ANKARA - DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, Türkiye'nin güdümündeki SMO'nun saldırılarına işaret ederek, "SMO çeteleri eliyle insanlık suçu işleniyor" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, Türkiye ve ona bağlı Suriye Millî Ordusu'nun (SMO) Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılarına tepki gösterdi. 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmelerinin sürdüğü Meclis Genel Kurulu'nda konuşan Halide Türkoğlu, "Çözümsüzlük, krizleri ve savaşları süreklileştirmektedir. Kendi coğrafyasındaki halklarla barışamayan iktidarlar, ulus devlet yönetimleri; milliyetçiliği, mezhepçiliği ve cinsiyetçiliği kendi varoluşunun koşulu olarak görmektedir. Halkların birlikte yaşamı, birlikte yönetmekten geçer. Bu yönetmenin ruhu, teklik değil birliktir; farklılıkları inkâr etmek değil, herkesi inancıyla, kimliğiyle, diliyle tanımaktır" dedi.
'MEVCUT SORUNLAR AYNI YÖNTEMLERİ İLE ÇÖZÜLEMEZ'
İktidar temsilcilerinin "Suriye'de sadece Kürtler yok" yönündeki ifadelerine dikkati çeken Halide Türkoğlu, "Kürt halkı bin yıllardır bu topraklarda farklı kimliklerle, inançlarla, halklarla birlikte yaşıyor. Bu birlikteliğin en somut yaşam bulduğu yer, Kuzey ve Doğu Suriye'dir. Kadınların en güvenli şekilde kendilerini var ettikleri yer, Kuzey ve Doğu Suriye'dir. Bakın, Rojava'da filizlenen ve halkların etrafında kenetlendiği bir yönetim modeli ve bir toplumsal sözleşme var. Şimdi, teklikten beslenenler; halkların varlığını, dilini, kültürünü inkâr etmeyi yol edinenler bu konuda söz kurmadan önce yüzyıldır Türklük Sözleşmesini uyguladıklarını unutmasınlar. Eğer bir değişim olacaksa bu coğrafyada egemenler, yüzyıllık inkâr politikalarından vazgeçip evrensel ortak değerler çerçevesinde halkların eşit ve birlikte yaşaması için kendilerini güncellemelidir. Yani mevcut sorunlar aynı yöntemlerle çözülmez" ifadelerini kullandı.
'İNSANLIK SUÇU İŞLENİYOR'
Türkiye'ye destekli SMO'nun yaptıklarına işaret eden Halide Türkoğlu, "Vekâlet savaşını yürütenlerin adları değişebilir, ancak beslendiği zihniyetin IŞİD zihniyeti olduğunu çok iyi biliyoruz. SMO kontrolünde olan yerlerdeki kadınlar, IŞİD zulmünden dolayı Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ne sığınmıştır. Bu çeteler Şengal'de katliam yapanlardır, Êzîdî kadınlarını köle pazarlarında satan bu çetelerdir, Şii Türkmen kadınlara saldıran, Kobanê'de katliam gerçekleştiren bu çetelerdir. Bugün binlerce Êzîdî kadının hâlâ akıbetinden haber alamıyorsak, hiç kimsenin bu zihniyeti meşrulaştırmaya hakkı yoktur. Bakın, Suriye'de SMO çeteleri eliyle iktidarınızın kontrolünde olan yerlerde bir talan ve yıkım politikası uygulanıyor, kadınlara yönelik insanlık suçu işleniyor, insani yardım için Suriyeli halklarla dayanışmaya giden kadın üyeler kaçırılıyor" diye konuştu.
'İÇTE DE DIŞTA DA KÜRT DÜŞMANISINIZ'
SMO'nun kontrolü ele geçirdiği yerde yaptığı uygulamaları anlatan Türkoğlu şöyle devam etti: "Kontrolünüzde olan yerlerde insanların evleri, malları talan ediliyor; insanlar kaçırılarak ailelerinden rüşvet isteniyor. Bu rüşvet, yağma, kadınlara yönelik işkence görüntüleri sizin kontrolünüzde olan yerlerden geliyor. 'Güvenlik' adı altında Suriye'de izlenen bu siyaset; Kürt halkına, kadınlara düşmanlık üzerinden yürütülüyor. Nerede bir Kürt ve kadın kazanımı varsa siyasi iktidarınız orayı hedef almaktan bir an olsun vazgeçmiyor. İç siyasetiniz de budur, dış siyasetiniz de budur. Bu ülkenin güvenlik sorunu, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi değil, bu ülkenin güvenlik sorunu İŞID türevi çetelerin diriltilmesidir.
YENİ YAŞAM TEHDİT DEĞİLDİR
Suriye'de halkların, kadınların kazanımlarına yönelik yapılan saldırılar karşısında Rojavalı kadınlarla dayanışmaktan bir an olsun vazgeçmeyeceğiz. Kuzey ve Doğu Suriye'de kadınlar öncülüğünde inşa edilen yeni yaşam Türkiye için bir tehdit değildir.
DİYALOG İLE ÇÖZÜLÜR
Yapılması gereken hem Türkiye'de hem Suriye'de onurlu bir barışın yolunu açmaktır. Kürt sorununda çözümsüzlüğü dayatan politikaların son bulması, Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılarak diyaloğun esas alınması, bu sorunun çözülmesinin önünün açılması için biz kadınlar dün olduğu gibi bugün de mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz."