Hatimoğulları: Demokratik Konfederalizm Ortadoğu’daki sorunlar için tek reçetedir

img
ANKARA - Demokratik Konfederalizm’in Ortadoğu’daki sorunlar için tek reçete olduğunu belirten HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Tüm halkların bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak mücadele etmesi bizi büyük bir başarıya götürecek” dedi.
 
Hakkında kapatma davası olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) yerine 14 Mayıs seçimlerine giren Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), seçimlerden sonra yeniden yapılanma sürecine girdi. Bu kapsamda halk toplantılarıyla başlayan eleştiri ve özeleştiri süreci, konferansların ardından 15 Ekim günü Ankara’da düzenlenen Büyük Kongre’ye taşındı.
 
Büyük bir değişimin beklendiği ve tüm gözlerin çevrildiği kongrede, partinin ismi Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) olarak değiştirilirken, Tülay Hatimoğulları Oruç ve Tuncer Bakırhan da eş genel başkanlığa seçildi.
 
Kongrede, parti tabanın eleştirileri doğrultusunda mesajlar verildi. Sokağı özne kılacak olan mücadele hattı, Kürt sorununun çözümü ve çözümün temel muhatabı olarak kongrede ifade edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için mücadele öne çıkan mesajlar oldu.
 
Aynı zamanda Eş Genel Başkan Hatimoğulları’nın, önümüzdeki süreçte toplumsal ve demokratik ittifakı en geniş şekilde kuracaklarına yönelik beyanı dikkat çekti. Hatimoğulları, lise yıllarından bu yana sosyalist fikirleriyle mücadele içerisinde yer alan bir Arap Alevisi. Uzun bir süredir Arap kültürünün ve Arap dilinin canlanması için çeşitli çalışmalar yürüten Hatimoğulları, aynı zamanda Demokrasi İçin Birlik Hareketi (DBH), Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve takiben Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kuruluş ve örgütlenme süreçlerinde yer aldı, Türkiye’nin toplumsal sorunlarına çözüm aradı.
 
Kongrenin ardından HEDEP Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, kendi siyasal mücadelesini, Kürt halkının mücadelesiyle yolunun kesişme hikayesini, HEDEP’in Türkiye’deki sorunlara karşı geliştireceği çözümlerin yol haritasına dair Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.
 
 Köklü bir geleneği olan HEDEP'in yeni eş genel başkanı oldunuz. Sizin için ne anlam ifade ediyor?
 
Türkiye’nin en önemli siyasal öznesi olan böylesi bir partinin eş genel başkanı olmam, benim açımdan büyük bir onurdur, gururdur. Bu süreci en iyi şekilde nasıl yürütebileceğimiz ve ileriye taşıyabileceğimiz konusunda omuzlarımıza önemli yükler yüklendi. Yoğun ve kolektif emek harcamayı başarabilirsek, bu sorumluluğun altında kalkabileceğiz. Değerli halkımız ve mücadelenin bugüne gelmesini sağlayan cezaevinde ve dışarıdaki partili yoldaşlarımız, bizi bu göreve layık gördüğü için layıkıyla yerine getireceğiz.
 
Eş genel başkan seçildikten sonra kamuoyunda Kürt halkının mücadelesiyle yolunuzun nasıl kesiştiği merak ediliyor?
 
 
Biz gençlik çalışmalarında DEP’e gider gelirdik, HADEP dönemini daha aktif hatırlıyorum. Derken bugüne kadar bu şekilde yolumuz ilerledi. Bu nedenle yollarımız Kürt halkıyla bu anlamda da kesişti.
 
Türkiye’deki sosyalistler içerisinde şanslı olanlardan birisiyim. Çünkü Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın çizdiği siyasi hatta örgütlenmiş insanlardan biriyim. Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın 1936 yılında kaleme aldığı bir kitabı vardı. Kürt sorununun bugünkü dönemini en iyi anlatan ve ulusal sorun konusunda yaklaşımları oldukça kuvvetli olan bir devrimcidir, sosyalist ve ideologdur. O dönemlerde bizler ilk okuduğumuz kitaplardan birisi onun “İhtiyat Kuvvet: Milliyet, Şark” kitabıydı. Kürdistan’ın bugünkü verdiği mücadelenin alt yapısının sunulduğu kitaptı. Ayrıca Türkiye’de Kemalist soldan farkını ortaya koyan ideolojik hattır. Biz gençlik çalışmalarında DEP’e gider gelirdik, HADEP dönemini daha aktif hatırlıyorum. Derken bugüne kadar bu şekilde yolumuz ilerledi. Bu nedenle yollarımız Kürt halkıyla bu anlamda da kesişti. Tabi ki ben bir Arap’ım. Türkiye’de yaşayan Araplar olarak, kendi kültürümüze, dilimize sahip çıkmayı içimizde geçirirdik. Aslında Kürt özgürlük mücadelesi Türkiye’deki tüm halklara, kimliklere sahip çıkma noktasında örnek olan bir mücadele pratiği yaşattı. Bizler de aynı zamanda bundan etkilenen sosyalist gençlerdik.
 
Biz Arapça tiyatro yaptığımız için ve Arapça müzik yaptığımız için sürekli gözaltına alınıyorduk. Hiç unutmuyorum, bir kere gözaltına alındığımda sorgu esnasında, “Kürtler yetmiyor bir de başımıza Araplar mı çıktı” sözü söylenmişti. Tabi o zaman gözlerimiz bağlı olduğu için sadece ses duyduk. İşkencede söylendi bu sözler. Türkiye’de özellikle Kürt ulusal mücadelesinin geldiği nokta, birçok halkta farkındalık yarattı. Araplar ve başka halklar “ben niye kendi dilim ile konuşmayayım ki” demeye başladı ve asimilasyon politikalarını sorgulamaya başladı. Ben bunu başka halklarda da görüyorum.
 
Yeşil Sol Parti adıyla seçime girdiniz. Seçim sonuçları tüm muhalefette olduğu gibi partinizde de eleştirilere neden oldu. Ancak yine de kongrenize çok güçlü bir katılım oldu ve coşkulu geçti. Kongreniz bu anlamda ne mesaj verdi?
 
Tabi seçim sonuçları bizim islediğimiz şekilde geçmedi. Bizler seçimlerden hemen sonra başlattığımız halk toplantılarını kongremize kadar yaptık, yerellerle görüşmeler gerçekleştirdik. Bunu sadece kendi partililerimizle yapmadık. Fikir olarak da kararlaşma olarak da çok iyi bir süreç işletildi. Şimdi kongremizdeki bu coşku da esasen partimizin yaşadığı tüm baskılara karşı halkımızın verdiği bir cevaptı. Partimize yaşam hakkı tanımayan iktidara verilen güçlü bir mesajdı. Kongremizdeki coşku aynı zamanda yeniden yapılanmanın ürünüydü. Mücadelemizi sürdürmemiz için bizim önümüzü açan bir kongre oldu.
 
Çok güçlü bir barış mücadelesine ihtiyacımız var. Türkiye’de çatışmalar devam ediyor, Rojava’da savaş hali söz konusu, İsrail-Filistin çatışmaları ciddi biçimde devam ediyor. Rusya Ukrayna savaşı söz konusu. Tüm bunları düşündüğümüzde; şu anda sadece Türkiye’nin değil bölgenin ve aslında tüm dünyanın güçlü bir barış hareketine ihtiyacı var. Bizim bunu inşa etmemiz gerekiyor. Böyle bir dönem içerisindeyiz. Yine ekonomik kriz dünya ölçeğinde derinleşmiş durumda. Türkiye’ye baktığımızda bıçak kemiği geçmiş ve iliğe dayanmış. Ekonomik kriz ile mücadele elbette ki geçmiş dönemde olduğu gibi en temel görev ve sorumluluklarımızdan birisiydi. Bu dönemde bunu daha fazla ön plana çıkartmak ve yoksulluk ile daha etkin bir mücadele yürütmek, emek alanında daha yoğun bir örgütlenmeyi yürütebilmek yine dönemimizin ihtiyaçları açısından acil elzem konulardan birisidir. Yine bu dönemde bizim çalışmamızın ana hatlarından biri, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntem ile çözülmesidir.
 
Bunu başarmanın yolu nasıl bir çalışma tarzından geçecek?
 
Muhalefete eleştiriyle başlayacağım bu konuda. Ne yazık ki içinden bulunduğumuz bu rejimle mücadeleyi sandıklara hapsettiler. Tüm umudu sandığa kilitleyen bir ana muhalefet izledik. Ve gördük ki, bu işler öyle her şey sandığa bırakınca olmuyormuş. Bu dönemde en fazla üzerinde durulması gereken noktalardan biri demokrasi mücadelesini alanlarda, sokaklarda, meydanlarda, mahallelerde, fabrikalarda, okullarda ve her yerde yükseltilmeli. Çünkü bahsini ettiğim tüm bu yaşam alanların hepsi daraltmış durumda ve hepsinde devasa sorunlar var. İçinden geçtiğimiz süreç, çoklu kriz sürecidir. Bizler tüm bunlara karşı başta yereller olmak üzere, bahsi geçen tüm yaşam alanlarını örgütleme, o dinamiklerde ortak bileşke oluşturma çabasına gireceğiz. Aynı zamanda tüm muhalefete bu konuda çağrımız var. Bunu kongremizde de çağrıyı yaptık. Burada ben tekrar edeceğim. Türkiye’de hakikaten bu rejimin lağvedilmesi ve bu rejimin gitmesini talep eden, “bu böyle gitmez” diyen, “mutlaka bir şey yapmalıyız” diyen her kesimin, bu ülkedeki tüm aydınların, yazarların, gazetecilerin, Kürtlerin, Alevilerin, dinin AKP eliyle siyasallaştırdığını düşünen mütedeyyinlerin, kadınların, gençlerin ve her kesimin “bu böyle gitmez” paydasında birleşerek, bu iktidarı göndermek gibi bir görev ve sorumluluğumuz var. Buradan çağrımızı tüm kesimlere yeniliyoruz; gelin biz bu içinde yaşanılmaz rejime git demeyi başaralım.
 
Kongrede yaptığınız bir diğer çağrı da İsrail’in Filistin işgaline karşıydı. O çağrınızda Ortadoğu’nun kanayan iki yarasının olduğunu, bunun da Kürt sorunu ve Filistin sorunu olduğunu söyleyerek tek çözümün, demokratik konfederalizm olduğunu söylemiştiniz. Bunu biraz açar mısınız?
 
 
Kürtlerin serhildanı, Filistin halkının intifadası ve bunlarla birlikte bölgede bulunan tüm halkların birbiriyle bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak ve dayanışma içinde mücadele etmesi, bizi büyük bir başarıya götürecek.
 
Yüzyıldır İsrail’in Filistin topraklarını işgali söz konusu ve Filistin halkı intifada ile sembolleşmiş bir halktır. Tanklara tüfeklere karşı taş ve sopa ile yanıt veren bir halk. Ne yazık ki üzülerek ifade ediyorum, çok ciddi bir savaş var. Çok fazla sivil kayıpları ve çocuk ölümleri söz konusu. Aynı şekillerde aynı günlerde hatta Erdoğan’ın Filistin için “barış olmalıdır” dediği saatlerde Rojava bombalanıyordu. 1 Ekim’den sonra Rojava’ya dönük yoğun bir bombardıman başlatıldı. Filistin ile Kürtlerin kaderi birçok açıdan birbirine benziyor. Hem içinde bulundukları baskı koşulları hem de bölge halkları tarafından yalnız bırakıldıkları itibariyle de kaderleri birbirine benziyor. Bugün Arap dünyası yeteri düzeyde Filistin’e sahip çıkmıyor. Kongrede çağrı yaptık, Arap coğrafyası Filistin halkının yanında güçlü olarak dursaydı, bu savaş ve çatışma yaşanmazdı. Yine Kürtlerde güçlü bir ulusal birlik oluşmuş olsaydı, Kürt halkının durumu da bambaşka olurdu. Bu anlamda benzerlikleri vardır. Bu sorunun çözümü için Filistin intifadası ile Kürtlerin serhildani yan yana gelmeli, omuz omuza vermeli, birleşmeli. Ancak o zaman biz güçlü bir sonucu hep birlikte alabiliriz.
 
Esasen bölgenin analizini yaptığımız zaman, karşımıza bir kere şu çıkıyor; son birkaç yüzyıldır emperyalist güçlerin Ortadoğu ve Afrika üzerinde yürüttükleri politika böl-parçala-yönet politikasıdır. Ve bunu sürekli olarak dinler, mezhepler ve etnik kimlikler üzerinden yapmışlar. Şimdi bölgenin bu sorunları çözmesi aynı zamanda emperyalist sömürgeci anlayışa da güçlü bir cevap olacaktır. Bugün Sayın Öcalan’ın geliştirdiği demokratik konfederalizm seçeneği, bu bahsi geçen yaşanmışlıklar için tek reçetedir. Bugün herkesin kendi dilini, kendi inancını ve ibadetini özgürce yapabildiği, kimsenin ötekini hor görmediği bir coğrafyayı yaratmak çok mu zor? Bakın ben bir sosyalist olarak açık yüreklilikle söylüyorum, burjuva demokrasisi bu konuda epey yol almıştır. Bugün İsviçre’ye baktığımızda, birçok kanton var ve birkaç dil konuşuluyor. Ortak resmi bir dil var. Bölündü mü İsviçre? Baktığımız zaman bir burjuva devlet yapılanması ve oldukça da güçlü bir yerde duruyor.
 
Dolayısıyla demokratik konfederalizmin bu topraklarda kök salmasıyla ancak bu sorunlar aşılabilinir. Bu bakımdan da özetle bu reçeteyi hayata geçirmek çok önemli. Kürtlerin serhildanı, Filistin halkının intifadası ve bunlarla birlikte bölgede bulunan tüm halkların birbiriyle bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak ve dayanışma içinde mücadele etmesi, bizi büyük bir başarıya götürecek. Bölgemizde rahat bir nefes alırız. Bölgemizde zaten yıllardır devam eden savaşlar var, bunun da bitmesinin yolu buradan geçiyor.
 
Kongrenizde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dair talepler dile getirdiniz.
 
Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemle çözülmesi konusundaki ısrarımızı, her zaman olduğu gibi şimdi de sürdüreceğiz. Bu sorunun çözümünde hakikaten en önemli görevi ve rolü oynayacak insan Sayın Öcalan’dır. Bunu biz bildiğimiz kadar aslında sistemin kendisi de çok iyi bilmektedir bunu. Ve Sayın Öcalan’ın bir sözü vardı “bana olanak tanınırsa barışa gidecek yolu bir haftada açarım” demişti. Şimdi bu konuda gerçekten Kürt sorununun çözülmesini istiyorsak, bunu ben her kesim için söylüyorum ve o nedenle istiyorsak diye ifade ediyorum; tüm kesimlerin İmralı tecridini ortadan kaldırılması ve Sayın Öcalan ile diyaloğun başlatılması yönündeki kanalların açılması gerekiyor. Sayın Öcalan 32 aydır ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmüyor. Ve sağlığıyla ilgili en ufak bir bilgiye dahi kimse sahip değil. Sayın Öcalan, Kürt halkı başta olmak üzere bölge halkları için çok önemli bir önderdir. Dolayısıyla da kendisiyle görüşmenin kanallarının açılması, hem Türkiye’deki Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme sorununun çözülmesi konusunda büyük adımlar atılmış olacak hem de Suriye’de şu anda tıkanmış olan siyasetin önünün açılması ve devam eden çatışmaların bitmesine büyük katkı sağlayacaktır. Ezcümle başta dört parça Kurdistan olmak üzere tüm Ortadoğu’da çok önemli sonuçlar alabileceğimize inanıyoruz. O nedenle bu kongremizde de öne çıkan noktalardan bir tanesi buydu. Sayın Öcalan’ın fizik özgürlüğü en temel olan noktalardan olan birisi budur.
 
Yükselen bir kadın hareketi izliyoruz. Kongrenizde de “Jin Jîyan Azadî” sloganları sürekli atıldı. Kadın hareketinin mücadelesinin daha da yükseltilmesi ve kadın bakış açısıyla sorunları çözümü kavuşturmak adına önümüzdeki dönemde planlamalarınız var mı?
 
 
Türkiye kadın hareketi ile Kurdistan kadın hareketi, zaten 1980 yılında sonra çok güçlü bir ortaklık sağlamış durumdadır. Bu ortaklığı daha da güçlendirmek ve daha da geniş kitlelere yaymayı hedefliyoruz.
 
Mücadelemizin temel paradigması, kadın özgürlük mücadelesiyle şekillenir. AKP iktidarı döneminde kadınların yaşadıkları inanılmaz korkunç düzeye vardı. Bugüne kadar kadınların birçok emek ve bedelle kazanmış oldukları hakları, AKP iktidarı döneminde tek tek ellerinden alındı. Tabi ki kadınların yaşadıkları sorunlar, AKP iktidarı ile tek başına açıklanmaz. 5 bin yıllık bir ezilme ve sömürülme var ortada. 5 bin yıllık bir erkek egemen sistemle bizler mücadele ediyoruz. Ve bu erkek egemen sistem siyaset alanında, evlerimizin içinde, sokakta, iş hayatında yani toplumun bütün hücrelerine yayılmış ve bütün hücrelerinde gayet canlı ve diri bir biçimde durmaktadır. Bizler ataerkil sisteme karşı güçlü bir mücadele verdik, tarih boyunca. Şimdi de bunu daha fazla geliştirmemiz gereken bir dönemden geçiyoruz. Somutlaştıracak olursak, AKP iktidarı döneminde kadınlar için çok önemli sözleşmelerden birisi olan İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı. Şimdi nafaka hakkı kaldırılması gündemde.
 
Kadınlara sokakta büyük bir baskı var. Seçimlerden sonra iktidarın tahkim etmeye çalıştığı yeni rejimi, kadınların bedenine çok büyük bir saldırı yapıyor. Hiç tanımadığımız erkekler tarafından sokakta şiddet görebiliyor, hiç tanımadığımız erkekler tarafından sözlü ve fiziki şiddete maruz kalabiliyoruz. Çok büyük bir cezasızlık sistemi var. Yani bu şiddeti gösteren erkeklere ya da kadın cinayetlerini gerçekleştiren erkeklere ciddi bir yaptırım yok bu ülkede. Çünkü erkek aklı aynı zamanda yargıyı da çok ciddi bir biçimde besliyor.
 
Çeşitli kadın platformları, farklı siyasal alanlarda ve ideolojilerden gelen kadınların bir araya gelerek ortak bir mücadele hattını nasıl geliştirebileceklerini kadın hareketi Türkiye’de gösterdi. Türkiye kadın hareketi ile Kurdistan kadın hareketi, zaten 1980 yılında sonra çok güçlü bir ortaklık sağlamış durumdadır. Bu ortaklığı daha da güçlendirmek ve daha da geniş kitlelere yaymayı hedefliyoruz.
 
Seçimlerden sonra özellikle ittifaklar konusu çok konuşuldu. HEDEP’in ittifaklar politikasını nasıl olacak?
 
Seçimlerden sonra ittifak politikamız en çok tartıştığımız konulardan biri. İttifaklar konusunda gelen en temel eleştiri seçimlere iki partiyle girmiş olmak. Yani ittifakın iki partiden oluşmuş olması. Bu eleştiri aslında farklı yorumlara sebebiyet verdi. Yerelden merkeze kadar tartıştık ve nihai kararlaşmayı da konferansımızda sağladık. Bizim ittifak politikalarımız kesinlikle devam edecek. Fakat ittifak politikalarımız, dar anlamda salt bir seçim ittifakı değildir. Bunun bir mücadele ittifakı olduğunu ve Türkiye’de bulunan bütün siyasal odaklar kadar aynı zamanda toplumsal dinamiklerin de bu ittifakın bir parçası haline gelmesi çok önemli.
 
Bundan neyi kastediyorsunuz?
 
 
Emek ve meslek örgütleri, Aleviler ve Kürtlerin farklı özgün örgütlenmeleri, yani bu ülkedeki farklı toplumsal dinamikler, ekoloji, kadın ve gençlik hareketlerinin hepsinin olduğu ortak zemin en temel hedefimizdir. Bu bir mücadele ittifakı olmalıdır.
 
Esasen bundan kastettiğiniz şey, bugüne kadar oluşturduğumuz ittifakın siyasi partilerden oluşması. Seçim arifesinde oluştuğu için aslında kamuoyu tarafından bir seçim ittifakı gibiymiş olarak algılandı. Mevcut olan ittifaktaki siyasi yapıların yanı sıra farklı yapılara da ittifakın açılması gerekiyor. Emek ve meslek örgütleri, Aleviler ve Kürtlerin farklı özgün örgütlenmeleri, yani bu ülkedeki farklı toplumsal dinamikler, ekoloji, kadın ve gençlik hareketlerinin hepsinin olduğu ortak zemin en temel hedefimizdir. Bu bir mücadele ittifakı olmalıdır. Bu ülkede demokratik cumhuriyeti savunmak üzere yola çıkanların bir çalışmasıdır.
 
Konferansımızda bahsettiğimiz gibi, bütün toplumsal alanların bir araya gelerek oluşturacağı bir mücadele ve demokrasi ittifakıdır. Bununla ilgili aktif çalışmalar olacak. Kongremizi yeni gerçekleştirdik ve parti meclisimiz toplanacak, MYK belirlenecek. Doğal olarak MYK kendi iş bölümünü de yapacak. Hemen akabinde aktif olarak yürüteceğimiz çalışmalarda biri ittifaklar olacak. Bu alanda belli başlı arkadaşlarımız ve komisyonlar görevlendirilecek. Bu çalışmayı dinamikleriyle beraber örme konusunda biz üzerimize düşen tüm görevler ve sorumlulukları yerine getireceğiz.
 
Yetkili kurulları oluşturmanızla birlikte, Türkiye’deki soruları çözümü noktasında nasıl bir siyasi güç, nasıl bir parti, nasıl bir HEDEP göreceğiz?
 
Geleneğimiz aynı zamanda geleceğimizdir. Biz HEDEP olarak her ne kadar isim anlamında yeni olsak da yüz yıllardır bu topraklarda egemenlere ve sömürenlere karşı verilen mücadelenin bileşkesiyiz. HDP’nin de ilk duruluş mantığı buydu. Bu bileşkeyi oluşturmaktı. Biz bu geleneği sürdürüyoruz. Bu gelenek için mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki dönem eksik bıraktığımız ne varsa, onu yapmayı önümüze hedef olarak koyacağız.
 
Deneyimleri de yanımızda alarak biz yeni partimizin daha güçlü bir şekilde varlık göstermesini sağlamayı hedefliyoruz. Güçlü deneyimler var çünkü çok zor mücadele alanlarından gelindi. Mesela biraz önce bir arkadaşımız ziyaret etti. Çok uzun yıllar cezaevinde kalmış bir arkadaş. O geldiği zaman dedi ki ‘ben tutuklanmadan önce küçücük odalarda biz parti faaliyetlerimizi yürütürken şimdi bir bakıyorum ne kadar gelişmiş, aslında ne kadar güçlü bir hale geldiğimizi gördüm.’ Bu bizi çok duygulandırdı. Hatta şunu da söyledi; ‘Siz dedi sürekli içinde olan insanlar olarak bunu fark etmiyorsunuz.’ Doğru bir tespit yaptı ve bu değerlendirmeyi değerli buldum. Bizler eksiklerimizi konuşacağız aynı zamanda mücadelemizdeki çok önemli başarıların deneyimlerini yanımıza alacağız, daha ileriye taşıyacağız.
 
Buradan da halklarımıza şu çağrıyı yapıyorum. Gelin hep birlikte partimizi yeniden inşa edelim. Gelin hep birlikte partimizi mahalle mahalle, semt semt örgütleyelim. Gelin hep birlikte mahallemizde yaşadığımız sorunlarımızı bir parti kimliği ve kültürüyle dile getirelim ve bu anlamıyla da ihtiyaç ne ise, hep birlikte karşılayalım. Bunun için de güçlü mahalle çalışmalarına komisyonlarına ihtiyacımız var. Bunun da halkımız ve partimizin ortak yürüteceği bir çalışmayla mümkün olduğunun altını bir kere daha çiziyorum.
 
MA / Selman Güzelyüz - Hakan Yalçın

Diğer başlıklar

16:58 Yousefi’nin ‘Ronahiya Jin’ sergisi Wan’da açıldı
16:27 Mêrdîn’de yüksek fatura protestosu
15:58 Riha ve İzmir'de ‘Demokratik toplum için barışa ses ver’ çağrısı YENİLENDİ
15:18 Tecrit sürüyor, toplum adım bekliyor: Erdoğan'dan 'sabır' açıklaması
14:56 33 yıllık tutsaklığın ardından kardeşinin mezarına ziyaret
14:23 Komisyonun 6 ve 7'nci toplantılarının programı belli oldu
14:07 Geri gönderme merkezinde tutulan Nanaxanim Babazade için eylem
12:53 Wan'da kaza: 2 ölü, 3 yaralı
12:52 DBP Kadın Meclisi: Şiddet artıyor, devlet kurumları sessiz
12:52 Kadın tutsaklardan Meclis Komisyonu’nda Kürtçe engeline tepki
12:25 DEM Parti İmralı Heyeti bu hafta İmralı'ya gidecek
12:00 Temelli: Öcalan ile görüşmeyen komisyon yol alamaz
11:39 Bursa'da 3.4 büyüklüğünde deprem
11:38 Bedlîs’teki yangın söndürüldü
11:32 İmalat sanayisi kapasite kullanımı son 5 yılın gerisine düştü
10:59 Gazze'de 2'si çocuk 11 kişi daha açlıktan hayatını kaybetti
10:54 İran'ın nükleer programı görüşmesi Cenevre'de yapılacak
09:57 Foza Yûsif: Türkiye yapıcı bir rol üstlenmeli
09:46 Alevilerin beklentisi eşit yurttaşlık
09:37 Avrupa'daki belediye başkanları İmamoğlu için İstanbul'a gelecek
09:16 Taraftar cezalara karşı Amedspor'un yanında
09:13 Xwebûn 'Dil kırmızı çizgidir' manşetiyle çıktı
09:07 Diyanet hutbesine tepki: Kadınlar etkin mücadele vermeli
09:05 'Tecridin 7 penceresi' 3 dile çevrildi
09:03 Kızıl Parti Sekreteri Yağan: Öcalan'ın özgür tartışma koşulları oluşturulmalı
09:01 Spor ve sohbete 'personel eksikliği', kitaba 'sakıncalı' engeli
09:00 25 AĞUSTOS GÜNDEMİ
24/08/2025
23:55 Tülay Hatimoğulları: Tarihi fırsat elde etmiş durumdayız
23:37 Amedspor'dan farklı galibiyet
22:19 Sındırgı’da 4,8 şiddetinde deprem
22:06 31 yıl sonra tahliye olan Gülten Akgül’e ziyaret
21:51 Amedspor-Sivasspor maçı başladı
21:06 İsrail’den Yemen’e hava saldırısı: 2 ölü, 5 yaralı
20:52 Halk Amedspor’u LED ekrandan izleyecek: İşte taraftar, işte şampiyon
20:23 Pirsûs’ta yürüyüş: Barış gelmeden hiçbir sorun çözülmez
19:55 Kadınlardan barış zinciri ve serbest kürsü
19:29 İstanbul’da 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinliği
18:00 Kahire’de ‘umut hakkı’ ve tecrit tartışıldı
17:46 İspanya’da Ağustos'ta aşırı sıcaklar rekor kırdı
17:13 Gimgim’daki inanç festivali halaylarla sona erdi
17:00 Bangladeş ve Pakistan ilişkileri normalleştirme kararı aldı
16:50 Bakırhan: Kürt halkının hafızasını dengbêjler korudu
16:44 Bekçilerin darp ettiği genç 'mukavemetten' tutuklandı
16:00 'Kürtler ve Türkler tarihsel bir eşikte: Barış tereddütsüz desteklenmeli'
15:27 İstanbul’da şüpheli kadın ölümü
15:25 Afganistan’da kamuya açık kırbaç cezası
15:17 NADA’dan Hesfa Vadisi için uluslararası soruşturma çağrısı
15:04 ABD Irak’taki güçlerini çekiyor
14:35 Tülay Hatimoğulları: Komisyon zaman kaybetmeden Öcalan’la görüşmeli
13:06 İran’da idam cezası verilen üç tutsaktan haber alınamıyor
12:46 Licê’deki yangın kontrol altına alındı
12:13 Özerk Yönetim: Şam Hükümeti inkar siyasetini meşrulaştırmaya çalışıyor
11:22 Kadınlara yeni anayasa çağrısı: Gelin sözümüzü ortaklaştıralım
11:18 MSD: 25 Ağustos’taki anayasa çalıştayı ertelendi
11:11 Öğrencileri taşıyan minibüs TIR'a çarptı: 2 ölü, 10 yaralı
11:03 14 yaşındaki çocuk ateşli silahla yaşamını yitirdi
10:26 Alevi sanatçılar süreçten umutlu
09:53 Jin dergi kadın gazetecilerin mücadelesini kapağına taşıdı
09:07 Licik’te 30 yıldır bêrîvanlık yapıyor: Jeotermal doğamızı yok edecek
09:06 Fazla mesai dayatmasına tepki: Sağlıktaki sorunlar kökten çözülmeli
09:05 Gabar’daki petrol faaliyetleri nedeniyle 3 binden fazla insan aylardır susuz
09:03 Komisyonda konuşan İHD Başkanı Yılmaz: Öcalan’ın dinlenmesi gerekiyor
09:02 Kayyım mağduru işçiler 25 gündür direnişte
09:02 İncirde verim düştü
09:00 24 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
08:54 Meteoroloji’den sağanak yağış uyarısı
07:00 Mereş’te 4 büyüklüğünde deprem
23/08/2025
23:44 Hums’taki hastaneler hizmet dışı
22:34 Gimgim’da inanç festivali 2’nci gününde
22:26 İstanbul'da halk şöleni: Barış için Abdullah Öcalan’ın koşulları değişmeli
22:11 Kerboran'da müzik festivali sona erdi
21:53 Seyircisiz oynanacak Amedspor maçı için LED ekran kurulacak
21:47 Süveyda'da 'ulusal ordu' kuruldu
21:13 Mamak'ta halk buluşması
20:38 Bakırhan: Sayın Öcalan ile yapılan görüşmeler azaldı, bu yaklaşımdan vazgeçin
20:06 Gültan Kışanak: Komisyon Öcalan’ı dinlemeli, bu bir dayatma ve siyasi talep değildir
20:01 Jandarma, Önder ve Demirtaş’ın fotoğraflarını söktü
19:47 Bayındır: Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün zamanıdır
19:03 Wan mitinginde Öcalan posterleri
18:35 Meletî’de yangın devam ediyor
18:17 Onbinlerin katıldığı Wan mitingi: Komisyon Sayın Öcalan ile görüşmeli
17:56 Geçiş Hükümeti: Kuzey ve Doğu Suriye ile Süveyda’da öngörülen seçimler iptal edildi
17:51 Hakem kurulu zam oranını belirlemek için toplandı
17:45 Gülistan Tara’nın mezarı başında anma: Bizi güçlü tutan hakikat mücadeleleri
17:40 Wanlılar miting alanına gelmeye başladı
16:59 Yangından etkilenen mahallelerde inceleme ve anket
16:37 Bakırhan, mesire alanının açılışını yaptı
16:16 KESK’ten Gazze protestosu: Katil İsrail Filistin'den defol
16:00 Munzur Gözeleri'nde 'mescit' protestosu: Rızasız her iş zulümdür
15:20 Katledilen gazeteciler anıldı: Mücadeleleri yol gösteriyor
15:01 GGM'de tutulan Nanaxanim Babazade deport edilmek isteniyor
14:56 Bahçeli'den 'çatlak' iddialarına yanıt
14:53 İstanbul'da kadınlardan ‘barış zinciri’ eylemi
14:33 Sındırgı'da 4.1 büyüklüğünde deprem
14:24 700'üncü F Oturması eylemi: Tüm hasta tutsaklara özgürlük
13:36 İktisatçı Eğilmez: Facianın büyüklüğü 60 milyar doları aştı
13:24 Derince'deki yangın baraka ve konteynerlere sıçradı
13:22 Cumartesi Anneleri eylemi: Barış hakikati konuşarak gelir
13:12 Kayıp yakınlarından komisyona çağrı: Pratik zamanı
13:10 Şimşek: KKM'de yeni hesaplar açılmayacak
12:39 Euro'dan yeni rekor
10:54 Wan'da miting günü: Temel talep Öcalan'a özgürlük
10:22 Rezan'da halk 'Katılımcı Bütçe'nin projelerini belirledi
09:36 İki kardeşin şüpheli ölümünde özel savcı görevlendirildi
09:14 Milas'ta bir kadın katledildi
09:13 Uzman çavuşun vurduğu astsubay hayatını kaybetti
09:12 22 taşınmazı satan kayyıma dava
09:11 Gençlerle iklim anketi: Yerel yönetimler ve STÖ'lerin çalışmaları yetersiz
09:10 Komisyonda dinlenen Batı: Öcalan ile görüşülmesi süreci hızlandırır
09:09 'Kadınların güvenliği barışın temel taşıdır'
09:05 DEM Parti gençliği özel savaşa karşı mücadelede
09:04 50 derecede mesai
09:03 Geçmez: Herkes dinlenmeli, süreç hukuki zemine oturtulmalı
09:02 Egîdê Cimo'da kayıt dönemi
09:01 Dinamitlerle doğayı tahrip eden karayolları çalışanları: Yerle bir ettik!
09:01 250 hastaya tek onkolog, o da izinde
09:00 23 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
08:59 Kur Korumalı Mevduat uygulaması sona erdi
22/08/2025
23:56 Gulistan Tara ve Hêro Bahadîn katledildikleri yerde anıldı
22:36 Silêmanî’deki çatışmaların ardından 200’ü aşkın gözaltı
22:31 Husiler, İsrail'e saldırdı
22:24 Kerboran'da festival ikinci gününde
21:57 Azerbaycanlı öğrenciye gözaltı: Çıplak arama ve aç bırakma iddiası
21:35 Suriye Geçiş Hükümeti, yeni paralarını Rusya’da basacak
21:27 Trump: Fed üyesi Lisa Cook istifa etmezse görevden alacağım
21:20 Peri Tekstil İşçilerinin eylemi 17’nci gününde: Mücadeleyi büyütelim
21:14 Gimgim’da 3 gün sürecek inanç festivali başladı
20:42 223 işçi 24 gündür direniyor
20:07 ‘Kadınlar olarak demokratik toplumu inşa etmeliyiz'
18:48 Doktorlar Birliği: Uluslararası bir heyet İmralı'ya gitmeli
18:20 Memur-Sen: Hakem Kurulu'na başvurmama kararı aldık
18:11 Meletî'de orman yangını
17:56 Cizîr’de uzman çavuş şüpheli şekilde öldü
17:27 Pasur Belediyesi halk Lokantası açtı
17:24 Yenişehir ilçesinde silahlı kavga: 1 ölü 4 yaralı
17:18 Wan, 'özgürlük' mitingine hazır: Amaç iktidarı adım atmaya çağırmak
17:03 Beyoğlu belediye başkanvekili belli oldu
16:50 İran polis devriyesine pusu: En az 5 polis öldü
16:37 Birlik İnisiyatifi: Ortak bir gelecek inşa etmemiz lazım
16:25 Lahur Şêx Cengî'nin kanalı kapatıldı
16:00 Mevsimlik tarım işçisi kadınların çalışma koşulları Meclis gündeminde
15:47 Mûş’ta 'birlik' buluşması: Çıkarlar bir kenara bırakılmalı
15:37 Özel: Meclis'i olağanüstü toplantıya çağıracağız
15:26 İzmir'de orman yangını
14:39 Sosyalist tarihçi Liakos’tan Öcalan’ın çağrısına destek
14:30 Saraya yürümek isteyen memurlara polis engeli
13:59 Mor Cumartesi Hareketi: Islamabad toplantısında Afgan çıkarları dikkate alınmalı
13:45 Eş genel başkanlardan Wan mitingine çağrı
13:02 Kürtçe konuşmaları engellenen anneler: Çözüm için önce dilimizi kabul edin
12:51 Barış Vakfı'ndan tepki: Kürtçe engeli sürecin ruhuna aykırı