ANKARA - Türkiye’nin, Kuzey ve Doğu Suriye saldırılarına tepki gösteren DEM Partili Semra Çağlar Gökalp, “Sınırın öte tarafındaki Kürt'ü bombalarken, buradaki Kürt'ü birlikte yaşama nasıl ikna edebilirsiniz” diye sordu.
Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi (DEM Parti) Bedlîs Milletvekili Semra Çağlar Gökalp ile Elîh Milletvekili Zeynep Oduncu Kutevi, Meclis Genel Kurulu’nda görüşmeleri süren 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi üzerine konuştu.
‘BOMBALARKEN BURADA HANGİ BARIŞI SAĞLAYACAK’
Semra Çağlar Gökalp, Suriye'de “çetelere” ve paramiliter güçlere gönül rahatlığıyla sırtını dayama cesareti gösterenlerin çözümden “değil” kaostan beslendiğini belirterek, “Rojava'da bir kadının çetelere esir düşmesi yanı başımızdakinin sevinci oluyorsa; burada bir sorun var. Böylesi bir atmosferde bu ülkede hangi Kürt veya hangi Kürt kadını kendini güvende hissedebilir ki? Sınırın öte tarafındaki Kürt'ün kazanımlarını yok sayan politikalarla Türkiye'de hangi iç barışı sağlayacaksınız? Sınırın öte tarafındaki Kürt'ü bombalarken; buradaki Kürt'ü birlikte yaşamaya nasıl ikna edebilirsiniz? Bu ne kadar gerçekçi olabilir? Varın bunu siz düşünün. Kobanê'ye saldırmak için fırsat kollarken hangi Kürt'ü barış konusunda ikna edeceksiniz? Güveni tesis etmek güvenlikçi politikalarla olmaz; güven, Türkiye'nin demokratikleşmesi, başta Kürt halkı olmak üzere bütün halkların ve inançların farklılıklarının anayasal zeminde güvence altına alınmasıyla tesis edilir” dedi.
‘BU PERSPEKTİFDEN KORKMAYIN’
‘Kardeşiz’ sözünün tek başına yetmediğini söyleyen Semra Çağlar Gökalp, “Kardeşliğin anayasal güvence altına alınması gerekmektedir. Bu da ancak yeni bir mutabakatla, eşit yurttaşlık temelinde yeni bir anayasayla mümkün olur. Tek bir kimliği, dini ve mezhebi dayatan ve hak gören, farklı dilleri tek bir dilin eziciliğinde eriten bir anayasa sorunları asla çözemez. Rojava'daki özgür eş yaşam Türkiye halklarına tehdit değildir, aksine yaşadığımız çoklu krizler için çözüm perspektifi sunmaktadır. Bu perspektiften korkmayın. Özgürlük ve barıştan ancak ve ancak savaştan beslenen diktatörler korkar. Cumhuriyetin 2'nci yüzyılında yeniden şekillenen Ortadoğu'da geçmiş hataları tekrar etmek, sadece Kürtlere değil, halkların hepsine kaybettirir. Çözüm, özgür birlikteliktedir, onurlu barıştadır, tüm Ortadoğu halklarının demokratik birlikteliğindedir. Çözüm, demokratik bir ulusun demokratik bir vatanda kuracağı demokratik cumhuriyettedir. Bu tanımlardan, bu perspektif ve paradigmalardan korkmayalım” diye belirtti.
DEMOKRATİK MODERNİTE
Demokratik Ulus Paradigması’na işaret eden Semra Çağlar Gökalp, “Kapitalist modernitenin halklara dayattığı iki kutuplu dünya düzenine karşı savaş, ölüm ve yoksulluktan başka bir dünyayı mümkün kılan bir yoldur. Demokratik Ulus Paradigması toplumun tarihsel kökenine dayanır. Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir paradigmadır. Bu paradigmayla insanın, emeğin ve doğanın sömürülmediği ve hiçbir ulusun başka bir ulusa tahakküm kurmadığı, tüm halkların onurlu, özgür ve eşit bir şekilde yaşadığı demokratik bir toplumsal düzeni inşa edebiliriz” şeklinde konuştu.
‘İNSANLIK ONURUNU SAVUNMAKTIR’
Êlîh Milletvekili Zeynep Oduncu Kutevi, “Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin Kürtler, Ermeniler, Suryaniler, Arap ve pek çok halktan oluşuyor. Barış yerine savaşı, çözüm yerine şiddeti tercih eden bu zihniyetin karşısında durmak insanlık onurunu savunmaktır. Rojava'nın sesini kısmaya çalışanlar bilmelidir ki bu ses barışın, özgürlüğün ve adaletin sesidir” dedi.
Zeynep Oduncu Kutevi, kürsüden İngilizce barış çağrısında bulunurken mikrofonu kapatılmazken, Kürtçe yapılan çağrı sırasında ise Meclis’e Başkanlık yapan AKP Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ tarafından kapatıldı.