ANKARA - İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya kadın katliamları üzerinden tepki gösteren DEM Partili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Öldürülen kadınları birer sayı olarak göremezsiniz” dedi.
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2025 yılı bütçe teklifinin görüşmeleri sürüyor. Görüşülen İçişleri Bakanlığı bütçe teklifine dair söz alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, kadına yönelik şiddet, katliam ve çocukların katledilmesine dikkat çekti.
‘KADINLAR, ÇOCUKLAR ÖLDÜRÜLÜYOR’
Konun can alıcı bir mesele olduğunu ifade eden Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Çocuklar öldürülüyor, kadınlar ortadan kaybettiriliyor. Hemen gizlilik kararı veriliyor, havuz medyasına sızdırılan magazinsel bilgilerle dikkatler dağıtılıyor, farklı bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Senaryo değişmiyor; çünkü figüran ve oyuncular aynı” dedi.
’11 AYDA 337 KADIN KATLEDİLDİ’
Dünyanın her yerinde kadınların, “Jin jiyan azadî” sloganı ile sokakta olduğuna vurgu yapan Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Kadın cinayetleri ideolojiktir, çünkü faillerin sığınağı cezasızlıktır. Bugün kadınlara yönelik tutulan cinayet ve şiddet çetelesinden haberdar mısınız? Ekim ayında en az 48 kadın, erkekler tarafından katledilmiş. Kimisi boşanmak istediği eşi tarafından, kimi ayrılmak istediği arkadaşı tarafından veya bir yakını tarafından katledilmiş durumda. 2024 yılı bitmeden öldürülen kadınların sayısı ise en az 337. AKP iktidarının kadınları anlaması zor; ama yine de söyleyelim. Bunlara birer sayı, rakam olarak bakamazsınız; her olayı münferit değerlendiremezsiniz” diye kaydetti.
‘HATIRLATMADA BULUNMANIZ GEREKMEZ Mİ?’
Kürdistan ifadesini kullanmaları durumunda komisyon başkanının Anayasa’nın 3’üncü maddesini hatırlattığını anımsatan Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Peki kayyımlarla Anayasa’da yer alan merkezi ve yerinden yönetim ilkesini ortadan kaldıran karşınızdaki İçişleri Bakanı’na da Anayasa hatırlatmasında bulunmanız gerekmez mi? Çünkü AKP iktidarı, son 8 yılda ülkenin Kürtlerin yaşadığı parçasında idari yapıyı dağıtmış durumda. Eylül 2016’dan Mart 2024’e kadar Kürt halkının belediyelerine bilfiil el konuldu. Kürtçe hizmetler yasaklandı, kadın merkezleri ve çocuk kreşleri kapatıldı, belediyelerin kapıları yurttaşa açılmadı. Buna rağmen halkımız demokratik mücadeleden vazgeçmedi, belediye eş başkanlarını da bizzat ön seçimlerle kendisi belirledi” diye konuştu. Kayyımların yol açtığı tahribatlara işaret eden Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Kayyımlar, sadece irade gaspı değil; aynı zamanda bir ekonomik bölüşüm araçlarıdır. Buna Kürtler de dahil mi? Çünkü Kürt’ün huzurunu kaçırarak huzur sağlanamaz. Dolayısıyla kayyım siyasi darbedir, kayyım ekonomik soygundur; milyonların huzursuzluğudur” diye belirtti.
‘HİÇBİR GÜÇ ÖNÜNDE DURAMAZ’
Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, sözlerini şöyle sürdürdü: “Size göre Kürt sorunu yoktur; ama Kürt’ün seçme ve seçilme hakkını gasp etmek vardır. Size göre Kürt sorunu yoktur; ama belediyelerimizin yollara yazdığı ‘pêşî peya’ trafik uyarısını silmek vardır. Size göre Kürt sorunu yoktur; ama Kürtlerin kendi belediyelerini yönetmesi yasaktır. İnsanlık gelişti, uluslar büyüdü, dünya küçüldü. Kürtlere biçilen yüzyıllık gömlek artık dar geliyor. Hiçbir devlet, hiçbir akıl; Kürtlere yüz yıl önce yaklaştığı gibi yaklaşamaz. Çünkü bir düşünürün de dediği gibi zamanı gelmiş bir fikrin önünde hiçbir güç duramaz. Zamanın ruhu barışı çağırıyor.
HUZUR ADINA NE VARSA DAĞITILDI
Dört ülkenin sınırları dahilinde yaşayan Kürtlerin de birbirileriyle soydaş olduğu kabul edilmiyor, politikalar buna göre belirlenmiyor. Bunu, Rojava Kürtlerine yönelik söylem ve politikalardan biliyoruz. Bunu, Çiyayê Kurmenç dediğimiz Efrin’in cihatçı çetelere teslim edildiğinde gördük. Efrin’de, işgal gerçekleşmeden önce yüzde 95 bir Kürt varlığı vardı, ama yüz binlerce insan zorla yerinden edildi. Her türlü hak ihlali, fidye için kaçırma, yağma ve tecavüz söz konusu. Bir zamanlar zeytin bahçelerinde, ılık Akdeniz ikliminde huzurlu bir şekilde yaşayan bir Kürt kentinin kaderi bir anda değiştirilerek huzur adına ne varsa dağıtıldı.”