Hatimoğulları: Demokratik Konfederalizm Ortadoğu’daki sorunlar için tek reçetedir

img
ANKARA - Demokratik Konfederalizm’in Ortadoğu’daki sorunlar için tek reçete olduğunu belirten HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Tüm halkların bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak mücadele etmesi bizi büyük bir başarıya götürecek” dedi.
 
Hakkında kapatma davası olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) yerine 14 Mayıs seçimlerine giren Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), seçimlerden sonra yeniden yapılanma sürecine girdi. Bu kapsamda halk toplantılarıyla başlayan eleştiri ve özeleştiri süreci, konferansların ardından 15 Ekim günü Ankara’da düzenlenen Büyük Kongre’ye taşındı.
 
Büyük bir değişimin beklendiği ve tüm gözlerin çevrildiği kongrede, partinin ismi Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) olarak değiştirilirken, Tülay Hatimoğulları Oruç ve Tuncer Bakırhan da eş genel başkanlığa seçildi.
 
Kongrede, parti tabanın eleştirileri doğrultusunda mesajlar verildi. Sokağı özne kılacak olan mücadele hattı, Kürt sorununun çözümü ve çözümün temel muhatabı olarak kongrede ifade edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için mücadele öne çıkan mesajlar oldu.
 
Aynı zamanda Eş Genel Başkan Hatimoğulları’nın, önümüzdeki süreçte toplumsal ve demokratik ittifakı en geniş şekilde kuracaklarına yönelik beyanı dikkat çekti. Hatimoğulları, lise yıllarından bu yana sosyalist fikirleriyle mücadele içerisinde yer alan bir Arap Alevisi. Uzun bir süredir Arap kültürünün ve Arap dilinin canlanması için çeşitli çalışmalar yürüten Hatimoğulları, aynı zamanda Demokrasi İçin Birlik Hareketi (DBH), Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve takiben Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kuruluş ve örgütlenme süreçlerinde yer aldı, Türkiye’nin toplumsal sorunlarına çözüm aradı.
 
Kongrenin ardından HEDEP Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, kendi siyasal mücadelesini, Kürt halkının mücadelesiyle yolunun kesişme hikayesini, HEDEP’in Türkiye’deki sorunlara karşı geliştireceği çözümlerin yol haritasına dair Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.
 
 Köklü bir geleneği olan HEDEP'in yeni eş genel başkanı oldunuz. Sizin için ne anlam ifade ediyor?
 
Türkiye’nin en önemli siyasal öznesi olan böylesi bir partinin eş genel başkanı olmam, benim açımdan büyük bir onurdur, gururdur. Bu süreci en iyi şekilde nasıl yürütebileceğimiz ve ileriye taşıyabileceğimiz konusunda omuzlarımıza önemli yükler yüklendi. Yoğun ve kolektif emek harcamayı başarabilirsek, bu sorumluluğun altında kalkabileceğiz. Değerli halkımız ve mücadelenin bugüne gelmesini sağlayan cezaevinde ve dışarıdaki partili yoldaşlarımız, bizi bu göreve layık gördüğü için layıkıyla yerine getireceğiz.
 
Eş genel başkan seçildikten sonra kamuoyunda Kürt halkının mücadelesiyle yolunuzun nasıl kesiştiği merak ediliyor?
 
 
Biz gençlik çalışmalarında DEP’e gider gelirdik, HADEP dönemini daha aktif hatırlıyorum. Derken bugüne kadar bu şekilde yolumuz ilerledi. Bu nedenle yollarımız Kürt halkıyla bu anlamda da kesişti.
 
Türkiye’deki sosyalistler içerisinde şanslı olanlardan birisiyim. Çünkü Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın çizdiği siyasi hatta örgütlenmiş insanlardan biriyim. Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın 1936 yılında kaleme aldığı bir kitabı vardı. Kürt sorununun bugünkü dönemini en iyi anlatan ve ulusal sorun konusunda yaklaşımları oldukça kuvvetli olan bir devrimcidir, sosyalist ve ideologdur. O dönemlerde bizler ilk okuduğumuz kitaplardan birisi onun “İhtiyat Kuvvet: Milliyet, Şark” kitabıydı. Kürdistan’ın bugünkü verdiği mücadelenin alt yapısının sunulduğu kitaptı. Ayrıca Türkiye’de Kemalist soldan farkını ortaya koyan ideolojik hattır. Biz gençlik çalışmalarında DEP’e gider gelirdik, HADEP dönemini daha aktif hatırlıyorum. Derken bugüne kadar bu şekilde yolumuz ilerledi. Bu nedenle yollarımız Kürt halkıyla bu anlamda da kesişti. Tabi ki ben bir Arap’ım. Türkiye’de yaşayan Araplar olarak, kendi kültürümüze, dilimize sahip çıkmayı içimizde geçirirdik. Aslında Kürt özgürlük mücadelesi Türkiye’deki tüm halklara, kimliklere sahip çıkma noktasında örnek olan bir mücadele pratiği yaşattı. Bizler de aynı zamanda bundan etkilenen sosyalist gençlerdik.
 
Biz Arapça tiyatro yaptığımız için ve Arapça müzik yaptığımız için sürekli gözaltına alınıyorduk. Hiç unutmuyorum, bir kere gözaltına alındığımda sorgu esnasında, “Kürtler yetmiyor bir de başımıza Araplar mı çıktı” sözü söylenmişti. Tabi o zaman gözlerimiz bağlı olduğu için sadece ses duyduk. İşkencede söylendi bu sözler. Türkiye’de özellikle Kürt ulusal mücadelesinin geldiği nokta, birçok halkta farkındalık yarattı. Araplar ve başka halklar “ben niye kendi dilim ile konuşmayayım ki” demeye başladı ve asimilasyon politikalarını sorgulamaya başladı. Ben bunu başka halklarda da görüyorum.
 
Yeşil Sol Parti adıyla seçime girdiniz. Seçim sonuçları tüm muhalefette olduğu gibi partinizde de eleştirilere neden oldu. Ancak yine de kongrenize çok güçlü bir katılım oldu ve coşkulu geçti. Kongreniz bu anlamda ne mesaj verdi?
 
Tabi seçim sonuçları bizim islediğimiz şekilde geçmedi. Bizler seçimlerden hemen sonra başlattığımız halk toplantılarını kongremize kadar yaptık, yerellerle görüşmeler gerçekleştirdik. Bunu sadece kendi partililerimizle yapmadık. Fikir olarak da kararlaşma olarak da çok iyi bir süreç işletildi. Şimdi kongremizdeki bu coşku da esasen partimizin yaşadığı tüm baskılara karşı halkımızın verdiği bir cevaptı. Partimize yaşam hakkı tanımayan iktidara verilen güçlü bir mesajdı. Kongremizdeki coşku aynı zamanda yeniden yapılanmanın ürünüydü. Mücadelemizi sürdürmemiz için bizim önümüzü açan bir kongre oldu.
 
Çok güçlü bir barış mücadelesine ihtiyacımız var. Türkiye’de çatışmalar devam ediyor, Rojava’da savaş hali söz konusu, İsrail-Filistin çatışmaları ciddi biçimde devam ediyor. Rusya Ukrayna savaşı söz konusu. Tüm bunları düşündüğümüzde; şu anda sadece Türkiye’nin değil bölgenin ve aslında tüm dünyanın güçlü bir barış hareketine ihtiyacı var. Bizim bunu inşa etmemiz gerekiyor. Böyle bir dönem içerisindeyiz. Yine ekonomik kriz dünya ölçeğinde derinleşmiş durumda. Türkiye’ye baktığımızda bıçak kemiği geçmiş ve iliğe dayanmış. Ekonomik kriz ile mücadele elbette ki geçmiş dönemde olduğu gibi en temel görev ve sorumluluklarımızdan birisiydi. Bu dönemde bunu daha fazla ön plana çıkartmak ve yoksulluk ile daha etkin bir mücadele yürütmek, emek alanında daha yoğun bir örgütlenmeyi yürütebilmek yine dönemimizin ihtiyaçları açısından acil elzem konulardan birisidir. Yine bu dönemde bizim çalışmamızın ana hatlarından biri, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntem ile çözülmesidir.
 
Bunu başarmanın yolu nasıl bir çalışma tarzından geçecek?
 
Muhalefete eleştiriyle başlayacağım bu konuda. Ne yazık ki içinden bulunduğumuz bu rejimle mücadeleyi sandıklara hapsettiler. Tüm umudu sandığa kilitleyen bir ana muhalefet izledik. Ve gördük ki, bu işler öyle her şey sandığa bırakınca olmuyormuş. Bu dönemde en fazla üzerinde durulması gereken noktalardan biri demokrasi mücadelesini alanlarda, sokaklarda, meydanlarda, mahallelerde, fabrikalarda, okullarda ve her yerde yükseltilmeli. Çünkü bahsini ettiğim tüm bu yaşam alanların hepsi daraltmış durumda ve hepsinde devasa sorunlar var. İçinden geçtiğimiz süreç, çoklu kriz sürecidir. Bizler tüm bunlara karşı başta yereller olmak üzere, bahsi geçen tüm yaşam alanlarını örgütleme, o dinamiklerde ortak bileşke oluşturma çabasına gireceğiz. Aynı zamanda tüm muhalefete bu konuda çağrımız var. Bunu kongremizde de çağrıyı yaptık. Burada ben tekrar edeceğim. Türkiye’de hakikaten bu rejimin lağvedilmesi ve bu rejimin gitmesini talep eden, “bu böyle gitmez” diyen, “mutlaka bir şey yapmalıyız” diyen her kesimin, bu ülkedeki tüm aydınların, yazarların, gazetecilerin, Kürtlerin, Alevilerin, dinin AKP eliyle siyasallaştırdığını düşünen mütedeyyinlerin, kadınların, gençlerin ve her kesimin “bu böyle gitmez” paydasında birleşerek, bu iktidarı göndermek gibi bir görev ve sorumluluğumuz var. Buradan çağrımızı tüm kesimlere yeniliyoruz; gelin biz bu içinde yaşanılmaz rejime git demeyi başaralım.
 
Kongrede yaptığınız bir diğer çağrı da İsrail’in Filistin işgaline karşıydı. O çağrınızda Ortadoğu’nun kanayan iki yarasının olduğunu, bunun da Kürt sorunu ve Filistin sorunu olduğunu söyleyerek tek çözümün, demokratik konfederalizm olduğunu söylemiştiniz. Bunu biraz açar mısınız?
 
 
Kürtlerin serhildanı, Filistin halkının intifadası ve bunlarla birlikte bölgede bulunan tüm halkların birbiriyle bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak ve dayanışma içinde mücadele etmesi, bizi büyük bir başarıya götürecek.
 
Yüzyıldır İsrail’in Filistin topraklarını işgali söz konusu ve Filistin halkı intifada ile sembolleşmiş bir halktır. Tanklara tüfeklere karşı taş ve sopa ile yanıt veren bir halk. Ne yazık ki üzülerek ifade ediyorum, çok ciddi bir savaş var. Çok fazla sivil kayıpları ve çocuk ölümleri söz konusu. Aynı şekillerde aynı günlerde hatta Erdoğan’ın Filistin için “barış olmalıdır” dediği saatlerde Rojava bombalanıyordu. 1 Ekim’den sonra Rojava’ya dönük yoğun bir bombardıman başlatıldı. Filistin ile Kürtlerin kaderi birçok açıdan birbirine benziyor. Hem içinde bulundukları baskı koşulları hem de bölge halkları tarafından yalnız bırakıldıkları itibariyle de kaderleri birbirine benziyor. Bugün Arap dünyası yeteri düzeyde Filistin’e sahip çıkmıyor. Kongrede çağrı yaptık, Arap coğrafyası Filistin halkının yanında güçlü olarak dursaydı, bu savaş ve çatışma yaşanmazdı. Yine Kürtlerde güçlü bir ulusal birlik oluşmuş olsaydı, Kürt halkının durumu da bambaşka olurdu. Bu anlamda benzerlikleri vardır. Bu sorunun çözümü için Filistin intifadası ile Kürtlerin serhildani yan yana gelmeli, omuz omuza vermeli, birleşmeli. Ancak o zaman biz güçlü bir sonucu hep birlikte alabiliriz.
 
Esasen bölgenin analizini yaptığımız zaman, karşımıza bir kere şu çıkıyor; son birkaç yüzyıldır emperyalist güçlerin Ortadoğu ve Afrika üzerinde yürüttükleri politika böl-parçala-yönet politikasıdır. Ve bunu sürekli olarak dinler, mezhepler ve etnik kimlikler üzerinden yapmışlar. Şimdi bölgenin bu sorunları çözmesi aynı zamanda emperyalist sömürgeci anlayışa da güçlü bir cevap olacaktır. Bugün Sayın Öcalan’ın geliştirdiği demokratik konfederalizm seçeneği, bu bahsi geçen yaşanmışlıklar için tek reçetedir. Bugün herkesin kendi dilini, kendi inancını ve ibadetini özgürce yapabildiği, kimsenin ötekini hor görmediği bir coğrafyayı yaratmak çok mu zor? Bakın ben bir sosyalist olarak açık yüreklilikle söylüyorum, burjuva demokrasisi bu konuda epey yol almıştır. Bugün İsviçre’ye baktığımızda, birçok kanton var ve birkaç dil konuşuluyor. Ortak resmi bir dil var. Bölündü mü İsviçre? Baktığımız zaman bir burjuva devlet yapılanması ve oldukça da güçlü bir yerde duruyor.
 
Dolayısıyla demokratik konfederalizmin bu topraklarda kök salmasıyla ancak bu sorunlar aşılabilinir. Bu bakımdan da özetle bu reçeteyi hayata geçirmek çok önemli. Kürtlerin serhildanı, Filistin halkının intifadası ve bunlarla birlikte bölgede bulunan tüm halkların birbiriyle bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak ve dayanışma içinde mücadele etmesi, bizi büyük bir başarıya götürecek. Bölgemizde rahat bir nefes alırız. Bölgemizde zaten yıllardır devam eden savaşlar var, bunun da bitmesinin yolu buradan geçiyor.
 
Kongrenizde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dair talepler dile getirdiniz.
 
Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemle çözülmesi konusundaki ısrarımızı, her zaman olduğu gibi şimdi de sürdüreceğiz. Bu sorunun çözümünde hakikaten en önemli görevi ve rolü oynayacak insan Sayın Öcalan’dır. Bunu biz bildiğimiz kadar aslında sistemin kendisi de çok iyi bilmektedir bunu. Ve Sayın Öcalan’ın bir sözü vardı “bana olanak tanınırsa barışa gidecek yolu bir haftada açarım” demişti. Şimdi bu konuda gerçekten Kürt sorununun çözülmesini istiyorsak, bunu ben her kesim için söylüyorum ve o nedenle istiyorsak diye ifade ediyorum; tüm kesimlerin İmralı tecridini ortadan kaldırılması ve Sayın Öcalan ile diyaloğun başlatılması yönündeki kanalların açılması gerekiyor. Sayın Öcalan 32 aydır ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmüyor. Ve sağlığıyla ilgili en ufak bir bilgiye dahi kimse sahip değil. Sayın Öcalan, Kürt halkı başta olmak üzere bölge halkları için çok önemli bir önderdir. Dolayısıyla da kendisiyle görüşmenin kanallarının açılması, hem Türkiye’deki Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme sorununun çözülmesi konusunda büyük adımlar atılmış olacak hem de Suriye’de şu anda tıkanmış olan siyasetin önünün açılması ve devam eden çatışmaların bitmesine büyük katkı sağlayacaktır. Ezcümle başta dört parça Kurdistan olmak üzere tüm Ortadoğu’da çok önemli sonuçlar alabileceğimize inanıyoruz. O nedenle bu kongremizde de öne çıkan noktalardan bir tanesi buydu. Sayın Öcalan’ın fizik özgürlüğü en temel olan noktalardan olan birisi budur.
 
Yükselen bir kadın hareketi izliyoruz. Kongrenizde de “Jin Jîyan Azadî” sloganları sürekli atıldı. Kadın hareketinin mücadelesinin daha da yükseltilmesi ve kadın bakış açısıyla sorunları çözümü kavuşturmak adına önümüzdeki dönemde planlamalarınız var mı?
 
 
Türkiye kadın hareketi ile Kurdistan kadın hareketi, zaten 1980 yılında sonra çok güçlü bir ortaklık sağlamış durumdadır. Bu ortaklığı daha da güçlendirmek ve daha da geniş kitlelere yaymayı hedefliyoruz.
 
Mücadelemizin temel paradigması, kadın özgürlük mücadelesiyle şekillenir. AKP iktidarı döneminde kadınların yaşadıkları inanılmaz korkunç düzeye vardı. Bugüne kadar kadınların birçok emek ve bedelle kazanmış oldukları hakları, AKP iktidarı döneminde tek tek ellerinden alındı. Tabi ki kadınların yaşadıkları sorunlar, AKP iktidarı ile tek başına açıklanmaz. 5 bin yıllık bir ezilme ve sömürülme var ortada. 5 bin yıllık bir erkek egemen sistemle bizler mücadele ediyoruz. Ve bu erkek egemen sistem siyaset alanında, evlerimizin içinde, sokakta, iş hayatında yani toplumun bütün hücrelerine yayılmış ve bütün hücrelerinde gayet canlı ve diri bir biçimde durmaktadır. Bizler ataerkil sisteme karşı güçlü bir mücadele verdik, tarih boyunca. Şimdi de bunu daha fazla geliştirmemiz gereken bir dönemden geçiyoruz. Somutlaştıracak olursak, AKP iktidarı döneminde kadınlar için çok önemli sözleşmelerden birisi olan İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı. Şimdi nafaka hakkı kaldırılması gündemde.
 
Kadınlara sokakta büyük bir baskı var. Seçimlerden sonra iktidarın tahkim etmeye çalıştığı yeni rejimi, kadınların bedenine çok büyük bir saldırı yapıyor. Hiç tanımadığımız erkekler tarafından sokakta şiddet görebiliyor, hiç tanımadığımız erkekler tarafından sözlü ve fiziki şiddete maruz kalabiliyoruz. Çok büyük bir cezasızlık sistemi var. Yani bu şiddeti gösteren erkeklere ya da kadın cinayetlerini gerçekleştiren erkeklere ciddi bir yaptırım yok bu ülkede. Çünkü erkek aklı aynı zamanda yargıyı da çok ciddi bir biçimde besliyor.
 
Çeşitli kadın platformları, farklı siyasal alanlarda ve ideolojilerden gelen kadınların bir araya gelerek ortak bir mücadele hattını nasıl geliştirebileceklerini kadın hareketi Türkiye’de gösterdi. Türkiye kadın hareketi ile Kurdistan kadın hareketi, zaten 1980 yılında sonra çok güçlü bir ortaklık sağlamış durumdadır. Bu ortaklığı daha da güçlendirmek ve daha da geniş kitlelere yaymayı hedefliyoruz.
 
Seçimlerden sonra özellikle ittifaklar konusu çok konuşuldu. HEDEP’in ittifaklar politikasını nasıl olacak?
 
Seçimlerden sonra ittifak politikamız en çok tartıştığımız konulardan biri. İttifaklar konusunda gelen en temel eleştiri seçimlere iki partiyle girmiş olmak. Yani ittifakın iki partiden oluşmuş olması. Bu eleştiri aslında farklı yorumlara sebebiyet verdi. Yerelden merkeze kadar tartıştık ve nihai kararlaşmayı da konferansımızda sağladık. Bizim ittifak politikalarımız kesinlikle devam edecek. Fakat ittifak politikalarımız, dar anlamda salt bir seçim ittifakı değildir. Bunun bir mücadele ittifakı olduğunu ve Türkiye’de bulunan bütün siyasal odaklar kadar aynı zamanda toplumsal dinamiklerin de bu ittifakın bir parçası haline gelmesi çok önemli.
 
Bundan neyi kastediyorsunuz?
 
 
Emek ve meslek örgütleri, Aleviler ve Kürtlerin farklı özgün örgütlenmeleri, yani bu ülkedeki farklı toplumsal dinamikler, ekoloji, kadın ve gençlik hareketlerinin hepsinin olduğu ortak zemin en temel hedefimizdir. Bu bir mücadele ittifakı olmalıdır.
 
Esasen bundan kastettiğiniz şey, bugüne kadar oluşturduğumuz ittifakın siyasi partilerden oluşması. Seçim arifesinde oluştuğu için aslında kamuoyu tarafından bir seçim ittifakı gibiymiş olarak algılandı. Mevcut olan ittifaktaki siyasi yapıların yanı sıra farklı yapılara da ittifakın açılması gerekiyor. Emek ve meslek örgütleri, Aleviler ve Kürtlerin farklı özgün örgütlenmeleri, yani bu ülkedeki farklı toplumsal dinamikler, ekoloji, kadın ve gençlik hareketlerinin hepsinin olduğu ortak zemin en temel hedefimizdir. Bu bir mücadele ittifakı olmalıdır. Bu ülkede demokratik cumhuriyeti savunmak üzere yola çıkanların bir çalışmasıdır.
 
Konferansımızda bahsettiğimiz gibi, bütün toplumsal alanların bir araya gelerek oluşturacağı bir mücadele ve demokrasi ittifakıdır. Bununla ilgili aktif çalışmalar olacak. Kongremizi yeni gerçekleştirdik ve parti meclisimiz toplanacak, MYK belirlenecek. Doğal olarak MYK kendi iş bölümünü de yapacak. Hemen akabinde aktif olarak yürüteceğimiz çalışmalarda biri ittifaklar olacak. Bu alanda belli başlı arkadaşlarımız ve komisyonlar görevlendirilecek. Bu çalışmayı dinamikleriyle beraber örme konusunda biz üzerimize düşen tüm görevler ve sorumlulukları yerine getireceğiz.
 
Yetkili kurulları oluşturmanızla birlikte, Türkiye’deki soruları çözümü noktasında nasıl bir siyasi güç, nasıl bir parti, nasıl bir HEDEP göreceğiz?
 
Geleneğimiz aynı zamanda geleceğimizdir. Biz HEDEP olarak her ne kadar isim anlamında yeni olsak da yüz yıllardır bu topraklarda egemenlere ve sömürenlere karşı verilen mücadelenin bileşkesiyiz. HDP’nin de ilk duruluş mantığı buydu. Bu bileşkeyi oluşturmaktı. Biz bu geleneği sürdürüyoruz. Bu gelenek için mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki dönem eksik bıraktığımız ne varsa, onu yapmayı önümüze hedef olarak koyacağız.
 
Deneyimleri de yanımızda alarak biz yeni partimizin daha güçlü bir şekilde varlık göstermesini sağlamayı hedefliyoruz. Güçlü deneyimler var çünkü çok zor mücadele alanlarından gelindi. Mesela biraz önce bir arkadaşımız ziyaret etti. Çok uzun yıllar cezaevinde kalmış bir arkadaş. O geldiği zaman dedi ki ‘ben tutuklanmadan önce küçücük odalarda biz parti faaliyetlerimizi yürütürken şimdi bir bakıyorum ne kadar gelişmiş, aslında ne kadar güçlü bir hale geldiğimizi gördüm.’ Bu bizi çok duygulandırdı. Hatta şunu da söyledi; ‘Siz dedi sürekli içinde olan insanlar olarak bunu fark etmiyorsunuz.’ Doğru bir tespit yaptı ve bu değerlendirmeyi değerli buldum. Bizler eksiklerimizi konuşacağız aynı zamanda mücadelemizdeki çok önemli başarıların deneyimlerini yanımıza alacağız, daha ileriye taşıyacağız.
 
Buradan da halklarımıza şu çağrıyı yapıyorum. Gelin hep birlikte partimizi yeniden inşa edelim. Gelin hep birlikte partimizi mahalle mahalle, semt semt örgütleyelim. Gelin hep birlikte mahallemizde yaşadığımız sorunlarımızı bir parti kimliği ve kültürüyle dile getirelim ve bu anlamıyla da ihtiyaç ne ise, hep birlikte karşılayalım. Bunun için de güçlü mahalle çalışmalarına komisyonlarına ihtiyacımız var. Bunun da halkımız ve partimizin ortak yürüteceği bir çalışmayla mümkün olduğunun altını bir kere daha çiziyorum.
 
MA / Selman Güzelyüz - Hakan Yalçın

Diğer başlıklar

19:06 BM’den Sudan’daki iç çatışmanın durdurulması çağrısı
19:01 MSD: Krizden çıkmanın yolu diyalog
17:47 Dilovası’nda 7 işçinin yaşamını yitirdiği yangına ilişkin rapor hazırlandı
17:46 Komisyonda 'tutanak' krizi
17:15 İsrail askerleri Filistinli bir çocuğu başından vurdu
17:11 MHP'li Yıldız: İmralı görüşmesi çok olumlu geçti
17:01 Ayşegül Doğan: Tutanaklar açık biçimde okunmalıdır
16:56 Gazeteci Aykol’un durumu stabil
16:52 Kınık Merası'nın statüsünün değiştirilmesine tepki
16:51 AKP: Kayyum uygulaması düşmeli
CHP: TMK değişmeli, eşit yurttaşlık sağlanmalı
16:37 İHD ve TİHV İnsan Hakları Haftası programını açıkladı
15:24 HPG'li Can'ın taziyesine kitlesel ziyaret
15:07 Wan'da şüpheli kadın ölümü
15:06 Tutuklanan öğrencilere destek eylemi: Talepleri taleplerimizdir
14:14 Zınar Altuntaş hayalini gerçekleştirdi
14:07 Komisyonda tutanakların okunmasında 'fikir' ayrılığı
14:01 Komisyon ‘İmralı ziyareti’ gündemiyle toplandı
13:19 AP Türkiye Raportörü Amor DEM Parti'yi ziyaret etti
13:06 Mêrdîn’in gizli cenneti Qurdîs’te sonbahar görüntüleri
13:03 DEM Parti Eskişehir'de halk toplantısı düzenleyecek
13:01 Artuklu Üniversitesi’nde ‘kişiye özel kadro’ alımı mahkemeden döndü
12:27 Kurtulmuş: Mühim olan İmralı ziyaretinin komisyon ile paylaşılması
12:26 BM Güvenlik Konseyi'nden Suriye’ye ilk resmi ziyaret
12:24 Tahliye edilen 30 yıllık tutsak: Kürtler özgürlüğüne kavuşacaktır
12:23 AB Komisyonu Rusya'yı kara listeye aldı
11:50 İSİG Kasım ayı raporu: 216 iş cinayeti yaşandı
11:43 Sağlıkçılar temizlikte çalıştırılmak zorunda bırakılıyor
10:04 Bahçeli'den süreç için yasal düzenleme açıklaması
10:00 Nobel Ödüllü isimler Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’na katılacak
09:47 Ukrayna ve ABD heyeti Miami'de görüşecek
09:33 Kuvvetli yağış ve buzlanma bekleniyor
09:19 İlk ziyaretine 7 yaşında gitti, 29 yıldır cezaevindeki babasının yolunu gözlüyor
09:11 ÖHD Eş Genel Başkanı: Meseleye bütüncül hukuk çerçevesinde yaklaşılmalı
09:10 İlahiyatçı Salar: Diyanet hutbelerde süreci halka anlatmalı
09:09 Prof. Dr. Levent Köker: Çözümle Türkiye demokratikleşme sürecine girecek
09:07 TÜGVA'nın 'asimilasyoncu' projelerini kayyım finanse ediyor
09:05 Devrim komünlerle adım adım ilerliyor
09:00 04 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
03/12/2025
23:47 Tecavüz faillerine beraat!
23:43 Stutgart’ta Alevi ve Durzi halka saldırılar protesto edildi
23:03 Çocuk ölümlerini protesto eden 16 TİP'li genç tutuklandı
22:54 Amedspor Down Sendromlu Zınar’ın hayalini gerçekleştirecek
22:50 İsrail 10 yıl sonra Lübnanlı yetkililerle görüştü
21:01 Akış’ın tutukluluğuna devam kararına tepki: Darbe sürüyor
20:37 KDP, Xebat ve Lecan’a ağır silahlı güçleri yerleştirdi
20:18 BMGK 14 yıl sonra Şam’ı ziyaret edecek
20:16 Cenevre eyleminde Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü istendi
19:00 Şam’a füzeli saldırı
18:52 Serra Bucak’tan Ongözlü Köprü ve Hevsel Bahçeleri açıklaması
18:49 KHK eylemi: Arkadaşlarımız derhal görevlerine iade edilmeli
18:31 Asgari ücret için ilk toplantı tarihi belli oldu
18:24 TÖP üyeleri serbest bırakıldı
18:19 30 yıldan sonra tahliye edilen Çirik: Diğer tutsakların da özgürlüğü yakındır
18:03 Barış Annesi Aliye Timur son yolculuğuna uğurlandı
17:49 Colemêrg Belediye Eşbaşkanı Akış’ın tutukluluğuna devam kararı
17:37 Kuzey ve Doğu Suriye Halklar Meclisi tüzüğünü kabul etti
17:34 Divandere'de 8 kadın öğrenci zehirlendi
17:30 İran güçleri Ezîze Mûradiyan adlı Kürt kadını gözaltına aldı
17:17 AB ülkeleri Rusya'dan gaz ithalatı yapmamak üzere anlaştı
17:13 KESK: İktidarın sadık bürokratlarına 30 bin TL seyyanen zam
16:56 HPG'li Serhat Korkmaz'ın taziyesine kitlesel ziyaret
16:49 Katledilmek istenen Yasemin Durbak'a dayanışma ziyareti
16:35 Barzani: Entegrasyon garantisi olmadan QSD'nin silah bırakması beklenemez
15:38 'Engelliler ayrımcılığa, izolasyona mahkum ediliyor'
15:37 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
14:47 Okullarda ücretsiz yemek davası görüldü: 3 çocuktan 1'i okuldan aç dönüyor
14:04 Erdoğan: Kürt sorunu 'benim sorunumdur' iradesini bugün de taşıyoruz
12:16 Gülistan Kılıç Koçyiğit'ten 'Bahçeli'ye darbe olur' iddiasına yalanlama
12:10 Abdullah Öcalan’dan bütüncül hukuk mesajı: Demokrasi dışı müdahale olgusu Türkiye gündeminden çıkar
12:05 İngiltere'den sürece destek
11:39 Prof. Bose’den Abdullah Öcalan’ın çağrısına destek: Taraflar bu umut anını değerlendirmeli
11:30 TÜİK'in enflasyon oranı yine düşük çıktı
11:25 Okullarda ücretsiz yemek davası: Ne bakanlık ne de yargı çocukları aç bırakamaz
11:12 Bahçeli: Süreçten asla geri adım atmayacağız
10:52 Dêrsim’de fuhuş ağı: İsim isim teşhir ederek anlattı
10:34 DEM Parti MYK toplandı
10:32 Gazeteciler raporu: Gözaltı, soruşturma tutuklama, ceza, işten çıkarmalar sürüyor
10:16 Özgür Ülke anması: Hakikat açığa çıkarsa barışa o kadar yakın oluruz
10:08 TÖP üyesi 5 kişi gözaltına alındı
10:03 Dicle Nehri'ne düşen çocuğun cenazesi bulundu
09:55 Nahit Eren'den 'transfer' müjdesi: Söylemler kulübü yıpratmamalı
09:33 Urartular'ın 'başkenti işgal' altında
09:31 Hastane yol gösterdi: İhtiyaçlarını karşılayamaz, ancak R Tipi'ne sevk edilebilir!
09:20 Dr. Gezer: Engellilerin ailelerinin kaygıları ortadan kaldırılmalı
09:19 Prof. Dr. Şebnem Oğuz: Süreç, Türkiye'nin geleceğini belirleyen bir eşik
09:17 Mêrdîn’de uyuşturucuya karşı harekete geçtiler
09:15 Öldürülen gazeteci Hakan Tosun'un ablası: Adalet yerini bulmalı
09:07 Wan’da 10 ayda 158 hak ihlali yaşandı
09:05 Gençlerden çağrı: Uyuşturucu ve fuhuşa karşı birlikte önlem alalım
09:00 Dêrazor'un bir yanı yıkım, diğer yanı inşa
09:00 03 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
00:05 Amedspor’dan SMS kampanyası
02/12/2025
23:34 'Qamişlo’dan göçertilenlerin geri dönüşü sağlansın' çağrısı
23:23 Trump'tan Venezuela ve Kolombiya’ya kara operasyonu tehdidi
23:00 AB'nin eski dışişleri şefine gözaltı
22:11 Licê’deki fuhuş çetesine karşı toplantılar yapıldı
20:36 Dicle Nehri'ne düştüğü iddia edilen çocuk bulunamadı
20:33 Savcılıktan öz savunmaya ceza istemi
20:29 Putin: Avrupa savaş istiyorsa, hazırız
20:08 BM: Sudan savaşında 14 milyon kişi yerinden edildi
20:03 Gazeteci Karabay cezaevinden çıktı
19:10 İsrail saldırılarında 257 gazeteci katledildi
18:31 Mahkeme, hasta tutsağın tahliyesini engelleyen İGK kararını yasaya uygun buldu!
18:09 223 işçinin eylemi sürüyor: Ranta geçit vermeyeceğiz
18:07 Netanyahu: Şam’dan Hermon Dağı’na kadar silahsız bölge istiyoruz
17:46 Manavgat Belediyesi soruşturmasında 19 gözaltı
17:42 DEM Parti Heyeti İmralı'dan döndü
17:34 Lacan'da gerginlik sürüyor: Gazetecilerin ekipmanlarına el konuldu
17:15 Şüpheli çocuk ölümü davasında tahliye kararı
16:41 Ankara'da Savunmaya Özgürlük Nöbeti: Adaletin sesi yeniden yükselecek
16:19 ABD Adana konsolosu DEM Parti'yi ziyaret etti
15:59 Cinsel saldırıya uğrayan çocuk mahkemede dinlenecek
15:43 Gazeteci Karabay'a ceza ve tahliye
15:31 Besta’da asker gözetiminde ağaç kıyımı sürüyor
15:27 Amed'de Jineolojî atölyeleri başlıyor
15:22 Gazeteci Aykol'un tedavisi sürüyor
14:24 Dêrsim Emek ve Demokrasi Platformu: Alevi katliamına karşı ortak irade büyütülmeli
14:10 İzmir Barosu: Avukatların çalışma koşulları adil olmalı
14:04 Danıştay'a çağrı: Okullarda ücretsiz yemek davasını kabul et
13:36 Mîdyad’ta şüpheli kadın ölümü
13:34 Mahalleliler, taş ocağı çalışmalarını durdurdu
12:45 Bakırhan: Abdullah Öcalan'la görüşülmesi sorunun siyasal zemine taşınmasını sağladı
12:42 DSİ barajında çalışan işçi yüksekten düşerek hayatını kaybetti
12:13 İmralı Heyeti Abdullah Öcalan ile görüşmek için yola çıktı
12:02 Özgür Ülke gazetesinin bombalanması protesto edilecek
12:00 Federe Kürdistan ve idaresi dışındaki bölgelerde Kürt nüfus 10 buçuk milyona ulaştı
11:57 Filozof Ceruti: Abdullah Öcalan'ın çağrısı Ortadoğu'ya örnek olabilir
11:41 Amed Büyükşehir’den Hevsel Bahçeleri ve Dicle Vadisi açıklaması: Kararlıyız
11:36 Arap Alevileri: Suriye'deki Alevi katliamı derhal durdurulmalı
11:22 Duruşma için getirildiği Ahlat'ta 3 ay hücrede tutulacak
11:05 31 yıllık tutsağın tahliyesi Seyit Rıza'nın sözleri gerekçe gösterilerek ertelendi
11:02 Salih Müslim: Demokrasi yoksa entegrasyon da yok
11:01 Kürt mahallelerinde çete yapılanmaları
10:48 Putin ve ABD Ortadoğu Temsilcisi Witkoff Ukrayna'yı görüşecek
10:44 Bahçeli’den süreç açıklaması: Ok yaydan çıkmıştır, gemiler yakılmıştır
10:10 'Burası Kürdistan'dır' diyen Taşkesen'e sanal medya paylaşımından 4 yıl 2 ay ceza
09:40 5 kentte ‘borsa manipülasyonu’ soruşturması: 10 gözaltı
09:40 Alagöz'ün Giresun'daki maden genişletme isteği askıya çıktı
09:38 Hakime rüşvet suçlaması, eşine 9 milyon TL avukatlık ücreti kararı
09:05 Tehdit edilen eşbaşkanlar: Halkın iradesine saygı göstermek zorundalar
09:04 Mazgêrt avcıların hedefinde: Halk ve canlılar tedirgin
09:03 11'inci Yargı Paketi yarın görüşülecek: ‘Yama’ değil yeni bir İnfaz Kanunu lazım
09:03 Yerine kayyım atanan Akış’ın davası yeniden görülüyor
09:02 Yanlış restorasyon Wan'ın belleğini yok ediyor
09:01 Her yönüyle 'yaralı' bir kent: Şam
09:00 02 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
01/12/2025
23:52 Amasya'da cezaevi nakil aracı kaza yaptı
23:48 2026 yılı bütçe teklifi komisyonda kabul edildi
23:01 Geçiş Hükümeti, Süveyda'da bir kişiyi katletti
22:16 Trump, Netanyahu ile görüştü