Bir özsavunma hikayesi

img
İZMİR - Kendisini taciz eden ve tecavüz etmekle tehdit eden erkeğe karşı özsavunmada bulunduğu için tutuklanan Sevde Ünal, "Özsavunmayı bilmek bizi güçlü kılar. Özsavunma haktır, engellenemez, yargılanamaz" dedi. 
 
Kadına yönelik şiddetin en ağır biçimlerinin yaşandığı ülkelerden biri olan Türkiye’de, erkek şiddetine karşı önemli bir mücadele yöntemi olan özsavunma bilinçli bir politikayla “suçlu” ilan ediliyor. Kadınlar, yaşamlarına sahip çıktıkları için yıllara varan hapis cezalarıyla cezalandırılıyor. En son Kocaeli'de 2018 yılında kendisini taciz eden erkeğe karşı özsavunmada bulunan Mor Dayanışma üyesi Sevde Ünal, 1 Şubat’ta tutuklanırken, taciz faili hakkında Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan şikayet ise “takipsizlik” kararıyla sonuçlandı. 
 
Avukatların itirazı üzerine denetimli serbestlikle 12 Şubat’ta tahliye olan Ünal, özsavunma ve yargının tutumuna dair sorularımızı yanıtladı. 
 
Sevde Ünal'ı özsavunmada bulunduğu için tutuklanmasıyla tanıdık. Öncelikle kendinizden bahseder misiniz? 
 
17 Şubat 1997 tarihinde Manisa’nın Salihli ilçesinde doğdum. Henüz 16 yaşında evlenmek zorunda bırakılmış bir kadın annem Ayşe Gül. Kardeşlerim Sahra ve Naz ile bu şehirde büyüdük. Milyonlarca kadın gibi erkek şiddetine, çocuk yaşlarda önce baba tarafından maruz kaldık. Bu şiddetten kaynaklı üç bel ameliyatı geçirdiğimi, sonrasında belime dört platinle mekanik bir kelepçe takıldığını belirtmeden geçmek istemem. Şiddetin içine doğdunuz bir evde, daha çocuk yaşlarda ‘Her gün bu yaşadığımı arkadaşlarım yaşamıyor, demek ki bu normal değil, kendimi savunmalıyım’ diyebiliyorsunuz. Daha o yaşta ilk karşı dikildiğim erkek şiddeti, baba şiddetiydi. Sonra babamızın ölümüyle derin bir ‘oh’ çektiğimi ve ‘kurtulduk’ diye hissettiğimi çok net hatırlıyorum. Fakat peşi sıra gelecek sorunlardan, dört kadın olarak atıldığımız hayat mücadelesi içerisinde yaşayacaklarımızdan, erkek-devlet şiddetinden bihaberdim.  Maddi zorluklarımızdan ötürü 14 yaşında ‘çocuk işçi’ sıfatımla göreceğim bir diğer şiddet sarmalı ise iş hayatında olacaktı. Bir çocuk olarak çalışma yaşamında maruz bırakıldığınız şiddet türleri, ağır çalışma koşulları, türlü türlü haksızlıklar. Üç kuruşa hiçbir can güvenliğiniz olmadan çalıştırılmanız da cabası.
 
Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ile Anadolu Üniversitesi Fotoğrafçılık ve Kameramanlık Bölümü öğrencisiyim. Aynı zamanda Mor Dayanışma Kadın Derneği üyelerinden biriyim. Dört yıldır derneğimizde kadınlarla buluşuyor ve mahallelerde çalışmalar yapıyorum. Bir yandan flüt çalıyor, müzik alanında kendimi geliştirmek için çalışmalarıma devam ediyorum. Müziği seviyorum, onun emekçisi, dinleyicisi olmaktan da aşırı keyif alıyorum. Aslına özetleyecek olursam Sevde, çalışmaktan keyif aldığı her alanın öznesi diyebilirim.
 
Sözlü ve fiziki tacizin ardından küfür ve tecavüz tehditleriyle üzerime gelince özsavunma son şansımdı. Bu erkeğin önceden de bir kadını alıkoymaktan sabıkası varmış. O an tek düşündüğünüz, kendinizi ve canınızı kurtarmak bu nedenle özsavunma cezalandırılmamalıdır.
 
1 Şubat’ta tutuklanmanıza gerekçe gösterilen özsavunma olayı nasıl gelişti, o gün neler yaşandı? Değinebilir misiniz? 
 
Olay, 2018 yılında yaz tatilinde arkadaşlarımı görmek için gittiğim İzmit’te yaşandı. Gece yarısı eve dönmek istediğimizde önce sözlü, sonrasında fiziki tacize maruz bırakıldım. 6-7 kişilik ve muhtemelen uyuşturucu içtiklerini düşündüğüm erkek grubu, bağırıp yardım istememizle gözü dönmüş bir şekilde önce arkadaşıma saldırdı. ‘Taciz var, yardım edin’ feryatlarımla iyice gözü dönen tacizci erkek, öldürme tehditleriyle üzerime doğru gelmeye başladı. Arkadaşımı, çoktan alaşağı etmiş, yerde 4-5 kişi tekmeliyordu. O anda üzerime öldürmek için geldiğini söyleyen ve uyuşturucu etkisinde olduğunu gözlerinden anladığım erkek ise, küfür ve tecavüz tehditlerini yağdırmaya başladı. Kendimi korumak için yanımda bulduğum bir cam şişeyi üzerine doğru atmak o anki son şansımdı. Bugün hala o camın varlığına şükrediyorum, diyebilirim. Daha sonra bu erkeğin önceden bir kadını alıkoyma sabıkası olduğunu öğrendim. Yapıca iri ve gözü dönmüş bu erkeğe fırlattığım camın bir parçası gözüne girmiş ve sol gözünde görme kaybına, yüzünde ise yara izine sebebiyet vermiş. O an tek düşündüğünüz, kendinizi ve canınızı kurtarmak olur. Tam da bu nedenle özsavunma cezalandırılmamalıdır.
 
Bunca dehşeti yaşatan şahıs hakkında yaptığınız şikayet ‘takipsizlik’ kararıyla sonuçlanırken, kendini savunmak zorunda bırakılan siz cezalandırıldınız. Buna dair neler söylemek istersiniz? 
 
Yaşadığım tacizle ilgili şikayetçi oldum fakat erkek-devlet şikayetime ‘takipsizlik’ kararı verdi. İtirazımızda kabul görmedi ve tacizci hakkında dava dahi açılmadı. Onun yerine ben ceza aldım ve tutuklandım. Son bel ameliyatımda yapılan hata sebebiyle olan engelli kimliğim infaz sürecinde dikkate alınmadı. Zaten üst sınırdan değerlendirilerek verilen 9 yıl 5 ay hapis cezası yapılan indirimlerle 5 yıl 7 ay 15 güne düşürüldü. Yargıtay da bunu onadı. Avukatım cezanın 2 yıl 8 ayını bulunduğum kurumda tamamlayabileceğimi teslim olmamdan önce bildirmişti ve bunu kabullenerek cezaevine girdim. Sorularınızı evimde cevaplayabiliyorsam dosyamı son değerlendiren infaz savcısı vesilesiyledir. Fakat yine de şunu unutmamak gerekir, beraat ile değil denetimli serbestlikle serbest bırakıldım. Hem karar, hem de 11 gün cezaevinde tutulmam hukuksuzdur. Erkek-devlet bilmelidir ki davamın sonuna kadar takipçisi olacağım. 'Geç gelen adalet, adalet değildir’, suçum yok, suçumuz yok. Özsavunma uygulayan bir kadın olarak şunu hepimiz adına söylemek istiyorum; istiyorlar ki zararı biz görelim. Şiddete, tacize, tecavüze maruz bırakılsak da susalım. ‘Erkektir, yapar’ diyelim. Ama bilinmelidir ki erkek yapamaz, kadın da susmaz, susturulamaz. 
 
Büyük resme baktığımızda asıl problem egemen erkeklik ideolojilerin hakimiyeti. Sistemin kendisi ortadan kalkmadığı müddetçe salt caydırıcı cezalarla erkek şiddetinin ortadan kalkmayacağını  görmek gerekir. 
 
Türkiye'de daha önce de özsavunmada bulunmak zorunda bırakılan kadınlara müebbet hapis cezaları verildi. Hatta bu cezalar yüzünden ülkeyi terk edenler oldu. Yargının bu tutumu özsavunmanın önünü almaya dönük politik bir tutum mudur? Ne düşünüyorsunuz? 
 
Elbette, önünü almak olarak değerlendiriyorum. Az önce açtığım konuyu burada derinleştirmek istiyorum. Tamamen erkek egemenliği merkezine almış ve uygulayan yargı, bu konuyla ilgili bize türlü emsaller gösterdi. Evde, iş yerlerinde en yakınları veya benim gibi hiç tanımadığı erkekler tarafından şiddetin türlü türlü biçimlerine maruz bırakılmış ve özsavunma uygulamış kadınları en yüksek sınırdan yargıladı. Yargıya düşen görevin, kadına yönelik uygulanan her türlü şiddete karşı caydırıcı cezalar vermek olduğunu düşünüyorum. Büyük resme baktığımızda ise erkek egemen ideolojilerin hakimiyeti asıl problem. Sistemin kendisi ortadan kalkmadığı müddetçe salt caydırıcı cezalarla erkek şiddetinin ortadan kalkmayacağını da görmek gerekir. Asıl problemin kendisini ortadan kaldırmadan onun doğurduğu problemlere çözüm bulmak gayri kafi bir bakış olacaktır. Bu da resmi bütünlüklü görmemizi engelleyecektir. Oysa büyük resimde görmemiz gereken; köklü tarihleri olan bazı sistemlerin, kapitalizm gibi çürümüş bir sömürü düzeninin kocaman ve en güçlü ayaklarından birinin kadınların ücretsiz ev içi emeklerinden beslendiği, bu emeklerle gün geçtikçe fakirleştiğimiz dünyada bir avuç zenginin her dakika servetlerine servet kattığıdır.
 
Şiddete karşı önemli bir mücadele yöntemi olan özsavunma, ‘fiziki saldırı’ya büründürülerek,  topluma ‘suç’ olarak lanse ediliyor. Özsavumada bulunan bir kadın olarak sizden dinlemek isteriz; özsavunma nedir, kadınlar için neden hayati önem taşıyor?
 
Üyesi olduğum Mor Dayanışma Kadın Derneği’nde fiziki özsavunma için ‘savunma sanatları’ alanında uzman hocalar ders veriyor. Saldırı anında savunma materyalleri fikirlerini birlikte genişletiyor, saldırganı etkisiz hale getirmek için türlü teknikler öğreniyoruz. Duygusal özsavunma için ise ‘şiddet ve türleri’ konulu atölyeler düzenliyor, psikolog yoldaşlarımızla yaptığımız buluşmalarda hem psikolojik direncimizi güçlendiriyor hem de şiddet biçimlerini kapsamlı biçimle tanıyoruz. Yine bu atölyelerde şiddete vermemiz gereken tepkileri birlikte öğreniyor ve birlikte tartışıyoruz. ‘Ürkütücü’ olmadığı gibi şarttır, en net biçimiyle ise bilmek ve uygulamak hayatidir. Özsavunmayı bilmek bizi hem daha güçlü kılar hem de daha güçlü hissettirir. Artan erkek şiddetinin nerede ve ne şekilde karşımıza çıkacağını bilemiyoruz. Belki en çok karşılaştığımız biçimiyle en yakınlarımız tarafından maruz bırakılabiliriz, belki hiç tanımadığımız erkekler tarafından bir anda sokakta. Salt 'şiddet buradadır’’ diye bir kanı yok. Her an her yerde olabilir ve o an geldiğinde özsavunma hayati bir önem taşıyor. Keşke öğrenmek zorunda olmasak ve gereklilik hayati bir önem taşımasa fakat ne yazık ki yeri ve zamanı belli olmayan bir şiddet cenderesinin içine hapsolmamak, bu cenderenin doğuracağı sonuçlara maruz kalmamak için her kadın bu konuda kendini derinleştirmelidir. Şiddet bir türlü veya sadece fiziki değildir. Ekonomik, dijital, duygusal, cinsel şiddet biçimleri var. Okumalarımızla, konuyu kendi içinizde kavradıkça ‘bu da mı şiddetmiş?’ diyeceğimiz çok örnek oluyor. 
 
Ev kadını, çocukların annesi, birinin eşi yahut birinin kız çocuğu gibi sıkıştırılmak, hapsedilmek istendiğimiz yerlere ait değiliz. Birleşmeliyiz; bir arada olalım ki dikilebilelim şiddetin karşısına. Karanlığa karşı ışığı birlikte büyütelim. 
 
Ülkede şiddetle baş başa olan binlerce kadın var, bu kadınlara özsavunma eksenli bir mesajınız var mı? 
 
Şiddetin her türlüsüne daha çocuk yaştan maruz bırakılmaya başlanmış bir kadın olarak söyleyebilirim ki; biz kadınlar hapsedilmek istendiğimiz yerlere ait değiliz. Ev kadını, çocukların annesi, birinin eşi yahut birinin kız çocuğu gibi sıkıştırılmak istenilen sıfatlara hiç ait değiliz. Bu sıfatlardan herhangi birini taşımak yalnız ve yalnızca bizim kararımız dahilinde olmalı ve buna sadece biz karar verebilmeliyiz. Benim hayat mücadelem bunun üzerinedir. Şiddetin biz kadınlar üzerinde bıraktığı fiziksel, ruhsal yıkıntının ne demek olduğunu ‘hikayemden de anlaşılacağı üzere’ iyi bilen bir kadın olarak çok net biçimde söyleyebilirim ki; atlatabilmek, tedavi edebilmek, ‘geçti’ diyebilmek, mümkün değil. Ruhumuzda açtığı yaraların pansumanı mümkün, tedavisi mümkün değil. Size verdiği hasarları, gülüşlerinize verdiği büyük değişimleri görmemek mümkün değil. Yaşama bakışınıza, onun içinde bulunan insanlara, hayata ve tabii mutluluk kavramına, hakka, haksızlığa, bakışınızı değiştirmemesi mümkün değil. Hep söylerim bir kadın başka bir kadının ruhunda açılan bu derin izleri gözlerinden tanır. Tam da bu nedenle ‘kadın, kadının yurdudur’. Biz kadınlar birleşmeliyiz, bir arada olmalıyız ki sayıca çok daha kalabalık dikilebilelim şiddetin karşısına. Birleşmeliyiz ki içimizde belki de sönümledikleri ya da bunun için çabaladıkları gücü tekrar ve tekrar alevlendirebilelim, görebilelim. Her yerden ve her biçimde gelen şiddetin karşısında etten bir duvar örebilelim, gücümüzü birlikte anımsayabilelim, karanlığa karşı ışığı birlikte büyütelim. Özsavunma haktır, engellenemez, yargılanamaz. Onlar gidecekler, biz kadınlar vardık, varız, var olacağız.
 
YARIN: Eril medyaya karşı mücadelede kadınların sesi
 
MA / Semra Turan

Diğer başlıklar

00:23 Tatvan festivali: Biz kadınlar sürece hazırız
30/06/2025
23:56 LeMan'ın Beyoğlu'ndaki binasına saldırı
23:43 LeMan: Sürülen lekeyi kabul etmiyoruz
23:23 Amed’de Demokatik Toplum Buluşmaları: Daha çok örgütlenmeliyiz
22:36 Agirî’de Demokratik Toplum Bulaşmaları sürüyor
22:29 Trump, Suriye'ye yaptırımların hafifletilmesine ilişkin kararname imzalayacak
22:23 Leman dergisine 'karikatür' soruşturması
22:18 Hasta tutsak Ayık için çağrı: Sağlık hakkına erişimi sağlansın
22:07 Kadın festivali Xecê ve Beser Şahin konseriyle sona erdi
21:39 ‘Nemrut Krater Gölü ve Kalderası tehdit altında’
21:36 Riha’da gerçekleştirilecek 250 halk buluşmasının startı verildi
21:31 Leyla Dolaş'ı katleden fail tutuklandı
21:26 Tülay Hatimoğulları'ndan Hatay'daki yangın için çağrı: Halk, kaderine terk edilmesin
21:16 Kadınlar uyuşturucuya karşı yürüdü
21:10 Aydın ve sanatçılar barışı konuştu: Herkes süreci sahiplenmeli
20:50 Erdoğan: Son hadiseler sürecin stratejik bir adım olduğunu teyit etmiştir
20:17 Antakya'da yangın sürüyor: 500 kişi tahliye edildi
19:53 Colemêrg'te 4.4 büyüklüğünde deprem
19:33 Mêrdîn'de Zeynep Kınacı ve Sema Yüce anması
19:00 DEM Parti Amed Gençlik Meclisi'nden çalıştaya davet
18:56 Barış Anneleri’nden TUAY-DER’e ziyaret: Barışa çok yakınız
18:51 Petrol içme suyuna karıştı, kadınlar valiliğin önünde toplandı
18:30 İstanbul'da 3 kişi tutuklandı
17:57 AFAD: Yangın mağdurlarına 162 bin lira destek verilecek
17:36 İstanbul için kuvvetli rüzgar uyarısı
17:32 Türk-İş: Açlık sınırı 26 bin 115 lira
17:29 Şirnex’te 'İklim ve Kıyı Kanunu’na tepki
17:07 Almanya'da enflasyon yüzde 2'ye düştü
16:32 Amed Ekoloji Meclisi'nden bildirge: Komünlerle doğayı savunalım
16:29 Temelli: Hukuki altyapı ve güvence sağlanmalı
16:20 Emekliler için araştırma önergesi
15:47 Kadınlar 'Jineoloji Atölyesi'nde bir araya geldi
15:38 Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi 8 Temmuz’da Ankara’ya çağırıyor
14:50 Bodrum'da yangın
14:40 Şirin Ebadi: Evin Cezaevi’nde tutsaklara yönelik işkence arttı
14:17 2 kişinin hayatını kaybettiği olayda barış sağlandı
14:06 Kadın festivali ikinci gününde
14:03 'Hayata Dönüş Operasyonu' davasında karar çıkmadı
14:01 Barolardan 'zeytinlik yasasına' karşı mücadele çağrısı
14:00 Berivan Araz'ın taziyesine kitlesel ziyaret
13:58 Özgür Özel'den Saraçhane çağrısı
13:56 Kadın tutsaklara ‘Newroz kutlaması’ cezası
13:43 Kerim Boran cezaevinden çıktı
13:24 Antakya'da yangın yerleşim yerine ulaştı
12:48 CHP’den ilk açıklama: Partimizi teslim etmeyiz
12:00 CHP'nin kurultay davasında ‘görevsizlik kararına itiraz’ süreci beklenecek
11:37 Semsûr'da bir kadın katledildi
11:32 TÜİK’e göre işsiz sayısı 2 milyon 972 bin
11:30 DEM Parti ‘ara zam’ talebiyle İstanbul’da sahaya indi
11:21 Anneler: Birlik sağlanmalı
10:00 Abdullah Öcalan ile görüşmek isteyen isimler Türkiye'ye geliyor
09:53 Xêro Abbas: Sanatçılar sürece omuz vermeli
09:32 De Conca: Çözüm Öcalan’ın manifestolarında
09:30 3 kentte yangınlar kontrol altına alındı
09:03 DEM Parti İstanbul eşbaşkanı: Süreci demokratik zemine çekme görevi bize düşüyor
09:02 Şiddet uygulayıp tehdit ettiler: Burası Guantanamo
09:02 Mersin’deki sivil toplum örgütlerinden iktidara 'adım at' çağrısı
09:01 İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin üzerinden 4 yıl geçti: Vazgeçmeyeceğiz
09:00 30 HAZİRAN 2025 GÜNDEMİ
08:55 İzmir'de yangınlar 2'nci gününde: 10 mahalle boşaltıldı
08:16 Hasta tutsak Boran'ın cezası kaldırıldı
08:03 Omerya'daki yangın kontrol altına alındı
00:15 Tozan Alkan, Alevi deyişlerinden oluşan yeni bir albüm hazırladı
29/06/2025
23:47 Türkiye, Kurojaro ve Metina'yı bombaladı
23:24 Erdîş’teki şenlik alanından Abdullah Öcalan’a selam
23:08 İzmir ve Manisa'da yangın: 1 tutuklama 1 gözaltı
22:13 Özgür Özel'den kurultay davasına ilişkin açıklama
22:03 İstanbul’da halk buluşmalarına yoğun katılım
21:55 Tülay Hatimoğulları: Enternasyonalist güçlü bir barış hareketine ihtiyacımız var
21:41 Tatvan Kültür ve Sanat Festivalinde çocuklar için etkinlikler
21:31 DEM Parti, Romanlarla buluştu
21:23 Kadın festivalinde atölye çalışması ve film gösterimi
21:12 'Alevi halkına yönelik katliama karşı ses çıkar' çağrısı
21:07 Trump'tan İran'a yaptırım açıklaması
21:02 İzmir'de iki ayrı orman yangını: Evler tahliye edildi
20:53 Bazîd’te Demokratik Toplum Buluşması: Devlet adım atsın
20:21 İran BM'den tazminat talep etti
20:18 TTB: Barışı ve toplum sağlığını savunuyoruz
20:04 MİT Başkanı Kalın Hamas heyetiyle görüştü
19:55 Omerya bölgesinde yangın rüzgarın etkisiyle yayılıyor
19:50 Orhan Doğan mezarı başında anıldı: İzinden gideceğiz
19:41 Abdullah Öcalan'ın doğduğu evde çekilen ilk Kürtçe klip yayınlandı
19:24 Sekasor’da maden ocağına karşı nöbet 2’nci gününde
19:13 Özgür basın emekçisi Erenci mezarı başında anıldı
18:53 'Kürdistan'da 100 yıl: Hakikat Adalet ve Barış' çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı
18:36 Akrabalar arasında çıkan kavgada bir kadın yaşamını yitirdi
18:35 DEM Parti'den konferans: Barışın anahtarı çocukların elinde
18:17 Bodrum S Tipi'nde bir tutuklu yaşamını yitirdi
18:12 Zeynep Kınacı ve Sema Yüce için anma: Özgür Kürt kadın çizgisini belirlediler
18:00 GGC, ırkçı söylemlerle gündeme gelen TGF’den ayrıldı
17:52 ‘Emek Çalıştayı’ ön raporu: Demokratik toplumu inşa etmek hepimizin sorumluluğu
17:48 Şêx Seîd ve arkadaşları Qamişlo ve Hesekê’de anıldı
17:43 Şêx Seîd ve arkadaşları idam edildikleri yerde anıldı: Mezar yerlerini açıklayın
17:39 Kobanê Üniversitesi’nde Sosyal Bilimler Fakültesi açıldı
17:37 Elektrik akımına kapılan Mahmut Öztemel hayatını kaybetti
16:57 Hesandîn’de madene karşı açıklama: Çalışmalar durdurulsun
16:50 Kadınlardan 8 Temmuz’da Meclis önünde buluşma çağrısı
16:28 İzmir'de 2 bölgede yangın
15:46 TMMOB'dan 'Zeytinlik yasasını' geri çekme çağrısı
15:43 Şêx Seîd ve arkadaşları Xarpêt'te anıldı
15:27 MED TUHAD-FED ve ÖHD’den rapor: 631 hasta tutsak cezaevinde
13:49 DEM Parti baro başkanları ve hukukçularla buluştu
13:30 Kerboran’da çocuk etkinliği
13:28 Çiçek: Kürtler ve Öcalan söz konusu olunca hukuk rafa kaldırılıyor
13:02 Amed’de ‘Çatışma Çözümü Süreçlerinde Çocuk’ konferansı
12:50 Yangın Muğla'da kontrol altına alındı Aydın'da başladı
12:22 Bayındır: Kürt halkının 100 yıllık mücadelesi zaferle sonuçlanacak
12:21 DEM Parti’den Şêx Seîd için ‘iade-i itibar’ çağrısı
12:04 Demokratik Toplumda Emek Çalıştayı: İzleyen değil inşa eden olalım
11:39 Gimgim'da kadın festivali: Ekin'in düştüğü yerden ayağa kalkıyoruz
11:27 Orman yangınlarında 17 kişi gözaltı alındı
11:19 Trump'tan 'Gazze' açıklaması: Anlaşma yapın
10:05 Manisa ve Balıkesir’de yangın sürüyor
09:58 Jin derginin 122'nci sayısı yayında
09:55 DBP ve HDK Şêx Seîd ve arkadaşlarını andı
09:29 Küçük işletmesiyle var olma mücadelesi veriyor
09:28 Son 24 saatte Gazze'de 81 kişi hava saldırılarında yaşamını yitirdi
09:14 'Kadınlar sürece dahil olmalı'
09:13 Öğretmenler 1 Temmuz'da Ankara'da olacak
09:12 Akademisyen Mecit: Kürt partilerinde çift başlılık tek listeyi engelliyor
09:11 Hamide Rencüs: Ortadoğu demokratikleşmeyle huzura kavuşur
09:10 Prof. Dr. Sevtap Yokuş: Süreç hukuki güvencelerle başarıya ulaşır
09:09 Tetwan Belediye Eşbaşkanları: Festivalle kültürümüze sahip çıkıyoruz
09:08 'Savaş engelli sayısını artırıyor
09:07 AYM'ye göre Rozerin Çukur'un katledilmesi hukuka uygun!
09:06 'Eğitimde sermaye etkin kılınmaya çalışılıyor'
09:03 Gazeteciler: Meslektaşımızı tehdit edenler yargılanmalı
09:01 'Ötekilerin' sorunları çözüm bekliyor
09:00 29 HAZİRAN 2025 GÜNDEMİ
08:24 Erdîş’de ‘Bahar Şenliği’ coşkusu
08:23 Agirî'de 'demokratik toplum buluşması' düzenlendi
08:18 Tetwan Kültür ve Sanat Festivali’ne yoğun ilgi
08:07 Riha’da kadın katliamları protesto edildi
08:05 Sebahat Atabey kadınlar tarafından defnedildi
28/06/2025
22:23 Marsilya’da ‘Öcalan’a özgürlük’ çağrısı
22:00 Amed'te halk toplantıları: Devlet adım atmalı
21:30 Yangın açıklaması: 83 yangından 8’i aktif
21:12 Madımak anması: 2 Temmuz’a çağrı
21:09 Şirnex’teki doğa talanına tepki: Sessiz kalmayın
21:02 Manisa ve Sakarya’da yangın: Yerleşim yerleri boşaltıldı
20:43 Paramiliter gruplar Girê Eyndarê Tepesi'ne zarar verdi
20:34 İHD Çewlîg’de 7 yıl sonra temsilcilik açtı
20:17 Amed’de 6 yaşındaki çocuk yaşamını yitirdi
20:07 Marmara için kuvvetli rüzgar uyarısı
19:57 İran’a uçak seferleri başlıyor
19:22 Birçok yerde orman yangını çıktı
19:18 Trump’ın İran’a askeri hareket yetkisini kısıtlamaya yönelik tasarı reddedildi
19:15 Konya’da erkek şiddeti: 2 kadın ağır yaralandı
19:11 Erdoğan ‘İBB’ açıklaması: Ahtapotun kollarını kendileri açıklıyor
19:02 'Savaş sonrası İran baskıyı arttırdı'