HABER MERKEZİ - İmralı tecridinin Abdullah Öcalan'ın fikirleri nedeni ve Kürt halkının direnişiyle kırıldığını dile getiren Mexmurlular, Kürt sorununda çözümün ancak Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüyle mümkün olacağını ifade etti.
Kürt sorunu bağlamında yürütülen tartışmalar kapsamında İmralı Cezaevi'nde ağır tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan, 23 Ekim 2024'te yeğeni Ömer Öcalan'la, 28 Aralık'ta ise Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan görüştü. Abdullah Öcalan'la görüşen DEM Parti İmralı Heyeti'yle, Öcalan'ın görüşlerini yansıtan 7 maddelik bir mesajı kamuoyuyla paylaştı. Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılarak fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle Maxmur Mülteci Kampı'nda bir buçuk yıl önce başlatılan ve devam ettirilen nöbetin katılımcıları, Öcalan'ın mesajlarının "barışın yolunu açabileceğini" dile getirdi.
'HERKES BU SÜRECE KATILMALI'
Öcalan'ın mesajının "barış perspektifi" olduğunu söyleyen Sadık Heştanî, yapılan eylemlerin devleti görüşmeye mecbur bıraktığını ifade ederek, Kürtlerin içinde bulunduğu durumun ise varlık-yokluk süreci odluğunu dile getirdi. Bunun için Kürtlerin bulunduğu tüm alanlarda seslerini yükseltmeleri gerektiğini vurgulayan Heştanî, "Şu anda yürütülen tecrit de Sayın Abdullah Öcalan şahsında Kürt halkı üzerinden yürütülüyor. Her bir Kürt, bu süreci kendi üzerinde kabul ediyor. Bu yüzden bu tecritten rahatsız olan her bir Kürt'ün bu süreci sahiplenmesi ve destek vermesi gerekir. Kürt Halk Önderi ile görüşme bizim için hayırlı bir müjdeydi. Bu görüşme, yerinde bir görüşmeydi. Böylesi bir süreçte, bu görüşmenin olması gerekirdi. Ancak hiç kimse, 'Görüşme oldu, o zaman biz de bırakalım' demesin. Son söz Sayın Abdullah Öcalan'ındır. Ortadoğu'da bir tıkanıklık var. Bizler şuna inanıyoruz ki Sayın Öcalan'ın bu görüşmede verdiği perspektif niteliğindeki mesaj, barışın yolunu açacaktır. Dört parça Kürdistan'ın Sayın Öcalan'a ve bu sürece sahip çıkması gerekir ki bir sonuç alalım. Herkes bu sürecin sonuca ulaşması için büyük adımlar atmalıdır" ifadelerini kullandı.
'BAŞKAN'IN FİKİRLERİ TECRİTİ KIRDI'
Nöbet eylemine katılanlardan Xanê Hilalî, "Çünkü uzun bir süredir bizler başkandan bir haber alamıyorduk. Mezardan çıkmış insanlar gibiyiz, yeniden dirildik. Bizim tek talebimiz bütün dünya devletlerinin el ele vermesidir. Başkan ile yapılan bu görüşmenin barışa, özgürlüğe ve demokrasiye vesile olmasını diliyoruz. Bizler barışı istiyoruz. Başkanımız bırakılsın istiyoruz. Bu tam 26 yıldır cezaevinde, daha ne kadar cezaevinde kalacak? Bizler fiziki özgürlüğünü talep ediyoruz. Bizim varlığımız da, yokluğumuz da başkanımızdır. Bizler hep başkanımızla birlikte olacağız. Her kim ki barışa elini uzatırsa bizler onunla birlikte olacağız. Bugün başkanımız bütün dünya için direniyor, barış istiyor. Yoksullar için ezilenler için ve mazlum halklar için barış istiyor. Bizler başkanımızı fiziki olarak özgür görmediğimiz sürece eylemimizi sürdüreceğiz. Başkanımız bizim duruşumuz, kalbimiz ve aklımızdır. O bizi karanlıktan aydınlığa getirdi. Dönem onun özgürlüğüne kavuşma dönemidir, dönem barışı inşa etme dönemidir" diye konuştu.
Abdullah Öcalan'ı iradesinin tecridi kırdığını söyleyen Xanê Hîlalî, "Onun düşünceleri tecridi kırdı. 4 yıl boyunca bir görüşme yapılmadı. Onun yerinde başka biri olsaydı şimdi aklını yitirmişti. Ancak onun çelikten iradesi, bu tecrit politikasını yerle bir etti" dedi.
'BAŞKAN'A GÜVENİYORUZ'
Herkesin Öcalan'ın verdiği mesaj çerçevesinde mücadele etmesi gerektiğini ifade eden Şiyar Erkendî, "Başkanla yapılan görüşme bizler için anlamlı ve önemlidir. Görüşmeden sonra moralli olduklarını açıkladıkların da biz çok mutlu olduk. Mutluluktan gözüme uyku girmedi. Ancak herkesin bu süreçte çok dikkatli olması gerekir. Ne olacak, nasıl olacak daha belli değil. Ancak bizim başkanımıza güvenimiz sonsuz, o çözer. Başkan, 'Ben çözmeye hazırım' dedi. Bu yüzden de ona güveniyoruz. Biz savaş medyasına baktığımızda kendilerine göre yorumluyorlar. Bazı ırkçı kesimler yanlış yorumlarda bulunuyorlar. Ancak bu süreçler aşılacak. Başkanın başlattığı bu sürece göre bizler yürüyeceğiz. Ancak çok uyanık olmalıyız. Hem güvenlik anlamında hem de yaşam anlamında dikkatli olmalıyız. Burası Ortadoğu, ne zaman ne olacağını kestiremiyoruz. Başkanın belirttiği maddeler önemlidir. Çünkü barış süreci savaş sürecinden daha hassas ve tehlikelidir. Bu yüzden herkes hassas yaklaşmalı. İmralı kapıları tam olarak açılmadan çözüm olmaz. Başkan fiziki özgürlüğüne kavuşmadan çözüm gelmez. Çözümün anahtarı İmralı'da ve bu kapının açılması gerekir. Yapılan bu görüşme kimse istedi diye olmadı, bu görüşme Kürt halkının direnişi sayesinde oldu. Bizler için önemli bir süreç ve bu şekilde sürece yaklaşacağız" şeklinde konuştu.
MA / Zeynep Durgut