Hatimoğulları: Demokratik Konfederalizm Ortadoğu’daki sorunlar için tek reçetedir

img
ANKARA - Demokratik Konfederalizm’in Ortadoğu’daki sorunlar için tek reçete olduğunu belirten HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Tüm halkların bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak mücadele etmesi bizi büyük bir başarıya götürecek” dedi.
 
Hakkında kapatma davası olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) yerine 14 Mayıs seçimlerine giren Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), seçimlerden sonra yeniden yapılanma sürecine girdi. Bu kapsamda halk toplantılarıyla başlayan eleştiri ve özeleştiri süreci, konferansların ardından 15 Ekim günü Ankara’da düzenlenen Büyük Kongre’ye taşındı.
 
Büyük bir değişimin beklendiği ve tüm gözlerin çevrildiği kongrede, partinin ismi Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) olarak değiştirilirken, Tülay Hatimoğulları Oruç ve Tuncer Bakırhan da eş genel başkanlığa seçildi.
 
Kongrede, parti tabanın eleştirileri doğrultusunda mesajlar verildi. Sokağı özne kılacak olan mücadele hattı, Kürt sorununun çözümü ve çözümün temel muhatabı olarak kongrede ifade edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için mücadele öne çıkan mesajlar oldu.
 
Aynı zamanda Eş Genel Başkan Hatimoğulları’nın, önümüzdeki süreçte toplumsal ve demokratik ittifakı en geniş şekilde kuracaklarına yönelik beyanı dikkat çekti. Hatimoğulları, lise yıllarından bu yana sosyalist fikirleriyle mücadele içerisinde yer alan bir Arap Alevisi. Uzun bir süredir Arap kültürünün ve Arap dilinin canlanması için çeşitli çalışmalar yürüten Hatimoğulları, aynı zamanda Demokrasi İçin Birlik Hareketi (DBH), Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve takiben Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kuruluş ve örgütlenme süreçlerinde yer aldı, Türkiye’nin toplumsal sorunlarına çözüm aradı.
 
Kongrenin ardından HEDEP Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, kendi siyasal mücadelesini, Kürt halkının mücadelesiyle yolunun kesişme hikayesini, HEDEP’in Türkiye’deki sorunlara karşı geliştireceği çözümlerin yol haritasına dair Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.
 
 Köklü bir geleneği olan HEDEP'in yeni eş genel başkanı oldunuz. Sizin için ne anlam ifade ediyor?
 
Türkiye’nin en önemli siyasal öznesi olan böylesi bir partinin eş genel başkanı olmam, benim açımdan büyük bir onurdur, gururdur. Bu süreci en iyi şekilde nasıl yürütebileceğimiz ve ileriye taşıyabileceğimiz konusunda omuzlarımıza önemli yükler yüklendi. Yoğun ve kolektif emek harcamayı başarabilirsek, bu sorumluluğun altında kalkabileceğiz. Değerli halkımız ve mücadelenin bugüne gelmesini sağlayan cezaevinde ve dışarıdaki partili yoldaşlarımız, bizi bu göreve layık gördüğü için layıkıyla yerine getireceğiz.
 
Eş genel başkan seçildikten sonra kamuoyunda Kürt halkının mücadelesiyle yolunuzun nasıl kesiştiği merak ediliyor?
 
 
Biz gençlik çalışmalarında DEP’e gider gelirdik, HADEP dönemini daha aktif hatırlıyorum. Derken bugüne kadar bu şekilde yolumuz ilerledi. Bu nedenle yollarımız Kürt halkıyla bu anlamda da kesişti.
 
Türkiye’deki sosyalistler içerisinde şanslı olanlardan birisiyim. Çünkü Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın çizdiği siyasi hatta örgütlenmiş insanlardan biriyim. Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın 1936 yılında kaleme aldığı bir kitabı vardı. Kürt sorununun bugünkü dönemini en iyi anlatan ve ulusal sorun konusunda yaklaşımları oldukça kuvvetli olan bir devrimcidir, sosyalist ve ideologdur. O dönemlerde bizler ilk okuduğumuz kitaplardan birisi onun “İhtiyat Kuvvet: Milliyet, Şark” kitabıydı. Kürdistan’ın bugünkü verdiği mücadelenin alt yapısının sunulduğu kitaptı. Ayrıca Türkiye’de Kemalist soldan farkını ortaya koyan ideolojik hattır. Biz gençlik çalışmalarında DEP’e gider gelirdik, HADEP dönemini daha aktif hatırlıyorum. Derken bugüne kadar bu şekilde yolumuz ilerledi. Bu nedenle yollarımız Kürt halkıyla bu anlamda da kesişti. Tabi ki ben bir Arap’ım. Türkiye’de yaşayan Araplar olarak, kendi kültürümüze, dilimize sahip çıkmayı içimizde geçirirdik. Aslında Kürt özgürlük mücadelesi Türkiye’deki tüm halklara, kimliklere sahip çıkma noktasında örnek olan bir mücadele pratiği yaşattı. Bizler de aynı zamanda bundan etkilenen sosyalist gençlerdik.
 
Biz Arapça tiyatro yaptığımız için ve Arapça müzik yaptığımız için sürekli gözaltına alınıyorduk. Hiç unutmuyorum, bir kere gözaltına alındığımda sorgu esnasında, “Kürtler yetmiyor bir de başımıza Araplar mı çıktı” sözü söylenmişti. Tabi o zaman gözlerimiz bağlı olduğu için sadece ses duyduk. İşkencede söylendi bu sözler. Türkiye’de özellikle Kürt ulusal mücadelesinin geldiği nokta, birçok halkta farkındalık yarattı. Araplar ve başka halklar “ben niye kendi dilim ile konuşmayayım ki” demeye başladı ve asimilasyon politikalarını sorgulamaya başladı. Ben bunu başka halklarda da görüyorum.
 
Yeşil Sol Parti adıyla seçime girdiniz. Seçim sonuçları tüm muhalefette olduğu gibi partinizde de eleştirilere neden oldu. Ancak yine de kongrenize çok güçlü bir katılım oldu ve coşkulu geçti. Kongreniz bu anlamda ne mesaj verdi?
 
Tabi seçim sonuçları bizim islediğimiz şekilde geçmedi. Bizler seçimlerden hemen sonra başlattığımız halk toplantılarını kongremize kadar yaptık, yerellerle görüşmeler gerçekleştirdik. Bunu sadece kendi partililerimizle yapmadık. Fikir olarak da kararlaşma olarak da çok iyi bir süreç işletildi. Şimdi kongremizdeki bu coşku da esasen partimizin yaşadığı tüm baskılara karşı halkımızın verdiği bir cevaptı. Partimize yaşam hakkı tanımayan iktidara verilen güçlü bir mesajdı. Kongremizdeki coşku aynı zamanda yeniden yapılanmanın ürünüydü. Mücadelemizi sürdürmemiz için bizim önümüzü açan bir kongre oldu.
 
Çok güçlü bir barış mücadelesine ihtiyacımız var. Türkiye’de çatışmalar devam ediyor, Rojava’da savaş hali söz konusu, İsrail-Filistin çatışmaları ciddi biçimde devam ediyor. Rusya Ukrayna savaşı söz konusu. Tüm bunları düşündüğümüzde; şu anda sadece Türkiye’nin değil bölgenin ve aslında tüm dünyanın güçlü bir barış hareketine ihtiyacı var. Bizim bunu inşa etmemiz gerekiyor. Böyle bir dönem içerisindeyiz. Yine ekonomik kriz dünya ölçeğinde derinleşmiş durumda. Türkiye’ye baktığımızda bıçak kemiği geçmiş ve iliğe dayanmış. Ekonomik kriz ile mücadele elbette ki geçmiş dönemde olduğu gibi en temel görev ve sorumluluklarımızdan birisiydi. Bu dönemde bunu daha fazla ön plana çıkartmak ve yoksulluk ile daha etkin bir mücadele yürütmek, emek alanında daha yoğun bir örgütlenmeyi yürütebilmek yine dönemimizin ihtiyaçları açısından acil elzem konulardan birisidir. Yine bu dönemde bizim çalışmamızın ana hatlarından biri, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntem ile çözülmesidir.
 
Bunu başarmanın yolu nasıl bir çalışma tarzından geçecek?
 
Muhalefete eleştiriyle başlayacağım bu konuda. Ne yazık ki içinden bulunduğumuz bu rejimle mücadeleyi sandıklara hapsettiler. Tüm umudu sandığa kilitleyen bir ana muhalefet izledik. Ve gördük ki, bu işler öyle her şey sandığa bırakınca olmuyormuş. Bu dönemde en fazla üzerinde durulması gereken noktalardan biri demokrasi mücadelesini alanlarda, sokaklarda, meydanlarda, mahallelerde, fabrikalarda, okullarda ve her yerde yükseltilmeli. Çünkü bahsini ettiğim tüm bu yaşam alanların hepsi daraltmış durumda ve hepsinde devasa sorunlar var. İçinden geçtiğimiz süreç, çoklu kriz sürecidir. Bizler tüm bunlara karşı başta yereller olmak üzere, bahsi geçen tüm yaşam alanlarını örgütleme, o dinamiklerde ortak bileşke oluşturma çabasına gireceğiz. Aynı zamanda tüm muhalefete bu konuda çağrımız var. Bunu kongremizde de çağrıyı yaptık. Burada ben tekrar edeceğim. Türkiye’de hakikaten bu rejimin lağvedilmesi ve bu rejimin gitmesini talep eden, “bu böyle gitmez” diyen, “mutlaka bir şey yapmalıyız” diyen her kesimin, bu ülkedeki tüm aydınların, yazarların, gazetecilerin, Kürtlerin, Alevilerin, dinin AKP eliyle siyasallaştırdığını düşünen mütedeyyinlerin, kadınların, gençlerin ve her kesimin “bu böyle gitmez” paydasında birleşerek, bu iktidarı göndermek gibi bir görev ve sorumluluğumuz var. Buradan çağrımızı tüm kesimlere yeniliyoruz; gelin biz bu içinde yaşanılmaz rejime git demeyi başaralım.
 
Kongrede yaptığınız bir diğer çağrı da İsrail’in Filistin işgaline karşıydı. O çağrınızda Ortadoğu’nun kanayan iki yarasının olduğunu, bunun da Kürt sorunu ve Filistin sorunu olduğunu söyleyerek tek çözümün, demokratik konfederalizm olduğunu söylemiştiniz. Bunu biraz açar mısınız?
 
 
Kürtlerin serhildanı, Filistin halkının intifadası ve bunlarla birlikte bölgede bulunan tüm halkların birbiriyle bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak ve dayanışma içinde mücadele etmesi, bizi büyük bir başarıya götürecek.
 
Yüzyıldır İsrail’in Filistin topraklarını işgali söz konusu ve Filistin halkı intifada ile sembolleşmiş bir halktır. Tanklara tüfeklere karşı taş ve sopa ile yanıt veren bir halk. Ne yazık ki üzülerek ifade ediyorum, çok ciddi bir savaş var. Çok fazla sivil kayıpları ve çocuk ölümleri söz konusu. Aynı şekillerde aynı günlerde hatta Erdoğan’ın Filistin için “barış olmalıdır” dediği saatlerde Rojava bombalanıyordu. 1 Ekim’den sonra Rojava’ya dönük yoğun bir bombardıman başlatıldı. Filistin ile Kürtlerin kaderi birçok açıdan birbirine benziyor. Hem içinde bulundukları baskı koşulları hem de bölge halkları tarafından yalnız bırakıldıkları itibariyle de kaderleri birbirine benziyor. Bugün Arap dünyası yeteri düzeyde Filistin’e sahip çıkmıyor. Kongrede çağrı yaptık, Arap coğrafyası Filistin halkının yanında güçlü olarak dursaydı, bu savaş ve çatışma yaşanmazdı. Yine Kürtlerde güçlü bir ulusal birlik oluşmuş olsaydı, Kürt halkının durumu da bambaşka olurdu. Bu anlamda benzerlikleri vardır. Bu sorunun çözümü için Filistin intifadası ile Kürtlerin serhildani yan yana gelmeli, omuz omuza vermeli, birleşmeli. Ancak o zaman biz güçlü bir sonucu hep birlikte alabiliriz.
 
Esasen bölgenin analizini yaptığımız zaman, karşımıza bir kere şu çıkıyor; son birkaç yüzyıldır emperyalist güçlerin Ortadoğu ve Afrika üzerinde yürüttükleri politika böl-parçala-yönet politikasıdır. Ve bunu sürekli olarak dinler, mezhepler ve etnik kimlikler üzerinden yapmışlar. Şimdi bölgenin bu sorunları çözmesi aynı zamanda emperyalist sömürgeci anlayışa da güçlü bir cevap olacaktır. Bugün Sayın Öcalan’ın geliştirdiği demokratik konfederalizm seçeneği, bu bahsi geçen yaşanmışlıklar için tek reçetedir. Bugün herkesin kendi dilini, kendi inancını ve ibadetini özgürce yapabildiği, kimsenin ötekini hor görmediği bir coğrafyayı yaratmak çok mu zor? Bakın ben bir sosyalist olarak açık yüreklilikle söylüyorum, burjuva demokrasisi bu konuda epey yol almıştır. Bugün İsviçre’ye baktığımızda, birçok kanton var ve birkaç dil konuşuluyor. Ortak resmi bir dil var. Bölündü mü İsviçre? Baktığımız zaman bir burjuva devlet yapılanması ve oldukça da güçlü bir yerde duruyor.
 
Dolayısıyla demokratik konfederalizmin bu topraklarda kök salmasıyla ancak bu sorunlar aşılabilinir. Bu bakımdan da özetle bu reçeteyi hayata geçirmek çok önemli. Kürtlerin serhildanı, Filistin halkının intifadası ve bunlarla birlikte bölgede bulunan tüm halkların birbiriyle bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak ve dayanışma içinde mücadele etmesi, bizi büyük bir başarıya götürecek. Bölgemizde rahat bir nefes alırız. Bölgemizde zaten yıllardır devam eden savaşlar var, bunun da bitmesinin yolu buradan geçiyor.
 
Kongrenizde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dair talepler dile getirdiniz.
 
Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemle çözülmesi konusundaki ısrarımızı, her zaman olduğu gibi şimdi de sürdüreceğiz. Bu sorunun çözümünde hakikaten en önemli görevi ve rolü oynayacak insan Sayın Öcalan’dır. Bunu biz bildiğimiz kadar aslında sistemin kendisi de çok iyi bilmektedir bunu. Ve Sayın Öcalan’ın bir sözü vardı “bana olanak tanınırsa barışa gidecek yolu bir haftada açarım” demişti. Şimdi bu konuda gerçekten Kürt sorununun çözülmesini istiyorsak, bunu ben her kesim için söylüyorum ve o nedenle istiyorsak diye ifade ediyorum; tüm kesimlerin İmralı tecridini ortadan kaldırılması ve Sayın Öcalan ile diyaloğun başlatılması yönündeki kanalların açılması gerekiyor. Sayın Öcalan 32 aydır ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmüyor. Ve sağlığıyla ilgili en ufak bir bilgiye dahi kimse sahip değil. Sayın Öcalan, Kürt halkı başta olmak üzere bölge halkları için çok önemli bir önderdir. Dolayısıyla da kendisiyle görüşmenin kanallarının açılması, hem Türkiye’deki Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme sorununun çözülmesi konusunda büyük adımlar atılmış olacak hem de Suriye’de şu anda tıkanmış olan siyasetin önünün açılması ve devam eden çatışmaların bitmesine büyük katkı sağlayacaktır. Ezcümle başta dört parça Kurdistan olmak üzere tüm Ortadoğu’da çok önemli sonuçlar alabileceğimize inanıyoruz. O nedenle bu kongremizde de öne çıkan noktalardan bir tanesi buydu. Sayın Öcalan’ın fizik özgürlüğü en temel olan noktalardan olan birisi budur.
 
Yükselen bir kadın hareketi izliyoruz. Kongrenizde de “Jin Jîyan Azadî” sloganları sürekli atıldı. Kadın hareketinin mücadelesinin daha da yükseltilmesi ve kadın bakış açısıyla sorunları çözümü kavuşturmak adına önümüzdeki dönemde planlamalarınız var mı?
 
 
Türkiye kadın hareketi ile Kurdistan kadın hareketi, zaten 1980 yılında sonra çok güçlü bir ortaklık sağlamış durumdadır. Bu ortaklığı daha da güçlendirmek ve daha da geniş kitlelere yaymayı hedefliyoruz.
 
Mücadelemizin temel paradigması, kadın özgürlük mücadelesiyle şekillenir. AKP iktidarı döneminde kadınların yaşadıkları inanılmaz korkunç düzeye vardı. Bugüne kadar kadınların birçok emek ve bedelle kazanmış oldukları hakları, AKP iktidarı döneminde tek tek ellerinden alındı. Tabi ki kadınların yaşadıkları sorunlar, AKP iktidarı ile tek başına açıklanmaz. 5 bin yıllık bir ezilme ve sömürülme var ortada. 5 bin yıllık bir erkek egemen sistemle bizler mücadele ediyoruz. Ve bu erkek egemen sistem siyaset alanında, evlerimizin içinde, sokakta, iş hayatında yani toplumun bütün hücrelerine yayılmış ve bütün hücrelerinde gayet canlı ve diri bir biçimde durmaktadır. Bizler ataerkil sisteme karşı güçlü bir mücadele verdik, tarih boyunca. Şimdi de bunu daha fazla geliştirmemiz gereken bir dönemden geçiyoruz. Somutlaştıracak olursak, AKP iktidarı döneminde kadınlar için çok önemli sözleşmelerden birisi olan İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı. Şimdi nafaka hakkı kaldırılması gündemde.
 
Kadınlara sokakta büyük bir baskı var. Seçimlerden sonra iktidarın tahkim etmeye çalıştığı yeni rejimi, kadınların bedenine çok büyük bir saldırı yapıyor. Hiç tanımadığımız erkekler tarafından sokakta şiddet görebiliyor, hiç tanımadığımız erkekler tarafından sözlü ve fiziki şiddete maruz kalabiliyoruz. Çok büyük bir cezasızlık sistemi var. Yani bu şiddeti gösteren erkeklere ya da kadın cinayetlerini gerçekleştiren erkeklere ciddi bir yaptırım yok bu ülkede. Çünkü erkek aklı aynı zamanda yargıyı da çok ciddi bir biçimde besliyor.
 
Çeşitli kadın platformları, farklı siyasal alanlarda ve ideolojilerden gelen kadınların bir araya gelerek ortak bir mücadele hattını nasıl geliştirebileceklerini kadın hareketi Türkiye’de gösterdi. Türkiye kadın hareketi ile Kurdistan kadın hareketi, zaten 1980 yılında sonra çok güçlü bir ortaklık sağlamış durumdadır. Bu ortaklığı daha da güçlendirmek ve daha da geniş kitlelere yaymayı hedefliyoruz.
 
Seçimlerden sonra özellikle ittifaklar konusu çok konuşuldu. HEDEP’in ittifaklar politikasını nasıl olacak?
 
Seçimlerden sonra ittifak politikamız en çok tartıştığımız konulardan biri. İttifaklar konusunda gelen en temel eleştiri seçimlere iki partiyle girmiş olmak. Yani ittifakın iki partiden oluşmuş olması. Bu eleştiri aslında farklı yorumlara sebebiyet verdi. Yerelden merkeze kadar tartıştık ve nihai kararlaşmayı da konferansımızda sağladık. Bizim ittifak politikalarımız kesinlikle devam edecek. Fakat ittifak politikalarımız, dar anlamda salt bir seçim ittifakı değildir. Bunun bir mücadele ittifakı olduğunu ve Türkiye’de bulunan bütün siyasal odaklar kadar aynı zamanda toplumsal dinamiklerin de bu ittifakın bir parçası haline gelmesi çok önemli.
 
Bundan neyi kastediyorsunuz?
 
 
Emek ve meslek örgütleri, Aleviler ve Kürtlerin farklı özgün örgütlenmeleri, yani bu ülkedeki farklı toplumsal dinamikler, ekoloji, kadın ve gençlik hareketlerinin hepsinin olduğu ortak zemin en temel hedefimizdir. Bu bir mücadele ittifakı olmalıdır.
 
Esasen bundan kastettiğiniz şey, bugüne kadar oluşturduğumuz ittifakın siyasi partilerden oluşması. Seçim arifesinde oluştuğu için aslında kamuoyu tarafından bir seçim ittifakı gibiymiş olarak algılandı. Mevcut olan ittifaktaki siyasi yapıların yanı sıra farklı yapılara da ittifakın açılması gerekiyor. Emek ve meslek örgütleri, Aleviler ve Kürtlerin farklı özgün örgütlenmeleri, yani bu ülkedeki farklı toplumsal dinamikler, ekoloji, kadın ve gençlik hareketlerinin hepsinin olduğu ortak zemin en temel hedefimizdir. Bu bir mücadele ittifakı olmalıdır. Bu ülkede demokratik cumhuriyeti savunmak üzere yola çıkanların bir çalışmasıdır.
 
Konferansımızda bahsettiğimiz gibi, bütün toplumsal alanların bir araya gelerek oluşturacağı bir mücadele ve demokrasi ittifakıdır. Bununla ilgili aktif çalışmalar olacak. Kongremizi yeni gerçekleştirdik ve parti meclisimiz toplanacak, MYK belirlenecek. Doğal olarak MYK kendi iş bölümünü de yapacak. Hemen akabinde aktif olarak yürüteceğimiz çalışmalarda biri ittifaklar olacak. Bu alanda belli başlı arkadaşlarımız ve komisyonlar görevlendirilecek. Bu çalışmayı dinamikleriyle beraber örme konusunda biz üzerimize düşen tüm görevler ve sorumlulukları yerine getireceğiz.
 
Yetkili kurulları oluşturmanızla birlikte, Türkiye’deki soruları çözümü noktasında nasıl bir siyasi güç, nasıl bir parti, nasıl bir HEDEP göreceğiz?
 
Geleneğimiz aynı zamanda geleceğimizdir. Biz HEDEP olarak her ne kadar isim anlamında yeni olsak da yüz yıllardır bu topraklarda egemenlere ve sömürenlere karşı verilen mücadelenin bileşkesiyiz. HDP’nin de ilk duruluş mantığı buydu. Bu bileşkeyi oluşturmaktı. Biz bu geleneği sürdürüyoruz. Bu gelenek için mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki dönem eksik bıraktığımız ne varsa, onu yapmayı önümüze hedef olarak koyacağız.
 
Deneyimleri de yanımızda alarak biz yeni partimizin daha güçlü bir şekilde varlık göstermesini sağlamayı hedefliyoruz. Güçlü deneyimler var çünkü çok zor mücadele alanlarından gelindi. Mesela biraz önce bir arkadaşımız ziyaret etti. Çok uzun yıllar cezaevinde kalmış bir arkadaş. O geldiği zaman dedi ki ‘ben tutuklanmadan önce küçücük odalarda biz parti faaliyetlerimizi yürütürken şimdi bir bakıyorum ne kadar gelişmiş, aslında ne kadar güçlü bir hale geldiğimizi gördüm.’ Bu bizi çok duygulandırdı. Hatta şunu da söyledi; ‘Siz dedi sürekli içinde olan insanlar olarak bunu fark etmiyorsunuz.’ Doğru bir tespit yaptı ve bu değerlendirmeyi değerli buldum. Bizler eksiklerimizi konuşacağız aynı zamanda mücadelemizdeki çok önemli başarıların deneyimlerini yanımıza alacağız, daha ileriye taşıyacağız.
 
Buradan da halklarımıza şu çağrıyı yapıyorum. Gelin hep birlikte partimizi yeniden inşa edelim. Gelin hep birlikte partimizi mahalle mahalle, semt semt örgütleyelim. Gelin hep birlikte mahallemizde yaşadığımız sorunlarımızı bir parti kimliği ve kültürüyle dile getirelim ve bu anlamıyla da ihtiyaç ne ise, hep birlikte karşılayalım. Bunun için de güçlü mahalle çalışmalarına komisyonlarına ihtiyacımız var. Bunun da halkımız ve partimizin ortak yürüteceği bir çalışmayla mümkün olduğunun altını bir kere daha çiziyorum.
 
MA / Selman Güzelyüz - Hakan Yalçın

Diğer başlıklar

07/05/2024
22:49 Türkiye ile Kuveyt arasında 6 anlaşma imzalandı
21:50 İran’da 5 Kürt aktivist gözaltına alındı
21:02 Avrupa Kürt Kadın Hareketi’nden CPT’ye yüzlerce mektup
20:26 Trafik polisinin çarptığı Öztürk yoğun bakımda!
18:53 Silopiya’da Kürtçe dil kursu açıldı
18:29 Kültür merkezinin devrine tepki: Bu bir işgaldir
17:57 Şenyaşar’ı ziyaret eden Karaca: Hem Meclis’te hem sokakta bu sesi büyüteceğiz
17:40 DEM Parti Curnê Reş'te seçim startı verdi: Birkez daha kazanacağız
17:19 Üç hesaba Türkiye’den erişim engeli
17:09 Bakanlığın ‘İmralı’da tecrit yok’ sözlerine karşı komisyon talebi
15:58 Düğünde açılan ateş sonucu anne karnındaki bebek öldü
15:42 Babasının yaraladığı Buse Erkin yaşamını yitirdi
15:35 Tutsakların yemeğinden mermi çıktı
15:22 Gazetecilerin de aralarında olduğu 7 kişi serbest bırakıldı
15:07 Özel: Milletten kanuna uymasını isteyenler önce anayasaya uysun
15:02 Gazeteci Dal ‘güvenlik gerekçesi’ iddiasıyla tecritte tutuluyor
15:00 Riha’daki sürgünlere tepki: Tecridi derinleştiriyor
14:46 Amed’te gözaltılar protesto edildi
14:38 Mısır, İsrail'in saldırısını kınadı
14:33 Gazeteciler adliyeye çıkartıldı
14:29 Begit'e dönük tepkiler sürüyor: Hırsıza ve ihanete geçit vermeyeceğiz
14:05 'Para karşılığında tahliye' operasyonunda 9 tutuklama
13:49 Bahçeli ve Özel Meclis'te bir araya geldi
13:08 Mêrdîn’de yılının ilk hasadını yapan çiftçiye altın hediye edildi
12:52 Çevre yolu mağdurları Van Valiliği önünde eylem yaptı
12:46 Hatimoğulları: Demokratik Cumhuriyet’i üçüncü yolla inşa edebiliriz
12:31 Kavala’nın avukatlarından yeniden yargılama talepli başvuru
12:01 Bahçeli 1 Mayıs’a katılanları hedef aldı
11:50 JINNEWS: Nisan'da 30 kadın katledildi
11:39 Sanatçı Aydınlar’a hapis cezası
11:38 MKG: Nisan ayında 10 gazeteci gözaltına alındı
11:35 Kayyımın harabeye çevirdiği tiyatro salonu yenilenecek
11:25 Avukatlardan İmralı’ya gitmek için yeni başvuru
10:54 Bakan Tekin 20 bin öğretmen ataması yapılacağını duyurdu
10:10 İstanbul Tabip Odası: Hasta randevu aralığı 2 dakikaya düştü
10:00 Abdullah Öcalan’a 3 aylık yeni bir aile görüş yasağı
09:49 Riha’daki cezaevlerinden 45 günde 35 sevk
09:34 KDP’nin alıkoyduğu gazeteciden 196 gündür haber yok
09:32 Tutsaklar ‘özgürlük’ eyleminde
09:30 İsrail askeri araçları Refah Sınır Kapısı’nda
09:26 Riha’da ev baskınları: En az 14 gözaltı
09:24 Emniyet çalışanı çocuğunu ve eşini katletti
09:23 30 yıllık tutsağın müddetnamesinin neden uzatıldığı bilinmiyor
09:22 Türkiye’nin utanç tarihine ışık tutan sergi: Cem, Cemaat, Cemiyet
09:15 14 yıldır bitmeyen yolun çilesini hak sahipleri çekiyor
09:14 Kerboran JİTEM Davası: İstinaf beraat kararını ‘yerinde’ buldu
09:12 ‘Özgürlüğe ses ver’ eylemi: Hedef Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü
09:09 Gülistan Doku Futbol Turnuvası: Bağımlılığa karşı takımını kur
09:06 Bilirkişi raporu: Mermer ocağı inanç merkezine zarar verir
09:02 Baskılara tepki: Özgür Basın halka uzanan bir köprü
09:02 Mücadeleden vazgeçmeyen Aycan'ın hikayesi
09:01 PEN Norveç 29 gazetecinin iddianamesini inceledi: Mesnetsiz
09:00 07 MAYIS 2024 GÜNDEMİ
06/05/2024
23:01 Wan Belediye Eşbaşkanları: Sorunları birlikte çözeceğiz
22:38 Hamas ateşkes önerisini kabul etti
19:47 11 aylık bebeğiyle gözaltına alınan Polat serbest
19:39 Tahliyesine 6 ay kala sürgün edildi
19:33 Şenyaşar Meclis’ten seslendi: 24 Mayıs'ta herkes bakanlık önüne gelsin
19:19 Gina Mercimek davasında karar: Fail Boğuç'a ağırlaştırılmış müebbet
18:51 Mêrdîn’de 13 siyasetçiye hapis cezası
18:39 Şenyaşar’dan çağrı: Wan’daki kalabalık buraya da gelsin
18:33 1 Mayıs tutuklamaları 49’a yükseldi
18:00 Birçok kentte Üç Fidan anması
17:38 Örkmez ve Uğur için cezaevi önüne gidilecek
17:27 Yargıtay’ın Kozağaçlı ve Timtik kararına Mersin’den tepki
16:47 Seçimlerin kesin sonuçları açıklandı
16:35 İran bir kolberi katletti
16:25 Yönetmen Kesik serbest bırakıldı
16:07 Bêrecûk Belediye Meclisi toplantısında Begit protesto edildi
15:35 Cizîr’deki selden 198 ev ve 93 iş yeri zarar gördü
14:59 Cezaevleri önünde 'özgürlüğe ses ver' eylemi
14:55 KESK: Tutuklananlar ve gözaltındakileri serbest bırakın
14:31 Cezaevleri raporu: Kurullar kendilerini yargı yerine koyuyor
14:13 Amed’de ‘Ebeler Günü’ açıklaması
14:12 Islahiye'de kaza: 8 kişi hayatını kaybetti
14:11 Gazeteci Başlangıç Köln’de toprağa verilecek
13:57 11 aylık bebeğiyle karakolda tutuluyor
13:48 Hukukçulardan Yargıtay’a Kozağaçlı ve Timtik tepkisi
13:43 TTM davasında 'eksik inceleme' ertelemesi
13:37 DBP Kadın Meclisi: Yaşam ve barış siyasetini sürdüreceğiz
13:36 Belediye önünde Begit'i istifaya çağırdılar
13:32 Temelli: Bir inceleme heyeti İmralı’ya gitmeli
12:48 Üç Fidan mezarları başında anıldı : Mücadele kazanacak
12:23 Kozan'da sağlık çalışanlarına saldırı
12:17 Yeniden görülen Hiranur Vakfı’nın duruşması ertelendi
12:16 Brezilya’da selde ölenlerin sayısı 78’e çıktı
12:04 DFG ve MKG'den gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki
12:01 Yönetmen Kesik’in gözaltı süresi üçüncü kez uzatıldı
11:53 Barzani'den İran'a 'seçim' ziyareti
11:46 Milletvekilleri Licik’te incelemelerde bulunacak
11:18 DEM Parti: 68’de yakılan meşale özgürlük yolunu aydınlatıyor
10:50 Samsun'da bir kadın katledildi
09:57 İsrail operasyona hazırlanıyor: Refah tahliye ediliyor
09:42 195 gündür kayıp olan gazeteciye dair yapılan başvurular yanıtsız
09:32 Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için eylemdeler
09:26 Xwebûn 'Düşman hukuku' manşetiyle çıktı
09:12 Komplonun ilk adımı: Abdullah Öcalan’a bombalı suikast
09:05 TÖP Sözcüsü: Sosyalistler kriminalize edilmeye çalışılıyor
09:05 Eren Keskin: Her türlü eleştirinin yasak olduğu süreci yaşıyoruz
09:04 Avukata 'neden avukatlık yaptın' davası
09:01 06 MAYIS 2024 GÜNDEMİ
08:34 Erkek şiddeti: Eşini ve 3 çocuğunu katletti
07:55 Amed'de ev baskınları: Gazeteciler gözaltına alındı
05/05/2024
23:16 Wan’da 3.9 büyüklüğünde deprem
22:17 Minbic’e yönelik saldırıda bir çocuk yaralandı
20:21 1 Mayıs gözaltı ve tutuklamalarına tepki: Kurtuluş yok tek başına
20:01 Uzmanlardan Çewlîg’te olası deprem için uyarı
19:58 DEM Parti Sêrt Gençlik Meclisi’nden motivasyon maçı
19:06 Emniyet müdürünün oğlu belediyede maaşa bağlanmış!
18:42 Kenya ve Brezilya'da sel: 294 kişi hayatını kaybetti
17:57 Munzur Festivali’nin tarihi belli oldu
17:53 Yazar Murathan Mungan'dan Wan'da söyleşi
17:39 Düzgün Baba Cemevi Başkanına ceza: Alevi toplumuna gözdağıdır
17:28 Dalyan’da yat limanı tepkisi
17:22 Emine Şenyaşar’ın Adalet Nöbeti 94’üncü gününde
17:16 Mereş’te iş cinayeti
16:11 DEM Parti Eş Genel Başkanları Paskalya kutlamasında
15:44 Amed'de Paskalya kutlaması
15:41 AKP'li Büyüksu'nun 'Yüksekova hiçbir şeyi hak etmiyor' sözlerine tepki
15:21 Deniz Gezmiş ve arkadaşları anıldı
15:19 Cizîr'de sel felaketinin izleri siliniyor
14:46 Kenan Mak’ın anısına şiir ve öykü yarışması düzenlenecek
14:28 Minbic’e saldırı
14:02 Edanur Gezer soruşturmasında 1 tutuklama
12:57 Hesekê’de patlama
12:33 Birçok kentte Paskalya Bayramı kutlaması
12:30 DEM Parti: 1 Mayıs tutukluları serbest bırakılsın
11:40 Bakırhan ve Hatimoğulları Amed Belediyesi’ni ziyaret etti
10:58 İstanbul’da ev baskınları
10:57 6 kentte ‘özgürlüğe ses ver’ eylemleri başlatılacak
10:45 Şêrawa ve Şehba’nın köylerine saldırı
10:15 İran rejimi sanatçı Hamza Cehferî’yi gözaltına aldı
09:24 Jin derginin 62’nci sayısı çıktı
09:15 KDP’nin alıkoyduğu gazeteciden 194 gündür haber yok
09:14 Tutsaklar ‘özgürlük’ eyleminde
09:13 Artuklu Belediyesi ‘kayıp’ personellerini arıyor!
09:12 Mehmet Öcalan'dan bakanlığa: Tecrit yoksa neden görüşemiyoruz?
09:09 İHD’li Çapraz: Cezaevleri için herkes sorumluluk almalı
09:09 Yeni müfredat tartışmaları: Anadilde eğitim olmalı
09:08 AKP’li Bölünmez’in tüneli nedeniyle köy susuz kaldı
09:07 Bakanlık, belediyeyi DEM Parti kazanınca çöp aracını geri istedi
09:02 Kürt yayınevleri ekonomik kriz ve yasak kıskacında
09:00 05 MAYIS 2024 GÜNDEMİ
08:03 Meteoroloji’den 18 kent için sarı kodlu uyarı
07:34 38 kişi tutuklandı
04/05/2024
23:05 Nisan ayında 32 kadın katledildi
22:50 1 Mayıs'ta gözaltına alınan 52 kişi için tutuklama talebi
22:19 ODTÜ'lü öğrencilerden yürüyüş: Bu daha fragman, asıl şenlik devrimde
21:27 Dersim Katliamı'nda yaşamını yitirenler anıldı
19:15 'Şenyaşar'lara uğramayan adalet ülkenin hiçbir yerine uğramayacak'