Bir özsavunma hikayesi

img
İZMİR - Kendisini taciz eden ve tecavüz etmekle tehdit eden erkeğe karşı özsavunmada bulunduğu için tutuklanan Sevde Ünal, "Özsavunmayı bilmek bizi güçlü kılar. Özsavunma haktır, engellenemez, yargılanamaz" dedi. 
 
Kadına yönelik şiddetin en ağır biçimlerinin yaşandığı ülkelerden biri olan Türkiye’de, erkek şiddetine karşı önemli bir mücadele yöntemi olan özsavunma bilinçli bir politikayla “suçlu” ilan ediliyor. Kadınlar, yaşamlarına sahip çıktıkları için yıllara varan hapis cezalarıyla cezalandırılıyor. En son Kocaeli'de 2018 yılında kendisini taciz eden erkeğe karşı özsavunmada bulunan Mor Dayanışma üyesi Sevde Ünal, 1 Şubat’ta tutuklanırken, taciz faili hakkında Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan şikayet ise “takipsizlik” kararıyla sonuçlandı. 
 
Avukatların itirazı üzerine denetimli serbestlikle 12 Şubat’ta tahliye olan Ünal, özsavunma ve yargının tutumuna dair sorularımızı yanıtladı. 
 
Sevde Ünal'ı özsavunmada bulunduğu için tutuklanmasıyla tanıdık. Öncelikle kendinizden bahseder misiniz? 
 
17 Şubat 1997 tarihinde Manisa’nın Salihli ilçesinde doğdum. Henüz 16 yaşında evlenmek zorunda bırakılmış bir kadın annem Ayşe Gül. Kardeşlerim Sahra ve Naz ile bu şehirde büyüdük. Milyonlarca kadın gibi erkek şiddetine, çocuk yaşlarda önce baba tarafından maruz kaldık. Bu şiddetten kaynaklı üç bel ameliyatı geçirdiğimi, sonrasında belime dört platinle mekanik bir kelepçe takıldığını belirtmeden geçmek istemem. Şiddetin içine doğdunuz bir evde, daha çocuk yaşlarda ‘Her gün bu yaşadığımı arkadaşlarım yaşamıyor, demek ki bu normal değil, kendimi savunmalıyım’ diyebiliyorsunuz. Daha o yaşta ilk karşı dikildiğim erkek şiddeti, baba şiddetiydi. Sonra babamızın ölümüyle derin bir ‘oh’ çektiğimi ve ‘kurtulduk’ diye hissettiğimi çok net hatırlıyorum. Fakat peşi sıra gelecek sorunlardan, dört kadın olarak atıldığımız hayat mücadelesi içerisinde yaşayacaklarımızdan, erkek-devlet şiddetinden bihaberdim.  Maddi zorluklarımızdan ötürü 14 yaşında ‘çocuk işçi’ sıfatımla göreceğim bir diğer şiddet sarmalı ise iş hayatında olacaktı. Bir çocuk olarak çalışma yaşamında maruz bırakıldığınız şiddet türleri, ağır çalışma koşulları, türlü türlü haksızlıklar. Üç kuruşa hiçbir can güvenliğiniz olmadan çalıştırılmanız da cabası.
 
Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ile Anadolu Üniversitesi Fotoğrafçılık ve Kameramanlık Bölümü öğrencisiyim. Aynı zamanda Mor Dayanışma Kadın Derneği üyelerinden biriyim. Dört yıldır derneğimizde kadınlarla buluşuyor ve mahallelerde çalışmalar yapıyorum. Bir yandan flüt çalıyor, müzik alanında kendimi geliştirmek için çalışmalarıma devam ediyorum. Müziği seviyorum, onun emekçisi, dinleyicisi olmaktan da aşırı keyif alıyorum. Aslına özetleyecek olursam Sevde, çalışmaktan keyif aldığı her alanın öznesi diyebilirim.
 
Sözlü ve fiziki tacizin ardından küfür ve tecavüz tehditleriyle üzerime gelince özsavunma son şansımdı. Bu erkeğin önceden de bir kadını alıkoymaktan sabıkası varmış. O an tek düşündüğünüz, kendinizi ve canınızı kurtarmak bu nedenle özsavunma cezalandırılmamalıdır.
 
1 Şubat’ta tutuklanmanıza gerekçe gösterilen özsavunma olayı nasıl gelişti, o gün neler yaşandı? Değinebilir misiniz? 
 
Olay, 2018 yılında yaz tatilinde arkadaşlarımı görmek için gittiğim İzmit’te yaşandı. Gece yarısı eve dönmek istediğimizde önce sözlü, sonrasında fiziki tacize maruz bırakıldım. 6-7 kişilik ve muhtemelen uyuşturucu içtiklerini düşündüğüm erkek grubu, bağırıp yardım istememizle gözü dönmüş bir şekilde önce arkadaşıma saldırdı. ‘Taciz var, yardım edin’ feryatlarımla iyice gözü dönen tacizci erkek, öldürme tehditleriyle üzerime doğru gelmeye başladı. Arkadaşımı, çoktan alaşağı etmiş, yerde 4-5 kişi tekmeliyordu. O anda üzerime öldürmek için geldiğini söyleyen ve uyuşturucu etkisinde olduğunu gözlerinden anladığım erkek ise, küfür ve tecavüz tehditlerini yağdırmaya başladı. Kendimi korumak için yanımda bulduğum bir cam şişeyi üzerine doğru atmak o anki son şansımdı. Bugün hala o camın varlığına şükrediyorum, diyebilirim. Daha sonra bu erkeğin önceden bir kadını alıkoyma sabıkası olduğunu öğrendim. Yapıca iri ve gözü dönmüş bu erkeğe fırlattığım camın bir parçası gözüne girmiş ve sol gözünde görme kaybına, yüzünde ise yara izine sebebiyet vermiş. O an tek düşündüğünüz, kendinizi ve canınızı kurtarmak olur. Tam da bu nedenle özsavunma cezalandırılmamalıdır.
 
Bunca dehşeti yaşatan şahıs hakkında yaptığınız şikayet ‘takipsizlik’ kararıyla sonuçlanırken, kendini savunmak zorunda bırakılan siz cezalandırıldınız. Buna dair neler söylemek istersiniz? 
 
Yaşadığım tacizle ilgili şikayetçi oldum fakat erkek-devlet şikayetime ‘takipsizlik’ kararı verdi. İtirazımızda kabul görmedi ve tacizci hakkında dava dahi açılmadı. Onun yerine ben ceza aldım ve tutuklandım. Son bel ameliyatımda yapılan hata sebebiyle olan engelli kimliğim infaz sürecinde dikkate alınmadı. Zaten üst sınırdan değerlendirilerek verilen 9 yıl 5 ay hapis cezası yapılan indirimlerle 5 yıl 7 ay 15 güne düşürüldü. Yargıtay da bunu onadı. Avukatım cezanın 2 yıl 8 ayını bulunduğum kurumda tamamlayabileceğimi teslim olmamdan önce bildirmişti ve bunu kabullenerek cezaevine girdim. Sorularınızı evimde cevaplayabiliyorsam dosyamı son değerlendiren infaz savcısı vesilesiyledir. Fakat yine de şunu unutmamak gerekir, beraat ile değil denetimli serbestlikle serbest bırakıldım. Hem karar, hem de 11 gün cezaevinde tutulmam hukuksuzdur. Erkek-devlet bilmelidir ki davamın sonuna kadar takipçisi olacağım. 'Geç gelen adalet, adalet değildir’, suçum yok, suçumuz yok. Özsavunma uygulayan bir kadın olarak şunu hepimiz adına söylemek istiyorum; istiyorlar ki zararı biz görelim. Şiddete, tacize, tecavüze maruz bırakılsak da susalım. ‘Erkektir, yapar’ diyelim. Ama bilinmelidir ki erkek yapamaz, kadın da susmaz, susturulamaz. 
 
Büyük resme baktığımızda asıl problem egemen erkeklik ideolojilerin hakimiyeti. Sistemin kendisi ortadan kalkmadığı müddetçe salt caydırıcı cezalarla erkek şiddetinin ortadan kalkmayacağını  görmek gerekir. 
 
Türkiye'de daha önce de özsavunmada bulunmak zorunda bırakılan kadınlara müebbet hapis cezaları verildi. Hatta bu cezalar yüzünden ülkeyi terk edenler oldu. Yargının bu tutumu özsavunmanın önünü almaya dönük politik bir tutum mudur? Ne düşünüyorsunuz? 
 
Elbette, önünü almak olarak değerlendiriyorum. Az önce açtığım konuyu burada derinleştirmek istiyorum. Tamamen erkek egemenliği merkezine almış ve uygulayan yargı, bu konuyla ilgili bize türlü emsaller gösterdi. Evde, iş yerlerinde en yakınları veya benim gibi hiç tanımadığı erkekler tarafından şiddetin türlü türlü biçimlerine maruz bırakılmış ve özsavunma uygulamış kadınları en yüksek sınırdan yargıladı. Yargıya düşen görevin, kadına yönelik uygulanan her türlü şiddete karşı caydırıcı cezalar vermek olduğunu düşünüyorum. Büyük resme baktığımızda ise erkek egemen ideolojilerin hakimiyeti asıl problem. Sistemin kendisi ortadan kalkmadığı müddetçe salt caydırıcı cezalarla erkek şiddetinin ortadan kalkmayacağını da görmek gerekir. Asıl problemin kendisini ortadan kaldırmadan onun doğurduğu problemlere çözüm bulmak gayri kafi bir bakış olacaktır. Bu da resmi bütünlüklü görmemizi engelleyecektir. Oysa büyük resimde görmemiz gereken; köklü tarihleri olan bazı sistemlerin, kapitalizm gibi çürümüş bir sömürü düzeninin kocaman ve en güçlü ayaklarından birinin kadınların ücretsiz ev içi emeklerinden beslendiği, bu emeklerle gün geçtikçe fakirleştiğimiz dünyada bir avuç zenginin her dakika servetlerine servet kattığıdır.
 
Şiddete karşı önemli bir mücadele yöntemi olan özsavunma, ‘fiziki saldırı’ya büründürülerek,  topluma ‘suç’ olarak lanse ediliyor. Özsavumada bulunan bir kadın olarak sizden dinlemek isteriz; özsavunma nedir, kadınlar için neden hayati önem taşıyor?
 
Üyesi olduğum Mor Dayanışma Kadın Derneği’nde fiziki özsavunma için ‘savunma sanatları’ alanında uzman hocalar ders veriyor. Saldırı anında savunma materyalleri fikirlerini birlikte genişletiyor, saldırganı etkisiz hale getirmek için türlü teknikler öğreniyoruz. Duygusal özsavunma için ise ‘şiddet ve türleri’ konulu atölyeler düzenliyor, psikolog yoldaşlarımızla yaptığımız buluşmalarda hem psikolojik direncimizi güçlendiriyor hem de şiddet biçimlerini kapsamlı biçimle tanıyoruz. Yine bu atölyelerde şiddete vermemiz gereken tepkileri birlikte öğreniyor ve birlikte tartışıyoruz. ‘Ürkütücü’ olmadığı gibi şarttır, en net biçimiyle ise bilmek ve uygulamak hayatidir. Özsavunmayı bilmek bizi hem daha güçlü kılar hem de daha güçlü hissettirir. Artan erkek şiddetinin nerede ve ne şekilde karşımıza çıkacağını bilemiyoruz. Belki en çok karşılaştığımız biçimiyle en yakınlarımız tarafından maruz bırakılabiliriz, belki hiç tanımadığımız erkekler tarafından bir anda sokakta. Salt 'şiddet buradadır’’ diye bir kanı yok. Her an her yerde olabilir ve o an geldiğinde özsavunma hayati bir önem taşıyor. Keşke öğrenmek zorunda olmasak ve gereklilik hayati bir önem taşımasa fakat ne yazık ki yeri ve zamanı belli olmayan bir şiddet cenderesinin içine hapsolmamak, bu cenderenin doğuracağı sonuçlara maruz kalmamak için her kadın bu konuda kendini derinleştirmelidir. Şiddet bir türlü veya sadece fiziki değildir. Ekonomik, dijital, duygusal, cinsel şiddet biçimleri var. Okumalarımızla, konuyu kendi içinizde kavradıkça ‘bu da mı şiddetmiş?’ diyeceğimiz çok örnek oluyor. 
 
Ev kadını, çocukların annesi, birinin eşi yahut birinin kız çocuğu gibi sıkıştırılmak, hapsedilmek istendiğimiz yerlere ait değiliz. Birleşmeliyiz; bir arada olalım ki dikilebilelim şiddetin karşısına. Karanlığa karşı ışığı birlikte büyütelim. 
 
Ülkede şiddetle baş başa olan binlerce kadın var, bu kadınlara özsavunma eksenli bir mesajınız var mı? 
 
Şiddetin her türlüsüne daha çocuk yaştan maruz bırakılmaya başlanmış bir kadın olarak söyleyebilirim ki; biz kadınlar hapsedilmek istendiğimiz yerlere ait değiliz. Ev kadını, çocukların annesi, birinin eşi yahut birinin kız çocuğu gibi sıkıştırılmak istenilen sıfatlara hiç ait değiliz. Bu sıfatlardan herhangi birini taşımak yalnız ve yalnızca bizim kararımız dahilinde olmalı ve buna sadece biz karar verebilmeliyiz. Benim hayat mücadelem bunun üzerinedir. Şiddetin biz kadınlar üzerinde bıraktığı fiziksel, ruhsal yıkıntının ne demek olduğunu ‘hikayemden de anlaşılacağı üzere’ iyi bilen bir kadın olarak çok net biçimde söyleyebilirim ki; atlatabilmek, tedavi edebilmek, ‘geçti’ diyebilmek, mümkün değil. Ruhumuzda açtığı yaraların pansumanı mümkün, tedavisi mümkün değil. Size verdiği hasarları, gülüşlerinize verdiği büyük değişimleri görmemek mümkün değil. Yaşama bakışınıza, onun içinde bulunan insanlara, hayata ve tabii mutluluk kavramına, hakka, haksızlığa, bakışınızı değiştirmemesi mümkün değil. Hep söylerim bir kadın başka bir kadının ruhunda açılan bu derin izleri gözlerinden tanır. Tam da bu nedenle ‘kadın, kadının yurdudur’. Biz kadınlar birleşmeliyiz, bir arada olmalıyız ki sayıca çok daha kalabalık dikilebilelim şiddetin karşısına. Birleşmeliyiz ki içimizde belki de sönümledikleri ya da bunun için çabaladıkları gücü tekrar ve tekrar alevlendirebilelim, görebilelim. Her yerden ve her biçimde gelen şiddetin karşısında etten bir duvar örebilelim, gücümüzü birlikte anımsayabilelim, karanlığa karşı ışığı birlikte büyütelim. Özsavunma haktır, engellenemez, yargılanamaz. Onlar gidecekler, biz kadınlar vardık, varız, var olacağız.
 
YARIN: Eril medyaya karşı mücadelede kadınların sesi
 
MA / Semra Turan

Diğer başlıklar

07/09/2024
23:50 Polis, rahatsızlık verdiği bina sakinlerine silah çekerek tehdit etti
22:56 KDP Emel Mathlouthi’in Kuzey ve Doğu Suriye’ye geçmesine izin vermedi
21:45 Şêrawa’daki saldırıda bir yurttaş katledildi
21:04 Şenyaşar’ın Meclis’teki direnişi 17’nci gününde
20:10 30 yıllık tutsak Çeçan Topçu tahliye edildi
20:01 Reşit Kibar için Hopa ve Borçka'da eylem
19:56 JİTEM amblemiyle tehdit eden uzman çavuş açığa alındı
18:33 Kadınlar, özel savaş politikalarına karşı örgütlülüğü tartıştı
18:25 ‘6-7 Eylül, gavur düşmanlığı ve korku üzerinden inşa edildi’
18:13 Tarım sempozyumu: Rojava sistemi sömürgeciliğe karşı umut verici bir modeldir
18:04 Narin Güran için yürüyüş: Türkiye kayıp çocuk vakalarında ilk sırada
17:39 Silahlı saldırıya uğrayan genç hayatını kaybetti
16:33 Erdoğan'dan teğmenlere: O kılıcı kime çekiyorsunuz?
16:26 DEM Parti katledilen Reşit Kibar'ın ailesini ziyaret etti
16:25 İran’da 23 kadın katledildi
15:27 Muğla ve İzmir'de orman yangını
15:22 ‘Sömürü, sömürge bağlamında Kurdistan’da tarım politikaları’ tartışıldı
15:10 Kadınlar Hatay'dan seslendi: Narin'e ne oldu?
15:05 'Barış gelmeden güvenli iş mümkün değil'
14:37 ‘Abdukadir Kuday derhal tahliye edilmeli’
14:35 Kop Tüneli inşaatında göçük: 1 işçi öldü
14:24 Hasta tutsaklar Rüzgar ve Yıldız için çağrı
14:02 Toros ve JİTEM amblemiyle tehdit
14:01 102 haftadır eylemdeler: KHK’ler iade edilsin
13:54 Boçka’da gözaltına alınan Koyuncu tutuklandı
13:46 'Öcalan'ın felsefesi bütün halklar için umut oldu'
13:28 Kayıp yakınları Sincar, Çelik ve Aygöl için adalet talep etti
13:21 CHP Genel Başkanı Özel'den erken seçim çağrısı
13:14 Cumartesi Anneleri Kenan Bilgin’in akıbetini sordu
13:11 8 yaşındaki Narin Güran 18 gündür bulunamadı
12:34 Rezan Gençlik Merkezi açıldı
12:26 Temelli: Kapatilazmin sömürü hinterlandı artık Kurdistan’dır
11:07 Cizîr’de kavga: 1 ölü, 4 yaralı
10:39 Irak'ta Türkiye'nin saldırılarına tepki büyüyor
10:22 'Jin, Jiyan, Azadî' konulu Egrîce klibi yayınlandı
10:10 Bazarcix'ta 5 büyüklüğünde deprem
09:55 Tarım Sempozyumu: Alternatif politika ve mücadeleyle kazanacağız
09:37 Açlık grevindeki hasta tutsak: Taleplerim karşılanana kadar eylemi sürdüreceğim
09:24 ‘Tecridin kırılmasıyla Türkiye nefes alacak’
09:23 Artvin'de 3 kişi gözaltına alındı
09:21 DBP örgütlenme seferberliği başlatıyor
09:20 Ege'de 3 ilde orman yangını
09:08 Keene: Türkiye kaynaklarını Kürtlere karşı savaşta harcıyor
09:07 Kürt kazanımlarına karşı 'güvenlik' anlaşması: KDP büyük rol oynuyor
09:06 GÖÇİZDER kararına tepki: Hukuki değil siyasi
09:05 Veli-Der eğitimdeki sorunlara karşı ortak mücadeleye çağırdı
09:04 8 ayda 22 kişi katledildi: Tek bir açıklama yok
09:03 Fiyatı iki katına çıktı: Tezek bile alamıyoruz
09:03 Tarım ve hayvancılık için çanlar çalıyor: Böyle giderse köylerde üretim duracak
09:02 'Şîler'in ölümü Jin jiyan azadî direnişine zemin hazırladı'
09:01 Ağır hasta tutsak Ataş hücreye alındı
09:00 07 EYLÜL 2024 GÜNDEMİ
08:50 Fransız senatörden tecrit tepkisi: Uluslararası düzeyde mücadele edilmeli
06/09/2024
23:36 Bir sigara grubuna zam
22:45 'Çîrokên Muzikal' büyük beğeni topladı
22:21 BM sınırda bekletilen çocuklar için Türkiye'den savunma istedi
21:42 Tahir Güven'in öldürülmesi davasında karar
20:11 Elektrik kaçağı davasında 'tutukluluğa devam' kararı
20:03 Şakran Cezaevi'ndeki ihlaller protesto edildi
19:30 Yolcu uçağı bomba ihbarı üzerine Erzirom'a zorunlu iniş yaptı
18:56 Lokumcu davasında tüm sanık polislere beraat
18:52 İzmir ve Muğla'da orman yangınları
18:14 Kürtçe kursları tamamlayan çocuklara belge
17:59 'Mevzuata uygun' orman kıyımı yargıya taşınıyor
17:52 Emekli astsubay evli olduğu kadını katletti
17:36 Güran 17 gündür kayıp: Yeni DNA örneklerine rastlandı
16:57 CHP'li Özel: Kayyım uygulamalarını sonuna kadar kınıyorum
16:23 Eğitim Sen: Yüzbinlerce çocuk anadilde eğitimden mahrum bırakılıyor
16:14 Meclis'teki 'adalet' direnişi 16'ncı gününde
16:00 Eğitimciler kırtasiye zamlarını bakanlık önünde protesto etti
15:58 DEM Parti 'Tarımda ve gıdada geleceği kurmak' sempozyumu düzenleyecek
15:34 Aracın çarptığı çocuk ağır yaralandı
15:12 Gazeteci Kanbal hakkında soruşturma açıldı
15:04 Borçkalılar, orman ihalelerinin iptali için dilekçe verdi
14:49 Lokumcu davasında keşif ve delil incelemesi taleplerine ret
14:37 Fındık bahçelerinde madene bakanlık karar verecek
14:36 Şam'ın denetimindeki bölgelerde 178 kişi öldürüldü
14:20 JİTEM infazlarının tanığı Malgaz yaşamını yitirdi
14:17 Amed ve Wan Barosu: Hukuk kadınları koruyabilecek durumda değil
14:14 Kadınlar Narin Güran için biraya gelecek
13:54 Kışanak'ın 'Kürt Siyasetinin Mor Rengi' kitabına yasak
13:15 Samsun ve Bafra cezaevi ihlali raporu: Şiddet, tedavi ve tahliye engeli
13:02 'Para verilmesi gerekir' denilerek ölüme terk edildi!
13:00 ‘Çîrokên Muzîkal’ Wan’da sahnelenecek
12:48 Kürt Dil Platformu: Kürtçe resmi dil olana kadar mücadele edeceğiz
12:22 Ailelerden İmralı başvurusu
12:04 Efrîn’de 4 kişi kaçırıldı
11:40 Kibar'ı katleden Ustabaş'ın atölyesi ateşe verildi
11:31 DEM Parti: Türkiye’de her dört çocuktan biri okula aç gidiyor
11:26 DEM Parti: Pogromla yüzleşin, failleri ortaya çıkarın
11:24 Rapor: A Termik Santral 2 bin 268 erken ölüme yol açacak
11:02 Ağustos ayı şiddet çetelesi: 31 kadın ve 5 çocuk katledildi
10:45 ‘Irak’ın sessizliği nedeniyle saldırılar sürüyor’
10:34 DFG ve MKG Özgür Basın Günü’nü kutladı: Onurlu mücadeleyi sürdüreceğiz
09:48 6-7 Eylül Pogromu’nun tanığı: Devlet eliyle yapıldı
09:42 'Savaş ve çözüm' panelinin hazırlıkları sürüyor: Sorunları birlikte çözelim
09:27 YNK: Bölgesel yönetimin sessizliği saldırılara meşruiyet kazandırıyor
09:17 AİHM, Bakanlar Komitesi ve CPT'den tecrit mektubuna yanıt
09:14 Keskin: CHP mağdur seçicilik yapıyor
09:13 Kuzey ve Doğu Suriye’de çok dilli eğitim başladı
09:12 Dêrgul Beldesi 4 aydır susuz
09:10 Cankurtaran’da mücadele sürecek: Artık tüm Karadeniz’in derdi
09:08 6 yıldır idam edilen oğlunun mezarını arıyor: Ruhu bedenimde yaşıyor
09:06 AKP'li vekilin şirketine 11 yılda 7 milyar TL ihale
09:04 Kürtçe öğretmeni Acar: Anadilde eğitimde ısrarcıyız
09:03 Temelli'den 'stagflasyon' uyarısı: Demokrasi olmadan ekonomi düzelmez
09:03 Bazik Ovası'nda ürünler tarlada kaldı
09:02 Cemile Çağırga'yı katledenler 9 yıldır yargılanmadı
09:00 06 EYLÜL 2024 GÜNDEMİ
05/09/2024
23:48 Özgür Özel’den Şenyaşar’a dayanışma telefonu
22:16 Bafê köyünde Zêw geleneği
22:05 Geliyê Dirî’yan bölgesinde askeri operasyon
21:21 Çocuklar, ‘Sokakta Spor Projesi’yle eğlendi
20:50 JTI sigara grubuna zam
19:53 30 yılın ardından tahliye edilen Kanıt’a meşaleli karşılama
19:29 Kadınlar atölyede buluştu: Hiçbir güç irademizi yenemez
18:38 Şarbajêr’de katledilenlerin kimliği açıklandı
18:28 Nisêbîn'de halk toplantısı: İhtiyacımız olan birliktir
17:36 Tecride Karşı Adalet Girişimi: Çözüm için yeni bir fırsat yaratılmalı
17:19 Wan’da çocuk şenliği
17:12 Soran Omer: Irak hükümetinden saldırıları durdurmasını istedik
16:54 Müvekkil ziyareti sırasında kötü muamele gören avukattan suç duyurusu
16:46 ÖHD'den Özgür Basın'a dayanışma ziyareti
16:31 ROJİN: Gazetecilerin katledilmesi gerçeğin katledilmesidir
16:23 İstanbul trafiği okul başlama saatlerini değiştirdi
16:20 Çiwarta Kaymakamı: Şarbajêr’de katledilen 3 kişi de aynı aileden
16:09 Güzel ve Kartal'ın taziyesine kitlesel ziyaret
15:43 CHP’li vekilden Şenyaşar’a destek ziyareti
15:37 SES hastanenin sorunları ve çözüm önerilerini sıraladı
15:29 Gazeteciler Akın ve Sarısözen’in davası ertelendi
15:17 Şarbajêr’de SİHA saldırısı: 3 kişi katledildi
15:12 Hezex'te çıkan kavgada bir çocuk yaşamını yitirdi
15:12 Fransa’nın yeni Başbakanı Barnier oldu
15:08 Kürt seçmen raporu: DEM Parti performansı başarılı
15:02 SİHA saldırısında katledilen 3 kişi defnedildi: Sessizlik suçtur
14:48 Tutuklamalara tepki: Gençliğin sesini kısamazsınız
14:44 Filmekimi 4 Ekim’de başlıyor
14:29 Akdeniz’de mültecileri taşıyan tekne battı
14:26 ÖHD’den hasta tutsak Kuday için çağrı: Serbest bırakın
13:57 AYM ‘hayvanların katliamı’ yasasını görüşüyor
13:47 Çocuğa cinsel şiddet davasında kati rapor istendi
13:17 ‘Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi Hafıza Müzesi olmalı’
13:14 OVP açıklandı: Büyüme ve enflasyon tahminleri revize edildi
12:56 İstanbul'da 4 kişilik ailenin yaşam maliyeti: 68 bin 933 TL
12:44 Omerya'da helikopter hareketliliği
12:39 Tarım işçilerini taşıyan araç kaza yaptı: 1 çocuk öldü
11:48 Asrın Hukuk Bürosu’ndan İmralı başvurusu
11:21 Avukat Arta'ya ceza istemi
11:19 Hasta tutsak Kuday için AYM ve bakanlığa başvuru
10:56 Narin’i arama çalışmaları sürüyor: Kayıp 12 dakika araştırılıyor