8 soruda Abdullah Öcalan’ın 'umut hakkı'

img

İSTANBUL - AİHM’in Abdullah Öcalan’ın "umut hakkı"na dair verdiği ve Türkiye'nin 10 yıldır herhangi bir adım atmadığı ihlal kararına dair merak edilenleri 8 soruda derledik.  

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 25 yılı aşkın bir süredir tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 42 aydır haber alınamıyor. Aile ve avukat görüş hakkı “disiplin cezaları” ileri sürülüp engellenirken, telefon gibi iletişim hakları da askıya alınmış durumda. Abdullah Öcalan’a uygulanan mutlak tecrit ve haber alınamama haline karşı geçmişten bu yana iç hukuk yollarının yanı sıra uluslararası hukuk ve kuruluşlara da girişimlerde bulunuldu. Bu konuda farklı tarihlerde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT)  ve Birleşmiş Milletler’in (BM) çeşitli birimlerine başvurular yapıldı.
 
Söz konusu başvuruların sonuncusu sivil toplum örgütleri tarafından Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne yapılan bildirim oldu. Bildirim sonrası AİHM’in kararlarının yerine getirilip getirilmediğini denetleyen Bakanlar Komitesi, 3 yıl aradan sonra 17-19 Eylül tarihleri arasında AİHM’in 2014 yılında Abdullah Öcalan'ın şartlı salıverilme hakkında sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesine (umut hakkı) dair verdiği "ihlal" kararını görüşecek.
 
Bu gelişmeyle beraber bir kez daha gündeme gelen “umut hakkı”nın kapsamı, Türkiye mevzuatındaki yerini ve komite kararına karşı Türkiye’nin gerekli adımları atmaması halinde karşılaşacağı yaptırımları 8 soruda derledik.
 
Türkiye’de, şartlı salıverilme hakkına sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın mevcut koşulları üzerinden öne çıkan “umut hakkı” kavramı nedir?
 
 
‘Umut hakkı’, ömür boyu hapis cezasına karşılık mahpusun belli bir süreden sonra toplumla yeniden buluşmasını sağlamak için öne çıkan bir haktır. Öngörülebilir bir infaz biçimi getirerek, kişinin yeniden özgürlüğüne kavuşma umudunu korumasını sağlar.
 
Eski Ceza Yasası’na göre verilen idam cezalarının yeni yasal düzenlemelere göre uyarlanması sonucunda verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları ile 3713 sayılı yasa ve 5237 sayılı yasanın 302. maddesi kapsamında mahkemelerce verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının infaz biçimi, mevzuatta ömür boyu yani ölünceye kadar şeklinde düzenlenmiştir. Bu cezaların istisnası yoktur. Fakat ‘umut hakkı’, bu ömür boyu hapis cezasına karşılık mahpusun belli bir süreden sonra toplumla yeniden buluşmasını sağlamak için öne çıkan bir haktır. Bu hakka sahip olan kişi belirli bir infaz süresinden sonra durumunun yeniden gözden geçirileceğini, bu gözden geçirmenin hangi gerekçeler üzerinden yapılacağını, kimlerin hangi yöntemlerle bu değerlendirmeyi yapacağını bilerek cezasını infaz eder. Başka bir ifade ile ‘umut hakkı’, öngörülebilir bir infaz biçimi getirerek kişinin yeniden özgürlüğüne kavuşma umudunu korumasını sağlar.
 
 "Umut hakkı" ile ilgili bir süre sınırı var mıdır? 
 
Bu konuda herhangi bir süre sınırı bulunmamaktadır. AİHM buna yönelik vermiş olduğu kararlarda sürenin üye ülkenin egemenlik hakkı kapsamında kendisinin belirleyeceğini ifade eder. Ancak söz konusu sürelerin kişinin ‘umut hakkı’nı ortadan kaldıracak uzunlukta olmaması gerektiğini de dile getirir. Yani devletin sırf ölünceye kadar infaz şeklini ortadan kaldırmak için getireceği 30-40-50 yıllık sürelerin kabul görmeyebileceği belirtilebilir. AİHM, Vinter/Birleşik Krallık kararında 25 yıllık bir süreden bahseder. Burada mahkeme, sözleşmeci devletlerarasında ve karşılaştırmalı ve uluslararası hukuk materyalleri arasında, cezanın verilmesinden en geç 25 yıl sonra ve sonrasında periyodik olarak gözden geçirilmesini garanti altına alan bazı özel mekanizmaların sağlanmasına yönelik karar veriyor.
 
Ancak Mahkeme’nin bu konuda verdiği kararlardan (Kafkaris/Kıbrıs, Vinter/Birleşik Krallık vb.) özetle yorumu şu şekildedir: Sözleşmeci devlet tarafından hangi ceza adaleti sisteminin onaylandığına müdahale etmediği vurgulanmalıdır . Sözleşme, bu bağlamda, şartlı salıverme hakkı gibi özel bir ceza adaleti mekanizması gerektirmemektedir. Bu tür bir gözden geçirmenin şekli ve bir gözden geçirmenin yapılabilmesi için cezanın ne kadarının çekilmiş olması gerektiği sorusu, devletlerin kendi takdir yetkisi dahilindeki konulardır. Sözleşmeci devletler tarafından izlenmesi gereken usuller yargısal olmayan bir karaktere de sahip olabilir. Ancak, Mahkeme'nin içtihadına göre, ‘serbest bırakılma olasılığının değerlendirilmesini’ sağlayan bir sistem olması gerektiği açıktır ve ‘söz konusu takdir marjı sınırsız olamaz.’ Mahkeme, Sözleşmeci Devletin kendi hukuk sisteminde daha hafif tutukluluk koşulları veya erken salıverme imkanı tanıyacak herhangi bir imkan olup olmadığını inceler.
 
Bir diğer mahkeme yorumu; Macaristan, Mahkeme'nin kararlarına uymanın bir yolu olarak 2015 yılında ömür boyu hapis cezalarının otomatik olarak gözden geçirilmesini öngören yeni bir mevzuat çıkarmıştır. Bu mevzuat ile 40 yıllık hapis cezasının ardından hükümlü için zorunlu bir af prosedürü başlatılmaktadır. Ancak Mahkeme, bir mahkumun affedilmeden önce beklemesi gereken 40 yılın, tavsiye edilen azami süreden çok daha uzun bir süre olduğunu ve bu anlamda devletin sahip olduğu takdir marjı geniş olsa da, bu marjın dışında kaldığını belirtmiştir. Ayrıca Mahkeme, Macaristan'da cumhurbaşkanlığı affının müebbet hapis cezasının fiilen veya hukuken indirilebilmesini sağlayan bir yol olmadığını tespit etmiştir. Mahkeme, başvuranların beklemek zorunda kaldıkları uzun süreyi ve inceleme mekanizmasının yeterli usuli güvencelerden yoksun olmasını göz önünde bulundurarak, yeni Macar mevzuatının Sözleşme'nin 3. maddesi anlamında bir koruma sağlamadığına ve bir ihlal olduğuna karar vermiştir.
 
 "Umut hakkı", Türkiye mevzuatında yer alıyor mu? Kapsamı nedir? 
 
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 16/4. Maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 47. Maddesi, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı ile ilgili Kanunun 25. Maddesi, 107/16. Maddesi yukarıda bahsi geçen cezaların hiç ara verilmeden ölünceye kadar çektirileceğini düzenlemektedir. Zaten AİHM’in ihlal kararı verilmesine neden olan yapısal sorunlar bu yasa maddeleridir. Bu cezalar yönünden ‘umut hakkı’, Türkiye yasalarında herhangi bir şekilde yer almamaktadır. Abdullah Öcalan ve aynı nitelikteki hükümlülerin haklarını ihlal eden düzenlemeler bunlardır. Bu düzenlemeler kategorik olarak şartlı tahliye yasaklarını içermektedir.  Bunların dışında, farklı cezalarla ilgili serbest kalma yöntemleri, Cumhurbaşkanlığı affı gibi mevcutsa da bunlar aynı nitelikte olmayan ceza tiplerine yöneliktir. Esas olarak ‘umut hakkı’nın bir yasa başlığı ile özel bir düzenleme olarak yasada bulunması şart değildir. Burada esas olarak kategorik şartlı tahliye yasakları doğrudan bu hakkın ihlali olarak yaşanmaktadır.
 
Kategorik şartlı tahliye yasakları yasadan kaldırıldıktan ve tahliye imkanı yasal olarak sağlandıktan sonra yasanın fiili uygulamasını tartışma imkanı olabilir.
 
 
 AİHM, Öcalan-2 Türkiye kararıyla Türkiye’yi 2014 yılında yeniden mahkum etti. ‘Umut hakkı’nı belirleyen 4 ilke ortaya koydu. Bu 4 ilkenin meali, en kısaltılmış haliyle mahpusun bir gün tahliye edilebilme imkanı olduğu bilgisine sahip olması ve tecrit altında tutulmamasıdır.
 
AİHM, Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı” ile ilgili nasıl bir karar verdi?
 
AİHM 2000’lerden sonra verdiği bir dizi kararında, hükümlülerin ‘umut hakkı’na açık referanslar vermeye başladı ve konu üzerine önemli bir içtihat zinciri geliştirdi. Ölüm cezasının 2000’lerin başında kaldırılmasından sonra Abdullah Öcalan’ın cezası ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’na çevrilmişti. AİHM, ölüm cezası yerine öngörülen bu cezanın infaz biçimine dair değerlendirmesini Mart 2014 tarihli kararı ile yaptı ve karar Ekim 2014’te kesinleşti. Daha sonra aynı konuda AİHM, Eylül 2015’te Kaytan/Türkiye, Aralık 2015’te Gurban/Türkiye ve Şubat 2019’da Boltan/Türkiye kararlarını verdi. 
 
Mahkeme bu konudaki içtihadı ile aynı doğrultuda, ‘umut hakkı’ güvence altına alınmaksızın hükümlülerin ölünceye kadar cezaevinde tutulmasının Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlali niteliğinde olduğuna defaten hükmetti. AİHM, Öcalan-2 Türkiye kararıyla Türkiye’yi 2014 yılında yeniden mahkum etti. ‘Ölünceye kadar hapis cezası’nın işkence yasağının ve dolayısıyla ‘umut hakkı’nın ihlali olduğuna hükmetti. Pozitif hukukun sınırları içerisinde ‘umut hakkı’nı belirleyen 4 ilke ortaya koydu ve Türk Hukuku’nda bunların karşılık bulamadığını belirtti. Bu 4 ilkenin meali, tahliye imkanının de jure (yasal) ve de facto (fiili) olarak mümkün olması, mahpusun hapis cezasının gözden geçirilme süreçlerinde usuli güvencelerinin olması ve mahpusun tutulma koşullarının resosyalizasyonuna uygun olması gerektiği… En kısaltılmış haliyle mahpusun bir gün tahliye edilebilme imkanı olduğu bilgisine sahip olması ve tecrit altında tutulmamasıdır. 
 
AİHM’in Öcalan dışında “umut hakkı” ile ilgili verdiği bir ihlal kararı ve bu kararın uygulandığına dair bir örnek var mı?
 
AİHM’in Vinter ve diğerleri/Birleşik Krallık kararı sonrası, İngiltere ve Galler Yüksek Mahkemesi verdiği bir karar ile Adalet Bakanı’na verilen müebbet hapis cezası hükümlülerini salıverme hakkını açıkça tanıdı. Yüksek Mahkeme, bu hakkın kapsamını, sınırlarını ve koşullarını da belirledi. Bakanlar Komitesi bu çerçeveyi AİHM kararının gerektirdiği genel önlemlerin alınması olarak değerlendirerek, denetim sürecini kapattı. Matiošaitis ve diğerleri/Litvanya kararının uygulanmasının denetimi sürecinde, Litvanya müebbet hapis cezası hükümlülerinin cezalarının infazının gözden geçirilmesi ve koşulları oluşmuşsa hafifletilebilmesi için bir mekanizma oluşturdu. Komite, bu konuda oluşturulan mekanizmanın ve mekanizmaya başvuru şartlarının Mahkeme’nin geliştirdiği standartlara uygun olduğuna karar verdi ve denetim sürecini kapattı.
 
Bakanlar Komitesi, bu ülkelerdeki mevcut sistemlerden bazılarını ‘iyi örnekler’ olarak kabul ediyor ve Türkiye tarafından bunlardan yararlanılması gerektiğini düşünüyor.
 
AİHM’in Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı”nın ihlal edildiğine dair verdiği karar sonrası Türkiye nasıl bir prosedür işlemeli?
 
Türkiye’nin yapması gerekenler konusunda, AİHM’in Gurban grubu kararları, Bakanlar Komitesi’nin diğer ülkelere dair denetim sürecinde attığı adımlar ve yaptığı değerlendirmeler bir yol haritası oluşturuyor. Buna göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının Sözleşme standartlarına uygun şekilde gözden geçirilmesine imkan veren bir mekanizma oluşturulurken, şu temel ilkeler gözetilmeli:
 
- Mekanizma tarafından gözden geçirme sonrası talebe konu cezanın hafifletilmesine, indirilmesine, ortadan kaldırılmasına ya da şartla salıverilmeye kararı verilebilmeli,
 
- Cezanın gözden geçirilmesini talep edebilmek için cezaevinde geçirilmesi gereken süre 25 yıldan fazla olmamalı,
 
- Hükümlünün hayatındaki dikkate değer değişiklikler ve gelişmeler değerlendirmede dikkate alınmalı ve rehabilitasyon amaçlı olması gereken infazın, değerlendirme tarihi itibariyle sürdürülmesinin meşru bir dayanağının bulunup bulunmadığına bakılmalı,
 
- Bu değerlendirme objektif ve önceden belirlenmiş kurallara göre yapılmalı,
 
- Değerlendirmede dikkate alınacak esaslara dair düzenlemeler yeterli açıklıkta ve belirli olmalı,
 
- Hükümlüye sürece dair prosedürel güvenceler tanınmalı,
 
- Hükümlü sürece dair gereği gibi bilgilendirilmeli,
 
- İlk gözden geçirme sonrası ret kararı verilmesi halinde periyodik aralıklarla gözden geçirme sürdürülmeli,
 
- Mekanizma tarafından verilen kararın yargısal denetimi mümkün olmalı ve hükümlüye bu yola erişim hakkı verilmeli.
 
Türkiye bu kararı neden uygulamıyor? Uygulamamasına dair nasıl bir yasal dayanak sunuyor?
 
Türkiye AİHM’in verdiği kararların bireysel ve yapısal ölçüde yerine getirilip getirilmediğini, yaptığı periyodik izlemeler ile denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne 2015 yılında Öcalan-2 Türkiye kararını çevirip tüm yargı makamlarına yolladığını ve kararı icra ettiğini iddia eden bir eylem planı sundu. Abdullah Öcalan’ın avukatlarının başvurularına rağmen 7 yılda hiçbir gelişmenin sağlanamadığı dosyaya, 2021 yılı ve devamında sivil toplum örgütleri Türkiye’nin kararı uygulamadığına, yasasında değişiklik yapmak için hiçbir adım atmadığına, Öcalan-2 ihlal kararından sonra yani 2014’ten beri kaç müebbet ağır hapis cezası verildiğine dair bilgileri sivil toplumla paylaşmadığına, Terörle Mücadele Kanunu ile infazda eşitlik ilkesini uygulamadığına ve nihayetinde İmralı’da ağır tecrit koşullarının sürdürüldüğüne dair birden fazla kez bildirimde bulundu.
 
Türkiye manipülatif cevaplar ve eylem planı sundu ancak Bakanlar Komitesi, 30 Kasım-2 Aralık tarihlerinde yaptığı 1419’uncu toplantıda ‘umut hakkı’ dosyalarını gündeme aldı ve daha fazla gecikme olmaksızın mevcut mevzuatın kararlarla uyumlu hale getirilmesine ilişkin Türkiye’ye acil çağrıda bulundu. Komite, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan tutsakların sayısına ilişkin bilgi talep ederek, Türkiye’nin genel tedbirlere dair benimsenen gelişmeler hakkında en geç Eylül 2022’de Komite’ye eylem planı sunmasına karar verdi. Komite’nin bu somut ve açık taleplerine karşı Türkiye’nin verdiği cevap, Ekim 2022’de bir eylem planı sunmak oldu. Hükümet esasen diplomatik bir dille, Türkiye’nin bu konuda bir değişiklik yapma planı olmadığını söyledi. Son olarak Türkiye, yine benzer argümanlarla Temmuz 2024’te bir eylem planı sundu.
 
 
Bakanlar Komitesi, Türkiye’den kararın uygulandığına dair eylem planları isteyebilir. Komite, devletin nihai bir karara uymayı reddettiği kanaatine varırsa, kararı uygulama yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğine karar vermek üzere meseleyi AİHM’e götürebilir.
 
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, Türkiye’nin bu kararı yerine getirmemesi halinde nasıl bir yaptırımı söz konusu olur?
 
Bakanlar Komitesi, Türkiye’den kararın uygulandığına dair eylem planları isteyebilir. Dava grubunu 3 aylık periyotlarla incelemeye alarak daha yakından izleme yapabilir. Devlet üzerindeki kararın uygulanması noktasındaki baskıyı artırmak için ara kararlar kurabilir. Ara kararlar düzenli yapılan toplantılar sonrası alınan genel kararlardan usulen daha etkilidir. AİHS’nin 46 (3) maddesi uyarınca Bakanlar Komitesi yorum sorunu dolayısıyla bir kararın uygulanmasının denetiminin tehlikeye girdiği kanaatine varırsa yorum konusunda bir karar vermek üzere konuyu AİHM önüne sevk edebilir. Bu mekanizmanın işletilebilmesi için Bakanlar Komitesi’nin üçte iki çoğunluğunun oyuna ihtiyaç vardır, bu nedenle de nadiren işletilir.
 
İstisnai durumlarda ihlal işlemlerinin başlatılması için AİHS’nin 46 (4). Maddesine başvurabilirler, Bakanlar Komitesi, devletin nihai bir karara uymayı reddettiği kanaatine varırsa, devletin kararı uygulama yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğine karar vermek üzere meseleyi AİHM’e götürebilir. Bu mekanizma kararın uygulamasını sağlayacak yeni bir araç olarak 2010 yılında (AİHS’e ek 14 no.lu Protokolün yürürlüğe girmesiyle) yürürlüğe konulmuştur. (Her ne kadar, mahkemenin uygulayabileceği bir yaptırım söz konusu olmasa da). Bu mekanizma da Bakanlar Komitesi’nin üçte iki çoğunluğunun oyu ile harekete geçirilebilir, bu nedenle de nadiren uygulanır.
 
MA / İbrahim Irmak

Diğer başlıklar

22:17 DEM Parti'den bakanlığa: Amed ve Semsûr'daki yangına müdahale yetersiz
22:09 Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik soruşturmada 8 kişi tutuklandı
21:51 Riha’da gençlerden 15 Ağustos kutlaması
20:39 Barolardan Rojin Kabaiş açıklaması: DNA örnekleri ilk ATK raporunda da vardı
20:09 Trump’ın Netanyahu’ya 'Gazze saldırılarını hızlandırın' dediği iddiası
19:53 İşten çıkarılan 223 işçinin eylemi devam ediyor
19:38 Hêni'deki yangın Licê'ye yayılarak devam ediyor
19:01 İktidardan TİS görüşmelerinde bin TL ek zam teklifi
18:57 KESK 18 Ağustos’ta iş bırakacak
18:31 Mersin’de Barış Anneleri Derneği açıldı
17:29 Muğla'da orman yangını
17:09 Kayyımın Şamiram Kadın Yaşam Merkezi’nin kapatma kararı protesto edildi
17:01 Uzman çavuşun şiddet uyguladığı çocuk ziyaret edildi
16:23 DFG'den Evrensel gazetesine dayanışma ziyareti
15:31 Mersin’deki yangın 3’ncü gününde: Bin 851 kişi tahliye edildi
15:30 Riha'da bir kadın katledildi
15:13 Mor Cumartesi Hareketi'nden uluslararası topluma Taliban çağrısı
14:50 KESK uyardı: İkinci teklif de talepleri karşılamazsa iş bırakacağız
14:47 Kadınlardan Diyanet’e tepki: Taviz vermeden mücadeleye devam
14:39 Pakistan ve Hindistan’da sel: 109 ölü
13:53 Özel'den İBB operasyonuna tepki: Başaramayacaksınız
13:21 BES-AR: Asgari ücret açlık sınırının yüzde 64.81 altında
13:05 Diyanet kadınların miras hakkını hedef aldı
11:58 DEDAŞ Dêrik’te çiftçilerin trafolarına el koydu
11:38 Ayşegül Doğan: Suriye’de Kürtlerin kazanımı Türkiye için risk değil fırsat
11:26 Trump ve Putin Alaska’da bir araya gelecek
11:24 DEM Parti, Tünç’ün cenazesine yapılan saldırıyı Meclis’e taşıdı
10:45 Qizilxaç’ın doğa harikası kanyonu çöp altında!
10:17 Sırbistan'da protestolar: 60 sivil ve 16 polis yaralandı
09:17 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Tecride rağmen Öcalan çözüm aklı geliştirmek istiyor
09:05 Êlih’te uyuşturucuya karşı mücadele: Çözülmesi gereken bir mesele
09:02 Kardeşleri anlattı: Koçero’nun her anı mücadele içindi
09:01 Öcalan 27 yıl önce 'şiddetle ihtiyaç var' dedi: Kadın Kurtuluş İdeolojisi
09:00 15 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
07:49 İBB’ye yeni dalga operasyon: 44 kişi hakkında gözaltı kararı
14/08/2025
23:59 Solomon Adaları'nda 6.3 büyüklüğünde deprem
23:21 Kadın Kurtuluş Atölyeleri' sürüyor: Sömürüye karşı örgütleneceğiz
23:14 DEM Parti Gençlik Meclisi'nden Wan'da şölen
22:52 Amed ve Dêrsim'de yangın
22:38 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Komisyondaki partiler süreci sahiplenmeli
22:26 Meletî'de yangın: Yurttaşlar TEDAŞ'ı sorumlu tuttu
22:21 İHD Hatay: Hiçbir gerekçe etnik kimliğe saldırıları meşru kılamaz
20:04 Awazê Çiya'dan yeni albüm
19:55 İBB'ye yönelik soruşturmasında 6 tutuklama
19:33 Kayyımın işten çıkardığı 223 işçiden 'kararı geri alın' çağrısı
19:20 Amed’de Demokratik Toplum Yürüyüşü
18:30 Balıkesir'de 4 büyüklüğünde deprem
17:11 Siweyda'ya gönderilen yardım konvoyuna saldırı
16:19 Özlem Çerçioğlu AKP’ye katıldı
16:02 Erdoğan’dan süreç için ‘yeni adım’ mesajı
15:28 Zal mezarı başında anıldı: Barışa yoldaş olmaya hazırız
15:24 Evrensel gazetesine saldırı protesto edildi
15:01 Yangına müdahaleye giderken yaralanan işçi yaşamını yitirdi
14:57 İHD ve ÇHD’den ‘kuyu tipi cezaevleri kapatılsın’ talebi
14:55 Orman kıyımına karşı toplanan imzalar Meclis'e gönderildi
14:44 Çocuğa şiddet uygulayan uzman çavuş hakkında suç duyurusu
13:58 İHD: Êlih'te tutsakların yaşam ve sağlık hakkı ihlal ediliyor
13:49 32 yıl sonra tahliye olan Akengin'e memleketinde karşılama
13:47 Metin Arslan için kurulan taziye sona erdi
13:40 Karabük Cezaevi’nde 14 tutsağın tahliyesi ertelendi
13:37 AKP'li Mücahit Birinci hakkında soruşturma başlatıldı
13:27 Özel: AKP'li Birinci, Kapki'den 2 milyon dolar istedi
13:14 Özlem Çerçioğlu CHP’den istifa etti
13:02 Şirnex Barosu yüksek elektrik faturalar için EPDK'ya başvurdu
12:24 Dîgor Katliamı’nda yaşamını yitirenler anıldı
12:16 Gazze'de son 24 saate 3'ü çocuk 8 kişi açlıktan öldü
11:46 MB enflasyon tahminini yüzde 24'te korudu
10:35 İmamoğlu hastaneye kaldırıldı
10:34 Mersin ve Hatay'da orman yangını: Bin 115 kişi tahliye edildi
10:32 Komisyona davet edilen İşçi: Öcalan dinlenmezse süreç eksik kalır
10:30 Avukat Epözdemir ‘rüşvete aracılık etmek’ suçundan tutuklandı
09:17 Ağaç kıyımını yerinde inceledi: Sömürgeci politikanın yansıması
09:16 'Barışın sağlanması için demokrasi olmalı'
09:14 ‘Sivil toplum sürecin toplumsallaşması için çalışmalı’
09:13 'Toplumun tüm kesimleri doğadan yana bir mücadele yürütmeli'
09:11 Dêrsim’de komünal bir şekilde kültürevi inşa ettiler
09:09 Yerel kurye şirketleri piyasadan silinmekle karşı karşıya
09:08 Akademisyen Neşe Özgen: Tecrit barışın önünde en büyük engel
09:05 Katledilen kuzenlerin dosyasındaki gizlilik kararı 10 yıldır sürüyor
09:04 Mor Cumartesi Hareketi: Asla susmayacağız
09:00 14 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
07:48 Hewag’ta kadın buluşması
07:42 Wan’da gençlik şöleni: Özgürlük yakındır
13/08/2025
23:25 Zelenski: Acil bir ateşkes olmasını umuyoruz
23:19 Balıkesir’de 4 büyüklüğünde deprem
21:35 'Sürece omuz vermeye hazırız, iktidar da hazır olsun'
21:08 İzmir'de hasta ve siyasetçi tutsaklar için yürüyüş
20:50 Market çalışanlarına örgütlenme çağrısı
20:23 Trump'tan Putin'e: Mutabık olmazsak ağır sonuçları olur
20:17 CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e 'Erdoğan' soruşturması
20:05 Mêrdîn’de kayyımın taşınmazları satılığa çıkarması protesto edildi
19:57 Evrensel Gazetesi'ne yönelik saldırıya tepki
19:34 Direnişteki işçiler: Yerimize alınanlar kayyımın yakın akrabalarıdır
18:53 İran rejimi, Kürt sanatçı Emin Kerimi’yi tutukladı
18:48 Osmaniye'de 4.1 büyüklüğünde deprem
18:44 Cenevre eylemi: Pratik adımların zamanı geldi
18:32 Yeni Yol Grubu’nun komisyonda dinlenmesini istediği örgüt ve isimlerin listesi
18:10 Direnişlerini sürdüren işçilere dayanışma ziyareti
17:47 32 yılın ardından cezaevinden çıkan Akengin: Tahliyelerin engellenmesi sürecin ruhuna uymuyor
17:13 DBP'den Wan ve Îdir'da kadın atölyesi
16:51 KESK'ten hükümetin zam teklifine tepki
16:22 'Emniyete gel' talebini reddeden kadına hakaret
16:08 Qileban’daki eyleme Şirnex Ekoloji Platformu’ndan destek: Buradayız
15:48 EŞİK’ten komisyonda dinlenecekler için çağrı
15:02 Tutsak Hatice Onaran’a para gönderme eylemi
14:34 Derya Arıkan'ın şüpheli ölümü Meclis'e taşındı
14:33 DEM Parti tekstil işçileriyle buluştu
13:58 Qileban’da köylülerden madene karşı nöbet
13:55 Wan’da ‘Tecrit değil özgürlük kazanacak’ mitingi düzenlenecek
13:42 Hakan Fidan Suriye’de ‘Kürt karşıtlığında’ ısrar ediyor
13:35 Korxan Yaylası’nda ‘Kadın kurtuluş ideolojisi’ atölyesi yapıldı
13:09 İzmir'de Evrensel Gazetesi bürosu kurşunlandı
13:01 Manisa’da yangın nedeniyle 2 kişi tutuklandı
12:44 Avrupa Konseyi Gençlik Delegesi Hocaoğulları’nın tutuklanmasına tepki
12:13 Yangına müdahaleye giden araç devrildi: 1 işçi öldü
12:10 6 ayda 160 bin artan nüfus 86 milyona yaklaştı
11:36 DEM Parti’den komisyon açıklaması: Haftaya belirlenen isim ve kurumlar dinlenecek
11:30 Sındırgı’da 4 büyüklüğünde deprem
11:00 Kolombiya’da saldırı: 3 asker öldü, 4’ü yaralandı
09:52 Trump’ın kararı sonrası Ulusal Muhafız Birlikleri sokağa çıktı
09:12 Tahliye olduğu cezaevindeki uygulamaları anlattı
09:09 Annelerin devletten beklentileri demokratik adımlar
09:08 Valiliğin ‘durduruldu’ dediği ağaç kıyımı sürüyor
09:07 Gençlerin ilgi göstermediği demircilik mesleği yok oluyor
09:07 ‘Şengal’i kurtaran silahlar barışın sembolü oldu’
09:04 Katliamın üzerinden 32 yıl geçti: Suçu PKK'ye atmamızı istiyorlardı
09:04 Taliban’a direnen kadınlardan Rojava'ya: Ortak platformlar oluşturabiliriz
09:00 13 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
08:24 Îdir'da 'Kadın Kurtuluş İdeolojisi' atölyesi
12/08/2025
23:30 Sıcaklıklar 22 kentte 40 dereceyi aştı
23:21 Xelfetî'de yangın
23:19 Bakırköy Cezaevi’ndeki hak ihlallerine karşı tag çalışması yapıldı
23:10 Wan ve Îdir'da şölen: Komisyon sürecin muhatabı olan Öcalan'ı dinlesin
22:22 DEM Parti ve CHP’nin komisyonda dinlenmesini istediği örgüt ve isimlerin listesi
21:55 Amed’de kadına dönük şiddetle mücadeleye karşı bilgilendirme
21:41 Amed’deki Demokratik Toplum Yürüyüşü’ne çağrı
21:36 Komisyon haftaya Barış Anneleri ve yakınlarını kaybedenleri dinleyecek
21:03 Komisyon haftaya iki gün çalışacak
20:58 30 yıllık tutsakların tahliyesi 'pişmanlık' dayatmasıyla engellendi
20:31 Nûreddin Sofî toprağa verildi
20:08 İzmir'de 2 bölgede yangın
20:07 DEM Partililer: Kardeşlik hukukuna ihtiyaç var
19:40 İşçilerin direnişi sürüyor: Kayyım, çözüm umutlarına darbedir
19:25 QSD’li Dib’in taziyesine ziyaret
19:11 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından 879 artçı sarsıntı kaydedildi
18:29 Katledilen 22 Êzidî yurttaşın cenazeleri Musul’a getirildi
18:23 Komisyon görüşmeleri: Çatışmalı süreçte mağdur olanlar Meclis çatısı altında dinlensin
18:14 Bakan Kurum Balıkesir depreminin hasar bilançosunu açıkladı
17:37 Suriye-Ürdün-ABD üçlü çalışma grubu kuruldu
17:33 Mersin’de kadın katliamı