İSTANBUL - İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın belediyelere dönük soruşturmasında kriminalize edilmek istenen HDK, "Kongremize suç atfetmek kimsenin ne haddidir ne de üzerine vazifedir" açıklaması yaptı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kentin CHP'li 9 ilçe belediyesine yönelik başlattığı soruşturma kapsamında, 2'si belediye başkan yardımcısı 7'si belediye meclis üyesi ve biri yurttaş olmak üzere 10 kişi hakkında gözaltı kararı verdi. 9 kişi gözaltına alınırken savcılık yaptığı açıklamada, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ile seçimlerde sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin AKP'ye karşı CHP adaylarının desteklenmesi kapsamında oluşturdukları Kent Uzlaşısı'nı hedef aldı. Savcılığın, açıklamada kullandığı, "Kent Uzlaşısı faaliyetinin tüm unsur ve mensuplarıyla deşifre edilmesi için savcılık tarafından HDK Çatı Yapılanmasının İstanbul ilinde faaliyet gösteren mensuplarına ilişkin yürütülen ana soruşturma" ifadelerine HDK'den tepki geldi.
HDK tarafından yapılan yazılı açıklamada, savcılığın "Kent Uzlaşısı" kavramını suç olarak gösterdiği vurgulanarak, "Bir kenti var eden, yaşatan, sosyal dinamikleri kapsayan, gençler, kadınlar, işçiler, emekçiler, farklı inanç grupları, ekolojistler, kısacası barış içinde adil bir yaşam arzusunu içinde barındıran tüm kesimlerin iradesi, 'suçlu yapılarmış' gibi bir algı yaratılmaya çalışılmaktadır. Yargı erkinin, kendi bağımsız karakterini yok sayarak, siyasi iktidarın bekası uğruna halkların iradesini suç kapsamında değerlendiren açıklaması, son derece tehlikeli bir zemin yaratmaktadır. Salt bir seçimde yurttaşlarca sandığa yansıtılan iradenin; hiçbir ceza mevzuatında yer olmayan, evrensel hukuk normları ile bağdaşmayacak şekilde suça evriltilmiş olmasının bizatihi kendisi suçtur" ifadeleri kullanıldı.
'DÜŞMAN CEZA HUKUKU'
Yargının, iktidar tarafından muhalif kesimlere karşı kullanıldığına dikkat çekilen açıklamada, "Birbiri ardında devam eden bu operasyonların, düşman ceza hukukunun açık uygulaması olduğu ve dahi yapılmakta olan her operasyonun siyasi bir netice almaya dönük olduğu sır değildir. Zira iktidar bekasını ancak bu yöntemle koruyabilir olduğunu görmektedir. Son dönemde özellikle İstanbul merkezli olarak yapılan birçok siyasi soykırım operasyonunda HDK delegeliği bir suç unsuru olarak gösterilmiş; salt bu gerekçe ile siyasetçiler, gazeteciler, baro yöneticileri gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Yapılan bu gözaltılar ve tutuklamaların tamamı bir algı operasyonuna işaret edilmekte, aleni bir biçimde Halkların Demokratik Kongresi kriminalize edilmek istenmektedir" denildi.
'MÜCADELEMİZ BÜYÜYECEK'
Barış tartışmalarının yürütüldüğü bir dönemde kuruluş amaçlarından birisi toplumsal barışı sağlamak olan HDK'nin yargı baskısıyla karşı karşıya kalmasının kabul edilemez olduğuna vurgu yapılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: "HDK, Türkiye toplumsallığının tüm renklerini kapsayan siyasi partilerin, ekoloji derneklerinin, yöre derneklerinin, toplumsal mücadele yürüten platformların, kadınların, gençlerin, emekçilerin dahil olduğu yasal ve meşru bir yapılanmadır. Halkların Demokratik Kongresi'nden illegal örgüt çıkarmaya hiç kimsenin gücü yetmez. Halkların dişiye tırnağı ile ördüğü, toplumsal barışın kalıcı olması için bedel ödediği kongremize suç atfetmek kimsenin ne haddidir ne de üzerine vazifedir! Kongre; halkların barış umudunun beslendiği ve korunduğu bir değerdir. Yargı eliyle yürütülen kumpaslarınıza teslim olmadık olmayacağız. Ne yaparsanız yapın, Kongremiz halkların umudu olmaya, mücadelemiz daha da büyümeye devam edecek."