğinde ölüm oranları yüzde 10 arttı'
12:04 Avusturyalı filozof Pfaller’den Öcalan’a destek
12:03 Şiddete maruz kalanlar 'direnme' iddiasıyla hakim karşısında
11:56 Taliban’dan bir yasak daha: Kadınların yazdığı kitaplar üniversitelerde yasaklandı
11:31 Barış Anneleri'nden ön konferans
11:25 Prof. Bromberger: 'Jin, jiyan azadî' patriyarkal sisteme isyandır
10:46 Şengal’de toplu mezar bulundu
10:42 DEM Parti: AK 'umut hakkı'nı mutlaka düzenleyin diyor
09:50 ABD BM’nin Gazze’de ateşkes tasarısını altıncı kez veto etti
09:23 Sêwereg'de 10 ayda en az 11 genç intihara sürüklendi
09:19 Alanya'da orman yangını
09:18 CHP kayyım olarak atanan Tekin ve 5 üyeyi disipline sevk etti
09:11 AKP'li belediye başkanı gözaltına alındı
09:05 Sistematik şiddete karşı mücadele ediyorlar
09:04 'Devletin ilk adımı Öcalan'ın özgürlüğünü sağlamak olsun'
09:03 Acar'ın dolandırıcılık belgeleri ortaya çıktı: Sahte kimlik ve diploma
09:02 Şaptan sonra hayvan borsası açıldı ancak satış yapılamadı
09:01 Apê Musa'sız 33 yıl: Failler bulunmadı, dosya kapatıldı
09:00 Yerel merkezden daha net: 'Barış' diyorsanız Öcalan gelip Meclis'te konuşmalı
09:00 19 EYLÜL 2025 GÜNDEMİ
18/09/2025
23:53 Arap aşiretleri: Öcalan'ın mektubu barış ve kardeşliğin çağrısıdır
23:25 BMGK'de Gazze'de acil ateşkes tasarısını ABD veto etti
22:35 Rusya'da 7.8 büyüklüğünde deprem
22:00 İBB'den Kobanê Davası açıklaması: İstinaftan vazgeçilecektir
21:53 Adnan Çelebi 31 yılın ardından tahliye edildi
21:27 Şam kırsalında 3 kişi öldü
21:24 BM Suriye Özel Temsilcisi Pedersen istifa ediyor
21:10 Özgür Özel: Kent uzlaşısı davası Türkiye için bir utançtır
19:46 32 yılın ardından tahliye olan Esin'e ziyaret
19:40 DEM Partili üyeler: Komisyondan çekilmedik, zehirli dile tepki gösterdik
19:17 Mûş İl Özel İdaresi'nden 'meclis üyelerinin taleplerini değerlendirmeyin' talimatı
18:52 Kobane Davası’ındaki beraat kararına itiraz: Et ve Süt Kurumu bin 500 liranın peşinde
18:38 Kadınlardan İmralı'ya mektup
18:34 MKG, Wan'da şube açtı
18:10 Barış Anneleri: Sürecin gereklilikleri yerine getirilmeli
18:07 Çanakkale'de orman yangını
18:03 DEM Parti Eş Genel Başkanları: Kent uzlaşısı suç değildir
17:45 Cizîr'de bir caddeye Sırrı Süreyya Önder ismi verildi
17:40 ‘Kent Uzlaşısı’ davası sonrası açıklama
17:16 DEM Parti, Çanakkale’de kadınlarla süreci konuştu
17:11 Kent Uzlaşısı davasında sadece bir tahliye çıktı
17:08 Komisyonun 11’inci toplantısı sona erdi: Koruculuk sistemi son bulmalı
16:58 Birçok kentte ‘Barış için imza’ kampanyası
16:48 Abdulbaki Esen’in taziyesine kitlesel ziyaret
16:33 Türkdoğan: Komite kararı beklentinin altında, ama Öcalan'ın siyasi kabulüdür
16:28 Komisyon'da Öcalan’a teşekkür ve hukuki güvence vurgusu
16:25 İsrail’in Gazze saldırıları sürüyor: 79 kişi katledildi
16:17 Asrın Hukuk Bürosu: Meclis acilen ‘umut hakkı’ kararını gündemine alarak yasallaştırmalı
16:12 Mêrdîn’de doktora saldırı protesto edildi
16:03 Fransa’da 100 binler alanlarda
16:02 Öcalan’ın mesajını alan Eyn İsalı kanaat önderleri: QSD’nin yanındayız
15:22 RTÜK'ten dijital platformlara ceza
15:16 Eren Keskin: Komite’nin verdiği süre çok uzun
15:01 Kurum temsilcilerinden AK Bakanlar Komitesi yorumu: Komisyon hızlı ve etkili adım atmalı
14:48 ABD, Suriye üzerine çalışan bazı diplomatlarını görevden aldı
14:43 Hizbullahçı dernekten komisyonda provokasyon: DEM Parti salonu terk etti
14:34 Komisyonun 11'inci toplantısı: Kürtlerin barış arayışı sadece silahların susması değildir
13:53 15 il için 'sarı kod' uyarısı
13:52 19 gazetecinin davası: 10 tanık dinlenmeyecek, yurt dışı yasağı kaldırılmadı
13:29 KESK’ten OVP ile dayatılan kölelik koşullarına karşı mücadele çağrısı
13:27 Bedirhanoğlu'ndan komisyona: Yerinden yönetim talep ediyorum
13:17 31 yılın ardından tahliye edildi
12:38 Barış Anneleri'nden konferans hazırlığı
11:56 Amed'deki 'umut hakkı' yürüyüşünde öne çıkan talepler
11:47 AK, Türkiye'yi Demirtaş'ı serbest bırakmaya çağırdı
11:19 Meclis komisyonunun 11’inci toplantısı başladı
11:01 AK'den 'umut hakkı' kararı: Türkiye’ye süre verdi, komisyona işaret etti
10:16 İddia: Müdür karanlık geçmişini perdelemek için tahliyeleri erteliyor
10:12 ‘Rant’ projeleri reddedilince DEM Parti’yi karaladılar
09:59 İşte Türkiye’nin 'statüsüz Kürt' diplomasi trafiğinin detayları
09:51 Wan’daki kayyımdan kışkırtıcı adım
09:35 Wan'dan haykırdılar: Öcalan'ın özgürlüğü Kürtlerin özgürlüğüdür
09:10 Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri açıklandı
09:05 Rapor: Depremzedelerin koşulları değişmedi, sağlık sorunları arttı
09:03 Gimgim’da bal hasadı: Bu sene verim de kalite de düşük
09:02 Sağlıkta şiddetin boyutu: 13 yılda 123 bin başvuru
09:00 ‘Kadınların dahil olduğu bir çözüm süreci birlikte yaşamı temin edebilir’
09:00 18 EYLÜL 2025 GÜNDEMİ
17/09/2025
23:27 Şara ile Kalın görüşmesinde anlaşmazlık
23:15 Hunergeha Welat'tan 'Vê carê rast e' klibi
22:57 Keskin Bayındır: Kanunlar artık 'Öcalan özgür olmalı' diyor, uygulayın
21:27 Fed’den yılın ilk faiz indirimi
21:18 Komisyonun 10'uncu toplantısı sona erdi: Etkili adımlar atılsın
21:08 Amed'de sağlıklı yaşam için bisiklet turu
20:44 Mersin'de polisin 2 saatlik ablukasını aşan kitle yürüdü
20:28 ‘Barış istiyoruz’ kampanyasına yoğun ilgi
19:50 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Umut hakkı demokratik entegrasyon için önemli anahtardır
19:14 İsviçre'den seslendiler: Umut hakkı tanınsın, barış yolu açılsın
19:04 KHK eylemi 338'inci haftasında
18:55 Wan’da binler Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için yürüdü
18:33 Akademisyenler Meclis komisyonunda: Anayasa barışa dönük bir dille yeniden kaleme alınabilir
17:47 Gazze'de katledilenlerin sayısı 65 bini geçti
17:40 Amed yürüyüşünde Abdullah Öcalan’ın dev posteri açıldı
17:02 MİT Başkanı Şara ile görüşecek
16:45 Bayrampaşa Belediye Başkanı görevden alındı
16:44 Cemaatteki tecavüz davasında karar bozuldu, cezalar arttırıldı
16:40 Çadır eylemindeki işçilerden yeni kararlar
16:35 Geçici hükümet Nepal’de ulusal yas ilan etti
16:20 Tahliyeye kurul engeli
15:39 Kuzey ve Doğu Suriye halkları, Öcalan’ın özgürlüğü için eylemde
15:35 Wan'da yürüyüşe son çağrı
15:04 3 yılda İran 2 bin 910 kişiyi idam etti
14:52 Meclis Başkanı Kurtulmuş: Elimizi çabuk tutmalıyız
14:43 Sanatçılardan ‘Barışı toplumsallaştırmak’ buluşması
14:42 30 yıllık tutsağın, kardeşinin cenazesine katılma talebine ret
14:40 Êlih'te aynı aileden 4 kişinin katledilmesi protesto edildi
14:22 ‘Kent uzlaşısı’ davasına çağrı
14:13 Komisyonun 10’uncu toplantısı başladı
14:06 İnsan hakları örgütlerinden Zeyneb Celaliyan’ın tedavi hakkı için çağrı
13:38 Abdullah Öcalan: Hukuksal çözüm aşamasına gelindi
13:02 ‘Komisyon Öcalan ile görüşmeli, yasal düzenlemeler konuşulmalı'
12:34 Zeyneb Celaliyan'dan mektup: Zulme sessiz kalmayın
12:18 Kayyımın kapattığı Alo Şiddet Hattı yeniden hizmete sunuldu