HABER MERKEZİ - Hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla üç kentte yapılan eylemlerde Besna Erol, Kemal Ertürk ve Fevzi Arslan'ın tahliyesi talep edildi.
İstanbul, Ankara ve İzmir’de yapılan eylemlerde hasta tutsakların durumuna dikkat çekilerek tedavilerinin yapılabilmesi için tahliyelerinin talep edildi.
İSTANBUL
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, her hafta düzenledikleri “F Oturması” eyleminin 666’ncısını Beyoğlu’nda bulunan dernek binası önünde gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde, Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde tutulan hasta tutsak Kemal Ertürk’ün durumuna dikkat çekildi. “Tedavi haktır engellenemez” ve “Hasta mahpus Kemal Ertürk serbest bırakılsın” pankartlarının açıldığı açıklamada sık sık, “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın” ve “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır” sloganları atıldı. Açıklamaya, çok sayıda hak savunucusu destek verdi.
İHD İstanbul Şubesi adına açıklamayı okuyan Oya Ersoy, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin tüm tutsakları mağdur ettiğini ancak politik tutsakların “ayrımcı ve düşmanca” nitelendirilebilecek uygulamalara maruz bırakıldığını ifade etti. Oya Ersoy, ayrıca tutsakların tahliyesinin İdare ve Gözlem Kurullarınca keyfi bir şekilde engellendiğine de dikkati çekti.
‘HASTALIKLARI ARTARAK DEVAM EDİYOR’
25 yıldır tutsak olan Kemal Ertürk’ün bir çok sağlık sorunu olduğu halde tutuklu olduğunu vurgulayan Oya Ersoy, Ertürk’ün hastalıklarını şöyle sıraladı: “Kemal Ertürk, Wernicke Korsakoff, Tip 2 Diyabet, Hipertansiyon, görme bozukluğu, dizlerde menisküs, bel fıtığı, hemoroit, midede ülser ve gastrit hastası olup, ek olarak kaslarda ve eklemlerde istemsiz hareketler ile hemoroide bağlı kanama ve ağrı şikayetleri bulunmaktadır. Ailesi tarafından verilen bilgiye göre yakın zamanda bel fıtığı ve hemoroit ameliyatı olan Ertürk’ün hastalıklarının tedavi ve takibinde sorunlar devam ediyor.”
Oya Ersoy, Ertürk’ün kardeşlerinin kendilerine yolladığı mesajı şöyle aktardı: “ ‘Kardeşimin rahatsızlıklarına dair yaptığı başvurular sonucu 13 Kasım 2024 tarihinde hastaneden randevu alınmıştır. Fakat randevu günü cezaevi yönetimi tarafından ‘unutuldu’ denilerek hastaneye götürülmedi ve tedavi süreci geciktirilmiş oldu. Tabi bu ilk değildi, 25 yıllık hükümlülük sürecinde defalarca bu tarz hak ihlallerine uğradı. Yakın zamanda kardeşim bir hastane sürecinin nasıl işlediğini anlattı. Muayeneye götürüldüğünde odaya kelepçesiz girdiğini ve doktorun itirazıyla kelepçenin tekrar takılması üzerine muayene olmadan geri getirildiğini söyledi. Uzun hapishane sürecinde daha önce de kelepçe dayatmalarını ve hak ihlallerini defalarca duymuş ve dinlemiş bir mahpus yakını olarak, yüreğimin nasıl kanadığını anlatacak kelime bulamıyorum. Biz aile olarak kardeşim Kemal dahil olmak üzere bütün hasta tutuklu ve hükümlülere ceza içerisinde ceza uygulamalarına son verilmesini ve en temel insani haklarından biri olan tedavi süreçlerinin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz.’”
Ertürk’ün tedavi ve bakım imkanlarından yoksun bir şekilde cezaevinde tutulmasının hukuksuz olduğunu ifade eden Oya Ersoy, “Hastalıklarının yaşamına ağır tehdit oluşturduğundan, tedavi maksadıyla infaz erteleme kararı verilerek, gecikmeksizin serbest bırakılmalıdır. Bizler hak savunucuları olarak hasta tutsakların yaşam hakkını savunacağımızı belirtiyoruz. Her alanda doğruyu haykırmaya devam edeceğiz” dedi.
Atılan sloganlar ardından eylem son buldu.
İZMİR
İHD İzmir Şubesi hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla 2 haftada bir düzenlediği eylemin 303’üncüsünü gerçekleştirdi. Konak’ta bulunan Eski Sümerbank önünde yapılan eylemde, “Hasta mahpuslar ölüyor susma, suça ortak olma” pankartı açıldı. Çok sayıda kişinin katıldığı eylemde bu hafta Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi'ndeki hasta tutsak Besra Erol’un sağlık durumuna dikkat çekildi.
İHD İzmir Şubesi Yöneticisi Ahmet Çiçek, Besra Erol’un bel fıtığı, siyatik, yüksek tansiyon, yüksek göz tansiyonu ve bel fıtığı hastalıklarının olduğunu belirterek, “Suruç Katliamı’nda yaşamını yitiren oğlu Evrim Deniz Erol’un mezarı başında, yüreğinin yangınıyla yaptığı konuşma nedeniyle örgüt üyesi olmakla suçlanarak 7 yıl 5 ay hapis cezasına çaptırılan Besra Erol’un rahatsızlıkları nedeniyle sürekli hastaneye gidip gelmesi gerekmekte ancak sevkler sırasında yaşanan sorunlar ve hapishane koşulları nedeniyle rahatsızlıkları daha da artmaktadır” dedi.
Açıklama alkışlarla son buldu.
ANKARA
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi üyeleri, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için eylemlerinin 537’inci haftasında bir kez daha Sakarya Caddesi’nde bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi. Eylemde İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube Eşbaşkanı Ömer Faruk Yazmacı açıklamayı okudu.
Yazmacı, 2024 yılı içinde tespit edebildikleri kadarıyla en az 32 tutuklunun hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirdiğini söyledi. Yazmacı, bu haftaki eylemlerinde; Adana Suluca Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan 57 yaşındaki ağır hasta tutsak Fevzi Arslan’ın durumunu aktardı.
BEYİN ERİMESİ YAŞIYOR
Yazmacı, ağır hasta tutsak Fevzi Aslan’ın durumuna ilişkin şu bilgileri paylaştı: “2018 yılında tutuklanan Arslan, 15 gün Urfa TEM şubesinden ağır işkencelere maruz kalmış, işkencelerden kaynaklı bayılan Fevzi Arslan, öldü sanılıp morga konulmuştur. Tutuklandıktan sonra Urfa 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi’ne konulmuştur. 2018 yılında uygulanan elektrikli işkenceden dolayı beyin kanaması meydana gelmiş, pıhtılaşma oluşmuş, zamanında müdahale edilmediğinden iltihap meydana gelmiştir. ATK raporunda işkenceler tespit edilmesine rağmen tedavisi yapılmayan ve çok şiddetli baş ağrıları yaşayan Arslan için çekilen beyin MR sonuçları dikkate alınmamış ve tahliller, muayeneler düzgün yapılmamıştır. Durumunun gittikçe kötüleşmesiyle, ailesi tarafından beyin MR sonuçları özel doktorlara gösterilmiş ve verilen bilgiye göre; beyninde meydana gelen tahribattan ve iltihaptan kaynaklı olarak beyin erimesi yaşamaktadır.
DURUMU AĞIR VE TEK BAŞINA TUTULUYOR
Durumu ağır olmasına rağmen tek başına tutuluyor. Yoğun baş ağrıları çekiyor, başından bacaklarına kadar uyuşmalar meydana geliyor. Çeşitli zamanlarda baygınlık geçiriyor ve baygınlık geçirdiğinde müdahale imkanı da olmuyor. İlaçları kullanması gerekmesine rağmen kullanıp kullanmadığını bilemediği zamanlar oluyor. İlacını almıyor, yapması gerekenleri unutuyor, aç olduğunu bilmiyor, ailesini tanımada güçlük çekiyor. Son görüş esnasında kendi kızını tanıyamamıştır. Yine doktorların verdiği bilgiye göre tahliye olmadığı ve tedavisi uygun koşullarda yapılmadığı takdirde bu şekilde sadece iki yıl yaşayabilecektir.
TEDAVİSİ YAPILMIYOR
Urfa’dan yaklaşık 7 ay önce Adana Suluca Yüksek Güvenlikli Hapishanesine sürgün edilen Fevzi Arslan’ın bu ağır hastalığının yanı sıra karın fıtığı da var, tedavisi de yapılmamıştır. Korsenin faydası artık kalmamış ve acilen ameliyat olması gerekmektedir. Ayaklarındaki çatlama nedeniyle bundan kaynaklı günün 24 saati ağrı çekiyor. İşkenceler sonucunda bedeninde ağır ve kalıcı hasarlar meydana gelmiştir. Aralık ayında iki defa hücresinde sinir krizi geçirmiştir. 6 ayda bir MR çekilmesi gerekçesine rağmen çekilmiyor. Hapishanede devam eden ağız içi arama ve onur kırıcı aramalardan kaynaklı olarak tetkik ve tedavileri aksıyor.”
Arslan’ın yaşamının risk altında olduğunu belirten Yazmacı, acil olarak tahliyesinin sağlanmasını talep etti.