AGIRÎ - Mobilya üreticisi Cengiz Elkatmış, 2 yıl önce 3 bin 500 TL'ye yaptığı ürünü şu an 50 bin TL'ye yükseldiğini söyleyerek, böyle devam ederse üretimin duracağını belirtti.
Türkiye’de asgari ücretle çalışan milyonlarca işçi her gün artan enflasyon altında ezilirken, 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 TL olarak belirlendi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2024 yılı enflasyonunu yüzde 47 olarak açıkladı. Saha araştırmalarında ise bu rakamın yüzde 80’i geçtiği belirtilirken yurttaşların da her geçen gün alım gücü düşüyor.
Agirî merkezde mobilyacı olan Cengiz Elkatmış, son iki yıl içindeki enflasyonunun alım gücünü nasıl etkilediğini fiyat dalgalanması üzerinden anlattı.
Genel olarak mutfak dolabı, gardırop, yüklük, gelin sandığı gibi ürünleri yaptıklarını belirten Elkatmış, “Aylık girdi maliyetlerimiz artarken satışlarımız ya stabil kalıyor ya da düşüyor. Örneğin her ay yaklaşık 5 bin TL sadece nakliyata veriyoruz. Yine aylık 10 bin TL kira gideri, 3 bin TL de elektrik gideri oluyor. İşçiye ücret veremediğimiz için dükkanı aile olarak işletiyoruz” dedi. Mobilya üretiminde genel olarak Medium Density Fiberboard (MDF) Lam tercih ettiklerini belirten Elkatmış, “MDF’yi tabaka olarak alıyoruz. Tabakalar, 183x363 santimetre ebatındadır. Bir tabakanın bu yıl maliyeti, bin 750 TL’dir. Örneğin şuan mutfak dolabının bir metresinin maliyeti 5 bin TL’dir. Ortalama bir mutfak dolabı 4 metre 80 santim oluyor. Bunun da yaklaşık olarak 25 bin TL maliyeti oluyor” dedi.
350 TL'DEN 2 BİN TL'YE ÇIKTI
Özellikle 2 yıl önceyle bugün arasında çok büyük bir farkın olduğunu kaydeden Elkatmış, “2 yıl önce 3 bin 500 TL’ye yaptığımız dolabı bu yıl 50 bin TL’ye yapıyoruz. 2 yıl önce bir tabaka MDF’yi 350 TL’ye alıyorduk, bu yıl ise 2 bin TL’ye mal oluyor. Bununla birlikte işçilik de artıyor. Her geçen gün maliyet arttıkça bizim kar marjımız düşüyor. Daha önce bir işten yüzde 40 oranında kazanırken, bugün zar zor yüzde 25 kazanabiliyoruz. Bütün girdi maliyetlerimizi de bu yüzde 25’lik orandan karşılıyoruz. Çünkü insanların alım gücü düşüyor. Satış yapabilmek için bizler de kar marjımızı düşürüyoruz. Ekonomi böyle devam ederse üretim durma noktasına gelir. Böyle devam ederse çalışamayız. Şu an dükkanımızın açık olmasının en büyük nedeni bize ait olmasıdır. Yine kendi özel aracımızla nakliye yaptığımız için küçük nakliyata para vermiyoruz. Böyle tasarruf yapmaya çalışıyoruz. Dükkan da abim, çocuğum ve yeğenimle birlikte çalışıyoruz. Sadece maaşımız bize kalsa öpüp başımıza koyuyoruz” şeklinde konuştu.
‘İKİ KATINA ÇIKIYOR’
Yüksek enflasyon karşısında eriyen TL’nin durumuna da dikkat çeken Elkatmış, “Ekonomi olarak giderek kötüleşen bir tablo gözüküyor. TL’ye olan itibar yok. Daha önce 500 TL benzin alınca 90 kilometre uzaklıktaki Patnos’a gidip geliyorduk. Şimdi aynı yol için bin TL’lik benzin almamız gerekiyor. Yol uzamadı ama para değerini yitirdi. Bugün 50 bin TL’ye bir dolap sattığımız zaman bu ücretle aynı gün 20 MDF alabilirken, 10 gün sonra ise aynı paraya anca 10 MDF alabiliriz. Çok ciddi derecede para değerini kaybediyor. Her şeyden önce paranın değerini koruması gerekiyor” diye belirtti.