AMED - Kürtçe için sadece 10 öğretmen kontenjan ayrılmasına tepki gösteren Destar editörü Jîn Aryen, "Bin öğretmen de atansa bu sorun devam eder. Kürtçe eğitim dili olmalı" dedi.
Eğitim Bakanı (MEB) Yusuf Tekin, 7 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, 20 bin sözleşmeli öğretmen ataması yapılacağını belirtti. Ön başvurular ve sözlü sınav için tercihler, 20-31 Mayıs tarihleri arasında yapılacak. Adaylar, 1 Temmuz’dan itibaren “mülakata” girecek. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi için bin 594 kontenjan ayrıldı. Yaşayan Diller ve Lehçeler bölümü içerisinde başvuruları alınan Kürtçenin Kurmancî lehçesi için 6, Kirmançkî lehçesi için ise 4 kontenjan ayrıldı. Kürtçe için ayrılan kontenjan sayısı tepkilere neden oldu.
Kürtçe edebiyat dergisi Destar’ın editörü Jîn Aryen ile Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (MED-DER) yöneticilerinden İbrahim Halil Taş, atama sayısının çok yetersiz olduğuna işaret etti.
'ANADİLDE EĞİTİM OLMALI'
Kürtçe dersler konusunda her sene sorunlar yaşandığını vurgulayan Aryen, Kürtçenin seçmeli ders olmasının Kürt halkına ve Kürt çocuklarına bir "hakaret" olduğunu söyledi. Kurdistan’da milyonlarca Kürdün yaşadığını kaydeden Aryen, “Eğitim hakkı tanınmayan milyonlarca Kürt çocuğu var. Bu nedenle asıl tartışılması gereken konu 10 veya 20 öğretmenin atanmış olması değildir. Bugün bin öğretmen de atansa bu sorun yine devam eder" dedi.
'TALEPLER DİKKATE ALINMALI’
Kürtçeye yönelik iktidarın politikalarını değinen Aryen, “Bir yandan ‘bilinmeyen dil’ olarak tanımlanırken, diğer yandan Kürtçe kanal açılıyor. Öte yandan Kürtçeyi seçmeli ders olarak eğitim sistemine ekliyorlar ama bunu bile bir şekilde engelliyorlar. Kürt halkının talepleri dikkate alınmalı; anadilde eğitim hakkı sağlanmalıdır. Kürt halkının varlığı, dili ve kültürü kabul edilmeli. Kreşlerden yüksekokullara kadar Kürt halkı, Kürt çocukları ve gençleri kendi anadiliyle eğitim görmeli. Asıl seçmeli ders Türkçe olmalı. Ya da Türkçe ve Kürtçe aynı oranda işlenmeli” diye belirtti.
Aryen, şöyle devam etti: "Yapılan son araştırmalara göre Kürtçe dünyada en gelişkin diller arasında 8’inci sıradadır. Kürtçe şimdiye kadar statüsüz bırakılmasına rağmen bile kendini bu kadar korumuş. Eğer Kürtçenin statüsü olsaydı, bu dil çok daha gelişkin olurdu. Kendisiyle beraber diğer dilleri de geliştirirdi. Çünkü diller birbirini besler, geliştirir ve zenginleştirir."
'ATILAN ADIMLAR YETERSİZ'
MED-DER yöneticisi Halil Taş ise, “Maalesef halen seçmeli ders olan Kürtçe için yalnızca 10 öğretmen atanacak. Pedagojik olarak bunun çok yetersiz olduğunu biliyorum. Kürtçe resmi eğitim dili olarak kabul edilmeli. Diğer yönlü atılan adımlar kandırmacadır ve yetersizdir" dedi.
10 öğretmen atamasıyla Kürtlerin anadil taleplerine yanıt olunamayacağını vurgulayan Taş, "Dilin yasal güvencesi olmalıdır, eğitim dili olmalıdır, toplum tarafından konuşularak yaşatılmalıdır. Bir dille konuşulmayınca o dil zamanla yok olur. Bu sorun tüm toplumun sahiplenmesiyle çözülür. Herkes bu konuda sorumluluk almalı ve anadiliyle konuşmalı. En önemlisi de çocuklar Kürtçe konuşmalı. Sadece anne, baba ve aile büyüklerinin konuşması dilin geleceğini karanlıkta bırakır. Kürtçeye statü tanınmazsa mevcut politikalar karşısında ayakta kalması çok zor olur" dedi.