HABER MERKEZİ - Köln’de yüzbinlere seslenen Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmeye dikkat çekerek, “Sayın Öcalan, zindanda büyük bir moral, enerji ve kudretle, çözümün onurlu ve demokratik bir çözüm olacağını ve buna hazır olduğunu ifade etti” dedi.
Almanya’nın Köln kentinde "Abdullah Öcalan'a özgürlük, Kürt sorununa demokratik çözüm” kampanyası kapsamında Kürdistanlılar ve dostları miting düzenliyor. Yüz binlerin katıldığı miting de Kürdistanlılar ve dostları Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü haykırdı.
Mitinge katılan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha Milletvekili Ömer Öcalan da söz aldı. Abdullah Öcalan ile 23 Ekim’de aile görüşü gerçekleştirdiğini belirten Öcalan, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “Nereye gidersen git, selamlarımı ilet” dediğini aktardı. Abdullah Öcalan’ın selamı yüz binler tarafından “Bijî serok Apo” sloganlarıyla karşılandı.
‘SAYIN ÖCALAN’IN GÜCÜNE GÜÇ KATMALIYIZ’
“Sayın Öcalan Kürtlere ve dostlarına özel selamlarını iletti” diyen Ömer Öcalan, şunları söyledi: “Günlerdir Sayın Öcalan’ın verdiği mesaj üzerinde tartışmalar yürütülüyor. Sayın Öcalan’ın verdiği mesaj şu şekildeydi: Koşullar uygun olursa çatışma koşullarını ortadan kaldırabileceğini belirtti. Kendisinin teorik ve siyasi birikimine güvendiğini söyledi. Siyasi partiler, örgütler ve Kürt kurumları, 'Adres İmralı'dır ve biz bu mesajın arkasındayız' dediler. Kürt sorununun Sayın Öcalan ile demokratik yollarla çözülmesi gerektiğini açıkça ifade ettiler. Bizler de Sayın Öcalan’a güveniyoruz. Sayın Öcalan, demokrasi ve barış için mücadele ediyor ve geçmişteki tecrübeleri gözler önünde. Oslo süreci, İmralı süreci buna örnek. Ancak bu süreçlerin ardından maalesef Türk devleti tarafından halkımıza çok acılar yaşatıldı. Sayın Öcalan, zindanda büyük bir moral, enerji ve kudretle, çözümün onurlu ve demokratik bir çözüm olacağını ve buna hazır olduğunu ifade etti. Biz de halk olarak onun gücüne güç katmalıyız. Bu moral, enerji ve kudret Sayın Öcalan’da mevcut ve bu gücü destelemek bizim görevimizdir.”
‘SAYIN ÖCALAN HEPİMİZE GÜÇ VE UMUT VERDİ’
Demokrasi ve barış mücadelesini büyütmeleri gerektiğini kaydeden Ömer Öcalan, kirli savaşın önünü almaları için mücadele etmek zorunda olduklarını belirtti. Öcalan, “Çözüm, kırmızı kalemle yazmakla değil; samimiyetle, ciddiyetle ve muhataplıkla sağlanabilir. Tecrit, hukuksuz ve kanunsuz bir şekilde devam edemez. Ben 37 yaşındayım ve ilk defa Sayın Öcalan’ı gördüm. Kendisiyle görüştüğümde, Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’ın durumlarının iyi olduğunu söyledi. Bende onun sağlığını sordum: 'Bunu geç' diyerek halkımızı sordu ve ona odaklanmamızı istedi. Sayın Öcalan bize her zaman moral verdi. Yıllardır cezaevinde olmasına rağmen bir kez bile negatif bir durum bize yansıtmadı. Hepimize güç ve umut verdi” diye konuştu.
‘MUHATAP İMRALI’
İnanç, birlik ve beraberlikle bütün ağır yüklerin altından kalkılabileceğini kaydeden Ömer Öcalan, tutum ve duruşlarının net olduğunu söyledi. Ömer Öcalan, “Muhatap İmralı’dır. Bizde çözüme hazırız, diyoruz. Halk siyaseti, demokratik siyaset yapacağız. Elitizm ve bürokratik siyasete ‘hayır’ diyoruz. Doğrudan demokrasi istiyoruz ve bu demokrasi Sayın Öcalan’ı temsil ediyor. Büyük bir moral ve net bir duruşla mücadelemizi büyüteceğiz. Başarı bizimdir” diye konuştu.
TECRİDE DİKKAT ÇEKTİ
Ardından MAF-DAD EşBaşkanı Heike Geisweid söz aldı. Geisweid, “15 Şubat 1999’dan bu yana Sayın Öcalan, İmralı Adasında F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulmakta ve o günden beri dünyada nadiren görülen bir izolasyon ve işkence sistemine tabi tutulmaktadır. İmralı Cezaevindeki avukat görüşmeleri yasağı, 27 Temmuz 2011’den itibaren kesintisiz olarak 8 yıl boyunca devam etmiş ve 2 Mayıs 2019’ a kadar sürmüştür. Bu tarihten sonra hukuka aykırı olan bu görüş yasağı kısa bir süreliğine kaldırılmıştır. Üç ay içerisinde avukatlar İmralı’da müvekkilleriyle beş görüşme gerçekleştirebilmiştir. Ancak son görüşme 7 Ağustos 2019 tarihinde yapılmış ve bu tarihten itibaren Sayın Öcalan ile diğer tutukluların avukatlarıyla görüşme hakları yeniden engellenmiştir” dedi.
‘KÜRT HALKININ ÖZGÜRLÜK SEMBOLÜDÜR’
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) hatırlatan Geisweid, şunları söyledi: “ Ancak Sayın Öcalan, 25 yılı aşkın süredir tecrit koşullarında yaşamaya mecbur bırakılmıştır. Günün 23 saati maruz bırakıldığı bu izolasyon, görüşümüze göre, fiziksel ve psikolojik bir tür ‘Beyaz İşkence’dir. Bu, bir insanın onuruna yapılan bir saldırıdır. Sayın Öcalan’ın durumunda ‘Umut Hakkı’ da fiilen ortadan kaldırılmıştır. Ancak Türk hukuk sistemi, bu temel hakkı tanımayı ve iç hukuka yansıtmayı reddetmektedir. Bu durum, 25 yılı aşkın süredir devam eden tutukluluğun ardından, Sayın Öcalan’ın koşullu salıverilme ihtimalinin değerlendirilmesini gerektirecektir. Biz avukatlar olarak, bu durumun siyasi ve toplumsal etkilerinin son derece farkındayız. Çünkü Sayın Öcalan yalnızca bir siyasi mahkum değil; onun davası, bireysel bir kaderin ötesine geçmektedir. Kendisi, Kürt halkının onlarca yıldır süren özgürlük, öz belirlenim ve adalet mücadelesinin bir sembolüdür.
SAYIN ÖCALAN TAHLİYE EDİLSİN
Dünyadaki meslektaşlarımızla birlikte, biz de uluslararası toplumu bu durumu görmezden gelmemeye çağırıyoruz. Batı devletlerinin ve uluslararası kurumların bu hukuka aykırı ve insanlık dışı duruma karşı sessiz kalmaları utanç vericidir. Artık Sayın Öcalan’ın temel haklarını geri alması zamanı gelmiştir. Avukatlarıyla görüşme yasağının derhal kaldırılmasını ve İmralı’da düzenli ziyaretlerin yapılmasını talep ediyoruz. Sayın Öcalan ve tüm siyasi tutuklular için adalet ve insan hakları talep ediyor ve her türlü tecrittin sona ermesini istiyoruz. Türk ceza yargı sisteminde, ömür boyu hapis cezasına çarptırılan tüm siyasi tutuklular için umut hakkının uygulanmasını talep ediyoruz. Sayın Abdullah Öcalan’ın derhal tahliye edilmesini talep ediyoruz.”
FİZİKİ ÖZGÜRLÜK TALEBİ
Mitinge katılan Uluslararası Blok (Enternasyonalist Blok) temsilcisi bir konuşma yaptı: “On yıllardır ve tüm baskılara rağmen Kürt Özgürlük Hareketi, adil bir barış için iradesini defalarca göstermiştir. Sayısız kez gerçek bir sürecine açık olduğunu vurgulamıştır. PKK, silahlarını tek taraflı dokuz kez bırakmıştır. Abdullah Öcalan, yaklaşık 26 yıldır tecrit altında tutulmasına rağmen, uzun süredir diyalog ve demokrasi temelli bir çözüm arayışındadır. Ortadoğu’daki tüm halkları birleştirebilecek bir çözüm. Türkiye’nin barış teklifleri iki yüzlülükten başka bir şey değildir. Gençlerin işkence gördüğü, insanların tutuklandığı ve sivil köylerin bombalandığı bir barış nasıl bir barış olabilir? Biz adil bir barış istiyoruz. Öcalan, bu barışın yolunu açabilir ve onun tecridinin sona erdirilmesi bu yolda anahtar yol oynamaktadır. Bu nedenle Öcalan’ın fiziksel özgürlüğünü ve Kurdistan’ın tüm parçaları için barışçıl bir çözüm talep ediyoruz.”
‘MÜCADELENİZ MÜCADELEMİZDİR’
Tamil Özgürlük Hareketi adına Sajanthan Kethiswaran da, büyük bir vizyoner, devrimci, siyasetçi ve filozofun özgürlüğünü talep etmek için mitinge katılmış olmaktan büyük bir mutluluk ve gurur duyduğunu ifade etti. Kethiswaran “Bahsettiğimiz kişi, PKK kurucusu Abdullah Öcalan ya da Önder Apo’dur. Abdullah Öcalan’ın adı bile, emperyalist devletlerin yöneticilerine korku salmaktadır. Bu yüzden, isminin bile anılmasını yasaklamaya çalışıyorlar. Ama biz buna boyun eğmiyoruz, aksine, sizlerle birlikte bu büyük insanın özgürlüğünü derhal talep ediyoruz; o yaklaşık 26 yıldır Türk zindanlarında haksız yere tutsak durumda. Bugün burada, onun özgürlüğünü talep etmek için toplandık. Birçok yerde Tamil Özgürlük hareketi de bu mücadelede yer almaktadır. Sizin mücadeleniz bizim mücadelemizdir” dedi.
‘ÖZGÜRLÜK İÇİN BİRLİKTE MÜCADELE EDELİM’
Birçok halkın özgürlüğü için savaştığı tarihi bir dönemde, PKK Lideri Abdullah Öcalan önemli bir anahtar figür olduğunu vurgulayan Kethiswaran, Türkiye ve batılı müttefikleri inkar etse de adalet ve barışın anahtarının İmralı’da olduğunu söyledi. Kethiswaran, “Öte yandan Türk devleti, Kürt halkını yok etmeye çalışıyor, hava saldırıları düzenliyor ve hesapsızca öldürüyor. Almanya devleti, bu politikayı, Kürt halkını düşünce suçları ile kriminalize ederek destekliyor, hepimizi terörist olarak damgalıyor ve toplumun bizden korkmasını sağlıyor. Oysa biz, sosyal ilerleme ve hümanizmin bayrağını yükseltenleriz. Tamil Eelam ve diasporasındaki politik olarak bilinçli insanlar yanınızdadır. Bu bizim tarihi benzerliğimizdir ve Filistinli halkla ve birçok başka halkla paylaşıyoruz. Geliniz, ezilen halkların uluslararası birliğini kurarak, tutsaklarımızın özgürlüğü için mücadele delim ve emperyalizm adına işkence yapan cellatların cezasızlığını acımasızca gözler önüne serelim. Birlikte, bugün henüz göremediğimiz birçok şeyi başarabiliriz, fakat her gün bir adım daha ileriye gidiyoruz. Zafer bizimdir, bu sadece bir zaman meselesidir” ifadesinde bulundu
‘DAYANIŞMACI BİR DÜNYA İÇİN ÖZGÜRLÜK’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü, Kurdistan, Tamil Eelam ve tüm dünyadaki tüm siyasi tutsakların özgürlüğü çağrısında bulunan Kethiswaran, “Tüm halkların ve tüm insanların kendi kaderini tayin etme hakkı, faşizme ve emperyalizme karşı, çokluğun ve çeşitliliğin olduğu dayanışmacı bir dünya için” diye konuştu.
Köln'de yüz binlerin buluşması Hûnera Azad’ın sahne alması ardından sona erdi.