Hatimoğulları: Demokratik Konfederalizm Ortadoğu’daki sorunlar için tek reçetedir

img
ANKARA - Demokratik Konfederalizm’in Ortadoğu’daki sorunlar için tek reçete olduğunu belirten HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Tüm halkların bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak mücadele etmesi bizi büyük bir başarıya götürecek” dedi.
 
Hakkında kapatma davası olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) yerine 14 Mayıs seçimlerine giren Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), seçimlerden sonra yeniden yapılanma sürecine girdi. Bu kapsamda halk toplantılarıyla başlayan eleştiri ve özeleştiri süreci, konferansların ardından 15 Ekim günü Ankara’da düzenlenen Büyük Kongre’ye taşındı.
 
Büyük bir değişimin beklendiği ve tüm gözlerin çevrildiği kongrede, partinin ismi Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) olarak değiştirilirken, Tülay Hatimoğulları Oruç ve Tuncer Bakırhan da eş genel başkanlığa seçildi.
 
Kongrede, parti tabanın eleştirileri doğrultusunda mesajlar verildi. Sokağı özne kılacak olan mücadele hattı, Kürt sorununun çözümü ve çözümün temel muhatabı olarak kongrede ifade edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için mücadele öne çıkan mesajlar oldu.
 
Aynı zamanda Eş Genel Başkan Hatimoğulları’nın, önümüzdeki süreçte toplumsal ve demokratik ittifakı en geniş şekilde kuracaklarına yönelik beyanı dikkat çekti. Hatimoğulları, lise yıllarından bu yana sosyalist fikirleriyle mücadele içerisinde yer alan bir Arap Alevisi. Uzun bir süredir Arap kültürünün ve Arap dilinin canlanması için çeşitli çalışmalar yürüten Hatimoğulları, aynı zamanda Demokrasi İçin Birlik Hareketi (DBH), Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve takiben Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kuruluş ve örgütlenme süreçlerinde yer aldı, Türkiye’nin toplumsal sorunlarına çözüm aradı.
 
Kongrenin ardından HEDEP Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, kendi siyasal mücadelesini, Kürt halkının mücadelesiyle yolunun kesişme hikayesini, HEDEP’in Türkiye’deki sorunlara karşı geliştireceği çözümlerin yol haritasına dair Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.
 
 Köklü bir geleneği olan HEDEP'in yeni eş genel başkanı oldunuz. Sizin için ne anlam ifade ediyor?
 
Türkiye’nin en önemli siyasal öznesi olan böylesi bir partinin eş genel başkanı olmam, benim açımdan büyük bir onurdur, gururdur. Bu süreci en iyi şekilde nasıl yürütebileceğimiz ve ileriye taşıyabileceğimiz konusunda omuzlarımıza önemli yükler yüklendi. Yoğun ve kolektif emek harcamayı başarabilirsek, bu sorumluluğun altında kalkabileceğiz. Değerli halkımız ve mücadelenin bugüne gelmesini sağlayan cezaevinde ve dışarıdaki partili yoldaşlarımız, bizi bu göreve layık gördüğü için layıkıyla yerine getireceğiz.
 
Eş genel başkan seçildikten sonra kamuoyunda Kürt halkının mücadelesiyle yolunuzun nasıl kesiştiği merak ediliyor?
 
 
Biz gençlik çalışmalarında DEP’e gider gelirdik, HADEP dönemini daha aktif hatırlıyorum. Derken bugüne kadar bu şekilde yolumuz ilerledi. Bu nedenle yollarımız Kürt halkıyla bu anlamda da kesişti.
 
Türkiye’deki sosyalistler içerisinde şanslı olanlardan birisiyim. Çünkü Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın çizdiği siyasi hatta örgütlenmiş insanlardan biriyim. Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın 1936 yılında kaleme aldığı bir kitabı vardı. Kürt sorununun bugünkü dönemini en iyi anlatan ve ulusal sorun konusunda yaklaşımları oldukça kuvvetli olan bir devrimcidir, sosyalist ve ideologdur. O dönemlerde bizler ilk okuduğumuz kitaplardan birisi onun “İhtiyat Kuvvet: Milliyet, Şark” kitabıydı. Kürdistan’ın bugünkü verdiği mücadelenin alt yapısının sunulduğu kitaptı. Ayrıca Türkiye’de Kemalist soldan farkını ortaya koyan ideolojik hattır. Biz gençlik çalışmalarında DEP’e gider gelirdik, HADEP dönemini daha aktif hatırlıyorum. Derken bugüne kadar bu şekilde yolumuz ilerledi. Bu nedenle yollarımız Kürt halkıyla bu anlamda da kesişti. Tabi ki ben bir Arap’ım. Türkiye’de yaşayan Araplar olarak, kendi kültürümüze, dilimize sahip çıkmayı içimizde geçirirdik. Aslında Kürt özgürlük mücadelesi Türkiye’deki tüm halklara, kimliklere sahip çıkma noktasında örnek olan bir mücadele pratiği yaşattı. Bizler de aynı zamanda bundan etkilenen sosyalist gençlerdik.
 
Biz Arapça tiyatro yaptığımız için ve Arapça müzik yaptığımız için sürekli gözaltına alınıyorduk. Hiç unutmuyorum, bir kere gözaltına alındığımda sorgu esnasında, “Kürtler yetmiyor bir de başımıza Araplar mı çıktı” sözü söylenmişti. Tabi o zaman gözlerimiz bağlı olduğu için sadece ses duyduk. İşkencede söylendi bu sözler. Türkiye’de özellikle Kürt ulusal mücadelesinin geldiği nokta, birçok halkta farkındalık yarattı. Araplar ve başka halklar “ben niye kendi dilim ile konuşmayayım ki” demeye başladı ve asimilasyon politikalarını sorgulamaya başladı. Ben bunu başka halklarda da görüyorum.
 
Yeşil Sol Parti adıyla seçime girdiniz. Seçim sonuçları tüm muhalefette olduğu gibi partinizde de eleştirilere neden oldu. Ancak yine de kongrenize çok güçlü bir katılım oldu ve coşkulu geçti. Kongreniz bu anlamda ne mesaj verdi?
 
Tabi seçim sonuçları bizim islediğimiz şekilde geçmedi. Bizler seçimlerden hemen sonra başlattığımız halk toplantılarını kongremize kadar yaptık, yerellerle görüşmeler gerçekleştirdik. Bunu sadece kendi partililerimizle yapmadık. Fikir olarak da kararlaşma olarak da çok iyi bir süreç işletildi. Şimdi kongremizdeki bu coşku da esasen partimizin yaşadığı tüm baskılara karşı halkımızın verdiği bir cevaptı. Partimize yaşam hakkı tanımayan iktidara verilen güçlü bir mesajdı. Kongremizdeki coşku aynı zamanda yeniden yapılanmanın ürünüydü. Mücadelemizi sürdürmemiz için bizim önümüzü açan bir kongre oldu.
 
Çok güçlü bir barış mücadelesine ihtiyacımız var. Türkiye’de çatışmalar devam ediyor, Rojava’da savaş hali söz konusu, İsrail-Filistin çatışmaları ciddi biçimde devam ediyor. Rusya Ukrayna savaşı söz konusu. Tüm bunları düşündüğümüzde; şu anda sadece Türkiye’nin değil bölgenin ve aslında tüm dünyanın güçlü bir barış hareketine ihtiyacı var. Bizim bunu inşa etmemiz gerekiyor. Böyle bir dönem içerisindeyiz. Yine ekonomik kriz dünya ölçeğinde derinleşmiş durumda. Türkiye’ye baktığımızda bıçak kemiği geçmiş ve iliğe dayanmış. Ekonomik kriz ile mücadele elbette ki geçmiş dönemde olduğu gibi en temel görev ve sorumluluklarımızdan birisiydi. Bu dönemde bunu daha fazla ön plana çıkartmak ve yoksulluk ile daha etkin bir mücadele yürütmek, emek alanında daha yoğun bir örgütlenmeyi yürütebilmek yine dönemimizin ihtiyaçları açısından acil elzem konulardan birisidir. Yine bu dönemde bizim çalışmamızın ana hatlarından biri, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntem ile çözülmesidir.
 
Bunu başarmanın yolu nasıl bir çalışma tarzından geçecek?
 
Muhalefete eleştiriyle başlayacağım bu konuda. Ne yazık ki içinden bulunduğumuz bu rejimle mücadeleyi sandıklara hapsettiler. Tüm umudu sandığa kilitleyen bir ana muhalefet izledik. Ve gördük ki, bu işler öyle her şey sandığa bırakınca olmuyormuş. Bu dönemde en fazla üzerinde durulması gereken noktalardan biri demokrasi mücadelesini alanlarda, sokaklarda, meydanlarda, mahallelerde, fabrikalarda, okullarda ve her yerde yükseltilmeli. Çünkü bahsini ettiğim tüm bu yaşam alanların hepsi daraltmış durumda ve hepsinde devasa sorunlar var. İçinden geçtiğimiz süreç, çoklu kriz sürecidir. Bizler tüm bunlara karşı başta yereller olmak üzere, bahsi geçen tüm yaşam alanlarını örgütleme, o dinamiklerde ortak bileşke oluşturma çabasına gireceğiz. Aynı zamanda tüm muhalefete bu konuda çağrımız var. Bunu kongremizde de çağrıyı yaptık. Burada ben tekrar edeceğim. Türkiye’de hakikaten bu rejimin lağvedilmesi ve bu rejimin gitmesini talep eden, “bu böyle gitmez” diyen, “mutlaka bir şey yapmalıyız” diyen her kesimin, bu ülkedeki tüm aydınların, yazarların, gazetecilerin, Kürtlerin, Alevilerin, dinin AKP eliyle siyasallaştırdığını düşünen mütedeyyinlerin, kadınların, gençlerin ve her kesimin “bu böyle gitmez” paydasında birleşerek, bu iktidarı göndermek gibi bir görev ve sorumluluğumuz var. Buradan çağrımızı tüm kesimlere yeniliyoruz; gelin biz bu içinde yaşanılmaz rejime git demeyi başaralım.
 
Kongrede yaptığınız bir diğer çağrı da İsrail’in Filistin işgaline karşıydı. O çağrınızda Ortadoğu’nun kanayan iki yarasının olduğunu, bunun da Kürt sorunu ve Filistin sorunu olduğunu söyleyerek tek çözümün, demokratik konfederalizm olduğunu söylemiştiniz. Bunu biraz açar mısınız?
 
 
Kürtlerin serhildanı, Filistin halkının intifadası ve bunlarla birlikte bölgede bulunan tüm halkların birbiriyle bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak ve dayanışma içinde mücadele etmesi, bizi büyük bir başarıya götürecek.
 
Yüzyıldır İsrail’in Filistin topraklarını işgali söz konusu ve Filistin halkı intifada ile sembolleşmiş bir halktır. Tanklara tüfeklere karşı taş ve sopa ile yanıt veren bir halk. Ne yazık ki üzülerek ifade ediyorum, çok ciddi bir savaş var. Çok fazla sivil kayıpları ve çocuk ölümleri söz konusu. Aynı şekillerde aynı günlerde hatta Erdoğan’ın Filistin için “barış olmalıdır” dediği saatlerde Rojava bombalanıyordu. 1 Ekim’den sonra Rojava’ya dönük yoğun bir bombardıman başlatıldı. Filistin ile Kürtlerin kaderi birçok açıdan birbirine benziyor. Hem içinde bulundukları baskı koşulları hem de bölge halkları tarafından yalnız bırakıldıkları itibariyle de kaderleri birbirine benziyor. Bugün Arap dünyası yeteri düzeyde Filistin’e sahip çıkmıyor. Kongrede çağrı yaptık, Arap coğrafyası Filistin halkının yanında güçlü olarak dursaydı, bu savaş ve çatışma yaşanmazdı. Yine Kürtlerde güçlü bir ulusal birlik oluşmuş olsaydı, Kürt halkının durumu da bambaşka olurdu. Bu anlamda benzerlikleri vardır. Bu sorunun çözümü için Filistin intifadası ile Kürtlerin serhildani yan yana gelmeli, omuz omuza vermeli, birleşmeli. Ancak o zaman biz güçlü bir sonucu hep birlikte alabiliriz.
 
Esasen bölgenin analizini yaptığımız zaman, karşımıza bir kere şu çıkıyor; son birkaç yüzyıldır emperyalist güçlerin Ortadoğu ve Afrika üzerinde yürüttükleri politika böl-parçala-yönet politikasıdır. Ve bunu sürekli olarak dinler, mezhepler ve etnik kimlikler üzerinden yapmışlar. Şimdi bölgenin bu sorunları çözmesi aynı zamanda emperyalist sömürgeci anlayışa da güçlü bir cevap olacaktır. Bugün Sayın Öcalan’ın geliştirdiği demokratik konfederalizm seçeneği, bu bahsi geçen yaşanmışlıklar için tek reçetedir. Bugün herkesin kendi dilini, kendi inancını ve ibadetini özgürce yapabildiği, kimsenin ötekini hor görmediği bir coğrafyayı yaratmak çok mu zor? Bakın ben bir sosyalist olarak açık yüreklilikle söylüyorum, burjuva demokrasisi bu konuda epey yol almıştır. Bugün İsviçre’ye baktığımızda, birçok kanton var ve birkaç dil konuşuluyor. Ortak resmi bir dil var. Bölündü mü İsviçre? Baktığımız zaman bir burjuva devlet yapılanması ve oldukça da güçlü bir yerde duruyor.
 
Dolayısıyla demokratik konfederalizmin bu topraklarda kök salmasıyla ancak bu sorunlar aşılabilinir. Bu bakımdan da özetle bu reçeteyi hayata geçirmek çok önemli. Kürtlerin serhildanı, Filistin halkının intifadası ve bunlarla birlikte bölgede bulunan tüm halkların birbiriyle bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak ve dayanışma içinde mücadele etmesi, bizi büyük bir başarıya götürecek. Bölgemizde rahat bir nefes alırız. Bölgemizde zaten yıllardır devam eden savaşlar var, bunun da bitmesinin yolu buradan geçiyor.
 
Kongrenizde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dair talepler dile getirdiniz.
 
Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemle çözülmesi konusundaki ısrarımızı, her zaman olduğu gibi şimdi de sürdüreceğiz. Bu sorunun çözümünde hakikaten en önemli görevi ve rolü oynayacak insan Sayın Öcalan’dır. Bunu biz bildiğimiz kadar aslında sistemin kendisi de çok iyi bilmektedir bunu. Ve Sayın Öcalan’ın bir sözü vardı “bana olanak tanınırsa barışa gidecek yolu bir haftada açarım” demişti. Şimdi bu konuda gerçekten Kürt sorununun çözülmesini istiyorsak, bunu ben her kesim için söylüyorum ve o nedenle istiyorsak diye ifade ediyorum; tüm kesimlerin İmralı tecridini ortadan kaldırılması ve Sayın Öcalan ile diyaloğun başlatılması yönündeki kanalların açılması gerekiyor. Sayın Öcalan 32 aydır ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmüyor. Ve sağlığıyla ilgili en ufak bir bilgiye dahi kimse sahip değil. Sayın Öcalan, Kürt halkı başta olmak üzere bölge halkları için çok önemli bir önderdir. Dolayısıyla da kendisiyle görüşmenin kanallarının açılması, hem Türkiye’deki Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme sorununun çözülmesi konusunda büyük adımlar atılmış olacak hem de Suriye’de şu anda tıkanmış olan siyasetin önünün açılması ve devam eden çatışmaların bitmesine büyük katkı sağlayacaktır. Ezcümle başta dört parça Kurdistan olmak üzere tüm Ortadoğu’da çok önemli sonuçlar alabileceğimize inanıyoruz. O nedenle bu kongremizde de öne çıkan noktalardan bir tanesi buydu. Sayın Öcalan’ın fizik özgürlüğü en temel olan noktalardan olan birisi budur.
 
Yükselen bir kadın hareketi izliyoruz. Kongrenizde de “Jin Jîyan Azadî” sloganları sürekli atıldı. Kadın hareketinin mücadelesinin daha da yükseltilmesi ve kadın bakış açısıyla sorunları çözümü kavuşturmak adına önümüzdeki dönemde planlamalarınız var mı?
 
 
Türkiye kadın hareketi ile Kurdistan kadın hareketi, zaten 1980 yılında sonra çok güçlü bir ortaklık sağlamış durumdadır. Bu ortaklığı daha da güçlendirmek ve daha da geniş kitlelere yaymayı hedefliyoruz.
 
Mücadelemizin temel paradigması, kadın özgürlük mücadelesiyle şekillenir. AKP iktidarı döneminde kadınların yaşadıkları inanılmaz korkunç düzeye vardı. Bugüne kadar kadınların birçok emek ve bedelle kazanmış oldukları hakları, AKP iktidarı döneminde tek tek ellerinden alındı. Tabi ki kadınların yaşadıkları sorunlar, AKP iktidarı ile tek başına açıklanmaz. 5 bin yıllık bir ezilme ve sömürülme var ortada. 5 bin yıllık bir erkek egemen sistemle bizler mücadele ediyoruz. Ve bu erkek egemen sistem siyaset alanında, evlerimizin içinde, sokakta, iş hayatında yani toplumun bütün hücrelerine yayılmış ve bütün hücrelerinde gayet canlı ve diri bir biçimde durmaktadır. Bizler ataerkil sisteme karşı güçlü bir mücadele verdik, tarih boyunca. Şimdi de bunu daha fazla geliştirmemiz gereken bir dönemden geçiyoruz. Somutlaştıracak olursak, AKP iktidarı döneminde kadınlar için çok önemli sözleşmelerden birisi olan İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı. Şimdi nafaka hakkı kaldırılması gündemde.
 
Kadınlara sokakta büyük bir baskı var. Seçimlerden sonra iktidarın tahkim etmeye çalıştığı yeni rejimi, kadınların bedenine çok büyük bir saldırı yapıyor. Hiç tanımadığımız erkekler tarafından sokakta şiddet görebiliyor, hiç tanımadığımız erkekler tarafından sözlü ve fiziki şiddete maruz kalabiliyoruz. Çok büyük bir cezasızlık sistemi var. Yani bu şiddeti gösteren erkeklere ya da kadın cinayetlerini gerçekleştiren erkeklere ciddi bir yaptırım yok bu ülkede. Çünkü erkek aklı aynı zamanda yargıyı da çok ciddi bir biçimde besliyor.
 
Çeşitli kadın platformları, farklı siyasal alanlarda ve ideolojilerden gelen kadınların bir araya gelerek ortak bir mücadele hattını nasıl geliştirebileceklerini kadın hareketi Türkiye’de gösterdi. Türkiye kadın hareketi ile Kurdistan kadın hareketi, zaten 1980 yılında sonra çok güçlü bir ortaklık sağlamış durumdadır. Bu ortaklığı daha da güçlendirmek ve daha da geniş kitlelere yaymayı hedefliyoruz.
 
Seçimlerden sonra özellikle ittifaklar konusu çok konuşuldu. HEDEP’in ittifaklar politikasını nasıl olacak?
 
Seçimlerden sonra ittifak politikamız en çok tartıştığımız konulardan biri. İttifaklar konusunda gelen en temel eleştiri seçimlere iki partiyle girmiş olmak. Yani ittifakın iki partiden oluşmuş olması. Bu eleştiri aslında farklı yorumlara sebebiyet verdi. Yerelden merkeze kadar tartıştık ve nihai kararlaşmayı da konferansımızda sağladık. Bizim ittifak politikalarımız kesinlikle devam edecek. Fakat ittifak politikalarımız, dar anlamda salt bir seçim ittifakı değildir. Bunun bir mücadele ittifakı olduğunu ve Türkiye’de bulunan bütün siyasal odaklar kadar aynı zamanda toplumsal dinamiklerin de bu ittifakın bir parçası haline gelmesi çok önemli.
 
Bundan neyi kastediyorsunuz?
 
 
Emek ve meslek örgütleri, Aleviler ve Kürtlerin farklı özgün örgütlenmeleri, yani bu ülkedeki farklı toplumsal dinamikler, ekoloji, kadın ve gençlik hareketlerinin hepsinin olduğu ortak zemin en temel hedefimizdir. Bu bir mücadele ittifakı olmalıdır.
 
Esasen bundan kastettiğiniz şey, bugüne kadar oluşturduğumuz ittifakın siyasi partilerden oluşması. Seçim arifesinde oluştuğu için aslında kamuoyu tarafından bir seçim ittifakı gibiymiş olarak algılandı. Mevcut olan ittifaktaki siyasi yapıların yanı sıra farklı yapılara da ittifakın açılması gerekiyor. Emek ve meslek örgütleri, Aleviler ve Kürtlerin farklı özgün örgütlenmeleri, yani bu ülkedeki farklı toplumsal dinamikler, ekoloji, kadın ve gençlik hareketlerinin hepsinin olduğu ortak zemin en temel hedefimizdir. Bu bir mücadele ittifakı olmalıdır. Bu ülkede demokratik cumhuriyeti savunmak üzere yola çıkanların bir çalışmasıdır.
 
Konferansımızda bahsettiğimiz gibi, bütün toplumsal alanların bir araya gelerek oluşturacağı bir mücadele ve demokrasi ittifakıdır. Bununla ilgili aktif çalışmalar olacak. Kongremizi yeni gerçekleştirdik ve parti meclisimiz toplanacak, MYK belirlenecek. Doğal olarak MYK kendi iş bölümünü de yapacak. Hemen akabinde aktif olarak yürüteceğimiz çalışmalarda biri ittifaklar olacak. Bu alanda belli başlı arkadaşlarımız ve komisyonlar görevlendirilecek. Bu çalışmayı dinamikleriyle beraber örme konusunda biz üzerimize düşen tüm görevler ve sorumlulukları yerine getireceğiz.
 
Yetkili kurulları oluşturmanızla birlikte, Türkiye’deki soruları çözümü noktasında nasıl bir siyasi güç, nasıl bir parti, nasıl bir HEDEP göreceğiz?
 
Geleneğimiz aynı zamanda geleceğimizdir. Biz HEDEP olarak her ne kadar isim anlamında yeni olsak da yüz yıllardır bu topraklarda egemenlere ve sömürenlere karşı verilen mücadelenin bileşkesiyiz. HDP’nin de ilk duruluş mantığı buydu. Bu bileşkeyi oluşturmaktı. Biz bu geleneği sürdürüyoruz. Bu gelenek için mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki dönem eksik bıraktığımız ne varsa, onu yapmayı önümüze hedef olarak koyacağız.
 
Deneyimleri de yanımızda alarak biz yeni partimizin daha güçlü bir şekilde varlık göstermesini sağlamayı hedefliyoruz. Güçlü deneyimler var çünkü çok zor mücadele alanlarından gelindi. Mesela biraz önce bir arkadaşımız ziyaret etti. Çok uzun yıllar cezaevinde kalmış bir arkadaş. O geldiği zaman dedi ki ‘ben tutuklanmadan önce küçücük odalarda biz parti faaliyetlerimizi yürütürken şimdi bir bakıyorum ne kadar gelişmiş, aslında ne kadar güçlü bir hale geldiğimizi gördüm.’ Bu bizi çok duygulandırdı. Hatta şunu da söyledi; ‘Siz dedi sürekli içinde olan insanlar olarak bunu fark etmiyorsunuz.’ Doğru bir tespit yaptı ve bu değerlendirmeyi değerli buldum. Bizler eksiklerimizi konuşacağız aynı zamanda mücadelemizdeki çok önemli başarıların deneyimlerini yanımıza alacağız, daha ileriye taşıyacağız.
 
Buradan da halklarımıza şu çağrıyı yapıyorum. Gelin hep birlikte partimizi yeniden inşa edelim. Gelin hep birlikte partimizi mahalle mahalle, semt semt örgütleyelim. Gelin hep birlikte mahallemizde yaşadığımız sorunlarımızı bir parti kimliği ve kültürüyle dile getirelim ve bu anlamıyla da ihtiyaç ne ise, hep birlikte karşılayalım. Bunun için de güçlü mahalle çalışmalarına komisyonlarına ihtiyacımız var. Bunun da halkımız ve partimizin ortak yürüteceği bir çalışmayla mümkün olduğunun altını bir kere daha çiziyorum.
 
MA / Selman Güzelyüz - Hakan Yalçın

Diğer başlıklar

07:43 Mêrdîn'de silahlı kavga: 3 ölü, 10 yaralı
22/02/2025
23:10 Amed’de Anadil Günü konseri
22:11 CHP'den 'diploma' açıklaması
20:59 Çanakkale'de kayyım ve HDK protestosu
19:39 Egîdê Cimo Müzik Okulu'ndan çocuk atölyesi
19:35 Konya’da 8 Mart etkinliği
19:02 Wan kayyımı otobüsleri polise tahsis etti
18:55 Şengal’de fermanda katledilenler toprağa verildi
18:35 Qaxizman'da polisler yolları toprakla kapattı
18:17 Boş arazide bebek cesedi bulundu
17:52 İstanbul Barosu Başkanı Kaboğlu: Fezleke haberi asılsız
17:35 Yazar Laleş: Kürtçe eğitim ve kamu dili olmalı
17:18 Ankara'da gözaltı ve tutuklamalar protesto edildi
16:46 Foça’da kayyımlar ve tutuklamalar protesto edildi
16:40 'Ülker Güzelyüz hayvan toplatılmalarına direndiği için hedef gösterildi'
16:29 Alevi Sivil İnisiyatifi: Suriye'de insanlık dışı uygulamalara son verilsin
16:17 Wan Kadın Plaformu: Ne saldırılarınız, ne şiddetiniz bizi yıldıramaz
15:04 ‘Hasta mahpuslar tahliye edilsin’
14:55 Amed’de Kürtçe'ye statü yürüyüşü: Dilimizi her yerde konuşalım
14:27 Emekçiler taleplerini anadillerinde haykırdılar
14:19 İzmir'de anadil etkinliği
14:06 32 yıldır failleri bulunmadı
13:53 Kubat Talabani: Kürt sorununun çözümü konusunda ciddi bir irade var
13:45 İdam cezası verilen 3 Kürt kadın için harekete geçme çağrısı
13:25 8 Mart’ın startı Mîdyad’da verildi: Mücadeleyi kadın hakikatiyle öreceğiz
13:10 Cumartesi Annesi Yıldız: 30 yıldır oğlumu ve adaleti arıyorum
13:05 İmamoğlu hakkında diploma soruşturması
12:42 Yayla Kızılkaya'nın taziyesine ziyaret
12:42 ABD Genelkurmay Başkanı görevden alındı
12:30 Söke’de kağıt fabrikasında yangın
12:10 Bakırhan: Öcalan'ın toplum ile buluşma koşulları oluşturulmalı
11:49 Tülay Hatimoğulları: Tarihi açıklama Şubat sonu yapılabilir
11:45 DBP: Saldırılara karşı ortak mücadeleyi büyüteceğiz
11:44 Almanya yarın sandık başına gidiyor
11:36 QSD: Tişrîn Barajı ve Qereqozaq Köprüsü’ne saldırılar yoğunlaştı
11:20 YNK ve KDP heyetleri Silemanî’de bir araya gelecek
11:18 Gazeteci Abdurrahim Kılıç yaşamını yitirdi
10:41 Bakanlıktan eski Xelfeti kayyımına soruşturma izni
10:34 DFG, MKG ve DİSK Basın-İş’ten gazetecilerin tutuklanmasına tepki
10:25 ‘HDK’ye operasyon özgür ve bir arada yaşama hedefine saldırıdır’
09:34 Uyan: Süreci belirleyecek olan Abdullah Öcalan'ın çağrısıdır
09:14 Kayyımdan iftar yemeği vurgunu
09:13 Suriye üniforması tutuklamaya gerekçe yapıldı
09:08 HepsiJET'in tazminatını ödemediği kadınlar eylemde
09:02 Wanlılar: Çöp konteynırlarından korkuyorlar
09:01 Mehmet Sait Yıldırım’ın tahliyesi 'pişmanlık duymadığı' gerekçesiyle ertelendi
09:00 22 ŞUBAT 2025 GÜNDEMİ
08:46 Kar yağışı, don ve çığ uyarısı
21/02/2025
23:55 Zeydan’a ceza gerekçesi: Siviller için gitmek hayatın olağan akışına aykırı bulundu!
23:27 Trump: Planıma göre ABD Gazze'nin sahibi olacak
23:20 Kürt kurumlarından UNESCO’ya anadil mektubu
21:43 HDK soruşturmasında 30 kişi tutuklandı
21:31 88 kişinin hayatını kaybettiği apartmanın müteahhidine tahliye
21:25 Türkiye Sağlık-İş’e kayyım atandı
21:04 İdlib'de bir araç hedef alındı: 1 ölü
20:28 HDK’yi suçlayacak delil bulamayan savcılık Abdullah Öcalan’ın avukat görüşmelerine yer verdi
20:19 2014’te Şengal’de katledilen 32 kişinin cenazesi teslim edildi
19:40 Bismil Belediyesi 8 Mart programını açıkladı
19:32 Eşbaşkan Nuriye Aslan Bünyan Cezaevi’ne sevk edildi
19:15 Marmarisliler 25 gündür nöbette
19:12 116 milletvekili, İmamoğlu için imza kullandı
18:58 Cizîr’de 3 kişi tutuklandı
18:28 İstanbul'da Şehir Hatları seferleri iptal edildi
18:22 Kayyımın Mahsa Amini’nin fotoğraflarını silmesine tepki
18:15 Baş eğmeyen gazeteciye ‘polise mukavemet’ cezası!
17:33 Mehmet Türkmen’in tutukluğuna itiraz reddedildi
17:07 Narin Güran cinayetinde 12 sanık hakkındaki iddianame kabul edildi
17:03 İsrail 602 Filistinli rehineyi serbest bırakacak
16:39 İran'da tedavisi engellenen tutsak yaşamını yitirdi
16:31 Çocuğa tecavüz dosyasına gizlilik kararı
16:26 Ekolojistler: Doğa için mücadele etmekten başka seçenek yok
16:25 Meclis Başkanı Kurtulmuş’tan ‘süreç’ açıklaması
16:22 HDK soruşturmasında 35 kişiye tutuklama talebi
16:15 Amed'de 21 Şubat konseri düzenlenecek
15:30 HDK Eşsözcüsü Meral Danış Beştaş: Mücadelemizden geri adım atmayız
15:08 Kürt partilerinin emektarı Şehmus Yavuz toprağa verildi
15:00 “Hiva” filmi izleyiciyle buluştu
14:57 Çayırlılar ağaç kesimine karşı ayakta
14:19 Bayındır: Öcalan’ın çözüm iradesi sizin tıkatan politikalarınızı yenecektir
14:08 21 Şubat etkinlikleri: Anadilde eğitim ve yasal güvence talepleri
14:01 Avukatlardan tutuklama ve gözaltı protestosu
13:41 HDK’lilerin savcılık ifadeleri başladı
13:18 Cizîr'de 2 gözaltı
12:57 Qaxizman’a giriş yasaklandı
12:56 Ahmet Özer'e 15 yıla kadar hapis istemi: Kent uzlaşısı suçlama yapıldı
12:33 İstanbul’da ‘anadilde eğitim’ paneli düzenlenecek
12:23 Sanatçılardan gözaltılara tepki: Suçlamalarınız hakikatin güneşinde kar gibi eriyecek
11:55 Ekrem İmamoğlu adaylık için başvurdu
11:51 Şirnex'te 2 kişi tutuklandı
11:32 'Sözümüz bitmedi' kampanyası 8 Mart etkinlikleriyle sürecek
11:27 HDK soruşturmasında gözaltına alınanlar adliyede
11:25 Şirnex'te 19 köy yolu ulaşıma kapandı
10:53 Amed Büyükşehir Belediyesi Kadın Korosu kuruldu
10:37 Aileler İmralı’ya gitmek için başvurdu
09:48 Ekonomist Çeleng Omer: Sorunlarını çözemeyen Türkiye transit ülke olma avantajını kaybeder
09:36 Yaşamını yitirenlerin isimleri de HDK soruşturmasında
09:34 Av. Şemdin Şahin: ‘Umut hakkı’ koşulsuz, şartsız yerine getirilmeli
09:27 Serhat’ta bin 409 yerleşim yerinin yolu kapandı
09:17 Yöre derneklerinin 'yeni süreç' kaygıları ve talepleri
09:16 Valiliğin eylem yasağı 2 yıl sonra iptal edildi!
09:16 ‘Çözüm için anayasal güvence sağlanmalı’
09:15 Kayyım protestosuna dava
09:12 Hüseyin Deniz öykü yarışması için başvurular başladı
09:11 Polis şiddeti nedeniyle görme kaybı yaşıyor
09:09 Tutsak Sayak: Barıştan bahsedip, cezaevlerinde baskıyı artırıyorlar
09:03 Savaş Barik'in hakikat arayışı: Ben kimim?
09:02 Geri dönüşüm işçileri: Asıl zorluk insanların bakışları
09:00 21 ŞUBAT 2025 GÜNDEMİ
08:43 14 il için 'sarı' ve 'turuncu' kodlu uyarı
20/02/2025
23:53 İran, bir Kürt kolberi yaraladı
22:44 ATO ve TTB’den panel: İş yeri hekimlerinin mesleki bağımsızlığı ortadan kalktı
21:29 Hayvan hakları savunucuları: Ülker Güleryüz hedef gösterildi
21:24 Qaxizman Belediyesi etrafında sivil polisler toplandı
21:22 DEM Parti PM üyesi Senem Eriş gözaltına alındı
20:44 Haber siteleri ve kişisel X hesaplarına erişim engeli
20:39 Duran Kalkan: Önder Apo son derece net ve kararlı biz de kararlıyız
20:20 İdlib'teki patlamada ölü sayısı 7'ye yükseldi
20:18 Qaxizman Belediye Eşbaşkanı Alkan: Kayyıma gerekçe için ceza verdiler
19:55 Motokuryelerin trafiğe çıkması yasaklandı
19:22 Danimarkadan Avrupa'ya silahlanma çağrısı
19:19 MHP'li belediyede hayvan katliamı iddiası
19:17 Tişrîn çevresi bombalandı
19:13 Kayyım protestosu: Direnişi büyütmeye devam edeceğiz
19:09 Kürt partilerinin emektarı Şehmuz Yavuz yaşamını yitirdi
19:03 Qaxizman Belediyesi eşbaşkanına 6 yıl 3 ay ceza
19:01 Suruç Katliamı anması: Vazgeçmeyeceğiz
18:22 Ankara Barosu'ndan Ülker Güleryüz için başvuru
18:19 Trump'tan Washington demokrat hükümetini devirme çağrısı
18:17 Kütahya'da kadına saldırı
18:15 Greve saldırılara tepki: AKP yine şaşırtmadı!
18:13 Gazeteci Lütfiye Burcu Kara tahliye oldu
18:11 Êlih’te 3 genç tutuklandı
18:07 Kayyımın kadın düşmanlığı: Resim ve ‘Jin jiyan azadî’ yazısını sildirdi
18:00 ÇHD'li Seda Şaraldı tahliye edildi
17:56 İran'da bir yılda 975 kişi idam edildi
17:54 Kobanê'ye saldırı
17:41 Sanatçı Pınar Aydınlar polis şiddetine karşı açlık grevine başladı
17:39 Sahte içkiden ölenlerin sayısı 63'e çıktı
17:34 Anadil günü etkinlikleri: Kürtçe resmi dil olmalı
16:27 Hukuk örgütleri: Savunma biat etmeyecek
16:26 Geçim sıkıntısı nedeniyle intihara sürüklendi
16:24 ÖHD'li Sarsılmaz tahliye oldu
16:07 Sosyalist parti ve oluşumlardan 'Demokratik Türkiye için mücadele' çağrısı
15:50 JINNEWS’in X hesabına erişim engeli
15:10 Bakanlık önünden Nihadioğlu’nun şüpheli ölümünün aydınlatılması talep edildi
15:03 15 basın örgütünden tepki: Gazeteciler derhal serbest bırakılmalıdır
14:59 Mikail Aslan’dan ‘Dîdar’ adlı müzikal
14:28 Hukuk örgütlerinden Seda Şaraldı duruşması öncesi açıklama
14:15 Nergiz Muhammedi’den 3 kadın tutsak için çağrı
14:13 ‘Kayyım atamalarıyla demokratik çözüm iddiasının önüne geçemezsiniz’