ANKARA - Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıların nedenleri arasında rant politikası olduğuna da işaret eden DEM Partili Ömer Faruk Hülakü,“Türkiye Rojava'yı savaş ganimeti görüyor” dedi.
Meclis Genel Kurulu’nda Çevre, Şehircilik İklim Değişikliği, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile bağlı kuruluşların bütçesi görüşülüyor. Görüşmelere dair Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri söz aldı.
İlk olarak konuşan Dersîm Milletvekili Ayten Kordu, ekolojik yıkıma işaret etti. AKP iktidarında Türkiye'de ve Kürdistan’da delik deşik edilmedik dağ, yerli veya yabancı şirketlerin güdümünde tahrip edilmedik orman bırakılmamıştır. Cudi'den, Kazdağları'na, Defne'den Karaburun'a, Cerattepe'den Akbelen'e, Munzur'dan Şırnak'a, Ağrı'ya kadar ormanların kesilmesine, suların ve havanın kirlenmesine, kıyıların ticarileşmesine kadar yaşama ilişkin birçok çevresel tahribat sistematik olarak sürdürülerek tüm coğrafya çoraklaştırılmak istenmektedir” dedi.
İNŞAAT PLANI
Çewlîg Milletvekili Ömer Faruk Hülakü ise AKP’nin rant politikalarına değindi. İktidarın rant politikasında sınırları aştığını belirterek Kuzey ve Doğu Suriye’nin haritasını gösteren Hülakü, “Bu rantçı akıl, Rojava'ya, Suriye'ye bakınca işte bunu görüyor. 400 milyar dolarlık inşaatın öncüsü Türkiye olacak. Bu rantçı akıl, bu talancı zihniyet Suriye'ye, Rojava'ya bakınca savaş ganimeti görüyor” dedi.
KÜRDİSTAN'DA EKOKIRIM
Sêrt Milletvekili Sebahat Erdoğan da Kürdistan’daki doğa katliamına dikkat çekti. Devletin Kürdistan’da doğa katliamlarına seyirci kalmasının ötesinde doğa katliamcılarının önünü açtığını kaydeden Sebahat Erdoğan, bu durumunda ekolojik yıkımı hızlandırdığını söyledi. Erdoğan, “Ağrı'ya bağlı Mollakara köyündeki altın madenciliğinden Hakkâri'nin Kavaklı köyündeki maden faaliyetlerine, Bingöl Karlıova ve Yedigöller ilçelerindeki maden arama çalışmalarından Zilan Vadisi üzerinde kurulmak istenen HES projelerine kadar birçok yerde doğanın bu iktidar eliyle rant uğruna talan edilmesine şahitlik ettik” ifadelerini kullandı.
‘DELİK DEŞİK EDİLİYOR’
Akarsu ve barajların da tehdit altında olduğunu ifade eden Sebahat Erdoğan, “Siirt coğrafyasında nerede akarsu varsa HES ve baraj projeleri adımları kesintisiz sürerken, Siirt'in tüm suları halkların kullanımından ve doğadan çalınıp sermayeye hapsediliyor. Siirt'in Botan Vadisi ve içinden geçen Botan Çayı üzerinde 15 adet HES projesi ve bu projelere eklenmek istenen ek projeler bölgede çok yönlü yağmalanmanın da göstergesidir. Tüm bölge kentlerinde olduğu gibi Diyarbakır'da da ‘Maden arama’ adı altında halkın meraları, tarım arazileri ve ağaçlık alanları delik deşik edilip insansızlaştırmaya ve ağaçsızlaştırılmaya çalışılmaktadır” diye kaydetti.
'YANGILAR YAŞANIYOR'
Sabahat Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yine, Şırnak'ta 90'lı yıllardan bu yana köylerin boşaltılması ve bölgenin ormansızlaştırılması politikasına bağlı olarak yangınlar yaşanmakta ve rant uğruna ağaç kesimi yapılmaktadır. Şırnak'ta son yıllarda ormanlık alanların yüzde 10 oranında- ağaç kesimi ve yangınlar nedeniyle azaldığı bilinmektedir. Bu politika sadece insanların diline, kimliğine, kültürüne yönelik değildir; o coğrafyanın canlısına, toprağına, havasına, suyuna, ağacına kadar ciddi bir asimilasyon ve ekokırım gerçekleştirmektedir”