ESKİŞEHİR - Çocukların yeterli ve sağlıklı gıdaya ulaşamadığını belirten Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Özkan Demirkol, “Yol ve köprü gibi işlere ödenek ayrılabiliyorsa çocuklarımıza bir öğün yemek ve içilebilir temiz su da sağlanabilir” dedi.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) 2024 raporuna göre, Türkiye’de beslenme ve gıda krizinden doğrudan etkilenen 6.5 milyon çocuk aşırı yoksulluk koşullarında yaşıyor. Her 5 çocuktan biri yeterli ve besleyici gıdaya erişemezken, her 4 çocuktan biri okula aç gidiyor. 172 bin çocuk yatağa aç giriyor.
Bu tabloya rağmen mevcut yönetim bir iyileştirmeye gitmezken, veli ve eğitimcilerin yıllardır dillendirdiği okullarda günde bir öğün ücretsiz yemek talepleri ise karşılık bulmuyor. Konuya dair Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Eskişehir Şube Başkanı Özkan Demirkol değerlendirmelerde bulundu.
ÇOCUKLAR SÜT TÜKETEMİYOR
Ekonomik krizden kaynaklı ailelerin yeterli gıdaya ulaşamadıklarını dile getiren Demirkol, bundan kaynaklı da çocukların beslenemediklerini söyledi. Eğitimde başarıyı arttıran etkenlerin başında yeterli beslenmenin geldiğini belirten Demirkol, çocukların protein ağırlıklı beslenmesi gerekirken, et, süt ve yumurta gibi ürünleri tüketemediklerini kaydetti.
GELİŞİM BOZUKLUĞUNA NEDEN OLUYOR
Koşullardan kaynaklı çocukların sağlıklı beslenmeden okula geldiklerini vurgulayan Demirkol, “Çocukların getirdiği beslenmelere baktığımızda ekmek arası peynir veya salça sürülmüş ekmek var. Dolayısıyla çocuklar dengesiz, yetersiz beslendiği için gelişim bozukluğu yaşıyor” dedi. Yeterli ve sağlıklı beslenme ile başarı arasındaki ilişkiye dikkati çeken Demirkol, "Ekonomik anlamda çocuklarına her türlü imkanı sunmaya çalışan ailelerin çocukları ile asgari ücret düzeyinde bir yaşama sahip olan ailelerin çocukları arasında başarı anlamında maalesef çok büyük fark olabiliyor. Bunun da beslenme ile doğrudan ilişkisi olduğunu düşünebiliriz” ifadelerini kullandı.
KANTİNDE SU 2-3 KAT PAHALI
Okul kantinlerinin ihale usulüyle işletildiğini belirten Demirkol, şöyle devam etti: “Buda fiyatlara yansıyor. Bir tostun fiyatı 80 lira. Yine satılan suyun fiyatı zincir marketlerdeki fiyatın iki veya üç katı. Bu durumda çocukların kantinlerde alış veriş yapmalarında sıkıntı yaşanıyor. Ekonomik düzeyi iyi olan aileler bütün imkanlarını çocukları için kullanmaya çalışıyor fakat ekonomik düzeyi iyi olmayan ailelerin çocukları ise onların almış oldukları yiyecek izliyor.
ÜCRETSİZ YEMEK TALEBİ
Kaynakların bir kısmını çocuklarımıza ayıralım. Bir öğün yemek ve içilebilir su imkanı sağlanabilir. Okul öncesi eğitim kurumlarında seçimlerden önce buna benzer çalışma başlatılmıştı ama seçimlerden sonra hemen kesildi. Demek ki göstermelikmiş. Bu çok büyük bir maliyet değil. Faizlere, yol ve köprü gibi işlere ödenek ayrılabiliyorsa; herkesin dillendirdiği ‘geleceğimizin teminatı’ çocuklarımıza bir öğün yemek ve içilebilir temiz su da sağlanabilir.”