Kışanak: Onlar hayal satacak, ben ‘kral çıplak’ diyeceğim

img
ANKARA – Adaylığının Amed ve Ankara'nın rolüne vurgu yapan bir irade beyanı olduğunu söyleyen DEM Parti’nin Ankara Büyükşehir Belediye Eş Başkan Adayı Gültan Kışanak, bir siyasi rehine olarak seçim kampanyasına varlığını, ruhunu ve halka olan bağlılığını katacağını ifade etti. Kışanak, “Onlar hayal satacak, ben ‘kral çıplak’ diyeceğim” dedi. 
 
Yaklaşan yerel seçimlere dair gündemin merkezine İstanbul oturmuş olsa da hem iktidar hem de muhalefet açısından çetin bir mücadeleye gerilen kentlerden biri Ankara. 19 siyasi parti adayı ile 5 bağımsız adayın yarışacağı Ankara Büyükşehir Belediyesi başkanlığı için CHP mevcut belediye başkanı Mansur Yavaş’ı, Cumhur İttifakı Turgut Altınok’u, İYİ Parti Cengiz Topel Yıldırım’ı, Yeniden Refah Partisi Suat Kılıç’ı, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ise Öztürk Türkdoğan ile tutsak Kürt siyasetçi Gültan Kışanak’ı eş başkan adayları olarak gösterdi. 
 
Aday profilinin sağcı isimler üzerine kurulduğu kentte DEM Parti gösterdiği eş başkan adayları ile kentteki sol, sosyalist, demokrat görüşlü seçmenler için en önemli adres. 
 
Partinin eş başkan adaylarından Gültan Kışanak, 31 Ekim 2016 tarihinden bu yana tutuklu. Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı iken yerine görevden alınıp yerine kayyım atandı.
 
Tutuklandığı dava dosyasında azami tutukluluk süresini doldurmasına rağmen bu dosya daha sonra Kobane Davası dosyası ile birleştirildiği için tahliye edilmeyen Kışanak, bir kez daha hukuk eliyle mağdur edildi. Seçim kampanyasını Ankara sokaklarında yürütemese de Kışanak’ın mesajlarının politik etkileri fazlasıyla hissediliyor. 
 
Kışanak, adaylığının açıklanması akabinde verdiği ilk mesajında, "Diyarbakır’dan Ankara’ya, Ankara’dan Türkiye’nin dört bir yanına toplumsal ve barış köprüleri kurmak için yola çıkıyoruz" diyerek, Türkiye’nin en temel sorunu olan Kürt meselesini kaynağında çözme istediğinde olduklarını ortaya koydu.  
 
Tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi’nden Mezopotamya Ajansı’nın sorularını yanıtlayan Kışanak, Ankara seçimleri için “DEM Parti’nin Üçüncü Yol stratejisinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor” diyor.
 
Kışanak’ın kendisine yöneltilen sorulara yanıtları şöyle:
 
Kürt siyasetinde milletvekilliği için örnekleri olsa da bugüne dek belediye eşbaşkanlığı için cezaevinden aday gösterilen isim olmadı hiç. Siz ilk oldunuz. DEM Parti'nin sizi Ankara Büyükşehir Belediyesi için aday göstermesini politik olarak nasıl yorumluyorsunuz?
 
Bizim siyasal geleneğimizde cezaevinden belediye başkan adayı gösterilen ilk ve tek kişiyim. Türkiye tarihinde başka örneği var mı bilmiyorum. Benim adaylığım bu yönüyle de alışılmış siyaset tarzına benzemiyor. Bu siyasal gelenek hep ilkleriyle anılır. DEM Parti’nin Ankara'dan belediye eş başkan adayı olarak beni göstermesinin birçok siyasal mesajı var. 
 
Öncelikle bu bir irade beyanıdır. Kayyum uygulamaları ile halkın iradesinin rehin alınamayacağına dair, net ve güçlü bir irade beyanıdır. Kürt sorunun barışçıl ve demokratik çözümü konusunda Diyarbakır ve Ankara'nın rolüne vurgu yapan bir irade beyanıdır. Kadınların demokratik siyasetten tasfiye edilemeyeceğine ve kadın özgürlük mücadelesini her koşulda sürdüreceğimize dair net bir irade beyanıdır. Ve tüm Türkiye halklarına bir çağrıdır. DEM Parti ve ben, halklarımıza karşı duyduğumuz sorumluluk gereği kördüğüme dönüşen sorunlarımızın çözümü konusunda inisiyatif alıp, bir tutum belirledik. Kampanya boyunca da bunu anlatmaya ve halkla birlikte çözüm gücünü ve iradesini açığa çıkartmaya gayret edeceğiz. Yerel demokrasiyi ortadan kaldıran kayyum darbesi, ısrarla sürdürülen savaş politikaları, siyasallaşan yargı sorunu, siyasi kumpas davaları, kadınların tüm özgürlük alanlarına yönelik saldırı ve bütün bu politikaların sonucu olarak halklarımıza yaşatılan ekonomik kriz tüm Türkiye'nin, hepimizin sorunudur. Bu nedenle cumhuriyetin başkentinden, Ankara'dan seslenmek gerekiyordu. Bu vesileyle DEM Parti’nin aday gösterdiği her yerde, halklarımızı seçim çalışmalarına en güçlü şekilde katılmaya, sorumluluk almaya, sandıktan en güçlü sonuçları çıkartmaya davet ediyorum. 
 
Ayrıca siyasetin tamamen ve sadece toplumsal sorumluluk duygusuyla yapılması gerektiğini, politik çalışmaların, kazanma/kaybetme retoriğine indirgenemeyeceğini de hatırlatmak istedik. Siyaset iktidar için değil, toplum için, hepimizin ortak iyiliği için yapılan kolektif bir mücadeledir. Ben de bu kolektif emeğin, bu kolektif mücadelenin bir parçası olmak için aday oldum.
 
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı iken tutuklandınız ve halen yargılamanız sürüyor. Yaptığınız savunmalar kamuoyunda dikkatle takip edildi. Bu kez Ankara'da aday gösterilmeniz politik bir mesaj mı içeriyor yoksa Üçüncü Yol stratejisinin sonucu mu?
 
DEM Parti olmasaydı, Ankara halkının önünde demokratik bir seçenek olmayacaktı. Diğer partilerin tamamının adayları milliyetçilik yarışına girmiş erkekler. Halkın önüne seçenek diye sunulan şey; milliyetçi, daha milliyetçi, en milliyetçi erkekler arasındaki iktidar kavgası.
 
DEM Parti'nin ve kişisel olarak benim birilerine kazandırma ya da kaybettirme üzerine kurulu bir siyaset anlayışımız yoktur. Bunun net olarak altını çizmek istiyorum. DEM Parti, kendi politik programı ve hedefleri olan, arkasında 34 yıllık demokratik siyaset geleneği bulunan, ana akım siyasal hareketler içerisinde en iddialı olandır. DEM Parti’nin 3. Yol stratejisi, Türkiye halklarının demokratik, kadın özgürlükçü, barıştan, çözümden ve refahtan yana bir siyasal seçenek sunmak amacı taşıyor. Ankara'daki seçim, DEM Parti’nin Üçüncü Yol stratejisinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. DEM Parti olmasaydı, Ankara halkının önünde demokratik bir seçenek olmayacaktı. Diğer partilerin tamamının adayları milliyetçilik yarışına girmiş erkekler. Halkın önüne seçenek diye sunulan şey; milliyetçi, daha milliyetçi, en milliyetçi erkekler arasındaki iktidar kavgası. Bol keseden türlü vaatlerde bulunarak seçimi kazanmaya çalışan bu milliyetçilik türevi erkekler kentlerde yaşayan halkı bir yanda sefa sürenler, bir yanda kentin yükünü taşıyanlar olarak ikiye ayırdı. Kentleri sosyal ve ekonomik ayrışma mekanları haline getirdi, yoksulluğu derinleştirdi, halkın bütçesini savaşa yatırdı, Ankara'yı parsel parsel sattı... Yaptıklarını say say bitmez. Şimdi de kadınlara destek, emekliye destek, öğrenciye destek, esnafa destek, çiftçiye destek... Vaatlerin ardı arkası kesilmiyor. Peki beyler neden destek vermeden, halkımız insanca bir yaşam süremiyor? Hesap vermeyecek misiniz? Neden bu ülke bu halde? AKP 30 yıldan beri Ankara, İstanbul ve birçok büyük kenti 25 yıldan beri de ortağı MHP ile birlikte Türkiye'yi yönetiyor. Ülkeyi ve kentlerimizi bu hale getirdikten sonra halktan hala oy isteyecek yüzü nasıl buluyorsunuz? Çünkü rakipleri de aynı yöntemlerle siyaset yapıyor. Çünkü rakipleri de yıllarca savaş politikalarına karşı cesaretle, barışı ve çözümü savunamadı. Hala da bu ülkenin gerçek sorunları konusunda bir tek kelime etmeden, sadece destek vaatlerinin arkasına sığınarak siyaset yapmaya çalışıyorlar. Seçimi para dağıtma yarışına dönüştürürseniz, iktidar da "musluğun başında ben varım" diyerek, halkı "oy yoksa hizmet de yok" şeklinde tehdit eder. 
 
DEM Parti'nin Üçüncü Yol stratejisi işte bu siyaset anlayışının gerçek alternatifidir. Demokratik siyaset halkla birlikte, hakiki sorunları, çözüm yollarını ve öncelikleri konuşarak yapılabilir. Biz tüm Türkiye'de ve Ankara'da halka, sorunlara köklü çözümler üretecek, demokratik bir alternatif sunmak için sorumluluk alıyoruz. Birilerine kazandırma ya da kaybettirme tartışması, halkı demokratik bir seçenekten yoksun bırakmak ve mevcut sorunların devam etmesini dayatmaktan başka bir anlam taşımıyor. 
Bugün DEM Parti'nin halkına demokratik bir seçenek sunmasını tartışanlar, iki dönem üst üste belediyelere kayyum atanırken ağızlarını açıp tek kelime söylemediler. Siyasi operasyonlar, kumpas davalar ve ayyuka çıkan hukuksuzluklar karşısında bir tutum almadılar. Bizim seçim pazarlığı ile işimiz olmaz, halkla birlikte demokratik siyaset kulvarını güçlendirmek ve bu gidişatı durdurmak için siyaset yapıyoruz.
 
Rakip adaylar seçim çalışmalarını dışarıda yürütürken siz cezaevinden kampanya yürütüyorsunuz. Yani yarış daha baştan adaletsiz başladı. Bu konuda ne söylersiniz?
 
Diğer adaylar, güç ve iktidar imkânlarını kullanarak seçim çalışması yapacak, ben siyasi rehine olarak kampanyaya varlığımı, ruhumu, halka olan bağlılığımı katacağım.
 
Biz hiçbir zaman eşit koşullarda seçim yarışına giremedik. Zorlu bir mücadele yıllardan beri halkımızın emeği ve fedakârlığı ile yürütülüyor. Bu seçimler de öyle. Tabi benim hapishane de olmam ayrıca bir eşitsizlik yaratıyor. Bizler hücrelerde, siyasi rehine olarak tutuluyoruz. Ancak ilk günden bu yana halkın mücadelesinden hiç kopmadık, yüreğimiz ve bilincimizle hücre duvarlarını aştık, hep halkımızla birlikte olduk. Diğer adaylar, güç ve iktidar imkânlarını kullanarak seçim çalışması yapacak, ben siyasi rehine olarak kampanyaya varlığımı, ruhumu, halka olan bağlılığımı katacağım. Onlar hayal satacak, ben gerçeklere dikkat çekerek umudu büyütme mücadelesi vereceğim. Onlar iktidar olanaklarını ele geçirmek için yarışacak, ben halkla birlikte yeni yaşamı inşa etmek için çalışacağım. Onlar yalanlara, kara propagandaya sarılacak, ben "kral çıplak" diyeceğim. Onlar çeşitli destek sözleriyle kadınlara, evde erkeğe bağımlı bir hayat vaat edecekler, ben kadınlarla birlikte özgürleşmeyi. Aramızda dağlar kadar fark var... Ankara halkı bu farkı görecektir. 
 
Evet, fiziki olarak halkın yanında, kampanyanın merkezinde olamayacağım ancak bu yol birlikte mücadele edip, birlikte kazanma yoludur. Ben halka olan bağlılığımı, inancımı, ruhumu ve tüm benliğimi kampanyaya katacağım. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere halkımız da politik emeğini... Birlikte mücadele edip, birlikte kazanacağız. Bizler esaretle, baskılarla, eşitsizlikle ve faşist eril saldırganlıkla ablukaya alınan demokratik siyaset alanında kendi özgürlüğümüzü yaratıyor, kazanıyoruz. Hep başardık, bir kez daha başaracağız.
 
Nasıl bir seçim kampanyası yürüteceksiniz? Ankaralılara mesajlarınız neler?
 
Ankara halkını, kördüğüm haline gelen yüz yıllık sorunlarımızın çözümü konusunda inisiyatif almaya davet edeceğim. Bu seçim, yerel seçim ancak biz biliyoruz ki yerelde, kentlerimizde yaşadığımız sorunlar genel sorunlarımızın bir parçasıdır.
 
Kamuoyuna yaptığım ilk açıklamada belirttiğim gibi kampanya boyunca Ankara halkını, kördüğüm haline gelen yüz yıllık sorunlarımızın çözümü konusunda inisiyatif almaya davet edeceğim. Bu seçim, yerel seçim ancak biz biliyoruz ki yerelde, kentlerimizde yaşadığımız sorunlar genel sorunlarımızın bir parçasıdır. Refahı, huzuru ve kentsel yaşamın nimetlerinden yararlanmayı genel politikalardan ayırmak mümkün değil. AKP-MHP iktidarı bilinçli olarak yarattığı toplumsal kutuplaşmayı yaşadığımız hakiki sorunların, ekonomik çöküşün, hukuksuzluğun, rantçılığın üstü örtmek için kullanıyor. Bu toplumsal yarılmayı ve düşmanlaştırıcı siyaseti çözmeden, muhalefetin başarılı olma imkanı yoktur. 
 
DEM Parti'ye ve tüm toplumsal muhalefete sadece iktidarın karşısında konumlanma rolü biçmek, bu gidişatı değiştirecek bir siyaset değildir. Demokratik siyaset, çoğul karakterine kavuşmalı ve kutuplaştırma, düşmanlaştırma siyaseti dağıtılmalıdır. DEM Parti bunu yapmaya çalışıyor. Ankara'da ve her yerde halkı, çoğul demokrasiye, toplumsal barışa, hukuk, adalet ve refah arayışına katılmaya davet edeceğiz.
 
Siz aynı zamanda iktidarın kadın haklarına dönük saldırılarına ve kadını siyasal alandan dışlamaya çalışan erkek siyasetine karşı kadın özgürlük mücadelesinin ve iradesinin bir temsili olarak yıllardır mücadele veriyorsunuz. Erkek egemen sisteme karşı mücadele ettiğiniz için 7 yılı aşkın bir süredir siyasi rehine olarak cezaevindesiniz. Adaylığınızın bu bağlamda nasıl bir önemi var?
 
Adaylığımın en önemli nedenlerinden biri de kadın haklarına yönelik saldırılara, kadını evle sınırlayan politikalara ve kadını siyasal alandan dışlamaya çalışan erkek siyasetine karşı kadın mücadelesini ve iradesini politik sahaya taşımaktır.
 
Evet, Ankara adaylığımın en önemli nedenlerinden biri de kadın haklarına yönelik saldırılara, kadını evle sınırlayan politikalara ve kadını siyasal alandan dışlamaya çalışan erkek siyasetine karşı kadın mücadelesini ve iradesini politik sahaya taşımaktır. 8 Mart mitinglerine, 25 Kasım kadına karşı şiddetle mücadele günü yürüyüşlerine, kadınların yaptığı barış etkinliklerine, kadın kurumlarının çalışmalarına, partimizin kadın meclisi toplantılarına katıldığım, konuşmalar yaptığım için yargılanıyorum. "IŞİD'in Êzidî kadınlara karşı Şengal'de işlediği savaş suçları, Kobane'de tekrarlanmasın" dediğim için suçlanıyorum. Biz kadın siyasi rehineler şahsında tüm kadınların özgürlük mücadelesini yargılamak ve kadınların iradesini kırmak istiyorlar. Bizleri rehin tutarak, kadınları erkekler tarafından belirlenen sınırlar içerisinde yaşamayı kabul etmeye zorluyorlar. 
 
Nerede olduğumuzun hiç önemi yok, mekan ne olursa olsun ister hapishane hücresi, ister siyaset kürsüsü, isterse kadınlarla birlikte sokaklarda, meydanlarda hep beraber kadın iradesini gasp etmek isteyen bu sisteme karşı mücadele edeceğiz, ediyoruz. Kadın hareketlerinin büyük mücadeleler sonucunda elde ettikleri kazanımların bile saldırı altında olduğu bir dönemde ortak itirazımızı yükseltmek için aday oldum.
 
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun son raporuna göre, sadece ocak ayı içerisinde 31 kadın erkekler tarafından katledildi. 29 kadının ölümü de şüpheli. Biz kadınlar, kadına yönelik şiddetin kaynağının toplumsal ve siyasal olarak örgütlenmiş, meşrulaştırılmış erkek egemenliği olduğunu biliyoruz. Daha çocukluğundan itibaren erkeğe egemen olmak, kadına da itaat etmek öğretiliyorsa, kadın cinayetleri "namusunu temizledi" denilerek hoş görülüyorsa, yargı hala kadın cinayeti davalarında “ceza indirimi” yapıyorsa, ortada ideolojik olarak örgütlenmiş bir şiddet vardır. Cumhurbaşkanı "fıtratında var" diyerek kadınla erkeğin eşit olmadığını söylüyorsa, bir diğeri kadına "itaat et, rahat et" öğüdü veriyorsa, bunun adı ideolojidir. 
 
Erkek egemenliği, toplumsal, siyasal ve kültürel alanda bilinçli olarak örgütlenmiş bir ideolojidir ve kadın açısından sonuçları ölümcüldür. Bu nedenle tüm kadınları, politik alana çıkmaya, özgürlük mücadelesine katılmaya, kadın örgütünü ve kadın dayanışmasını büyütmeye çağırıyor, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Öyle görülüyor ki bu sene 8 Mart etkinliklerine kadınların siyasal talepleri ve kadın iradesi damga vuracak. Ben de demir parmaklıklara ve beton duvarlara aldırış etmeden, yüreğim ve bilincimle meydanlarda kadınlarla birlikte olacağım.
 
Son olarak yargılandığınız Kobanê Davası’nda yaşanan hukuksuzluklar kamuoyunun gündeminde.  Bir “intikam davası” olarak değerlendirdiğiniz bu yargılamadan iktidar nasıl bir sonuç çıkmasını istiyor? Mahkeme kararı ile alınacak “intikamın” sizler açısından karşılığı nedir? Kürt halkı açısından nasıl olmalıdır?
 
Demokratik Kürt siyaseti artık Türkiye siyasi hayatının ana kulvarlarından biri halene gelmiştir. Şimdi bu kulvarı genişletmek ve toplumsal barışı inşa etmek için daha güçlü olanaklar ortaya çıkarma zamanıdır
 
Kobane kumpas davası, bir siyasi intikam davası olarak açılmıştır. Ama bunu kişisel intikam davasına indirgemek, bu kumpasın arka planında yer alan hakikati gözden kaçırmaya neden olur maalesef. Kürtlerin siyasette etkin olması, yerinde katılma imkanlarının oluşması hemen "bölünme paranoyası” malzemesi haline getiriliyor ve siyasi operasyonlarla önü kesiliyor. Kürtlerin siyasette var olma mücadelesi vermeye başladığı 90'lı yıllardan bu yana bunu defalarca yaşadık. Kobane kumpas davası, siyasi soykırım operasyonunun bir ürünüdür. Siyasi rehine olarak cezaevinde tuttukları hiçbir siyasetçi boyun eğmedi. Milletvekili, belediye eş başkanı, il ve ilçe örgütlerindeki yöneticiler ve seçmenler dahil 10 bini aşkın kişi tutuklandı ama partimiz mücadelesini sürdürdü. Halk tüm baskılara rağmen, siyasi gelenekten kopmadığını gösterdi. 
 
Gelinen aşamada Kobane kumpas davası bir fiyaskodur. Kobane kumpas davası, cezaevinde tutulan siyasi rehineler, Kürt halkı ve ortak bir gelecek kurmak için mücadele eden tüm demokrasi güçleri tarafından boşa çıkartılmıştır. Artık ne siyasi ne de hukuki bir değeri kalmamıştır. Bu davada yargılanmak istenen her bir arkadaşımız duruşuyla, sözüyle demokrasiye ve kadın özgürlüğüne düşmanlık yapanları, savaş çığırtkanlarını yargılamıştır.
 
Kürtler tam 34 yıldan beri kesintisiz siyasi operasyonlarla demokratik siyasetten vazgeçmeye zorlanıyor. Ama başaramıyorlar. 1994'te DEP operasyonu sonrasında 13 yıl Kürtler parlamentoya temsilci gönderememişti. 2007'de bir kez daha çözüm kapılarını aralamak için meclise gittik. 2009'dan itibaren kesintisiz siyasi operasyonlar devam ediyor, 2016'da çok daha kapsamlı bir siyasi soykırım operasyonu başlatıldı. Buna rağmen demokratik siyasetin parlamento mücadelesi kesintiye uğramadan yoluna devam etti. Yerel yönetimlerdeki kayyım darbesini halk boşa çıkarttı. Eminim ki halkımız önümüzdeki seçimlerde 2019'u aşan bir irade açığa çıkaracaktır. 
Demokratik Kürt siyaseti artık Türkiye siyasi hayatının ana kulvarlarından biri halene gelmiştir. Şimdi bu kulvarı genişletmek ve toplumsal barışı inşa etmek için daha güçlü olanaklar ortaya çıkarma zamanıdır. 
 
Kürt siyasetçilerin görüşlerine katılmayabilirsin, en sert eleştiriyi de yaparsın ama siyaset yapma hakkını, ifade özgürlüğünü, temel insan haklarının savunmadan, demokratik hukuk devletini koruyamazsınız. Muhalefet en azından hukukun temel ilkeleri konusunda ortak bir tutum geliştirmezse, yarın atı alan Üsküdar’ı geçer.
 
Ama Kobane kumpas davası konusunda CHP'nin tutumunu da eleştirmek gerekir. Türkiye tarihinin en büyük siyasi davalarından biri olan Kobane kumpas davasında siyasallaşan yargı realitesini bile kat kat aşan hukuksuzluklar yaşanıyor ama CHP'den net bir tavır görmedik. Demokratik hukuk devleti böyle savunulamaz. Kürt siyasetçilerin görüşlerine katılmayabilirsin, en sert eleştiriyi de yaparsın ama siyaset yapma hakkını, ifade özgürlüğünü, temel insan haklarının savunmadan, demokratik hukuk devletini koruyamazsınız. Muhalefet en azından hukukun temel ilkeleri konusunda ortak bir tutum geliştirmezse, yarın atı alan Üsküdar’ı geçer!
 
Azami tutukluluk süresi bile dolduğu halde hala cezaevinde tutuluyor olmam, siyasi rehine politikasının resmi olarak kabul edilmesidir. Hukuksuzlukta bu kadar bariz bir şekilde ısrar etmenin birbiriyle bağlantılı iki nedeni var. Biri, Türkiye'de artık "yargı siyasallaştı" demek durumu karşılamıyor. "Siyasi iktidar, yargı yetkisi kazanmıştır" demek daha doğrudur. Çünkü kimin suçlu olup olmadığına, kimin cezaevinde ne kadar kalacağına siyasetçiler karar veriyor. AYM'nin Can Atalay kararının, açıkça iktidar ortaklarının talimatıyla uygulanmadığını hep beraber yaşayıp gördük. Daha önce AİHM'nin Demirtaş ve Kavala kararlarında da aynı durum açığa çıkmıştı.
 
Kobane kumpas davasının iddianamesi siyaset meydanlarında yazılmış, yargı süreci de iktidar tarafından seçim meydanlarında sürdürülmüştü. Kobanê Davası’nda hiçbir hukuki kritere uyulmadı, yasama dokunulmazlığı ve sorumsuzluğu hiçe sayıldı, tanık ve müştekiler usule uygun dinlenmedi, dava dosyası kabarık ve karmaşık hale getirilerek savunmanın dosyaya erişime kili olarak engellendi, kesintisiz duruşma yapılarak yargı aracı bir işkenceye dönüştürüldü.
 
MA / Fırat Can Arslan 
 

Diğer başlıklar

02:15 Jin Dergi ‘Kayıplar, Kadınlar ve Mücadele’ başlığıyla yayında
02:08 TEV-ÇAND’dan Bavê Teyar’ın ailesine mektup
01:12 Nujiyan Film Festivali sona erdi
00:23 ‘Yüksel Koç’a özgürlük’ yürüyüşü
31/05/2025
23:38 ‘Yargı paketi toplumsal umut ve barış ilkesini gözardı ediyor’
23:17 Schirdewan'dan Dış İlişkiler Dairesi’ne ziyaret
22:29 10 Mart mutabakatı kapsamında üçlü toplantı
22:19 Irak Cumhurbaşkanı ve Başbakanı maaş krizini görüştü
21:23 QSD: Türk yetkililerle görüşme iddiaları yalan
21:15 Artuklu Belediyesi: Kayyım halkı cezalandırıyor
21:01 12’nci yılında anma: Karanlık gider, Gezi kalır
20:50 MHP’li Yıldız: Kovid-19 düzenlemesi gözden çıkarılmadı
20:03 Amedspor Başkanı yeniden Burç Baysal oldu
19:34 Dersim Festivali’nde ‘demokratik toplum’ inşasına çağrı
19:16 Birçok kentte eylem: Gezi ruhuyla direnişi büyüteceğiz
19:09 CHP’den yargı paketi görüşmesinde ‘umut hakkı’ hatırlatması
18:55 Özgür Özel: İmamoğlu’na yapılan kumpasın devamındayız
18:39 Tülay Hatimoğulları: Demokratik toplumu beraber inşa etmeye hazırız
18:19 Gezi yıldönümünde Taksim ablukaya alındı
18:14 Muhalefetin 10’uncu Yargı Paketi’nin geri çekilmesi talebine ret
17:23 AP Sol Grup Eşbaşkanı Schirdewan'dan Kuzey ve Doğru Suriye ziyaret
17:15 Küçükbalaban: İktidar kayıpların akıbetini açıklamalı
17:14 'Barışa Ses Ver' paneli: Sürecin en önemli noktası Öcalan'ın koşullarının düzeltilmesidir
16:52 Kadınlardan ‘Toplumsal çözüm’ yürüyüşü: Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmalı
16:37 10. Yargı Paketi görüşmeleri başladı
16:28 Kadınlar ‘demokratik çözüm’ yürüyüşü için toplandı
16:18 Emeklilerden 'bayram ikramiyesi' tepkisi: Utanç verici
15:42 Toros Tarım işçilerinin grevi 11'nci gününde
15:24 'Kürtçeye statü' talebiyle Ehmedê Xanî Türbesi’ne yürüyüş düzenlenecek
15:12 ‘Umut hakkı’ paneli: Haklar pazarlık konusu yapılamaz
15:09 Ağır hasta tutsaklar Nebioğlu ile Başdaş'ın tahliyesi istendi
15:06 DEM Parti: 10. Yargı Paketi'nin yeniden düzenlenmesi için teklif sunacağız
15:01 CHP’den Seyhan Belediyesi önünde gözaltılara tepki
14:55 Yöre derneklerinden 'süreç' açıklaması: Haklar güvenceye alınsın
14:38 BM’den Türkiye’ye ‘kadınlara soyadı dayatması’ mektubu
14:19 Ekin Ceren anıldı: Mücadelemizde yaşıyor
14:10 Kürt Edebiyatçılar Derneği yeni yönetimini belirledi
13:46 Özerk Yönetim Heyeti Şam’da: Taraflar diyalog sürecini sürdürüyor
13:36 Kayıp yakınları eylemi: 30 yılına giren mücadele sürecek
13:26 İzmir'de binlerce işçi hakları için grevde
13:02 Cumartesi Anneleri’nin eylemi 30’uncu yılında
12:58 ‘Bağımlılıkla mücadele’ çalıştayı: Güçlü bir mücadele hattı oluşturmalıyız
12:00 Tülay Hatimoğulları kayıp yakınları eyleminde: Yüzleşme olmalı
11:47 DEM Parti: Demokrasi için halkın iradesine saygı gösterilmeli
11:17 DBP ve DEM Parti eş genel başkanlarından Gezi mesajı
09:58 İsrail'den Suriye’deki askeri üslere saldırı
09:58 CHP'den olağanüstü toplantı kararı
09:49 Önder ile son söyleşi: Öcalan'ın özgür çalışma koşulları sağlanmalı
09:41 Hezex’te şüpheli uzman çavuş ölümü
09:40 Britanya Dışişleri Bakanlığı'ndan PKK açıklaması: Önemli bir adım
09:10 Ceza hukukçusu Kanar: Yerel yönetim özerkliğini içeren anayasa şart
09:06 'Demokratikleşme adımları olmadan sürecin ilerlemesi mümkün değil'
09:05 Topuz: İktidar medyası süreci zehirleyen bir iç çekirdeğe sahip
09:03 ‘Kadınlar örgütlüğünü büyütmeli’
09:02 Zafer Partililerin Türkiye’den Japonya’ya uzanan ırkçılığı
09:01 61 kişinin öldüğü tekne faciasında cezada artırım
09:00 FilmAmed'e 600'ün üzerinde başvuru
09:00 31 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
08:20 İBB'ye 5'inci dalga operasyonu: 47 kişi hakkında gözaltına kararı
30/05/2025
23:32 CPT: Türkiye Kürdistan Bölgesi’ne 128 saldırı düzenledi
23:21 Duruşmada Reşit Kibar'ın kardeşi ve yeğenine gözaltı
22:16 Erdoğan, Zelenski ile telefonda görüştü
22:01 X'in avukatından, İmamoğlu'nun hesabındaki erişim engeli için AYM'ye başvuru
21:54 DEM Parti Kadın Meclisi’nden kadın buluşmaları
21:45 Peyas’ta Dengbêj Divanı kuruldu
20:59 10 yaşındaki çocuk 7 gündür aranıyor
19:46 Narin Güran davasında ceza ve tahliye!
18:52 Amed’teki yürüyüşe katılım çağrısı
18:46 ‘Tecride ve keyfi uygulamalara son verilsin’
18:41 Kartalkaya yangını iddianamesi hazırlandı
18:38 HDK’den emeklilere ziyaret
18:15 Şirnex’teki doğa talanı Meclis gündeminde: 30 bölgede ağaçlar kesiliyor
18:04 Hamit Geylani Şemzînan’da toprağa verildi: Barışı armağan edeceğiz
17:55 Kurtulmuş: Sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi Meclis’in görevi
17:44 İstanbul’da 14 öğrenci tahliye edildi
17:38 Nijerya’da sel felaketi: 88 kişi hayatını kaybetti
17:33 19 il için ‘sarı’ meteorolojik uyarı
17:29 Gülistan Kılıç Koçyiğit: 'Kovid-19' düzenlemesini paketten çıkaran AKP'dir
17:22 Proje okullarına yapılan atamalara tepki: Siyasetin arka bahçesi oldu
17:16 AKP-MHP'nin ortak adayı Kurtulmuş için başvuru
17:03 Duygu Bölükbaş davasında sanıklara beraat
16:42 Kurtulmuş ve AKP görüşmesi başladı
16:39 Üniversitelerde hayvan hakları topluluklarının kapatılmasına tepki
16:17 Licê’de şüpheli kadın ölümü
16:01 ÖHD'den revizyon çağrısı: Yargı Paketi'nde 'umut hakkı' olmalı
15:40 Hekime şiddet protesto edildi
15:38 Kurtulmuş: Destek bekliyoruz
Özel: Meclis’in dahil olmadığı süreç başarılı olmaz
15:32 DEM Parti, Meclis Başkan adayı için resmi başvuru yaptı
15:21 Qoser'de şüpheli genç ölümü
14:05 Grevdeki binlerce işçiden yürüyüş
14:02 Kurtulmuş ile Özel’in görüşmesi başladı
13:59 Gazeteci Yıldız Tar hakkında tahliye kararı
13:18 NADA’dan Sudan ve Gazze açıklaması
13:13 Şüpheli kadın ölümünden yargılanan faile tahliye ve beraat
12:26 Sanayi esnafından 'hukuka aykırı' parsel satışına tepki
12:17 Boşandığı kadını ve kızını katleden erkeğe ağırlaştırılmış müebbet
11:51 DEM Parti'nin Meclis Başkanı adayı belli oldu
11:36 'Parlementerler Ağı kadınların siyasetteki gücünü arttıracak'
11:30 113 öğrencide zehirlenme şüphesi
11:20 Aileler İmralı'ya gitmek için başvuruda bulundu
11:17 Temel davasında sanıklar hakkında yakalama kararı
10:38 Yaşam alanları yok edilen ceylan ve keçiler
10:11 İpek Er'in annesi: Yetkililer 'konuşmayın, tutuklayacağız' sözünü tutmadı
09:45 Narin Güran cinayetinde 15 kişinin duruşması başladı
09:14 Kadınlardan yürüyüşe çağrı: Özgürlüğü haykıralım
09:11 Mehmet Bekaroğlu: Barışla herkes kazanacak
09:10 Çukurova'da 11'i ağır 46 hasta tutsak bulunuyor
09:09 Türkyılmaz: İki yönlü çözüme ihtiyaç var; yerinden yönetim ve demokrasi
09:08 Die Linke Genel Sekreteri: PKK artık 'yasa dışı' olarak görülmemeli
09:03 ‘Özgür kadın ile demokratik topluma’ atölyelerinde inşa tartışılıyor
09:02 9 yıldır kızının cenazesini arıyor: Artık başkalarının yüreği yanmasın
09:01 Sanık çocuğa 'istismarı' kabul etti, mahkeme tahliye etti!
09:00 Adalet Komisyonu üyesi Düşünmez: Öcalan özgür olmalı
09:00 30 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
29/05/2025
23:13 Avukat Epözdemir cezaevinden çıktı: Mücadele sürecek
22:46 Cizîr’de ‘Dil, Kültür ve Sanat Festivali’ sona erdi
22:32 Avrupalı heyetten Kobanê’ye ziyaret
21:56 ‘Pomza kum ocağıyla Dêrsim doğasına zarar veriliyor ‘
21:44 Maxmur’da Irak hükümetine karşı kitlesel yürüyüş
21:20 Adana'da 3.9 büyüklüğünde deprem
20:47 Çewlêg'te 4.3 büyüklüğünde deprem
20:13 Pêrtag’ta gözaltına alınanlar serbest
20:04 Riha’da Belgesel Film Festivali başladı
19:57 Wan’da gençlik buluşması: Demokratik toplum inşası için mücadele edelim
19:22 Öğrenciler Sena Düzgün için yürüdü
19:08 İdare Mahkemesi'nden Ahmet Özer kararı
19:01 İsrail, Gazze'de ateşkesi kabul etti
18:57 Artemêt’te ‘Kadın Kent Bostanı’ açıldı
18:46 Temelli: Hasta tutsaklara ilişkin son kararı hakimlikler verecek
18:26 Kurtulmuş DEM Parti, CHP ve AKP'yi ziyaret edecek
18:22 Galatasaray Meydanı’na 30’uncu yıl resmi
17:37 Yargı Paketi 31 Mayıs'ta komisyonda görüşülecek
17:27 İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi Epözdemir hakkında tahliye kararı
17:15 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Bu sistemin kaderini kadınlar belirleyecek
16:32 Sonuç bildirgesi açıklandı: Kadın Parlamenterler Ağı kurulacak
16:18 CHP'liler hakkında 15 yıl hapis cezası istemi
15:59 Mersin Belediyesi Meclis üyesi ilk duruşmada tahliye edildi
15:38 10’uncu Yargı Paketi Meclis’e sunuldu
15:27 Gezi eylemlerinde katledilenler anıldı
15:23 Yüksek Öztürk 30 yılın ardından tahliye oldu
14:47 Hamit Geylani için Ankara'da anma etkinliği
14:44 Adliye önünde eylem: 'Kuyu tipi' cezaevleri kapatılsın
14:21 Barış Annesi Zekiye Ayhan toprağa verildi
13:52 İpek Er davası sonrası açıklama: Üzerinin örtülmesine izin vermeyeceğiz
13:35 Erdoğan’dan 'adaylık' sorusuna yanıt: Millete kulak vereceğiz
13:20 Gazetecilerin Youtube hesaplarına erişim engeli
13:12 İstanbul Barosu yöneticileri duruşmaya katılmadı
13:08 ‘Let’s go Kürdistan’ davasında tahliye
13:03 İzmir'de 23 bin belediye işçisi grevde
12:54 2 kadının katili Çakmakçı sınırda yakalandı