Irak'ın Musul vilayetine bağlı Şengal merkez ve köylerinin tamamen özgürleştirilmesinin üzerinden 9 yıl geçti. DAİŞ, 3 Ağustos 2014 tarihinde Şengal’i hedef aldı. Kentin güvenliğinden sorumlu Irak güçleri ve KDP asayişi, saldırılara karşı tek bir kurşun sıkmadan kentten çekildi. DAİŞ, 3 bine yakın Êzidîyi katletti, birçoğu çocuk ve kadınlardan oluşan binlerce kişiyi de rehin aldı. 

 

DAİŞ saldırısından kaçarak Şengal Dağı'na sığınan onbinlerce Êzidînin imdadına ise, 12 HPG’li yetişti. Şengalli Dilşêr Herekol'un komutanlığında, DAİŞ saldırıları püskürtüldü. Kurtarılan Êzidîler, HPG'lilerin açtığı koridor üzerinden Kuzey ve Doğu Suriye’ye geçti. 

 

Êzidîler, 14 Ocak 2015 tarihinde Şengal Halk Meclisi'ni ilan etti. Meclis çatısı altında savunma birlikleri kuruldu. 31 Ekim 2015’te ise Şengal’in batısında bulunan köyleri özgürleştirme hamlesi başlatıldı. Uluslararası güçlerin desteğiyle 13 Kasım 2015’te Şengal merkez ve köyleri tamamen özgürleştirildi. 

 

Şengal'in tamamen özgürleştirilmesinin üzerinden 9 yıl geçti. Kent, bu süreçte sık sık Türkiye'nin hava saldırılarıyla karşı karşıya kaldı. DAİŞ'e karşı mücadelede en ön safta yer alan bazı komutanlar, söz konusu saldırılarda hayatını kaybetti. Ancak buna rağmen kenti inşa çalışmaları aralıksız bir şekilde devam etti. Kent, şu an komün ve meclisler üzerinden yönetiliyor. 

 

Şengal Özerk Meclisi'nden Bîro Berakat

 

12 HPG'LİNİN MÜCADELESİ

 

Şengal Özerk Meclisi üyelerinden Bîro Berakat, "Şengal'i koruyacağız" diyen güçlerin DAİŞ saldırıları başladığında kenti kaderine terk ettiğini anımsattı. Bîro Berakat, o süreçte yaşananlara işaret ederek, "Katliam sırasında Şengal'de çok sayıda askeri güç vardı. Bu güçler 'Êzidî toplumuna yardım edeceğiz' diyorlardı. Ama bu güçler Şengal'i yalnız bıraktı. Irak hükümeti, sayısını azalttı ve güçlerini Bağdat'a çekti. Şengal'e dönük saldırı planları yapılırken, 'Êzidîleri koruyacağız' diyen bir diğer güç de KDP peşmergeleriydi. Ama fermanda Êzidîleri savunamadılar, vahşi çetelerin önüne attılar. PKK'nin buraya girme girişimleri oldu ve güçlerini Şengal Dağı'na göndermek istedi. Ama Şengal'i korumayanlar ve savunmayanlar PKK'lileri de engelledi. Êzidî toplumunun yok olmasını istiyorlardı. Ancak 12 HPG'li müthiş bir direniş sergileyerek Şengal Dağı'na ulaştı ve Êzidîleri korumaya aldı" dedi. 

 

Bîro Berakat, HPG'lilerin mücadelesini "dönüm noktası" olarak nitelendirerek, "Bu 12 arkadaşın öncüleri Dilşêr ve Memo arkadaşlardı. Onların öncülüğünde verilen direniş sayesinde toplumumuz çetelerin elinden kurtarıldı. Daha sonra bir koridor açıldı ve Êzidîler güvenli yerlere yerleştirildi. Direnme takati ve gücü kalmamış bu toplumu bu güç ayağa kaldırdı. 'Biz sizin kardeşiniziz, biz sizin dostunuzuz' diyenler bu topluma sahip çıkmadı. Hala kamplarda yaşayan onlarca Êzidî bulunuyor ve esir olarak yaşamlarını sürdürüyorlar" ifadelerini kullandı.

 

GÖÇ EDEN ÊZIDÎLERE ÇAĞRI 

 

Şengal'in sonraki süreçlerde PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Demokratik Ulus fikriyatıyla yeniden inşa edilmeye başlandığını aktaran Bîro Berakat, "Serok Apo'nun öğrencileri aylarca burada mücadele etti, direndi. Bu toplumu korumayı kendilerine bir görev olarak gördüler. Bu toplumu korumak için kendilerini kalkan yaptılar. Êzidî toplumunu küllerinden doğuran bu fedai ruh, bu fedakarlıktı. Bugün Êzidî toplumunda herkes kendisini Sayın Abdullah Öcalan'ın fikirlerinin içinde görüyor. Şengal özgürleştikten sonra, Şengal'i korumayanlar geri döndüler. Tekrardan dönme amaçları da Şengal'i falan koruma altına almak değil, PKK'yi karalamaktı. Êzidî toplumuna ihanet edenler hep kara bir leke olarak bu utancı taşıyacaklar" diye konuştu. 

 

Şengal özgürleştirildikten sonra 300 bine yakın Êzidînin geri döndüğünü aktaran Bîro Berakat, "Bu dönüşler sevindirici. Şuanda Şengal'de diğer inançlarla birlikte yaşıyoruz. Eğer müdahale olmazsa Şengal'de her dilden, dinden, ırktan insanlar bir arada yaşayabilir" diye kaydetti. 

 

Göç etmek zorunda kalan Êzidîlerin de topraklarına geri dönmesini isteyen Bîro Berakat, şunları söyledi: "Artık tek bir Êzidînin bile dışarıda kalmaması lazım ve evlerine dönmesini istiyoruz. Başûr'daki kamplardan çıkıp kendi topraklarına dönsünler. Bizler bu bedelleri verdiğimiz için pişman değiliz ve her zaman bu toplumu savunmak için mücadele edeceğiz. Toplumumuz da daima davasının peşinden gitmeli ve o günleri unutmamalıdır" dedi. 

 

MA / Zeynep Durgut