HABER MERKEZİ - Mexmûr'da kadınlar, erkek egemen zihniyete karşı toplumsal statüsünü güçlendiriyor. Şehid Koçeri Hazırlık Okulu Eş Sözcüsü Hêlîn Kara, çözüm olarak gördükleri demokratik ulus fikriyle hareket ettiklerini söyledi.
Hem toplumsal hem de askeri alanda verdikleri mücadeleyle 21. yüzyıla damgasını vuran Kürt kadınlar, kapitalist eril sisteme karşı PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın "Kadın özgürlükçü, demokratik ve ekolojik" paradigmasıyla “başka bir hayatı” mümkün kılıyor. Kürt kadınlar öncülüğünde alternatif yeni yaşam modelinin inşa edildiği merkezlerden biri de Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki Mexmûr Kampı.
KDP kontrolünde olan ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 1998 yılında kurulan Mexmûr Mülteci Kampı'ndaki kadınlar, erkek egemen zihniyetin yanı sıra Türkiye-Irak’ın saldırıları, KDP’nin ambargosu ile yaşamın zorluklarına karşı önemli görevler üstleniyor. Tüm baskı ve saldırılara karşı "Kadın özgürlükçü, demokratik ve ekolojik" paradigmayla örgütlenen kadınlar, mücadelenin ön saflarında yer alarak, toplumsal statüsünü güçlendiriyor. 2003 yılında kurulan İştar Meclisi'nin çatısı altında örgütlenen kadınlar, mahalle komünlerinden halk meclislerine, belediye yönetiminden kamp güvenliğine kadar her alanda yer alıyor, kurdukları akademi ile de toplumsal cinsiyet farkındalığı konusunda hem eğitim alıyor hem de eğitim veriyor.
Mexmûr Şehid Koçeri Hazırlık Okulu Eş Sözcüsü ve aynı zamanda eğitmeni Hêlîn Kara, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla verdikleri mücadeleye dair konuştu.
ÖRGÜTLÜ KADIN HEDEFTE
Örgütlü ve toplumda öncü olan kadınların her zaman egemen zihniyetin hedefi olduğunu belirten Hêlîn Kara, Mexmurlu kadınların PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın paradigmasıyla yaşamda yer aldığını söyledi. Hêlîn Kara, “Kadına yönelik şiddet ‘kader’ olarak görülüp kabul edilemez. Şiddet her kadının hayatında var ve hissediliyor. Toplumsal şiddet en çokta kadınların yaşam alanlarını etkiliyor. Özellikle de toplumda söz sahibi olmak isteyen kadınlar, en çok bu durumla karşı karşıya kalıyorlar. Burada kadınlar, Sayın Abdullah Öcalan'ın paradigmasına dayalı olarak topluma öncülük ediyor ve onun ahlaki ve kültürel gerçekliğine göre yaşıyor. Bu temel üzerinden mücadele ediyoruz” diye belirtti.
DEMOKRATİK ULUS PARADİGMASI
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin demokratik ulus paradigmasıyla sağlanabileceğini dile getiren Hêlîn Kara, kampta bu temelde bir mücadelenin olduğunu söyledi. Demokratik ulus paradigmasının kadın kurtuluş ideolojisine yön verdiğine dikkati çeken Hêlîn Kara, “Kurtuluş ideolojisi ise, bir kadın nasıl özgür yaşayabilir, toplum nasıl özgür olabilir? sorularının derinliğine inerek cevap oluyor. Toplumun kültürüne, ahlakına ve kadın gerçeğine uygun bir yaşam nasıl ortaya çıkar? Bu amaç doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yürüttüğümüz bu mücadele, kadına yönelik şiddetle mücadeleyi güçlendirirken, şiddeti ise zayıflatıyor. Demokratik ulus ilkeleri ve kriterleri karşılanırsa toplumda erkek şiddet uygulayamaz ve kadın aşağılanamaz" ifadelerini kullandı.
Kadınların toplumu dönüştürme gücüne sahip olduğunu söyleyen Hêlîn Kara, bunun için de ortak mücadeleye ihtiyaç olduğunun altını çizdi. Hêlîn Kara, “Kadın, ilkeleri temelinde yaşamını inşa ederse erkekte de ciddi bir değişimi sağlayacaktır. Erkek, kadına uyguladığı şiddetin zayıflık olduğunu, insan doğasına ve ahlakına aykırı olduğunu bilecek. Eğer ki erkek bu farkındalığa erişirse zaten orta da şiddet diye bir şey kalmaz. Şüphesiz sadece fiziki değil, aynı zamanda psikolojik şiddete karşı da bir mücadele verilmelidir. Bunun içinde ortak bir mücadele hattı kurulmalı ve bu mücadele genişletilmelidir. Buna ulaşılırsa demokratik ulus modeli de yaşamsallaşır” dedi. Kadınların kendilerini bir nesne olarak sunan kapitalist sisteme karşı bu paradigmayı esas alması gerektiğinin altını çizen Hêlîn Kaya, "Kapitalist sistemde kadın bir objedir. Bu sistemde kadın birey olarak rol oynayabilir ama kimliğiyle rol oynayamaz. Demokratik yaşamda ise kadın yaşama kendi hakikatine göre katılır. Bu sebeple kapitalist sistemde kadının iradesinin olduğunu söylemek mümkün değildir. Çünkü kapitalist sistem egemen olanın ve boyun eğdirilenin temelleri üzerine inşa edilmiştir. Onun için toplumun, doğanın ve canlıların karşılaştığı sorunların çözümü demokratik ulus paradigmasıdır” diye belirtti.
MA / Zeynep Durgut