AMED - Abdullah Öcalan’ın çağrısının, karşılıklı iyi niyet adımlarıyla nihayete erebileceğini söyleyen İHD Amed Şube Başkanı Ercan Yılmaz, “Sıra iktidar ve devlette. Parlamentonun da bu noktada sorumluluk alması gerekiyor” dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısına destekler sürüyor. Toplumun büyük bir kesimi tarafından coşkuyla karşılanan çağrıyı değerlendiren, İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi Başkanı Ercan Yılmaz, parlamentonun sorumluluk alması gerektiğini belirtti.
Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim 2024’te Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanlarına uzattığı el sonrasından bugüne kadar yaşanan süreci anımsatan Yılmaz, bu gelişmelerin sonucunda 27 Şubat’ta gelen çağrıyı, Kürt meselesinin demokratik düzlemde tartışılabilmesi açısından olumlu buldukları kaydetti. Yılmaz, “Yıllardır Türkiye’de iktidarlar değişse bile, devletin Kürt meselesinin ‘terörle aynı anda çözülemeyeceği’ yönünde bir argümanı vardı. Sayın Öcalan’ın bu çağrısıyla birlikte, devletin bu argümanı ortadan kalkmış durumda” dedi.
‘KARŞILIKLI ADIMLARLA İLERLEMELİ'
Kürt meselesinin çatışma dışı yollarla çözümü konusunda çok ciddi bir eşikten geçildiğini belirten Yılmaz, aynı zamanda yurttaşlarda, sivil toplum örgütlerinde, insan hakları savunucularında bir tedirginlik olduğunu söyledi. Bu süreçlerin benzerlerini yaşadıklarını hatırlatan Yılmaz, artık sıranın iktidarda ve devlette olduğunu belirtti. Yılmaz atılması gereken adımları şöyle sıraladı: “En başta geçmişle yüzleşmenin sağlanması gerekiyor. 90’lı yıllarda devlete bağlı paramiliter güçler tarafından kaybedilen, faili meçhul cinayete kurban edilen binlerce insan var. Bu insanların akıbetlerinin ortaya çıkması, faillerinin yargılanması gerekiyor. Çünkü geçmişle yüzleşme sağlanmadan sağlıklı bir barışın olması çok mümkün görünmüyor.”
Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklı binlerce siyasetçi, hak savunucusu, gazeteci ve akademisyenin cezaevlerinde olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Sürecin karşılıklı adımlarla, güven verici şekilde ilerlemesi gerekiyor. Başarıya ermesi ancak bu şekilde mümkündür. Şimdi bugünden sonra hükümetin yapacağı açıklamalar, atacağı adımlar bu sürecin ne kadar sağlıklı ilerleyeceğine ortaya koyacak” diye belirtti.
PARLAMENTO SORUMLULUK ALMALI
Parlamentonun sorumluluk alması gerektiğine işaret eden Yılmaz, “Şu an insanlar barış meselesine ilişkin görüş ve fikirlerini ifade etme konusunda rahat değiller. Bu rahatlığı ancak iktidar atacağı adımlarla kendilerine sağlayabilir. Kürt meselesi PKK’nin silahlı mücadeleye başlamasıyla ortaya çıkan bir şey değil, PKK’nin silah bırakmasıyla da sonuçlanacak bir durum değildir. Kürt meselesini ortaya çıkaran inkarcı, retçi cumhuriyet aklından vazgeçilmesi gerekiyor. Anayasa’nın 10’uncu maddesinde belirtilen eşit yurttaşlık temelinde yasal düzenlemeler yapılmalıdır. En büyük kaygılarımızdan biri de başlatılan bu süreç karışında yaşanacak olası provokasyonlardır. Bu tür vakaların yaşanması halinde tarafların soğukkanlılıkla bu süreci götürebilmesi gerekiyor. Süreci sonlandırmak veya diyalog ve müzakere dışındaki yönteme dönmek en son seçenek bile olmamalıdır” diye konuştu.
‘KALICI BARIŞA EVRİLMESİ GEREKİYOR’
Sivil toplum örgütlerinin, baroların, üniversitelerin, ticaret ve sanayi odalarının, iş çevrelerinin üstüne düşen görevler olduğunu belirten Yılmaz, “Bir bütün olarak toplumun bu geniş katmanlı sürecin içerisine dahil edilmesi ve sürecin kalıcı bir barışa evrilmesi gerekiyor. Artık bu süreçten sonra hükümetin güven verici adımlarıyla beraber, toplumun tüm kesimlerinin bu süreci sahiplenmesi gerekiyor. Toplumun bu sürece entegre edilmesi için daha fazla çaba gösterilmesi gerekiyor. İHD olarak bunu yapmaya çalışıyor ve sürecin toplumsallaşmasını sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
MA / Rukiye Payiz Adıgüzel