İSTANBUL – Gerçekleştirilen “Kürt sorunu” konulu buluşmada, Kürt sorununun çözümü için ortak yol alınması çağrısı yapıldı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul İl Örgütü, "Kürt sorununun demokratik çözümünü konuşmak için konuşuyoruz" konulu bir buluşma düzenledi. İstanbul'un Kağıthane ilçesi Okmeydanı semtindeki bir düğün salonunda düzenlenen etkinliğe, çok sayıda yurttaşın yanı sıra siyasi parti, sendika, kurum, kuruluş ve platform temsilcileri katılım sağladı. Buluşmanın gerçekleştirildiği salona, “Kendimizi de kentimizi de biz yöneteceğiz” pankartı ve DEM Parti flamaları asıldı.
Buluşmada konuşan DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz, tarihi günlerden geçtiklerini belirtti. Yeni sınırların oluşturulduğunu ifade eden Kalmaz, “Rojava devrimi oldu. Kürtler DAİŞ’e karşı kazandı. Ortadoğu’da olan tüm sorunlar için Rojava devrimi çözümdür. Yüzyıllık Suriye 10 günde yok oldu. Halkların umudu artık orada savaşsız, demokratik bir ülke inşa etmek için idi. Ancak Esad sonrası yeni bir savaş başlatıldı. Rojava devrimini yıkmak için çeteler Kürtlere saldırıyor. Bu yaklaşım Kürt sorununun çözülmez hale getiriyor. Oradaki sorunlar buradaki Kürt sorununu da çıkmaza sokuyor. Biliyoruz, MHP tarafından bir el uzatıldı. Bu barış için bunun arkasında dururuz. Fakat daha sonra Rojava saldırıları bu sorunu derinleştiriyor. Rojava’ya sahip çıkmalıyız. Bu saldırılara karşı durmalıyız. Abdullah Öcalan, ‘Tarihin yazıldığı günleri yaşıyoruz, böyle günlerde insan tüm yeteneklerini ortaya koymalı. Yüz yılların hesabı bakarsanız birkaç haftada yok olur’ diyor. İşte bu yüzden Rojava’ya sahip çıkmalıyız. Sayın Abdullah Öcalan’ın Ortadoğu üzerindeki değerlendirmeleri dikkate alınmalı ve tecrit kırılmalıdır ve muhatap alınmalıdır” ifadelerini kullandı.
‘BİRLİKTE YOL ALALIM’
DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Elif Bulut, barış için mücadele ettiklerini ifade ederek, “Barış mücadelesi herkesin bedel ödediği bir mücadeledir. Ama biz sorunların demokratik şekilde çözülmesini istiyoruz. Barış süreçlerini daha önce de yaşadık. Dünya deneyimleri de var. Barış süreçlerinde kadınlarla, gençlerle yürütülmezse bu süreler rafa kalkıyor. Bu tür süreçler birlikte oluşturulursa Kürt sorunu çözülür. Sorunları iktidar bakış açısıyla çözmenin bedellerini gördük. Barışı herkesin istediğini gördük ama iktidarların istemediğini de gördük. Kürt sorunu çözülmeden savaş bitmez. Biz barışın ne kadar bütünleştirici olduğunu gördük. Biz parti olarak en büyük sorunun Kürt sorunu olduğunu görüyoruz. Ancak ortak mücadele ile başarılacağını da gördük. O yüzden dostlarımızın varlığı bizim için önemlidir. Sayın Öcalan’a yönelik tecridin kırılması ancak halkın direnişine bağlıdır. Yine ‘Jin jiyan azadî’ felsefesi dünyaya yayıldı, Rojava’daki devrim bizim mücadelemizle olmuştur. Ne umudumuzu ne mücadelemizi elimizden alamazlar. Kürt sorunun çözümü herkesin ortak talebidir. Tüm Türkiye halklarını Kürt sorunun çözümü için birlikte yol almaya çağırıyorum” şeklinde konuştu.
‘KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMEDEN DEMOKRASİ OLMAZ’
Yazar Ayşegül Devecioğlu ise ülkenin mafyalaştığı, çeteleştiği, tarikatlaştığını belirterek, barış taleplerinin olduğunu vurguladı. Ayşegül Devecioğlu, Suriye’de yaşananların Türkiye’de süreci de etkileyeceğini dile getirdi. Bahçeli’nin el uzatmasının ardından kayyımların başladığını anımsatan Ayşegül Devecioğlu, “Birçok kişi buradan barış çıkmaz, diyor. Ama bütün bu yaşananlar, ülkede bir sorun olduğunu gösteriyor. Bu ülkede bütçenin çoğu savaşa ayrılmıyor mu, kaynak az değil mi? Niye bir ülkenin baronları zenginken, diğerleri fakir olsun ki? Biz ufak bir kapı var ise bile onu aralamak istedik. Bu ülkede herkesin canını okuyan kontra gerilla düzen Kürt sorunundan kaynaklıdır. Kürt sorunu çözülmeden bu ülkede demokrasi olmaz” diye belirtti.
‘BARIŞIN GELMESİ LAZIM’
Aktivist Nurten Ertuğrul, Kürtlerin 4 parçaya ayrıldığını ifade ederek, Kürtlerin “tarumar” edildiğini söyledi. Nurten Ertuğrul, “Bu durumu sadece Kürtleri etkilemedi, diğer halkları da etkiledi. Ulus devlet inşası devlet kimliği aldığı zaman milliyetçileşiyor. Bugün Ortadoğu’da yaşananlar bunlardan dolayıdır. Osmanlı dönemlerinde de zulümler oldu, Seyid Rıza döneminde aynı şekilde. Devletin tedbir ve norm şeklinde kuruldu. Eğer konu Kürtler ise tedbir yöntemleri kullanıldı. Diyarbakır Zindanı, faili meçhuller, mevcut kayyımlar bunların yansımasıdır. Bu bir sistem meselesidir. Onun için hakkın tesis edildiği bir düzenin olması gerekiyor. Ortadoğu’da yaşananların tamamı buraya da yansıyacaktır. Bu acıların son bulması için barışın gelmesi lazım. Bu sistem böyle yürümez. Barış için en ufak bir şey var ise bile her yola başvurmak gerekiyor” dedi.
‘BARIŞIN YOLU ÖCALAN’DIR’
Barış Annesi Ayten Toprak, anneler olarak barışın yanında olduklarını söyledi. Ayten Toprak, “Biz barış elimizi uzatıyoruz. Barışın yolu Öcalan’dır. Devletin Öcalan’ı Meclis’e getirmesi lazım. Biz annelerin ağlamaması için, çocuklarına kavuşması için bu yapılmalıdır” dedi.
Buluşmanın devamında yurttaşlarda söz aldı. Yurttaşlar barış için görüşmelerin başlaması talebinde bulundu.