RIHA - Mevsimlik tarım işçilerinin zorlu mesaisi başladı. Yılın 6 ayını tarlalarda geçiren çocukların hayalleri ellerinden alınırken, kadınlar kendilerine biçilen rolün ağır yükü altında eziliyor.
Riha'da, Nisan-Mayıs ayları ile birlikte çalışma sezonunu açan mevsimlik tarım işçilerinin göçü başladı. Her yıl yaşadıkları topraklardan koparak, evlerinden kilometrelerce uzaklıktaki kentlere göçen işçiler, aylarca derme çatma naylon çadırlarda ayakta kalma mücadelesi veriyor. 7’den 70’e tüm ailenin çalıştığı tarlalar, küçük çocuklar için “oyun alanı” olurken, ilkokul çağındaki çocuklar için “çalışma alanı” oluyor.
Kendilerini “soğan işçisi” olarak tanımlayan Sêweregli mevsimlik tarım işçileri, yılın ilk soğan hasadını Adana’da yaptıktan sonra Riha’nın Wêranşar ilçesi Cendeli (Ekindöver) Mahallesi’ne geçti. Bir ay sonra da üçüncü durukları olan Çorum’a yolculukları başlayacak. Buradaki soğan hasadının bitmesi ardından dönüş yoluna girecek işçilerin, yolculukları ise Kasım ayında bitiyor.
9 SOĞAN ÇUVALINA 490 TL YEVMİYE
Her yıl aynı döngüyü yaşayan işçilerin kazançları çuval başı oluyor. İşçiler, geçtiğimiz yıl 14 soğan çuvalının karşılığında 440 TL alırken, bu yıl 9 çuval karşılığında 490 TL alacak. Ancak çuvalların ebatı 25 kilodan 35 kiloya çıkarıldı. Kadın, genç, yaşlı ve çocukların çalıştığı tarlalarda, gün sonunda tartıya konulan çuvalların nasıl doldurulduğu ya da kimin doldurduğunun önemi kalmıyor. Sabah saat 06.00’dan akşam saat 19.00’a kadar süren mesai boyuncu önce soğanlar tarladan sökülüyor, daha sonra budanıp temizlendikten sonra çuvallara dolduruluyor. Mesai bitiminden sonra da servisle yaşadıkları çadırların yolunu tutan işçiler, mevsim koşullarının zorluklarına rağmen 6 aylarını karın tokluğuna bu koşullarda geçiriyor.
YILIN 6 AYI TARLADA GEÇİYOR
Yaklaşık 10 yıldır mevsimlik tarım işçiliği yapan 55 yaşındaki Osman Güley, yaşadıklarını ve neden mevsimlik tarım işçisi olduğunu şu cümlelerle anlattı: “Nisan’dan Ekim, Kasım aylarına kadar hep tarlalardayız. Bu işe açlık sebebiyle başladık. Çünkü kentimizde iş yok ve bunu yapmasaydık aç kalacaktık. 10 yıl önce tekstil işi için kent kent dolaşıyordum. Köydeki yaşantımız çok iyiydi. Ancak iş olanaklarının olmaması nedeniyle herkes göç etti. 300 haneli köyde şimdi 20-30 hane kaldı. Aç kalmamak için göçebe olduk. 4 çocuğum ve eşimle birlikte tarladayız. Bir çocuğum henüz 14 yaşında ve lise öğrencisi. Okuduğu içinde tek başına evde kalıyor” diye belirtti.
Gün boyu 9 soğan çuvalı karşılığında 490 TL aldıklarını vurgulayan Güley, kazandıkları parayla yılın geri kalan 6 ayında ancak temel ihtiyaçlarını karşılayabildiklerini söyledi. Yaşının ilerlemesinden dolayı artık zorlandığını dile getiren Güley, “İçinde bulunduğumuz yaşam için söyleyebileceğim tek şey rezillik. Ama dayanmak zorundayız. Çünkü başka çaremiz yok. Çadırlarda yaşıyoruz. Bazen yağmur nedeniyle su basıyor bazen rüzgar çadırları uçuruyor. Tezekle, odunla su kaynatıp yıkanıyoruz. Hayatımız böyle geçiyor” dedi.
TÜM AİLE TARLADA ÇALIŞIYOR
13 yıldır soğan tarlalarında çalışan 51 yaşındaki Mustafa Korak, bu yıl için belirlenen yevmiyeden dert yandı. Çuval sayısının düşürüldüğünü ancak ebatının büyütüldüğünü söyleyen Korak, şunları belirtti: “Bu sene nasıl yapacağız bilmiyoruz. Normalde Tarım Bakanı'nın yevmiyeleri belirlemesi gerekiyor ama iş bize gelince bir belirsizlik var. Bizden taraf olan yok. Adana’daki hasatta soğanlar küflendiği için doğru düzgün çalışamadık. Sêwereg’teki köyümüz 1978 yılında ağa tarafından elimizden alınınca kendimizi ilçe merkezinde bulduk. Bizimkiler tapu falan bilmedikleri için iskandan haberleri olmamış. Devlet de iskan verme tenezzülünde bulunmadığı için köy ağada kalıyor. Ağa da Ankara’da işlerini bağlayınca ilçe merkezine geldik. Bu fakirlik oradan. Bu nedenle şimdi göçebe bir yaşam sürüyoruz. Bütün aile şimdi tarladayız. Üniversite okuyan oğlum bile şimdi bizimle tarlada çalışıyor. İlkokuldan liseye kadar evde kim varsa tarlada. Eşim, hem bizle tarlada çalışıyor, hem de temizlikten yemeğimize kadar her işe bakıyor. Bu zulümdür. Ancak çalışmak zorundayız.”
KADINLARIN DURUMU
Hali hazırda en dezavantajlı gruptan olan mevsimlik tarım işçilerinin de dezavantajlıları kadın ve çocuklar oluyor. 35 yaşındaki Hediye Çay, yaşları 13 ve 2 arasında değişen 6 çocuğu ve eşiyle birlikte soğan tarlasında yaşam mücadelesi veriyor. Adana’daki hasattan sonra Wêranşar’e geldiklerini söyleyen Çay, Sêwereg’de yıllar önce su olmadığı için köylerinden ilçe merkezine göç ettiklerini, işsizlik sebebiyle de mevsimlik tarım işçiliği yaptıklarını anlattı. 8 kişilik ailesiyle çadırda kaldıklarını kaydeden Çay, “Çadırın içi toprak, çamur ve soğuktur. Ailecek tarladayız. Çocuk yaşlı fark etmiyor onlar için önemli olan çuvalların doldurulmasıdır. 6 ay göç, 6 ay evdeyiz. 3 şehir dolaşıp böyle soğan topluyoruz” diye belirtti.
HAYALLERİ ELLERİNDEN ALINAN ÇOCUKLAR
Ellerinden büyük makaslarla tarlalarda soğan budayan çocuklar, mevsimlik tarım işçiliğinin başka bir yüzü oluyor. Henüz 13 yaşında olan Şiyar Çay, soğan toplama işine 5 yıl önce başlamış. Tüm aile bireyleriyle yola çıktıklarını ve çalıştıklarını ifade eden Çay, “Ailenin en büyüğü benim. Günde 150 kilo soğan topluyorum. 6 ay boyunca soğan tarlasındayız. Akşam iş bitince arkadaşlarımla oyun oynuyorum” dedi. Bir aydır okula gitmediğini ve Kasım ayında evlerine döneceklerini söyleyen Çay, gelecek için ise bir hayali olmadığını ifade etti.
Yine 8 yaşında tarlada çalışmaya başlayan 15 yaşındaki Asmin Toprak da, çocukluğunun tarlalarda geçtiğini anlattı. Günün 13 saatini tarlada geçiren Toprak, “Bu işin en zoru makas. Budarken ellerim çok acıyor. Sonra dolum yapıyoruz, ardından da çuvalları dikiyoruz. Çadırlarda yaşıyoruz. Bir çadırda 2 aile yaşıyoruz. Burada iş bittikten sonra çadırların etrafını temizliyor, bulaşıkları yıkıyor, yemek yapıyor ve yerleri seriyoruz. Gelecek için ‘hayalim’ diyebileceğim bir şey yok” diye belirtti.
MA / Ceylan Şahinli