Türkiye ve himayesindeki Suriye Milli Ordusu (SMO) adı verilen paramiliter grupların Tişrîn Barajını hedef alan saldırıları devam ediyor. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin çağrısıyla saldırıların durdurulması ve Suriye Demokratik Güçleri'ni (QSD) sahiplenmek amacıyla 8 Ocak’ta Tişrîn Barajı’nda nöbet başlatıldı. Nöbete rağmen Türkiye ve SMO’nun bölgeye yönelik saldırıları devam etti. Türkiye'ye ait SİHA'lar tarafından bölge 11 kez hedef alındı. 

 

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Sağlık Kurulu’nun verdiği verilere göre, 8 Ocak’tan bu yana Tişrîn Barajı’ndaki halka ve konvoylara yönelik saldırılarda 21 yurttaş katledildi, 203 yurttaş yaralandı.

 

Heyva Sora Kurd yöneticisi Ehmed Îbrahim, Tişrîn'de sivil halkın bir parçası olan sağlık çalışanlarının da pek çok kez işlerini yaptığı sırada hedef alındıklarını ifade etti. Özerk Yönetim'de 14 yıldır bir savaş sürdüğünü belirten Ehmed Îbrahim, "Buradaki halk çok büyük acılar ve zorluklar çekti. Hala çekmeye devam ediyor. Özellikle Türkiye ve ona bağlı çetelerin saldırıları yıllardır devam ediyor. Son süreçte bu saldırıların hedeflerinden biri Tişrîn Barajı oldu. Savaş başladığından bu yana Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nde yaşayan Kürtler, Araplar bu sürece dönük rahatsızlıklarını bizzat dile getirdiler" dedi. 

 

SİVİLLER HEDEF ALINIYOR

 

Halkın saldırıların durması talebiyle Tişrîn’e geldiğini vurgulayan Ehmed Îbrahim, “7’den 70’e yüzlerce insan yönünü Tişrîn’e çevirerek Türkiye ve SMO saldırılarını kabul etmediğini haykırıyor. Ancak görüyoruz ki sivil de olsalar Türk devleti onları hava saldırıları ile hedef alıyor. Onlarca insan şehit düştü, yüzlerce insan yaralandı. Bunu kabul etmek mümkün değil. Saldırılar hala devam ediyor. Bu saldırılarda sağlık çalışanı arkadaşlarımız da hedef alındı. Birlikte çalıştığımız bir arkadaşımız bu saldırılarda şehit düştü” diye konuştu. 

 

İNSAN HAKLARI ÖRGÜTLERİNE ÇAĞRI

 

Öte yandan 3 sağlık çalışanının bu saldırılarda katledildiğini, 3’ünün de yaralandığını kaydeden Ehmed Îbrahim, saldırılarda 5 ambulansın hedef alındığını, bu ambulanslardan 2’sinin tamamen kullanılamaz hale getirildiğini belirtti. Ehmed Îbrahim, şunları söyledi: "Dünya üzerinde her insanın kimliği, konumu fark etmeksizin sağlığa erişim hakkı var. Sivil olsun, asker olsun bütün uluslararası kanunlarda insanın sağlığa erişim hakkı temin edilmiştir. Ancak Türkiye kanun tanımıyor. Ne sivil tanıyor, ne de sağlıkçı. Herkese saldırı düzenliyor. Tüm demokratik ve insan hakları kurumlarına çağrımız bu saldırılara ses çıkarmalarıdır. Bu saldırılar suçtur ve bu konunun üzerinde durulmalıdır.” 

 

MA / Ceylan Şahinli