Çiçek: Tecride karşı daha büyük direneceğiz

img
İSTANBUL - HDK Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, uluslararası komploya karşı verilen mücadeleye işaret ederek, "İmralı tecridini parçalamak gibi bir görevle karşı karşıyayız. Komplocu güçlerin yönelimleri derinleştirilmişse, o zaman daha büyük direneceğiz” dedi.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplo 25’inci yılını geride bıraktı. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) koordinatörlüğünde NATO ve Almanya’nın dahil edilmesiyle 1985 yılında başlayan, daha sonra İngiltere ile birlikte İsrail, Yunanistan, Suudi Arabistan, Mısır, İran, Suriye, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, Fransa, İtalya, Hollanda, Rusya, son olarak İsviçre ve Kenya’nın dahil edilmesiyle sürdürülen uluslararası komplo, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesiyle devam etti. Uluslararası güçlerin baskısıyla 9 Ekim 1999’da Suriye’den çıkan Abdullah Öcalan, 130 gün boyunca süren Avrupa sürecinin ardından 15 Şubat 1999’da getirildiği Türkiye’de özel dizayn edilen İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne konuldu. 
 
Abdullah Öcalan, getirildiği İmralı’da uluslararası komploya dair “Büyük Ortadoğu Projesi’nin ve 3’üncü Dünya Savaşı'nın ilk operasyonu bana yapıldı, ben Ortadoğu'da oyunu bozan bir aktör olduğum için, aslında bana müdahale edildi” tespitinde bulundu. Bu müdahalenin hedefi olan Abdullah Öcalan, İmralı’da geliştirdiği Demokratik Modernite teziyle uluslararası komployu boşa çıkardı.
 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, uluslararası komplonun hedefi ve gelişim sürecine dair soruları yanıtladı. Abdullah Öcalan’ın Ortadoğu’daki konumu ve geliştirdiği paradigmanın küresel güçlerin “yeni dünya düzeni” projesinde tehdit olarak görüldüğünü belirten Çiçek, komplocu mantığın bu yönüyle ele alınması gerektiğinin altını çizdi. 
 
 (HDK) Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek
 
ABD’nin koordinatör olduğu, küresel güçlerin ortaklaştığı, Ortadoğu’ya müdahalenin ilk adımı olan uluslararası komplonun hedefleri neydi?
 
9 Ekim bir başlangıçtan ziyade, aslında bir sürecin sonucu ve başka bir sürecin de başlangıcı olarak değerlendirilebilir. Komployu tanımlayabilmek için öncelikle ABD’nin küresel politikalarını iyi tanımlamak gerekiyor. Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte yeni Amerikan müdahaleciliği sürecinde, Sayın Öcalan’a ve Kürt özgürlük hareketine dönük adım adım ABD, İngiltere ve NATO öncülüğünde bir süreç örgütlenmeye çalışıldı. ‘Çatışma tezi’ olarak ifade edilen bir tezle küresel terörizm, küresel düşman politikasıyla birlikte Ortadoğu'yu bir şekilde kendi politikalarının kıskacına almak istediler ve aslında bu noktada da Sayın Öcalan ve Kürt özgürlük hareketi görmezden gelinemezdi.
 
 Küresel güçleri bir araya getiren etkenler neler oldu?
 
Örneğin 1973 yılından sonra ilk defa 1994 yılında Amerikan Başkanı Bill Clinton, Şam'ı ziyarete gidiyor ve o ziyarette Hafız Esad’la yaptığı 4 saatlik görüşmenin 3 saati Sayın Öcalan'ın Şam'daki konumlanışı ile ilgili oluyor. Yine aynı şekilde 1996’ya geldiğimizde, Türkiye İsrail'le çok ciddi anlamda stratejik ortaklık, askeri ve istihbarati anlaşmalar yapıyor. Komplo sürecinde özellikle İsrail'e bağlı Mossad'ın çok ciddi bir istihbarat yardımında bulunduğunu görüyoruz. Yine aynı şekilde 1996 yılının Nisan ayında dönemin Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis'le Türkiye arasında Ege Adaları’ndaki uzlaşma karşılığında, aslında Türkiye'nin PKK ile olan mücadelesinde yardım sözü veriliyor. En son 17 Eylül 1998’de KDP ve YNK Washington'da ABD ile birlikte Kürt Otonom Sözleşmesi imzalıyor.
 
 Abdullah Öcalan, “3’üncü Dünya Savaşı’nın ilk müdahalesi bana yapıldı” tespitinde bulunuyor. İmha ve tasfiye edilmek istenen neydi? 
 
 
Ortadoğu'da halkların, inançların eşitliğine bir bütün olarak özgürlük, demokrasi, eşitlik ve adalet kıstaslı bir hareketin varlığı, bu sömürgeci politikaları boşa çıkaran, onu tehdit eden bir varlık. 
 
Ortadoğu'da halkların, inançların eşitliğine bir bütün olarak özgürlük, demokrasi, eşitlik ve adalet kıstaslı bir hareketin varlığı, bu sömürgeci politikaları boşa çıkaran, onu tehdit eden bir varlık. Bu açıdan baktığımızda, 9 Ekim 1998 tarihi bir yönüyle ABD, İngiltere ve NATO öncülüğünde günümüze kadar seyreden 3’üncü Dünya Savaşı olarak tanımladığımız sürecin ilk hamlesi ve bugüne kadar olan süreci de 3’üncü Dünya Savaşı'nın aşamaları olarak değerlendirmemiz mümkün. Yani 9 Ekim sonrası bu aktörlerin bir bütün olarak yaklaşık 7-8 yıl boyunca devam ettirdikleri politikaları, Sayın Öcalan’ın 9 Ekim çıkışıyla 15 Şubat’ta Türkiye'ye getirilmesine kadar olan süreçte nasıl roller oynadığını görüyoruz. Bu nedenle 9 Ekim tarihsel olarak bir NATO, Büyük Gladio müdahalesi ve komplosudur. Ama özel olarak hem NATO ve Gladio güçlerinin hem onlarla ekonomik ilişkili olan ulusların bir bütün olarak Sayın Öcalan ve Kürt özgürlük hareketi etrafında komplocu mantıkta buluşarak anlaştığını da görmek mümkün. Bu aynı zamanda kapitalist modernitenin dayandığı ulus devletçi sisteminde Demokratik Ulus paradigmasına, Demokratik Modernite ve Demokratik Konfederalizme dönük bir tasfiyesi olarak da değerlendirilebilir. 
 
Komplo sürecinde uluslararası hukuk da yok sayıldı. Uluslararası yargılanma talebi karşılıksız kaldı, Türkiye’de bir ay süren bir yargılama söz konusu oldu. Nitekim PKK Lideri Abdullah Öcalan bu süreci “tiyatro” olarak tanımladı. Nasıl bir senaryo yazıldı, sonuç aldı mı? 
 
Egemen sahadaki hukuk, her türlü hukuksuzluğun, sömürgeciliğin ve soykırımcılığın da kılıfı. Ezilenlerin hukuku değil, egemenlerin çıkarlarını kollayan bir hukuk söz konusu.  Zaten kendisinin Türkiye'ye teslim edilmesinin en temel amacı, Kürt sorununun kendisini çözümsüzlük girdabına hapsetmek. Sayın Öcalan'ın fiziksel imhasını hedeflediler ancak Sayın Öcalan bu oyunu bozdu. Kürt halkının direnişi bu oyunu bozdu. Sonra işte çürütme politikasına tabi tuttular ve en son bugün itibariyle baktığımızda, habersiz bırakma politikası devrede. Bu süreci fiziksel imha, çürütme ve habersiz bırakma haliyle 3 aşamalı olarak değerlendirebiliriz. Buradan bile baktığımızda İmralı duruşmalarının kendisi bir bu hukuk değil, tiyatroydu. Sayın Öcalan’ın Türkiye'nin getirilmesiyle birlikte Ecevit'in kendisi, ‘Neden Türkiye'ye teslim edildi, ben bilmiyorum’ diyerek itiraf etti. Bu yönüyle de aslında bir Gladio, NATO operasyonu olduğunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Aslında Sayın Öcalan’ın kendisi de yıllar önce biz avukatlarıyla görüşmelerinde, ‘İşte görüyorsunuz, Türkiye'nin rolü bana gardiyanlık yapmak. “Ben Gladionun, NATO’nun esiriyim” diyordu. Buradan baktığımızda, böylesi büyük bir komployu örenlerin adil bir yargılama yapmasını bekleyemeyiz.
 
Abdullah Öcalan’ın ”Komplo Türkiye’ye yapıldı” tespitine dikkat çekecek olursak, komplonun Türkiye’ye sonuçları neler oldu? 
 
 
Kürt halkının Sayın Öcalan'ın etrafında kenetlenmesi, bir özgürlük duvarı oluşturması hem egemen güçlere hem de ilgili devletlere tekrardan bir hesap yaptırdı.
 
Birincisi Sayın Öcalan'ın esaretiyle birlikte Türkiye'de muazzam bir toplumsal kışkırtma yaratıp, halklar savaşını bu coğrafyaya dayatmak istediler. Sayın Öcalan aslında ilk İmralı yargılamaları olarak ortaya çıkan süreçte, bu oyunu bozmaya çalıştı. Çünkü hepimiz hatırlarız o günleri. Her yerde milliyetçi, ırkçı histeriler Kürt avına çıkıyordu. Gördüğü her Kürt’ün neredeyse “katli vaciptir” atmosferi ortaya çıkıyordu. Bunun hukuki ve adil bir yargılama olmadığı zaten oradan belliydi. Ulus devlet, Sayın Öcalan ve Kürt özgürlük hareketi karşıtlığında İmralı yargılamaları sürecinde milliyetçi, ırkçı, ulus inşasını sağlamak için o süreci bir avantaja çevirmeye çalıştı ama unuttukları şey Kürt halkının on yıllara dayanan ideolojik duruşu, politik bilinci ve özgürlükteki ısrarı bu oyunu bozdu. Yine aynı şekilde Sayın Öcalan’ın idam cezasına mahkum edilmesiyle birlikte idamın kendisinin yasalardan çıkarılması da aslında bir bütün olarak Kürt halkının, Sayın Öcalan'ın ve Kürt özgürlük hareketinin bu komplocu yaklaşımları boşa çıkarmasıyla ilgiliydi. Kürt halkının Sayın Öcalan'ın etrafında kenetlenmesi, bir özgürlük duvarı oluşturması hem egemen güçlere hem de ilgili devletlere tekrardan bir hesap yaptırdı.
 
İmralı’yı bir avukat olarak ziyaret ettiniz, Abdullah Öcalan ile görüşmeler gerçekleştirdiniz. 31 aydır haber alınamama halinin sürdüğü İmralı Adası’nı nasıl tanımlarsınız? 
 
Ada mantığının kendisi çürütme politikalarının bir göstergesidir. Biz şimdi İmralı Cezaevi diyoruz, ama sanki bir adada cezaevi inşa edilmiş ve Sayın Öcalan orada kalıyor. Hayır, İmralı Adası’nın bir bütünü tecrit mantığıyla örülmüş bir sistemin kendisidir. Kürtlerin statü ve özgürlük mücadelesinin önderliğini, liderliğini yapan bir insan şahsında bu hareketin, bu mücadelenin tasfiyesine dönük bir sistem. O yüzden biz adayı bir yönetim tekniği ve bir sistem olarak değerlendirmek zorundayız.
 
Aile ve avukat görüş başvuruları gerçekleşmiyor, 31 aydır haber alınamıyor. Türkiye, uygulamalarıyla İmralı’da nasıl bir hukuk inşa etti? 
 
İmralı Cezaevi’nin hukukla tek ilişkisi hukukun askıya alınmasıdır. Çünkü hukuk, ahlak ve insan hakları yoktur. Kişiye özel bir sistem vardır ve o sistem başta istisna gibi örgütlenmiştir ama zaman içerisinde olağan hale gelmiştir.  
 
Abdullah Öcalan, İmralı tecrit sistemine karşı kendisini yaşatmaya çalışarak ortaya koyduğu duruşla komployu da boşa çıkardığını belirmişti. İmralı duruşunun esası nedir? 
 
 
Sayın Öcalan bugün mutlak sessizliğe gömülmek isteniyor. Ancak Ortadoğu’da filizlenmiş olan Rojava Devrimi, Sayın Öcalan’ın komplocu akla, Gladio ve NATO güçlerine verdiği en büyük cevaptır.
 
Sayın Öcalan’ın İmralı'daki yoğunlaşmaları ve pratik müdahaleleriyle aslında bir bütün olarak uluslararası komplocu akla dönük hem de yerel komplocu akla dönük çok ciddi hamleler yaptı ve bu komplocu aklı birçok yönüyle de boşa çıkardı. Sayın Öcalan'ın kendisi şu anda habersiz bırakılmış bir şekilde ama kendi önermeleri, kendi fikri, kendi paradigması, bugün itibariyle sadece Kürt halkı ve Kurdistan'a değil, aynı zamanda Ortadoğu ve dünya halklarına dönük çok ciddi bir karşılık bulmuş durumda. Zaten Sayın Öcalan 5 ciltlik savunmalarında Büyük Gladio Komplosuna, Batı güçlerine, ABD’ye, İngiltere'ye, kapitalist modernist güçlerin hepsine tarihsel bir cevap verdi. Bir hamleye, bir hamleyle karşılık verdi. Şimdi bu hamleden duyulan korkunun sonucu olarak zaten Sayın Öcalan bugün mutlak sessizliğe gömülmek isteniyor. Ancak Ortadoğu’da filizlenmiş olan Rojava Devrimi, Sayın Öcalan’ın komplocu akla, Gladio ve NATO güçlerine verdiği en büyük cevaptır.
 
Uluslararası komplonun etkilerine değindiniz, İmralı tecrit sisteminin Türkiye’ye yansımaları neler oluyor?
 
Devlet aslında İmralı'da Öcalan üzerindeki tecridi kurumsallaştırdıkça, sistemleştirdikçe ve İmralı tecrit sistemine karşı toplumsal muhalefetin başarısızlığını gördükçe, adım adım bu tecridi derinleştirdi. Bunun yanında tecridin ana mantığı ise Kürt sorununun çözümsüzlüğüne dayanıyor. Türkiye'deki çoklu krizin en temel halkası da Kürt sorununun çözümsüzlüğüdür. Bugün ekonomik krizden bahsediyorsak, savaşa ayrılan bütçeleri hesapladığımızda, ekonomik krizin en temel payının savaşa harcandığını görüyoruz. Savaşa harcanan her kaynak, eğitim, kültürel, ekonomik sorun olarak bize geri dönüyor.
 
Tecridin temelinde Kürt sorununda çözümsüzlük olduğunu söylediniz. Çözüm için toplumsal muhalefete nasıl bir rol düşüyor? 
 
Türkiye'de barışı savunmak, barışın toplumsallaştırılmasını savunmak, Türkiye halklarını Kürt sorunun demokratik barışçıl çözümüne taraf yapmak, toplumsal muhalefetin de önceliği olmak zorunda. Bu sadece Kürtlerin üstüne yığılacak, yıkılacak bir görev değil. Türkiye'de bütün bu çoklu krizden muzdarip olmuş tüm farklı grupların da Kürt sorununu demokratik çözümünü önceleme gibi bir derdi olmak zorunda. 2013- 2015 yılları arası başlatılan diyalog ve müzakere süreci bize psikolojik olarak da ekonomik olarak da bir rahatlamayı gösterdi. O nedenle tecrit politikasına karşı Türkiye'deki bütün toplumsal direniş öznelerinin taraf olması ve bütün mücadelesinin ana halkalarından biri olarak tecride karşı mücadeleyi görev edinmesi gerekiyor.
 
31 aydır haber alınamıyor, İmralı tecridine karşı tepkiler yeterli mi? 
 
 
İmralı tecridini parçalamak gibi bir görevle karşı karşıyayız. Bu görevden hiçbirimiz kaçamayız ve tam tersine yüzleşmeliyiz. Komplocu güçlerin yönelimleri derinleştirilmişse, o zaman daha büyük direneceğiz.
 
31 ay boyunca bir ülkenin cezaevinden, cezaevinde tutulan bir insandan haber alamıyorsunuz ve sıradan bir insan değil. Milyonlarca Kürt’ün, milyonlarca ezilen kimliğin kendisine saygı duyduğu, lideri olarak gördüğü bir kişi. Buradan baktığımızda, 31 ay boyunca habersiz bırakılması çok tehlikeli, kritik bir aşama ama aynı zamanda ama şu özgüvenle hareket etmeliyiz; Sayın Öcalan’ın İmralı’da yıllara yayılan düşünsel, zihinsel, fiziksel, politik ve ideolojik direnişi ve bir bütün olarak coğrafyanın ezilenlerine sundukları göz önünde bulundurulmalı. Bir yönüyle de bir politik vefa duygusu ile Sayın Öcalan’a yoldaşlık yapmanın, ona omuz vermenin yollarını aramak, bunu bir halklar mücadelesi ve günlük mücadelenin en temel parçası haline getirip, tarihe ve güne karşı özeleştirimizi vermeliyiz.
 
 HDK olarak Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü savunuyorsunuz. Uluslararası komplonun 26’ncı yılında, nasıl mücadele hattı izleyeceksiniz? 
 
İmralı tecridini artık parçalamak gibi bir görevle karşı karşıyayız. Bu görevden hiçbirimiz kaçamayız ve tam tersine yüzleşmeliyiz. Tecrit politikaları ile sürekli olumsuz, sürekli negatif ve sürekli olmazı dayatan akılla karşı karşıyayız. Ama biz geçmişte daha büyük komploları boşa çıkardık ve daha da büyük direnişlerin içerisine girebiliriz. Bugün baktığımızda komplocu güçlerin yönelimleri derinleştirilmişse, şu unutulmamalı; O zaman daha büyük direneceğiz. Bir direniş geleneği mirasını devralmışız ve birçok zaman bu komployu direnişimizle boşa çıkarmışız. Bu mücadelenin yarattığı yüzlerce mevzi, kazanım var. Gerçekten kendisini bir dünya hareketine getirmiş bir hareket söz konusu. Bu mücadelenin içerisinde olan insanlar olarak, bugün daha fazla İmralı sistemi ile yüzleşmeli, lağvedilmeli ve Sayın Öcalan’ın fiziksel özgürlüğü başta olmak üzere önümüzdeki mücadele engellerinin aşılmasına dönük büyük bir kararlılık, büyük bir direniş çizgisinin geliştirilmesi yine bizim elimizde.
 
MA / İbrahim Irmak

Diğer başlıklar

10/12/2024
23:31 Temelli: Kürtlere rağmen bir politika söz konusu olamaz
23:25 X’te ‘#SaveRojava’ çağrısı
23:13 Özerk Yönetim’den uluslararası topluma çağrı: Sessiz kalmayın
23:05 Kobanê’de 1’i çocuk 2 kişi katledildi
22:52 Çandar: Dış politika, Ortadoğu gerçeğine uygun yeniden düzenlenmeli
22:40 Heyva Sor a Kürdistan’dan Rojava’yla dayanışma çağrısı
22:21 Kürtler Rojava için kesintisiz seferberlik başlattı
21:15 Ferhad Şamî: Kimse çetelere bel bağlamasın
21:04 İstanbul'da saldırılar protesto edildi
20:58 Ayşegül Doğan: Gelin tarihi fırsatı değerlendirelim
20:20 Minbic’te 3 kadın katledildi
20:12 Oktay: Hafızası olmayan halklar yenilgiye mahkumdur
19:47 Bombalanan Tişrîn Barajı hizmet dışı kaldı
18:54 MHP’li Yıldız’dan hasta tutsakların serbest bırakılması çağrısı
18:52 Aydeniz: Saldırılar, Kürt halkına yönelik uluslararası boyut kazanan tehditlerdir
18:47 İsrail Savunma Bakanı: Suriye'nin güneyinde steril savunma bölgesi kurulması emri verdim
18:20 ‘Türkiye’de son 1 yılda 70 binin üzerinde insan tutuklandı’
18:14 Sağlıkçı Abdullah Alagündüz defnedildi
18:07 Colemêrg’te taciz faili uzman çavuş darp edildi
17:41 Kuzey ve Doğu Suriye 2024 bilançosu: 162 kişi katledildi
17:36 Asgari Ücret Belirleme Komisyonu ilk toplantısını gerçekleştirdi
17:20 Türkiye’nin Eyn Îsa saldırısında 8 kişi katledildi
17:10 IFJ: 2024 yılında 104 gazeteci öldürüldü
17:07 Uyuşturucu madde satan kişiye halk müdahalesi
16:34 Askerlerin ablukaya aldığı köyde 9 gözaltı
16:07 Meclis önünde adalet talep ettiler
15:49 Emeklilerden kayyım politikasına tepki
15:36 Türkiye ve SMO'nun saldırılarına tepki: Bijî berxwedana Rojava
15:34 Aydın, gazeteci ve sanatçılar Êlih’e ziyaret: Kayyım politikalarına karşı çıkalım
15:18 11 ayda TİHV'e 692 işkence başvurusu
14:23 DEM Parti Eş Genel Başkanları: İnsan hakları için mücadele edeceğiz
14:17 İnsan Hakları Haftası'nda Rojava'ya saldırılar protesto edildi
13:37 Gazeteci Nazım Daştan: Demokratik yaşam umudunu yok etmek istiyorlar
13:13 Qereqozaq Köprüsü bombalandı
13:12 Rojava için yardım kampanyası: Kobanê ruhuyla hareket edelim
12:54 10 Ekim’de katledilenler anıldı: IŞİD'i besleyenler bugün başka çetelerle iş birliği yapıyor
12:44 Avukatlardan İmralı’ya gitmek için yeni başvuru
12:37 Serêkaniye’de İHA düştü
12:36 İstinaf Hasret Tutal’ın katiline verilen ‘indirimli’ cezayı onadı
12:30 Mehmet Sincar davası mütalaa için ertelendi
11:47 Bakan Tunç'tan İmralı başvurusuna dair açıklama
10:51 Tişrin Barajı’nda şiddetli çatışmalar
10:44 DEM Parti’den asgari ücret önerisi: En az 35 bin TL olmalı
10:40 Ekim ayında işsizlik arttı
10:38 Farqîn’de 2 kişi darp edilerek gözaltına alındı
10:35 'Türkiye taşlar yerine oturmadan Kürt kazanımlarını tasfiye etmek istiyor'
09:23 Cezaevinde 30'un üzerinde kitap yazdı: Mücadelenin yolu edebiyattır
09:22 Efrin-Şehba Kantonu Meclis Eşbaşkanı: Bu vahşetin sonlanması için harekete geçilmeli
09:13 Wan-Erdîş karayolunda iki zincirleme kaza: 2 ölü, 45 yaralı
09:10 Meteorolojiden sağanak ve rüzgar uyarısı
09:09 ‘Aileye’ ayrılan bütçe ‘kadına’ ayrılan bütçenin 3 katı
09:07 Tarıma ayrılan bütçe çiftçinin değil şirketlerin cebine gidiyor
09:03 Şiddet uygulayan polisler hakkında suç duyurusu
09:03 Kahvaltıların vazgeçilmezi peynir artık alınamıyor
09:00 10 ARALIK 2024 GÜNDEMİ
08:35 Bütçeye şerh: Alternatif model demokratik modernitedir
08:14 Bayındır: Çözümün zemini ve zamanı geldi, fırsatı kaçırmayalım
07:00 Avrupa ülkeleri Suriyelilerin iltica başvurularını askıya alıyor
09/12/2024
23:46 Suriye’de eski rejime ait askeri depo ve araçlar bombalandı
23:31 Colemêrg’te polis şiddeti: Darp raporu alan gençler gözaltında
22:59 Avrupa’da saldırılar protesto edildi: Her yerde ses çıkaralım
22:19 Amedspor, sahasında 2-1 galip geldi
21:57 DAİŞ’liler SMO adıyla Minbic’e gidiyor
21:55 Bursa'da bir kadın katledildi
21:13 İnsan Hakları Haftası kapsamında konser verildi
20:47 YPJ Sözcüsü Rûken Cemal: Minbic’te tarihi bir direniş var
20:36 Erdoğan: Suriye’de yeni bir dönem başladı
20:14 İzmir'den Polonez işçilerine destek
19:30 Bakırhan’dan çağrı: Büyük fırtınaya karşı Rojava ile diyalog kurun
19:09 Til Temir'de SİHA düşürüldü
18:38 Kılıçdaroğlu trafik kazası geçirdi
18:28 El Cezire: Suriye'de başbakan Muhammed El Beşir olacak
18:20 Hatimoğulları: Parlemento Kürtlerle ortak yaşamın yollarını bulmak için çalışmalı
18:19 Kobanê’ye saldırı: 2 çocuk katledildi
18:14 Eyn Îsa saldırısında 45 Suriye askeri öldürüldü
17:27 DİSK Basın-İş: Her 4 gazeteciden biri asgari ücretle çalışıyor
17:21 Yüksekdağ’ın savunmaları kitaplaştırıldı
17:15 Şerif Gören meslektaşları tarafından uğurlandı
17:11 Genel Kurul’da bütçe görüşmeleri: Merkezi yönetimin borcu 8,8 trilyon
16:49 10 aydır belediye çalışanlarının maaş farkı ödenmiyor
16:45 Bakanlık yanıtladı: 11 ayda 709 tutuklu yaşamını yitirdi
16:11 Kayyım Êlih’te eşbaşkanların belediyeye girişini engelledi
15:52 Gergerlioğlu’da bir yılda bin 700 ihlal başvurusu
15:44 Suriye İnsan Hakları Örgütü’nden BM’ye Türkiye çağrısı
15:09 Taciz faili müftüyü tutuklama talebine ret
15:01 SİHA saldırısı: 3 kişi yaralandı
14:56 Kobanê köylerine saldırı
14:42 DEM Parti: Kuzey ve Doğu Suriye’de savaş suçu işleniyor
14:30 Eşbaşkanları ziyaret eden heyet: Bu gidişata itirazımız var
14:24 Minbic’te son durum
14:18 TEV-DEM’den ‘QSD güçlerinin yanında olalım’ çağrısı
13:49 İsrail Dışişleri Bakanı: Kürtlere yönelik saldırılar durdurulmalı
13:37 Türkiye'nin 8 yıldır hedef aldığı Minbic'te halklar direniyor
12:48 Cizîrê bölgesinin Zirgan ilçesi bombalandı: 1 yurttaş katledildi
12:38 Minbic neden hedefte?
12:07 MKG’den Kasım raporu: 38 gazeteci yargılandı
11:38 Helikopter kazası: 1’i tuğgeneral 6 asker yaşamını yitirdi
11:31 ‘Doğum uzmanı’ olmadığı için Dilan Durmuş yaşamını yitirdi
10:48 Türkiye’nin SİHA saldırısında 12 sivil katledildi
10:08 Kadınlar şiddette karşı savunma tekniklerini öğreniyor
09:32 Sadr’dan Suriye için diyalog çağrısı
09:29 KCK: Suriye’de çözüm Demokratik Ulus ile mümkündür
09:23 KNK: Rojava'nın kazanımlarının yok edilmesi Başur'un statüsünün de yok olmasıdır
09:05 Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali Mersin'de başlıyor
09:04 Sahil yoluyla büyüyen zemin sıvılaşması heyelanları arttırıyor
09:00 09 ARALIK 2024 GÜNDEMİ
08:57 Aldar Xelîl: Türkiye’nin müdahalesi Suriye krizini derinleştiriyor
08:36 Meteoroloji'den 10 kent için sarı kodlu uyarı
08:13 Minbic Askeri Meclisi: Savunmanın ikinci aşamasına geçildi
08:05 Xwebûn ‘Rojava’yı savunmak farzdır!’ manşetiyle çıktı
08/12/2024
23:43 Özerk Yönetim’den halka ‘uyanık olun’ çağrısı
23:35 Sêrt’te hikaye ve müzik dinletisi
22:35 Erdoğan’dan KYK bursu açıklaması
21:12 TASS: Beşar Esad ve ailesi Moskova’da
20:38 Ferhat Şamî: Minbic’i işgal etmek kolay değil
20:16 Gazze’de 44 bin 708 kişi hayatını kaybetti
19:52 Kongra Star’dan tüm Suriyeli kadın örgütlerine çağrı
19:50 Mamak'ta miting: İnsanca yaşamak istiyoruz
18:50 Kuzey ve Doğu Suriye genelinde sokağa çıkma yasağı
18:46 34 siyasi parti ve kuruluştan QSD’ye destek
18:29 KCDK-E’den Minbic çağrısı: Halkımız Avrupa’da ayağa kalkmalı
18:25 TBB Başkanlığı’na yeniden Sağkan seçildi
18:01 Minbic Askeri Meclisi: Saldırılar kırıldı
17:47 Zübeyir Aydar: Büyük bir savaş olabilir, Rojava’nın sesi olmalıyız
17:32 Fabian Molina: Demokrasi ve istikrarın kalesi Rojava korunmalı
17:24 Savaş uçakları Özerk Yönetim binasını bombaladı
17:14 Hediye Tekin’in cenazesi kadınların omzunda taşındı
17:07 ‘Kurtuluş Rojava Devrimi etrafında birleşmekten geçiyor’
17:04 Rengîn Kültür Sanat Derneği açıldı
16:59 Eşbaşkan Zeydan: Gasp edilen belediyeleri halka teslim edin
16:18 DBP'den ‘Suriye'de demokratik bir yönetim’ çağrısı
16:16 İzmir’de 'Ortadoğu'da savaş ve Türkiye'ye etkileri' paneli
16:09 ‘Ortadoğu’ sempozyumu: Çözüm Önder Apo ile görüşmedir
15:17 DBP eş genel başkanları kitap fuarını ziyaret etti
15:04 Rusya’dan Esad açıklaması: Suriye'den ayrıldı
14:52 Pentagon: Suriye'de askeri varlığımızı sürdüreceğiz
14:46 MSD’den ‘Yeni Suriye’ açıklaması
14:41 Kartal’da ‘İnsanca yaşam’ mitingi: Birlikte direnecek, birlikte kazanacağız
14:20 Özerk Yönetim’den açıklama: Diyaloğa hazırız
14:09 İstanbul’da kitle Kartal Meydanı’na yürüdü
13:40 Tahliye edilen 400’e yakın aile Tebqa Kantonu’na ulaştı
13:22 DEM Parti: Geçiş yönetimi ile Suriye’deki normalleşmenin önü açılmalı
13:09 Minbic Askeri Meclisi saldırılara direniyor
12:48 Fuarda ‘Çîrokên Dengbêjan’ etkinliği
12:41 Irak, Şam Büyükelçiliği’ni tahliye etti
12:25 BM Temsilcisi Pedersen: Bugün Suriye tarihinde bir dönüm noktası
12:24 Şerif Gören yaşamını yitirdi
11:59 Türkiye Barolar Birliği yeni başkanını seçiyor
11:52 Minbic’in köylerine bombardıman
11:47 Rejimden kalan kamu binaları İç Güvenlik Güçleri’nin denetiminde