Kışanak: Onlar hayal satacak, ben ‘kral çıplak’ diyeceğim

img
ANKARA – Adaylığının Amed ve Ankara'nın rolüne vurgu yapan bir irade beyanı olduğunu söyleyen DEM Parti’nin Ankara Büyükşehir Belediye Eş Başkan Adayı Gültan Kışanak, bir siyasi rehine olarak seçim kampanyasına varlığını, ruhunu ve halka olan bağlılığını katacağını ifade etti. Kışanak, “Onlar hayal satacak, ben ‘kral çıplak’ diyeceğim” dedi. 
 
Yaklaşan yerel seçimlere dair gündemin merkezine İstanbul oturmuş olsa da hem iktidar hem de muhalefet açısından çetin bir mücadeleye gerilen kentlerden biri Ankara. 19 siyasi parti adayı ile 5 bağımsız adayın yarışacağı Ankara Büyükşehir Belediyesi başkanlığı için CHP mevcut belediye başkanı Mansur Yavaş’ı, Cumhur İttifakı Turgut Altınok’u, İYİ Parti Cengiz Topel Yıldırım’ı, Yeniden Refah Partisi Suat Kılıç’ı, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ise Öztürk Türkdoğan ile tutsak Kürt siyasetçi Gültan Kışanak’ı eş başkan adayları olarak gösterdi. 
 
Aday profilinin sağcı isimler üzerine kurulduğu kentte DEM Parti gösterdiği eş başkan adayları ile kentteki sol, sosyalist, demokrat görüşlü seçmenler için en önemli adres. 
 
Partinin eş başkan adaylarından Gültan Kışanak, 31 Ekim 2016 tarihinden bu yana tutuklu. Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı iken yerine görevden alınıp yerine kayyım atandı.
 
Tutuklandığı dava dosyasında azami tutukluluk süresini doldurmasına rağmen bu dosya daha sonra Kobane Davası dosyası ile birleştirildiği için tahliye edilmeyen Kışanak, bir kez daha hukuk eliyle mağdur edildi. Seçim kampanyasını Ankara sokaklarında yürütemese de Kışanak’ın mesajlarının politik etkileri fazlasıyla hissediliyor. 
 
Kışanak, adaylığının açıklanması akabinde verdiği ilk mesajında, "Diyarbakır’dan Ankara’ya, Ankara’dan Türkiye’nin dört bir yanına toplumsal ve barış köprüleri kurmak için yola çıkıyoruz" diyerek, Türkiye’nin en temel sorunu olan Kürt meselesini kaynağında çözme istediğinde olduklarını ortaya koydu.  
 
Tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi’nden Mezopotamya Ajansı’nın sorularını yanıtlayan Kışanak, Ankara seçimleri için “DEM Parti’nin Üçüncü Yol stratejisinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor” diyor.
 
Kışanak’ın kendisine yöneltilen sorulara yanıtları şöyle:
 
Kürt siyasetinde milletvekilliği için örnekleri olsa da bugüne dek belediye eşbaşkanlığı için cezaevinden aday gösterilen isim olmadı hiç. Siz ilk oldunuz. DEM Parti'nin sizi Ankara Büyükşehir Belediyesi için aday göstermesini politik olarak nasıl yorumluyorsunuz?
 
Bizim siyasal geleneğimizde cezaevinden belediye başkan adayı gösterilen ilk ve tek kişiyim. Türkiye tarihinde başka örneği var mı bilmiyorum. Benim adaylığım bu yönüyle de alışılmış siyaset tarzına benzemiyor. Bu siyasal gelenek hep ilkleriyle anılır. DEM Parti’nin Ankara'dan belediye eş başkan adayı olarak beni göstermesinin birçok siyasal mesajı var. 
 
Öncelikle bu bir irade beyanıdır. Kayyum uygulamaları ile halkın iradesinin rehin alınamayacağına dair, net ve güçlü bir irade beyanıdır. Kürt sorunun barışçıl ve demokratik çözümü konusunda Diyarbakır ve Ankara'nın rolüne vurgu yapan bir irade beyanıdır. Kadınların demokratik siyasetten tasfiye edilemeyeceğine ve kadın özgürlük mücadelesini her koşulda sürdüreceğimize dair net bir irade beyanıdır. Ve tüm Türkiye halklarına bir çağrıdır. DEM Parti ve ben, halklarımıza karşı duyduğumuz sorumluluk gereği kördüğüme dönüşen sorunlarımızın çözümü konusunda inisiyatif alıp, bir tutum belirledik. Kampanya boyunca da bunu anlatmaya ve halkla birlikte çözüm gücünü ve iradesini açığa çıkartmaya gayret edeceğiz. Yerel demokrasiyi ortadan kaldıran kayyum darbesi, ısrarla sürdürülen savaş politikaları, siyasallaşan yargı sorunu, siyasi kumpas davaları, kadınların tüm özgürlük alanlarına yönelik saldırı ve bütün bu politikaların sonucu olarak halklarımıza yaşatılan ekonomik kriz tüm Türkiye'nin, hepimizin sorunudur. Bu nedenle cumhuriyetin başkentinden, Ankara'dan seslenmek gerekiyordu. Bu vesileyle DEM Parti’nin aday gösterdiği her yerde, halklarımızı seçim çalışmalarına en güçlü şekilde katılmaya, sorumluluk almaya, sandıktan en güçlü sonuçları çıkartmaya davet ediyorum. 
 
Ayrıca siyasetin tamamen ve sadece toplumsal sorumluluk duygusuyla yapılması gerektiğini, politik çalışmaların, kazanma/kaybetme retoriğine indirgenemeyeceğini de hatırlatmak istedik. Siyaset iktidar için değil, toplum için, hepimizin ortak iyiliği için yapılan kolektif bir mücadeledir. Ben de bu kolektif emeğin, bu kolektif mücadelenin bir parçası olmak için aday oldum.
 
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı iken tutuklandınız ve halen yargılamanız sürüyor. Yaptığınız savunmalar kamuoyunda dikkatle takip edildi. Bu kez Ankara'da aday gösterilmeniz politik bir mesaj mı içeriyor yoksa Üçüncü Yol stratejisinin sonucu mu?
 
DEM Parti olmasaydı, Ankara halkının önünde demokratik bir seçenek olmayacaktı. Diğer partilerin tamamının adayları milliyetçilik yarışına girmiş erkekler. Halkın önüne seçenek diye sunulan şey; milliyetçi, daha milliyetçi, en milliyetçi erkekler arasındaki iktidar kavgası.
 
DEM Parti'nin ve kişisel olarak benim birilerine kazandırma ya da kaybettirme üzerine kurulu bir siyaset anlayışımız yoktur. Bunun net olarak altını çizmek istiyorum. DEM Parti, kendi politik programı ve hedefleri olan, arkasında 34 yıllık demokratik siyaset geleneği bulunan, ana akım siyasal hareketler içerisinde en iddialı olandır. DEM Parti’nin 3. Yol stratejisi, Türkiye halklarının demokratik, kadın özgürlükçü, barıştan, çözümden ve refahtan yana bir siyasal seçenek sunmak amacı taşıyor. Ankara'daki seçim, DEM Parti’nin Üçüncü Yol stratejisinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. DEM Parti olmasaydı, Ankara halkının önünde demokratik bir seçenek olmayacaktı. Diğer partilerin tamamının adayları milliyetçilik yarışına girmiş erkekler. Halkın önüne seçenek diye sunulan şey; milliyetçi, daha milliyetçi, en milliyetçi erkekler arasındaki iktidar kavgası. Bol keseden türlü vaatlerde bulunarak seçimi kazanmaya çalışan bu milliyetçilik türevi erkekler kentlerde yaşayan halkı bir yanda sefa sürenler, bir yanda kentin yükünü taşıyanlar olarak ikiye ayırdı. Kentleri sosyal ve ekonomik ayrışma mekanları haline getirdi, yoksulluğu derinleştirdi, halkın bütçesini savaşa yatırdı, Ankara'yı parsel parsel sattı... Yaptıklarını say say bitmez. Şimdi de kadınlara destek, emekliye destek, öğrenciye destek, esnafa destek, çiftçiye destek... Vaatlerin ardı arkası kesilmiyor. Peki beyler neden destek vermeden, halkımız insanca bir yaşam süremiyor? Hesap vermeyecek misiniz? Neden bu ülke bu halde? AKP 30 yıldan beri Ankara, İstanbul ve birçok büyük kenti 25 yıldan beri de ortağı MHP ile birlikte Türkiye'yi yönetiyor. Ülkeyi ve kentlerimizi bu hale getirdikten sonra halktan hala oy isteyecek yüzü nasıl buluyorsunuz? Çünkü rakipleri de aynı yöntemlerle siyaset yapıyor. Çünkü rakipleri de yıllarca savaş politikalarına karşı cesaretle, barışı ve çözümü savunamadı. Hala da bu ülkenin gerçek sorunları konusunda bir tek kelime etmeden, sadece destek vaatlerinin arkasına sığınarak siyaset yapmaya çalışıyorlar. Seçimi para dağıtma yarışına dönüştürürseniz, iktidar da "musluğun başında ben varım" diyerek, halkı "oy yoksa hizmet de yok" şeklinde tehdit eder. 
 
DEM Parti'nin Üçüncü Yol stratejisi işte bu siyaset anlayışının gerçek alternatifidir. Demokratik siyaset halkla birlikte, hakiki sorunları, çözüm yollarını ve öncelikleri konuşarak yapılabilir. Biz tüm Türkiye'de ve Ankara'da halka, sorunlara köklü çözümler üretecek, demokratik bir alternatif sunmak için sorumluluk alıyoruz. Birilerine kazandırma ya da kaybettirme tartışması, halkı demokratik bir seçenekten yoksun bırakmak ve mevcut sorunların devam etmesini dayatmaktan başka bir anlam taşımıyor. 
Bugün DEM Parti'nin halkına demokratik bir seçenek sunmasını tartışanlar, iki dönem üst üste belediyelere kayyum atanırken ağızlarını açıp tek kelime söylemediler. Siyasi operasyonlar, kumpas davalar ve ayyuka çıkan hukuksuzluklar karşısında bir tutum almadılar. Bizim seçim pazarlığı ile işimiz olmaz, halkla birlikte demokratik siyaset kulvarını güçlendirmek ve bu gidişatı durdurmak için siyaset yapıyoruz.
 
Rakip adaylar seçim çalışmalarını dışarıda yürütürken siz cezaevinden kampanya yürütüyorsunuz. Yani yarış daha baştan adaletsiz başladı. Bu konuda ne söylersiniz?
 
Diğer adaylar, güç ve iktidar imkânlarını kullanarak seçim çalışması yapacak, ben siyasi rehine olarak kampanyaya varlığımı, ruhumu, halka olan bağlılığımı katacağım.
 
Biz hiçbir zaman eşit koşullarda seçim yarışına giremedik. Zorlu bir mücadele yıllardan beri halkımızın emeği ve fedakârlığı ile yürütülüyor. Bu seçimler de öyle. Tabi benim hapishane de olmam ayrıca bir eşitsizlik yaratıyor. Bizler hücrelerde, siyasi rehine olarak tutuluyoruz. Ancak ilk günden bu yana halkın mücadelesinden hiç kopmadık, yüreğimiz ve bilincimizle hücre duvarlarını aştık, hep halkımızla birlikte olduk. Diğer adaylar, güç ve iktidar imkânlarını kullanarak seçim çalışması yapacak, ben siyasi rehine olarak kampanyaya varlığımı, ruhumu, halka olan bağlılığımı katacağım. Onlar hayal satacak, ben gerçeklere dikkat çekerek umudu büyütme mücadelesi vereceğim. Onlar iktidar olanaklarını ele geçirmek için yarışacak, ben halkla birlikte yeni yaşamı inşa etmek için çalışacağım. Onlar yalanlara, kara propagandaya sarılacak, ben "kral çıplak" diyeceğim. Onlar çeşitli destek sözleriyle kadınlara, evde erkeğe bağımlı bir hayat vaat edecekler, ben kadınlarla birlikte özgürleşmeyi. Aramızda dağlar kadar fark var... Ankara halkı bu farkı görecektir. 
 
Evet, fiziki olarak halkın yanında, kampanyanın merkezinde olamayacağım ancak bu yol birlikte mücadele edip, birlikte kazanma yoludur. Ben halka olan bağlılığımı, inancımı, ruhumu ve tüm benliğimi kampanyaya katacağım. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere halkımız da politik emeğini... Birlikte mücadele edip, birlikte kazanacağız. Bizler esaretle, baskılarla, eşitsizlikle ve faşist eril saldırganlıkla ablukaya alınan demokratik siyaset alanında kendi özgürlüğümüzü yaratıyor, kazanıyoruz. Hep başardık, bir kez daha başaracağız.
 
Nasıl bir seçim kampanyası yürüteceksiniz? Ankaralılara mesajlarınız neler?
 
Ankara halkını, kördüğüm haline gelen yüz yıllık sorunlarımızın çözümü konusunda inisiyatif almaya davet edeceğim. Bu seçim, yerel seçim ancak biz biliyoruz ki yerelde, kentlerimizde yaşadığımız sorunlar genel sorunlarımızın bir parçasıdır.
 
Kamuoyuna yaptığım ilk açıklamada belirttiğim gibi kampanya boyunca Ankara halkını, kördüğüm haline gelen yüz yıllık sorunlarımızın çözümü konusunda inisiyatif almaya davet edeceğim. Bu seçim, yerel seçim ancak biz biliyoruz ki yerelde, kentlerimizde yaşadığımız sorunlar genel sorunlarımızın bir parçasıdır. Refahı, huzuru ve kentsel yaşamın nimetlerinden yararlanmayı genel politikalardan ayırmak mümkün değil. AKP-MHP iktidarı bilinçli olarak yarattığı toplumsal kutuplaşmayı yaşadığımız hakiki sorunların, ekonomik çöküşün, hukuksuzluğun, rantçılığın üstü örtmek için kullanıyor. Bu toplumsal yarılmayı ve düşmanlaştırıcı siyaseti çözmeden, muhalefetin başarılı olma imkanı yoktur. 
 
DEM Parti'ye ve tüm toplumsal muhalefete sadece iktidarın karşısında konumlanma rolü biçmek, bu gidişatı değiştirecek bir siyaset değildir. Demokratik siyaset, çoğul karakterine kavuşmalı ve kutuplaştırma, düşmanlaştırma siyaseti dağıtılmalıdır. DEM Parti bunu yapmaya çalışıyor. Ankara'da ve her yerde halkı, çoğul demokrasiye, toplumsal barışa, hukuk, adalet ve refah arayışına katılmaya davet edeceğiz.
 
Siz aynı zamanda iktidarın kadın haklarına dönük saldırılarına ve kadını siyasal alandan dışlamaya çalışan erkek siyasetine karşı kadın özgürlük mücadelesinin ve iradesinin bir temsili olarak yıllardır mücadele veriyorsunuz. Erkek egemen sisteme karşı mücadele ettiğiniz için 7 yılı aşkın bir süredir siyasi rehine olarak cezaevindesiniz. Adaylığınızın bu bağlamda nasıl bir önemi var?
 
Adaylığımın en önemli nedenlerinden biri de kadın haklarına yönelik saldırılara, kadını evle sınırlayan politikalara ve kadını siyasal alandan dışlamaya çalışan erkek siyasetine karşı kadın mücadelesini ve iradesini politik sahaya taşımaktır.
 
Evet, Ankara adaylığımın en önemli nedenlerinden biri de kadın haklarına yönelik saldırılara, kadını evle sınırlayan politikalara ve kadını siyasal alandan dışlamaya çalışan erkek siyasetine karşı kadın mücadelesini ve iradesini politik sahaya taşımaktır. 8 Mart mitinglerine, 25 Kasım kadına karşı şiddetle mücadele günü yürüyüşlerine, kadınların yaptığı barış etkinliklerine, kadın kurumlarının çalışmalarına, partimizin kadın meclisi toplantılarına katıldığım, konuşmalar yaptığım için yargılanıyorum. "IŞİD'in Êzidî kadınlara karşı Şengal'de işlediği savaş suçları, Kobane'de tekrarlanmasın" dediğim için suçlanıyorum. Biz kadın siyasi rehineler şahsında tüm kadınların özgürlük mücadelesini yargılamak ve kadınların iradesini kırmak istiyorlar. Bizleri rehin tutarak, kadınları erkekler tarafından belirlenen sınırlar içerisinde yaşamayı kabul etmeye zorluyorlar. 
 
Nerede olduğumuzun hiç önemi yok, mekan ne olursa olsun ister hapishane hücresi, ister siyaset kürsüsü, isterse kadınlarla birlikte sokaklarda, meydanlarda hep beraber kadın iradesini gasp etmek isteyen bu sisteme karşı mücadele edeceğiz, ediyoruz. Kadın hareketlerinin büyük mücadeleler sonucunda elde ettikleri kazanımların bile saldırı altında olduğu bir dönemde ortak itirazımızı yükseltmek için aday oldum.
 
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun son raporuna göre, sadece ocak ayı içerisinde 31 kadın erkekler tarafından katledildi. 29 kadının ölümü de şüpheli. Biz kadınlar, kadına yönelik şiddetin kaynağının toplumsal ve siyasal olarak örgütlenmiş, meşrulaştırılmış erkek egemenliği olduğunu biliyoruz. Daha çocukluğundan itibaren erkeğe egemen olmak, kadına da itaat etmek öğretiliyorsa, kadın cinayetleri "namusunu temizledi" denilerek hoş görülüyorsa, yargı hala kadın cinayeti davalarında “ceza indirimi” yapıyorsa, ortada ideolojik olarak örgütlenmiş bir şiddet vardır. Cumhurbaşkanı "fıtratında var" diyerek kadınla erkeğin eşit olmadığını söylüyorsa, bir diğeri kadına "itaat et, rahat et" öğüdü veriyorsa, bunun adı ideolojidir. 
 
Erkek egemenliği, toplumsal, siyasal ve kültürel alanda bilinçli olarak örgütlenmiş bir ideolojidir ve kadın açısından sonuçları ölümcüldür. Bu nedenle tüm kadınları, politik alana çıkmaya, özgürlük mücadelesine katılmaya, kadın örgütünü ve kadın dayanışmasını büyütmeye çağırıyor, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Öyle görülüyor ki bu sene 8 Mart etkinliklerine kadınların siyasal talepleri ve kadın iradesi damga vuracak. Ben de demir parmaklıklara ve beton duvarlara aldırış etmeden, yüreğim ve bilincimle meydanlarda kadınlarla birlikte olacağım.
 
Son olarak yargılandığınız Kobanê Davası’nda yaşanan hukuksuzluklar kamuoyunun gündeminde.  Bir “intikam davası” olarak değerlendirdiğiniz bu yargılamadan iktidar nasıl bir sonuç çıkmasını istiyor? Mahkeme kararı ile alınacak “intikamın” sizler açısından karşılığı nedir? Kürt halkı açısından nasıl olmalıdır?
 
Demokratik Kürt siyaseti artık Türkiye siyasi hayatının ana kulvarlarından biri halene gelmiştir. Şimdi bu kulvarı genişletmek ve toplumsal barışı inşa etmek için daha güçlü olanaklar ortaya çıkarma zamanıdır
 
Kobane kumpas davası, bir siyasi intikam davası olarak açılmıştır. Ama bunu kişisel intikam davasına indirgemek, bu kumpasın arka planında yer alan hakikati gözden kaçırmaya neden olur maalesef. Kürtlerin siyasette etkin olması, yerinde katılma imkanlarının oluşması hemen "bölünme paranoyası” malzemesi haline getiriliyor ve siyasi operasyonlarla önü kesiliyor. Kürtlerin siyasette var olma mücadelesi vermeye başladığı 90'lı yıllardan bu yana bunu defalarca yaşadık. Kobane kumpas davası, siyasi soykırım operasyonunun bir ürünüdür. Siyasi rehine olarak cezaevinde tuttukları hiçbir siyasetçi boyun eğmedi. Milletvekili, belediye eş başkanı, il ve ilçe örgütlerindeki yöneticiler ve seçmenler dahil 10 bini aşkın kişi tutuklandı ama partimiz mücadelesini sürdürdü. Halk tüm baskılara rağmen, siyasi gelenekten kopmadığını gösterdi. 
 
Gelinen aşamada Kobane kumpas davası bir fiyaskodur. Kobane kumpas davası, cezaevinde tutulan siyasi rehineler, Kürt halkı ve ortak bir gelecek kurmak için mücadele eden tüm demokrasi güçleri tarafından boşa çıkartılmıştır. Artık ne siyasi ne de hukuki bir değeri kalmamıştır. Bu davada yargılanmak istenen her bir arkadaşımız duruşuyla, sözüyle demokrasiye ve kadın özgürlüğüne düşmanlık yapanları, savaş çığırtkanlarını yargılamıştır.
 
Kürtler tam 34 yıldan beri kesintisiz siyasi operasyonlarla demokratik siyasetten vazgeçmeye zorlanıyor. Ama başaramıyorlar. 1994'te DEP operasyonu sonrasında 13 yıl Kürtler parlamentoya temsilci gönderememişti. 2007'de bir kez daha çözüm kapılarını aralamak için meclise gittik. 2009'dan itibaren kesintisiz siyasi operasyonlar devam ediyor, 2016'da çok daha kapsamlı bir siyasi soykırım operasyonu başlatıldı. Buna rağmen demokratik siyasetin parlamento mücadelesi kesintiye uğramadan yoluna devam etti. Yerel yönetimlerdeki kayyım darbesini halk boşa çıkarttı. Eminim ki halkımız önümüzdeki seçimlerde 2019'u aşan bir irade açığa çıkaracaktır. 
Demokratik Kürt siyaseti artık Türkiye siyasi hayatının ana kulvarlarından biri halene gelmiştir. Şimdi bu kulvarı genişletmek ve toplumsal barışı inşa etmek için daha güçlü olanaklar ortaya çıkarma zamanıdır. 
 
Kürt siyasetçilerin görüşlerine katılmayabilirsin, en sert eleştiriyi de yaparsın ama siyaset yapma hakkını, ifade özgürlüğünü, temel insan haklarının savunmadan, demokratik hukuk devletini koruyamazsınız. Muhalefet en azından hukukun temel ilkeleri konusunda ortak bir tutum geliştirmezse, yarın atı alan Üsküdar’ı geçer.
 
Ama Kobane kumpas davası konusunda CHP'nin tutumunu da eleştirmek gerekir. Türkiye tarihinin en büyük siyasi davalarından biri olan Kobane kumpas davasında siyasallaşan yargı realitesini bile kat kat aşan hukuksuzluklar yaşanıyor ama CHP'den net bir tavır görmedik. Demokratik hukuk devleti böyle savunulamaz. Kürt siyasetçilerin görüşlerine katılmayabilirsin, en sert eleştiriyi de yaparsın ama siyaset yapma hakkını, ifade özgürlüğünü, temel insan haklarının savunmadan, demokratik hukuk devletini koruyamazsınız. Muhalefet en azından hukukun temel ilkeleri konusunda ortak bir tutum geliştirmezse, yarın atı alan Üsküdar’ı geçer!
 
Azami tutukluluk süresi bile dolduğu halde hala cezaevinde tutuluyor olmam, siyasi rehine politikasının resmi olarak kabul edilmesidir. Hukuksuzlukta bu kadar bariz bir şekilde ısrar etmenin birbiriyle bağlantılı iki nedeni var. Biri, Türkiye'de artık "yargı siyasallaştı" demek durumu karşılamıyor. "Siyasi iktidar, yargı yetkisi kazanmıştır" demek daha doğrudur. Çünkü kimin suçlu olup olmadığına, kimin cezaevinde ne kadar kalacağına siyasetçiler karar veriyor. AYM'nin Can Atalay kararının, açıkça iktidar ortaklarının talimatıyla uygulanmadığını hep beraber yaşayıp gördük. Daha önce AİHM'nin Demirtaş ve Kavala kararlarında da aynı durum açığa çıkmıştı.
 
Kobane kumpas davasının iddianamesi siyaset meydanlarında yazılmış, yargı süreci de iktidar tarafından seçim meydanlarında sürdürülmüştü. Kobanê Davası’nda hiçbir hukuki kritere uyulmadı, yasama dokunulmazlığı ve sorumsuzluğu hiçe sayıldı, tanık ve müştekiler usule uygun dinlenmedi, dava dosyası kabarık ve karmaşık hale getirilerek savunmanın dosyaya erişime kili olarak engellendi, kesintisiz duruşma yapılarak yargı aracı bir işkenceye dönüştürüldü.
 
MA / Fırat Can Arslan 
 

Diğer başlıklar

17:37 Suriye-Ürdün-ABD üçlü çalışma grubu kuruldu
17:33 Mersin’de kadın katliamı
17:31 Uşak'ta orman yangını büyüyor
17:03 KESK’ten hükümetin zam teklifine tepki
17:01 Öğretmenler MEB önünde: Mülakatlar soruşturulsun
17:00 Komisyondan somut öneriler gelmeye başladı
16:35 DEM Parti'den DEDAŞ'ın elektrik voltajını düşürdüğü mahalleye ziyaret
16:29 Wan Ekoloji Meclisi’nden mücadelelerine dair açıklama
16:13 ‘Eylemde olan tutsakların talepleri kabul edilsin’
16:09 MHP’li Yıldız: İnfaz hukuku sil baştan yapılmalı
16:08 Azad Ararat’ın taziyesine ziyaret
15:18 CHP’den komisyona 29 maddelik ‘demokratikleşme paketi’ önerisi
15:11 Barış Grubu üyesi Aktaş mezarı başında anıldı
15:01 Kurtulmuş'tan komisyona ilişkin 'düzenleme' açıklaması
14:58 Hükümetin memur ve memur emeklisine ilk zam teklifi belli oldu
14:41 İzmir ve Aydın'da yangın
14:16 Eskişehir’de ‘av ihalesine’ tepki: Hukuki süreç başlatılacak
14:10 Meclis komisyonu üçüncü kez toplandı
14:05 Şirnex'te toz bulutu hayatı olumsuz etkiledi
14:04 Ölüye Saygı ve Adalet İnsiyatifi: Cenazelere saldırı sürece gölge düşürüyor
13:18 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Komisyon yol haritasını tartışacak
13:13 Metin Arslan'ın annesi: Onunla gurur duyuyorum
13:04 Mersin'de ırkçı saldırıda bulunan 11 kişi serbest bırakıldı
13:00 Özgür Özel’den komisyon açıklaması
12:15 Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne 'rüşvet' operasyonu: 17 gözaltı
12:13 Sudan’da mülteci kampına saldırı: 40 ölü 19 yaralı
11:42 Metin Arslan için kurulan taziyeye kitlesel yürüyüş
11:23 Manisa'da yangın ikinci gününde
11:18 Nûreddîn Sofî Qamişlo’da toprağa verilecek
10:28 ÖHD’den cenaze töreni ve taziyeye dönük saldırılara tepki
09:44 Minbic yine işgal altında: DAİŞ zihniyetiyle farkları yok
09:35 Aram yayınevinden 5 yeni kitap çıktı
09:31 Altıparmak: Akın Öztürk’ün Roboskî itirafı takip edilmeli
09:07 ÖHD Ankara Şube Eşbaşkanı Sidar: Komisyon meseleyi Öcalan’dan dinlemeli
09:07 Elektronik kelepçe takılan gazeteci: Denetim değil cezalandırma
09:05 ‘Kürt sorunu çözülmedikçe kadın kazanımları güvende değil’
09:04 Licêliler: Talana izin vermeyeceğiz
09:03 'Sohbet’ için emniyete çağırıldı reddedince tehdit edildi
09:03 Barış Anneleri: Öcalan ile görüşmek istiyoruz
09:00 12 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
07:40 İBB'ye yeni operasyon: 14 kişi hakkında gözaltı kararı
07:34 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Kürt sorunu tüm sorunların kaynağı, herkes sorumluluk almalı
11/08/2025
23:05 X , Grok'un hesabını kısa bir süreliğine askıya aldı
21:15 Trump, Washington’da 'kamu güvenliği acil durumu' ilan etti
20:59 Suriye geçiş hükümeti, Siweyda’ya elektriğin ulaşmasını engelliyor
20:31 Irak’ta 81 kişinin seçim adaylıkları iptal edildi
20:23 Balıkesir'de art arda üç deprem
20:18 Wan’da kayyım yönetimine karşı 223 işçinin direnişi sürüyor
19:29 Mêrdîn Büyükşehir Belediye Meclisi kayyım gündemiyle toplandı
18:59 Erdoğan: Süreci ziyan etmenin vebali ağırdır
18:47 MEB önünde siyah çelenkli eylem
18:17 Kadınlar Wan’da yürüdü: Öz savunma temel hakkımız ve örgütlülüğümüzdür
17:49 Zeydan: Kayyımın yetkilendirdiği şef, sel bölgesine 67 saat sonra makine gönderdi
17:17 Irak-İran arasında 'sınır güvenliği' anlaşması
16:53 Cumhurbaşkanlığı kabine toplantısı başladı
16:48 Bahçeli: Komisyon vasıtasıyla sis bulutları dağıtılacak
16:43 Komisyona seçilen üç yeni üyenin ismi Meclis Başkanlığı’na bildirildi
16:41 Yüzlerce kişi Tünç'ün taziyesine yürüdü
16:17 Suya kapılan bir çocuk hayatını kaybetti
16:04 Belediye barınağında köpeklere şiddet
16:04 Beluc kadınların kayıplar eylemi 27’nci gününde
15:34 Gazeteci Deniz anısına düzenlenen sergi sona erdi
15:26 Mersin’de Kürt aileye ırkçı saldırı
14:59 Sındırgı’da artçı depremler sürüyor
14:24 Kadın katliamlarına karşı yürüyüş: Mücadele en güçlü savunmadır
13:39 DEM Parti husumetli aileleri barıştırdı
13:38 İHD: Kürt işçilere dönük saldırının failleri yargılansın
12:54 İHD Kürdistan kentlerindeki 6 aylık hak ihlalleri raporunu açıkladı
12:44 Çalışanların yüzde 49'u tüm sendikaları sözleşme masasında istiyor
12:37 Sındırgı'da hasar tespit çalışmaları başladı
12:09 Taziye evlerini ablukaya alan polis camileri ibadete kapattı
11:47 Komisyon için 3 yeni isim belirlenecek
10:15 Avustralya Filistin'i resmen tanıyacağını açıkladı
10:11 Barış yürüyüşçüsü Aktaş'ı anlattı: Mücadelesi bugünlere getirdi
10:07 HPG Metin Arslan ve Nûreddîn Sofî'nin yaşamını yitirdiğini açıkladı
09:14 Zap, Metîna, Avaşîn’e saldırı: Provokasyon politikası terk edilmelidir
09:12 Ermenistan'ın egemenliği riske atıldı: Demografik durumu değiştirebilir
09:09 On Gözlü Köprü’de ‘yapılaşma’ alarmı: Kolektif akılla çözüm geliştirilmeli
09:08 Okullarda ‘kayıt’ parası skandalı: Eskişehir’de 80 bini buluyor
09:06 Taziyelerin engellenmesine tepki: Dinen de hukuken de suçtur
09:04 Deprem ve heyelan bölgesinde maden araması
09:03 Doğa talanının yeni adresi: Bertûl Vadisi
09:00 11 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
08:37 Balıkesir’de bir deprem daha
10/08/2025
23:57 Yerlikaya: Depremde 29 kişi yaralandı
23:49 Balıkesir'de fabrika yangınında iki işçi hayatını kaybetti
23:37 Balıkesir depreminde bir kişi hayatını kaybetti
22:57 Wan’ın iki ilçesinde sel: Kayyım yönetimi önlem almadı
22:50 Qoser'de on binler şölende buluştu: İmralı kapılarını açın!
22:12 Memişoğlu: Balıkesir'deki depremde 4 kişi yaralandı
22:10 Balıkesir depreminde de hatlar kilitlendi
22:06 Erdoğan'dan deprem sonrası açıklama
21:59 Riha ve Adana'da halk şöleni: Yasal düzenlemeler yapılana kadar mücadele sürecek
20:49 İzmir’de Özgür Kültür Sanat Derneği açıldı
20:38 DEM Parti'den deprem açıklaması: Geç olmadan harekete geçmeliyiz
20:13 Balıkesir'de 6.1 ve 4 büyüklüğünde deprem: Bazı binalar yıkıldı
20:10 Polis engelini tanımayan kitle, Ferhat Tünç'ü memleketinde toprağa verdi
19:57 Wan’da yürüyüşe çağrı
19:53 Beluc kadınların eylemine saldırı
19:50 Adana’nın iki mahallesi günlerdir elektriksiz
18:44 Emine Ocak için Bern'de kitlesel anma
17:35 İran'dan Ermenistan-Azerbaycan anlaşmasına itiraz
16:44 Sıcaklar 17 kenti vurdu
16:22 Rakka'da 'Kadınların örgütlenmesiyle toplum birleşir' kampanyası
16:06 Pakistan’da gözaltına alınan öğrenciden 25 gündür haber yok
15:35 Peri Vadisi’ndeki jeotermale karşı yürüyüşlü protesto
15:11 Ekin Wan anıldı: Mücadelesi yolumuzu aydınlatıyor
15:10 Gençlerden çalıştay: Demokratik toplum manifestosu özgürlüğün perspektifini sunuyor
14:43 Beluc kadınlar eylemde: Soykırımı ifşa ediyoruz
13:13 Anamur'da orman yangını
13:12 Bahçeli: Süreç çalışmalarının yılsonuna kadar tamamlanması bekleniyor
12:28 Samandağ'da provakasyon uyarısı: Barış ve kardeşlik kültürünü hakim kılalım
12:26 Wan’daki yangında 4 dükkan yandı
12:04 Beritan Aktaş’ın taziyesine ziyaret
11:52 CPT: Türkiye Temmuz ayında 18 saldırı gerçekleştirdi
11:06 Bağcılar'da 13 katlı binada yangın
10:40 İran’da polis merkezine silahlı saldırı
10:14 Brezilya’da kaza: 11 ölü 45 yaralı
09:56 Erkek şiddeti: İki kadın katledildi
09:50 Jin derginin 128’inci sayısı yayında
09:11 'Mezarlıklar onarılarak ailelerin ziyaretlerine açılmalı'
09:10 Peri Vadisi’nde jeotermal: Amaç yeniden göçertmek
09:10 Sêwereg’in mahalleleri elektriksiz ve susuz: İlgilenen yok
09:09 Ferda Fahrioğlu: STÖ’ler proaktif olarak barış mücadelesinde yer almalı
09:06 'Kürt sorunun çözümünde ısrarcılarsa umut hakkını uygulamalılar'
09:05 'Barış süreci'nin gölgesinde Kürdistan’da ekokırım
09:03 Prof. Dr. Çoban: Yıkımın durması için sömürü düzeni sonlanmalı
09:01 DEM Parti ‘Yeşil Agirî’ inşa ediyor
09:00 Ağız içi aramayı reddeden tutsak darp edildi
09:00 10 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
08:45 Av. Rezan Epözdemir gözaltına alındı
09/08/2025
22:50 Vali 'kesim durduruldu' demişti, yeni görüntüler çıktı
22:29 On binler şölenlerde bir araya geldi: Devlet de bir an önce adım atsın
21:35 Aram Tigran Amed ve İstanbul'da anıldı
21:04 İstanbul'da 'barış için insan zinciri' eylemi
20:51 Karayılan: Meclis Komisyonu’na önemli rol düşüyor, Önder Apo’ya başvurmalı
19:06 Gazeteci Hüseyin Deniz mezarı başında anıldı
18:44 PKK'li Turan'ın taziyesine ziyaret
18:25 Dêrazor'da saldırı: 1'i çocuk 4 yaralı
17:35 Eskişehir'de yaban hayvanı avı ihalesine tepki
16:40 Amedspor Mbaye Diagne ile prensip anlaşmasına vardı
15:48 Hakim tahliye ertelemeyi iptal etti, Kurul süreyi uzatarak yanıt verdi
15:17 JİTEM'in katlettiği gazeteci Deniz anısına seramik sergisi açıldı
15:13 Balıkesir'de yangın: 10 dönüm yandı
14:38 HPG'li Welat Hazır'ın taziyesine kitlesel ziyaret
14:36 3 hasta tutsak için hayati risk uyarısı
14:24 İran İnsan Hakları Örgütü: Qerçek Cezaevi’nde tutsaklara işkence yapılıyor
13:32 ‘Komisyon zorla kaybettirilenlerin akıbetini ortaya çıkarsın’
13:23 Cumartesi Anneleri gazeteci Ferhat Tepe için adalet istedi
13:21 Fidan ile Sisi görüştü