HABER MERKEZİ - Katledilen gazeteci Nazım Daştan, Dîlok'ta Suriyeli gazeteci Naji El Jerf'in katillerinin izini sürdüğü sırada gözaltına alınmış ve tutuklanmadan hemen önce yanına gelen istihbarat elemanlarınca, "Hadi yine şanslısın, biz sana gelmeden sen gözaltına alındın. Yoksa sonun Naji Jerf gibi olacaktı" tehdidine maruz kalmıştı.
Kuzey ve Doğu Suriye'deki gelişmeleri takip eden gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, 19 Aralık'ta saat 15.20 sularında Tişrîn Barajı ve Sirîn beldesi arasındaki yolda, Türkiye'nin SİHA saldırısında katledildikleri son ana kadar haber peşinde koştu.
Gazeteciliğe başladığı günden bu yana haberde ve hakikatte ısrar eden Nazım Daştan, tüm baskılara rağmen doğru bildiği yoldan şaşmadı. Ne yaptığı haberler nedeniyle gözaltına alınıp tutuklandığında ne de cephede haber takibi yaparken yaralandığında; hakikate olan bağlılığını bir kenara bırakmadı. Yaptığı onlarca haberle gizlenmek istenenleri açığa çıkardığı gibi, hiç kimsenin önemsemediği ya da hakikatine ulaşmaya cesaret edemediği konuları ortaya çıkarmak için çabalamaktan geri durmadı. Bunlardan biri de Suriye'deki iç savaştan kaçarak Antep'e yerleşen ve burada da gazeteciliğe devam ettiği için sokak ortasında susturucu takılmış bir silahla vurularak öldürülen Naji El Jerf cinayetiydi.
Suriye'deki iç karışıklıktan kaçarak Antep'e yerleşen ve Suriye'de yayınladığı Alhita isimli dergiyi Dîlok'ta da çıkarmayı sürdüren gazeteci Naji El Jerf, DAİŞ'in yaptığı katliamlara ilişkin belgesel çalışması yürüttüğü bir dönemde, Ali Fuat Cebesoy Bulvarı’nda 27 Aralık 2015 tarihinde kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce başından vurulmuştu. Ağır yaralanan Jerf, çevrede bulunan yurttaşların çağırdığı ambulansla 25 Aralık Devlet Hastanesi’ne kaldırılmış; ancak doktorların tüm müdahalesine rağmen iki çocuk babası gazeteci, kurtarılamayarak yaşamını yitirmişti.
BİLGİLERİ PAYLAŞTI GÖZALTINA ALINDI
Naji El Jerf öldürüldüğünde Nazım Daştan da Antep'te gazetecilik yapıyordu. Naji El Jerf ile de iletişim halindeydi. Ölümünden hemen sonra ailesi ile irtibata geçmiş, Suriyeli gazetecinin ölümünü araştırmaya başlamıştı. Naji El Jerf'in Türkiye'nin DAÎŞ ve El-Nusra'ya destek verdiğine dair belgelere ulaştığı ve bunları yayınlamayı planladığı için katledildiğine dair bilgilere ulaşmıştı. Jerf'in ailesi, "çocuklarının Türk MİT'i tarafından öldürüldüğünü" savunuyordu. Nazım Daştan bu bilgilere dair paylaşımlar yaptıktan bir süre sonra gözaltına alındı.
GÖZALTINDA HABERLERİ SORULDU
10 Şubat 2016'da gözaltına alındığında, sorguda yaptığı haberler soruldu. Sorular arasında; 26 Kasım 2015 tarihinde, "Bu arada Rusların dünden beri Azez'de MİT'in DAÎŞ ve El-Nusra'ya silah gönderen TIR'larına yönelik bombardımanı devam ediyor", 28 Kasım 2015'te "Azez'de çetelerle birlikte Türk subaylarının da savaştığı belirtildi, burada esir alınan üç çeteci Türk çıktı. Yakında bilgilerini paylaşacağız", 30 Aralık 2015'te "Antep'te öldürülen gazeteci Naji Jerf'in ailesi ile görüştük. Oğlumuzu DAÎŞ değil, Türk MİT'i vurdu" ve 1 Ocak 2016 tarihinde "Antep'te öldürülen Suriyeli gazeteci Naji Jerf hakkında yeni bilgiler var. Cinayet hakkında Jerf'in buradaki arkadaşları ile de görüştük. Jerf'in Türkiye'nin DAÎŞ ve El-Nusra gibi çetelere destek verdiği ile ilgili belgelere ulaştığı ve bunları yayınlamayı planladığı için katledildiğini belirttiler. Ve altını çizerek Jerf'i MİT'in infaz ettiğini söylediler" şeklindeki paylaşımları vardı.
İSTİHBARAT TEHDİDİ: SONUN JERF GİBİ OLACAKTI
Bir gün sonra 11 Şubat 2016'da Nazım Daştan adliyeye sevk edildiğinde, kendisini adliyeye getiren polislerin dışında 2 istihbarat elemanı bekliyordu. Nazım'ın yanına gelerek, "Hadi yine şanslısın, biz sana gelmeden sen gözaltına alındın. Yoksa sonun Naji Jerf gibi olacaktı" dedikten sonra yanından ayrılırlar. Aynı gün Nazım, mahkeme tarafından "örgüt propagandası yapmak" suçlamasıyla tutuklanarak Antep H Tipi Cezaevi'ne gönderildi. Propagandadan tutuklanmıştı ancak yargılama "örgüt üyesi olmak" ve "örgüt propagandası yapmak" kapsamında devam etti. 5 ay sonra 23 Haziran 2016'dan görülen duruşmada Nazım Daştan tahliye edildi ve daha sonra tüm suçlamalardan beraat etti.
Nazım'a, 9 Ocak 2016 tarihinde, Taybet İnan'a ilişkin yaptığı, ''Silopi'de katledilen ve cenazesi günlerce sokaklarda bekletilen 55 yaşındaki Taybet İnan'ın defnedilmesi için AİHM'ye başvuruldu'' paylaşımı da sorulmuştu. Ve Nazım, gazeteci arkadaşı Cihan Bilgin ile, Taybet İnan'ın Silopi'de sokak ortasında katledildiği günün yıldönümünde; 19 Aralık'ta Kuzey ve Doğu Suriye'de haber takibi yaptığı sırada katledildi.
MA / Abdurrahman Gök