Gar Katliamı'na giden süreç kimler tarafından nasıl örüldü?

img

ANKARA - AKP'nin iktidardan düştüğü 7 Haziran seçimlerinin sonucunu kabul etmeyerek seçimi yenileme kararı almasıyla 7 Haziran ile 1 Kasım sürecinde bir dizi katliam gerçekleşti. Gar Katliamı'na giden katliamlar sürecine nasıl girildi?

DAİŞ'in 10 Ekim 2015'te Ankara'da Barış Mitingi'ne yönelik düzenlediği ve 103 kişinin yaşamını yitirdiği saldırının üzerinden 9 yıl geçti. Toplumun hafızasına Gar Katliamı olarak geçen saldırının ardından hazırlanan iddianamede savcılık saldırıyı "insanlığa karşı suç" olarak nitelendirdi. Ancak, mahkeme verdiği kararda saldırıyı "insanlığa karşı suç olarak" değerlendirmedi. 
 
Gar Katliam'ı AKP'nin tek başına iktidar olma çoğunluğunu yitirdiği 7 Haziran seçimlerinin yenilenmesi kararının alındığı bir ortamda gerçekleşti. Seçimlere gidilen süreçte DAİŞ'in 2014'te Kobanê'ye yönelik saldırısında Türkiye'nin DAİŞ'e örtülü desteği ortamın gerilmesine neden olmuştu. Saldırı sürerken Erdoğan'ın "Kobanê düştü düşecek" sözleri, dönemin politik ortamını gerdiği gibi yürütülen "Çözüm Süreci"nde Erdoğan'ın niyetine dair kuşkuları beraberinde getirmişti. Erdoğan'ın sözleri Kobanê saldırılarını protestoları da beraberinde getirdi. Protestolarda 37 kişi öldü, ancak "Çözüm Süreci" darbe almış olmasa da yürütülmeye devam edildi. 
 
Ancak AKP'nin 7 Haziran seçimlerindeki yenilgisi, adım adım örülen bir şiddet dalgasını da beraberinde getirdi. 1 Kasım 2015 seçimlerine gidilirken AKP-MHP ittifakının şekillenmesiyle "iktidarın devlet gücüyle organize ettiği ve belirli hedeflere yöneldiği izlenimini veren" yoğunlaşan bir şiddet dalgası yaratıldı. Bu 5 aylık süreçte bombalı eylemler, sınır ötesi operasyonlar, Türkiye genelinde gözaltı ve tutuklamalar, Kürdistan kentlerinde sokağa çıkma yasakları, sivil ölümleri yaşandı. Yükselen şiddetle topluma yayılan korku, seçimlerde AKP'ye oy olarak döndü. Ankara Gar Katliam'ından sonra dönemin AKP'li başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun "Saldırıdan sonra oylarımızda yüzde 43-44 bandına doğru bir yükselme trendi devam ediyor" sözleri failin kimliğini işaret olarak değerlendiriliyordu. Davutoğlu'nun şiddet dalgasının AKP'nin oylarını arttırdığı görüşü, seçimde AKP'nin yüzde 49 oy almasıyla tescillendi. 
 
HDP'NİN PARTİ OLARAK SEÇİME GİRMESİ AKP'Yİ ÖFKELENDİRDİ
 
Katliamın yaşandığı dönemin politik atmosferi, AKP iktidarının sonunun geldiğine dair çok sayıda ibare barındırıyordu. Seçime gidilirken Kürt siyasi hareketinin yüzde 10 barajı nedeniyle "bağımsız adaylarla seçime girme" stratejini bırakıp, seçime parti olarak girme AKP'de öfkeye neden olmuştu. Seçime bağımsız adaylarla girilmesinin en çok yaradığı parti olan AKP, HDP'nin kararına karşı, baskılarını artırdı. Ancak, HDP kararından vazgeçmedi. Akabinde ise DAİŞ'in önce ufak tefek saldırılarla başlattığı saldırı dalgası geldi. DAİŞ'in 7 Haziran'da 2015'te Halkların Demokrasi Partisi (HDP) mitingine yönelik 5 Haziran 2015'te düzenlediği ve 5 kişinin öldüğü 400'e yakın kişinin yaralandığı saldırıyla saldırı dalgasının dozajı yükseltti. Ancak bu 7 Haziran seçimlerinin sonucunu değiştiremedi. AKP, yüzde 40,8 oy alırken, kurulduğu 3 Kasım 2002'den beri ilk kez Meclis çoğunluğunu kaybetti. HDP ise yüzde 13,1 oy alarak, 80 milletvekili çıkardı ve böylelikle ilk kez Meclis'e girdi.
 
ERDOĞAN MUTABAKATI TANIMADI
 
Seçim sonucu, MİT ile PKK arasından 2009'da gerçekleştirilen Oslo Görüşmeleriyle temelleri atılan Çözüm Süreci'nin de sonunu getirdi. Seçim sonucundan kızan ve uzun bir süre sessizliğe bürünen Erdoğan, 17 Temmuz 2015'te hükümet ve HDP'lilerin katılımıyla açıklanan ve Kürt sorunun çözümü için mihenk taşı olarak kabul edilen 10 maddelik "Dolmabahçe Mutabakatı"nı "tanımadığını" açıkladı. 
 
SALDIRI HALKASI PIRSÛS'TA ATEŞLENDİ
 
Erdoğan'ın açıklamasıyla Çözüm Süreci fiili olarak sonlandırılırken, açıklamadan 3 gün sonra Riha'nın Pirsûs (Suruç) ilçesinde Kobanê'ye insan yardım götürmek üzere toplanan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerinin intihar saldırısı düzenlendi. DAİŞ'in düzenlediği saldırıda 33 kişi öldü, 100’den fazla kişi yaralandı. 
 
Bu saldırıdan 2 gün sonra 22 Temmuz 2015'te Riha'nın Serêkanîyê (Ceylanpınar) ilçesinde 2 polis, evlerinde başlarından vurularak öldürüldü. 2 polisi kuşkulu ölümü, "Çözüm Süreci'nin fiilen sonlandırılması için atılan bir adım olduğuna dair güçlü veriler ortaya çıkarken, 2 ölümünden bir gün sonra dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, PKK ve DAİŞ'e yönelik hava saldırılarını başlattığını duyurdu. Saldırıyla birlikte Çözüm Süreci resmen sonlandırıldı. 
 
Serêkanîyê'de 2 polisin öldürülmekle suçlanan 9 kişi ise yaklaşık 3 yıllık süren yargılamanın ardından beraat etti. 2 polisin soruşturmasında yer alan savcı ve polislerin birçoğu Fethullah Gülen Cemaati yapılanmasına yönelik soruşturmalar ile ya açığa alındı ya da tutuklandı. Cinayetin gerçek faillerine ise ulaşılamadı.
 
ÖZ YÖNETİM İLANLARI
 
Çözüm Süreci'nin resmen sonlandırılmasıyla artan saldırılar karşı Şirnex Halk Meclisi, 10 Ağustos'ta "Özyönetim" ilan etti. 11 Ağustos'ta açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu açıklamayı kimler yapıyorsa ağır bir bedel öderler" dedi. KCK de 12 Ağustos'ta Kürdistan kentlerinde "Demokratik Özerklik" ilan ettiğini açıkladı.  Kısa süre içinde 4 il ve 15 ilçede "Öz Yönetim" ilan edildi. Öz Yönetimin ilan edildiği yerlerde sokağa çıkma yasakları ilan edildi. Ağır silahlarla kentler taranmaya başladı, top atışları yapıldı. 6 Eylül'de Oremar’da (Dağlıca) PKK saldırısında 16 asker yaşamını yitirdi.  8 Eylül’de ülke genelinde HDP binalarına saldırılar gerçekleşti. Seçim sürecine gidilen saldırıların son halkası ise Gar Katliamı oldu. 
 
AKP'E YENİDEN TEK BAŞINA İKTİDAR OLDU
 
Yenilenen seçimlerde AKP, yüzde 49,5 oy ve 317 milletvekili ile sandıktan tek başına iktidar olarak çıktı. HDP ise seçim barajını yeniden aşarak yüzde 10,7 oy aldı. CHP oylarını yüzde 25,3'e çıkarırken, MHP'nin oyları yüzde 11,9'a geriledi. AKP'nin tekrar tek başına iktidara geldiği 1 Kasım seçimlerinden yaklaşık altı ay sonra, Davutoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dayatmasıyla başbakanlık ve parti genel başkanlığı görevlerinden istifa etti.
 
BİLENEN SALDIRI NEDEN ÖNLENMEDİ?
 
Gar Katliamı'nın olacağını dosyaya giren belgelerden MİT'in Emniyet Genel Müdürlüğü'ne istihbarat notuyla bilgi verdiği ortaya çıktı. İstihbaratta, "DAİŞ'in yapmaya karar verdiği büyük bir eylem için seçtiği grubu Suriye'deki bir kampta özel eğitime aldığı, eylemin uçak-gemi kaçırma ya da miting-kalabalık yerde çok sayıda canlı bomba patlatma şeklinde olabileceği" uyarısı yapıldı. Ancak yeterli tedbirler alınmadı. İçişleri Bakanlığı'nın katliamdaki ihmallere ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında Emniyet ve MİT'in olası bir saldırıya dair 62 ayrı istihbarat notu geçtiği tespit edildi. Son gelen ihbar ise katliamdan bir gün önce Ankara Emniyeti'ne ulaştı. Ancak Ankara Emniyeti Terör ve İstihbarat Şube Müdürlükleri saldırının önlenebilmesi açısından kritik önem arz eden bu "bilgi notuna" rağmen görevlerini yerine getirmedi.
 
‘TERÖR NİTELİKLİ KAYIP ŞAHIS’ ÇEVİRMEYE YAKALANMADI!
 
Katliamı gerçekleştirdiği belirlenen Yunus Emre Alagöz ve yanındaki bir DAİŞ'li ile birlikte, 9 Eylül 2015 akşamı Ankara'ya gitti. Aracı DAİŞ'in Dîlok emiri Yunus Durmaz'ın yardımcısı Halil İbrahim Durgun kullanırken, diğer bir örgüt üyesi Yakup Şahin ise ikinci bir araçla öndeydi. Yakup Şahin, Adana'da iki kez aynı polis çevirmesine yakalanmasına karşın durumundan geçişine izin verildi. Alagöz, Emniyet'in canlı bomba listesinde "terör nitelikli kayıp şahıs" olarak aranırken, telefon dinlemelerinde ailesiyle vedalaştığı dahi tespit edildi. Üstelik Alagöz'ün kardeşi ise 20 Eylül 2015'te Pîrsus Katliamı'nın faili Şeyh Abdurrahman Alagöz'dü.
 
DOSYADAN 1,5 YIL GİZLENEN BİLGİ
 
Canlı bombalara eskortluk yaparak Ankara’ya getiren Yakup Şahin’in katliamdan 11 önce Dîlok (Antep) Nizip ilçesinde bir gübre bayisinden amonyum nitrat almaya çalıştığı tespit edildi. Kamera görüntülerinden kimliği tespit edilen hakkında gözaltı kararı çıkarılmayan Şahin, bu sayede Ankara'ya sorunsuz ulaşabildi. Konuya dair bilgi ve bilgiler, dava dosyasında 1,5 yıl boyunca saklanarak mahkemeye gönderilmedi.
 
SADECE 129 POLİS ALANDAYDI
 
Özellikle Ankara'da gerçekleşen birçok miting öncesi kent girişleri de dahil olmak üzere yoğun güvenlik önlemleri alınırken, 10 Ekim 2015 tarihinde bu durum böyle olmadı. Miting öncesi kent girişlerindeki arama noktaları kaldırılırken, görevlendirilmiş 2 bin 44 polisten meydanda sadece 129 polis yer aldı. Üstelik toplanma alanına gelenlerin rutin aranması dahi gerçekleştirilmedi.
 
POLİSLER HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEDİ
 
İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan 25 Şubat 2016 tarihli raporda, saldırıda kamu görevlilerinin ihmalleri tespit edildi. Raporda ifadesi yer alan Emniyet Amiri A.A., ifadesinde MİT, TSK ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi'ni önlem almamakla suçladı. Mülkiye ve polis müfettişlerinin hazırladığı 25 Şubat 2016 tarihli rapora istinaden eski İstihbarat Şube Müdür Vekili Cihangir Ulusoy, TEM Şube Müdürü Hakan Duman, eski Güvenlik Şube Müdür Vekili Adem Arslanoğlu ve TEM Şubesi C Büro Amiri Hüseyin Özgür Gür hakkında soruşturma izni verilmesi istendi. Valilik soruşturma için izin vermedi.
 
İlk aşamada, saldırı sol örgütlere ve PKK ile ilişkilendirilmeye çalışılırken, saldırının DAİŞ tarafından yapıldığına dair veriler ortaya çıkınca Başbakan Ahmet Davutoğlu, saldırıdan 2 gün sonra birinci öncelik olarak DAİŞ'i işaret etti. 8 ay gizlilik kararı süren dosyada, iddianamenin hazırlanmasıyla hiçbir araştırmanın yapılmadığı ortaya çıktı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, canlı bombalardan birinin Suruç bombacısının ağabeyi Yunus Emre Alagöz olduğunu, diğerinin teşhisinin yapıldığını ve açık kimliğinin belirlenmesi için çalışmaların devam ettiğini açıklarken, bombacılara yardım ettikleri düşünülen toplam 20 şüpheliden 11'inin tutuklandı.
 
İLHAMİ BALİ KONYA’DA TEDAVİ GÖRDÜ
 
İstihbarat raporlarında DAİŞ’in uzman bombacısı olarak tanınan Tuncay Kaya'nın katliamdan 11 gün önce serbest bırakıldığı, patlamadan saatler sonra ise "muhtemel eylem" şüphelisi olarak aranmaya başladığı ortaya çıktı. Bomba eğitimleri de verdiği belirtilen Kaya'nın DAİŞ'in Türkiye yapılanmasında kilit rol oynayan İlhami Balı ile ilişkide olduğu iddia edildi. Sonradan ortaya çıkan bilgi ve belgelere göre İlhami Balı'nın hakkında yakalama kararı olduğu dönemde Konya'da bir hastanede tedavi gördüğü öğrenildi.
 
İkinci saldırganın kimliğine dair ilk süreçte "Ömer Deniz Dündar" ismi ortaya atılırken, Dündar'ın babası Mehmet Dündar, oğlunun kendisine Facebook aracılığıyla ulaştığı ve iyi olduğu mesajını ilettiği yönünde demeç verdi. Nisan 2016'da basında çıkan haberlerde saldırganın adının Ebu Usame olduğu belirtildi. Usame, DAİŞ'in Türkiye sorumlusu Kasım Güler'di. MİT'in Güler'e dair ulaştığı dijital materyallerden, DAİŞ'in Ankara Tren Garı saldırısını gerçekleştirenlere maaş bağladığı da ortaya çıktı.
 
DAVADAN
 
İddianameyle 36 sanık hakkında dava açıldı. İddianamenin tamamlanması ve davanın açılması aşamasında 15 sanık tutuklu, 4 sanık savcılık tarafından serbest bırakılırken, geri kalanları da firariydi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma sürecinde tutuklamaya gerek duymadığı 4 sanık yargılama aşamasında tutuklandı. Davada, 14 "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "kasten öldürme", "kasten öldürmeye teşebbüs" 22 sanık için "örgütü üye olma" suçundan yargılandı. Firari 17 şüpheliden biri Mehmet Kadir Cebael dava açıldıktan sonra ölürken, geriye kalan şüpheliler hakkında kırmızı bülten çıkarılmasına rağmen yakalanamadılar. 
 
Sanıkların tamamı arasındaki ilişkiler, katliama bir şekilde dahil olduklarına ilişkin çok sayıda belge, kanıt, dosya avukatları tarafından ortaya çıkarıldı. Yanı sıra dosyanın katliamın planlayıcısı olduğu Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından ifade edilen firari sanıklarının 2012 yılından itibaren haklarında yürütülen soruşturmalar kapsamında izlendiği öğrenildi. Ancak gözaltına dahi alınmadılar. Canlı bomba Yunus Emre Alagöz hakkında dahi iletişim tespit kayıtları olduğu açığa çıktı. Ayrıca firari sanıklardan Nusret Yılmaz'ın yasal yollardan Gürcistan'a geçmek isterken yakalanıp Türkiye'ye iade edilmesine rağmen serbest bırakıldığı da ortaya çıktı. Dosyada firari olan ya da olmayan katliamı hazırlayan, planlayan, gerçekleştiren bütün şüpheliler, uzun süredir devlet tarafından takip ediliyordu. Tüm bunlara karşın sanıkların tamamı hakkında katliamın sorumlusu niteliğinde suç isnat edilmemesi tartışma konusu oldu. 
 
Firari 16 kişi arasında İlhami Balı, yöneticiler Deniz Büyükçelebi ve Edremit Türe ile HDP Mersin ve Adana il binalarına bombalı saldırıların faili Savaş Yıldız da bulunuyor. Haklarında yakalama kararı bulunan 16 sanık, bu süreçte yakalanamadı ve dosyanın firari sanıklar yönünden tefrik edilmesine karar verildi. Dosyası tefrik edilen firari sanıklar şöyle: İlhami Balı, Deniz Büyükçelebi, Edremit Türe, Savaş Yıldız, Hasan Hüseyin Uğur, Bayram Yıldız, Kenan Kutval, Ahmet Güneş, Cebrail Kaya, Ömer Deniz Dündar, Muhammet Zana Alkan, Walentina Slobodjanjuk, Mustafa Delibaşlar, Nusret Yılmaz, Kasım Dere ve Yakup Selağzı.
 
KARAR
 
Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi 2018 yılında 9 sanık hakkında 101 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis, 11 bin 730'ar yıl hapis cezasına hükmetti. Mahkeme heyeti, diğer beş sanığa "örgütü üye olmak" suçundan 12'şer yıl, 4 sanığa da aynı suçtan 7 yıl 6'şar ay hapis cezasına çarptırdı. Sanık Erman Ekici'nin "örgüt yöneticisi olmak" suçundan 18 yıl hapisle cezalandırılmasına hükmeden mahkeme, söz konusu sanığın 100 kişiyi "kasten öldürme" ve 391 kişiyi "kasten öldürmeye teşebbüs etme" suçlarından da yargılanması için suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Ayrıca firari 16 kişi hakkındaki dosya da ayrıldı. Yargıtay, temyiz incelemesinde 9 sanığa verilen 101 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını onadı. Dokuz sanığa yaralama suçundan verilen bazı cezalar ise eksik inceleme nedeniyle 2022'de bozuldu. Ancak bu sanıklar hakkındaki öldürme suçundan verilen cezalar onandı.
 
Hakkında bozma kararı verilen 9 sanık ile Erman Ekici yönünden yeniden başlayan Gar davasında Yakup Şahin, Hakan Şahin, Resul Demir, İbrahim Halil Alçay, Hacı Ali Durmaz, Erman Ekici, Talha Güneş, Hüseyin Tunç ve Metin Akaltın’a insan öldürmekten 101'er kere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, insan öldürmeye teşebbüs suçundan da 379'ar kere 18 yıl hapis cezası verdi. Erman Ekici insanlığa karşı suçtan beraat etti. Mahkeme, Ekici'nin suçlamaların aksine insanlığa karşı suç unsurları taşımadığını belirtti. 11 Eylülde açıklanan gerekçeli kararda da buna dair herhangi bir dayanak sunulmadı.
 
KATLİAMIN OLASI SİYASİ SONUÇLARINI YAZMIŞLARDI
 
Birçok dikkat çekici bölümün yer aldığı gerekçeli kararda, sanık Yunus Durmaz'ın 1 Kasım 2015 tarihinde yapılacak genel seçimlerden önce birçok eylem planlandığına dair örgüt yönetimiyle olan yazışmalarının yer aldığı “hacidocx” isimli 28 Ağustos 2015 tarihli belgeye de yer verildi. Söz konusu belgede, 10 Ekim Katliamı’nın muhtemel siyasi sonuçları, "Sol marjinal kesim sokaklarda protesto ve eylemleri çoğaltır. Bu da ülkeyi istikrarsızlığa sürükler. Halkta da korku ve paniğe sebep olur. Halkın muhafazakar ve milliyetçi kesimi sevinir. AKP haçlı koalisyona desteğini meşrulaştırabilir.  Eylem sonunda halk mitingleri çoğaltırsa seçim ertelenebilir" başlıklarıyla sıralandı.
 
İLK DURUŞMADA NELER YAŞANDI?
 
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ve kamu görevlilerinin yargılanmadığı davanın duruşmasında 15'i tutuklu, 4'ü tutuksuz 19 kişi hazır bulundu. İlk duruşmanın ikinci gününde Sanık Yakup Şahin, yaptığı savunmada kendisinin kullanıldığını iddia etti ve sivil polisler tarafından gözaltına alındığında yaşadıklarını, "Nezarethaneye götürmediler. Çay içtikleri yere götürdüler. Polisler bana eline sağlık, birkaç çocuk da ölmüş ama zayiattır’ diyerek, güldüler. Benimle selfie çektirdiler. Sonra beni başka bir yere götürüp, çırılçıplak soyarak kötü şeyler yaptılar" sözleriyle anlattı.
 
Duruşmanın üçüncü günde ilk kez bir sanık, DAİŞ mensubu olduğunu itiraf etti. Katliamın kilit organizatörü ve Antep Emiri olarak bilinen Yunus Durmaz'ın kardeşi ve sanıklardan Abdulmuttalip Demir'in kayınbiraderi Hacı Ali Durmaz DAİŞ ve El Nusra saflarında savaştığını kabul etti.
 
Duruşmanın dördüncü gününde katliamın organizatörlerinden Halil İbrahim Durgun'la Suriye'de çekilmiş eli silahlı fotoğrafı bilirkişi tarafından tespit edilen sanık Nihat Ürkmez'in avukatı Hüseyin Almaz, "Sayın Cumhurbaşkanımızın da Esad'la fotoğrafı var. FETÖ örgütüyle Cumhurbaşkanı ve başkalarının da fotoğrafları var. Bir insan yanlışlıkla bir fotoğraf karesine girmiş olabilir" diye savunma yaptı.
 
Saldırının kilit isimlerinden Halil İbrahim Durgun'un, Resul Demir ve Halil İbrahim Alçay ile ilişkili olduğu tespit edilmesi iddialarına ilişkin, katliamdan sonra Durgun ile Demir'in evi ve çevresinde aynı saatlerde olduğu tespit edilen Yakup Karaoğlu ise savunmasında "Allah'a şükür FETÖ'cü teröristler devlet içerisinden temizlenmiştir" diye başlayarak "Ben HÜDA-PAR üyesiyim. Oy kullanırım, sigara içerim. DAİŞ bunları kabul etmez" dedi.
 
'EMNİYET MÜDÜRÜNÜN DE HABERİ VAR'
 
Duruşmanın son oturumunda, tutuklu yargılanan sanık Suphi Alpfidan yeniden ifade verdi. Alpfidan, "Sanıkların Antep'teki olaylarını biliyorum. Elebaşlarını tanıyorum. Bundan Antep Emniyet Müdürü'nün de haberi var" dedi ancak korktuğunu belirterek can güvenliğinin sağlanmasını istedi. Kısa bir süre salon dışında avukatıyla görüşen Alpfidan, döndüğünde ise Antep'teki olaylardan bahsetmedi. Alpfidan'ın Avukatı Sami Kaplan ise "Polise veya savcıya bir şey söylemedi. Ne anlatacağını ben de bilmiyorum" yanıtını verdi. Alpfidan ifadesini yazılı olarak vereceğini ancak sadece hâkimin görmesini istedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Selfet Giray, "Bana verilen kâğıdı göstermesem inanır mısınız?" diye sordu. Salondan da "Hayır" yanıtı yükseldi.
 
'TEK İSTEDİĞİM BARIŞTI'
 
Katliamdan kurtulanların birçoğu yaşamlarına 9 yıldır eskisi gibi devam edemiyor. Onlardan biri de katliamın ardından uzun süre yoğun bakımda kalan Gökhan Yaralı. "Tek isteğim barıştı" diye anlatıyor 10 Ekim'deki mitinge gidiş nedenini.
 
Bir bacağını kaybeden Yaralı, "Eskisi gibi yürüyemeyeceğim, koşamayacağım. Kızımın beni böyle ilk gördüğündeki gözyaşları yerine gelmeyecek. Ama tek derdim var başka bacaklar kopmasın, çocuklar ölmesin. Bu topraklara barış gelmeli. Newroz’da üstü çıplak koşan bir çocuk ölmemeli. Bu dünya yaşanılır bir yer olacaksa renkleriyle olacak. O renkleri kaybetmemek için çalışmamız ve barışmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı. 
 
Yaralı ile aynı hastanede uzun süre yoğun bakımda kalan Furkan Geçgin, "Ankara'ya yaklaştıkça heyecanlandım. Geldiğim ilk büyük mitingdi. Onun heyecanı vardı. Katliamdan sonra liseyi bırakmak zorunda kaldım. Profesyonel yüzücüydüm. Milli olmak için 18 yaşımın gelmesini bekliyordum. Ama artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Ama beni ayakta tutan annem oldu" diye konuştu. 
 
Katliamda oğlu yaralanan Geçgin'in annesi Sibel Sipahi de "Türkiye'de insan yaşamının bir değeri yok" diyerek, şöyle devam etti: "Yaralılara gaz sıktılar. Geç hastaneye götürdüler. Oğlum kan kaybından ölebilirdi. 17 yaşındaki bir çocuk bunları hak edecek ne yapmış olabilir?"
 
Geçgin, aradan geçen süreye rağmen katliamın yaşandığı Ankara Gar'ının önünden geçemediğini söyledi.

Diğer başlıklar

10:19 İtalya’daki Arkaik Sesler Festivali Nagihan Akarsel’e adandı
10:07 Jin dergi ‘Barış Anneleri’ni kapağına taşıdı
09:51 Şara yaptırımları kaldıran ABD’de
09:29 Dêrsim Ocak Evladı üyesi kadınlar: Barış için herkes sorumluluk almalı
09:18 7/24 izlenen Wan’da tonlarca uyuşturucu madde trafiği
09:17 15 yıllığına planlanan ‘Çöp Depolama Tesisi’ 33 yıldır faaliyette
09:14 Çatışmalı süreçte iki çocuğunu kaybetti: Acımı dindirecek tek şey barış
09:08 Wan’daki yurttaşlar: Sadece PKK adım atıyor, devlet yasaları değiştirmeli
09:06 İbrahim Kaypakkaya'nın köyü sermayenin hedefinde
09:04 Umut Kitapevi bombalanmasının 20’nci yılı: Devlet suçlarıyla yüzleşmeli
09:00 09 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08/11/2025
23:02 Tahliye edilen Semra Güzel 3 yılın ardından Amed'de
22:55 Pamuk yığınının altında kalan işçi yaşamını yitirdi
22:35 Uludağ'da 4 çocuk kayboldu
22:31 İş cinayetini protesto eden 9 kişi gözaltına alındı
22:08 6 işçinin hayatını kaybettiği yangın: 7 kişi açığa alındı
21:11 Amedspor sahasında kazandı
21:04 Wan’da ‘çîrok' gecesi
20:54 Koma Amed'in Wan konserine 'hava durumu' iptali
20:28 Gebze'de 'şiddet' konulu buluşma
20:20 Mêrdîn Barosu'ndan 'Rojin Kabaiş' kararı
19:46 Şiyar Serdar için taziye
19:20 Kadınlardan katliamlara tepki: Failleri bulun
19:12 'Sosyalizm yeniden' konferansı: Yeniyi yöntem ve araçları değiştirerek kurabiliriz
18:55 Qoser’deki yangında ölen çocukların sayısı 3’e çıktı
18:52 Köln'de onbinlerin katılımıyla miting: Öcalan'ın özgürlüğü temel talep
18:33 Gazeteci Aykol'a kan takviyesi yapıldı
18:29 İstanbul'da iki aile arasında barış
18:24 Kadıköy'de 25 Kasım çağrısı: Alanlarda buluşalım
18:14 'Ölüye saygı ve adalet' paneli: Bağımsız bir komisyonunun kurulması kritik
17:46 Eşbaşkan Komi: Kürt sorununun yüzde 90'ı yerel yönetimler sorunudur
17:35 Îlham Ehmed: Önemli bir aşamadayız
17:29 Abdullah Öcalan: Kürtler varlıklarından taviz vermeden özgür yaşamın öncüsü olmalı
17:17 Anatolia Kültür Merkezi'nde çocuk atölyeleri başladı
17:10 Amed'de 'barış' paneli: Yasal zemin kapsayıcı olmalı
16:47 ‘Sürecin başarısı için Abdullah Öcalan özgür olmalı’
16:11 Agirî’de Kurdî-Zana Ararat Derneği açıldı
16:08 Joe Kent, Mazlum Abdi ve Rohilat Efrin ile görüştü
15:59 Demirtaş’tan milletvekillerine: İmralı’ya gidip noktayı koyun
15:44 'Toplumsal barışın inşasında hukukun rolü' paneli: Acil yasal düzenlemelere ihtiyaç var
15:39 Yakup Tuncer'in taziyesine ziyaret
15:35 Büyük Köln yürüyüşü başladı: Abdullah Öcalan'a özgürlük
15:30 KESK eylemi 146’ıncı haftasında
15:27 Yangında ölen çocuk ve kadınların isimleri belirlendi
15:26 Konak Belediyesi'nde ‘hukuksuz’ atamalara tepki
15:23 ‘Adalet Nöbeti’ dördüncü haftasında
15:20 Mazlum Dinç: Süreci engelleyen yasalar değiştirilmeli
15:14 Îlham Ehmed’den ‘yaptırımların kaldırılması’na destek
14:59 YRJ’den konferans: Kadın devriminin sesi olacağız
14:52 Doktorlardan Kuzey ve Doğu Suriye’ye destek çağrısı
14:41 Özen, Akman ve Avcı için tahliye talebi
13:49 Dört kentte eylem: Son kayıp bulununcaya kadar mücadelemiz sürecek
13:27 Cumartesi Anneleri Yurtseven, Özeken ve Münür için adalet istedi
12:45 Zeyneb Celaliyan’ın tedavisi engelleniyor
12:35 Xelfetî'de 25 Kasım yürüyüşü
12:29 ‘Sosyalizm yeniden’ konferansı: Geleceği birlikte inşa edelim
12:29 Lokman Çiftçi’nin taziyesine kitlesel ziyaret
12:24 Fransız tarihçi Vincent: Abdullah Öcalan’ın çağrısı çok önemli bir adımdır
11:33 Köln’deki yürüyüş için halk alana akmaya başladı
11:31 ‘Kadın kentleri’ buluşmasında örgütlü mücadele vurgusu
11:20 31 yıl tutsak edildi: Konuşmak yetmiyor, sürece uygun adım atılmalı
10:59 Şirnex’te kaza: 19 yaralı
10:50 Parfüm deposunda yangın: 6 ölü, 1 yaralı
10:38 Sozdar Avesta: Önder Apo’nun özgürlüğü mücadelenin temelidir
09:46 Meteoroloji'den birçok il için sağanak uyarısı
09:39 Tekirdağ Cezaevi’nde ihlaller: Provokasyon zemini örülüyor
09:31 Tülay Hatimoğulları: Abdullah Öcalan ile görüşülmeden süreçte yol alınamaz
09:06 Maliyetin altında fiyat verilince tonlarca mahsul tarlada kaldı
09:05 Amedliler: Devlet süreçteki endişeleri gidermek için adımlar atmalı
09:04 Pazar esnafının da veresiye defterleri doldu
09:03 Suzan İşbilen: Kadınlar savaşın bitirilmesi için var güçleriyle mücadele etmeli
09:02 Rapor: 240 gölün 186'sı kurudu
09:02 2 bin 700 çölyak hastasının olduğu kentte gastroenteroloji bölümü yok!
09:00 08 KASIM 2025 GÜNDEMİ
00:38 İşçiler polis ablukasını kırarak yürüdü
07/11/2025
23:43 ABD, Şara ve İçişleri Bakanı'na yönelik yaptırımları kaldırdı
23:01 Reuters: İktidar, gerillaların dönüşü için yasa hazırlıyor
22:43 Kürdistan'daki elektrik kesintileri Meclis gündeminde
22:19 12 milletvekilinin dokunulmazlık dosyası Meclis'e sunuldu
21:43 Antalya havalimanında 'uçuş iptal' gerginliği
21:15 Türkiye, Netanyahu ve İsrailli bakanlar hakkında yakalama kararı çıkardı
21:01 İşçilerin 100'üncü gün direnişine polis engeli
20:16 'Beyaz Toros' ve 'JİTEM' baskılı tişörtlere takipsizlik kararı
20:11 'Kuyu tipi hapishaneler kapatılsın'
19:22 Talabani: Toprağını Türkiye’ye satanlar halkımızın haklarını savunamaz
18:49 Hazine'den 196 milyar liralık açık
18:27 Kurtulmuş: Eğer komisyon karar alırsa İmralı’ya gidilebilir
18:22 Maaşlarını alamayan işçiler eyleme geçti
17:56 Efrin’de bir kişi katledildi
17:53 Akın: Gabar’da köylerin suyu petrol akıyor
17:41 Amed’de lösemili çocuklar için farkındalık etkinliği
17:38 İSKİ, İstanbul'da suya zam gündemiyle toplanacak
17:30 Mûş'ta 25 Kasım atölyesi
17:14 TJA eylem ve çalışmalarının programını paylaştı
16:58 KON-MED Eşbaşkanı: Köln mitingi Önder Apo'nun özgürlüğünün talebidir
16:52 DEM Partili belediyelerden şiddete karşı tutum belgesi
16:50 Yıldız ve Işık’ın taziyesine kitlesel ziyaret
16:23 Dêrsim Ocak Evlatları: Barış için çabalamak en kutsal ibadettir
16:18 DEM Parti ve Laz Enstitüsü, Lazca için anayasal tanınma istedi
15:32 Ekim ayında İran’da 217 kişi idam edildi
15:31 Köln kenti tarihi mitinge hazır
14:59 Kalp krizi geçiren tutsak yeniden cezaevine götürüldü
14:51 Hacettepe öğrencileri: Güvenli kampüsler istiyoruz
14:47 Irkçı saldırı sonucu katledilen Delal Gencer davası ertelendi
13:24 KESK’ten ‘güvenlikçi ve yıkım bütçesi’ne karşı eylem planı
13:22 Aykol’a cezaevlerinden mektup: Yoldaşlığına ihtiyacımız var
12:46 Merkez Bankası'nın yılsonu enflasyon tahmini arttı
12:06 İtalyan tarihçi: PKK’nin adımları insanlığa daha iyi bir dünya sunma umudunu yeşertti
12:04 AYM 'kadının kütük kaydı' düzenlemesini görüşecek
11:47 Süreçte ikinci aşamaya geçiş çabaları
11:35 Ayşegül Doğan: Şimdi Abdullah Öcalan'ı dinleme zamanı
11:29 Annecy’den Nergis Muhammedi’ye fahri vatandaşlık
11:00 Abdullah Öcalan Süryani ve Êzidî toplumuna kalem hediye etti
10:43 ‘Demeç’ duruşması ertelendi
10:33 İstanbul'da ‘Ozan Elektronik Para’ soruşturmasında 10 gözaltı
10:18 Fabian Molina: Sürecin başarısı için yasal düzenlemeler şart
10:08 Kalmaegi Tayfun’u Vietnam’dan Kamboçya’ya ilerliyor
09:42 Amed Baro Başkan Yardımcısı: Sürecin kalıcılığı hukuki güvencelerle mümkün
09:41 Wan'da iki yılda 28 şüpheli kadın ölümü
09:26 Barış Akademisyeni: Devlet sürece anayasal reformlarla karşılık vermeli
09:21 İzmir’de su krizi büyüyor
09:07 Küçük esnafın kapısı sadece veresiye için çalınıyor
09:05 Gazeteci Şêx Nûr: Şam hükümeti adım atmamakta ısrar ediyor
09:03 ‘Kadın Kentleri’ ilan edilecek: Yeniden dizayn
09:00 07 KASIM 2025 GÜNDEMİ
09:00 Balıkesir'de 4,2 büyüklüğünde deprem
08:58 Bahis soruşturmasında 21 kişi hakkında gözaltı kararı
06/11/2025
23:55 Suriye'de 7 milyar dolarlık enerji anlaşması
23:47 BMGK Şara'ya yaptırımları kaldırdı
22:23 Başsavcı Gürlek’ten Özel’e tazminat davası
19:40 Opçin ve Bilgi’nin taziyelerine kitlesel ziyaret
19:35 Sındırgı'da 4.3 büyüklüğünde deprem
19:12 223 emekçiden 100'üncü gün eylemine destek çağrısı
19:01 Gençlik örgütlerinden YÖK eylemi: Mücadeleyi yükseltme zamanı
18:54 İmamoğlu: Demirtaş ve Yüksekdağ tahliye edilmeli
18:20 Abdullah Öcalan'a özgürlük yürüyüşüne çağrı
17:51 Öğrencilerden polis ablukasında Rojin Kabaiş eylemi
17:39 İsrail ordusu, Lübnan'a hava saldırısı başlattı
17:06 ÇHD: Ayakta sayımı kabul etmeyen tutsaklar darp ediliyor
16:56 Gazeteci Aykol'un dördüncü aşama tedavisi devam ediyor
16:15 İSİG Ekim ayı raporu: En az 169 işçi yaşamını yitirdi
15:47 HRW: Komisyon somut, hukuki ve kurumsal reformlar önermelidir
15:44 TJA: 11'inci Yargı Paketi geri çekilmeli, entegrasyon yasaları gündeme alınmalı
15:21 TFF'de bahis istifası
15:19 Merkez Bankası'nın rezervleri geriledi
14:58 Bilkent Üniversitesi’nde Rojin Kabaiş eylemi
14:57 IFJ ve EFJ, gazeteci Gabriele Nunziati'nin işe iadesini talep etti
13:54 Mahkeme AYM kararına uymadı: Kahraman'ın yeniden yargılaması reddedildi
13:33 Kalp krizi geçiren tutsağın ailesine haber verilmedi
13:12 İşçilerden ücretlerinin taksitle ödenmesine tepki