Türkiye’nin 23 Ekim sonrası Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik başlattığı saldırılarda aralarında çocuklarında olduğu 17 kişi hayatını kaybetti. Petrol rafineleri, sağlık kompleksleri ve yaşam alanları da saldırıların hedefi oldu. Rojava Devrimi sürecinde Kobanê ve Rakka'da savaşan YPG'nin eski enternasyonalist savaşçılarından Karim Franceschi (Heval Marcello), Türkiye'nin son saldırılarını değerlendirdi. 

 

'ROJAVA İŞGAL ALTINDA'

 

Kobanê'de 2015 yılında DAİŞ'e karşı savaşta yer alan İtalyan devrimci Marcello, emperyalist güçlerin Kuzey ve Doğu Suriye ve benzer yerlere dönük saldırılarına işaret ederek, "Ulusal bir kurtuluş cephesinin tek başına başarılı olma şansı çok azdır. Her yerde, her zaman mücadeleye ihtiyacımız var. Sadece ulusötesi düzeyde bir sınıf mücadelesi etkili olabilir bu saldırılara" dedi. 

 

Kuzey ve Doğu Suriye'nin birçok bölgesinin Türkiye ve bağlı paramiliter grupların işgali altında olduğuna dikkati çeken Marcello, "Efrîn'de yaklaşık 400 bin kişi yerinden edilmiş durumda ve çadırlarda yaşıyor. Bölgenin kaynakları kıt. Rojava emperyalist bir oluşuma direnmek ile soykırım amaçları güden başka bir oluşumu engellemek arasında denge kurmak zorunda. Rojava, devrimci hedeflerini ilerletirken rakip askeri güçlerin baskılarını aşarak hayatta kalıyor. Bu hiç de kolay değil. Rojava'nın denediği, gücün bir erkek ve bir kadın arasında paylaşıldığı eş liderlik gibi şeylerden çok daha fazla. Abdullah Öcalan'ın öngördüğü kültürel birlik inkar edilemez bir şekilde sağlandı. Araplar, Kürtler ve Süryaniler bir arada. Değişmeyen şey ise sınırın ötesindeki varoluşsal tehdit” diye konuştu.

 

'EN BÜYÜK TEHLİKE TÜRKİYE'DİR’

 

 

Kuzey ve Doğu Suriye'ye dönük en büyük tehlikenin Türkiye olduğunu vurgulayan Marcello, "Rojava'nın karşı karşıya olduğu varoluşsal tehdit Türkiye'dir. Türkiye, Efrîn'i, Serêkaniyê'yi ve Rojava'nın büyük bir bölümünü işgal ederek saldırgan bir tutum sergiliyor. Bu bir savaş. Efrîn, zeytinlerinden ve ağaçlarından arındırılmış topraklarıyla bir ekokırıma maruz kalıyor. Türkiye, Rojava'ya karşı tam donanımlı bir savaş yürütüyor. Suyu kesiyor, elektrik şebekeleri ve benzin istasyonları gibi alt yapıyı tahrip ediyor. Geceleri yerleşim alanlarını bombalayarak, sivilleri terörize ediyor. Ekonomisini baltalıyor" ifadelerini kullandı. 

 

ULUSLARARASI SESSİZLİK  

 

Türkiye'nin Kürtlerin kazanımlarını tehlike olarak gördüğünü söyleyen Marcello, şunları söyledi: "Türkiye, Kürtlerin özerk, kendi kendini yöneten bir bölgede gelişmesini bir tehdit olarak görüyor. Kürtlerin Ankara'nın kontrolü dışında kendi kendilerini yönetebilecekleri fikri, Türk milliyetçilerini öfkelendiriyor. Kürtlere alenen ‘kardeş’ diyorlar ama ‘köle’ demek istiyorlar. Uluslararası toplumda buna gözünü kapatıyor" diye konuştu.