Suriye’nin yeniden inşasında referans ‘kadın devrimi’ olmalı

img
İZMİR - Suriye’nin yeniden inşasının kadınların olduğu bir sistemle mümkün olduğunu belirten Jineolojî Akademisi üyesi Elif Kaya, “Kuzey ve Doğu Suriye'deki kadın kazanımlarını yok sayan bir Suriye olamaz. Referans ‘kadın devrimi’ olmalıdır” dedi. 
 
Kapitalist ataerkil sistemin yarattığı savaş, çatışma, ekonomik kriz ve Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme çabaları, kadınlar başta olmak üzere tüm halklara ölüm, şiddet, taciz ve tecavüz ve göç olarak yansıyor. Çatışmaların odağındaki Ortadoğu'dan Avrupa’ya ve ABD'ye kadar kadınlar, kazanımlarına ve haklarına sahip çıkarken, egemenlerin çizdiği sınırları aşarak yeni bir yaşamı kuruyor. Her hakkın büyük mücadeleler sonucunda kazanıldığının farkında olarak tek bir an mücadeleden vazgeçilmiyor.
 
Kuzey ve Doğu Suriye'de yaşanan kadın devrimi, İran ve Rojhilat’tan yükselen "Jin, jiyan, azadi" isyanı ilham kaynağı olurken, dünya kadınları bu slogan etrafında kenetlenerek, egemenlerin dayattığı “kaderi” kabul etmiyor, yeni yüzyılın kadınların yüzyılı olacağını belirtiyor. 
 
Jineolojî Akademisi üyesi Elif Kaya ile Ortadoğu özelinde yürütülen savaşı, yeni dünya dizaynı ve kadınların mücadelesini konuştuk. 
 
Ortadoğu'da bir yandan savaş derinleştirilirken, diğer yandan yeni dizaynlar söz konusu. Yaşananlar neyin sonucu ve neye göre planlanıyor?  
 
Bilindiği gibi 3'üncü Dünya Savaşı, 1991 yılında Körfez krizi ve müdahalesiyle derinleşti. Peyderpey değişik aşamalardan geçip günümüze kadar geldi. Son evresini de ‘Arap Baharı’ (halklar baharı) olarak tanımladığımız 2011 yılında Ortadoğu genelinde gelişen ayaklanma sürecinde gördük. Emperyalist güçler, halkların özgürlük talebine müdahale ederek, Ortadoğu'da kendi çıkarları doğrultusunda bir sistem inşa etmek için savaşı derinleştirdi. Uzun bir dönemdir ulus devlet yapılanması, emperyalist güçlerin kendi çıkarları doğrultusunda geliştirmek istedikleri politikalara yanıt olamıyor. Küresel sermayenin daha rahat yayılabileceği, sınırları daha rahat aşabileceği bir sistem yaratılmak isteniliyor. Burada da özelikle Ortadoğu önemli bir yere sahip. Ortadoğu'nun kadim uygarlık yeri olması, enerji ve su kaynakları, ticaret yollarına sahip olması nedeniyle önem arz ediyor. Emperyalizmin de sömürüsünü geliştirdiği ve derinleştirdiği alanlar oluyor. Bu nedenle Ortadoğu coğrafyası bu dizayn meselelerinin merkezinde yer alıyor.   
 
Yeni dizayn inşasında da bir yandan halkların özgürlük istemi, diğer yandan kapitalist sistemin yaşadığı tıkanıklığı aşmak açısında yön vermeye çalıştığı ve kıyasıya süren bir savaş var. Özelikle son bir yılda Filistin-İsrail Savaşı, 27 Kasım'da Heyet Tehrîr El Şam (HTŞ) öncülüğünde Suriye'nin dizayn edilmesiyle yeni bir döneme girildiğini gösteriyor. Bu yüzden şu an bir yandan emperyalist güçler tarafından dizayn edilmeye çalışılan bir Ortadoğu ve bunun merkezinde Suriye ile Kürdistan var. Ama diğer taraftan da halkların özgürlük istemi ve mücadelesi var. Bu mücadele de kıyasıya sürüyor.  
 
 
 HTŞ öncülüğünde milliyetçi, dinci ve cinsiyetçi bir siyaset hakim kılınmaya çalışılıyor. Esad politikalarından daha geriye düşen bir yönetim tehlikesi mevcut.      
 
 Yaşanan bu gelişmelerden kadınlar ve halklar nasıl etkileniyor? Süreç nasıl bir tehlike barındırıyor?
 
Bu bir emperyalist paylaşım, dizayn ve sömürü savaşıdır. Sömürünün olduğu yerde de en alt tabakada kadınlar oluyor. Tarihsel süreçte de bu böyledir. Sömürünün ilk geliştirildiği alan kadın emeği ve bedeni olmuştur. Bugün de bu durum hala geçerli. Onun için halklar ve kadınlar benzer kaderi yaşıyor. Kadınların kaderini halklar da yaşıyor. Kadını daha çok metalaştıran, nesneleştiren ve yaşamın dışında konumlandıran politikaları bu dönemde de çok belirgin gördük. Suriye özelinde baktığımızda mevcut tabloda hala devam eden bir süreç ve mücadele var. Şu anda HTŞ öncülüğünde milliyetçi, dinci ve cinsiyetçi bir siyaset hakim kılınmaya çalışılıyor. Esad politikalarından daha geriye düşen özelikle kadınların haklarını gasp etme açısından geriye düşen bir yönetim tehlikesi mevcut.      
 
Ortadoğu üzerinden sınırlara müdahalelerin derinleştirildiği bir süreçte Taliban’ın Afganistan’ın başkenti Kâbil’i, HTŞ’nin ise Suriye’nin başkenti Şam’ı ele geçirmesi süreçleri oldukça birbirine benziyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Emperyalistlerin yürüttüğü 3'üncü Dünya Savaşı’nın temel karakterlerinden biri de; direkt savaşa girmek ve taraf olmak yerine yerel güçleri sahaya sürerek, politikaları doğrultusunda bir sonuç elde etmeye çalışmaktır. Emperyalistlerin tek derdi kendi çıkarları. Taliban da HTŞ de aynı zihniyette. Kadınlar konusunda çok katı politikaları olduğunu biliyoruz. Kadınları yok sayan, mülk olarak gören politikaları var. Çünkü ideolojik olarak erkeği ve İslam’ı esas alan bir yaklaşım söz konusudur. Afganistan'da ciddi bir kadın dramı ve kırımı yaşanıyor. İçeriye kapatılmaktan her türlü çalışma ve yasal haktan yoksun bırakılma durumu var. Aynı tehlike şuan Suriye içinde geçerli. Emperyalist medya tarafından HTŞ ve Colani sevimli gösterilerek, 'değişti’ algısı yaratılmaya çalışıldı. Ama bu çok tutmadı. Kaldı ki HTŞ'nin yönetimi ele geçirmesinin hemen ardından kadınlara yönelik ilk pratiklerini gördük. Şeriat kanunlarını esas alarak politikalarını uygulamaya çalışıyorlar. Bir kadının yanında erkek olmadan seyahat edememesinden farklı inançlara örtünmeyi dayatan, kadın dış işleri bakanına yönelik muamelesine kadar... Kadını yok sayıyor. Bu durum tüm dünya tarafından irdelenmesi gereken bir tehlike olarak görülüp mücadele edilmesi gereken bir konudur. 
 
 
Kadınların var olabildiği bir sistemle yeniden inşa mümkündür. Kuzey ve Doğu Suriye'deki kadın kazanımlarını yok sayan bir Suriye olamaz. Anayasanın bu minvalde yapılması kalıcı bir barışı sağlar.
 
Suriye’nin yeniden inşası nasıl mümkün, referans olarak ne alınmalıdır? 
 
Suriye'de yaşayan kadınlar inşanın nasıl olması gerektiğini ortaya koyuyor. HTŞ yönetime geldiğinden bu yana kadınlar her yerde sözünü söyledi. Bu çok değerli. Kadınlar ‘bizi koruyun’ demediler. Anayasa yapımında, barış görüşmelerinde yer almak istediklerini ifade ettiler. 60 yıllık Esad yönetimi ve 11 yıldır yürütülen savaşta özelikle kadınlara yönelik işlenen savaş suçları var. Bunların araştırılmasını istediler. Kadınların var olabildiği bir sistemle yeniden inşa mümkündür. Kuzey ve Doğu Suriye'deki kadın kazanımlarını yok sayan bir Suriye olamaz. Bu kazanımların yeni sisteme mutlaka dahil edilmesi gerekiyor. Kuzey ve Doğu Suriye'de kadınlar yaşamın her alanında var ve eşit oranda söz sahibi. Kadınlar, sadece kendileri için değil tüm halklar için özgür bir Suriye istiyor. İnşada kadınların yer alıp anayasanın da bu minvalde yapılması bölgede kalıcı bir barışı sağlar. 
 
Kuzey ve Doğu Suriye, halklar ve kadınlar açısından önemli bir deneyim sunuyor. Topluma ön açan bir yerde duruyor. Özsavunması ve örgütlenmesiyle örnek teşkil ediyor. Diğer halklarında bu arayışını çok belirgin bir şekilde gördük. Referans, Kuzey ve Doğu Suriye'deki kadın devrimi olmalıdır.
 
Ortadoğu'da, “Arap Baharı” öncesine baktığımızda kadınlar daha çok “korumaya muhtaç” kesim olarak görülürken, günümüzde geliştirdikleri özsavunmalarıyla dikkat çekiyorlar. Bu değişim nasıl yaratıldı? 
 
Mağduriyet dili egemenlerin yarattığı bir dildir. Sadece kadınlar için değil tüm toplum için bu geçerli. Mağduriyet dilini kullandığın oranda egemenler, kurtarıcı, yardım eden, koruyan, kollayan bir yaklaşım içerisine girer. Bu da toplumun kendisinde direniş gücünü açığa çıkarmasını engeller. Bu dil politik ve ideolojik bir dildir. Toplumu kendine yabancılaştıran bir dil, sömürgeciliğin dilidir. Avrupa merkezli politikalarda da bunu görebiliyoruz. Kadına yaklaşım noktasında da bu öyledir. Daha çok liberal yaklaşımların öne çıktığı politikalardır. Kadınlara yönelik geliştirilen mağduriyet dili de politik, kendi gücüne yabancılaştıran, kurtarıcı bekleyen pozisyona sürükleyen dildir.  ‘Halklar Baharı’ döneminde de öyleydi. Bireysel olarak kadını öne çıkaran, bireyin talebi ve başarı öyküsü olarak sunulan yaklaşımlar vardı. 
 
Oysa Kuzey ve Doğu Suriye örneğinde görüyoruz ki kadınların bireysel başarıdan öte kolektif ve örgütlemeden gelen bir başarısı var. Bireysel arayışlarla başarı elde etmek mümkün değil. Kuzey ve Doğu Suriye'de, kendi rüştünü ispatlayan, sadece kendisi için değil, tüm dünyaya ilham veren bir direniş ve duruş var. Bu duruş, Kürdistan kadın özgürlük hareketinin tarihidir. Yaklaşık 50 yıllık mücadelenin oluşturduğu muazzam zengin bir deneyimdir. 
 
Kuzey ve Doğu Suriye'de açığa çıkan kadın devrimi buradan besleniyor. Gücünü bu deneyimden alıyor. Kendi fikrini oluşturmak, kim olduğuna dair cevaplar oluşturmak, kendi gücünü tanımak, iktidarların yabancılaşma politikasını görüp bunun alternafini ortaya koyma gücüdür. O nedenle bu devrim bu kadar çekici, ‘bitti’ denilen bir çağda ütopyaların mümkün olabildiğini ortaya koyan bir devrimdir. Bu yüzden etkili. Somutlaşan bir pratiktir. Kadının toplumsal yaşamda eşit ve özgür temelde kurumsallaştırdığı bir sistemin nasıl direngen olabileceğini, mağduriyete ve sömürüye karşı durabileceğini ortaya koyan bir sistemdir. O nedenle sadece Ortadoğu'da değil, dünyada da halklar ve kadınlar Rojava devriminden ilham alıyor.
 
 
Kuzey ve Doğu Suriye'deki kadınların duruşu egemenler için korku yaratan bir noktadadır. Çünkü kadınların özgür olduğu bir toplumsallıkta sömürünün imkan ve olanakları yoktur. 
 
Buradan devam etmek istiyorum. Kuzey ve Doğu Suriye'de kadınların yükselttiği özgürlük mücadelesi egemenleri korkutuyor mu? 
 
Elbette ki bir korku yaratıyor. Ancak bu korkunun tarihsel sürecinden günümüze etkilerine dikkat çekmek istiyorum. Sadece Kürt kadınların değil, feminist kadın hareketinin mücadelesi de sistemi köklü değişime zorlayan bir noktada. Feminist hareket 1970'lerde sistemde ciddi sarsıntılara neden oldu. O dönem 3 temel hareket vardı. Ekolojik, feminist ve anarşist hareket, sistemi sarsan hareketlerdi. En etkili olan ise kadın hareketiydi. Sistem, bu değişim gücünü ilk başta görmezden geldi, sonrada itibarsızlaştırmaya çalıştı. Hala da feminizm birçok yerde küfür olarak algılanır. Oysa feminist olmak, kadın bilincinde olmak demektir. Ama onu itibarsızlaştırarak yok etmeye çalıştılar. Egemenler, feminist hareket üzerinden böyle bir politika izledi. Feminist hareket buradan ciddi bir güç kaybına uğradı. Güç kaybında bu politikaların ciddi payı ve katkısı var.  
 
Şimdi Kuzey ve Doğu Suriye açısından da durum böyle. Emperyal sistemler kadın devrimini kabul etmek istemezler. Çünkü kadınların özgür olduğu bir toplumsallıkta sömürünün imkan ve olanakları yoktur. Bu nedenle mutlaka engeller oluşturulur. Toplumun özgür olduğu bir yerde sömürü sisteminden bahsedemezsiniz. Kobanê döneminde özelikle savunma alanında ispatı, kendi varlığı ve toprağına yönelik işgal hareketine yönelik duruşu dünya kamuoyunda ciddi bir umut yarattı. Yanı sıra bunu görmezden gelen yaklaşımlarda oldu. Hala Kuzey ve Doğu Suriye'nin yönetimi bir irade olarak referans alınmıyor. Esas alınan güç QSD savunma gücüdür. Bir halkın temsili değildir. İradeyi, sistemi esas alma onun arkasındaki özgürlükçü yaklaşımı esas alma yerine sadece bir savunma gücünü ele alma o tarzda muamele gösterme durumu var. Egemenlikçi sistemlerin doğası gereği bu böyledir. Bunlar mücadele gerekçesidir. Kuzey ve Doğu Suriye'deki kadınların duruşu da bu anlamda son derece değerli ve egemenler için korku yaratan bir noktadadır.
 
Yoğunlukta Ortadoğu ve Kürt kadınların mücadelesine dikkat çektik. Ancak dünya kadınlarının da, yeni dünya dizaynına karşı önemli itiraz ve direnişleri söz konusu. Dünya kadınlarının bu dönemdeki mücadelesine dair neler söylemek istersiniz? 
 
Elbette ki dünya genelinde ciddi bir kadın direnişi var. 3'üncü Dünya Savaşı sadece Ortadoğu merkezinde yaşanmıyor. Bu savaş dünyanın her yerinde var. 20'nci yüzyılın ilk çeyreği kadınların her alanda geliştirdiği isyanlar, hareketler ve değişim istemiyle damgasını vuran bir çeyrek yüzyıl oldu. Bu anlamıyla bir yandan manipülasyon bir yandan mağduriyette zorlanan politikalar varken, diğer yandan kadınların dünyanın dört bir yandan dayanışmayı örgütleyip, mücadele deneyimlerini geliştiren süreçler olduğunu görüyoruz. 
 
Şili'deki Las Tesis dansı çok önemliydi. Dünyanın her yerine yansıyan bu dansın en belirgin yanı 'Gözüm kapalı da olsa biliyorum; bu tacizi, tecavüzü yapan devlettir' diyor. Bu da kadınların yaşadığı şiddet ve ayrımcı politikaların kaynağını deşifre etmek açısından önemliydi. Pek çok hareket var. En belirgin en damgasını vuran ise 2022'de İran'da ‘Jin, jiyan, azadî’ eylemselliğiydi. Bunlar egemenlerin savaşları karşısında kadınlar cephesinden geliştirilen ve özgürlük talep eden, sadece bir merkezden örgütlenmeyen, ortak istemler etrafında örgütlenen devasa hareketlerdir. 'Jin, jiyan, azadî'nin gerçekten böyle bir etkisi var. Kısa bir süre önce Hindistan'da katledilen genç bir doktor için bu slogan etrafında eylemler oldu. Burada kadınların bir deneyimlerini paylaşma ihtiyacı ve dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar kadın olmaktan kaynaklanan ayrımcı politikaların tespit edildiğini görüyoruz. Bunun için dayanışma ağları, eylemler yapılıyor. Dünya kadınları tarafından da böyle güçlü bir karşı koyuş var. 
 
 
Müdahale olmadan değişim mümkün değil. Kadınlar tarafından sistemi kökten değişime zorlayan radikal bir müdahale var. Çünkü kadının başkaldırması köklü bir değişimi de şart kılıyor.
 
3'üncü Dünya Savaşı’nın yürütüldüğü günümüzde "Jin, jiyan, azadî" felsefesinin dünya kadınları tarafından sahiplenilmesini erkek egemen sisteme karşı bir cephe ya da müdahale olduğunu söyleyebilir miyiz?
 
Kuşkusuz bir müdahale var. Müdahale olmadan değişim mümkün değil. Hesaplaşma ‘öç alma’ gibi algılanıyor. Belki içinde hesaplaşmada vardır ama hesaplaşmanın ötesinde bir şey var. İyileştirmeye dönük bir yaklaşım var. Sadece bir şeyi mahkum etmek yok. Nasıl olacağına dair yol ve yöntemlerle ortaya konuluyor. Örneğin; Reber Apo, kadın ve erkek arasında bozulan ilişkilerin tüm kötülüklerin kaynağı olduğunu söylüyor. Bu çok önemli bir tespit. 'Bütün kötülükler bu dengenin bozulmasından açığa çıkmıştır' diyor. İktidar, hiyerarşi, sömürü ve şiddet gibi bildiğimiz tüm kötülüklerin kaynağı buradan toplum ve halklar üzerine yayılıyor. O nedenle kadınlardan yana geliştirilen böyle bir itiraz aynı zamanda bozulan dengeyi yeniden onarma amaçlıdır.
 
Toplum büyük oranda ataerkil sistemin kültürüyle, zihniyetiyle ve kurumsallaşmasıyla vücut buluyor. O nedenle toplumun tümünü reddedemeyiz. Toplumsallığa ait demokratik değerleri tutup, bunun karşısında iktidarı, şiddeti üreten, dengenin bozulmasına yol açan etkenleri ortadan kaldırmamız gerekiyor. Böyle ele aldığımızda bu, ciddi ve radikal bir müdahaleyi gerektiriyor. O nedenle evet kadınlar tarafından sistemi kökten değişime zorlayan radikal bir müdahale var. Çünkü sistemin en altında sömürge olan kadındır, kadının başkaldırması köklü bir değişimi de şart kılıyor. Feminist hareket, kadınla sınırlı kalıp kadın özgürlüğünü esas alarak sistemi değiştirebileceğini düşündü. Ama Kürt kadın hareketi burada biraz daha farklı bir yerde duruyor. Yani kadının özgürleşmesi kadar erkeğin özgürleşmesi sorunu da var. Özellikle ‘erkeği öldürmek’ konsepti bu anlamda kadın özgürlüğünü tamamlayan bir konsepttir. Bu anlamıyla bütüncül bir yaklaşımla konuyu ele alıyoruz. Bu da müdahalenin radikal olmasını ve toplumsal değişim-dönüşümü beraberinde getiren bir yaklaşımdır. 
 
Son olarak yeni yüz yılın kadınların yüzyılı olması için ne yapılması gerekiyor? Kadınlara mesajınız nedir?
 
Bu yüz yılda dünya genelinde kadınlardan yana güçlü itiraz ve arayışlar var. 21'inci yüzyılın kadın yüzyılı olmasının en önemli etkenlerinden biri her kadının bulunduğu yerde mücadeleyi geliştirmesidir. Bu noktada örgütlenmek çok önemli. Kuzey ve Doğu Suriye'deki kadınların HTŞ karşısındaki güçlü duruşlarının kaynağında örgütlülüğü, ideolojik bilinci ve savunma gücü var. Eğer savunma gücün yoksa sistem çok rahatlıkla seni kurban olarak sunabiliyor. Bu nedenle özsavunma çok önemli. Bu anlamıyla önümüzdeki dönem açısından en önemli şeylerden birisi dünyanın neresinde olursa olsun kadınların deneyimlerini paylaşabileceği, dayanışabileceği ağlar oluşturarak, özsavunmasını güçlendirmesidir. Bunu sağlayabildiğimiz oranda 21'inci yüzyılı kadın yüzyılı yapabilme şansımız olacak.  21'inci yüzyılın ilk çeyreği bu umudu hepimize verdi. Kadınların güçlü itirazlarını, sınırları aşan buluşmaları görebildik. Bunlar önümüzdeki yıllarda da güçlenerek devam edecek. Umudum ve çağrım bu yönde. 
 
MA / Semra Turan 

Diğer başlıklar

26/11/2025
23:58 Maxmûr gençlerinden 47. yıla özel koreografili kutlama
23:39 Muğla’da tavuktan zehirlenen kardeşlerden biri hayatını kaybetti
23:32 Gençlerden havai fişekli kutlama
23:29 Beyaz Saray yakınında 2 asker vuruldu
23:01 Savunma Bakanı’na tepki: Askeri hatlar ve yollar neden yapılıyor?
22:14 Hakan Tosun anıldı: Kamerası hala kayıtta
21:11 Anatolia’da kadınlar için film ve müzik etkinliği
21:02 Gümüşhane’de kadına bıçaklı saldırı
20:55 10 yaşındaki çocuğa tecavüz eden fail tutuklandı
20:21 Bozdağ: Savunmaya ayrılan bütçe ekonomiye büyük yük getirecek
20:09 Çevlîg’de 120 öğrenci hastaneye kaldırıldı
19:43 MGK’den 7 maddelik bildiri
19:38 DEM Partili Tanhan: İç barış için sınırlardaki mayınlar temizlenmeli
19:26 Böcek Ailesi’nin otopsi raporu tamamlandı
19:23 İsrail, Batı Şeria’da 32 kişiyi gözaltına aldı
19:20 İşçilerin direnişi 120’nci gününde
19:16 KHK eyleminde adalet talebi
18:50 Uluslararası örgütlere çağrı: Alevi katliamını durdurun
18:48 Gine Bissau’da askeri darbe
18:44 Keskin Bayındır İzmir'de aileleri ziyaret etti
18:38 Komisyon 1 Aralık'ta toplanıyor: İmralı tutanakları okunacak
18:25 Hong Kong’da yangın: 36 kişi yaşamını yitirdi
18:16 ÖHD Mersin: Kadınların yaşadığı baskılara ses yükseltiyoruz
18:11 Uşak’ta iş cinayeti
18:07 BM Güvenlik Konseyi Suriye ve Lübnan’a gidecek
17:59 İdlib kırsalında patlama: 5 kişi hayatını kaybetti
17:07 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Türkiye, Suriye’deki Alevi katliamına karşı harekete geçmeli
16:44 MSD’den Alevi katliamlarına tepki
16:42 İlham Ahmed: Çözüm konusunda kararlıyız
16:39 PKK’lilerin taziyesine ziyaret: Demokratik barış istiyoruz
16:19 Amedspor 4'üncü store mağazasını açtı
16:18 Çandar: Türkiye Suriye politikasındaki alışkanlıklarından vazgeçmeli
Oluç: Özerk Yönetim ile Türkiye arasındaki sınır kapıları açılmalı
15:51 Amed’de öğrenciler Tahir Elçi’yi andı
15:05 Alevi derneklerinden Şam’a bağlı güçlerin saldırısına tepki
14:21 TİP: İmralı tutanakları kamuoyuyla paylaşılsın
14:18 Altaylı’ya 4 yıl 2 ay ceza verildi
13:40 Başûrlu gençlerden Abdullah Öcalan ile görüşme başvurusu
13:01 31 yıl sonra tahliye edilen Edemen yaşamını yitirdi
12:51 Peyas'ta 'Direnişçi Kadınlar Heykeli' açılışı
12:36 İranlı Sosyolog: Abdullah Öcalan'ın çağrısı Ortadoğu kördüğümünü çözecek
12:35 Aykol'a mektup: Daha yapılacak çok işimiz var heval
11:38 DBP’den Suriye’deki Alevi katliamlarına tepki
11:23 DEM Parti'den süreç kapsamında Avustralya'ya ziyaret
11:12 Aykol'un tedavisi kalp destekleyici ilaçlarla sürüyor
10:35 Özerk Yönetim'den Alevilere dönük saldırılara ilişkin açıklama
10:05 Trump: Ukrayna savaşının sona ermesinde büyük ilerleme sağladık
09:55 DEM Parti, 'süreci' uluslararası konferansla tartışacak
09:53 Alanlara çıkan kadınlar: Şiddete karşı direnmeye devam edeceğiz
09:33 Eskişehir'de hastaneler yetersiz: Sağlık politikasında rant var
09:30 Anne Pertsch: Mülteci kadınlar için her adımda gerçek bir tehlike var
09:29 Ekonomist Döğüş: İktisat siyasetten koparıldı
09:26 'İhlaller sürecin ruhuna ters, tutsaklar serbest bırakılmalı'
09:13 Prof. Alaeddinoğlu: Wan Gölü’ndeki çekilme iklim krizine işaret ediyor
09:09 Abdullah Öcalan: PKK Kürt varlığını kanıtladı, şimdi özgürleştirme zamanı
09:03 Fuhuş ağından ajanlaştırma faaliyeti: Kızılay yardımlarından dinleme cihazı çıktı
09:00 26 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:04 Kadınlardan mücadele ve dayanışma çağrısı
25/11/2025
23:33 Heval Bozdağ'dan Bakan Tunç’a: Kanunlara uymuyorsunuz
22:22 Ukrayna’dan Rusya'nın 4 noktasına saldırı
22:21 İsrail, Filistin’de 2 yılda 33 bin kadını katletti
21:49 Kadına yönelik şiddetin araştırılması önerisine AKP-MHP'den ret
21:44 Ankara'da kadınlar sokakta: Barışın garantisiyiz
21:40 Uluslararası basın heyeti, RTÜK üyesi İpekyüz’le bir araya geldi
21:15 Bayındır'dan partilere çağrı: Demokrasi istiyorsanız sürece destek verin
20:46 Çewlîg'te kadınlar ilk kez gece yürüyüşü düzenledi
20:38 Wan’da kadın yürüyüşü: Rojin için yaşamak ve yaşatmak istiyoruz
20:27 AİHM kararının uygulanmamasına tepki: Yargı siyasi kararı bekliyor
20:21 Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için başlatılan eylem 861'inci gününde
19:54 Yarın yapılması beklenen komisyonun toplantısı ertelendi
19:36 Okulda fenalaşan öğrenci hayatını kaybetti
19:16 Dêrhafîre yapılan saldırıda bir çocuk yaralandı
19:15 Böcek ailesinin ATK Raporu: Fosfin gazı zehirlenmesi
19:13 Binlerce kadın Taksim’den seslendi: Erkek-devlet şiddetine son
19:09 11'inci Yargı Paketi 28 Kasım'da Meclis’e sunulacak
19:02 Irak, Ekim ayında 110 milyon varil petrol ihraç etti
18:27 Nijerya'da açlık krizi derinleşiyor
18:15 Süveyda'da ateşkes ihlal edildi
18:11 Kaplan davasında 9 kişiye gözaltı
18:01 Alpaslan Yüce İYİ Parti'den istifa etti
17:40 BM: İsrail ateşkese rağmen Lübnan’da 127 sivili öldürdü
17:36 'Polis yanlış ev baskınında bir genci öldürdü' iddiası
17:23 Qoser’deki 3 kişinin ölümüne ilişkin detaylar: Silah evde yok, bir kovan kayıp
17:09 Hasta tutsak Yıldırım’ın tahliyesi bir kez daha engellendi
17:02 'Öcalan Kürt ve Türklerin barış içinde yaşaması gerektiğini net bir biçimde ortaya koydu'
16:55 Adalet Bakanı’na çağrı: Siyasi tutsaklar serbest bırakılmalı
16:32 Kadınlar Amed’den haykırdı: Demokratik toplumu kadın özgürlüğüyle inşa edeceğiz
16:18 MKG: Hakikati birlikte savunalım
16:14 Urfa Adliyesi'nde patlama: 1 yaralı
16:04 Şam hükümeti, Lazkiye ve Humus’ta eylemcilere ateş açtı
15:21 Sabrî Tendurek ve Masîro Xabûr için mevlit verildi
14:36 Kadınlar eşitlik temelinde bir yaşam talebiyle alanlarda
14:18 Askerlerden mahalleye maden ablukası
14:13 DEM Parti Eş Genel Başkanı: İmralı tutanaklarının açıklanmasını talep edeceğiz
14:12 'Ses verin'
14:10 Aydın'da JES borusu patladı
13:27 '40 kişilik koğuşta 60 kişi kalıyor'
13:25 BM raporu: Günde 137 kadın ve kız çocuğu yakınları tarafından katlediliyor
12:55 Tülay Hatimoğulları: Kadın cinayetlerinin üstü örtülüyor
12:03 Derya Çağlar'ın taziyesine kitlesel ziyaret
12:02 İBB iddianamesi kabul edildi
11:29 İstiklal Caddesi'nde 25 Kasım ablukası
11:29 Gazeteci Gök hakkındaki adli tedbir kontrolü kaldırılmadı
11:06 Qoser'de bir evde biri çocuk 3 kişi vurulmuş halde bulundu
11:03 Bahçeli: Komisyonun İmralı ziyareti tarihi bir gelişmedir
11:01 Varlığı yarım asır, etkisi bir ömür
10:55 Abdullah Öcalan’dan kadınlara demokratik yaşam için öncülük çağrısı
10:45 Mehmet Öcalan: Görüşme halkla paylaşılmalıdır
10:28 Ajansa Welat bir yılını geride bıraktı
09:42 Hilton'un taşeronundan prim usulsüzlüğü
09:39 EHP Genel Başkanı: Birinci partiyim diyorsanız Kürt meselesine uzak kalamazsınız
09:34 ‘Faile ceza vermemek için uğraşan bir sistem var’
09:24 İstanbul'da bazı vapur seferleri iptal edildi
09:23 Selma Irmak: CHP tarihsel yanlıştan dönmeli
09:21 Licê’deki fuhuş ağını anlattı
09:15 Yazar Çelenk: CHP’nin kararı eski kodlarından kopmadığı anlamına geliyor
09:13 Agirî Belediyesi eşit temsiliyeti birimlere de taşıdı
09:13 Zihinsel engelli raporuna rağmen ağırlaştırılmış müebbet verildi, tekli hücreye konuldu
09:12 Rojin Kabaiş için adalet isteyen kadınlara 'sanal taciz'
09:06 Tutsaklar ve ziyaretçilerine çıplak arama dayatması
09:05 2026'da savaş bütçesi 2.1 trilyon: Daha büyük sosyal sorunlar olacak
09:04 Suriye'de kadınlar saldırılara karşı birlikte güçleniyor
09:03 Uşak ve Manisa'da ekolojik yıkıma karşı mücadele çağrısı
09:00 25 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:34 Pakistan’dan Afganistan’a hava saldırısı: 9 çocuk ve bir kadın yaşamını yitirdi
24/11/2025
23:53 Çiftyürek: Türkiye çölleşiyor, asıl beka sorunu bu
23:36 Şex Xezal’dan Suriyeli yurttaşlara: Mezhepçi söylemlerden uzak durun
23:32 Federe Kürdistan'tan gelen gençlerden Amara'ya ziyaret
23:28 Mêrdîn’de iki ayrı kazada 3 kişi hayatını kaybetti
22:45 Mêrdîn’de şüpheli çocuk ölümü
22:38 George Aslan: Boşaltılan Süryani köylerin taşınmazları gasp ediliyor
22:03 Ahmet Özer'den CHP'ye: Herkes elini taşın altına koymalı
21:53 Mizgin Ertekin'in telefonu incelemeye gönderildi
21:35 Adalet Kaya: Çiftçiler ürünlerini çöpe atıyor
21:20 Komisyon İmralı görüşmesi gündemiyle toplanacak
21:14 ‘Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan artık sürecin resmi muhatabı’
21:01 TJA’dan Sûr'da meşaleli yürüyüş
20:13 Meclis Başkanlığı duyurdu: Heyet İmralı’ya gitmiştir, olumlu sonuçlar alınmıştır
19:14 Kağıthane'de bir kadın katledildi
18:48 Suriye'deki Alevi katliamına karşı uluslararası kurumlara çağrı
18:41 Belçika’da 3 günlük genel grev başladı
18:34 Pakistan’da jandarmaya saldırı: 3 ölü
18:23 Gazze’de mülteci kampında 14 kişinin cenazesine ulaşıldı
18:17 Ortak açıklama: Sarıçam ormanları coğrafyanın nefesidir
18:12 DEVA Partisi’nde 'İmralı’ istifası
18:01 Venezüella’ya uçuşlar durduruldu
17:39 Meclis Komisyonu heyeti İmralı’dan döndü
17:26 Siirt Üniversitesi bölüm başkanı lojmanda ölü bulundu
17:21 AB: Ukrayna barış görüşmelerinde önemli ilerlemeler var
17:17 25 Kasım yürüyüşlerine çağrı: Şiddeti birlikte durduracağız
17:10 DİSKİ: Atıksu Arıtma Tesisi 20 gün içinde tam kapasite devreye girecek