Yüksekdağ: Bu davanın savcısı da yargıcı da biziz, siz hesap vereceksiniz

img
ANKARA - Kobanê Davası'nda savunmasına başlayan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “Siz, bize sözümüzün hesabını soramazsınız. Bu davanın savcısı da yargıcı da bizleriz. Hesap vermesi gerekenler de sizlersiniz" dedi. 
 
Ankara'da 18’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobanê Davası sürüyor. Sincan Cezaevi Kampüsü'nde Ankara 22'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmayı bugün, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğlulları ve Tuncer Bakırhan'ın yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi izledi. 
 
Kimlik tespitinin ardından dosyaya eklenen evraklar okundu. Tutsak Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, esasa dair savunmasına başladı. Mahkeme heyetine ve yargıya "siyasetin maskesi" nitelendirmesi yapan Yüksekdağ, "Bize karşı maskeli bir yargılama yapıyor siyasi iktidar. Yüzünü göstermeye cesaret edemiyor. Yüzünü gösterecek kadar kendisine güvenemiyor. Önceden de söyledim yine söylüyorum; yazık size, HSK onların elinde, bizim için kurulmuş özel bir mahkeme bu. Sıkıyönetim mahkemesinden, DGM’den farkı yok. Bizim için hazırlanmış heyete, ek heyet olarak yerleştirdiler” dedi.
 
‘GERÇEKLERİ SÖYLEMEYE GELDİM' 
 
İktidarın "siyasi hesaplaşma mücadelesini dürüstçe vermediğini" söyleyen Yüksekdağ, 7 yıldır “namert ve kirli bir savaşla yüz yüze olduklarını" ifade etti. “Dünya tarihinde ender görülen bir siyasi kırım ve soykırım operasyonla karşı karşıyayız” diyen Yüksekdağ, "Bugün bu Kobanê Kumpas Davası bu soykırımın parçasıdır. Bir dava adı verilen bu hukuk davasında hangi hukuk gerçekleştirildi? Hukukun gözünü kıra kıra bizi bu noktaya getirdiniz. Siyaset esnafları tarafından pazarlansın ve iktidar tarafından kullanılsın diye önceden yazılmış bir kararı okuyacaksınız. Bugün burada yüz yüze karşınızdayım ama emin olun ki sizin adaletinize güvendiğim için gelmedim buraya. Gözünüzün içine baka baka, yüzünüze bakarak gerçekleri söylemeye geldim. Ama karşımda bir yüz var mı o tartışmalı. Bize bu yıkımı ve zulmü yaşatanlar hala büyük bir arsızlıkla bu zulme devam ederek bu operasyonu sürdürüyor" dedi. 
 
'BU DAVADA YARGILAYAN BİZİZ' 
 
“Kobanê Davası bir insanlık davasıdır” diyen Yüksekdağ, tutsak siyasetçiler hakkında 38 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendiğini hatırlattı. Yüksekdağ,  "O davanın savcısı da heyeti de hakimi de bizleriz, kadınlardır, gençlerdir, Alevilerdir, ezilen tüm halklardır, inançlardır, emekçilerdir. Bu insanlık davasının yargılayanları, yargıçları bizleriz. Kobanê Davası’nın, hak ve halk davasının gereğini yapmak için bugüne kadar nasıl mücadele ettiysek, bundan sonra da mücadeleye, hesap sormaya ve yargılamaya devam edeceğiz” diye konuştu. 
 
‘YARGI ŞİDDET MEKANİZMASINA DÖNÜŞMÜŞTÜR’
 
AKP iktidarının yargıyı bir aparat olarak kullandığına dikkat çeken Yüksekdağ, “Yargı kurumları kimi isterse terörist ilan ediyor, tutukluyor, hapse atıyor. Tam anlamıyla bir şiddet mekanizmasına dönüşmüştür. Şiddet bir meşru müdafaanın ürünü değilse, çok rezalet ve karanlık bir kuyudur. Seni çeker, herhangi bir kurumu da şiddet aracı olarak kullanıyorsanız sizi çeker ve karanlık bir girdaba döner. Bugün yargının hali budur, şizofrenik bir mekanizmaya dönüşmüştür. Hukuk denilen kavramı size anlatmama gerek yok, kaç yıl okudunuz. Hukuk, içinin boşaltıldığı bir yapıya dönüştürüldü. Bunları çıkardığınız zaman geriye sadece çıplak bir şiddet kalır. Mahkemeler kuruluyor, siyasi iktidar talimat veriyor, savcılar jet hızıyla tutuklama kararı çıkarıyor. Ağır cezalar ve kesin hüküm vermekte birbiriyle yarışıyor. Özellikte toplumsal muhalefete böyle bir şiddet mekanizması olmuştur. Bir iktidar merkezi ve şiddet organı haline dönmüştür. Bu şiddet organı içinde her türlü pislik dönmeye başlar ve birbirine karşı çekilen silahlara dönüşür” ifadelerini kullandı.
 
'HUKUK KATLEDİLİYOR'
 
Yüksekdağ, şunları söyledi: "Yargı şuan tam bir kıyım mekanizması. Hukuk katlediyor, insanların adalete olan inancını katlediyor ve yine kendi içinde bir yarışa giriyor. Heyet başkanın bir suç şebekesinin üyesi çıkması buna örnektir. Resmen kara mizah gibi. Ne pislik yapmak istiyorsanız dolandırıcılık için bile “ben MİT’e çalışıyorum’ diyor. Gerçek anlamda bakanla bir fotoğraf çektiğinde bir ayrıcalığa ulaşıyor. Devlet kurumları doğrudan bir çete yapılanmasının içine geçmiştir. 90’lı yıllardaki Susurluk süreci budur. Gerçek çok keskindi, devletin mafyalaştığı gerçeği önümüzdeydi. Birisine ceza mı vermek istiyorsun; basıyorsun parayı veriyorsun. Yargı böyle işliyor. FETÖ borsası deniliyordu. FETÖ’cülerin nasıl bölündüğünü ve FETÖ borsasında nasıl tahliye satın aldığını iktidar temsilcileri söyledi, biz söylemedik. Borsa diye adlandırılan çarklar kuruldu. Savcılar bugün sırf kendi çıkarları için, otopark için avukatları dövdürüyor. Şimdi bu koşullar içinde yargıya güven nasıl olacak?”
 
'5 BİN 267 SAYFADA DAİŞ YOK'
 
5 bin 267 sayfalık mütalaada DAİŞ isminin tek bir yerde dahi geçmediğini söyleyen Yüksekdağ, Türkiye’de son birkaç yıl öncesine kadar da “hatırı sayılır” bir DAİŞ yargılamasının yapılmadığını ifade etti. Yakalanan DAİŞ üyelerinin savcılıklar ya da mahkemeler tarafından serbest bırakıldığını hatırlatan Yüksekdağ, "Mahkeme tarafından kazara tutuklansa bile tez zamanda tahliye ediliyor, beraat ettiriliyor. İstihbarat birimleri tarafından bilinen DAİŞ’liler yakalanıyorlar, gözaltına alınıyorlar, çeşitli biçimlerde ya savcılık aşamasında ya mahkeme aşamasında salıveriliyorlar. Bu zamana kadar siyasi iktidar IŞİD’e nasıl davrandıysa, siyasi iktidarın güdümündeki yargı mekanizması da IŞİD’e öyle davrandı. Yargı mekanizması doğrudan siyasi iktidarın güdümünde tavrını planlıyor. Siyasi iktidar uzun yıllar IŞİD’i korudu ve kolladı. IŞİD doğrudan iktidarın kanatları altında palazlandı, Kobanê saldırısını da Türkiye sınırları içinde gerçekleştirdiği saldırıları da iktidarın çeşitli birimlerinin gözetimi altında gerçekleştirdi. Bu gözetim sırasında tek bir IŞİD’li sanık yargılanmadı. 2017 yılına kadar Türkiye, Uluslararası Koalisyona girene kadar IŞİD’i terör örgütü olarak görmüyordu. El Nusra’yı hala görmüyor ve ona bağlı kurumları hala görmüyor. Nasıl bir saflaştırma var? Eğer toplumu çürüten suçları işlemişsem, uyuşturucu kaçakçılığı, insan ticareti, kadın cinayeti, işkence suçları işleniyorsa, yargı mekanizması ve siyasi iktidar tarafından açık biçimde kollanıyor” diye belirtti.
 
KADIN CİNAYETLERİ
 
Yargıdaki cezasızlık politikasının sadece DAİŞ üyeleriyle sınırlı olmadığını dile getiren Yüksekdağ, kadın katillerinin de cezasızlıkla ödüllendirildiğini ifade etti. Yüksekdağ, "Bu memlekette kadına yönelik şiddet suç değil zaten; İstanbul Sözleşmesi iptal edildi, 6284 sayılı yasa tehdit altında. Onu da siyasi iktidar ortaklarına pazarlık, anlaşma ikramı olarak kullanma niyetinde. Kadına yönelik şiddet, kadın cinayeti işlemek bu memlekette caydırıcı cezalara karşı karşıya kalmıyor. İnfaz düzenlemesinde kadına suç işleyen erkekler açık cezaevinden çıkıp yarım bıraktığı işi tamamladı. Böyle dehşet olayları yaratan, dehşet örgüsünü yaratan siyasi iktidarın zihniyetidir, o zihniyet paralelinde dizilmiş ve örgütlenmiş doğrudan iktidarın uzantısına dönüşmüş yargı mekanizmasıdır” diye konuştu. 
 
'SANIK OLMASI GEREKENLER SERBEST BIRAKILDI'
 
"Halk adına siyaset yaptığımız için yargılanıyoruz" vurgusu yapan Yüksekdağ, iddianamede azmettirici olarak yer aldıklarını söyledi. Yüksekdağ, iddia edilen suçların faillerinin ise yargılanmadığına işaret ederek, "Çünkü Tayyip oradan çıkıp ‘benim 41 Kürt kardeşimin katilleridir bunlar’ dediği için yapılmadı, yargılanmadı. Başka katillerin bulunması gerekiyordu. Siyasi iktidarın ve iktidarın başındaki şahsın işine gelen buydu. Siyasi hasmını, rakibini devre dışı bırakmak için kirli savaş yöntemlerine başvurmaktı en iyi yol. Bu davada sanık olması gereken Hizbullahçılar, Cumhurbaşkanı affıyla ya yeniden yargılama kararlarıyla birer birer serbest bırakıldı. Doğrudan cinayetten, katliamdan suçlu bulunmuş ve ceza almış insanlardı bunlar. Yapmak istersen kılıf bol, kirli kılıflar çok, kılıfına uydurup serbest bırakıldı, tahliye edildi” dedi.
 
'DOSYADAKİ MÜŞTEKİLER YARGILANMALI' 
 
Dosyadaki kimi müştekilerin cinayet suçundan yargılanmaları gerektiğini dile getiren Yüksekdağ, "Bizim onlara hesap sormamız gerekiyor” dedi. Dosyada müşteki olarak yer alan ve cinayet zanlısı olmasına rağmen serbest bırakılan bir korucuyu örnek veren Yüksekdağ, "Kobanê halkına sahip çıkan, katledilen insanlar hakkında yürütülmüş ceza davaları yok bugün. Bu koşullar içinde bu dosyayla bu gerçeklikle muhatap oluyoruz. Öyle bir manipülasyon ve provokasyon mekanizması işliyor ki başladığı yerde durmadı. Bu yargılama da Kobanê manipülasyonunun devamıdır. Kobanê’nin provoke edilmesi, bizlere karşı işlenmiş bir suçtu. Bugün 9 yıl öncesi olaylardan yola çıkarak bu davaların açılması, cezaların istenmesi, manipülasyon ve provokasyonun devamıdır" diye kaydetti. 
 
‘TOPLUMUN TUTACAK DALI KALMADI'
 
Yüksekdağ, şöyle devam etti: "O kadar içinden çıkılmaz duruma geldik ki; yozlaşma sorunundan bahsediliyor. En çok bahseden de siyasi iktidardır. Bu yozlaşmanın sebebinin kendileri olduğu gerçeğini örtmek için yine sağda solda sorun ve müsebbip aramaya çalışıyorlar. Sağa sola çamur atmaya çalışıyorlar. Siyasetin bu kadar çürüdüğü yerde yozlaşmanın olmaması düşünülemez. Savaşın bu kadar arttığı, insanların bu kadar yoksullaştığı koşullarda yozlaşmanın gelişmemesi düşünülemez. İnsanlar çok büyük bir çaresizlikle yüz yüze. Bize karşı savaşın bedelini tüm Türkiye halkları ödedi. Milliyetçi hareketle, ‘teröristler ile savaşıyoruz’ yalanlarıyla toplumu kutuplaştırdılar. Bir kesimi bize karşı hale getirdiler. Bu toplumun bütün haklarını elinden aldılar. Bu toplumun tutacak dalı kalmadı. Yoksulluk almış başını gidiyor. Bu memlekette yapılan en büyük yatırım savaş yatırımı ise, yoksulluğun gelişmemesi düşünülemez ki. Bizlere karşı sergilenen siyasi tasfiye operasyonunun doğal ve kaçınılmaz sonuçlarından biri yaşanıyor. Toplum ekonomik olarak, değerler yapısı olarak dibe vuruyor. Bununla birlikte yozlaşma, bıkkınlık, sosyal dinamiklerini yitirme durumu yaşanıyor. Bu zamana kadar sergilenen baskı ve şiddet politikasının, korku yayma politikasının sonucu toplumun damarlarının kesilmesidir.
 
HİÇKİMSE BİZE SÖZÜMÜZÜN HESABINI SORAMAZ
 
Türkiye toplumu savaş politikaları ve açlıkla terbiye ediliyor. Bugün Türkiye toplumunda çok önemli bir kesim işsiz kalmamak için, o kadar büyük saygısız hakaretlere maruz kalıyor ki bu bir toplumun onursuzlaştırılmasıdır. Bugün bir kadının yaşamını idame etmesi için hakaretleri kabul etmek zorunda kalması büyük bir saldırıdır. Böyle psikolojik bir şiddetle karşı karşıyayız.
 
Yargının içinde bulunduğu bu toplam tabloda gerçek bir hukuk ve adaletten bahsetmek imkansızdır. Biraz hak mücadelemizden bahsedeceğim; Kobanê bir halk ve hak davasıdır. Halkların bir direniş davasıdır. Dayanışmanın tel örgüler ve sınırlarla bitmeyeceği sanılan bir kardeşlik davasıdır. Bu davanın savcısı da yargıcı da bizleriz. Hesap vermesi gerekenler de sizlersiniz. Bizler hesap verenler değil, hesap soranlar olabiliriz ancak. Bizim alacağımız çok. Bizler, ezilenlere yasak sayılan hakları kazanacağız ve alacağız. Hayatta her şey sözle başlar, bazen kutsal kitaplar ‘oku’ der, bazen ‘konuş’ der. Tüm kutsal kitaplar doğru sözü hak sözü iletmek için aracılar kılar. Tarihten bu yana herkes doğru söz arayışındadır. Bizler de bu tarihten ve gelenekten gelen insanlarız. 
 
Geçmiş sadece geçmiş değil, birikimdir. Tüm hak mücadelesini geçmişten gelenlerle birleştiririz. Yeter ki adalet, özgürlük ve ezilen halklar için kurulan sözler olsun. Eğer insan düşünen bir varlıksa düşündüklerini ifade etme hakkını da sahiptir. Söz hakkı en temel ve bu evrenin en öncelikli hakkıdır. Siz bize sözümüzün hesabını soramazsınız. Sadece siz değil, hiç kimse soramaz, hiç bir kral, hiçbir iktidar soramaz. Biz söz hakkını sizden değil, insanların tarih boyunca verdiği mücadele ve birikimden aldık. Bu söz hakkı nice kıyım ve mücadele sonucu ortaya çıkmıştır. Biz sözümüzün gereği için kurmak istediğimiz yaşamı savunduğumuz için size hesap vermeyiz.
 
ASLA SÖZÜMÜZE İHANET ETMEDİK
 
Biz sözümüzün niteliğini ve içeriğini hiçbir zaman bozmadık, yitirmedik. Sözümüze ihanet etmedik. Bugün bize bu mahkeme 'sözünüze ihanet edin' diyor, çok beklersiniz. Daha çok bekleyeceksiniz. Biz sözümüze sadık kaldık. Bundan sonra da sözümü saptıracak ve çarptıracak bir zihniyette olmadığımızı onlar da çok iyi biliyor. Bugün bu halk da çok büyük bir saldırıyla karşı karşıya. Dün HDP’ydi, bugün DEM Parti. Devam ediyoruz ama çok ağır bedeller karşısında bunlar gerçekleşiyor. DEM Parti hiçbir zaman siyasi olarak özgürce örgütlenme alanına sahip olmadı.
 
ATEŞ ALTINDA ÇALIŞMA YÜRÜTTÜK
 
HDP tarihi ders kitaplarında konu olur, bölüm olur. Böyle bir imkansızı nasıl başardığı ders olarak okutulması gerekir. Yarın öbür gün belki geç olacak. 7 Haziran seçimlerinde 6 buçuk milyon insan oy verdi ve biz hiçbir zaman örgütlenme hakkına sahip olarak başaramadık bunu. Ateş altında örgütlenme çalışması yürüttük. Saldırı, kurşun yağmuru, gaz bombaları altında siyasi parti faaliyeti yürüttük." 
 
Örgütlenme haklarının güvence altında olmadığını ifade eden Yüksekdağ, Yargıtay’ın Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin kısa ismine dönük aldığı karara atıfta bulundu. Yüksekdağ, şunları söyledi: "Bu dahi örgütlenme özgürlüğüne dönük darbenin kesintisiz devam ettiğini gösteriyor. Sadece DEM Parti’nin siyasi tüzüğüne yönelik olarak değil, alanlarda, sokaklarda yerleşim alanlarında sürdürülmesine karşı da yoğun saldırılar gerçekleştiriliyor. Bunların her biri bizim sözümüzün ve sözümüzün gereği olan düşüncemizin, hareketimizin, örgütlenmemizin ne kadar değerli ve ne kadar her koşulda savunulması gereken bir gerçek, hakikat olduğunu gösterir."
 
Duruşma, verilen aranın ardından devam edecek.

Diğer başlıklar

13:43 'Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulsun' talebi
13:34 30 yıllık tutsağın tahliyesi ikinci kez engellendi
13:29 Curnê Reş seçmenlerine mektup: 2 Haziran'da zafer halayına duralım
13:27 Mêrdîn 1’inci Kitap Festivali başladı
13:07 Hukuk örgütleri Kobanê Davası'na ilişkin Çağlayan'da açıklama
12:00 İmralı için ailelerden görüşme başvurusu
11:52 Kobanê Davası dünya basınında
11:26 İfadeye çağrılan Akıl ve Çağlı gözaltına alındı
11:14 Erdoğan'ın affettiği Çetin Doğan tahliye edildi
11:06 DEM Parti 3 kentte Kobanê Davası kararlarını protesto edecek | YENİLENDİ
11:05 TÜİK işsizlik rakamlarını açıkladı
11:00 2 kişiyi öldüren AKP’linin babasına Erdoğan affı!
10:47 Yüksekdağ'dan ilk mesaj: Kimsenin yüzü düşmesin, diz çöktüremediler
10:32 Kobanê Davası avukatı Aydın: Börü'nün ölümü algı için kullanıldı
10:06 Wan'da 21 kişi tutuklandı
09:51 Hukukçular: İktidar yargıyı suç aleti olarak kullandı
09:44 Müfredat tepkisi: Çocuklarımız AKP’nin şekillendirici hamuru değil!
09:26 Eren Keskin: Bu intikamcı bir karardır
09:11 Alıkonulan Ahmet'ten 206 gündür haber yok
09:10 Tutsaklar telefon ve aile görüşlerine çıkmıyor
09:08 Çocuk emeği üzerinden milyonlarca liralık ciro
09:06 Şüpheli şekilde ölü bulunan Koç’un babası: Kızım öldürüldü
09:04 Çakmak: İmralı’ya gitmek için yeni bir başvuru yapacağız
09:03 Barış Anneleri 'özgürlük' talebinde kararlı
09:00 17 MAYIS 2024 GÜNDEMİ
08:50 Kobanê Davası'nda hangi siyasetçiye kaç yıl ceza verildi?
08:07 Erdoğan'dan 28 Şubat hükümlülerine af
01:18 15 barodan Kobanê Davası açıklaması
01:10 Tuncel: Cezaevlerinde İmralı tecridine karşı verilen mücadeleyi anlamlandıralım
01:03 Amor ve Sjöstedt’den Kobanê Davası kararına tepki
16/05/2024
23:19 Tahliye edilen siyasetçi kadınlar: Mücadele sürecek
22:48 Êlih ve Wan’da Kürt Dili Bayramı etkinlikleri
22:33 Amed ve Adana’da yürüyüş
22:19 Bedlîs’te 6 kişi tutuklandı
21:40 Tahliye olan Kışanak: Barışa ihtiyacımız var
21:16 Korucu saldırısında 6 yurttaş yaralandı
21:00 Hüseyin Deniz Öykü Yarışması Ödülleri sahiplerini buldu
20:28 Kobanê Davası kararına karşı ortak mücadele çağrısı
19:46 Kobanê Davası kararına tepki yağdı
19:36 Avrupa Parlamentosu Sol Grubu: Türkiye’de IŞİD karşıtı protestolar suç sayılıyor
19:28 Emine Şenyaşar’ı takip eden basın ve danışmana polis engeli
19:09 Birçok kentte Kobanê Davası protestosu: Boyun eğmeyeceğiz
17:52 Peri’de seçim çalışmalarının startı verildi
17:43 Demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anıldı
17:27 Hatimoğulları: Cuntaya rahmet okutacak bir karar
Bakırhan: Cezaları tanımıyoruz
17:18 MUÇEP : ÇED raporları kopyala-yapıştır hazırlanıyor
17:04 TJA: Kobanê Davası kararını tanımıyoruz
16:55 Önder’den Kobanê kararı yorumu: AKP’nin ilerideki yargılanmasının ön iddianamesidir
16:49 Meclis'te Kobanê Davası protestosu
16:44 Ahmet Türk'ten ilk açıklama: Mücadele etmeye devam edeceğiz
16:26 DEM Parti Kobanê Davası ardından olağanüstü toplanıyor
16:08 DEM Parti’den Kobanê kararına ilk tepki: Kumpaslarınızı çökerteceğiz
16:02 Seçim çalışmaları 3 koldan sürüyor: Curnê Reş bizim
15:31 Karar duruşmasını takip eden siyasetçiler: Kobanê Devrimi mahkum edilmek isteniyor
15:16 Kobanê Davası'nda siyasetçilere ceza yağdı
15:01 Dêrsim'deki maden projelerine karşı 'ortak mücadele' çağrısı
14:49 BES: 'Kamuda tasarruf' paketiyle fatura halka kesildi
14:48 Eylemcinin listesinde adı bulunduğu iddia edilen gazeteciler ifade verdi
14:47 Wan’daki gözaltı ve tutuklamalara tepki: İntikam operasyonu
14:22 Yemek ücretleri ödenmeyen memurlardan yemekli protesto
14:14 Tehdit alan kadın şikayetine rağmen korunmadı
13:55 Kobanê Davası için çağrı: Ülkenin geleceği karanlıklara teslim edilmemelidir
13:36 30 yıllık tutsak Yavuz tahliye oldu
12:34 Cannes Film Festivali sinema emekçilerinin eylemiyle başladı
12:24 Tutsak kadınlar: Öcalan’ın özgürlük koşullarının sağlanması için duruşmaya katılmıyoruz
12:08 TFF kadın hakemi hamile olduğu için FIFA listesinden çıkardı
11:49 Kobanê Davası: Duruşmaya ara verildi
11:32 Asrın Hukuk Bürosu’ndan İmralı’ya gitmek için başvuru
11:30 İran'da 2 tutsak kadın açlık grevine başladı
11:19 Kobanê Davası'nda karar duruşması başladı
10:25 Bakırhan: Ders alınıp alınmadığını göreceğiz
Hatimoğulları: Bu dava Türkiye için bir yol ayrımıdır
09:44 Alıkonulan gazeteciden 205 gündür haber yok
09:42 4 ilde 68 gözaltı
09:41 Tutsaklar 'özgürlük' eyleminde
09:40 DAİŞ saldırısında 1 Irak askeri hayatını kaybetti
09:16 Sêrtli yurttaşlar: İnsan dilini konuşmadığı yerde yok olur
09:10 Kürtçeye 10 kontenjana tepki: Seçmeli değil, anadilde eğitim olmalı
09:06 Jîn Art’tan büyük konsere çağrı
09:06 Ekolojide antikapitalist bir mücadele: Polen Ekoloji Enstitüsü
09:05 'Mardin Bienali'ne alternatif oldular
09:02 Tetwan'da her hafta kültür ve sanat atölyesi düzenlenecek
09:02 Cezaevinde şüpheli ölüm: Oğlumun intihar ettiğine inanmıyorum
09:01 Mevsimlik işçilerin zorlu geçim mesaisi başladı
09:00 16 MAYIS 2024 GÜNDEMİ
08:58 Kobanê Davası'nda bugün karar bekleniyor
08:43 AYM kararına uymayan isim Yargıtay Başsavcılığına atandı
08:39 Meteoroloji’den sağanak yağış ve toz taşınımı uyarısı
07:52 Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında 4 gözaltı daha
00:05 Sinn Féin milletvekili: Abdullah Öcalan serbest bırakılmalıdır
15/05/2024
23:18 İran’da 14 yıllık bir tutsak idam edildi
22:19 Enkazdaki elektrik kablosuna basan çocuk hayatını kaybetti
20:56 Wan ve Bedlîs’te 13 kişi tutuklandı
20:47 Kürt Dili Bayramı panelleri: Asimilasyona karşı Kürtçe konuş
20:28 Bakırhan: Kürtler asimilasyona karşı mücadeleyi sürdürecek
20:05 Kürt Dili Bayramı etkinliklerle kutlandı
19:32 İHD’den Soma açıklaması: Sorumlular hesap verene kadar mücadele sürecek
19:10 KHK eyleminde öğretmen atamalarında mülakata tepki
19:02 Curnê Reş’te seçim çalışmaları: Tekrar kazanacağız
18:54 BES Mêrdîn Şubesi: Tasarrufu zengin ettiklerinizden yapın
18:04 Emine Şenyaşar 104 gündür bakanlık önünde: İktidar bu sesi duymuyor
17:59 Gözaltılar protesto edildi: Birlikte mücadele edeceğiz
17:08 Ankara'da 4 polis gözaltına alındı
17:07 Bakan ile görüşmeleri engellenen Barış Anneleri: Adalet istiyoruz
17:05 DEM Parti Sêrt Gençlik Meclisi’nden motivasyon maçı
17:00 AKP’lilerden Kürtçe tahammülsüzlüğü
16:46 Slovakya Başbakanı Fico'ya saldırı
16:31 1 Mayıs gerekçesiyle tutuklanan 2 kişiye tahliye
16:28 Eğitim Sen'den ortak mücadele çağrısı
15:45 Kobanê Davası için çağrı: Sahip çıkmamak suçtur
15:42 TJA’dan Gök ve Dinç’in davasına ilişkin açıklama
15:35 İzmir'de gözaltında çıplak arama
15:31 Efrîn’deki ‘Türkleştirme politikası’ Fidan’a soruldu
15:24 Dêrsim Belediye Eşbaşkanı Konak ifade verdi
15:17 Kayyımı olduğu belediyeden kaymakamlık için ofis malzemesi aldı
15:10 ‘Kazanılmış haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz’
14:40 Birçok kentte 'Kürtçe eğitim ve resmi dil olsun' talebi
14:38 DEM Parti heyeti Avusturya’da
14:34 Taksim yasağı hakkında suç duyurusu
14:08 Yeni Yaşam 6'ncı yılını kutluyor
13:58 Kadınlardan Begit'e: Utançla anılmak istemiyorsan istifa et
13:52 Sağlıkçılardan 'vergide adalet' talebi
13:50 Bayraklı Belediyesi işçilerinden eylem
13:38 İzmir'de 10 yılda 13 bin 547 hektar ormanlık alan yandı
13:36 Makbule Sevinç davasında karar bozuldu ceza 15 yıla indirildi
13:27 Erdoğan: Oyunu yazanı çok iyi biliyoruz
12:43 Süleymaniye’de köylülerden yol kapatma eylemi
12:24 Amed’de 15 Mayıs yürüyüşü: Kürtçenin çığlığını her yerde yükselteceğiz
12:13 İçişleri Bakanı’ndan dikkat çeken açıklama
11:58 Kürt Dil Platformu: Kürtçe resmi dil olsun
11:39 Tarihi Mısır Çarşı’sında yangın
11:38 Kavala’nın yeniden yargılama talebine ret
11:36 Dersim belediye eski eşbaşkanı Altun tahliye oldu
11:33 Yüksekdağ: Son sözü direnenler söyler
11:00 DEM Parti'den Kobanê Davası’na katılım çağrısı
10:43 Meclis Başkanlığı Kürtçeye dair talebi 'Anayasaya aykırı' buldu
10:41 Tekli hücrede tutulan Dal'ın dilekçelerine yanıt verilmiyor
10:24 Wan’da 8 kişi tutuklandı
10:13 İşkence ve sürgüne rağmen kimlik mücadelesinden vazgeçmedi
10:00 Asrın Hukuk Bürosu’ndan CPT’ye yeni başvuru
09:59 Barış Anneleri Abdullah Öcalan’dan haber almak istiyor
09:38 'Lêxe' şiarlı turnuvada son başvuru tarihi 21 Mayıs
09:32 ANKA-DER Kürt Dili Bayramı konseri düzenleyecek
09:31 Birçok kentte gözaltı
09:26 Gazeteci Ahmet'ten 204 gündür haber yok
09:25 Tutsakların ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ eylemi sürüyor
09:24 İzmir'de 4,5 büyüklüğünde deprem
09:20 Tutsak annesi: Cezaevlerine ses olalım
09:18 Taban fiyatı memnun etmedi, üretici eyleme hazırlanıyor
09:17 MATUHAYDER Eşbaşkanı Erol: İmralı kapıları açılmalı
09:13 Engelli bireylerin talepleri neler?