İSTANBUL - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması ve “umut hakkı” kararının uygulanmasını isteyen ÖHD'li avukat Ömer Taş, "Bir barış umudu varsa bu noktada şeffaf adımlar atılmalı" dedi.
Kürt sorununa dair yaşanan son tartışmalarla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin PKK Lideri Abdullah Öcalan hakkında “umut hakkı”nın ihlaline dair verdiği kararın Türkiye tarafından uygulanıp uygulanmayacağı yeniden tartışmaya başlandı. Türkiye'nin adım atması nedeniyle Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin gündemine taşınan kararın uygulanmasını isteyen Özgürlük İçin Hukukçular Derneği üyesi Avukat Ömer Taş, İmralı'da hukukun işletilmesini istedi.
'ÖNCE İMRALI'DAKİ TECRİT KALDIRILMALI'
Son dönemde yaşanan tartışmalara değinen Taş, "Bir süreç başlatılmak isteniyorsa, ilk önce tecridin kalkması ve İmralı'ya Anayasa'nın uygulanması gerekir. Zaten İmralı'da hukukun olmadığını devlet kendi ağzıyla itiraf etti" dedi.
'BARIŞ UMUDU VARSA ŞEFFAF ADIMLAR ATILMALI'
ÖHD'li avukat Ömer Taş
Abdullah Öcalan'a uygulanan tecrit sisteminin Türkiye'nin tümüne sirayet ettiğini ifade eden Taş, "Tecrit yoktur, şeklinde karar veren hakim ve savcı da tecrit altında. Tecrit, İmralı'da başladı, ülkenin tamamına sirayet etmiş bir durumda ve varlığını sürdürmekte. Devletin bu noktada ciddi bir özeleştiri vermesi gerekiyor. Artık herkes İmralı'daki tecridin varlığını kabul etmeli. Sayın Öcalan, aile ve avukatlarıyla görüştürülmeli. İktidar bu hususta ciddi adımlar atmalı ve şeffaflığını korumalı. Bir barış umudu varsa bu noktada şeffaf adımlar atılmalı" diye konuştu.
'UMUT HAKKI PAZARLIK KONUSU YAPILAMAZ'
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde "şartlı salıverilme imkanı olmaksızın ömür boyu hapis cezasının" işkence ve kötü muamele olarak tanımlandığını, bu durumun "umut hakkı ihlali" olarak nitelendirildiğini ifade eden Taş, " ‘Umut hakkı’ aynı zamanda mutlak bir haktır. Bu noktada pazarlık söz konusu olamaz. Herhangi bir şarta da tabi tutulamaz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de hukukun uygulanmasında ikili bir yaklaşım olduğunu ifade eden Taş, adli hükümlülerde ömür boyu hapis cezasının, infaz süresinin süre sınırlamasına tabi olduğuna işaret ederek, "Dolayısıyla burada hukuki yargı ikili bir ayrıma gitmiş. Ağırlaştırılmış müebbet alan siyasi bir tutsak ise salıvermiyor. Ancak diğerlerini salıveriyor. Bu noktada ikircikli bir anlayış var, maalesef. Normal dosyalara bakış açısı farklıdır, siyasi dosyalara bakış açısı farklıdır. Türkiye maalesef insan hakları konusunda yeterli düzeyde bir profil çizemedi hiçbir zaman" şeklinde konuştu.
'HERKES ÜZERİNE DÜŞEN SORUMLULUĞU ALSIN'
PKK Lideri Abdullah Öcalan'la yapılan görüşme ve sürdürülen tartışmalara değinen Taş, "Doğruyu söylemekten hiçbir zaman çekinmesinler. Bir söz vardır 'Karanlığın en yoğun olduğu zaman, şafağın en yakın olduğu zamandır.' Bu yönüyle herkes üzerine düşen sorumluluğu almalı. Bu noktada daha fazla ses çıkarmalı. 'Barış yakındır' diyebilmek için aynı zamanda emek de vermek lazım. Sadece bekleyerek olacak iş değil. Bu noktada herkesin üzerine düşen sorumluluğu alması gerektiğini düşünüyorum" diye belirtti.
MA / Ferhat Sezgin