Sondergaard: AB üyeliğinin ilk adımı Kürt sorununun çözülmesidir

img
İSTANBUL - Danimarka Avrupa İşleri Sözcüsü Soren Sondergaard, Türkiye'nin AB üyeliğine dair tartışmasının ilk adımının Kürt sorununun çözümü olduğunu belirterek, “Türkiye'nin yeniden katılımı hiçbir yerde yeniden müzakere edilmiyor” dedi. 
 
Litvanya'nın başkenti Vilnius’ta 11-12 Temmuz tarihlerinde NATO Zirvesi gerçekleştirdi. Başta İsveç’in NATO üyeliğinin masaya yatırıldığı zirvede, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye'nin AB üyeliğinin önünü açın, İsveç'in önünü açalım” şeklindeki çıkışı, Türkiye-AB tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Erdoğan’ın bu açıklamasının ardından NATO ve ABD’den Türkiye’nin AB üyeliği için destek açıklamaları geldi. Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki Erdoğan’ın açıklamaları sürüyor. 
 
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Danimarka Delegasyonu üyesi ve Danimarka Sosyalist Kızıl-Yeşil İttifakı Milletvekili Soren Sondergaard, Türkiye’nin AB üyeliğinin Kürt sorununun çözümünden geçtiğini vurguladı. Sondergaard, mevcut koşullarda Türkiye’nin AB üyeliğinin çok zor olduğunu belirterek, Türkiye’nin AB üyeliğinin koşullarının örgütlenme, ifade özgürlüğü, siyasi partilerin liderlerinin tutuklanmadan faaliyet gösterme hakkı gibi demokratik kuralları kabul etmesi olduğunun altını çizdi. 
 
 Erdoğan’ın İsveç’in NATO üyeliğini, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği üzerinden pazarlık haline getirmesi ne anlama geliyor?
 
NATO'nun genişlemesiyle ilgili tartışmada da gördüğümüz gibi, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği için ABD ve NATO'dan taleplerde bulunarak, pek çok taktik hamleyle pazarlık yapmaya çalıştı. Buradaki herkes, Erdoğan'ın İsveç'i kabul etmesi karşılığında bir şeyleri istediğini ve bu konuda bir pazarlık yaptığını gördü. Aslında Erdoğan’ın elde ettiği tek şey, NATO'nun bazı liderlerinin Türkiye'nin AB üyeliği hakkında ortaya attığı bu tartışmayı desteklediklerini söylemeleriydi. Eğer Türkiye AB’ye katılamazsa, Erdoğan, ‘İsveç'in NATO'ya girmesine karşı değilim; NATO bizim AB'ye girmemize karşıdır’ deyip, kendini daha iyi bir konuma getirmenin yolunu arıyor. Fakat bu çok da ciddi bir hamle değil. Çünkü Erdoğan, diğer tüm alanlarda Avrupa değerlerinden tamamen uzaklaştı.
 
 Ülkelerin NATO üyeliğiyle sınırlı mı, AB’ye yakınlaşma mı? 
 
Türkiye’nin, AB üyeliğinin NATO'dan geçtiğine dair çıkışı kesinlikle çok yanlış. AB üyesi olmayan NATO üyeleri var. Örneğin Norveç, AB üyesi değil ama NATO üyesidir. Daha önce de NATO üyesi olan ülkeler vardı ancak hiçbiri AB üyesi değildi. Bu nedenle NATO üyeliği ile AB üyeliği arasında doğrudan bir bağlantı olmadığı çok açık. Bu formülasyon, İsveç'in NATO'ya katılımını Türk hükümetine kabul ettirmek için yapılmıştır. Bu aynı zamanda Erdoğan'ın AB'ye yakınlaşması olarak gösterildi ancak resmi olarak gerçekte herhangi bir bağlantı yok. Kısacası NATO üyeleri aynı zamanda AB üyesi olabilir ama Türkiye'nin AB'ye girebilmesinin NATO'yla bir ilgisi yok ve bağımsızdır.
 
 AB üyeliğinin tekrar gündeme getirilmesi ile Erdoğan’ın yeni dönem siyasetine dair hangi ipuçlarını veriyor? 
 
 
 Nasıl aynı anda hem ‘AB’ye girmek istiyorum’ deyip hem de İstanbul Sözleşmesi'nden çekilebiliyor? Buradaki herkes bu çelişkiyi görebiliyor.
 
Birçok insan, Erdoğan'ın hamlesini AB’ye yaklaşmak gibi bir istek olarak değil, taktiksel bir hamle olarak görüyor. ‘Avrupa Birliği ile ilgileniyorum ama Avrupa Birliği bizimle ilgilenmiyor’ diyerek suçu AB’ye atacak bir oyun oynuyor ama gerçek tam tersi bir durumdur. Örneğin AB’nin çok önem verdiği ve AB’nin bir parçası olan önemli sözleşmelerden biri de İstanbul Sözleşmesi'dir. Türkiye, kadınların haklarını savunan, erkeklerin eşlerine kötü muamelede bulunamayacağını, herhangi bir sebepten kaynaklı kadınların öldürülemeyeceğini, erkek egemenliğini reddeden ve kadına yönelik aile içi ve dışı şiddeti önleyen İstanbul Sözleşmesi'nden çekildi ve bu kararı veren de Cumhurbaşkanı Erdoğan’dı. Bu açıdan baktığımızda Türkiye’nin Avrupa standardı açısından AB’ye doğru ilerlemek istediğini anlamak çok zor. Eğer gerçekten AB üyesi olmak istiyorsa o halde neden AB’nin temel sözleşmelerden birisine karşı çıkıyor? Nasıl aynı anda hem AB’ye girmek istiyorum deyip, hem de İstanbul Sözleşmesi'nden çekilebiliyor? Buradaki herkes bu çelişkiyi görebiliyor.
 
 Türkiye’nin AB üyeliğinin önündeki engeller nedir? 
 
Türkiye'deki temel hak ve özgürlüklere yönelik baskılar göz önünde alındığında, Türkiye'nin AB’ye girmesi mümkün değil. Türkiye'nin bağımsız bir yargı sistemi yok. İnsan haklarına yönelik çok sayıda saldırı var. Siyasi muhalifler başta olmak üzere birçok insan cezaevinde. Dolayısıyla AB’nin normal standardından bakıldığında, bugünkü Türkiye'nin AB’ye üye olması mümkün değil ve hatta imkansız diyebilirim. Bazı değişimlerin ve dönüşümlerin olması gerekiyor. 
 
 Türkiye’nin AB’ye üye olması için ne gibi adımlar atılması gerekiyor? Bahsettiğiniz bu değişim ve dönüşümler hangi başlıklarda olmalı? 
 
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesini bir engel olarak söyledim ama üyeliğini tartışabilmemiz için aynı zamanda demokratik haklar alanında da Türkiye'nin ilerleme kaydetmesi gerekiyor. Türkiye’nin AB üyesi olmasının getirdiği yükümlülüklerin hiçbirini yerine getirememe gibi bir durumu var. Türkiye, Türkiye halklarına daha demokratik haklar verirse, bu üyeliğin olacağı ve müzakerelerin başlanacağı çok açıktır. Türkiye siyasi muhalifleri cezaevine koymayı bırakması gibi temel haklarda adım atarsa, o zaman tabii ki ben dahil Türkiye'nin AB’ye girmesi için çabalayacak çok insan olacak. Yani dolayısıyla Türkiye isterse AB’nin bir parçası olabilir ama önce AB'nin standartlarına uyması ve demokratikleşmesi gerekiyor.
 
 Türkiye’nin temel sorunlarının başında Kürt sorunu geliyor. Sizde muhalif herkesin “terörist” ilan edildiğini ve bunun AB kriterleri ile uyuşmadığını söylediniz. Bu konuda en mağdur olan kesim Kürtler. Türkiye’nin AB üyeliği ve Kürt sorunu arasında bir bağ olduğunu düşünüyor musunuz?
 
 
 Kürt ve diğer azınlıkların sorunlarını çözmek, Türkiye'deki herkes için daha adil bir toplum yaratmak ve Avrupa Birliği'ne üye olması için de çok daha kolay olur.
 
Kürt sorunu, sadece Kürt sorunundan çok daha fazlasıdır. Çünkü bu Türkiye'deki azınlıkların haklarıyla ilgili bir sorundur. Türkiye'de Kürtler ve birçok azınlık var. Türkiye, AB’ye katılımı konusunda ilerleme göstermesi için azınlıklarla ve Kürtlerle olan sorunlarını çözmesi gerekiyor. Türk hükümetinin Kürt sorununa baskı, tutuklamalar ve yasaklarla tepki vermesi kesinlikle çok yanlış bir yoldur. 2014-2015 yılları arasında Türkiye'deydim. ‘Dolmabahçe Mutabakatı’ için insanların umutlarını gördüm ve Türkiye'de pek çok insanın bu ümidi taşıdığını hissettim. Sonuçta Türkiye'deki bütün insanların barışı hak ettiği bir mutabakattı. Türk hükümeti temsilcileri ile Abdullah Öcalan arasında yapılan bu mutabakat, barış için büyük bir umuttu, Türkiye için gerçek bir barışa ve ilerlemeye yol açabilirdi. Unutulmamalıdır ki Türkiye, ülkede yurttaşlardan aldığı çok yüksek vergileri askeri alanda kullanıyor ve bunun sonucunda insanlar gerçekten günlük ekmek ve domates almanın ne kadar zor olduğunu ve ne kadar pahalı olduklarını dile getiriyor. 
 
Savaşı durdurmak ve Kürtlerle barış yapmak, aynı zamanda herkesin yaşam standardını yükseltmenin bir yoludur. Kürt ve diğer azınlıkların sorunlarını çözmek, Türkiye'deki herkes için daha adil bir toplum yaratmak ve Avrupa Birliği'ne üye olması için de çok daha kolay olur. AB’ye entegrasyon yolunda atılacak ilk adım, Kürtler ve diğer azınlıklarla barışçıl bir çözümün sağlanması ile gerçekleşir.
 
 Türkiye’nin AB üyeliğinin ilk adımı için Kürt sorununa işaret ettiniz. PKK Lideri Abdullah Öcalan ile diyalogun sonuçlarına değindiniz. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinden bir tecrit söz konusu ve 29 aydır kendisinden haber alınamıyor. Bunun Türkiye’nin demokrasisine ve bugün gündemde olan AB üyeliğine etkilerine dair neler söylersiniz? 
 
Açıkçası Abdullah Öcalan meselesi, AB’nin yeterli düzeyde meşgul olduğu bir mesele değil. Çoğu insan Abdullah Öcalan'a yapılan muamelenin adil olmadığını düşünüyor ancak dış dünyayla gerçek anlamda izole ederek bir insanı yıllarca tecrit altında tutulması, AB veya AB’deki hükümetler için çok önemli bir sorun olduğu anlamına gelmiyor. Fakat AB, Abdullah Öcalan'ın tecrit durumunu, Türkiye'nin Kürt halkına nasıl davrandığının bir sonucu olarak görüyor. Bu biraz PKK'nin AB'nin ‘terör’ listesinde yer almasıyla bağlantılı ve bu nedenle farklı bir şekilde görülüyor. Daha önce Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT), Abdullah Öcalan'ı birkaç kez ziyaret etti ve orada şartların daha iyi olması gerektiğini ifade ettiler ama maalesef bir değişiklik olmadı. 
 
AİHM'in, Abdullah Öcalan’a verilen ağırlaştırılmış müebbet cezası ile ilgili 2014'te verdiği bir ihlal kararı bulunuyor. Ancak karara rağmen herhangi bir adım atılmıyor. Karara uyulmaması ve AB'nin bu duruma dair tutumunu nasıl değerlendirirsiniz? 
 
 AB, Abdullah Öcalan'ın tecrit durumunu Türkiye'nin Kürt halkına nasıl davrandığının bir sonucu olarak görüyor. CPT şartların daha iyi olması gerektiğini ifade etti ama maalesef bir değişiklik olmadı. 
 
Türkiye'nin AİHM’in kararlarına uyması gerekiyor. AİHM kararlarının uygulanıp uygulanmayacağı konusunda AB’nin Türkiye’ye yönelik tutumu belirleyici bir konuma sahip. Çoğu hükümet ve politikacı, Avrupa Konseyi'nin kurallarına uymayan ülkelerin uyarılmasını ve Türkiye'nin, AİHM’in tavsiyelerine ve kararlarına uyması gerektiğini istiyor. Türkiye bunu yapmayı reddettiği sürece işleri çok zor olacak. AB ülkelerinin, Türkiye'den Abdullah Öcalan'a insanca davranmasında ısrar etmesinin nedeni, Abdullah Öcalan'a sempati duymaları değil (ki bu tartışılır bir konu), bir insanın hangi gerekçeyle tutuklanırsa tutuklansın, doğru düzgün muameleye tabi tutulması gerektiğidir. Çünkü bir insanın ailesi, arkadaşları veya dış dünyayla olan ilişkilerini keserek, tamamen izole etmek doğru bir durum değildir.
 
 Türkiye-AB ilişkisi “mülteci pazarlığına” indirgenmiş durumda. Türkiye’nin demokrasisindeki gerilemede AB’nin bu pazarlıktan dolayı göz yummasının etkisinin olduğunu düşünüyor musunuz?
 
Türkiye'deki mevcut rejimin, insan haklarını ihlal etmesi ve hatta Avrupa’yla yapılan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine rağmen onlar Türkiye'ye çok az tepki gösterdiler. Çünkü Erdoğan'la bir anlaşma yapmazlarsa, Suriye ve diğer başka ülkelerden Avrupa'ya çok sayıda sığınmacının gelmesinden korkuyorlardı. Bu nedenle Avrupa'daki hükümetlerin Erdoğan'dan çıkar sağlamak için Türkiye'deki insan hakları ihlallerine göz yummayı göze alabildiklerini söyleyebiliriz. Aynı şeyi NATO içinde söyleyebiliriz. İsveç'in NATO'ya katılabilmesi için Erdoğan'ın söyledikleri çoğu zaman kabul edildi. Ancak insan hakları her şeyden öncelik olmalıdır. Eğer insan hakları ve insani değerler üzerine pazarlık etmeye başlarsanız, o zaman ortalık karışır. Ama öte yandan son yıllarda Türkiye'ye liderlik eden Erdoğan'ın yolunu çok net görmek lazım ve hiçbir müdahale edilmiyorsa, AB’deki ülkelerin hiç biri AB üyesi olma hedefi için çalışmıyor demektir. Maalesef Avrupa üyesi ülkeler de Türkiye'deki insan hakları ihlallerini çok yüksek bir şekilde kınamıyor. Erdoğan'la mülteciler konusunda bir anlaşma yapmak istedikleri için kamuoyunda fazla ses çıkarmadılar, Türkiye ile Avrupa Birliği'ne katılım konusunda gerçek müzakereleri durdurdular.
 
 AB'nin üyelik ilkeleri ve ölçüleri göz önüne alındığında, Türkiye’nin geçmişten bu yana AB karnesi ne şekilde?
 
 
 Türkiye'nin yeniden katılımı hiçbir yerde yeniden müzakere edilmiyor. Türkiye uzun süredir bir noktada çıkmaza girmiş durumdadır. AB ile Türkiye arasında güncellenmiş bir anlaşma, ticaret anlaşması tartışması yok.
 
Türkiye'nin var olan durumu AB üyeliği için yeterli değil. Örneğin; örgütlenme, ifade özgürlüğü, siyasi partilerin liderlerinin tutuklanmadan faaliyet gösterme hakkı gibi demokratik kuralları kabul etmesi gerektiği çok açıktır. AB, Türkiye'deki mevcut Erdoğan rejiminin AB yönünde değil, tam tersi yönde ilerlediğini çok açık bir şekilde görebiliyor. Bu nedenle, Türkiye'nin yeniden katılımı hiçbir yerde yeniden müzakere edilmiyor. Türkiye uzun süredir bir noktada çıkmaza girmiş durumdadır. AB ile Türkiye arasında güncellenmiş bir anlaşma, ticaret anlaşması tartışması yok. Fakat AB çok net bir şekilde vize serbestisi için Türkiye'deki ‘terör’ tanımının daha spesifik olması gerektiğini söyledi. Çünkü mevcut haliyle Türkiye'de her şeye ‘terör’ denilebiliyor ve herkes ‘terörist’ olunabiliyor. Bu ‘terör’ kavramı AB’ye de kabul ettirilmeye çalışılıyor. Türkiye’de Erdoğan rejimini eleştiren insanlar bile terörist olmakla suçlanabiliyor. Bu nedenle AB daha fazla vize serbestisi için terörle ilgili ceza teklifindeki bu söylemi değiştirmeleri gerektiğini söyledi ve Erdoğan rejimi bunu yapmayı reddetti. Bu yüzden Türkiye çıkmaz bir durumdadır ve bu durumda da gerçek bir adım atılmadan bir değişiklik olmasını beklemek de çok zordur.
 
 Siz de 14 Mayıs’ta gerçekleştirilen genel seçimleri takip etmek için Türkiye’ye gelmeyi planladınız. Ancak Türkiye ülkeye giriş yasağı kararıyla ülkeye girişinizi engelledi. Türkiye’nin bu tavrını nasıl karşıladınız? 
 
Bu yükümlülüklerin ihlalidir. Türkiye AGİT ve AGİT-PA üyesidir. AGİT üyesi olmayı kabul ederseniz, seçiminizi parlamenter heyetin izlemesini de kabul etmiş olursunuz ve güvenilir bir rapor alabilmek için elbette bu heyetin farklı siyasi güçlerden oluşması gerekiyor. Bazıları Türkiye'den hoşlanıyor, bazıları hiç hoşlanmıyor, mesele bu değil. Test edilmesi gereken kişi bireysel değildir. O kişi bir organizasyonun temsilcisidir. Türkiye'de neler olup bittiğine dair farklı anlayışa ve siyasi fikirlere sahip 100'den fazla gözlemciyi Türkiye'ye gönderiyorduk. Türkiye'nin kimin seçimleri takip etmesine karar vermesi çok ciddi ağır eleştiriler aldı. 
 
Engellemenin asıl sebebi ise benim daha önce Rojava'da bulunmamdı. Yani ‘terörü destekleme’ suçlamasıyla engellendim. Rojava'yı ziyaret ettim ve tüm halkların IŞİD'e karşı mücadelesini kendi gözlerimle görmek istedim. Türkiye'nin ‘terörist’ tanımı çok geniş. Yani QSD ve Rojava özyönetimini ‘terörist’ ve PKK'den oluşmuş olarak tanımlıyor. Bu nedenle benim orada bulunarak PKK'yi desteklediğim sonucuna varıyorlar. Amaç bizi siyasi sürecin dışında bırakmaya çalışmaktı.
 
SOREN SONDERGAARD HAKKINDA
 
Danimarka Kızıl-Yeşil İttifakı milletvekilliğinin yanı sıra Avrupa İşleri Sözcüsü, Türkiye ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı-Parlamenter Asamblesi (AGİTPA) ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Danimarka Delegasyonu üyesi ve Avrupa Parlamentosu eski üyesi.
 
MA / İbrahim Irmak - Stêrk Sütçü
 

Diğer başlıklar

29/04/2025
22:35 İmamoğlu'nun gittiği otelin müdürlerine gözaltı kararı
22:04 Mustafa Karasu: Meclis’in içinde olmadığı bir sorunun çözümü olamaz
21:37 Tişrîn Barajı’ndaki direniş 112’nci gününde
21:29 PÎK, Kürt Ulusal Birlik Konferansı’na desteğini açıkladı
20:32 Ankara’da gözaltı ve tutuklamalar protesto edildi
19:30 Ayşe Barım’a 30 yıl hapis istemi
19:24 Soma Davası’nda 10 sanığa beraat!
17:38 Eskişehir’de gözaltına alınan öğrenciler serbest
17:33 İstanbul’da 2 bin 928 binada hasar tespit edildi
17:05 Gazeteci ve siyasetçilerden Sırrı Süreyya Önder’e ziyaret
16:40 Öğrenciler süreci tartışacak
16:15 Kürtçe şarkıya 10 ay ceza
16:07 Halepçe’nin vilayet olması kararı onaylandı
16:02 DBP ve DEM Parti heyetinden MSD’ye ziyaret
15:53 Özerk Yönetim 1 Mayıs’ı tatil ilan etti
15:29 Curnê Reş'te Kadın Dayanışma Merkezi açıldı
15:23 Kent kent 1 Mayıs çağrısı
15:05 Depremde yıkılan ve yeniden inşa edilmeyen ASM için çağrı
14:50 Êzidî kız çocuğu davasında avukatlar hakkında suç duyurusu
14:45 Tülay Hatimoğulları: Sürecin başarıya ulaşması için girişimler hızlandırılmalı
14:43 31 yılın ardından memleketinde
14:32 Barodan uyarı: Grevdeki tutsakların hayati tehlikesi var!
14:25 SES davasında karar çıkmadı
14:11 1 Mayıs'ta katledilenler anıldı: Barış için 1 Mayıs alanlarında olalım
13:55 TJA: Demokratik yaşam kadın emeği ile kurulacak
13:28 Af Örgütü ‘Dünya İnsan Haklarının Durumu’ raporunu açıkladı
13:21 GABB Eşbaşkanı Şedal: Kayyım uygulamalarına son verilsin
13:05 GABB 1'inci Dönem Olağan Meclisi toplandı
12:53 Pirsûs Katliamı davası: 10 yıl sonra görüntüler bilirkişiye gönderilecek
12:48 Êzidî çocuğun kaçırılması davası ertelendi
12:45 Tülay Hatimoğulları: İktidarı somut ve güven verici irade koymaya davet ediyoruz
12:40 Pasûr patlaması davasında tanık dinlenmesine karar verildi
11:55 Avukatlar İmralı'ya gitmek için başvurdu
11:51 Pelin Yılmaz’ın yaşamını yitirdiği açıklandı
11:22 TÜİK'e göre işsizlik düştü
11:00 Avukatın darp edildiği görüntüler dosyaya 'kesilerek' eklendi
10:46 İHD Eş Genel Başkanı Küçükbalaban: Devlet yol haritasını açıklamalı
10:04 Gençler 1 Mayıs’ta kampüslerden alanlara akacak
09:54 Türkdoğan: Süreç Öcalan'ın çözüm paradigmasına uygun sonuçlanmalı
09:47 İBB soruşturmasında gözaltına alınanlar adliyeye sevk edildi
09:44 Aydın'da sağanak sonrası su baskını
09:42 Arife Çınar: Demokratik toplum şiarıyla 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız
09:33 Meteorolojiden kuvvetli yağış ve toz taşınımı uyarısı
09:03 Çocuklarını çatışmalarda yitirdi: Çözüm için Meclis’te bir araya gelsinler
09:02 Genç kadınlar 1 Mayıs'ta eşitlik mücadelesini büyütecek
09:02 Besta'da asker gözetiminde korucular eliyle ağaç kesimi
09:01 Baharın nadide çiçeği: Guldexwîn
09:01 Kalp krizi geçiren tutsağın avukatı: Derhal tahliye edilmeli
09:00 'Kadına yönelik şiddet son buluncaya dek mücadelemiz sürecek'
09:00 29 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
07:46 1 Mayıs öncesi ev baskınları
28/04/2025
23:31 ABD Yemen’e saldırdı: 68 kişi hayatını kaybetti
22:42 Meral Danış Beştaş: Barış için hepimize büyük görevler düşüyor
22:30 HDK ve DEM Parti Gençlik Meclislerinden Taksim’e çağrı
21:43 Aksaray’da bir kadın katledildi
21:37 Irak ve Federe Kürdistan'da 1 Mayıs resmi tatil ilan edildi
21:27 DEM Parti: Ahmet Türk kemoterapi sürecini başarıyla atlattı
21:21 İsrail, ateşkes ve rehine takası teklifini reddetti
19:55 Mamak Emek ve Demokrasi Güçlerinden Menekşe Erbay anması
19:46 Gazeteci Ceren Kaynak İskit toprağa verildi
19:40 Erdoğan: Nüfus meselesi beka sorununa dönüşmektedir
19:30 SES, uluslararası sendikal örgütlerin katılımıyla forum düzenledi
19:06 Amediyê’de drone infilak etti: 3 peşmerge yaralandı
18:58 Karşıyaka Emek ve Demokrasi Platformu kuruldu
18:26 Çiftçileri mağdur eden 2 şirket hakkında soruşturma
18:17 Birleşik Kamu-İş: Açlık sınırı 26 bin lirayı aştı
18:13 Önder’in bulunduğu hastaneye ziyaretler sürüyor
18:09 Tunus açıklarında mülteci teknesi battı: 8 kişi hayatını kaybetti
18:07 EGM'den jammer açıklaması
17:51 Halit Oral’ın annesi hayatını kaybetti
17:48 İspanya ve Portekiz’de geniş çaplı elektrik kesintisi yaşanıyor
17:34 Yeni papanın seçileceği tarih belirlendi
17:21 Amed Tiyatro Festivali 4'üncü gününde
17:11 Öğrencilerden 'aile sempozyumuna' mor boyalı protesto
16:37 DBP ve DEM Parti'nin temasları sürüyor
16:05 EMEP'ten Adalet Bakanlığı önünde eylem
14:48 Birçok kentte 1 Mayıs'a çağrı açıklaması
14:43 ‘Roboskî'nin failleri 160 aydır yargılanmadı’
14:34 Irak, Şara'yı Arap Zirvesi’ne davet etti
14:22 12 yılda en az 764 çocuk iş cinayetinde katledildi
14:07 İstanbul'da hissedilen bir deprem daha
14:05 DEM Partili eşbaşkana 2 yıl 1 ay ceza
14:03 İran saldırısında 2 kolber yaralandı
14:02 Kazancı Yokuşu’nda katledilenler anıldı
13:55 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Temel talebimiz Öcalan’ın fiziki özgürlüğüdür
13:30 Depremde annesini kaybeden Kübra Özyurt ifade verdi
13:10 Pexşan Ezizi ile dayanışan öğrenci tutuklandı
13:06 Önder'in durumu kritik: Beyinle ilgili refleksleri azaldı
12:34 İHD güncel verileri açıkladı: 335’i ağır bin 412 hasta tutsak var
12:11 STÖ ve barolar: 'Umut hakkı' düzenlemesi ivedilikle yapılmalı
12:07 Askeri harcamalarda küresel çapta yüzde 9.4 artış
12:03 İBB soruşturmasında gözaltı sayısı 52'ye yükseldi
11:57 Sevk sonrası çıplak arama ve darp
10:26 ‘Konferansta kadın sözleşmesi gerekliliği açığa çıktı’
10:21 YNK ve KDP kabine görüşmelerinde 12’nci tur
10:20 Hastaneden açıklama: Önder'in hayati tehlikesi artarak devam ediyor
10:04 Gazeteci Levent: Türkiye Kıbrıs’taki ilişkilere ses çıkarabilecek pozisyonda değil
10:01 Direniş tarihiyle tanınan mahalle kentsel dönüşüm ve tarikatların hedefinde
09:01 'Şimdi sıra Kürt Ulusal Kongresi'nde'
09:01 'Karar süreçlerinde kadınlar söz sahibi olmalı'
09:00 DEM Parti Newroz coşkusuyla 1 Mayıs'a çağırdı
09:00 28 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
08:52 Kütahya’da 3.9 büyüklüğünde deprem
08:37 Geneviève Garrigos: Rojava’da inşa edilen model Suriye'nin geleceği için önemli
08:24 PKK'den 'kongre' açıklaması
08:21 Samsun'da heyelan: 2'si çocuk 3 kişi öldü
27/04/2025
23:14 İstanbul’da 3.5 büyüklüğünde deprem
22:36 Ankara’da 4 genç tutuklandı
21:35 Xarpêt'te 4.9 büyüklüğünde deprem
20:56 Gazeteci Ceren Kaynak İskit hayatını kaybetti
20:35 Xîzan ve Tetwan’da askeri operasyon başlatıldı
20:11 İran’da patlama: 40 kişi hayatını kaybetti, ulusal yas ilan edildi
20:01 Darp edilerek gözaltına alınan gençlere tutuklama talebi
19:31 DAİŞ’ten kurtarılan Êzidî gençler ailelerine kavuştu
19:13 Xarpêt-Amed yolunda kaza: 25 yaralı
19:07 HDK ve DEM Parti’den 1 Mayıs forumu
18:44 Tanrıkulu: AKP iktidarında 34 bin 908 işçi hayatını kaybetti
18:33 ‘Hapishane Çalıştayı’ sona erdi: Ortak mücadele yöntemleri ele alındı
18:20 Kanada'daki festivalde katledilenlerin sayısı belli oldu
18:11 Gever’de 1 Mayıs’a katılım çağrısı
17:24 Irak’ta seçim zamanında yapılacak
17:19 Önder’in doktorlarının yarın açıklama yapması bekleniyor
17:03 Bismil’de Kadın Emeği Buluşması'na büyük ilgi
16:26 'Kötülerin inşa ettiği sistemini kibritle tutuşturacağız'
16:20 İdam cezalarına sessizliğe karşı açlık grevi başlattı
15:37 ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ talebiyle yürüyüş
15:30 DBP ve DEM Parti heyeti Reqa'da temaslarını sürdürüyor
15:29 'Rojin Kabaiş'in dosyasında bağımsız soruşturma başlatılsın'
15:17 Tanju Kaya için taziye kuruldu
14:57 MATUHAYDER yeni yönetimini belirledi: Tecrit kalkmalı
14:35 Hums’ta toplu mezar bulundu
14:12 Meral Danış Beştaş: Süreçte en önemli nokta Öcalan'ın özgür çalışma koşullarıdır
13:55 İstanbul Maratonu’nda KHK eylemi
13:46 İran’daki liman patlamasının bilançosu ağırlaşıyor
13:22 İdam edilen Heydaranlu'nun cenazesi ailesine verilmiyor
12:53 Kadın Sığınakları Kurultayı ara toplantısı sona erdi
12:52 Ateşkese rağmen üç günde bin 164 saldırı
12:22 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmalı
12:18 İşte Rojava Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı’nda onaylanan belge
12:11 Cizîr ve Amed'de yerel yönetimler kadın toplantısı
11:26 Kanada'da bir araç, festivaldeki kalabalığın arasına daldı
09:46 Kenanoğlu: Sırrı Süreyya Önder’in barışın toplumsallaşmasına rolü büyük
09:39 ‘Kürt Birliği Konferansı Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine toplandı’
09:35 Mersin'de 'çatı zorunluluğu' kararına tepki
09:31 DGD-SEN Genel Başkanı Neslihan Acar’dan 1 Mayıs çağrısı
09:24 Kadınlar uyuşturucuya karşı mücadelede kararlı
09:17 Amed’de 1 milyon kişiye süreç anlatılacak
09:14 Muğla Emek Benim Kadın Derneği Başkanı: Eşitsizlik şiddeti de besliyor
09:10 Tokat Cezaevi'nde 7 aydır tutsakların tedavisi engelleniyor
09:09 Gazeteci Tar: Kıbrıs önemli bir güzergahta, Kürtler önemli bir pozisyonda duruyor