AMED - Gazetecilik faaliyetleri gerekçesiyle ceza alan Sêrt Belediye Eşbaşkanı Sofya Alağaş, “Bu Kürdün iradesine dönük bir saldırıdır. Dün pes etmedik, bugün pes etmedik, yarın da pes etmeyeceğiz. Bu mahkeme, bu devletin Kürde olan düşmanlığını bir kez daha tescilledi” dedi.
Gazetecilik yaptığı dönemde hakkında açılan davalar dolayısıyla yargılaması süren Sêrt Belediye Eşbaşkanı Sofya Alağaş'ın duruşması Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Eşbaşkan Sofya Alağaş’a “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 6 yıl 3 ay ceza verilmesi Diyarbakır Adliyesi önünde protesto edildi.
‘KOCAMAN BİR YALANIN İÇİNDEYİZ’
Açıklamada konuşan Sofya Alağaş, davanın baştan beri hukuksuz bir dava olduğuna dikkat çekti. Sofya Alağaş, “Bu dava Kürdün gazetecisini, iradesini tanımayan bir davadır. Bu mahkeme, bu devletin Kürde olan düşmanlığını bir kez daha tescilledi. Bu dava hızlandırıldı. Eksik dosyalar, soruşturmalar vardı, birleştirilmesi gereken soruşturmalar vardı. Mahkeme bütün bunlardan vazgeçip, davayı hızlandırıp, kararını verdi. Kürdün gazetecisini tanımayacaksın, yok sayacaksın ama ‘Birlikte bu ülkede yaşayacağız’ diyeceksin. Nasıl olacak bu? Kocaman bir yalanın içerisindeyiz” sözleriyle tepki gösterdi.
‘BU HALK SİZİ İSTEMİYOR’
Halkın iradesinin yok sayıldığını kaydeden Sofya Alağaş, “Seçim yapma. İradeyi yok sayacaksan seçim yapma. Bize oy veren herkes cezalandırıldı bugün. Kimi cezalandırıyorsun? Terbiye mi edeceksiniz? Yüz yıldır terbiye edemediğiniz iradeyi, bugün mü terbiye edeceksiniz? Yüz yıldır, yok ediyorsunuz, tanımıyorsunuz. Olmuyor. Bütün her şeyi deniyorsunuz olmuyor. Varız, var olacağız. Öyle ya da böyle tanıyacaksınız, tanımak zorundasınız. Biz bu ülkede birlikte varız, tanıyacaksınız. Nasıl varlığımızı kabul ettiniz, irademizi de tanıyacaksınız, tanımak zorundayız. Varız ya! 3 defadır deniyorsunuz, olmuyor Bu halk sizi istemiyor” dedi.
‘BU NASIL BİR SAYGISIZLIK?’
Mahkemenin hür iradesiyle karar vermediğine dikkat çeken Sofya Alağaş, talimatla karar verdiğine işaret etti. Sofya Alağaş, “Bu heyetin bir iradesi yok. Onlara da kayyım atanmış durumda. Bu heyete iktidar tepeden kayyım atıyor. Tepeden talimat geldi, mahkeme ‘Baş göz üstüne’ dedi. Çünkü kabul etmese, onu sürgün edecek. Kimse kimseyi kandırmasın. Bu ülkede adalet, hukuk yok. Kürde hiç yok. O kentte insanlar kayyımı gönderebilmek için gece-gündüz çalıştı. O gaspçıları oradan gönderebilmek için insanlar canla başla orada çalıştı. Bu nasıl bir saygısızlık, aymazlık? Kürt halkı sizi istemiyor. Bu tescillidir. Zorla mı? Bu halk size inanmıyor. İstediğiniz kadar dava açın. Kürdün iradesine dönük bir karar olduğunu herkes biliyor. Biz yine çalışacağız, yine mücadele edeceğiz. Kimse bizim, bu partinin, bu halkın pes edeceğini düşünmesin. Bu siyasi bir davaydı. Siyasallaştırılan bir davadır. Akıl tutulmasını yaşıyoruz. Bu Kürdün iradesine dönük bir saldırıdır. Dün pes etmedik, bugün pes etmedik, yarın da pes etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘SİYASİ KARARDIR’
Sêrt Milletvekili Sabahat Erdoağan Sarıtaş, kararın siyasi bir karar olduğuna dikkat çekti. Sabahat Erdoğan Sarıtaş, “Bu karar yukarıdan gelen bir karar, o yüzden siyasi bir karar. Bu dosyayı açan baksa, bu dosyada zerre kadar suç yok. Bu ülkenin gerçekleri söylenmiş o dosyalarda. Bu verilen karar sadece eşbaşkanımıza verilmemiş, bütün Kürtler için verilmiş bir karar. Kardeşlik davası yapalım diyenler, bu kararları önlerine koyup, düşünsünler. Biz Kürt halkı olarak nasıl size inanalım? Naylon dosyalarla, yukarıdan gelen kararlarla tanınmayan Kürtlerdir. Bu düşmanlık hukukudur. Bu kararda bir kere daha gördük ki, bu devletin kurumları devlet tarafından içi boşaltılmış ve çürütülmüş. Bu kararı tanımıyoruz. Kürt halkını tanımayanları da biz tanımıyoruz. Siyasi darbe yapanlar hiçbir zaman bu halka adım attıramadı. Bu hukuksuz kararı tanımıyoruz. Eşbaşkanımız, Sêrt Belediye Eşbaşkanı olduğu için bu karar verildi. Hukuk olsaydı, bu karar çıkmazdı. Bütün hukuksuzluklarına karşı eşbaşkanımız bu kentin eşbaşkanı olmasaydı, hukuk bu kararı vermeyecekti” dedi.
Veysel Ok da, “Belediye eşbaşkanı olmasaydı bu dava böyle sonuçlanmayacaktı” dedi. Kararı gazeteciliğe saldırı olarak tanımlayan Ok, kararın hukuksuz olduğunu söyledi.