İSTANBUL - Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi S.G.Ş., cinsel saldırıda bulunan erkeğe karşı özsavunmada bulunduğu için 1 ay uzaklaştırma cezası aldı.
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) öğrencisi Ömer Can Çayır, Ekim 2022’de üniversitenin kütüphanesinin önünde kadın öğrenci G.G.’ye cinsel saldırıda bulundu. G.G., maruz kaldığı saldırıyı üniversitenin öğrencilerinden oluşan Yıldız Dayanışması’ndan arkadaşlarına anlattı. Bunun üzerine YTÜ öğrencisi ve Yıldız Dayanışması üyesi S.G.Ş., saldırıyı gerçekleştiren Çayır’ı İstanbul’un Kadıköy ilçesine çağırarak, uyarıda bulundu. Kadınlar daha sonra da uyarıları dikkate almayan Çayır’a karşı özsavunmada bulunurken, G.G. ise maruz kaldığı cinsel saldırı sonucu okulu bırakmak zorunda kaldı.
2 YIL SONRA ŞİKAYETÇİ OLDU
Çayır, üzerinden 2 yıl geçen olaya dair 4 Ekim’de S.G.Ş.’den şikayetçi oldu. YTÜ’nün Psikolojik Tacizle (Mobbing) Mücadele ve Önleme Kurulu’na dilekçe vererek şikayette bulunan Çayır, “Psikolojik tacize uğradığını” iddia etti. Kurul, S.G.Ş.'den yaşananlara dair savunması isteyerek ayrıca Yıldız Dayanışma’nın amacının ne olduğunu sordu. Yazılı savunma yapan S.G.Ş., savunmasında şu ifadelere yer verdi: “Ömer Can Çayır isimli kişi arkadaşım G.G.’yi, kütüphane önünde öpmeye çalışıyor ve G.G. engellenmesine rağmen ısrar ediyor. Elbette buna taciz adı verilir. Bunu yaşayan her kadın gibi, yanında güvendiğin diğer kadına gidip durumu anlatmak isteyen G.G. ile dertleştim. Ömer Can Çayır’ı tanımam, benim bu kişiyle konuşmuşluğum dahi yok.”
‘BANA DEĞİL TACİZCİYE SORULMALI’
S.G.Ş., savunmasının devamında ise Yıldız Dayanışması’nın öğrencilerin birbiriyle dayanışması için oluşturulduğunu belirtti. S.G.Ş, “Pişman olup olmadığım soruluyor. Bana değil de bir tacizciye sorulması gereken soru olduğunu düşünüyorum. Bu soru karşısında kendimi bir hakimin ‘Gece orada ne işin vardı’ sorusuna maruz kalmış hissediyorum. Bu sorunun ne amaçla sorulduğunu anlayamıyor, yine ön kabullerle sorulmuş bir soru olduğunu düşünüyorum. Pişmanlık duyduğum üzüldüğüm bir kısım var ise senelerdir bu üniversitede türlü tacizlerle, tecavüzle, şiddetle kadınlar olarak mücadele ettik. Önümüze bir psikolojik şiddetle mücadele komisyonu çıkıyor ancak yargılanan yine biz kadınlarız. Bu komisyonun bizi değil Ömer Can Çayır’ı yargılaması gerektiğini, defalarca ulaşmaya çalıştığımız rektörlüğün Ömer Can Çayır hakkında bir süreç bile işletmediğine üzülebilirim. Sadece mağdur kadın arkadaşın okulu bırakmak zorunda kalmasına pişmanım” ifadelerini kullandı.
UZAKLAŞTIRMA CEZASI ONANDI
Savunmanın ardından inceleme yapan Kurul, “Kurum personeli veya öğrencilerine fiili saldırıda bulunmak” iddiasıyla üniversiteden 1 ay uzaklaştırma cezası talep etti. Ceza, YTÜ Rektörlüğü tarafından 4 Kasım’da onaylandı. Cezaya göre S.G.Ş,, 25 Kasım ile 25 Aralık tarihlerinde okula gidemeyecek.
YTÜ öğrencisi S.G. Ş., yaşananları ve üniversite rektörlüğü tarafından kendisine verilen cezaya dair değerlendirmelerde bulundu.
‘KAYYIM REKTÖR TACİZCİYE SORUŞTURMA AÇMADI’
İki yıl önce yaşanan olayı anlatan S.G.Ş.,, fail Çayır’ın olayı “taciz” olarak kabul etmediğini ifade etti. Şen, “Herhangi bir yere şikayet ettiğimizde bir sonuç alamayacağımızın farkındaydık. Yaşanan süreç bunu doğrulamış oldu. Bu yüzden kadınlar olarak tacizci erkeği cezalandırdık. Üzerinden iki sene geçti ancak okul tarafından bir soruşturma ile tekrar karşımıza çıkmış oldu. Kayyım rektöre defalarca soruşturma açılması için başvurduk. Ancak soruşturma açılmadı. Bir soruşturma açıldı ise de bizim haberimiz yok” ifadelerini kullandı.
‘KADINLARA GÖZDAĞI VERİLİYOR’
Ekim ayında YTÜ’nün 17’nci Rektörü Tamer Yılmaz'ın yerine 18’inci rektör olarak Eyüp Dibek’in atandığını anımsatan S.G.Ş., soruşturmanın Dibek ile başlatıldığını kaydetti. Şen, “Okul içinde mücadele eden biriyim ve yeni rektörün bu yüzden bana bir yaptırım ve baskı uyguladığını düşünüyorum. Hem de kadın cinayetleri bu kadar fazlayken, Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner katledilirken hakkımda soruşturma açıldı. Burada kadınlara da bir gözdağı verildiğini düşünüyorum” dedi.
‘ÖFKEYLE KARŞILANDI’
Kendisine verilen cezanın kadınlar tarafından “öfkeyle” karşılandığını söyleyen S.G.Ş., “Hepimiz çok öfkeliyiz bu konuda. Kadınlar olarak çocukluğumuzdan beri tacizlerle karşı karşıyayız. Bu tacizlere karşılık da öz savunma hakkını kullandığımız için ceza almam öfkeye neden oldu. Uzaklaştırma cezasının geleceğinin farkındaydım. Çünkü kayyım için okul içerisindeki mücadelenin önüne geçmek için önemli bir yerde duruyordu. Uzaklaştırmam da bu amaçla yapıldı” diye belirtti.
‘MANİDAR BİR TARİHTE VERİLDİ’
Üniversite tarafından verilen cezanın 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde yürürlüğe konulmasına da değinen S.G.Ş., “25 Kasım’da beni okula almamak üzerinden bir propagandaları var. Açıkçası tarihi gördüğümde güldüm. 25 Kasım’da yine sokakta olmaya, kadın haklarını savunmaya da devam edeceğim” diye konuştu.
56 KULÜP VE TOPLULUK ‘CEZA GERİ ÇEKİLSİN’ DİYECEK
Soruşturma açılmasından sonra dayanışma için imza kampanyası düzenlediklerini anımsatan S.G.Ş., üniversitede toplamda 56 kulüp, topluluk ve dayanışmanın imza verdiğini söyledi. Önümüzdeki günlerde cezanın geri çekilmesi için planlamalar yapacaklarını dile getiren S.G.Ş., “İmza kampanyasındaki metinde, ‘Onların adaleti failleri aklamakla meşgulken, biz yasaları sokakta yazmayı öğrendik’ diye yazıyordu. 56 kulüp ve toplulukla, ‘ceza geri çekilsin’ demek için önümüzdeki günlerde okul içinde ve dışında eylemler yapacağız. Cezalandırılması gereken kişinin Çayır olduğunu vurgulayacağız. Bu eylemlere tüm kadınları ve sıra arkadaşlarımızı davet ediyoruz” şeklinde konuştu.
MA / Ömer İbrahimoğlu