COLEMÊRG - Çözüm tartışmalarında iktidarın söylem ve uygulamalarını eleştirerek sürecin şeffaf yürütülmesini isteyen Barış Anneleri, barışın da Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünden geçtiğini ifade etti.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerden çıkan mesajları tartışmak üzere başlattığı "Toplumsal Barış ve Özgürlük Buluşmaları"nın Gever programına katılan Barış Anneleri Meclisi üyeleri, somut adımların atılması gerektiğine vurgu yaptı.
İKTİDARIN TUTUMUNA ELEŞTİRİ
Emine Engüdar, İmralı görüşmelerinin halklara barış getireceğini ve bu görüşmelerin devam ettirilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Bu görüşmeler oldukça önemlidir. Bu görüşmeler kapsamında çeşitli ziyaretler gerçekleştirildi. Bizler ilk adımları attık, adım atma sırası onlarda. Bize güven vermeleri gerekiyor. Çünkü bizler onlara güvenmiyoruz ve bu nedenle temkinli davranmak zorundayız. Önemli sözler kurulmuş ve bizler bu sözlere inanıyoruz. Bir yandan barış söylemleri var diğer yandan da Rojava’ya dönük saldırılar sürüyor. Anneler, çocuklar, tiyatrocular öldürülüyor. Ağızlarından barış kelimesi çıktığı an kayyım atıyorlar. Bu da yetmiyor gazetecileri tutukluyorlar. Bunların hepsini göz önünde bulundurduğumuzda bir güvensizlik ortaya çıkıyor. Bir yandan barış söylemleri atılıyor, diğer yandan da iktidar savaşa devam ediyor. Ülkedeki herkes barış isterken, iktidar hala savaştan yanadır” dedi.
Barışın yolunun PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünden geçtiğine dikkat çeken Emine Engüdar, tecrit kaldırılmadığı sürece barıştan söz edilemeyeceğini söyledi. Emine Engüdar, “Sayın Öcalan ne zaman özgür olursa o zaman tam anlamıyla bir barıştan söz edilebilir. Çünkü barışın sağlayıcısı Öcalan’ın kendisidir. Bütün anneler de barıştan ve özgürlükten yana olsun” diye konuştu.
‘BARIŞIN ANAHTARI ÖNDERİMİZDİR’
Barış Anneleri olarak onca acıya ve kedere rağmen barışı savunduklarını kaydeden Gülbeyaz Mıhçı, bu sürecin iyi değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Gülbeyaz Mıhçı, “Bir süreç başlatmak istediler ama ona rağmen hala savaşta ısrar ediyorlar. Abdullah Öcalan her daim barıştan yanaydı ve her daim barışın anahtarı onun elindeydi. Fakat iktidar her defasında çeşitli oyunlar kurarak barış ortamını bozmaya dönük politikalar izlemiştir. Yıllardır savaşla kendi iktidarlarını sürdürüyorlar. Barışın anahtarı Önderimizdir (Abdullah Öcalan), önderimizin yeri de bellidir. Onurlu bir barış her zaman mümkün olabilir” diye belirtti.
Gülbeyaz Mıhçı, bütün halkların el ele verip bu süreci hızlandırması gerektiğini belirterek, “Şubat ayı bizler için kara bir aydır. Bu ayda gelebilecek herhangi bir barış sesi bizler için önemlidir. Her ne kadar güvenimizi sarsmış olsalar da bu kara Şubat ayı aydınlığa dönüşebilir. Bu nedenle herkesin elini taşın altına koyması gerekir. İktidarın sessiz kalmaması gerekir ve adım atması gerekir. Herkesi barış için atılan adımlara sahip çıkmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘SÜREÇ ŞEFFAF YÜRÜTÜLMELİ’
Saadet Doğma, yapılan görüşmelerden dolayı umutlu olduklarını söyleyerek, “İktidardan da adım bekliyoruz. Bir taraftan barış diyorlar, bir taraftan da soykırıma devam ediyorlar. Onurlu ve güvenilir bir barış istiyoruz. Yıllardır yürütülen bu savaşın son bulması için herkesin elini taşın altına koymalıdır. Bu süreci oyalama ile değil şeffaf bir şekilde yürütmelidirler” diye konuştu.
‘TECRİT KALDIRILSIN’
Gişver Geylani, Abdullah Öcalan’ın felsefesine ve gücüne inandıklarını kaydederek, “Bizler hem halkımıza hem Önderimize inanıyoruz. Bu inançla yıllardır mücadele yürütüyoruz. Somut adımların atılması gerekiyor. İlk önce bu tecridin kaldırılması gerekir” diye belirtti.